ÇOCUĞUN SOSYAL DÜNYASI 3. HAFTA TEMEL KAVRAMLAR & SOSYAL GELİŞİM
SOSYAL DENEYİMİN TEMELLERİ &TEMEL KAVRAMLAR Still Face (Donuk Yüz Deneyi) / Edward Tronick Video (2,49d): http://www.youtube.com/watch?v=apzXGEbZht0&list=PL8FC9DA7512C44E53 Deney küçük bebeklerin sosyal bir donanımla dünyaya geldiklerini, yüz ifadeleri ile duygudurum arasında bir ilişki olduğunu anlayabildiklerini, temel düzeyde bir sosyal yeterliklerinin olduğunu ve hedef yönelimli davranışları planlayıp uygulayabilme becerilerinin olduğunu göstermektedir. “Ben” Algısı Video (2,46d): http://www.youtube.com/watch?v=k-rWB1jOt9s Ayna Benlik: İlk olarak Charles H. Cooley tarafından dile getirilmiş bir kavramdır. Diğer insanların bizim hakkımızda ne düşündüklerine yönelik algımızın kendimize yönelik algımızı şekillendirmesini ifade eder. Video (3,54d) https://www.youtube.com/watch?v=TOgkSCfd12k Sosyal Referanslama: Küçük çocukların, nasıl tepki vereceklerini bilemedikleri yeni durumlarda yetişkinlerin duygusal tepkilerini dikkate alarak nasıl hissetmeleri gerektiğini anlamaları ve bu doğrultuda davranış sergilemeleri (ör. Annesi olumlu yüz ifadeleri sergileyen bebeğin yabancıların yanında daha az huzursuzluk duyması) Video (2,36d): http://www.youtube.com/watch?v=p6cqNhHrMJA Charles Horton Cooley 1864 - 1929
TEMEL KAVRAMLAR (dev.) Sosyal Gelişim: İnsanın kendinin ve diğer insanların farkına varması ve diğer insanlarla ilişkilerde duygu, düşünce ve davranışlarını düzenlemesi anlamına gelir. Sağlıklı bir sosyal gelişim ancak sosyalleşme (toplumsallaşma) ve bireyselleşmenin uyumlu olarak gerçekleşmesi ile mümkündür. Sosyal Yeterlik: Sosyal ilişkilerde başarı sağlayan davranış, duygu, ve beceriler bütünüdür. Sosyal becerilerin sosyal ilişkilerde kullanılmasıyla şekillenir. Sosyal yeterliği yüksek çocuklar sosyal ilişkilerinde daha başarılıdır ve akran saldırısına daha az maruz kalırlar ya da daha az akran saldırısında bulunurlar. Duygusal Yeterlik: İnsanların sosyal etkileşimler esnasında kendi ve başkalarının duygularını tanımaları, ifade etmeleri, düzenleme ve yönetebilmeleri anlamına gelir. Duygusal farkındalık, duygusal anlatım ve duygusal düzenleme olmak üzere üç öğeden oluşur. Duygusal yeterliği yüksek çocuklar akranları tarafından daha çok kabul edilir, duyguları doğru tanıyıp yorumlayabildiklerinden ve kontrol edebildiklerinden daha az saldırgan davranış eğilimi gösterirler. Olumlu Sosyal (prososyal) Davranış: Kişiler arası ilişkilerde ilişkiyi geliştirecek yönde davranışlardır (ör: empati, işbirliği, yardım etmek, tehlikenden koruma, paylaşma, vd.). NOT: Sosyal ve duygusal yeterlikler bir yandan akran ilişkilerini şekillendir, bir yandan da akran ilişkileri tarafından şekillenirler.
TEMEL KAVRAMLAR (dev.) TS: “Akran” ile “arkadaş” kavramları arasında bir fark var mıdır? Bunlar farklı kavramlarsa ortak noktaları var mıdır? Akran / Arkadaş: Arkadaş, “arka vermek” kökünden gelir, yani sırtını yaslamak (ör: tiyatro eğitimi), güven duymak anlamlarını taşır. Arkadaşlık 5 unsurdan oluşur: Karşılıklılık Yakınlık Yoğun sosyal etkinlik Uzlaşımcı çözüm sıklığı Sorumluluk alma Arkadaşlar, bilgi ve beceri kaynağı oldukları gibi, gelecekteki sosyal ilişkiler için model ve temel oluşturur ve zor anlarda kişiye sosyal ve duygusal destek sağlar.
TEMEL KAVRAMLAR (dev.) Yalnızlık: Kişinin tek başına oluşu ya da diğerleri tarafından dışlanmış olduğu hakkındaki farkındalık anlamına gelir. Her zaman bir sorun demek değildir, ancak sorun olup olmaması kişinin onu nasıl algıladığına ve kişi üzerindeki etkilerine bağlıdır. Sosyal kaygı ve korku nedeniyle ya da etkin dışlanma sonucu oluşan ve uzun süre devam eden yalnızlık çocuklar için sosyal risk unsurudur. Yalnızlık ile sosyal konum arasındaki ilişki karmaşıktır. Çok arkadaşı olmasına rağmen kendini yalnız hisseden ya da arkadaşı olmamasına rağmen kendini yalnız hissetmeyen çocuklar da vardır. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da yalnızlık, sıkılgan ya da saldırgan eğilimlerle ilişkilidir. TS: Yalnızlık ile içedönüklük arasındaki ilişki nedir? Yalnız olan çocuklara müdahale edilmeli midir? İçe dönüklük Video (19,04d): https://www.youtube.com/watch?v=c0KYU2j0TM4
TEMEL KAVRAMLAR (dev.) Saldırganlık: Kişinin kendine ve/ya kendi dışındaki varlıklara yönelik kasıtlı zarar verme eylemlerini ifade eder. Saldırganlığı açıklamaya yönelik farklı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Öfke-saldırganlık kuramı: Saldırganlık öfkeden kaynaklanır. Kendini tehdit altında hisseden kişi öfke duyar ve kendini korumak için saldırgan eylemde bulunur. Sosyal öğrenme kuramı: Saldırgan davranışları sergileyen modellerin gözlenmesi, saldırgan davranışların ödüllendirilmesi, problem çözmede uygun davranış repertuarından yoksun olma nedenleriyle insanlar saldırgan eylemlerde bulunurlar. Sosyal bilgi süreci kuramı: sosyal mesajların nasıl yorumlandığı onlara nasıl tepki verileceğini belirler. Sosyal bilgi sürecinin 6 aşaması vardır: Kodlama Yorumlama Amaç belirleme Davranış belirleme Davranışı değerlendirme (Saldırgan) davranışı gerçekleştirme
SALDIRGANLIK TİPLERİ GERÇEKLEŞTİRİLME BİÇİMİNE GÖRE 1. Doğrudan Saldırganlık (ör. Vurma, itme, saç çekme, tehdit etme, vd.) 2. Dolaylı Saldırganlık (ör. ad takma, dedikodu yapma, sırrını açıklama, iftira atma, ilişkilerini zedeleme, vd.) GERÇEKLEŞTİRİLME AMACINA GÖRE 1. Araç Olarak Saldırganlık (ör. İstediği bir şeyi elde etmek için tehdit etmek ya da vurmak) 2. Düşmanca Saldırganlık (ör. Belirli bir kişiye yönelik süre giden tehdit ya da alay etme) GERÇEKLEŞTİRİLME NEDENİNE GÖRE 1. Tepkisel Saldırganlık (ör. Öfke nedeniyle arkadaşının saçını çekme) 2. Amaca yönelik saldırganlık (ör. belirli bir kişiyi hedef alan, planlı dışlama ya da zorbalık eylemleri) NOT: Saldırganlık ile sosyal konum (akran reddi ya da onayı) arasındaki ilişki karmaşıktır. Saldırgan olmasına rağmen bazı durumlarda çocuklar akranları tarafından reddedilmezler. Ancak okul öncesi dönemde saldırgan davranışlar sergileyen çocuklar akranları tarafından büyük ölçüde reddedilir. Reddedilme ve dışlanma çocuğu kendi gibi saldırgan akranlarla arkadaş olmaya yönlendirir ki bu da uzun vadede çocukların suça yöneliminde etkili olan bir faktördür.
SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİMDE KIRMIZI NOKTALAR (Ekinci, 2012, ss. 240-241). Kırmızı noktalar, çocuğun kendi yaş grupları ya da kendinden 6 ay büyük/küçük çocuklarla karşılaştırıldığında aşağıdaki davranışları sergilemesi halinde dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden özelliklerdir. Bu tür durumlarda herhangi bir müdahale programı / uygulamasına başlamadan önce çocuğun daha detaylı bir taramasının yapılması gerekmektedir. Bu da çocuğun gözlemlenmesini ve aile tarihi, çocuğun gelişimsel tarihi ve mizaç özellikleri vb. hakkında bilgi toplanmasını gerekli kılar. Kendisinin başkalarından ayrı bir birey olduğunun farkında değil, kendisini "ben" şeklinde ifade etmemektedir Anne ve babasından ayrılmakta büyük zorluk yaşamakta ya da çok kolay biçimde ayrılmaktadır Kaygılı, gergin, huzursuz, zorlayıcı olma; dağınıklık ve kirliliğe dayanamama; çok fazla korkuları olma Kendi iç dünyasıyla oldukça ilgilidir, başkalarıyla iletişim ve konuşmayı tercih etmemektedir Çok az düzeyde ya da hiçbir şekilde dürtü kontrolü sergilememektedir; ilk tepki olarak vurma ve itme-kakma davranışlarını sergilemekte, sınıf rutinlerini takip edememektedir
SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİMDE KIRMIZI NOKTALAR (dev.) Duygularını uygunsuz biçimde ifade etmektedir (üzgün bir durumda gülmek, duyguları yok saymak, inkar etmek), yüz ifadeleri duygularıyla örtüşmemektedir Etkinliklere odaklanamamaktadır (kısa dikkat süresi, yaptığı işi tamamlayamama, oynadığı oyun ve oyuncağı çok kısa sürede değiştirmek) Sadece yetişkinlerle ilgilenmektedir, yetişkinlerin dikkatlerini paylaşmaz, sürekli olarak güç savaşları yapar veya yetişkinlere karşı fiziksel güç uygulamaya çalışır Sürekli olarak başkalarını reddeder, yalnız kalmayı tercih eder; derin ilişkiler kuramaz; sevgi ve şefkat gösterilerini ve dokunulmayı tercih etmez İnsanlara nesne gibi davranır, diğer çocuklara empatik yaklaşamaz; diğer çocukların bakış açılarını dikkate alarak oyun oynayamaz Sürekli olarak saldırgandır, arkadaşlarına sık sık ciddi biçimde zarar verir; vicdan azabı çekmez veya yalandan acır