You should be pround of her. Onunla gurur duymalısın. 441
You should be pround of yourself Kendinle gurur duymalısın. 441
Seninle gurur duyuyorum. I am pround of you. Seninle gurur duyuyorum. 441
Biz sizinle gurur duyuyoruz. We are pround of you. Biz sizinle gurur duyuyoruz. 441
He is pround of children. O çocuklarıyla gurur duyuyor. 441
He should be pround of his children. O çocuklarıyla gurur duymalı. 441
-Steak is always good. -I don’t eat meat. -Biftek her zaman güzeldir. -Ben et yemiyorum. 442
Would you like to eat meat? Et yer misin? 442
I always eat meat. Ben hep et yerim. 442
Sipariş vermeye hazır mısınız? Are you ready to order? Sipariş vermeye hazır mısınız? 443
I am not ready to order yet. Sipariş vermeye daha hazır değilim. 443
I am redy to go. Gitmeye hazırım. 443
I don’t want to see the game. Maçı izlemek istemiyorum. 444
I would like to see the game. Maçı izlemek isterim. 444
Maçı görmem gerekiyor(lazım) I have to see the game. Maçı görmem gerekiyor(lazım) 444
I can see the game. Maçı izleyebilirim. 444
How about the Turkish restaurant down the street? Sokağın sonundaki Türk restoranına ne dersin? 445
How about the Italian restaurant in Beşiktaş? Beşiktaş’taki İtalyan retoranına ne dersin? 445
Who plays better? Kim daha iyi oynuyor? 446
I play better than him(her). Ben ondan daha iyi oynuyorum. 446
He(she) plays better than me. O benden daha iyi oynuyor. 446
They play better then us. Onlar bizden daha iyi oynuyor 446
I think she plays better. Bence o daha iyi oynuyor. 447
I think they play better. Bence onlar daha iyi oynuyorlar. 447
Bence biz daha iyi oynuyoruz. I think we play better. Bence biz daha iyi oynuyoruz. 447
Ben ondan daha iyi oynuyorum. I play better than her. Ben ondan daha iyi oynuyorum. 448
She plays better than me. O(bayan) benden daha iyi oynuyor. 448
We play better than them. Biz onlardan daha iyi oynuyoruz. 448
They play better than them. Onlar sizden daha iyi oynuyorlar. 448
They play better than us. Onlar bizden daha iyi oynuyorlar. 448
Ben sana öğretebilirim. I can teach you. Ben sana öğretebilirim. 449
Sana(size) öğretebilir miyim? Can I teach you? Sana(size) öğretebilir miyim? 449
Biz onlara öğretebiliriz. We can teach them. Biz onlara öğretebiliriz. 449
I play tennis everyday at the tennis court in front of the hospital. Hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynarım. 450
Eskiden hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynardım. I used to play tennis everyday at the tennis court in front of the hospital. Eskiden hastanenin önündeki kortta her gün tenis oynardım. 450
How old are you? I am seventeen years old. Kaç yaşındasın? On yedi yaşındayım. 451
How old are she(he)? O kaç yaşında? 451
How old are they? Onlar kaç yaşındalar? 451
-What is your niece studying? -She’s studying Computer Sciences. -Yeğenin ne okuyor? -O bilgisayar bilimi(informatik) okuyor. 452
What is your son studying? Oğlun ne okuyor? 452
You can buy a dress for her. Onun için bir elbise alabilirsin. 453
Onun için ne alabilirim? What can I buy for her? Onun için ne alabilirim? 453
Onun için bir araba alabilirsin. You can buy a car for her. Onun için bir araba alabilirsin. 453
O kırmızı gülleri sever. She loves red roses. O kırmızı gülleri sever. 454
O kırmızı gülleri sever mi? Does she love red roses? O kırmızı gülleri sever mi? 454
Ben kırmızı gülleri severim. I love red roses. Ben kırmızı gülleri severim. 454
Can you buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek alabilir misin? 455
I would like to buy some flowers for your mum Annen için bir kaç çiçek almak isterim. 455
I want to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek almak istiyorum. 455
I am going to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek alacağım. 455
I have to buy some flowers for your mum. Annen için bir kaç çiçek almak zorundayım. 455
I can buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek alabilirim 455
I bought buy some flowers for your mum? Annen için bir kaç çiçek aldım. 455
I still love my ex-girlfriend. Hala eski kız arkadaşımı seviyorum. 456
Do you still love your ex-girlfriend? Hala eski kız arkadaşını mı seviyorsun? 456
I don’t love my ex-girlfriend any more. Eski kız arkadaşımı artık sevmiyorum. 456
He still loves hisex-girlfriend. O hala eski kız arkadaşını seviyor. 456
Can I drive there with your car? Oraya senin arabanla gidebilir miyim? 457
You can drive there with his car(her car). Oraya onun arabasıyla gidebilirsin. 457
They can drive there with our car. Onlar oraya bizim arabamızla gidebilirler. 457
I have a better idea. Daha iyi bir fikrim var. 458
Do you have a better idea? Daha iyi bir fikrin var mı? 458
I don’t have a better idea. Daha iyi bir fikrim yok. 458
What’s wrong with our relationship? İlişkimizin neyi var? 459
What’s wrong with your relationship? İlişkinizin neyi var? 459
What was wrong with our relationship? İlişkimizin neyi vardı? 459
Do you know where the museum is? Müzenin nerede olduğunu biliyor musun? 460
I don’t know where the museum is. Müzenin nerede olduğunu bilmiyorum. 460
Who can know where the museum is? Müzenin nerede olduğunu bilebilir? 460
I don’t want to know where the museum is. Müzenin nerede olduğunu bilmek istemiyorum. 460
Onu mutlu etmek istiyorum. I want to make her happy. Onu mutlu etmek istiyorum. 461
Do you want to make her happy? Onu mutlu etmek istiyor musun? 461
I want to break up. Ayrılmak istiyorum. 462
Ayrılmak mı istiyorsun? Do you want to break up? Ayrılmak mı istiyorsun? 462
No,I don’t want to break up. Hayır,ayrılmak istimiyorum. 462
She’s a student at Stanford University. O Stanford Ünivesitesi’nde öğrenci. 463
Where is she a student? O nerede öğrenci? 463
Isn’t she a student at the University of Ankara? O Ankara Üniversitesinde (bir) öğrenci değil mi? 463
Tailor is on the north street, in front of the hospital. Terzi kuzay Caddesi’nde, hastanenin önünde. 464
The hospital is on the south street in fornt of the tailor. Hastane güney caddesinde terzinin önünde. 464
Araba anahtarımı gördün mü? Did you see my car keys? Araba anahtarımı gördün mü? 465
No,I didn’t see your car keys? Hayır araba anahtarlarını görmedim. 465
I don’t know where your keys are. Anahtarlarının nerede olduğunu bilmiyorum. 466
Do you know where my car is? Arabamın nerede olduğunu biliyor musun? 466
No,I don’t know where your car is. Hayır senin arabanın nerede olduğunu bilmiyorum. 466
-Where do you live? -I live in Susam Street. -Nerede oturuyorsun? -Susam Sokağı’nda oturuyorum. 467
Where did you live in Istanbul? İstanbul’da nerede oturdun? 467
Maybe you are working too much. Belki de çok çalışıyorsun. 468
Maybe he is working to much. Belki o çalışıyor. 468
Maybe he was working too much. Belki o çalışıyordu. 468
I work for USLU DANIŞMANLIK. USLU DANIŞMANLIK için çalışıyorum. 469
I am going to work for USLU DANIŞMANLIK. USLU DANIŞMANLIK’ta çalışacağım. 469
I worked for for USLU DANIŞMANLIK last year. USLU DANIŞMANLIK’ta geçen sene çalıştım. 469
I’d like the buy the faster one. Hızlı olanını almak istiyorum. 470
I’d like to buy the cheaper one. (Daha) ucuz olanı almak istiyorum. 470
Sen romantik bir adamsın. You are a romantic man. Sen romantik bir adamsın. 471
Ben önceden romantik bir adamdım. I used be a romantic man. Ben önceden romantik bir adamdım. 471
She is a pretty romantic woman. O oldukça romantik bir kadın(dır). 471
Umarım pişman olmazsın. I hope you don’t regret. Umarım pişman olmazsın. 472
I hope you will regret. Umarım pişman olursun. 472
Good luck for tomorrow. Yarın için başarılar. 473
Good luck for exam. Sınavda başarılar. 473
Tomorrow, I have a presention on the strategy of the next year. Yarın, önümüzdeki yılın stratejisi üstüne bir sunumum var. 474
I had a presention on the strategy of the next year. Dün önümüzdeki yılın stratejisi üstüne bir sunumum vardı. 474
I have to complete the strategy presention. Strateji sunumunu bitirmem gerekiyor. 475
Do you have to complete the strategy presention? Strateji sunumunu bugün mü bitirmem gerekiyor? 475
Introduce new products to the market. Yeni ürünleri markete tanıt. 476
When will you introduce the new products to the market? Yeni ürünleri ne zaman pazara tanıtacaksın?(sunacaksın) 476
There will be some new competitors. Yeni yarışmacılar olacak. 477
There were a lot of competitors. Bir çok yarışmacı(rakip) vardı. 477
We have to decrease our price. Fiyatımızı düşürmeliyiz. 478
We decreased our price. Fiyatımızı düşürdük. 478
Did you decrease your price? Fiyatınızı düşürdünüz mü? 478