-Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz?

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
FORM 3 USE OF THE PRESENT CONTINUOUS TENSE • a)Bu tense ile temel olarak içinde bulunduğumuz anda yapmakta olduğumuz eylemleri anlatırız. Zamanı.
Advertisements

A GAP YEAR PLAN Bir ara / boş YIL PLANI
THE PRESENT PERFECT TENsE
READING AND WRITING IN FOREIGN LANGUAGE
IF CLAUSES (ŞART CÜMLELERİ)
FUTURE TIME WILL/SHALL or BE GOING TO
Yabancı Dil - II Bölüm - 1.
UNIT FIFTEEN Health and Sports
Modals (Kipler) By Yunus Özüberk.
SÜMEYYE KARABOYUN İÖP-1
NOUN CLAUSES (İSİM CÜMLECİKLERİ).
CONDITIONAL SENTENCES
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
REQUESTING OTHERS TO DO SOMETHING
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
Upturn in English 1st Week
21/02/2016 A Place In My Heart Nana Mouskouri « Istanbul « (A Different Adaptation)
Have to / has to ©2016 ingilizcebankasi.com.
TEOG SINAVINA BU KELİMELERİ BİLMEDEN GİRMEYİN UNIT 7.
SORU KELİMELERİ TEOG SINAVINDA HAYAT KURTARIR!
5. Sınıf Unit 7 Party Time (Ünite 7 Parti Zamanı)
© 2016 Future simple (will) © 2016 ingilizcebankasi.com.
SIMPLE PAST TENSE YAPISI
MUSIC FOR COMENIUS BROTHER HOOD NEVER ENDS BROTHERHOOD NEVER ENDS…. *We are not going to give up yet *It's time for us to make our move *We fed up with.
Near future (be going to)
SIK kullanılan CÜMLELER
Practice your writing skills
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
:Hazırlayan: BARIŞ AKYÜZ
Grade 8 Unit 7 Bilginbakterim.com.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
IF CLAUSE TYPE 2 Conditionals.
8th grade english lesson friendship topic presentation. -8
*İNGİLİZCE’de YER YÖN TARİFLERİ
W O R D A M G E U FOR N I T 1.
Can I walk there? Is it far?
Who wants to start? Kim başlamak ister? 401.
I’d like to show to you a report if you don’t mind.
I’m going home now. Şimdi eve gidiyorum. 241.
Would you like a different color?
I understand. Anlıyorum. 121.
You should be pround of her.
FUTURE TENSE (WİLL).
I’m sorry Michael but I have to go now.My friends are waiting for me.
When is the film? (YAKLAŞIK CÜMLE)
Excuse me. Afedersiniz. 1.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
PUANLAMA ÖNERİSİ *Öğrenciler iki gruba ayrılır. Her iki gruba da baştan 1000’er puan verilir. *Birinci grup yarışırken “GAME 1“ açılır. Öğrenciler her.
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
tomorrow soon next week / year in five minutes/ in two hours later today I'll go to the market tomorrow. Don’t worry. He will be here soon. There.
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
KELIMELER… Beach Climb Camp Go fishing Forest Go hiking Lake Go sailing Mountain Go sightseeing River Go skiing Seaside Make a sandcastle Hotel Pick fruits.
CONDITIONALS TYPE
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
IF CLAUSES (ŞART CÜMLELERİ) AYÇA ATEŞ İÖP
8. SINIF 1. ÜNİTE söz kalıpları
Mert and Doruk played football yesterday. Begüm was angry this morning because Cem made faces to her. What did Mert and Doruk play yesterday? Why was.
WORDS.
HAZIRLAYAN İSMAİL BAYHAN
İNGİLİZCE START Örnek Ders Anlatımı Farklı Konulardan
CONDITIONALS TYPE
DIRECTIONS.
UNIT 6 Future Perfect.
İNGİLİZCE THE FUTURE TENSE ( BE GOING TO ). Be going to gelecek zamanda olan bazı olayları ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. İNGİLİZCE THE FUTURE.
“8. SINIFLAR” MASTERMIND UNIT 4 On the phone Wopenglish GURURLA SUNAR…
NAME:MERYEM SURNAME:ACAR CLASS:7/E NUMBER:628. UNIT 7 DREAMS.
Sımple Past Tense.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Sımple Past Tense.
Sunum transkripti:

-Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz? Do you know where can I buy a newspaper in English? -I am not sure.There is a small market across the street. -How can i find the market? -It’s in front of the hospital. -Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz? -Emin değilim.Sokağın karşısında ufak bir market var. -Marketi nasıl bulabilirim? -Hastanenin önünde. 281

There is a market in front of the hospital. Hastanenin Önünde bir market var. 281

Seni yarın saat 12’de hastanenin önünde bekleyeceğim. I am going to want for you in front of the hospital 12 o’clock tomorrow. Seni yarın saat 12’de hastanenin önünde bekleyeceğim. 281

I arrived on Sunday. Pazar günü geldim. 282

Ne zaman geldin(ne zaman vardın)? When did you arrive? Ne zaman geldin(ne zaman vardın)? 282

I arrived in Istanbul on Tuesday. İstanbul’a Salı günü geldim(vardım). 282

You like to travel. Don’t you? Seyahat etmeyi seviyorsun.Değil mi? 283

Do you likşe to traved too? Siz de seyahat etmeyi sever misiniz? 283

I traveled to Paris last week. Geçen hafta Paris’e seyahat ettim. 283

What about you?Do you like to travel? Ya sen?Seyahat etmeyi seviyor musun? 284

What about him, does he like to travel too? Ya o, o da seyahat etmeyi sever mi? 284

I’d rather stay home for the holidays. Ben tatillerde evde kalmayı tercih ederim. 285

We’d rather travel for the holidays. Biz tatillerde seyahat etmeyi tercih ederiz. 285

They’d rather travel abroad for the holidays. Onlar tatillerde yurtdışına seyahat etmeyi tercih ederler. 285

I’m leaving in five minutes. I’m going to pack my bags. Beş dakika içerisinde (buradan) ayrılacağım.Valizlerimi hazırlayacağım. 286

Did you pack your bags? No,but I am pacing(them) Valizlerini hazırladın mı? Hayır, ama şimdi hazırlıyorum. 286

I have to lieve in 10 minutes. On dakika içerisinde ayrılmam gerekiyor. 286

Go straight ahead, then take the first left, you will see West Street at he end of the road. Dosdoğru gidin, sonra ilk sola dönün, yolun sonunda West Street’i görüceksiniz. 287

It’s only a few miles from here. Buradan sadece 5 mil uzaklıkta. 288

How far is it from here to Kızılay? Kızılay buradan ne kadar uzaktadır? 288

It’s only a few km from here to Kızılay. Kızılay buradan sadece 1 km uzaklıktadır. 288

I want to talk about our relationship. İlişkimiz hakkında konuşmak istiyorum. 289

I have to talk with you about our relationship. Seninle ilişkimiz hakkında konuşmam gerekiyor. 289

When can we talk about our relationship? İlişkimiz hakkında ne zaman konuşabiliriz? 289

Your mom doesn’t look good today. Annen bu gün iyi görünmüyor. 290

Your friend didn’t look good yesterday. Arkadaşın dün iyi gözükmüyordu. 290

Great.You look very good today. Harika.Bugün çok iyi görünüyorsun. 290

Why did you ask? Neden sordunuz? 291

Why are you asking? Neden soruyorsun? 291

Why didn’t you ask? Neden sormadın? 291

Ne sormak istiyorsunuz? What do you want to ask? Ne sormak istiyorsunuz? 291

You have to be older that 18 to see that movie sir. Beyfendi bu filmi seyredebilmek için 18 yaşından büyük olmanız gerekiyor. 292

Why do I have to be older than 18 to see that movie? Neden bu filmi seyretmek için 18 yaşından büyük olmam gerekiyor? 292

I play tennis pretty well. Oldukça iyi tenis oynarım. 293

İyi tenis oynar mısınız? Do you play tennis well? İyi tenis oynar mısınız? 293

Why don’t you invite her to lunch? Neden onu öğlen yemeğine davet et miyorsun? 294

Who did invite us to lunch? Bizi kim öğlen yemeğine davet etti? 294

Why did you invite them to dinner? Neden onları akşam yemeğine davet ettin? 294

Senin için ne yapabilirim? What can I do for you? Senin için ne yapabilirim? 295

Can you do something for me? Benim için bir şey yapabilir misiniz? 295

What did you do for me? Benim için ne yaptın? 295

I’d like to see both of them please. (Her) ikisini de görmek isterim. 296

I have to see both of them. İkisini de görmem gerekiyor. 296

Why don’t we buy both of them? Neden ikisini de satın al mıyoruz? 296

We can have dinner together. Beraber akşam yemeği yiyebiliriz. 297

Can we have dinner together? Beraber akşam yemeği yiyebilir miyiz? 297

How about having dinner together? Beraber akşam yemeği yemeye ne dersin? 297

What do you recommend tonight? (Bu akşam) ne tavsiye edersiniz? 298

I recommend you to eat fish. Size balık yemenizi tavsiye ederim. 298

Today is my brother’s birthday Today is my brother’s birthday.We’re going to make a party in his house. Bu gün (erkek) kardeşimin doğum günü (var).Onun evinde bir parti vereceğiz. 299

Yesterday was my brother’s brithday.We made a big party in his house. Dün kardeşimin doğum günüydü.Onun evinde büyük bir parti yaptık. 299

Aren’t you working tomorrow? Yarın calışıyor musun? 300

Didn’t you work yesterday? Dün çalışmadın mı? 300

Aren’t they working now? Şimdi çalışmıyorlar mı? 300

I am not going to work. Yarın çalışmayacağım. 301

I don’t have to work tomorrow. Yarın çalışmak zorunda değilim. 301

I don’t want to work tomorrow. Yarın çalışmak istemiyorum. 301

I can not work tomorrow. Yarın çalışamam. 301

How about working tomorrow alltogether? Yarın hepberaber çalışmaya ne dersin? 301

We have to finish the project today. Projeyi bugün bitirmemiz gerekiyor (bitirmek zorundayız). 302

When do we have to finish the Project? Projeyi ne zaman bitirmemiz gerekiyor? 302

I don’t have time for lunch. Öğlen yemeği için vaktim yok. 303

Don’t you have time for lunch? Öğlen yemeği için zamanın yok mu? 303

Why don’t you have time for lunch? Neden öğlen yemeği için zamanın yok? 303

I didn’t have time for lunch yesterday. Dün öğlen yemeği için zamanım yoktu. 303

I won’t have time for lunch tomorrow. Yarın öğlen yemeği için zamanım olmayacak. 303

Where would you like to meet? My place or your place? Nerde buluşmak istersin? Benim evimde mi senin evinde mi? 304

When would you like to meet? Ne zaman buluşmak istersin? 304

When did you meet with him? Onunla ne zaman buluştun? 304

Why did you meet with him? Onunla neden buluştun? 304

I’d rather come to your place but I don’t know the address. Senin evine gelmeyi tercih ederim ancak adresi bilmiyorum. 305

They’d rahter came to our olace but they don’t know the address. Onlar bizin eve gelmeyi tercih ediyorlar ama adresi bilmiyorlar. 305

How could I get to York Avenue? York Bulvarı’na nasıl giderim? 306

How could we get to Eryaman? Eryaman’a nasıl gideriz? 306

Why do you want to go there? Neden oraya gitmek istiyorsun? 307

Why don’t you want to go there? Neden oraya gitmek istimiyorsun? 307

Why did you want to go there? Neden oraya gitmek istedin? 307

Why didn’t you want to go there? Neden oraya gitmek istimedin? 307

I have an important meeting on Monday. Pazartesi günü önemli bir görüşmem var. 308

I had an important meeting on last Monday. Geçen pazartesi önemli bir görüşmem(toplantım) vardı. 308

I will have an important meeting next week. Gelecek hafta önemli bir toplantım(görüşmem) olacak. 308

Can you come to my place tomorrow? Yarın benim evime gelebilir misin? 309

Why do you want to come to my place? Neden benim evime gelmek istiyorsun. 309

Do you have any plans for this summer? Bu yaz için (herhangi) bir planın var mı? 310

Don’t you have any plans for this summer? Bu yaz için (herhangi) bir planın yok mu? 310

Daha önce orada yaşıyordum. I used to live there. Daha önce orada yaşıyordum. 311

Biz daha önce orada yaşıyorduk. We used to live there. Biz daha önce orada yaşıyorduk. 311

Have you ever been to Los Angeles before? Daha önce hiç Los Angeles’de bulundun mu? 312

Have you ever been to Sinop before? Daha önce hiç Sinop’ta bulundun mu? 312

We have never been to Van before. Daha önce hiç Van’da bulunmadık. 312

I have never been to Los Angeles before. Daha önce Los Angeles’de hiç bulunmadım. 313

How’s the weather there? Orada hava nasıl? 314

How was the weather there yesterday? Orada hava dün nasıldı? 314

How is the weather going to be there tomorrow? Yarın hava orada nasıl olacak? 314

Can you do something for me? Benim için bir şey yapabilir misin? 315

If you want, I can order same food for you? İstersen senin için yemek siparişi verebilirim? 315

Can you order some food for us? Bizim için yemek siparişi verebilir misin? 316

Can you order some food for our friends? Arkadaşlarımız için yemek siparişi verebilir misiniz? 316

We don’t have time to have lunch at the restaurant. Restoranda yemek yiyecek zamanımız yok. 317

We didn’t have time to have lunch at the restaurant yesterday. Dün restoranda öğlen yemeği yiyecek vaktimiz yoktu. 317

Nasılsın (nasıl gidiyor)? How’s it going? Nasılsın (nasıl gidiyor)? 318

It’s pretty hot here. Burası oldukça sıcak. 319

It’s pretty cold here. Burası oldukça soğuk. 319

It’s pretty humid here. Burası oldukça nemli. 319

You’re lucky. Şanslısın. 320

We are very lucky. Biz çok şanslıydık 320