KAPLUMBAĞALAR Fakir BAYKURT
KONUSU Köylüler, yoksulluk ve sıkıntı içinde hayatlarından bezgin bir hâlde yaşarken Eğitmen Rıza bir öneride bulunur. Tozak'ın kıyısındaki düzlük, bağ hâline getirilebilir. Bütün köy halkı ve Rıza canla başla çalışırlar.
ÖZETİ Tozak’a yine yaz gelmiştir, kuru sıcak yine çevreyi kavurmaktadır. Köylüler neşeli insanlardır. Ne kadar sıkıntılı olursa olsunlar, şarap içerek eğlenirler. Şarap ihtiyacını çevre köylerden karşılarlar. Kendi toprakları hem susuz, hem de kıraçtır. Bundan ötürü köyde tek bir yeşillik yoktur. Şaraba olan düşkünlükleri, yöredeki içkiyi günah sayan Sünni köylerce alay konusu olur. Her üzüm alım satımında Tozaklılar bin bir güçlükle karşılaşırlar. Bu durum çok ağırlarına gider. Köyün eğitmeni Rıza’nın öncülüğü ile toprak kazılıp, bellenir, taşları ayıklanarak üzüm bağı haline getirilir. Çocuk çocuk, tüm köylü büyük bir hevesle çalışır. Bağlarına bir zarar gelmesin diye, köyün en yaşlısı Kır Abbas bile, karşılığında hiç bir şey almadan gece gündüz bekçilik yapar. Altı yıl sonra bozkır yeşerir, asmalar üzüm vermeye başlar. İlk ürün o kadar çok olur ki bol şarap yapıldıktan başka pekmez de kaynatılır. Artanı yol üstün çıkarılarak satılır. Şimdi Tozak köylüleri için yeni bir dönem başlamıştır. Herkes eski uyuşukluğunu atmış, canlı, çalışkan, hayat dolu birer insan olmuştur. Yazık ki mutlulukları uzun sürmez. Bir gün şehirden kadastro komisyonu çıka gelir. Memurlar bu yeşeren toprakların kimin olduğunu sorarlar. Gerçi topraklar öteden beri köyün ortak malıdır ama köylüler bunu ispat edemezler. Bu yüzden hazine topraklarına el koyar, yeniden köylüye satmayı teklif eder. İstenen para yüksek olduğundan kimse ödeyemez. Günü gelince bağlara haciz konur. Köylülerin borçlarına karşı çıkacak olan ürün alınacaktır. Tozak, günlerce bu duruma bir çözüm yolu arar, bulamaz. Üzümlere çocuğu gibi bakan Kır Abbas, emeklerinin ürününü başkasına vermektense kendi hayvanlarına yedirmeyi yeğ görür. Köyün bütün hayvanlarını bağlara sürer. Bağlar bir anda eski kıraçlığına bürünür. Durumu acıyla seyreden köylüler ağlarlar. Artık umutları suya düşmüştür. Yapacak bir şey kalmamıştır. Eski uyuşuk hallerine dönerler. Her biri küsüp kabuğuna çekilir.
ANA ŞAHISLAR Eğitmen Rıza: Tozak köyünün öğretmenidir. Bu köyde yetişmiş, atak, aklı başında, cesur ve bilgili bir kişidir. Köylüye yardım etmek için çabalar. Kır Abbas: Köyün ileri gelenlerindendir. Cesur, yenilgiyi kabul etmeyen bir kişiliği vardır. Çalışkan, merhametli bir kişidir. Eğitmen Rıza'nın en büyük destekçisidir. Battal: Köy muhtarı. ‘’Derya içre derya bilmez’’ bir devlet mührü taşıyıcısı. Cennet kadın : Kır Abbas’ın karısı. Cennet kadının yorgunlukları ve düşleri Anadolu kadınını anlamamızda bize yardımcı olacak. Hamdi Bey: Kasabalı memur. Kurtarıcı bilirkişi. Kökten yetişme bir aydın. Yazarın fikirlerinin sözcüsü. Sırrı Bey: Kaymakam vekili. Devlet yürütme erkinin romandaki imgesi. Ömer Bey: Hazine memuru.
ANA FİKİR Eski yıllardaki köy hayatını okuyucuya ulaştırmak, bu köylerde yaşayan insanların yaşam, eğitim, sosyal ve ekonomik koşullarını tasvir etmektir.