Yem Bitkilerinin morfolojik özellikleri

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Advertisements

Mastarlar.
Karakalem Tekniği ve Özellikleri
Türkiye’de Tarım. Türkiye'de Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.
BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle.
SERA KURULUŞUNDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
BİYOM BİYOM; aynı iklim koşullarının yaşandığı ve bunun paralelinde aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır. Canlıları ve yaşadıkları ortamı.
İklim ve İklim Elemanları SICAKLIK. Bilmemiz Gereken … Isı : Cisimlerim potansiyel enerjisidir. Sıcaklık : Isının dışa yansıtılmasıdır.Birimi santigrat.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN UNSURLAR VE TÜRK KÜLTÜRÜ
Doğadaki canlı varlık yaşam sürecini tamamladıktan sonra kompostlanarak tekrar yaşama katabilir.Şehirlerde evlerde uygulanacak bu sistem sayesinde şehir.
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ.
Boşaltım sistemi.
ÜNİTE 1 HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM MİTOZ BÖLÜNME.
BİTKİLER ATLIOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU 5-B SINIFI HAZIRLAYANLAR
BİTKİLERDE ÜREME VE GELİŞME
MAYOZ BÖLÜNME. Mayoz bölünme bitki, insan ve hayvanlarda üreme hücrelerinin (sperm, yumurta ve polen) oluşturulmasını sağlar. Canlıların üreme organlarında.
Örtü Altı Yapıları Malç Örtüler
Yem Bitkilerinin Sınıflandırması
BİTKİLER Kendi besinin kendi üretebilen çok hücreli canlılara bitki denir. Bitkiler Güneş ışığı ile fotosentez yaparlar ve besin üretirler. Bitkiler üreme.
Başarılı bir üretim amaçlandığında yüksek verim, kalite ve en başta genetik özellikleri bilinen, canlılığı, çimlenme ve çıkış gücü yüksek tohum kullanımı.
ÇAYIR VE MERA.
BİR BİTKİDE ÇİÇEKLİ ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME
COĞRAFİ KONUM.
Sosyal Hizmet Meslek Etiği
Türkiye’de Yem Bitkileri Tarımının Sorunları
DOĞAL AFETLER.
FNP GRUBU: fatma ışık, nagehan öztürk, pınar sevindik
MELEZ ÜÇGÜL ( Trifolium hybridum L.)
Bitki Sistemleri Kök Sistemi Sürgün Sistemi Kök Gövde ve Yaprak.
HALİM GÜNEŞ.
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
Arazinin Tesviye Edilmesi ve Doğrusal Programlama Tekniği
RADYASYON KİRLİLİĞİ.
YAĞMURUN KARIN OLUŞUMU YERYÜZÜNDE SUYUN UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER
MEZOLİTİK ÇAĞ Mezolitik (mesos =orta lithos=taş) Çağ adı verilen bu dönem Neolitik Çağ'a geçişi hazırlayan bir ara evredir.
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Kırınım, Girişim ve Müzik
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Erozyon ve Toprak Erozyonunun Oluşumu
TOPRAK BİLİMİNE GİRİŞ Jeoloji Mühendisliği
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Kılçıksız Brom (Bromus inermis).
Gübreler ve Gübreleme:
ŞEKER HASTALIĞI.
Buğdayda Süne Zararı.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
YONCANIN OT HASADI Yoncada biçim zamanının belirlenmesi önemlidir. Dekara ham protein verimi en yüksek olduğu zaman biçim yapılmalıdır. Bu nedenle yoncanın.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
BİY 422 BİTKİ EKOLOJİSİ PROF. DR. LATİF KURT
Problemler – Kültür Sırasında Problemler
Buğdaygil Yem Bitkileri
KALITIM VE ÇEVRE I. Kalıtım II. Çevre
Ornittofili (=Ornitogam)
Stolon (Göbek Bağı) Ana sap ile yumru arasında, yumruya yapraklarda asimile edilen besin maddelerini taşıyan organdır. Görünüşü sapa benzer. Stolonlar.
Gövde Tatlı patateste gövde ince, uzun ve zayıftır. Bu nedenle kendi başına dik büyüyemez, toprak yüzeyine yayılarak gelişir. Gövde uzunluğu çeşitlere.
Gelişim ve Temel Kavramlar
2. Isının Işıma Yoluyla Yayılması
PATATES.
DOKU KÜLTÜRÜ VE BİYOTEKNOLOJİ İLE İLGİLİ PROBLEMLER
FOTOSENTEZ.
Sıcaklık Meyve ağaçlarının gelişmesi ve verimliliği sıcaklık ile yakından ilgilidir. Sıcaklığın yüksekliği veya düşüklüğü metabolik olayları farklı şekillerde.
Çiçekli Bitkilerde Üreme 2
HIYARDA GÖRÜLEN BESİN ELEMENT NOKSANLIĞI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Beslenme İlkeleri - 5.
KARIK SULAMA YÖNTEMİ Prof. Dr. A. Halim ORTA.
KOCA FİĞ (Vicia narbonensis L.)
YONCA HORTUMLU BÖCEĞİ (HYPERA VARİABİLİS)
Sunum transkripti:

Yem Bitkilerinin morfolojik özellikleri

Otobur çiftlik hayvanlarının yaşayabilmeleri ve kendilerinden beklenilen ürünleri verebilmeleri için vücutlarına almak zorunda oldukları unsurları bünyesinde bulunduran ve belirli sınırlar içinde yedirildiklerinde hem sağlığa hem de hayvansal ürünlere zararı olmayan, gerek kültürü yapılan ve gerekse doğada kendiliğinden yetişen bitkilere ‘’yem bitkileri’’ adı verilmektedir.

Yem Bitkilerinin Önemi En değerli yem kaynağını sağlarlar. Çayır-meralardan sonra en ucuz yem kaynağı durumundadırlar. Yem bitkileri tarımından yoksun bir hayvancılık işletmesinde karlı bir üretim düşünülemez. Toprağı organik maddelerce zenginleştirirler. Yem bitkileri bol ve yoğun toprak üstü ve toprak altı organlarının artık kalıntıları ile toprağın organik maddelerce zenginleşmesini sağlar. Toprağın fiziksel yapısını düzeltirler. Bir yandan toprağı derin ve kuvvetli kök sistemleriyle etkileyip gevşetirler, öte yandan da bol organik madde artıkları ile onları zenginleştirirler. Bu yolla toprağın havalanma ve su tutma kapasitesini arttırırlar.

Toprağın kimyasal yapısını düzeltirler. Özellikle çok yıllık türler, suda eriyen mineral maddeleri yapılarında saklayarak, yıkanmalarını önledikten sonra kalıntıları ile tekrar toprağa verirler. Baklagil yem bitkileri havanın serbest azotunu toprağa bağlarlar. Erozyonu önlerler. Toprağın gerek üst yüzeyini gerekse alt katını yoğun tabakalar halinde kaplayarak su ve rüzgar erozyonunu önlemektedirler.

Yağış rejimine uyma olanağı sağlarlar. Diğer kültüre alınmış ve ekonomik olarak yetiştirilen bitkiler beklenmedik bir yağıştan çok kolay etkilenirken yem bitkileri bu yağışlardan yararlanabilirler. Drenaja yardımcı olurlar. Suya karşı fazla istekli olan türlerin, sistemli bir şekilde yetiştirilmesi ile toprağın drene edilmesi sağlanabilir.

Topraktan yüksek verim alınmasını sağlarlar. Özellikle karışım halinde ekildiklerinde, çevreye uyma bakımından büyük bir esneklik ve toleransa sahiptir. Bundan dolayı toprak ıslahında ve zayıf topraklardan tatminkar verim elde edilmesinde önemli rol oynamaktadırlar. Topraktan sürekli olarak yararlanmayı sağlar. Ekim nöbetine yem bitkileri de alındığı taktirde ekolojik koşulların yetersiz olduğu bölgelerde de topraktan sürekli yararlanmayı sağlar.

Toprak yorgunluğunu giderirler. Yem bitkileri toprağı ıslah etme ve dinlendirme karakterine sahiptir. Bu özellikleri ile bir taraftan toprağı dinlendirirken, diğer taraftan da çeşitli hastalık ve zararlı etmenlerinin barınmalarına ve gelişmelerine engel olurlar. Doğal ve ekonomik risklerden doğacak zararları azaltırlar. Yem bitkileri tarımına yer vermekle monokültür tarım sistemi yerine polikültür tarım sistemi uygulanmakta ve doğacak risklerden korunmada önemli katkılar sağlar.

Hayvansal Üretim Açısından Yem Bitkilerinin Önemi Hayvansal üretimin temel dayanağıdır. Doğal çayır-meralardan sonra en ucuz yem kaynağıdırlar. Bir hayvancılık işletmesinde yem masrafları toplam maliyetinin yaklaşık %75-80’ini oluşturmaktadırlar. Yem bitkileri tarımına yer vermeden hayvancılık işletmeleri karlı bir üretim yapamaz. Toprak Verimliliği Açısından Yem Bitkilerinin Önemi Toprağı bitki besin maddeleri yönünden zenginleştirirler. Toprağı organik madde bakımından zenginleştirir. Toprağı su ve rüzgar erozyonundan korur. Toprağın fiziksel ve kimyasal yapısını iyileştirir. Ekim Nöbetinde Yem Bitkilerinin Önemi Tarımda kültür bitkilerinin ve özellikle çeşitli tarla ürünlerinin aynı toprak parçası üzerinde birbirlerini düzenli bir biçimde izleme sırasının uygulanması gerekli ve zorunludur. Aynı toprak üzerinde çeşitli kültür bitkilerinin yetiştirilmesinde izlenen bu sıraya ‘’ekim nöbeti’’ denir. Özellikle tek yıllık baklagil yem bitkileri mutlaka ekim nöbetinde yer almalıdır.

Baklagil Yem Bitkileri. Buğdaygil Yem Bitkileri Baklagil Yem Bitkileri Buğdaygil Yem Bitkileri Diğer Familyalardan Yem Bitkileri

Baklagil Yem Bitkileri Buğdaygil Yem Bitkileri Agropyron cristatum- Otlak ayrığı Agropyron intermedium- Mavi Ayrık Agropyron alongatum- Yüksek otlak ayrığı Dactylis glomerata- Domuz Ayrığı Lolium perenne- Çok yıllık çim Lolium italicum- İtalyan çimi Festuca ovina- Koyun yumağı Festuca rubra- Kırmızı yumak Festuca arundinacea- Kamışsı yumak Bromus inermiş- Kılçıksız brom Madicago sativa- Yonca Onobrychis sativa- Korunga Vicia sativa- Fiğ Vicia ervilia- Burçak Vicia narbonensis- Koca fiğ Pisum arvense- Yem bezelyesi Lotus corniculatus- Sarı çiçekli gazalboynuzu Trifolium repens- Ak üçgül Trifolium pratense- Çayır üçgülü Trifolium incarnatum- Kırmızı üçgül

Diğer Familyalardan Yem Bitkileri Ispanakgiller ( Chenopodiaceae ) Familyasından Beta vulgaris ssp.- Hayvan pancarı Şemsiye Çiçekliler ( Umbelliferae ) Familyasından Daucuz carota ssp,- Hayvan havucu Kabakgiller ( Cucurbitaceae ) Familyasından Cucurbita pepo convar. citrullinina- Yem kabağı Gülgiller ( Rosaceae ) Familyasından Sanguisorba minör- Çayır düğmesi Haçlı çiçekliler ( Cruciferae ) Familyasından Brassica rapa- Yem salgamı Brassica napus alifera- Yemlik kolza

Baklagil Yem Bitkileri Hayvanların tükettiği proteinin %38’i, lipidlerin %16’sı, karbonhidratların %5’i baklagil yem bitkilerinden sağlanmaktadır. Bu nedenle hayvan beslenmesinde baklagil yem bitkilerinin önemi büyüktür.

Baklagil Yem Bitkilerinin Genel Morfolojik Özellikleri Kök Esas olarak kazık köklü bitkilerdir. Çok yıllık bitkilerde kökler 8-10 m derinliğe inebilirkeni tek yıllıklarda ise kökler genellikle yüzlektir. (15-20cm). Baklagil yem bitkilerinin köklerinde Rhizobium bakterilerinin oluşturduğu yumrucuklar ( nodül ) bulunur. Bu bakteriler topral içerisindeki havanın serbest azotunu yumrucuklar içerisinde azotlu bileşikler halinde tespit eder. Bu yumrucuklar, genel olarak, tek yıllık bitkilerde az sayıda fakat iri, çok yıllıklarda ise çok sayıda fakat küçüktürler. Yumrucuk şekilleri de bitki türlerine göre değişebilmektedir. Örneğin, yem bezelyesinde çatallı parmak, yoncada yumurta şeklindedir.

Gövde Baklagil yem bitkilerinde gövde otsudur. Olgunlaşma devresi ilerledikçe gövde kalınlaşır ve sertleşir. Üç gövde tipi görülür. Deste Tipi: Kök tacından gelişen saplar deste halinde görülür. Bu bitkilerde kök tacı belirgindir. Baklagil yem bitkilerinin büyük bir kısmı bu gruba dahildir. Yonca, çayır üçgülü bu tipe örnek gösterilebilir. Köksap ( Rhizome ) Tipi: Kök tacından çıkan sürgünlerin toprak altında gelişmesiyle meydana gelir. Bu sürgünlerin üzerindeki boğumlardan aşağıya doğru kök, yukarı doğru yeni sürgünler gelişir. Sarı çiçekli yonca ve iri gazalboynuzu bu tipe örnek gösterilebilir. Sülük ( Stolon ) Tipi: Kök tacından çıkan sürgünlerin toprak üzerinde gelişmesiyle meydana gelir. Ak üçgül bu tipe örnek gösterilebilir.

Yaprak Bir baklagil yaprağı, türlere göre değişen sayıdaki yaprakçık, yaprak sapı ve bir çift kulakçıktan oluşur. Yaprak, değişik şekil ve büyüklükte olan yaprakçıkların, yaprak sapı üzerinde birleşmeleriyle meydana gelir. Yaprakçıkların büyüklük ve şekli türler arasında olduğu gibi tür içerisinde de farklı olabilir. Yaprakçıkların kenarları tamamen veya kısmen dişli, bazen düz olabilir. Örneğin taş yoncalarında ( Melilotus ) yaprakçıkların kenarları tamamen dişli olduğu halde yonca türlerinde ( Medicago ) yaprakçıkların uç kısımları dişlidir. Buna karşılık çayır üçgülü yaprakçıklarının kenarları düzdür. Yaprakçıkların yüzeyleri ince tüylerle kaplı ( kırmızı üçgül, tüylü fiğ ) olabileceği gibi tamamen parlak ve tüysüz de olabilir ( yonca, adi fiğ.. ). Ayrıca yaprakçık renkleri parlak yeşilden mat yeşile kadar değişebilr. Hatta boz renkli yaprakçıklar ( macar fiği ) görülebilir.

Basit Tek Yaprak Tipi Crotalaria

Üçlü Yaprak Tipi Medicago, Trifolium

Karşılıklı Bileşik Yaprak Tipi Yaprak ekseni yaprakçıkla biten Onobrychis

b. Yaprak ekseni sülükle biten Vicia

c. Yaprak ekseni dikenle biten Astagalus

Merkezde Bileşik Yaprak Tipi Lupinus

Çiçek Baklagillerde çiçek dış görünüşü ile bir kelebeği andırır. Baklagillerde bir çiçek incelendiğinde 4 ana bölümden oluştuğu görülür. Çanak Yapraklar ( Calyx ) Taç Yapraklar ( Corolla ) Erkek Organlar ( Androecium ) Dişi Organlar ( Gyneocium )

Çiçek Topluluk Şekilleri Baklagil yem bitkilerinde çiçekler çeşitli şekillerde birleşirler. Genellikle üç tip çiçek topluluk şekli görülmektedir. Salkım ( Racemus ) Çiçek Durumu Kömeç ( Capitatus ) Çiçek Durumu Şemsiye ( Umbella ) Çiçek Durumu

Salkım Çiçek Durumu Birçok bitkide çiçekler, çiçek sapı üzerine Pediculus adı verilen sapçıklarla bağlanır. Bu çiçek durumuna Salkım ( Racemus ) adı verilir. ( Yaygın yonca, Fiğler, Taş yoncaları.. )

Kömeç Çiçek Durumu Bazı baklagil yem bitkilerinde çok sayıda çiçek kendi aralarında kısa sapçıklarla birleşerek Kömeç ( Capitatus ) şeklini almıştır. Kömeçler uzun bir çiçek sapı ile bitkiye bağlanır. Bir kömeçteki çiçek sayısı oldukça değişiktir. (10-15-150 adete kadar çiçek bulunabilir.) ( Üçgüller )

Şemsiye Çiçek Durumu Gazalboynuzu türlerinde 2-8-10 adet çiçek bir çiçek sapı ucunda birleşerek Şemsiye ( Umbella ) biçimini almıştır. ( Gazalboynuzu )

Meyve Çiçek tozları ile tozlanan ve döllenen yumurtalık, gelişerek meyveyi oluşturur. Baklagillerde meyve, esas olarak fasulye şeklindedir. Ancak, cins ve türlere göre meyve şekillerinde değişiklik görülür. Örneğin; adi fiğ ve yem bezelyesinde meyve, tipik fasulye şeklindedir. Adi yonca ve bazı tek yıllık yonca türlerinde meyveler helezon şeklinde kıvrılmıştır. Buna karşılık, korunga meyveleri yarım daire şeklinde üzeri dişlidir.

Tohum Baklagil tohumları büyüklük, şekil ve renk yönünden geniş bir değişim gösterirler. Özellikle, tohumların büyüklük ve bin dane (tane) ağırlıkları arasında büyük farklılıklar bulunur. Örneğin; BDA: Ak üçgül=0,5 gr Koca fiğ=250-300 gr Tohumların şekilleri de cins ve türlere göre değişir. Adi fiğ tohumları genellikle yumurta şeklinde yanlardan basık; tüylü fiğ ve yem bezelyesi tohumları yuvarlak veya yuvarlağa yakın; adi yonca tohumları böbrek veya kalp; mürdümük tohumları ise çakıl taşı gibi köşeli bir şekle sahiptir. Şekil farklılığı olduğu kadar tohum kabuğu rengi de oldukça değişkendir. Bu renk ak üçgül tohumlarında parlak sarıdan, adi yoncada sarı-koyu sarıya, İran üçgülünde yeşile, tüylü fiğde siyaha kadar değişir.

Buğdaygil Yem Bitkileri Buğdaygil yem bitkileri vejetatif ve generatif özellikler yönünden oldukça farklıdır. Bu bitkilerin genel morfolojik özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir.

Buğdaygil Yem Bitkilerinin Genel Morfolojik Özellikleri Kök Tipik olarak saçak köklü bitkilerdir. Tohumun çimlenmesi ile kökler meydana gelir. Kardeşlenme devresinden sonra toprak altında kalan boğumlardan esas kökler oluşur. Bitkinin bu döneminden sonra esas kökler görev yapar. Kurak şartlara adapte olmuş buğdaygil türleri daha kuvvetli bir kök sistemi meydana getirirler. Otlak ayrığı gibi kıraca dayanıklı bitkilerin kökleri ekimden 2-3 yıl sonra toprağın 250-300 cm derinlerine kadar inerler. Kıraca dayanamayan ancak sulu şartlarda yetiştirilme olanağı bulunan bitkilerin kökleri daha yüzlek gelişir. Kökleri çok derinlere kadar inebilen türlerde bile, köklerin önemli bir bölümü toprağın üst 0-20 cm’lik katmanında bulunur.

Mısır, sorgum gibi bazı bitkilerde, toprak üstündeki boğumlardan destek kökler de çıkabilir. Destek kökler bitkilerin yatmaya dayanımını arttırırlar.

Sap Bambu kamışları dışında dünyada bulunan buğdaygiller familyasına bağlı bitkiler otsu yapıdadırlar. Özellikle buğdaygil yem bitkileri olgunlaştıkları zaman sertleşmelerine karşılık, hiçbir zaman odunumsu bir yapı göstermezler. Buğdaygil yem bitkilerinin fide veya vejetatif devresinde, bitki boyu çok kısadır. Bu devrede boğum araları açılmamış, boğumlar çok kısa aralıklarla bağlanmışlardır. Kısa sapın ucunda bulunan büyütken meristem doku, toprak yüzeyine yakın bit yerdedir ve yaprak kınları tarafından gizlenir. Bu devrede otlatma veya biçme büyütken dokuyu zedelemez. Sapa kalkma devresinde boğum araları açılmaya başlar. Bu uzama sonunda meristem doku sap ucuna kadar ulaşır ve burada çiçekleri oluşturur.

Bazı buğdaygil türlerinde biçimden veya otlatmadan sonra oluşan yeni sürgünler 10-20 cm kadar boylanabilir. Bu boylanma sırasında büyütken doku sap uçlarına yükselir. Yeni bir biçim veya otlatmada bu büyütken dokular kaybolur. Ancak, büyütken dokunun zarar görmesi halinde sülük ve köksaplar yatay olarak gelişerek bitkilerin yayılmasını sağlarlar.

Buğdaygil yem bitkilerinde sap, boğum ( nodi ) ve boğum aralarından ( internodi ) oluşmuştur. Buğdaygillerde çeşitli dallanma şekilleri sonucunda üç sap tipi görülür. Yumak Tipi: Kök tacının en alt boğumlarından kardeşlenme yoluyla ortaya çıkan sürgünlerin gelişmesiyle meydana gelir. Bitki yumak görünüşünü alır. ( Koyun yumağı, Otlak ayrığı, Domuz ayrığı ) Köksap ( Rhizome ) Tipi: Ana gövdenin alt boğumlarından çıkan sürgünlerin toprak altında uzanmalarıyla meydana gelir. Sürgün üzerinde bulunan boğumlardan kök ve gövde meydana gelir. ( Çayır salkım otu, Kılçıksız brom, Mavi ayrık ) Sülük ( Stolon ) Tipi: Ana gövdenin alt boğumlarından çıkan sürgünlerin toprak üzerinde uzanmalarıyla meydana gelir. Uzayan bu sürgünler üzerindeki boğumlarda yapraklar altına gizlenmiş durgun gözler bulunur. Hafifçe şişkin olan bu boğumlarda yeni sürgünlerin oluşması için yedek besin maddesi depolanmıştır. ( Köpek dişi ayrığı, Rodos parmakotu )

Yumak Tipi Festuca glauca Dactylis glomerata

Sülük ( Stolon ) Tipi Cynodon dactylon

Köksap ( Rhizome ) Tipi Bromus inermis

Yaprak Buğdaygil yem bitkilerinde yaprak her boğum arasına bağlı, alternatif şekilde dizilmiş ve gözdeye sapsız bağlanmıştır. Bir yaprak başlıca 4 kısımdan oluşur. Yaprak ayası: Yaprağın gövdeden yan tarafa açılmış uzun, dar bir parçasıdır. Tipik paralel damarlıdır. Yaprak kını: Yaprağın gövdeyi sardığı boru şeklindeki kısımdır. Genellikle, boğum arasının büyük bir kısmını sararak aya ile birleşir. Kın, yaprak ayasından daha açık bir renkli ve bazen üzeri tüylerle kaplıdır. Kının kenarlarının birleşme durumu bitki teşhisinde yardımcı bir karakterdir.

Yakacık: Yaprak ayası ile kının birleştiği yerde, sap ile aya arasında bulunan zarımsı yapıda dil şeklinde bir çıkıntıdır. Birçok buğdaygil yem bitkisinin teşhisinde yakacığın şekli ve özellikleri önemli bir karakterdir. Bazı türlerde zar şeklinde ve oldukça gelişmiştir. Buna karşılık birçok türde çok küçülmüş veya tamamen kaybolmuştur. Yakacık kenarları tüylü veya tüysüz olabilir. Kulakçık: Yaprak ayası tabanının her iki tarafında sapı saracak şekilde uzanmış çıkıntılardır. Kulakçıkların bulunup bulunmaması veya şekli, bitki teşhisinde önemli bir karakterdir.

Çiçek Buğdaygil yem bitkilerinde en küçük generatif organ çiçektir. Çiçeklerin bir eksen etrafında dizilmeleriyle başakçık ve başakçıkların kendi aralarında çeşitli şekillerde birleşmeleriyle başak veya salkımlar oluşur. Bir buğdaygil çiçeği dört kısımdan oluşmuştur. Dişi Organ ( Gynoecium ) Erkek Organ ( Androecium ) İçkavuz ( Palea inferior ) Kapçık ( Palea superior )

Çiçek Durumu Buğdaygil yem bitkilerinde, başakçıkların bir eksen üzerine bağlanmalarıyla başak, başağımsı salkım, salkım veya bunların değişik şekilleri meydana gelir. Başakçıkların bağlanmış olduğu eksen, boğum ve boğum aralarından oluşmuştur. Başakçıklar, bu eksen üzerindeki boğumlara saplı veya sapsız olarak bağlanırlar. Başakçıklar eksen üzerine sapsız olarak doğrudan doğruya bağlanırlarsa başak ( Spica ), çok kısa sapçıklarla bağlanırlarsa başağımsı salkım ( Raceme ), uzun sapçıklarla bağlanırlarsa salkım ( Panicula ) şekli meydana gelir.

Bromus inermiş Agropyron cristatum Cynodon dactylon

Tohum ve Meyve Buğdaygil yem bitkilerinde tohum esas olarak bir karyopsistir. Diğer bir ifadeyle, tohum içkavuz ve kapçık tarafından tamamen sarılmış bir durumdadır. Bazı buğdaygil yem bitkisi tohumlarının üzerinde tüy, diş, kılçık veya kanat gibi organlar bulunabilir. Özellikle, yabani bitkilerin çoğunda tohumların rüzgarla taşınmasını veya bazı canlılara takılarak uzak yerlere yayılmasını bu organlar sağlar. Ancak, kültürü yapılan buğdaygil yem bitkilerinin bazılarında bu organlar küçülmüş veya ortadan kalkmıştır.

Buğdaygil yem bitkilerinde tohum, büyüklük yönünden çok farklıdır Buğdaygil yem bitkilerinde tohum, büyüklük yönünden çok farklıdır. Çayır kelp kuyruğu gibi bazı yem bitkilerinde tohum büyüklüğü 1-2 mm’yi geçmediği halde, mavi ayrık ve yüksek otlak ayrığı gibi bazı bitkilerde de tohum büyüklüğü 15-20 mm’ye kadar ulaşabilir. Tohumların 1000 tane (dane) ağırlıkları arasında da büyük bir değişim görülür. Örneğin; BDA: Çayır kelp kuyruğu=0,4 gr Mavi ayrık=5,0 gr Yüksek otlak ayrığı=6,0 gr Sorgum=8,0 gr

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Zehra Delibalta zehraa.delibalta@gmail.com