You should be pround of her.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
A GAP YEAR PLAN Bir ara / boş YIL PLANI
Advertisements

RELATIVE CLAUSES YASEMİN TURAN ( B ) ELT 1.
If you delete this after reading... you'll spend a year of ill luck! But... if you send it to (at least) 2 friends... you'll have 3 years of good luck!!!
Yabancı Dil - II Bölüm - 1.
(OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI)
UNIT FIFTEEN Health and Sports
Modals (Kipler) By Yunus Özüberk.
SÜMEYYE KARABOYUN İÖP-1
Soru sorma Geniş zaman “DO – DOES”
Yabancı Dil- II Bölüm - 3.
EXPRESSING OPINIONS ( fikirleri belirtme)
NOUN CLAUSES (İSİM CÜMLECİKLERİ).
UNIT- 3 OUR NATURAL HERITAGE.
CONDITIONAL SENTENCES
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
Keziban Şimşek
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
Woman to Woman Encouragement Kadının Bir Kadına Desteği.
POSSESSIVE PRONOUNS.
21/02/2016 A Place In My Heart Nana Mouskouri « Istanbul « (A Different Adaptation)
 The water is cold.  Everything became clear.
Have to / has to ©2016 ingilizcebankasi.com.
PRESENT CONTINUOUS © 2016 ingilizcebankasi.com.
© 2016 Future simple (will) © 2016 ingilizcebankasi.com.
©2016 be ©2016 ingilizcebankasi.com.
SIMPLE PAST TENSE YAPISI
Can / could ©2016 ingilizcebankasi.com.
MUSIC FOR COMENIUS BROTHER HOOD NEVER ENDS BROTHERHOOD NEVER ENDS…. *We are not going to give up yet *It's time for us to make our move *We fed up with.
Near future (be going to)
SIK kullanılan CÜMLELER
Practice your writing skills
Must ©2016 ingilizcebankasi.com.
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
:Hazırlayan: BARIŞ AKYÜZ
SO THAT IN ORDER THAT IN ORDER TO IN CASE. So that In order that cümle Özne + fiil + nesne Sentence Subject + Verb + Object So that: için in order that:
Neil Armstrong
Grade 8 Unit 7 Bilginbakterim.com.
COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
Present Perfect & Simple Past I love to travel. I have been to more than 10 countries.
IF CLAUSE TYPE 2 Conditionals.
8th grade english lesson friendship topic presentation. -8
David’s father has worked as a policeman ……………… he was 25. since for since.
Can I walk there? Is it far?
Who wants to start? Kim başlamak ister? 401.
-Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz?
I’d like to show to you a report if you don’t mind.
I’m going home now. Şimdi eve gidiyorum. 241.
Would you like a different color?
I understand. Anlıyorum. 121.
I’m sorry Michael but I have to go now.My friends are waiting for me.
Welcome to our competition.
THE CANTERVILLE GHOST by Oscar WILDE CHARACTERS.
Excuse me. Afedersiniz. 1.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
If you delete this after reading... you'll spend a year of ill luck!
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
tomorrow soon next week / year in five minutes/ in two hours later today I'll go to the market tomorrow. Don’t worry. He will be here soon. There.
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
SİMPLE PAST TENSE Grup Üyeleri
CONDITIONALS TYPE
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
8. SINIF 1. ÜNİTE söz kalıpları
PRESENT CONTINUOUS. Present continuous (am/is/are + V-ing) I am (=’m) playing football today. He She It is (=’s) We You They are (=’re)
İNGİLİZCE START Örnek Ders Anlatımı Farklı Konulardan
CONDITIONALS TYPE
UNIT 6 Future Perfect.
İNGİLİZCE THE FUTURE TENSE ( BE GOING TO ). Be going to gelecek zamanda olan bazı olayları ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. İNGİLİZCE THE FUTURE.
“8. SINIFLAR” MASTERMIND UNIT 4 On the phone Wopenglish GURURLA SUNAR…
NAME:MERYEM SURNAME:ACAR CLASS:7/E NUMBER:628. UNIT 7 DREAMS.
Sunum transkripti:

You should be pround of her. Onunla gurur duymalısın. 441

You should be pround of yourself Kendinle gurur duymalısın. 441

Seninle gurur duyuyorum. I am pround of you. Seninle gurur duyuyorum. 441

Biz sizinle gurur duyuyoruz. We are pround of you. Biz sizinle gurur duyuyoruz. 441

He is pround of children. O çocuklarıyla gurur duyuyor. 441

He should be pround of his children. O çocuklarıyla gurur duymalı. 441

-Steak is always good. -I don’t eat meat. -Biftek her zaman güzeldir. -Ben et yemiyorum. 442

Would you like to eat meat? Et yer misin? 442

I always eat meat. Ben hep et yerim. 442

Sipariş vermeye hazır mısınız? Are you ready to order? Sipariş vermeye hazır mısınız? 443

I am not ready to order yet. Sipariş vermeye daha hazır değilim. 443

I am redy to go. Gitmeye hazırım. 443

I don’t want to see the game. Maçı izlemek istemiyorum. 444

I would like to see the game. Maçı izlemek isterim. 444

Maçı görmem gerekiyor(lazım) I have to see the game. Maçı görmem gerekiyor(lazım) 444

I can see the game. Maçı izleyebilirim. 444

How about the Turkish restaurant down the street? Sokağın sonundaki Türk restoranına ne dersin? 445

How about the Italian restaurant in Beşiktaş? Beşiktaş’taki İtalyan retoranına ne dersin? 445

Who plays better? Kim daha iyi oynuyor? 446

I play better than him(her). Ben ondan daha iyi oynuyorum. 446

He(she) plays better than me. O benden daha iyi oynuyor. 446

They play better then us. Onlar bizden daha iyi oynuyor 446

I think she plays better. Bence o daha iyi oynuyor. 447

I think they play better. Bence onlar daha iyi oynuyorlar. 447

Bence biz daha iyi oynuyoruz. I think we play better. Bence biz daha iyi oynuyoruz. 447

Ben ondan daha iyi oynuyorum. I play better than her. Ben ondan daha iyi oynuyorum. 448

She plays better than me. O(bayan) benden daha iyi oynuyor. 448

We play better than them. Biz onlardan daha iyi oynuyoruz. 448

They play better than them. Onlar sizden daha iyi oynuyorlar. 448

They play better than us. Onlar bizden daha iyi oynuyorlar. 448

Ben sana öğretebilirim. I can teach you. Ben sana öğretebilirim. 449

Sana(size) öğretebilir miyim? Can I teach you? Sana(size) öğretebilir miyim? 449

Biz onlara öğretebiliriz. We can teach them. Biz onlara öğretebiliriz. 449

I play tennis everyday at the tennis court in front of the hospital. Hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynarım. 450

Eskiden hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynardım. I used to play tennis everyday at the tennis court in front of the hospital. Eskiden hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynardım. 450

How old are you? I am seventeen years old. Kaç yaşındasın? On yedi yaşındayım. 451

How old are she(he)? O kaç yaşında? 451

How old are they? Onlar kaç yaşındalar? 451

-What is your niece studying? -She’s studying Computer Sciences. -Yeğenin ne okuyor? -O bilgisayar bilimi(informatik) okuyor. 452

What is your son studying? Oğlun ne okuyor? 452

You can buy a dress for her. Onun için bir elbise alabilirsin. 453

Onun için ne alabilirim? What can I buy for her? Onun için ne alabilirim? 453

Onun için bir araba alabilirsin. You can buy a car for her. Onun için bir araba alabilirsin. 453

O kırmızı gülleri sever. She loves red roses. O kırmızı gülleri sever. 454

O kırmızı gülleri sever mi? Does she love red roses? O kırmızı gülleri sever mi? 454

Ben kırmızı gülleri severim. I love red roses. Ben kırmızı gülleri severim. 454

Can you buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek alabilir misin? 455

I would like to buy some flowers for your mum Annen için bir kaç çiçek almak isterim. 455

I want to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek almak istiyorum. 455

I am going to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek alacağım. 455

I have to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek almak zorundayım. 455

I can buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek alabilirim 455

I bought buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek aldım. 455

I still love my ex-girlfriend. Hala eski kız arkadaşımı seviyorum. 456

Do you still love your ex-girlfriend? Hala eski kız arkadaşını mı seviyorsun? 456

I don’t love my ex-girlfriend any more. Eski kız arkadaşımı artık sevmiyorum. 456

He still loves hisex-girlfriend. O hala eski kız arkadaşını seviyor. 456

Can I drive there with your car? Oraya senin arabanla gidebilir miyim? 457

You can drive there with his car(her car). Oraya onun arabasıyla gidebilirsin. 457

They can drive there with our car. Onlar oraya bizim arabamızla gidebilirler. 457

I have a better idea. Daha iyi bir fikrim var. 458

Do you have a better idea? Daha iyi bir fikrin var mı? 458

I don’t have a better idea. Daha iyi bir fikrim yok. 458

What’s wrong with our relationship? İlişkimizin neyi var? 459

What’s wrong with your relationship? İlişkinizin neyi var? 459

What was wrong with our relationship? İlişkimizin neyi vardı? 459

Do you know where the museum is? Müzenin nerede olduğunu biliyor musun? 460

I don’t know where the museum is. Müzenin nerede olduğunu bilmiyorum. 460

Who can know where the museum is? Müzenin nerede olduğunu bilebilir? 460

I don’t want to know where the museum is. Müzenin nerede olduğunu bilmek istemiyorum. 460

Onu mutlu etmek istiyorum. I want to make her happy. Onu mutlu etmek istiyorum. 461

Do you want to make her happy? Onu mutlu etmek istiyor musun? 461

I want to break up. Ayrılmak istiyorum. 462

Ayrılmak mı istiyorsun? Do you want to break up? Ayrılmak mı istiyorsun? 462

No,I don’t want to break up. Hayır,ayrılmak istimiyorum. 462

She’s a student at Stanford University. O Stanford Ünivesitesi’nde öğrenci. 463

Where is she a student? O nerede öğrenci? 463

Isn’t she a student at the University of Ankara? O Ankara Üniversitesinde (bir) öğrenci değil mi? 463

Tailor is on the north street, in front of the hospital. Terzi kuzay Caddesi’nde, hastanenin önünde. 464

The hospital is on the south street in fornt of the tailor. Hastane güney caddesinde terzinin önünde. 464

Araba anahtarımı gördün mü? Did you see my car keys? Araba anahtarımı gördün mü? 465

No,I didn’t see your car keys? Hayır araba anahtarlarını görmedim. 465

I don’t know where your keys are. Anahtarlarının nerede olduğunu bilmiyorum. 466

Do you know where my car is? Arabamın nerede olduğunu biliyor musun? 466

No,I don’t know where your car is. Hayır senin arabanın nerede olduğunu bilmiyorum. 466

-Where do you live? -I live in Susam Street. -Nerede oturuyorsun? -Susam Sokağı’nda oturuyorum. 467

Where did you live in Istanbul? İstanbul’da nerede oturdun? 467

Maybe you are working too much. Belki de çok çalışıyorsun. 468

Maybe he is working to much. Belki o çalışıyor. 468

Maybe he was working too much. Belki o çalışıyordu. 468

I work for USLU DANIŞMANLIK. USLU DANIŞMANLIK için çalışıyorum. 469

I am going to work for USLU DANIŞMANLIK. USLU DANIŞMANLIK’ta çalışacağım. 469

I worked for for USLU DANIŞMANLIK last year. USLU DANIŞMANLIK’ta geçen sene çalıştım. 469

I’d like the buy the faster one. Hızlı olanını almak istiyorum. 470

I’d like to buy the cheaper one. (Daha) ucuz olanı almak istiyorum. 470

Sen romantik bir adamsın. You are a romantic man. Sen romantik bir adamsın. 471

Ben önceden romantik bir adamdım. I used be a romantic man. Ben önceden romantik bir adamdım. 471

She is a pretty romantic woman. O oldukça romantik bir kadın(dır). 471

Umarım pişman olmazsın. I hope you don’t regret. Umarım pişman olmazsın. 472

I hope you will regret. Umarım pişman olursun. 472

Good luck for tomorrow. Yarın için başarılar. 473

Good luck for exam. Sınavda başarılar. 473

Tomorrow, I have a presention on the strategy of the next year. Yarın, önümüzdeki yılın stratejisi üstüne bir sunumum var. 474

I had a presention on the strategy of the next year. Dün önümüzdeki yılın stratejisi üstüne bir sunumum vardı. 474

I have to complete the strategy presention. Strateji sunumunu bitirmem gerekiyor. 475

Do you have to complete the strategy presention? Strateji sunumunu bugün mü bitirmem gerekiyor? 475

Introduce new products to the market. Yeni ürünleri markete tanıt. 476

When will you introduce the new products to the market? Yeni ürünleri ne zaman pazara tanıtacaksın?(sunacaksın) 476

There will be some new competitors. Yeni yarışmacılar olacak. 477

There were a lot of competitors. Bir çok yarışmacı(rakip) vardı. 477

We have to decrease our price. Fiyatımızı düşürmeliyiz. 478

We decreased our price. Fiyatımızı düşürdük. 478

Did you decrease your price? Fiyatınızı düşürdünüz mü? 478