HAZIRLAYANLAR:SİMAY,ELİF NAZ,ELİF ZEYNEP,YAĞMUR,YAĞMUR,ŞEVVAL.
KEMENÇE’NİN GEÇMİŞİ KEMENÇE NEDİR? Kemençe; Türk musikisi sazlarından biridir. Farsça küçük keman anlamındaki kemânçe sözünden gelir. Çok eskiden beri Türk musikisinde kullanılmakla beraber XIX. yüzyıl sonlarında Vasilâki ve Cemil çapında iki büyük virtüöz birden yetişince, bu saza rağbet arttı. Bu iki virtüozdan önce nadiren klâsik fasıllarda kullanılırdı; köçekçe takımları icrasına mahsus bir sazdı. Bugünkü kemençe, sazın gelişmiş şeklidir; yüzyıllar boyunca bir takım değişiklikler geçirmiştir. Sazın ilkel şekilleri, hâlâ Anadolu halk musikisinde kullanılır; bilhassa Doğu Karadeniz bölgesinin milli sazıdır.
Kemençe dize dayanarak ve yay ile çalınır. Keman yayı ile de çalmak mümkündür; fakat aslında keman yayının yarısı büyüklüğünde özel kemençe yayı ile çalınır. Çalarken kemanda olduğu gibi sol el perdeler üzerindedir, sağ elle yay tutulur. Sazın özelliği, tellerine parmakla değil, kıvrılan parmakların yalnız tırnakları ile basılmasıdır. Kemanınkinden ayrı ve insana heyecan veren bir sesi vardır; bu özelliği bakımından Türk musikisine mahsus sazların en güzeli ve en değerli-sidir diyebiliriz. Fakat keman kadar gelişmiş değildir. Çünkü ancak üç teli vardır. H. S. Arel tarafından dört telli olması ve bu tellerin aynen kemanda olduğu gibi düzenlenmesi düşünülmüştür. Bu düşünce bugün bazı sazendeler tarafından tatbik ediliyor.
Kemençe, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde ve Trabzon, Rize, Giresun yörelerinde çalınmaktadır. Kemençe çalınarak genelde horon tepilmektedir. Yöresel bir çalgı aleti olarak oyun ve eğlence için kullanılmaktadır. Kemençe insanları sevindiren, mutlu eden ve heyecanladıran bir müzik aletidir. Sürekli aynı ritimlerin elde edilmesi yaylı çalgılar arasında fazla tercih edilmemesine neden olmaktadır. Bu nedenle kemençe yöresel bir müzik aletidir.
BAŞ : Kemençenin saptan sonra gelen en üst kısmıdır. Üzerinde akort burgularını yani kulakları taşır. Tellerin takılabilmesi ve saklanması amacıyla arka taraftan içi boşaltılmış olan bu parça çalma sırasında sapı tutan ele mesnet olacak şekilde tasarlanmıştır. Kemençenin bu kısmına Rumlar tepe veya kifal demektedir. SAP : Elin kemençeyi kavradığı kısımdır. Aşağıdan yukarı doğru incelerek gelir. Bunda amaç sapın avuç içine tamamen oturmasıdır. Bazen ayakta çalınması zorunluluk olan bu sazın yorulmadan çalınabilmesi için sapın şekli ve ölçüleri çok önemlidir. Rumlarca goula olarakadlandırılır. GÖVDE : Adından da anlaşılacağı gibi kemençenin ana bölümüdür. İçinin oyulmuş olması nedeniyle tekne olarak ta adlandırılır. Aşağıdan yukarıya doğru hafif daralır. Rumca adı Soma'dır.
Gövdenin oyulmuş olan üst yüzeyini tamamen kaplayacak şekilde hafif dışa bombeli diğer sazların göğüs olarak adlandırılan kısmıdır. Rumca'da da kapak denmektedir ancak Rum kemençesinin kapağı bombeli değil düzdür. SES DELİKLERİ : Kapağın üzerindeki dikine iki yarıktır. Bu yarıklar sesin dışarı çıkmasına yardımcı olurlar. Rum kemençesinde genellikle bu yarıkların alt ve üst kısmında ikişer ve gövdenin iki yanında iki olmak üzere altı delik daha bulunur ve Rothounia olarak adlandırılır. YAY: Rumların Doksar dediği ve kemençenin boyundan biraz kısa bir çubuğa at kıllarının bağlamnası ile elde edilen bu parça reçinelenmiş at kılı demetinin tellere sürtülmesi ile ses çıkarır. Kıllar Keman yayınki kadar
ORTA EŞİK : Gergin telleri kapak üzerinde belirli mesafede tutan alt ve üst eşikler arasındaki bu seyyar mesnet halk arasında köprü (Rumca Gaidaron) olarak ta bilinir. Yerleştirilirken ses delikleri ortalanır. Tellerin üzerine oturduğu kısmı yani üst yüzeyi hafif kamburdur. ÜSTEŞİK :Gövdenin üst kısmında tellerin kulaklara geçtiği yerde kapağa değmelerini engelleyecek şekilde yerleştirilen sabit destektir. Hal arasında yastık olarak ta bilinir. DİREK : Can direği olarakta adlandırılır. İki ses deliği arasında kapağa destek olacak şekilde yerleştirilir. Üst ucu orta eşiğin bir ayağının tam altına denk