ASİT YAĞMURLARI Çeşitli kaynaklardan (Fabrikalar,Fosil yakıt kullanan çeşitli sanayi kuruluşları,üretim tesisleri,otomobil egzozları) atmosfere salınan.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Advertisements

GİRİŞ ETKİNLİĞİ Aşağıdaki sorularla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Yağmur niçin yağar? Sıcak havalarda yağmur yağarken, soğuk havalarda kar yağmasının.
OKYANUSLAR. Okyanuslar kıtaları birbirinden ayıran engin, ve açık denizlerdir. Yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini (%70) kaplarlar ve bu alanın yaklaşık.
TÜRKİYENİN İKLİMİ Türkiye'de gerek matematik konumun gerekse özel konumun etkisiyle birden fazla iklim görülür. Ülkemizde dört mevsim belirgin olarak görülür.
Türkiye'nin İklimi Türkiye, genelde Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Ancak bununla beraber, birbirlerinden belirgin farklarla ayrılabilen karasal ve.
ÜNİTE : 7 IŞIK VE SES. IŞIK Işık, cisimleri görmemizi ve etrafın aydınlanmasını sağlayan bir enerji türüdür. Işık yayan cisimlere ışık kaynağı denir.
Entegre Savaş Zararlı ve hastalık etmenlerine karşı kullanılan çeşitli yöntemlerin birbirini tamamlayıcı, ekosistemdeki dengeyi koruyucu şekilde uygulanmaları...
BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle.
SERA KURULUŞUNDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
BETONDA B İ YOLOJ İ K ETK İ LENMELER ve Ç İ ÇEKLENME.
İklim ve İklim Elemanları SICAKLIK. Bilmemiz Gereken … Isı : Cisimlerim potansiyel enerjisidir. Sıcaklık : Isının dışa yansıtılmasıdır.Birimi santigrat.
Pik (Ham) Demir Üretimi
SU HALDEN HALE GİRER. İŞTE YAĞMURUN OLUŞMASI! Yağmurun oluşmasında 2 işlem gerçekleşiyor. Yoğunlaşma ve buharlaşma. Güneş ışığının etkisi ile her gün.
COĞRAFİ KONUM COĞ®AFYA NOTLA®I COĞRAFYA FİZİKİ coğrafya -Doğa olaylarını konu alır. -Klimatoloji-Jeomorfoloji-Biocoğrafya -Matematik coğr. GENEL COĞRAFYA.
DOĞALGAZ NEDİR? Doğalgaz metan, etan, propan gibi hafif moleküler ağırlıklı hidrokarbonlardan oluşan renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır. En önemli.
Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
CANLILARIN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN PALEOCOĞRAFYA ÖZELLİKLERİ
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
İKLİM NEDİR Türkiye,iklim kuşaklarından ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Türkiye’nin coğrafik konumu ve yeryüzünün aldığı şekiller.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ.
Dünyamız belirli katmanlardan oluşmuştur.  Hava küre  Su küre  Yer kabuğu  Ateş küre  Çekirdek.
GÜNEŞ SİSTEMİ VE ÖTESİ: UZAY BİLMECESİ. GÖK CİSİMLERİNİ TANIYALIM Bulutsuz bir gecede gökyüzünü gözlemlediğimizde irili ufaklı pek çok cisim görürüz.
ASİT YAĞMURLARI Mahmut Sait ADALAN Mehmet ÖZBEK Ömer Faruk SARI.
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI. SU HALDEN HALE GİRER İlkbaharda hava sıcaklıkların artması ile yükseklerde bulunan karlar az almaya başlar.Eriyen karlar.
AĞAÇLANDIRMA VE GENÇLEÇTİRME ÇALIŞMALARININ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞE ETKİSİ İsmail KÜÇÜKKAYA Orm. Yük. Müh.
Asitler ve Bazlar. Bu maddelerden ekşi olan ve turnusol kâğıdını kırmızı renge dönüştürenler asit özelliği taşır. Tadı acı olan, kayganlık hissi veren.
ÇEVRE BİLGİSİ Çevre: İnsanı etkileyen ve insanlardan etkilenen dış ortama denir. Çevre koruma: Çevre kirliğini önlemek amacıyla yapılan çalışmalara denir.
MALZEME BİLGİSİ Doç.Dr. Gökhan Gökçe 2. MALZEME YAPISI.
10. METALLERİN VE PETROLÜN MİKROBİYEL YOLLA GERİ KAZANIMI
6. 1. KYOTO PROTOKOLÜ.
Savana(lar) Tropikal yağmur ormanları Tropikal yağmur ormanları Alpin tundrası Tundra Tropikal yağmur ormanları Çöl Çöl.
ÜLKEMİZ VE DÜNYA.
DENİZ ÜZERİNDE YAĞIŞ ÖLÇÜMÜ
YAĞMUR OLUŞUMU.
METEOROLOJİ Hidrometeorlar.
DOĞAL AFETLER.
KARBON DÖNGÜSÜ SU DÖNGÜSÜ AZOT DÖNGÜSÜ
Hayvan refahına uygun koşulların belirlenmesi
DOĞAL VE YAPAY MADDELER
Şişelenmiş Doğal Mineralli Sular ve Kaynak Suları
HALİM GÜNEŞ.
İŞLETME TÜRLERİ BÖLÜM 3.
RADYASYON KİRLİLİĞİ.
BÖLÜM 11 SES. BÖLÜM 11 SES SES DALGALARI Aşağıdaki şeklin (1) ile gösterilen kısmı bir ses dalgasını temsil etmektedir. Dalga ortam boyunca hareket.
YAĞMURUN KARIN OLUŞUMU YERYÜZÜNDE SUYUN UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Erozyon ve Toprak Erozyonunun Oluşumu
MADDENİN DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
Çevre konusunun gelişim süreci asıl olarak 1960'li yıllarda başlamıştır. 1960'lı yıllar bu nedenle bir dönüm noktasıdır. Bu yıllarda çevre sorunları ile.
Su Halden Hale Girer Doğada su halden hale girer.Yeryüzündeki sular birçok hava olayı ile yeryüzüne geri döner.Yeryüzündeki sular Güneş’in etkisiyle buharlaşır.
HİDROJEN ENERJİSİ: Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına varılmış, evrenin en basit ve en çok bulunan elementidir.
MADDENİN AYIRTEDİCİ ÖZELLİKLERİ
HİDROGRAFİ VE OŞİNOGRAFİ (DERS) 2. HAFTA Prof. Dr. Hüseyin TUR
Isı Enerjisi ve Gerekliliği
ELEKTRİK ÜRETİMİNDE DOĞALGAZIN PAYI
BİY 422 BİTKİ EKOLOJİSİ PROF. DR. LATİF KURT
DOĞADA SU DÖNGÜSÜ.
ATMOSFER VE KATMANLARI - HAVA OLAYLARI
Gövde Tatlı patateste gövde ince, uzun ve zayıftır. Bu nedenle kendi başına dik büyüyemez, toprak yüzeyine yayılarak gelişir. Gövde uzunluğu çeşitlere.
Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. A. Nejat EVSAHİBİOĞLU
Türkiye'nin İklimi Türkiye, genelde Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Ancak bununla beraber, birbirlerinden belirgin farklarla ayrılabilen karasal ve.
Canlıların Büyüme ve Yaşamasına Etki Eden Faktörler
PATATES.
DOKU KÜLTÜRÜ VE BİYOTEKNOLOJİ İLE İLGİLİ PROBLEMLER
ÇEVRE SORUNLARI.
FOTOSENTEZ.
Işığın Kırılması.
Sıcaklık Meyve ağaçlarının gelişmesi ve verimliliği sıcaklık ile yakından ilgilidir. Sıcaklığın yüksekliği veya düşüklüğü metabolik olayları farklı şekillerde.
HIYARDA GÖRÜLEN BESİN ELEMENT NOKSANLIĞI
FEN BİLİMLERİ-6 5.ÜNİTE SES VE ÖZELLİKLERİ 3.Sesin Sürati HALİM GÜNEŞ.
Sunum transkripti:

ASİT YAĞMURLARI Çeşitli kaynaklardan (Fabrikalar,Fosil yakıt kullanan çeşitli sanayi kuruluşları,üretim tesisleri,otomobil egzozları) atmosfere salınan KÜKÜRT ve AZOT bileşenleri (Kükürt dioksit,Azot Oksitler)ve Hidrokarbonlar atmosfer nemiyle birleşerek asite dönüşüp ASİT YAĞMURU şeklinde yeryüzüne düşmektedir. Normal yağmur suyunun pH’sı 6 civarında olmasına karşın günümüzde yağmurların pH’sı 4’e kadar düşmektedir. pH’nın 6’dan 5’e düşmesi 10 kat,6 dan 4’e düşmesi ise asiditeyi 100 kat artırmaktadır.

Endüstriyel bölgelerden atmosfere verilen ve asit yağmurunu oluşturacak olan kükürt dioksit ve azot oksit emisyonlarının bir kısmı atmosferdeki partikül ve dumana yapışarak yer yüzeyine inip toprakta birikir,buna KURU DEPOLAMA denir. Bu olay emisyon kaynağının çok yakınında olabileceği gibi çok uzağında da olabilir. Rüzgar asit reaksiyonlu parçacıkları taşır ve bunlar da değişik yüzeylerde (Bitkiler, binalar, arabalar vs) birikirler.

.Kükürt dioksit ve Azot oksitler uzun süre havada kalırlar ve çoğunlukla okside olarak NİTRİK ASİT ve SÜLFİRİK ASİT şekline dönüşürler. Bu asit partikülleri bulutları oluşturan atmosfer neminde ve yağmur damlalarında çözünür ve ASİT YAĞMURU halinde toprağa döner. Çözünmüş asitler sülfat iyonu (SO4),Nitrat iyonu (NO3) ve H iyonu içerirler. Bu iyonlar yağmur yağdığı zaman ISLAK DEPOLAMA’yı meydana getirir.

Yağışlar esnasında daha önceden birikmiş olan daha asit reaksiyonlu parçacıklar yağışla yıkanarak yeni bir karışım oluştururlar ve bu karışım çok daha asit reaksiyonlu bir yapıya sahip olabilir. Kuru birikme ile asit yağışlarının birlikte meydana gelmesi ASİT BİRİKİMLERİ olarak adlandırılır.

Katı,sıvı ve gaz halindeki çeşitli kirleticiler hava hareketleriyle uzun mesafelere taşınabilme niteliğindedir. Hakim rüzgar hızı ve yönü, nispi nem, güneş radyasyonu, yağışlar, jeomorfolojik şartlar ve baca yüksekliği kirleticilerin emisyon kaynağı çevresine yayılışını etkiler. Atmosfer koşullarına göre emisyon kaynağından km’lerce uzağa taşınabilen kükürt ve azot oksitler buralarda asit yağmurlarına neden olurlar.

Atmosferdeki Sülfür ve nitrojen bileşikleri eğer asit şeklinde okside olurlarsa havada kalma süreleri daha fazla olmaktadır.Bu da önemli oranda kirletici miktarının rüzgarla emisyon kaynağından yüzlerce km. uzağa taşınması anlamına gelmektedir. Eğer rüzgar yönü değişirse kirletici maddeler birçok farklı alana yayılır. Kuzey Avrupa da sık esen rüzgarlar güneybatıdan kuzeydoğuya doğrudur ve büyük bir olasılıkla da kirleticiler kuzeydoğu istikametinde taşınmaktadır.

Karalara düşen asit yağmurlarının bir kısmı buharlaşırken, bir kısmı süzülerek yer altı sularına karışırlar. Eğer zemin asitli ise Ör; Çam ormanlarında olduğu gibi,topraktaki su daha asidik olur.

Eğer zemin kireç bakımından zenginse değişime uğrayarak su nötralize olur. Yılın belli kısmında su topraktan yıkanır,yani asit aşağı tabakalara taşınır. Böylece su kaynakları ve göllere nötralize olmamış asitli su akmaya başlar. Sucul ortamlarda asidite bu şekilde oluştuğu gibi, doğrudan doğruya asit yağmurları da düşebilir.

Kükürt ve azot oksitler çevreye doğrudan veya dolaylı olarak etki ederler. Doğrudan etkileri bölgesel,dolaylı etkileri ise hem bölgesel hemde daha geniştir. Doğrudan etki emisyon kaynağından uzaklaştıkça azalır.

Asit yağmurlarının bazı dolaylı etkileri ; -Su da H iyonu konsantrasyonu arttığında sudaki organizmalar etkilenir ve toksik ağır metaller topraktan süzülerek döngüye katılır. -Balıklar H iyonundan dolayı fazla miktarda ağır metal içermektedirler. -Toprakta da kimyasal ve biyolojik yapı H iyonu tarafından değiştirileceğinden bitkiler doğrudan etkilenmiş olur. -İçmek suretiyle insanlar etkilenmektedirler,

Asit yağmurları için,çevre etkilerinden biriside bölgelerin jeolojik yapısıdır. İskandinav ülkeleri ve Kuzey Amerika çok fazla miktarda kalkerli kayalara sahip değildir.Bundan dolayı asitler nötralize edilememektedir. Avrupa dan gelen asit yağmuru Türkiye de Trakya ve Karadeniz bölgelerini etkilemektedir. Doğu Karadeniz hariç çoğu bölgelerimizin kalkerli olmasından dolayı asit nötralize edilebilmektedir.

Asit yağmurları bitkilerde ibre ve yaprakların sarıdan kahverengiye kadar renk değiştirmesine, aşırı ibre ve yaprak dökümüne, ağaç tacında ibre ve yaprakların erken dökülmesine sebep olmaktadır. İbreli türlerde ibreler saçak halinde kendi etrafında dönerek başağı halde kururlar ve gövdelerinde kabuk kopmaları meydana gelir.

Asit yağmurlarının insan üzerinde de dolaylı ve dolaysız etkileri mevcuttur. Asit yağmurları ulusal olmaktan çok uluslararası bir özellik taşır. Bu nedenle hem ulusal hem de uluslar arası tedbir alınması gerekmektedir. Kalp, akciğer ve üst solunum yolları hastalıkları S ve N bileşikleri atmosferde arttığında, artmaktadır

Asit yağmurları yanında,dünyada sülfürik asit tesislerinden ötürü yaşanan en büyük sorun bu tesislerin bacalarından asit sisi (acid mist) yayılmasıdır. Asit sisi 2-7 mikron boyutlu damlacıklardan oluşur. Bu damlacıklar o kadar küçüktür ki, havada çok uzun sürelerle asılı kalabilir ve en zayıf hava hareketleri ile bile çok uzaklara yayılabilir.

Bu damlacıklar kendi başlarına yayıldıkları gibi havadaki katı toz parçacıklarının üzerine yapışarak ya da kendilerinden çok daha iri olabilen su damlacıklarıyla birlikte de yayılabiliyor.Kuşkusuz asit sisi kolayca solunabilir ve solunum yollarında zararlar verebilir. Bunun akciğer kanserine kadar varan etkileri olduğu biliniyor.

Ancak, asit sisi elbette her türlü bitkinin yapraklarına, çiçeklerine ve bitkinin beslendiği toprağa da düşebilir, ardından gelenlerle birlikte buralarda asidite artabilir. Bunun bitkilerin büyüme, üreme, çiçeklenme ve fotosentez süreçlerine etkileri araştırılmış, sonuçta, fideler yalnızca asit sisi etkisi altında bırakıldıklarında büyüme hızlarının asitliğe bağlı olarak pH düştükçe azaldığı görülmüştür.

pH 3,5’un altına düşmüşse yaprak ve yeni filiz ağırlıklarının da hızla azaldığı görülmüş. Aynı durumda yaprak yüzeylerinin alanlarının da hızla azaldığı saptanmış. Büyüme hızının düşüşü, yaprak yüzeyi küçüklüğünden ötürü fotosentez olanağının azalışına bağlanmıştır.

Asit yağmurundaki kimyasallar ve asit sisi, köprüler gibi çelik yapıların korozyonuna , taş heykellerin ve taş binaların erozyonuna sebep olmaktadır