ALERJİK HASTALIKLARDA TEDAVİ
TEDAVİ METODLARI Alerjiden korunma İlaç tedavisi Antihistaminikler Dekonjestanlar Kromolinler Anti-lökotrienler Kortikosteroidler Anti-IgE tedavisi Alerjen spesifik immünoterapi (SİT)
Anti-histaminikler A. Birinci kuşak anti-histaminikler 1. Etanolaminler (difenhidramin, dimenhidrinat, karbinoksamin, Doksilamin) 2. Etilendiaminler (tripelenamin, antazolin, prilamin) 3. Alkilaminler (deksklorfeniramin, bromfeniramin, feniramin, tripolidin) 4. Piperazinler (buklizin, hidroksizizin, meklizin) 5. Fenotiyazinler (Methidilazin, prometazin) 6. Piperidinler (siproheptadin, ketotifen, azatadin)
B. İkinci kuşak antihistaminikler 1.Terfenadin (piperidin) 2. Astemizol (Piperidin) 3. Akrivastin (Alkilamin) 4. Loratadin, desloratadin, (Piperidin) 5. Ebastin (piperidin) 6. Setirizin, levosetrizin (Piperazin) 7. Fexofenadin (piperidin) 8. Rupatidin (piperidin) 9. Levokabastin (piperidin) 10. Azelastin, emedastin, epinastin, olopatadin
İkinci kuşak anti-histaminikler Bu preparatlar normal dozlarda non sedatif olarak bilinmekle beraber yüksek dozlarda sedasyona neden olmaktadır. Kardiyotoksik etkileri yoktur.
Topikal Anti-histaminikler -Topikal formlar santral sinir sistemine yan etkileri düşük olduğu için gündeme gelmiştir. -Azelastin ve levokabastin nasal spray formunda kullanımdadır. Günde iki kez nasal mukozaya sıkılır. -Etkisi çok kısa süre içinde başlar. Ancak yan etkileri de çabuk gelişir. -Nasal irritasyon ve tad alma bozukluğu yapar.
DEKONJESTANLAR Dekonjestanlar alfa adrenerjik agonist ilaçlardır. Etkilerini alfa adrenerjik sistem üzerinden alt konkada vazokostrüksiyon yaparak gösterirler. Anti-histaminiklerle en çok kombine edilen ilaç pseudoefedrindir. Diğer bir sistemik dekonjestan fenilpropolaminin günlük dozu 150 mg dir.
KROMOLİNLER Kromolinler mast hücre stabilizatörleridir. Nasal sprey formları kullanılmaktadır. Polen mevsimi öncesi kullanımına başlanmalıdır. Günde dört kez kullanım gerektirmesi bir dezavantajıdır. Teratojen etkisi yoktur. Gebelere rahatlıkla önerilebilir. Kromolin sodyum ve nedokromil kullanılan formlarıdır.
ANTİ-LÖKOTRİENLER Birinci yolda lökotrien sentezini bloke ederler (zileuton), ikinci yolda ise lökotrien reseptörlerini antagonize ederler. (zafirlukast). Günümüzde daha çok astım tedavisinde tercih edilen bir ilaç grubudur. Anti-lökotrienlerin alerjik rinit semptomları üzerine etkileri kısıtlıdır. Özellikle anti-histaminiklerle birliktelikleri etkinliklerini arttırmaktadır.
KORTİKOSTEROİDLER Bu preparatlar allerjik olayı birden fazla basamakta baskılar. Vasküler geçirgenliği azaltır, Membranları stabilize eder, Mediatör sentezini inhibe eder Araşidonik asit yolunu bloke ederek etkisini gösterir. Kortikosteroidler allerjik rinitin yol açtığı burun tıkanıklığı, hapşırma, burun akıntısı gibi semptomları kısa sürede giderir.
KORTİKOSTEROİDLER En sık tercih edilen preparatlar, prednisolon (100 mg-gün), metilprednisolon (80 mg-gün) im. veya oral uygulanır. Diğer bir seçenek ise depo formlardır. Depo steroid olarak kullanılan preparatlar; metilprednizolon asetat, triamnisolon asetonid, betametazon asetat olarak sıralanabilir.
Sistemik Kortikosteroidlerin Potansiyel Yan Etkileri Katarakt Cushing sendromu Adrenal süpresyon Hiperglisemi Menstürel siklus düzensizlikleri Hipokalemi Ödem Taşikardi Hipertansiyon Gastrointestinal irritasyon Kas erimesi Osteoporoz Femur başı aseptik nekrozu Mental bozukluklar
Topikal Nazal Kortikosteroidler Sistemik kortikosteroidlerin yan etkilerinden kaçınmak ve hedef organda yoğunlaşmak amacıyla topikal kortikosteroidler gündeme gelmiştir. Sistemik kortikosteroidler özellikle geç fazı etkilerken topikal olanlar hem akut, hem geç fazda etkilidirler.
Topikal Nazal Kortikosteroidler Deksametazon Beklometazon Flunisolid Triamnisolon Budesonid Fluticason Mometason
Anti-Ige tedavisi Omalizumab (Xolair): Humanize Anti-IgE monoklonal antikoru
Anti-IgE: Omalizumab Serumda serbest IgE seviyesini düşürür Antijen sunan hücrelerde Fc epsilon RI expresyonunu azaltır Serum, balgam ve bronşlarda eozinofil seviyesini düşürür B lenfositlerini azaltır Dolaşımdaki IL-13 düzeyini düşürür Mast hücreleri ve bazofillerden Ag-bağımlı mediatör salınımını azaltır Hava yolu inflamasyonunu azaltır
İMMÜNOTERAPİ İmmünoterapi alerjik hastalara hassas oldukları alerjen giderek artan dozlarda verilerek immünolojik tolerans sağlamayı amaçlar. İmmünoterapi diğer tedavi yöntemlerinden farklı olarak, immün sisteme direk etki ile hastanın alerjik problemlerinden tümüyle veya kısmi olarak kurtulmasını sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Serumdaki allerjen spesifik IgE zamanla azalırken, spesifik IgG artar ve IgE ile yarışır. İnflamatuar hücre göçü ve mediatör salınımı azalır.
İmmünoterapi tipleri Sublingual Daha düşük etkili Kolay kullanım Yan etki daha az Ev tozu ve polenlerle Mukozal tolerans hedef alınmıştır. Subkutan (Klasik, konvansiyonel) Daha etkin, yan etki daha ciddi Zahmetli, Her türlü allerjene yönelik Konvansiyonel, Clustered (hızlandırılmış), Rush
İmmünoterapi Endikasyonları Farmakoterapi ile semptomları gerilemeyen veya ilaç kullanımına bağlı yan etki gelişen alerjik hastalar Kaçınılması mümkün olmayan alerjenlere hassasiyet Semptomları iki veya daha fazla alerji sezonu süren hastalar İmmünoterapiye uyum sağlayabilecek hastalar
İmmünoterapi Kontrendikasyonları -Ciddi immun yetmezliği veya immünolojik rahatsızlığı olan hastalar - Malign hastalıklar. - 5 yaş altı 50 yaş üstü hastalar - Ciddi psikolojik bozukluklar - Ağır astım - Uyumsuz hasta
İmmunoterapi Yan Etkileri Lokal reaksiyonlar: 1.eritem 2.ödem 3.kaşıntı Bu lokal reaksiyonlar çok sık görülmez. Reaksiyon üç cm den küçükse tedaviye devam edilir. 5 cm den büyükse doz azaltılır. Sistemik reaksiyonlar Erken dönem: anaflaktik şok Astım krizi Larengeal ödem Ürtiker veya quincke ödemi Geç dönem:serum hastalığı
Etki süresi En düşük konsantrasyonda başlanır Her hafta doz 1-2 kat artırılır. Aylık idame doza çıkılır (max 1 ml) Beklenen etki 6 ay-1 yıl sonunda gözlenir. Etki yoksa kesilir. Etkili ise idame dozda 5 yıla tamamlanır.