ŞİST Bileşenleri makroskobik olarak tanınabilecek büyüklükte olan ve yapraksı, prizmatik minerallerin birbirine yaklaşık paralel bir şekilde dizilmeleri.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
METAMORFİK KAYAÇLAR I. METAMORFİZMA I.1. GENEL TANIM
Advertisements

TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Betonarme Yapılarda Deprem Hasarları
Çözünme durumuna göre Tam çözünme: Bir elementin diğeri içerisinde sınırsız çözünebilmesi. Hiç çözünmeme: Bir elementin diğeri içinde hiç çözünememesi.
Bilimsel bilgi Diğer bilgi türlerinden farklı
İklim ve İklim Elemanları SICAKLIK. Bilmemiz Gereken … Isı : Cisimlerim potansiyel enerjisidir. Sıcaklık : Isının dışa yansıtılmasıdır.Birimi santigrat.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ.
Jominy (Uçtan Su Verme) Deneyi
JEOFİZİK ETÜTLERİ DAİRESİ
Hoş Geldiniz FEYAZ BİLGİ COĞRAFYA ÖĞRETMENİ SULTANBEYLİ KIZ ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ.
ÇOK BOYUTLU SİNYAL İŞLEME
FOTOSENTEZ HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
DENİZ ÜZERİNDE YAĞIŞ ÖLÇÜMÜ
DEPREMLER İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
METEOROLOJİ Hidrometeorlar.
FNP GRUBU: fatma ışık, nagehan öztürk, pınar sevindik
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ
Genel form sembollerinde
Hayvan refahına uygun koşulların belirlenmesi
Fluvyal Jeomorfoloji Yrd. Doç. Dr. Levent Uncu.
Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:
Kırınım, Girişim ve Müzik
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
NET 207 SENSÖRLER VE DÖNÜŞTÜRÜCÜLER Öğr. Gör. Taner DİNDAR
KORELASYON VE DOGRUSAL REGRESYON
NET 103 ÖLÇME TEKNİĞİ Öğr. Gör. Taner DİNDAR
JEM 361 ÖZEL MİNERALOJİ.
SAHA JEOLOJİSİ DERS 2 DOĞRULTU, EĞİM.
Bölüm 6 Örgütsel Yönlendirme
Granit Granitler SiO2 içeriği bakımından ASİDİK kayalar grubuna girer (SiO2> % 66). Bu nedenle her zaman % 20’nin üstünde serbest KUVARS içerirler. Granitler.
FIELD GEOLOGY Lecture 2 Strike, dip, compass.
SİSMİK PROSPEKSİYON DERS-3
METAMORFİZMA ZON VE FASİYESLERİ
JEO 264 Stratigrafi Sedimantoloji Bahar Dönemi
Siltli-Killi Kayaçlar
BÖLÜM 2 BİLİŞSEL GELİŞİM.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DAMAR KAYAÇLARI Granit’in yarı derinlik kayaları, Mikrogranit (granit ve kuvars porfir), Mikrogranodiyorit (granodiyorit porfir), Mikrotonalit (tonalit.
POLARİZAN MİKROSKOP.
Problemler – Kültür Sırasında Problemler
METAMORFİK KAYA TÜRLERİ
Petrografi PETROGRAFİ (=Kayaç bilimi), kayaçların tanımlamasını yapan bir bilim dalıdır. Kayaçların mineralojik bileşimlerini, yapı ve dokularını inceleyen,
JEM 301 PETROGRAFİ.
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME 1.DERS
KALITIM VE ÇEVRE I. Kalıtım II. Çevre
Tezin Olası Bölümleri.
Magmanın yerleşme biçimleri
Gelişim ve Temel Kavramlar
BÖLGESEL METAMORFİZMASI İLE OLUŞAN KAYAÇLAR
I.KONTAK METAMORFİZMA KONTAK METAMORFİK KAYAÇLARIN TANIMLAMALARI
GRANULİTLER Granulit hem bir metamorfik fasiyes hem de bu fasiyes koşulları altında oluşan bir kayacı ifade eder. Sıcaklığın /850 0C arasında değiştiği,
Magmanın Katılaşma Evreleri
VOLLASTONİT Ca3[Si3O9] RENK: İnce kesitte renksizdir.
1.4. RENK OLGUSU İnsan gözü beyaz ışığın farklı dalga boylarını algılama yeteneğine sahiptir. Dalga boyu 660 nm olan ışığı kırmızı, dalga boyu 600 nm olan.
Tane sınırları Metal ve alaşımları tanelerden oluşur. Malzemenin aynı atom dizilişine sahip olan parçasına TANE denir. Ancak her tanedeki atomsal.
FOTOSENTEZ.
MAGMATİK KAYAÇLARIN BÖLGESEL METAMORFİZMASI İLE
Metamorfizma derecesi ve Metamorfik zon
HIYARDA GÖRÜLEN BESİN ELEMENT NOKSANLIĞI
II.BÖLGESEL METAMORFİZMA
2) Çift Optik Eksenli Mineraller (ÇOE)
SAHA JEOLOJİSİ DERS 6.
A.Ü. GAMA MYO. Elektrik ve Enerji Bölümü
KLORİTOYİD RENK: İnce kesitte daima renklidir. x=grimsi yeşil, y=mavimsi, z= sarımsı veya renksiz şeklinde kuvvetli bir pleokroyizmaya sahiptir. ŞEKİL:
SERPANTİN GRUBU MİNERALLERİ
I.1. KİLLİ KAYAÇLARIN (PELİTİK) KONTAK METAMORFİZMASI İLE OLUŞAN KAYAÇLAR Bu kayaçlar değişik türde kil minerallerinin yanı sıra kuvars, feldispat, karbonat.
METAMORFİK KAYAÇLAR DOKUSAL OLARAK
METAMORFİK KAYA TÜRLERİ
Sunum transkripti:

ŞİST Bileşenleri makroskobik olarak tanınabilecek büyüklükte olan ve yapraksı, prizmatik minerallerin birbirine yaklaşık paralel bir şekilde dizilmeleri sonucu ortaya çıkan iyi gelişmiş bir şist dokusu gösteren kayaçlardır. Şistler, kuvars ve mika bakımından zengin seviyelerin ardaşıklı olarak bulunması ile gelişen bantlaşmada görülür. Bu bantlar birkaç dm boyunca devam eden ve tek düze bir durumda alabildikleri gibi merceksi ve pek belirgin olmayan bir durumda da bulunabilirler.

Şistlerin çoğu porfiroblastik dokuya sahiptir Şistlerin çoğu porfiroblastik dokuya sahiptir. Eğer rekristalizasyon stres sona erdikten sonra da devam ederse, mika, amfibol gibi metamorfik mineraller herhangi bir yönlenme göstermeyen porfirobastlar şeklinde kristalleşebilirler. Bunlar özellikle kuvars, feldispat, mineral tanelerini kapanım halinde içerirler. Bu porfiroblastlar arasında özellikle kuvars, feldispat mineral tanelerini kapanım halinde içerirler. Bu porfiroblastlar arasında özellikle kloritoyid, granat, stavrolit, disten sayılabilir. İnce-uzun bir şekle sahip kloritoyid, stavrolit, disten genellikle şistleşme yönüne tam paralel bir dizilim göstermezler.

Ancak genel yönlenmeye az eğimli bir durumda bulunurlar Ancak genel yönlenmeye az eğimli bir durumda bulunurlar. Bu mineraller bazen kapanım da içermeyebilirler. Özellikle büyük stavrolit ve granat minerallerinin kuvars, feldispat ve grafit kapanımları nedeniyle poikiloblastik bir doku da görülür. Bazı şistlerde granat mineralleri içindeki kapanımların şistleşme düzlemine paralel veya eğik konumda bulunduğu, bazılarında ise dönümlü/spiral şeklinde dizilim gösterdikleri ( snowball garnet= kartopu granatı) belirlenir.

Şistlerde kayacın gösterdiği tane büyüklüğüne bakarak geçirmiş oldukları metamorfizma derecesi hakkında bir yorum yapmak doğru olmaz. Şistlerin tane büyüklükleri metamorfizma öncesi kayacın sahip olduğu tane büyüklüğü, rekristalizasyonun meydana geldiği zaman süresinin uzunluğu, sıcaklık ve basıncın şiddeti gibi değişik faktörlere bağlıdır. Şistlerdeki metamorfizmanın derecesini belirlemedeki en önemli kriter ancak şistlerde bulunan mineral topluluklarıdır.

Metamorfizmanın giderek artması ile kayaçtaki şist dokusu yerini tedrici olarak gnays dokusuna bırakabilir. Bu bakımdan şist ve gnays dokusu arasında kesin bir sınır çizmek mümkün olmayabilir. Şist dokusuna sahip kayaçlar çekiçle mm-1 cm arasında değişen kalınlıklarda levhalara, parçalara ayırmak mümkündür. Gnays dokusuna sahip kayaçlarda ise bölünme 1cm-dm arasında gelişir. Bu özellik ile her iki kayaç grubu özellikle arazide birbirinden ayırt edilir.

Şistlerde ana mineral bileşeni olarak muskovit, biyotit, klorit, kloritoyid, granat, stavrolit, disten, sillimanit, kuvars, feldispat, amfibol ve epidot grubu mineralleri bulunur. Ayrıca, turmalin, grafit, apatit, zirkon, titanit ve demiroksit mineralleri gibi bazı tali minerallerde bulunabilir. Kayaçta bu minerallerin tümünün değil, ancak bazılarının köken kayacın bileşimine ve metamorfizma derecesine bağlı olarak bir arada bulunabilir.

Muskovit, şistlerde değişik miktarlarda bulunabilir Muskovit, şistlerde değişik miktarlarda bulunabilir. Kayacın ana bileşeni olabildiği gibi tali bileşen olarak da ortaya çıkabilir. Muskovit genellikle düzensiz bir şekle sahip ince yapraklar halinde bulunur. Bu yaprakların eğilme-bükülme gösterdikleri, hatta belirgin bir şekilde kıvrımlanmış oldukları da gözlenebilir. Çoğunlukla üst üste bulunan muskovit bireylerinin sınırlarını birbirinden ayırmak mümkün değildir. Alçak ve orta dereceli metamorfizma sonucu oluşan mikaşistlerde muskovit yaprakları birbirine paralel şekilde mükemmel bir dizilim gösterirler. Diğer mika mineralleri ile birlikte çoğunlukla ince belirgin bantlar oluşturacak şekilde bulunur ve bu bantlar kuvars bakımından zengin bantlar ile ardaşıklı olarak görülür. Yüksek dereceli metamorfizmaya uğramış kayaçlarda ise muskovitin feldispat ve diğer bazı minerallere dönüşmesi nedeniyle miktarca azaldığı, sınırlarının daha belirginleştiği ve bir yönlenme gösterdiği belirlenir.

Şistlerde mika minerallerine göre daha az miktarlarda klorit minerali de bulunabilir. Ancak tanınabilir büyük kristaller halinde pek izlenmez. Kayaçta bol miktarda kloritin bulunması köken mafik magmatik bir kayaç veya özel bileşime sahip bir sedimanter kayaç olduğu gösterir. Killi kayaçlardan türeyen önemli bir ana mineral bileşeni biyotittir. Dokusal özellikleri muskovit mineraline benzer. En belirgin mineral toplulukları; Biyotit+muskovit+kuvars±feldispat Biyotit+muskovit+granat (almandin)+ kuvars±feldispat ile stavrolit, andazulit, disten ve sillimanit minerallerinin katıldığı diğer bazı mineral topluluklarıdır.

Orta dereceli metamorfizma esnasında oluşan kayaçlarda granat minerallerinden almandin bulunur. Düşük dereceli metamorfizma esnasında spessartin, yüksek dereceli metamorfizmada ise pirop bakımından zengin mineraller oluşur. Mikroskobik incelemelerde granat türü belirlemek mümkün değildir. Işık kırma indisi, yoğunluk ve diğer kristalografik özelliklerinin incelenmesi ile granat mineral türü belirlenebilir. Minerallerin büyüklüğü, şekli ve kayaçtaki miktarı oldukça değişebilir. Özellikle küresele yakın görünümde, eş boyutlu bir şekilde oldukları gözlenir. Öz şekilli kristalleri olağandır ve çoğunlukla kuvars, feldispat ve mika minerallerini kapanım içeren porfiroblastlar halinde bulunurlar. Spessartin bakımından zengin granatlar koyu kırmızı ve siyah arasında değişen renklere sahiptir. Bozunmuş yüzeylerinde oksidasyon nedeniyle siyah renk gösterir. Almandin bakımından zengin olan veya almandin-pirop karışım kristalleri şeklinde bulunan granatlar ise kırmızı ile kırmızımsı kahverengi bir renge sahiptir. Spessartin bakımından fakir olan granatlar kimyasal ve fiziksel yönden dayanıklı oldukları için kayacın bozunmuş yüzeylerinde belirgin çıkıntılar şeklinde görülürler.

Şistlerin en olağan bileşeni kuvars mineralidir Şistlerin en olağan bileşeni kuvars mineralidir. Feldispat minerallerinin miktarı şistlerde oldukça değişiktir. Şist ve gnayslar arasında ayırıcı bir kriter olarak %20 feldispat miktarı kullanılır. Düşük ve orta dereceli metamorfizma esnasında gelişen şistlerdeki feldispatlar küçük olmaları nedeniyle makroskobik olarak tanınamazlar. Metamorfizma derecesinin yükselmesi ile daha büyük ve kolay tanınabilir olurlar. Düşük dereceli metamorfizada duraylı feldispat minerali anortit içeriği çok az olan albittir. Bunun yanı sıra kayaçta anortit yerine geçen epidot mineraline de rastlanılır. Albit mineralleri çok küçük olmaları ve polisentetik ikizlenme göstermemeleri nedeniyle tanımlanmaları zordur. Orta dereceli metamorfizmada ise oligoklaz minerali duraylı olup, metamorfizma derecesinin artışına bağlı olarak plajiyoklazlardaki anortit içeriğinin arttığı söylenebilir. Bu bileşimdeki plajiyoklaz yanında epidot minerallerine rastlanmaz.

Mikroklin killi kayaçlardan oluşan şistlerde ender olarak bulunan bir mineraldir. Ortoklaz ise ancak yüksek dereceli metamorfizma geçirmiş kayaçlarda oluşan bir mineraldir. Killi kayaçların metamorfizması ile oluşan şistlerde amfibol mineralleri tali olarak bulunabilir. Prizmatik şekillidir. Epidot grubu minerallerden epidot (pistazit) ve zoizit düşük ve orta dereceli metamorfizma sonucu oluşan kayaçlarda görülebilir. Killi kayaçlardan türeyen şistlerde tali bileşen ve küçük taneler halinde bulunur. Tali mineral olarak turmalin, grafit, zirkon, apatit, titanit, demiroksit ve demirsülfür minerallerine rastlanılır. Düşük dereceli metamorfik kayaçlarda pirit bulunur.

GNAYS Gnayslar az veya çok belirgin bir dokuya sahip olmaları ile karakteristik kayaçlardır. Sahada bölünme büyüklükleri ile şistlerden ayırt edilirler. İçerdikleri koyu renkli minerallerin dizilimi sonucu ortaya çıkan dokusal özelliklere bağlı olarak gnaysları bantlı gnays ( banded gneiss), çubuksal gnays (radded gneiss), merceksi veya gözlü (lenticular gneiss) şeklinde adlandırılır.

Gnayslardaki koyu renkli mineraller bakımından zengin seviye veya bantların varlığı köken kayaç bileşimindeki değişiklikleri belirtebildiği gibi, bu seviyelerin metamorfizma esnasında metamorfik diferansiyasyona bağlı olarak da gelişebilir. Genellikle tek düze ve devamlı seviyelerin varlığı köken kayaçtaki bileşimsel değişiklikler şeklinde yorumlanabilir. Özellikle hornblend bakımından zengin seviyeler köken kayaçta yüksek Ca içeriğini gösterir ve dolayısıyla karbonatlı seviyeleri işaret edebilir. Bunlar kalın oldukları zaman bir lav akıntısına veya sedimanter kayaçlarla ara katkılı bazik bileşimli piroklastik seviyelere, dayk ve killerin varlığına işaret edebilir. Metamorfik diferansiyasyon ise kayaçta merceksel görünümlü bir dokusal özelliğin ortaya çıkmasına neden olur. Kayaçtaki koyu renkli mineraller bakımından zengin kısımlar, stres veya makaslama kuvvetlerinin etkin oldukları sırada hareketli (mobil) olan bileşenlerin terk ettiği kısımları, kuvars ve feldispat bakımından zengin olan kısımlar ise bu hareketli bileşenlerin göç ettiği ve biriktiği yerleri ifade edebilir.

Gnayslardaki bileşenler, kuvars, feldispat, granat, piroksen gibi eş boyutlu minerallerdir. Hornblend ve biyotit de nisbeten bol olarak bulunur. Gnayslar %20 üzerinde feldispat içeren kayaçlardır. Gnayslarda köken kayacın kimyasal bileşimine bağlı olarak stavrolit, disten, sillimanit mineral bulunabilir. Daha az oranda andaluzit, kordiyerit, korund ve spinel de gözlenir. Bazı gnayslarda skapolit mineraline de rastlanılır. Özellikle stavrolit, disten, sillimanit içeren gnayslarda tali mineral olarak turmalin bulunabilir. Titanit daha çok karbonatlı pelitik kayaçlardan, zirkon kumlu sedimanlardan türeyen gnayslarda, apatit ise yaklaşık tüm gnayslarda bulunur.

Gnayslarda bulunan bileşenlerde gözlenen özellikler aşağıda özetlenmiştir. Kuvars, bazı gnayslarda %15-20 arasında bulunur. Kuvars mineralinin çok olması gnaysın sedimanter bir kayaçtan türediğini işaret edebilir. Gnayslarda, alkali feldispatlar ortoklaz ve mikroklin şeklinde, plajiyoklaz ise oligoklaz/andezin bileşimindedir. Oluşumlarında özellikle metasomatizmanın etkin olduğu gnayslarda feldispatlara porfiroblast halinde rastlanılır. Bol feldispat içeren gnayslarda epidot, muskovit gibi minerallere rastlanılmaz. Biyotit gnayslarda çok rastlanılan bir ferromagnezyen mineraldir. Gnayslarda biyotit kadar olağan bir bileşen hornblend mineralidir. Kuvars ve feldispatın bol olarak bulunduğu hornblend içeren gnayslardan hornblend miktarının artması ile mafik magmatik kayaçlardan türeyen amfibolitlere seçilir.

Piroksen minerallerine hornblend ve biyotite kıyasla daha az rastlanılır. Yüksek metamorfizma sıcaklıklarında biyotit duraysızdır, hipersten ve ortoklaza dönüşür. Diyopsit hornblendin duraylı olduğu sıcaklıklardan daha yüksek sıcaklıklarda oluşur. Sillimanit içeren gnayslar yüksek dereceli metamorfizmanın etkili olduğu koşullara işaret eder. Sillimanit yerine disten mineralide gnayslarda görülür. Disten genellikle çok yüksek basınca veya sillimanite kıyasla daha düşük sıcaklık ve yüksek basınç koşullarını işaret eden bir mineraldir.