NEY Ney; Klasik Türk Mûsikisi’nin ve Tasavvuf Mûsikisi’nin en önemli sazlarındandır. Ney sazının, her ne kadar geçmiş dönemlerdeki farklı uygarlıklarda izine rastlansa da, asıl kimliğini Osmanlı Devleti zamanında Tasavvuf Mûsikisi oluşumu süresinde almıştır. İslâmı doğru anlayabilme çalışması olan tasavvuf ilmi ile paralel bir şekilde gelişen mûsiki ve ney sazı, bu sebeple en çok tekkelerde kendini göstermiştir. Hatta Klasik Türk Mûsikisi ve Tasavvuf Mûsikisi önemli bestekârlarına baktığımızda görürüz ki bu kişiler aynı zamanda neyzen vasfına sahiptirler.
cesitleri Not: Neylerin uzunlukları yaklaşık ölçülerdir. Kamış çapına ve hacmine bağlı olarak bu oranlar artı ya da eksi değişkenlik gösterirler Neylerin boyları uzadıkça ses elde edilmesi, kontrolü ve parmakların perdelere rahatça ulaşıp kıvrak hareket edebilmesi zorlaşmaktadır. Bu nedenle neye yeni başlayacak bir kişiye mansur veya kız neyi gibi orta-üst uzunlukta neyler tavsiye edilmektedir. Bu neylerde hakimiyet sağlayan kişi daha kısa neylerde kolayca başarılı olabilir. Şah ney günümüzde bazı usta neyzenler tarafından solo olarak kullanılmakta, Davud ney çok nadiren kullanılmakta, Davud-Bolahenk Mabeyni ile Bolahenk neyler ise hemen hiç kullanılmamaktadırlar. Klasik Osmanlı Musıkisi icracıları genellikle mansur, kız, yıldız ve sipürde ahenklerinde icra ettiklerinden bu ahenklerdeki neyler en çok kullanılanlardır.
NEY’İN TARİHİ Ney, bilinen eski nefesli enstrumanlardandır. M.Ö. 1249’lu yıllarda Çin’de ilk defa kullanılan çift borulu bir düdük şeklindedir. Günümüzde bu çalgı halen Türkistan dolaylarında kullanılmaktadır. Ney’i ilk defa Mezopotamya’da Sümerler kullanmıştır. Farsça’da Na veya Nay kamış anlamına gelmektedir ve bugün kullandığımız Ney kelimesi adını burdan almıştırNey
Ney’in malzemesi Ney, "kargı" adı verilen ve bilimsel adı "arundo donax" olan, kısa boğumlu ve boğum araları birbirine mukabil (?) kamışlardan imal edilir. Kargı kamışı bataklıklarda ve çok sulak yerlerde yetişmez. Sanılanın aksine tarla kenarlarında az kumlu, bol alüvyionlu, taban suyu olan, bol rüzgar ve güneş alan, deniz seviyelerine yakın, sıcak bölgelerde gündüz ve gece arası ısı farkı çok olan bölgelerde, özellikle doğu Akdeniz ve çevresinde yetişmektedir.