Kirletici Biyoremediasyonunda Rekombinant DNA Teknolojisi Biyoremediasyon metabolik çeşitliliği ve farklı genleri keşfeder. Biyoremediasyon yapabilen mikroorganizmaların genetik yapısı onları biyodegredasyonda, biyotransformasyonda, biyosorpsiyonda ve biyoakümülasyonda değerli kılar. Bu biyolojik olaylarda kullanılan proteinleri (degredasyon enzimleri) kodlayan genler mikroorganizmaların kromozomlarında veya ektsrakromozomal DNA larında bulunur. Bu genleri tasarlamak rekombinant DNA teknolojisi ile olur. Rekombinant DNA teknolojisi, bu “degredatif genleri” bularak bunların uygun bir vektöre yerleştirip uygun bir konağa aktarılması ve sıkı promotorların kontrolü altında ifade bulmasını sağlar. PCR, anti-sense RNA, bölge spesifik mutagenez, elektroporasyon, partikül tabancası rekombinant DNA teknolojileri arasında biyoremediasyonda kullanılmıştır.
Biyoremediasyon Dünya da sürekli olarak kendiliğinden de olur. Fakat bu süreç oldukça yavaştır. Bu doğal biyoremediasyon fiziksel ve kimyasal şartlara bağlı olmakla birlikte, o çevrede bulunan diğer organizmalarla mücadele halindedir. Modern biyoremediasyon, bu sınırlamaların ustaca tasarlanmış ve tanımlanmış degredatif mikroorganizmaların kullanımı ve hibrid organizmaların veya GDO ların yapılması ile üstesinden gelir. Klasik biyoremediasyon tekniklerine rekombinant DNA teknolojisinin eklenmesiyle yapılacak arıtım büyük gelecek vaat eder.
Öncelikle bu yöntemle arıtılmak istenen kirleticiler yüksek yoğunluktaki petrol hidrokarbonları, ağır metaller (kurşun, civa, kadmiyum, arsenik gibi), pestisitler, klorlu hidrokarbonlar, insektisidler, polimerler (polietilen, polipropilen, polikarbonlar, poliüretanlar gibi), deterjanlar ve patlayıcılar (TNT, GTN, RDX) dır.
Bu teknolojide genel amaç istenen DNA dan kopyalar elde edip istenen pozisyonda genomik veya plazmid DNA ile birleştirmektir. Böylece hibrid DNA elde edilir. Çoğunlukla, bir hibrid DNA da konağın rekombinant olduğunu gösterecek bir veya daha fazla gen bulunur. Bu klonlar yabancı genleri ifade ederler. Bu tip çalışmalar, bakteri, alg, fungus, nematod ve memeli hücrelerinde yapılmıştır.
Klasik olarak kirli alandaki biyoremediasyon oksidasyon redüksiyon potansiyeli (redoks) ve bununla birlikte pH, sıcaklık, okisjen içeriği, elektron alıcı/verici konsantrasyonu ve parçalanma ürünleri (CO2) ölçülerek izlenebilir. Bakteriyel biyosensörler de kirletilmiş alanlarda biyoremediasyonu analiz etmek için kullanır.