OT N
İklim, toprak ve rölyef gibi yetişme şartlarının ağaç yetişmesine imkân vermediği yerlerde, belirli zamanlarda yağan yağışa, yahut tamamı toprağın derinliklerine sızmayan suya bağlı olarak yetişen ot cinsinden bitkilerin meydana getirdikleri topluluğa ot formasyonu denir. Valley_LWilcox.JPG?maxwidth=1200&maxheight=1200&autorotate=false Bozkır Savan Tundra Resim Bazı ot formasyonları
Şema 1.Bitki formasyonlarının sınıflandırılması
Ağaçlar, köklerini salarak toprağın derinliklerindeki sudan da istifade ederler. Bu sebeple derin bir kök sistemine sahiptirler. Buna karşılık otların böyle bir kök sistemi yoktur ve ancak üst toprak katındaki sudan faydalanabilirler. Buna bağlı olarak da bir ağaç gibi gövde yapamazlar ve boylanamazlar. stock-illustration-nature-background-with-green-grass.jpg Resim 4. Ağaç ve ot karşılaştırması
Yine ağaçlar yukarıda söylenen yapıları dolayısıyla, yetiştikleri bölgelerde yetişme devresi içinde kurak bir devre olsa bile, bu devrelerde toprağın derinliklerindeki suyu kullanarak kurak devreyi atlatırlar ve hayatlarını ertesi yıllarda da devam ettirirler. Oysa otlar, yağışlı devrede yetişme imkânı bulurlar fakat kurak devrede ortadan kalkarlar. Bu yüzden çoğunlukla mevsimlik, yahut bir yıllık bitkilerdir. Ot formasyonları savan, step yahut preri ve çöl formasyonları olmak üzere başlıca üç grupta toplanırlar.
SAVANLAR Tropikal bölgelerin kurak mevsimi bulunan yerlerinde gelişen yüksek boylu otlardan meydana gelmiş bitki topluluğuna savan adı verilir. Adı geçen sahalar, iklim ve bilhassa yağış şartları bakımından ağaç yetişmesine elverişsiz olduklarından, orman formasyonu buralarda yerini yüksek boylu otlara bırakmışlardır. Resim 5. Savan ortamı
Harita 1.Dünyada savanların yayılış haritası
Bununla beraber savan sahaları, ağaçtan tamamen mahrum değildir. Kurak devredeki su yetersizliğine kendini uydurabilen ağaçlar dağınık, bazı hallerde de topluluklar halinde savanların arasında serpilmiş olarak yer alırlar. Savanlar yağışlı devrede yeşerir, boylanır fakat kurak devrede sararır ve ortadan kalkarlar. Tropikal bölgelerin iklim ve rölyef bakımından her yerde aynı karakterde olmayışı, savanların çeşitliliğine yol açmıştır.
Tropikal bölgelerin yıllık yağışı 1000 mm. nin üstünde olan ve kısa bir kurak devresi bulunan yerlerinde nemli savanlar gelişmiştir. Bunlar arasında serpili vaziyette yapraklarını döken ağaçlarda bulunur. Yıllık yağışı mm olan ve 5-7 ayı kurak geçen tropikal bölgelerde ise kurak savanlar yer alır. Kurak savanlar sahasında ağaç nadiren bulunur. Buraları çoğunlukla ağaçsız, yüksek boylu otlar sahasıdır.
Tropikal bölgelerin 8-10 ayı kurak geçen ve yıllık yağışı 500 mm. nin altında olan yerlerinde savan türleri çok daha kurakçıl bir karakter kazanır ve dikenli bir hal alır ki savanların bu türüne de dikenli savan denir.
STEP(PRERİ) FORMASYONU Orta kuşakta, yağış miktarlarının ağaç yetişmesine yetmeyecek kadar az olduğu yerlerde, mevsimlik (bilhassa ilkbahar) yağışlara bağlı olarak gelişen ve yaz kuraklığına dayanamayarak yazın sararan ve ortadan kalkan ot formasyonuna step formasyonu denir. nedir.jpg Resim6. Step formasyonuna ait bir görüntü
Harita 2. Dünyada step(bozkır) yayılış alanlarına ait bir harita
Yağış miktarının mm. yi aşmadığı steplerde ağaç çoğunlukla yoktur. Ancak bu gibi sahalarda zeminin nispeten nemli olduğu yerlerde, tek tük ağaç ve ağaççıklara rastlanır. Step sahasının esas bitkisini, derine inmiş kökleri ve çok kurakçıl yaprakları olan otlar teşkil eder. Bunların başlıcaları, yavşan otu, üzerlik otu, geven, yumak, sorguç otu(stipa), bromus ve diğer çeşitli çayırlardır.
a/yavsan.jpg content/uploads/2016/03/geven.jpg content/uploads/ d2210f3b.560.jpg Geven otu(Astragalus) Üzerlik otu (Peganum harmala) Resim Step formasyonunda yetişen bazı bitki türleri
tenuissima-pony-tails.jpg Yumak otu(Festuca) JPG Sorguç otu(Stipa) Brom Resim Step formasyonunda yetişen bazı bitki türleri
Steplerin küre üzerinde geniş yayılış gösterdikleri yerler; Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarıdır, Asya ve Avrupa’da doğu-batı istikametinde uzanış gösteren step sahaları Güney Rusya’dan Macaristan’a kadar uzanırlar. Memleketimizde hakiki step sahaları, İç Anadolu’da Tuz gölü çevresinde ve Güneydoğu Anadolu’da yer alırlar.
Doğu Anadolu ve Trakya’da yanlış olarak step diye adlandırılan sahalar, aslında iklim ve toprak şartlarının yarattığı tabii değil, insanların ormanları tahrip etmesi neticesinde meydana gelmiş step görünüşlü yerlerdir. Stepler Kuzey Amerika’da Kayalık Dağları’nın doğusunda, kuzey-güney istikametinde geniş bir alana yayılmışlardır. Bilindiği gibi, Kuzey Amerika’da bu steplere preri adı verilir. Resim 13. K.Amerika’da preri bitki örtüsüne ait görüntü
ÇÖL FORMASYONU Yıllık yağış tutarının 250 mm. nin altına indiği ve otlakların bütün bir sahayı kaplamaktan çıkıp, çok daha cılızlaşmış, türce azalmış olarak kümeler halinde bulundukları yerlerde görülen kurakçıl ve dikenli bitki formasyonuna çöl formasyonu adı verilir. Resim 14. Çöl formasyonuna ait bir görüntü
Harita 4. Dünyada çöl formasyonu yayılış alanları haritası tusu_haritasi.png
Çöl formasyonların küre üzerindeki yayılış alanları Doğu Kanarya adalarından Büyük Sahra’ ya, Arabistan ve Güney İran'a, Hindistan’ın kuzeybatısına kadar uzanan kurak bölgelerdir. Yağan yağış tutarı mm. arasında değişen bu sahalarda yetişen bitkiler ay süren kuraklığa uymuş olan bitkilerdir. Çöl formasyonlarına ayrıca, Kuzeybatı Meksika, Güney Arizona, Güney Kaliforniya, Güney Amerika ve Avustralya ile Güney Afrika'da rastlanır.
TUNDRA FORMASYONU Tundra formasyonu, kutba civar bölgelerin, özellikle Kuzey Kanada’da Kuzey Avrupa’da ve Kuzey Sibirya’da, ağaç sınır ötesinde kalan yerlerin tipik bitki topluluğudur. Resim 15. Tunda formasyonunu ait görüntüler content/uploads/2016/10/tundra_site.jpg
Harita 3. Dünyada tundra formasyonu yayılış
Bilindiği gibi burada senenin büyük bir kısmında karla örtülü olan, donmuş toprak sahalarıdır. Bitkiler burada ancak toprağın kısa yaz devresini büzülmesinden yararlanarak hayatlarını sürdürürler. Bu sebepten yerküre üzerinde yetişme devresinin en kısa olduğu yerler tundra bölgeleridir. Resim 16.Tundra bölgesinden bir görüntü
Böyle bir iklim ve toprak şartı altında tundra bölgeleri ancak kısa bir süre içinde yetişebilecek ve çok düşük sıcaklıklara dayanabilecek bir bitki örtüsü gelişebilir. Tundra formasyonunu esas olarak yosun ve liken türünden bitkiler teşkil eder. Bunların dışında tundra formasyonu içinde dağınık olarak, fazla gelişememiş bazı ağaçcık türlerine rastlanır.
Cüce huş (Betula nana) ve cüce söğüt (Salix polaris) bunların başlıcalarıdır. Bu tür bitkilere yüksek dağların üst seviyelerinde de rastlanır. Meselâ memleketimizde Uludağ’ın, çoğunlukla ağaç sınırı üstündeki yerlerinde toprağa yapışık durumda bir yayılış gösteren cüce ardıçlar (Juniperus nana), bu yükseltideki şartlara kendini uydurmuş bir soğuk bölge bitkisidir.
Cüce huş (Betula nana) Cüce söğüt (Salix polaris)Cüce ardıçlar (Juniperus nana) Resim 17.Tundra formasyonundan bazı örnekler alix_polaris/Salix_polaris_whole_full.jpg DETA-1732.jpg B/Betula%20nana,%20Dwarf%20Birch/Betula%20nana %2010,%20SaxifragaWillem%20van%20Kruijsbergen.j pg
ENDEMİK BİTKİLER Endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılır. Ülkemiz, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönünden de çok zengindir.
Ülkemizdeki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı; Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi (Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan Sığla veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları’ndaki Kral eğreltisi (Osmunda regalis) Datça yarımadasında bulunan Datça hurması (Phoneix theophrasti)dır.
Türkiye’de yetişen endemik türler tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir.
Kaz dağı göknarı(Abies equi- trojani) Türkiye’de yalnızca Kazdağı’nda yetişen endemik bir göknar alt türü. 30 metreye kadar boylanabilir. Tomurcukları bol reçinelidir. İğne yapraklı uzun sürgünler üzerinde tek tek ışığa yönelik olarak tarak biçiminde dizilmişlerdi. Yaprağın üst yüzü hafif olukludur, alt yüzünde ise iki tane belirgin gümüşi renkte beyaz stoma bandı bulunur. İğne yapraklar sürgünler üzerinde uzun süre, 7-10 yıl kalır. blfWAwGMiq0/WAntKqiBbTI/AAAAAAAASyM/pq5XsEcUrfgEPdZY Pz3pVm4UHHXXTGTrACLcB/s1600/abies-equi-trojani1.jpg
Kasnak meşesi(Quercus vulcanica) m boya ulaşabilen geniş ve yaygın tepeli bir meşe türü. Genç sürgünler sarımtırak veya kırmızımtırak olup, önceleri tüylü daha sonraları çıplaktır. Tomurcuklar büyük yumurta biçiminde kahverengi kırmızı, tüysüzdür. Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir.
Yapraklar sürgünler üzerinde oldukça aralıklı dizilmiştir. Yaprak ayası ters yumurta veya eliptik biçimli, dip tarafı çarpıktır. Yaprakların alt yüzü basık ve yıldız tüylüdür. Üst yüzü çıplak ve koyu yeşildir. Kadeh çok belirgin ve yarımküre şeklindedir. Kütahya, Konya, Afyon, Isparta, Eğirdir yörelerinde bulunur m yükseltilere kadar çıkabilir. 4/06/resim7.png?w=580&h=377
Datça hurması(Phoenix theophrastii) Datça Hurması, Datça Yarımadasında batı-doğu yönünde uzanan sıradağların kuzey ve güney aklanlarında olmak üzere, iki ayrı yörede bulunmaktadır. content/uploads/2014/10/datca-hurmasi.jpg
Datça Hurması bu aklanda küme ve gruplar halinde veya tekil olarak da geniş bir alanda yayılış yapmakta ve yayılış sahilden m yükseltiye kadar ulaşabilmektedir. Kuzeyi kapalı, sıcak, deniz etkisi altındaki vadi tabanlarının uygun kısımları ile deniz kenarındaki kum ve çakıl üzerinde yer almaktadır. yaklaşık 10 m boyunda olup Datça’da m. boylara ulaşabilmektedir. 0/w-500/s-6bd2a b b0c85e7f0c jpg
Sığla ağacı(Liquidamber orientalis) m’ye kadar boylanan yaprak döken kalın dallı ve geniş tepeli bir ağaçtır. İlk bakışta çınara benzer. Yaşlandıkça, kabuğu koyulaşır ve derin çatlaklı bir görünüm alır. Çiçekler küçüktür. Çiçek kurulu 1-2 cm çapında olup küre şeklinde çok sayıda çiçek kümesini bulundurur. Meyve 2-4 cm çapında çok sayıda kapsülden oluşur content/uploads/2015/05/endemik-bitki2_ jpg
Istranca meşesi(Quercus hartwissiana Steven) 25 m’ye kadar boylanabilen düzgün gövdeli dar tepeli bir meşe türüdür. Gövde kabuğu düzenli aralıklarla çataklıdır. Yapraklar ters yumurta biçimindedir civarında yaprak damarı bulunur. Damarlar birbirine paraleldir. Her iki yüzüde çıplaktır. Alt yüzünde basit ya da yıldız tüyler bulunur. Meyve sapı 2-7 cm uzunluğundadır. Bir sapta 3-4 tane meyve bulunur. hartwissiana.jpg
RELİK (RELİKT) BİTKİLER Kalıntı, eskiden kalma, günümüze gelme anlamlarına gelir. Paleoklimatik koşullarda yetişerek yaygın bir durum alan, fakat iklim koşullarının değişmesi üzerine günümüzde zorlukla yaşamını sürdüren bitki toplulukları ve bunların üyelerine verilen isimdir.
Örneğin, Karadeniz Bölgesinde yer yer kıyı kuşağında ve ardındaki oluklarda bulunan Akdeniz bitki toplulukları, daha önce bu bölgeye Akdeniz iklim koşulları egemen iken yerleşmişler; ancak, günümüz koşulları altında da yetişmelerini sınırlı olarak sürdürme olanağı bulmuşlardır. Güneybatı Anadolu’da Köyceğiz, Marmaris dolaylarında küçük ormanlar oluşturan Sığla (Günlük) ağacı (Liquidambar Orientalis) de relik bitki özelliği göstermektedir.
Akdeniz’deki Ihlamur(Tilia Cordata) Boyları m’ye kadar ulaşabilir. Büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç açan bu çiçekler (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir. content/uploads/2015/05/ihlamur-ve-dukan-diyeti.gif
Akdeniz’deki Kestane(Castanea sativa) Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yayılış gösterir. Türkiye’de doğal olarak yetişen tek kestane türü olan “Anadolu kestanesi” 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir ağaçtır. Ülkemizde hektar koru, hektar baltalık kestane ormanı bulunmaktadır. Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı bir görünüm alır. Mızraksı yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir. f9c863055b3351c89.JPG
Ladin(Picea) Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ladinin 40 değişik türü ve bu türlere ait varyete ve formları vardır. Uzaktan bakıldığında göknara benzese de piramide benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu m’ye kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa, sivri uçlu ve kesitli dört köşedir. Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz. Ülkemizde Doğu Karadeniz dağlarının denize bakan yüksek kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kuran türü Doğu ladinidir (Picea Orientalis, Y). Ülkemizde hektar saf Ladin ormanı bulunmaktadır. tohumlari/dogu-ladini-tohumu-700x600.jpg
Kızılağaç(Alnus) Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz’de saf ve karışık olarak yayılış gösteren kızılağaç, boyu 20 m’yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek dallı bir ağaçtır. Daha çok serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu yerlerde görülür. Ülkemizde hektar koru, 297 hektar baltalık kızılağaç ormanı bulunmaktadır. Uzunluğu 4-9 cm genişliği 3-7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere dişli yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir. d3/alnus-incana jpg
Ardıç(Juniperus) Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. Bazıları servi gibi pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir ardic-yagini-her-gun-bir-kasik-tukettiginizde-bakin-ne- oluyor.jpg
KAYNAKÇA DÖNMEZ, Yusuf(1985), Bitki Coğrafyası (Temel Bilgiler Ve Türkçe-Latince- İngilizce-Almanca-Fransızca Bitki Adları), Coğrafya Enstitüsü Yayınları, İstanbul.