GİRİŞİMSEL İŞLEM SORASI BAKIM
AMELİYAT SONRASI BAKIM (POST-OP BAKIM) Postoperatif Bakım = Ameliyatın sona ermesiyle başlayan ve hastanın normal fonksiyonlarına kavuşuncaya ya da tıbbi bakım sonlanıncaya kadar devam eden süreçteki hasta bakım girişimleridir. Ameliyat sonrası dönem birkaç günden birkaç haftaya kadar uzayabilir.
Ameliyattan sonra hasta uyanma ünitesine alınır Ameliyattan sonra hasta uyanma ünitesine alınır . Uyanma ünitesi , anestezi sonrası bakım ünitesi olarak da adlandırılan bu bölüm , hastanın ameliyattan sonra anestezi etkisi geçinceye ve yaşam bulguları düzenli oluncaya kadar yaklaşık bir iki saat kaldığı ünitedir. Bu ünitenin temel özelliği; hastanın hayati bulgularının monitörler aracılığı ile yakından takip edilmesi, acil durumlar için müdahale ekipmanlarının bulunması, yakın hemşirelik bakımının yapılması ve hastaların genellikle anestezi ve ameliyat ekibinin takibinde bulunmasıdır.
Ameliyat sonrası erken bakım, cerrahi girişim sonrası, hastanın anestezinin etkisinden çıktığı ilk birkaç saati kapsar. Ameliyat sonrası geç dönem, cerrahi girişim sonrası birkaç hafta yada ay sürebilen bu dönem, komplikasyonların önlendiği ve iyileşmenin sağlandığı evredir.
Hasta Bakımının Amacı: Bozulan hemostatik dengenin oluşturulması, Komplikasyonların önlenmesi, Ağrıların giderilmesi, Kısa sürede normal yaşama geri dönüşün sağlanmasında hastaya yardımcı olmak ve desteklemektir. Ameliyat sonrası hastaya iyi bir bakım verilmeli ve çok dikkatli izlenmelidir. Bu İzlem ; Ameliyat ve anestezinin etkileri kaybolana , Refleksler geri gelene, Yaşam bulguları stabil olana kadar sürdürülür.
AMELİYATTAN HEMEN SONRAKİ HASTA BAKIMI Ameliyattan sonra ayılma ünitesinde veya devamlı bakım ünitesinde hastaya bakım verilir. Daha sonra kliniğe alınır. AYILMA ÜNİTESİNDE HASTA BAKIMI Hastanın Ayılma Ünitesine Alınması: Ameliyatı tamamlanan hasta 2-3 kişinin yardımıyla masadan sedyeye dikkatli bir şekilde alınır. Hastanın dizleri ve bacakları sedyeye tespit edilir.
Sedyenin kenarlıkları yukarı kaldırılır. Hastanın vücut ısısını muhafaza etmesi için üzeri örtülür. Hasta ayılma ünitesine alınır. Uygulanan ameliyatın cinsine göre (açık kalp , organ transplantasyonu, büyük cerrahi girişimler) veya özel bakıma ihtiyacı olan hastalar doğrudan devamlı bakım ünitesine alınır. Hasta ameliyattan sonra ayılma ünitesine kabul edildiğinde hastanın güvenliğini ve bakımın sürekliliğini sağlamak için anestezist veya sirküle personel ünite hemşiresine sözlü ve yazılı rapor verir.
Ayılma odasındaki sağlık personaline; hastanın durumu , tıbbi tanısı , ameliyat sırasında komplikasyon geliştimi,patolojik değerlendirme yapıldımı, gözlenmesi gereken komplikasyon var mı , uygulanması gereken özel istem var mı gibi konularda bilgi verilir . Hasta ayılma ünitesinde yatağa alınır veya kenarlıkları kaldırılmış sedyede kalınır.
Ayılma Ünitesine Alınan Hastanın Bakımı : Hastanın solunum yolunun açık olması için uygun pozisyon verilir. Anestezi sonucu gevşeyen dil arkaya düşerek solunum yolunu tıkayabilir. Dili ön tarafta tutmak ve hava yolunun açık olmasını sağlamak için takılan airway hastanın kendine gelmesiyle alınır. Hastanın ayılma ünitesine alındığı saat kaydedilir. Hastanın bilinç düzeyi takip edilir. Hastanın yaşam bulguları stabil oluncaya kadar 15 dakikada bir ölçülür ve kaydedilir.
Hastanın cilt rengi ve nemi kontrol edilir. Cildin soluk, soğuk ve nemli olması , kanama belirtisi olabilir. Cilt ve mukozaların siyanoze olması, oksijensizlik belirtesidir. Hekime haber verilir. Hastanın kirli ve ıslak ameliyat gömleği çıkarılır. Temiz, kuru kıyafet giydirilir. Üzeri battaniye ile örtülür. Pansumanlara bakılır, ıslak ve kanama var mı kontrol edilir. Kanama varsa hekime haber verilir. IV sıvılar ;sıvının cinsi miktarı ve gidiş hızı kontrol edilir. Kan veriliyorsa hızı kontrol edilir ve reaksiyon belirtileri izlenir.
Ayılma Ünitesinde Hasta Bakımı Üretral ve diğer kateterlerinden gelen miktar ve özellikleri kaydedilir. Hasta anesteziden uyandığında ağrıdan şikayet eder. Ağrı değerlendirilerek giderilmeye çalışılır. Hasta gelişebilecek komplikasyonlar açısından tespit edilir. Ayılma Ünitesinde Hasta Bakımı
AMELİYATI TAKİP EDEN GÜNLERDE HASTA BAKIMI Hasta servise geldiğinde serviste bulunan sağlık personeli hastanın sedyeden yatağa alınmasına yardım eder. Hastanın yataktaki yatış pozisyonunu, doktor isteminden öğrendikten sonra hastaya yatakta pozisyon verilir. Özel bir durumu yoksa ayılma odasındaki gibi supine veya lateral pozisyon verilir. Kusma ihtimaline karşı başı yana çevrilir. Gerekirse ağzın yan tarafına böbrek küvet koyulur. Hastanın yaşam bulguları ameliyattan sonra ilk 3 saat 15 dakikada bir , sonraki 2 saat 30 dakikada bir, daha sonra saatte bir izlenmelidir.
HASTANIN UYANM ÜNİTESİNDEN KLİNİĞE ALINMA KRİTERLERİ Hasta uyanma ünitesinden kliniğe gönderilmeden önce aşağıdaki kriterler gözlenip, hasta ile ilgili uygulamalar kayıt altına alınmalıdır. Hastanın Uyanma Ünitesinden Kliniğe Alınma Kriterleri: Hastanın bilinci açık ve oryantasyonu tam olmalıdır. Anestezinin etkisi geçmiş olup hasta, dört ekstremiteyi hareket ettirebilmelidir. Yaşam bulguları düzenli olmalıdır. Yutma ve öğürme refleksleri yerine gelmelidir. bedenin herhangi bir yerinden aşırı miktarda drenaj olmamalıdır. Pansumanları kuru ve sağlam, açıkta drenajı olmamalıdır.
Hastada üretralkateter varsa idrar miktarının normal olup olmadığı değerlendirilmelidir. Hastayla ilgili tüm bulgular ve uygulamalar kayıt edilmelidir. Hastanın gönderileceği kliniğe bildirildikten sonra hasta, dosyası ve izlem formuyla kliniğe gönderilebilir.
AMELİYAT SONRASI HASTANIN KLİNİKTE BAKIMI Ameliyat sonrası hastanın klinik bakımında amaç; ameliyat sonrası dönemde gelişebilecek komplikasyonların önlenmesi, en aza indirilmesi, erken belirlenmesi ve oluşması durumunda tedavi edilmesidir. Kliniğe Getirilen Hastanın Bakımında Dikkat Edilecekler Hasta odasındaki ziyaretçiler dışarı çıkarılmalı, hasta için sessiz, sakin ve güvenli bir ortam hazırlanmalıdır. Oda ısısı 24-28 C derece de tutulmalıdır. Hasta yatağının fonksiyonları kontrol edilmeli yatak düz yatış pozisyonunda tutulmalıdır. Çarşaf gergin olmalı, hasta alt bezi ameliyat bölgesine göre yatak üzerine yerleştirilmelidir. Hasta odasındaki ekipman ve aletlerin yerinde ve hazır olması sağlanmalıdır.
Ameliyathane ya da uyanma ünitesi çalışanlarından , hastanın ne zaman ağzından sıvı alacağı, izin verilen sıvı\ gıdalar ile, yatak pozisyonu vb. konularla ilgili bilgiler alınmalıdır. Hasta klinikte yatağına alındıktan sonra genel durumunu belirlemek için hastanın yaşam bulguları ölçülür, cilt rengi ve beden ısısı kontrol edilir, bilinç durumu değerlendirilmelidir. IV sıvı miktarı ve gidiş hızı kontrol edilmelidir.
Drenaj tüpleri varsa bunların miktarı ölçülüp kaydedilmelidir.
AMELİYATI TAKİP EDEN GÜNLERDE BAKIM HEDEFLERİ Hastanın ayılma ünitesine alınmasından taburcu oluncaya kadar geçen dönemdeki temel bakımın amacı, ameliyat nedeniyle bozulan beden, iç dengesinin yeniden düzenlenmesidir. Bedenin iç dengesinin düzenlenmesi ise bedendeki tüm sistemlerin normal fonksiyonlarını sürdürmelerine bağlıdır.
Ameliyat Sonrası Bakım Hedefleri: Kardiyovasküler fonksiyonu sürdürmek, Solunum sistemi fonksiyununu sürdürmek, Yeterli beslenme boşaltımı sağlamak, Sıvı-elektrolit dengesini sürdürmek, Böbrek fonksiyonunu sürdürmek, İstirahati sağlamak, Yara iyileşmesini sağlamak, Hareketi sağlamak, Psikolojik destek sağlamak, Komplikasyonları önlemektir.
Kardiyovasküler Fonksiyonu Sürdürmek Kardiyovasküler fonksiyonlarının yeterliliğini anlamak için hastanın kan basıncı, nabız ve solunum değerlendirilmesi gerekir. Kan Basıncı: Kan basıncının normal sınırlarda olup olmadığını anlamak için ameliyat öncesi ölçülen kan basıncını bilinmesi ve ameliyat sonrası bulunan değerle karşılaştırılması gerekir. Sistolik basınç değerinin önceki değerinden 20 mmHg dan daha fazla düşüş göstermesi, sistolik basınç değerinin 80 mmHg nın altında olması, kan basıncının değerinin her ölçümde 5\10 mmHg lık bir düşüş göstermesi durumunda doktora haber verilir.
Nabız : Ameliyat sonrası erken dönemde hasta taşikardi, bradikardi ve düzensiz nabız açısından dikkatla takip edilir, böyle bir durumla karşılaşılırsa doktora haber verilir. Solunum: Anesteziden sonra hastanın solunumu yavaş ve derindir. Hasta bilinçli veya bilinçsiz olarak ağrıyı önlemek derin solunum yapmaktan kaçınabilir.bu nedenle hastanın ağrısı giderilmeli ve derin solunum yapması sağlanmalıdır. Bunun için hasta öksürtülür ve önerilen pozisyon verilir. Ameliyattan sonra sağlık personellerine bildirilmesi gereken solunum sorunları şöyledir: Hızlı ve zor solunum Yüzeysel ve yavaş solunum Yüzeysel ve zor solunum
Solunum Sistemi Fonksiyonunu Sürdürmek Hastanın solunum fonksiyonunun yeterli olması ameliyat sırası ve sonrasında solunum yollarının açık ve temiz olmasına bağlıdır. Ameliyat sonrası en önemli sorun; boğazda mukus toplanması , mukus ya da kusmuğun aspre edilmesi, yutma refleksinin kaybı, çene ve dil kaslarının gevşemesiyle dilin geriye kaçması gibi nedenlerle gelişen solunum tıkanıklığı veya ilaçlar, ağrı, kronik akciğer hastalığı ve şişmanlık nedeniyle gelişen hipoventilasyondur.
Solunum fonksiyonun yeterli olmadığı ve sağlık profesyonellerine bilgi verilmesini gerektiren belirtiler: Huzursuzluk, rahatsızlık, endişe. Hızlı -ipliksi (filiform) nabız. Bulantı, kusma. Wheezing (ıslık sesi) . Larenge alstridor (nefes alırken duyulan kaba, yüksek perdeden ses).
Ameliyat sonrası erken dönemde solunum fonksiyonunu geliştirmek için yapılması gerekenler: Hastaya ,dilin geriye kaçıp solunum yolunu kapamasını önleyecek pozisyon vermek. Aspiratörle hastanın ağız ve farenksindeki sekresyonları temizlemek. Doktor istemine göre oksijen tedavisine başlamak. Derin solunum ve öksürük egzersizleri yaptırmak. Derin dolunum için kullanılan bazı araçları hastaya öğretmek. Yeterli sıvı alınmasını sağlamak. Mümkün olan en erken dönemde ayağa kaldırmak Solunum enfeksiyonu yönünden hastayı gözlemek gerekir.
Yeterli Beslenme ve Boşaltımı Sağlamak Ameliyattan sonra nekahat devresinin kısa olaması, ameliyat yarasının çabuk iyleşmesi için ameliyattan sonra yeterli sıvı almaya ve beslenmeye ihtiyacı vardır. Genel durumuna göre hastaya en kısa sürede diyet başlanır. Normal diyet, GİS fonksiyonlarının kısa sürede normale dönmesini sağlar ve hasta üzerinde olumlu psikolojik etki yaratır. Ameliyattan sonraki 2. ya da 3. güne kadar bağırsak hareketleri yoksa laksatif ilaç ya da boşaltıcı lavman yapılmalıdır.
Gastroistestinal Sisteminin Sürdürülmesinde Bakım Hedefleri: Anestezi sonrası, bulantı ya da kusma oluşabilir. Bulantıyı önlemek için öncelikle ilaçsız yöntemler uygulanır. Hasta odası havalandırılır,belli bir süre hasta yakınları bilgilendirilerek ziyaretçi kısıtlanır, solunum egzersizleri yaptırılır. Ameliyat sonrası nazogastrik sondası (NGS) olan hastaların nazogastrik sondadan gelen sıvı miktarları, sıvının niteliği kontrol edilip kaydedilir.
Laparoskopik batın ameliyatlarından sonra, batın için distansiyon oluşabilir. Gazın birikmesi sonucu, karın içinde ağrı ve gerginlik hissi oluşur. Distansiyon bağırsak hareketlerinin hızlanmasıyla ortadan kalkabilir. Buna yönelik hafif masaj uygulanabilir ve ekstremiteler yatak içinde aktif - pasif hareket ettirebilir. Hastanın mobilize olmasında tıbbi bir sakınca yoksa hasta sık sık mobilize edilir. Ameliyat tipine ve kronik hastalıklarına göre hastaya uygun rejim yapılır. Hastanın tolere edileceği rejim ile başlanmalı, daha sonra diğer rejimlere geçilir. Örneğin; batın ameliyatlarında sulu gıdayla başlanıp, hastann klinik durumuna, tolerans durumuna göre yumuşak gıda ve katı gıda gibi geçişlerle hastanın beslenmesi sağlanır.
Sıvı-Elektrolit Dengesini Sürdürmek Sıvı - elektrolit dengesizlikleri bedendeki tüm sistemleri etkilediğinden ameliyattan sonra bu dengeyi sağlamak çok önemlidir. Sıvı-elektrolit dengesinin sürdürülmesine yönelik dikkat edilecek hususlar : Hastanın aldığı - çıkardığı dikkatli bir şekilde ölçülüp kayıt edilmesi, normal olmayan bulguların sağlık personellerine bildirilmesi. Sıvı- elektrolit dengesizliği belirti ve bulguların izlenmesi Bedendeki tüplerin uygun bir şekilde yıkanması. solunum asidozunu önlemek için hastaya derin solunum ve öksürük egzersizlerinin yaptırılması. Bağırsak hareketleri başladığında hastaya uygun sıvıların ağız yoluyla verilmesi.
Renal Fonksiyonu Sürdürmek Hastaya, sıvı kısıtlaması yoksa yeterli miktarda sıvı verilir. Hastanın aldığı-çıkardığı izlemi ameliyattan sonra en az 48 saat yapılmalı, sıvı kıstlaması yapılan en az 1 hafta izlenmelidir. Hastanın mesane kateteri varsa saatlik idrar miktarı izlenir ve kaydedilir, 2 saat süresince saatlik idrar miktarı 30 ml`den az veya dünde 500 ml`den fazla ise doktora haber verilir. Hasta idrarını yapamıyorsa hastaya sürgü verilir. Hastanın altında sürgü varken musluk açılarak su sesinin idrar refleksini uyarması sağlanır.
Hastanın perineal bölgesinin üzerine vücut ısısında su dökülerek mesane üzerine hafif masaj yapılabilir. Hasta yardımla kalkabiliyorsa tuvalete götürülebilir. Sakınca yoksa erkek hastanın yatak kenarında dik durarak idrar yapmasına yardımcı olunur. Bütün yapılan uygulamalara rağmen hasta idrarını yapamıyorsa, mesane pubis üzerinden elle hissediliyor, üzerine basınca ağrı duyuyorsa doktora haber verilir.
İstırahati Sağlamak Hastanın ameliyattan sonra sağlığına kavuşmasında önemlidir. Hastanın yeterince istırahat edebilmesi; ameliyat sonrasında görülen ağrı, huzursuzluk, bulantı ve kusma gibi sorunların giderilmesine bağlıdır. Hastanın ağrısını gidermek için hastanın pozisyonu değiştirilebilir, hastanın elini yüzünü silerek ve yatağını değiştirerek rahatlaması sağlanılır. Hastanın pansuman, bandaj ve varsa alçısı kontrol edilerek ıslaklık, sıkma , basınç olup olmadığına bakılır , gerekirse doktora haber verilir.
Yara İyileşmesini Sağlamak Hareketsizliğe bağlı olarak gelişebilecek problemleri önlemek için hastaya derin solunum, öksürük, yatak içinde dönme ve ekstremite egzersizleri yaptırılır. Yaranın pansumanı düzenli yapılır, kanama belirtileri takip edilir, pansuman değiştirilirken cerrahi asepsi ilkelerine uyulmalıdır. Pansumanlardaki aşırı drenaj, yara etrafındaki kızarıklıklar, sıcaklık, sızıntı ve hastanın ateşinin olması enfeksiyon belirtisidir. Bu belirtiler varsa doktora haber verilir.
Erken Ayağa Kaldırmak ( Erken Mobilizasyon) Hastanın ameliyattan sonra en kısa sürede kendi bakımını üstlenmesi sağlanarak hareketsizliği önlenebilir. Erken dönemde hasta mobilize edilir. Hasta ayağa kaldırılmadan önce yatakta oturtulur. Bir müddet beklenir. Nabzına bakılır, baş dönmesi olup olmadığı sorulur. Hasta iyiyse bacakları karyoladan aşağı indirilerek terlikleri giydirilir ve ayağa kaldırılır. Gezdirmenin süresi hastanın durumuna göre ayarlanır.
Psikolojik Destek Sağlamak Ameliyatın anlamı herkes için farklıdır. Bu farklılığın bilinmesi, hasta ve ailesinin uygun psikolojik desteğin sağlanmasında yardımcı olur. Her hastanın psikolojik destek ihtiyacı, uygulanan ameliyat çeşidine bağlı olduğu kadar hastanın sosyal yapısına da bağlıdır. Ameliyat sonrası problemli geçen hastaların psikolojik destek ihtiyaçları daha fazladır.
Ameliyat Sonrası Erken ve Geç Komplikasyonlar Ameliyattan sonra 30 gün içerisinde çıkan ve istenmeyen herhangi bir durum, ameliyat komplikasyonu olarak tanımlanmaktadır. Postoperotif erken komplikasyon: Anestezinin son bulduğu andan itibaren 2-3 gün içerisinde oluşan komplikasyonları kapsar. Postoperatif geç komplikasyon: Genellikle postoperatif dönemin 3-10. günlerinde ortaya çıkan komplikasyonları kapsar
Postoperatif Erken Komplikasyonlar Solunum Sorunları Atelektazi: Akciğer dokusunun bir kısmının veya tümünün kollabe olması, havasız kalması, büzülmesidir.En sık görülen postoperatif komplikasyondur. İlk 48 saat içerisinde gelişir. Toraks ve karın ameliyatı geçirenlerde daha fazla görülür. BU DURUMDA: Hasta, derin nefes alıp verme ve öksürmeye teşvik edilir. Balon şişirtilir, Hastanın yatakta pozisyon değiştirmesine yardım edilir. Hastanın sırtına perküsyon yapılır. Erken mobilize edilir.
Aspirasyon pnömonisi: Kusmuk, kan ve sekresyonun solunum yollarına kaçmasıyla akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Aspirasyon pnömonisini önlemek için aspire edilen materyal endotrakeal tüpten geriye alınır. Bol kusmuk yutanlarda serum fizyolojik ile bronşların irigasyonu ve doktor istemine göre pastüral drenaj yapılır. Ağız bakımı ve nemli oksijen verilir, hastanın dinlenmesi ve ağızda bol sıvı alması sağlanır.
Kardiyovasküler Sorunlar : Hipotasiyon: Ameliyattan sonra en önemli nedeni kanamalardır. Bu durumdaki hastada taşikardi, taşipne, filiform nabiz, sıkıntı hissi, soğuk terleme, nemli deri oluşur. Hastanın hızlı kan transfüsyonuna rağmen santral venöz basınç düşükse kanama devam ediyo demektir. Gerektiğinde doktara haber verilir.
Pulmoner Ödem: Genel anastezi ile ameliyat edilen 40 yaş üzerindeki hastalarda, kalp hastalığı olan yaşlı hastalarda fazla sıvı verilmesi durumunda pulmoner ödem gelişebilir. Nörolojik sorunlar: Bilinç, oryantasyon, duyarlılık ve hareket etme ile; pupillaların reaksiyonu, çapı ve eşit olma durumu üzerine odaklanır. Hasta uyanık, uykulu ya da uyuyor olabilir.
Ürolojik Sorunlar İdrar Retansiyonu: Hastalar normal olarak ameliyattan 6-8 saat sonra idrar çıkarır. Bu süre içerisinde hasta idrar çıkarmazsa doktora haber verilir. Akut Böbrek Yetmezliği: Böbrek hastalığı olanlarda, fazla sıvı- elektrolit kayıplarında, nefrotoksik ilaç kullananlarda, böbrek arterleri civarında yapılan cerrahi girişimlerde ve hipotansiyon durumlarında böbrek yetmezliği gelişebilir. Bu durumda sıvı- elektrolit denge sağlanır.
Vücut Isısı Sorunları Hipertermi: Ameliyat sonrası dönemin ilk günlerinde, vücudun travmaya karşı cevap olarak 37,5 - 38 °C ' ye kadar çıkması normal karşılanır. Ateşin ilk 48 saat içerisinde 38 °C ' in üzerine çıkması genellikle atelektoziye bağlanır. İkinci günden sonra görülen ateş, hastada bulanan kateterlerin flebite (ven iltihabı) neden olmasını, üriner enfeksiyonu, pnömoniyi, 5. günden sonraki ateş ise yara enfeksiyonunu düşündürür.
Hipotermi: Anestezi nedeniyle hareketsizik, geniş deri yüzeyinin açık kalması, sıvı buharlaşması, verilen kan ve serumların soğuk olması, ameliyatın uzaması, ameliyat sırasında ısı kaybına neden olur. Ameliyattan sonra hastanın üzeri hafif yün battaniyelerle örtülür, hastanın giysileri ve yatak takımlarının kuru olmasına dikkat edilir. Kanama: Yara da kan ve pıhtı birikir. Yara kenarlarında kabarıklık, morarma, şişlik, rahatsızlık hissi ve dikişler arasında kanama gibi belirtiler oluşur. Bu durumda doktora haber verilir. Yara takibe alınır.
Bulantı Kusma: Anestezik ilaçların etkisi, anestezi başlangıcında midenin hava ile dolması, bağırsak peristaltizmin durması, ameliyat sonrası sekrasyonların birikmesi ile midenin dolması gibi nedenler bulantı ve kusmaya neden olur. Kusma sırasında hastanın başı yana doğru çevrilir (aspire etmesi için). Ağız bakımı verilir. Hastanın yüzü silinir. Mide Distansiyonu: Ameliyat sonrası dönemin ilk günlerinde midenin gaz ve sekresyonla dolması sonucu ortaya çıkan ve sık rastlanılan komplikasyondur. Mide şişer, gerilir. Hastaya nazogastrik tüp konularak gaz ve mide içeriği dışarı atılır. Nazogastrik tüp peristaltizm başlayana kadar yerinde tutulur. Aspire edilerek çalışması sağlanır.
Akut Mide Dilatasyonu: Ameliyatı takiben 4-24 saat sonra ortaya çıkar Akut Mide Dilatasyonu: Ameliyatı takiben 4-24 saat sonra ortaya çıkar. Mide kanamasına neden olacak kadar gaz ve sıvı birikip genişlemesidir. Genel anestezi ile yapılmış üst karın ameliyatlarından sonra sık gelişir. Midede bulunan gaz ve sıvı midenin aşağı sarkmasına ve mide çıkışını mekanik kapanmasına neden olur. Hastanın bağırsak sesleri yoktur, kusma vardır. Kusmuk özel kokulu, kahverengi siyah veya kahverengi yeşil görünmektedir.
Ameliyat Sonrası Geç Komplikasyonlar Pnömoni: Ameliyat sonrası akciğerlerden biriken sekresyonun atılmaması, sekresyonlarla birlikte mide içeriğinin aspire edilmesi sonucu akciğer dokusu iltihaplanır. Hastanın ateşi yükselir, titreme ve taşipne gelişir. Akciğer embolisi: Pulmoner arter dallarının, ven duvarlarında kopan pıhtı ile tıkanması ve akciğer dokusunun hasarı ile oluşan ciddi bir durumdur.
Tromboflebit: Genellikle ameliyattan 7-14 gün sonra ortaya çıkar Tromboflebit: Genellikle ameliyattan 7-14 gün sonra ortaya çıkar. Ameliyat sonra gelişen dehidratasyon kan akımının yavaşlamasına ve kanın pıhtılaşmasına neden olabilir. Uzun süre hareketsizlik ve şişmanlık da bu komplikasyonun gelişmesinde rol oynar. Tromboflebitin en büyük tehlikesi ven duvarında kopan pıhtının dolaşıma katılarak hastanın akciğer, kalp ya da beyin damarlarını tıkamasıdır. Tromboflebit daha çok femoral ve ilyak venlerde görülür. Ameliyat sonrası hastaya bacak egzersizlerinin yaptırılması hastanın erken dönemde ayağa kalkmasıyla bu risk ortadan kaldırılır.
Yara Enfeksiyonu: Bu ameliyattan sonra 5. günde ortaya çıkar Yara Enfeksiyonu: Bu ameliyattan sonra 5. günde ortaya çıkar. Ameliyat öncesi dönemde uygun cilt temizliğinin yapılmaması, ameliyat esnasında kullanılan malzemelerinin kontamine olması, ameliyat sonrası dönemde yara enfeksiyonuna yol açabilir. Yara enfeksiyonunda hiperterminin yanı sıra; halsizlik, bitkinlik, nabızda ve solunumda artma görülür.
Yara Açılması ve Eviserasyon: Yara açılması, ameliyat yarasının birleşim yerinde bir açıklık olmasıdır. Eviserasyon; beden içindeki organın insizyon yerinden dışarı çıkmasıdır. Yara açılması ve eviserasyon kronik hastalığı olan (diyabet vb.), beslenmesi bozuk çok zayıf ve şişman hastalarda daha sık görülür. Ayrıca ameliyatta yaranın uygun şekilde kapatılmaması ve öksürük, hapşırma, kusma nedeniyle dikişlerin aşırı derecede gerilmesi de rol oynar.
Yara açılması ve eviserasyon ameliyattan sonra her zaman görülsede sıklıkla ameliyat sonrası yaranın en zayıf olduğu 6. ve 7. günlerde gelişir. Bu durumu önlemek için hasta öksürürken insizyon yeri desteklenir. Eviserasyon geliştiğinde yapılacak ilk işlem serum fizyolojik ıslatılmış steril kompresle dışarı çıkmış olan organın üzeri örtülür ve doktora haber verilir.
Paralitik İleus: Bağırsak hareketlerinin durmasıdır. EN ÖNEMLİ NEDENLERİ ; Anestezi, Ameliyat esnasında batındaki organların ellenmesi, Sıvı-elektrolit dengesizlikleri, Ameliyat yarasının enfekte olmasıyla gelişebilir. BELİRTİLERİ; Bağırsak seslerinin olmayışı, Hastanın gaz ve dışkı çıkarmamasıdır. Bu durumda hastaya intestinal ya da nazogastrik tüp yerleştirilip sakşına bağlanır. IU mayi takılır. Elektrolit dengesizliği varsa tedavi edilir. Ameliyat sonrası gelişen abdominal distansiyonu ortadan kaldırmak için hasta erken mobilize edilir.
Peritonitler: Periton boşluğu, organ (mide vb Peritonitler: Periton boşluğu, organ (mide vb.) ve bazı yapıların (apandisk) perferasyonu sonucu kirlenir. Ameliyattan sonra 4-7. günler arasında, ateş, lokal karın ağrısı olduğunda önce yaranın enfekte olup olmadığına bakılır. Yara da enfeksiyon yoksa peritonit ve apse yönünden inceleme yapılır. Psikiyatrik Komplikasyonlar: Kolostomi, trekeostomi gibi yeni durumlar postoperatif 3. günde itibaren bazı hastalıklarda psikolojik sorunların oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle sağlık personeli hastayla yakından ilgilenir.
Akut Parotis: Hastalarda postaperatif dönemde ağız bakımı verilmemesi, nazogastrik tüpün uzun süre yerinde kalması, dehidratasyon, yaşlılık, kanser gibi nedenlerden dolayı parotis bezi iltihaplanır. Dekübitüs: Uzun süre yatağa bağımlı olarak aynı pozisyonda yatılması, ödem, yetersiz beslenme, zayıflık, şişmanlık, derinin ter ve idrarla tahriş olması gibi nedenlerle dekübitüs gelişebilir. Bunu önlemek için hastanın pozisyonu 2 saatte bir değiştirilir, hastanın basınç noktaları gözlenilir. Sağlık personeli dekübitüs oluşmasını önlemek için gerekli tüm bakımları eksizsiz yapmalıdır.
AYŞE GÜDET ŞEYMA KUNT 10-B \ 785 10-B \ 754 ÖĞRETMEN: FATMA ÇAĞLAR HAZIRLAYAN: AYŞE GÜDET ŞEYMA KUNT 10-B \ 785 10-B \ 754 ÖĞRETMEN: FATMA ÇAĞLAR