Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Siyaset Bilimine Giriş
Advertisements

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA
AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNDA VATANDAŞLIK VE BİREYSEL HAKLAR
AB ÜYELİĞİNİN TÜRK VATANDAŞLARINA FAYDALARI
ULUSLARARASI HUKUKTA İNSANİ MÜDAHALE
İSİG Politikası ve Güvenlik Kültürü
ERK İSG&İK – –
MAHALLİ İDARELER (Yerel Yönetimler)
Farklı Sistemlerde Kentleşme ve Kentleşme Politikası
DIŞ TİCARET POLİTİKALARI
MERKANTİLİZM TANIM Orta çağın sonları ile sanayi devrimi arasında kalan dönem. Ticaret Ev-sanayi şeklinde başlayan sanayi Kapitalist sınıf: sanayiciler,
REHBERLİK.
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
EKONOMİK İSTİSMAR.
…Tarih Kainatın Vicdanıdır...
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları Eser ÇEKER (M.Sc.)
Kopenhag Kriterleri Ümit Boynukalın.
Sosyal Bilgiler EĞİTİM VE ÇALIŞMA HAKKI
İnsan Hakları Nedir? İnsan hakları, olmadığı koşulda, kişilerin insan olarak onurlarıyla yaşabilmelerinin mümkün olmadığı temel ilkelerdir. İnsan hakları.
SENDİKALARIN ENDÜSTRİYEL DEMOKRASİYE KATKISI VE SENDİKA İÇİ DEMOKRASİ
İşletmeyi neden kurarız ?
İNSAN KAYNAKLARINDA YÖNETİMDE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ
ÇALIŞMA - İŞ Emek ve emek gücü (işgücü): İnsanın doğa ve toplum ile kurduğu tüm ilişki bir emek etkinliğidir. Oysa işgücü, sadece kapitalist üretim sürecinde.
Sendikaların İşlevleri
Sömürgecilik.
FATMA ÇAVUŞ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
İŞ HUKUKUNA GİRİŞ İş Hukuku Kavramı
İŞVERENİN BORÇLARI Ücretin Belirlenmesi
BÖLÜM 3 EKONOMİLERDE TEMEL SORUNLAR
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimine Giriş
Toplu pazarlık gücü.
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimine Egemen Olan İlkeler: 2
İNSAN KAYNAKLARI İŞLEVİNİN TANIMI VE AMAÇLARI
KAPİTALİZM VE SOSYALİZMİN KARŞILAŞTIRILMASI
Klasik Sosyoloji Tarihi
SOSYALİZM NEDİR? Kara dayalı sistemindeki özel mülkiyet yerine ortak mülkiyetin, sermayeyi elinde tutan azınlık kitlenin kendi istekleri doğrultusunda.
Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders
2. Ders Sendika Kavramı, Kuruluş, Organlar Yönetici Güvencesi
SOSYAL GÜVENLİK VE SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI HAZIRLAYICI EĞİTİMİ
İktİsadİ ve Hukukİ sİstemler ve polİtİkalar
VII. Ünite SİYASET FELSEFESİ
 Bölüm 2: Piyasa Ekonomisi ve Fiyatların Oluşması Kaynak: Yönetim Ekonomisi – Prof. Dr. İ. Özer Ertuna.
EKONOMİK SİSTEMLER ÜZERİNE GENEL BİR BAKIŞ
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları
Sendikaların İşlevleri
ATATÜRKÇÜLÜK ÜNİTESİ TEST SUNU
İnsan davranışlarının değişimi
ÇOCUK HUKUKU’NUN HUKUK SİSTEMİNDEKİ YERİ VE ÖZEL HUKUKTA ÇOCUK HAKLARI
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
İNSAN HAKLARI DEMOKRASİ
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
ÜLKEMİZDE NÜFUS / Eğitim ve Çalışma Hakkı
Kırsal sosyoloji ve çalışma alanları-görevleri Prof. Dr
ÇALIŞMA - İŞ Emek ve emek gücü (işgücü): İnsanın doğa ve toplum ile kurduğu tüm ilişki bir emek etkinliğidir. Oysa işgücü, sadece kapitalist üretim sürecinde.
6.1. Sendikalar ve toplu sözleşme
2. Sosyal Hizmet – Topluma Hizmet
KAPİTALİZM VE PİYASA BAŞARISIZLIĞI
İnsan Hakları Nedir? İnsan hakları, olmadığı koşulda, kişilerin insan olarak onurlarıyla yaşabilmelerinin mümkün olmadığı temel ilkelerdir. İnsan hakları.
REFAH DEVLETİ.
İNSAN HAKLARI. İNSAN HAKLARI İnsan hakları nedir? İnsanlar arasında ırk, din, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ
Toplum ve Toplumsal Yapı
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
Madde Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu.
Tarihsel ve ideolojik arka plan
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İNSAN HAKLARI KONU VI HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN GELİŞİM SÜRECİ-
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
İş ve Meslek Sosyolojisi
SOS407 – Kadın Çalışmaları
Sunum transkripti:

Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar SOSYAL POLİTİKA (SKY 205) Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

Temel Kavramlar I. Çalışma ve Emek Gücü Çalışma, bir bakıma fiziksel açıdan dış dünyayı, doğayı değiştirebilme gücüdür. Ekonomik açıdan çalışma, insanın yaratıcı gücüdür. Çalışma, bedensel veya düşünsel yada her ikisinin bileşimi niteliğinde olabilir.

Çalışmaya – Emek Gücüne İlişkin Sorunlar Ahlaksal yaklaşım: Emeğe, çalışmaya değer vermişlerdir. Tüm yüce amaçlara çalışarak erişilebileceğinden, çalışan herkes korunmalıdır. Liberal düşünce: Emek bir maldır. Değeri emek piyasasının arz ve talep yasalarına göre belirlenir. Emeğin korunmasını amaçlayan önlemler, devlet müdahaleleri ve sosyal adalet adına ileri sürülen ilkeler bu anlayışa terstir.

Çalışmaya – Emek Gücüne İlişkin Sorunlar c) Marksist düşünce: Tüm değerlerin yaratıcı kaynağı emektir. Emek her zaman sömürülmüştür. Yarattığı değerin küçük bir bölümü kendisinde kalır. Büyük bölümünü artıdeğer olarak işveren kendine alıkoyar. Kapitalist sistem artıdeğersiz yapamayacağından sömürüyü önlemek için işçiler bu sisteme son vermek ve sosyalist-komünist sisteme geçmek zorundadır.

Sorunlar: İşçi sermaye tarafından sürekli sömürüldüğüne inandığı için sürekli bir doyumsuzluk içindedir. Herşeyden önce daha yüksek ücret ister. Çünkü ücret onun yaşam düzeyini belirler. Ayrıca kısa çalışma süresi, etkin iş güvenliği ve sağlığı önlemleri, işinden memnunluk duyma, işinden keyfi olarak çıkarılmama, gelişigüzel işlemlere ve haksızlıklara karşı korunma, zamanında ilerleme, haklarına ve özgürlüklerine müdahale edilmeme, yönetime katılma, uyuşmazlıkların hakça çözülmesi ve başkaları…

Emek ile Sermaye Arasındaki Çıkar Ayrılıkları ve Yeni Tip İşveren Kapitalist bir toplumda işçi de işveren de üretimden kendilerine daha büyük pay ister ve almaya çalışır. Uyuşmazlıklar bu çıkar ayrılıklarından doğar. Emek ile sermaye arasındaki çıkar ayrılıkları, ücretleri de kapsayan çalışma koşullarının saptanması, bireysel ve toplu düzeyde işçi ve işveren ilişkilerinin düzenlenmesini gerektirir. Toplumsal politikalar da emek ile sermaye arasındaki bu çıkar ayrılığı gerçeğinden kaynaklanır ve gelişir.

İşçi ve İşçi Sınıfı: Sosyal politika, ekonomik bakımdan zayıf, korunmaya gereksinim olan insanlara adil gelir, hizmet, hak ve özgürlük sağlayan ve bu yoldan daha mutlu ve gönençli bir toplum oluşturmayı amaçlayan önlemleri içerir ve inceler. Böyle olunca önümüze ekonomik bakımdan zayıf sınıf, diğer bir deyimle işçi sınıfı ve onların sorunları çıkmaktadır.

Ekonomik bakımdan zayıf sınıflar: İlkçağda: Tutsaklar ve köleler Çalışma, çalışarak bir mal yada hizmet üretme özgür insanlar için aşağılaştırıcı bir durumdur. Üretim genellikle tutsaklar, köleler ve halkın hor gördüğü katlarınca yapılmıştır. Tutsak yada köle sahibi onların üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahiptir. Ortaçağda: Serfler, çıraklar ve kalfalar Loncalarla oluşup gelişen bir statü düzeni var. Loncalar ustaların kurup egemen oldukları mesleksel örgütlerdir. Yeni çağda: İşçiler Başlangıçta liberal düşünce egemen. Sanayi devrimi ile işçiler için ağır, haksız ve adaletsiz bir sömürü düzeni başlamıştır.

İşçi Kavramı ve Tanımı: İlkçağlardan beri olagelmiş toplumlarda ekonomik, sosyal ve siyasal statülere sahip insanlar bulunmuştur. Bunları bağımlı ve bağımsız statüsünde değerlendirmek olasıdır. Bağımlılar: İlkçağın tutsak ve köleleri, Ortaçağın serfleri. Bağımsızlar: Yeniçağın işçileri (bağımsızlık statüleri çoğu kez yanıltıcıdır). Çırak ve kalfalar bu iki statü arasındadır.

İşçi: Çalışacağı ve yaşayacağı yeri seçmekte özgürdür. Bir vatandaştır. Hukuksal açıdan sözleşme özgürlüğüne sahiptir. Ancak kapitaliste bağlıdır. Toplumun düzeni, hukuku, yasaları ve kurumları genellikle kapitalistlerce belirlenir. Statü değiştirmek kuramsal olarak serbest, fakat uygulamada son derece zordur. Geliri ücretinden oluştuğundan ve ücret günlük gereksinimleri karşılamaya ancak yettiğinden işçi Yeniçağ’da da bağımlıdır.

İşçi: İşçi:Emeğini satan yada kiralayan ve bunun karşılığında ücret adı altında bir gelir sağlayan kişidir. Emeğin düşünsel yada bedensel olması, İşverenin özel veya kamu kişisi olması, Sağlanan gelirin para yada mal biçiminde olması, Gelirin ödenmesinde saat, gün, hafta, ay veya yılın zaman ölçüsü olarak alınması tanımı değiştirmez. İşçi, çalıştığı yerdeki üretim araçlarının mülkiyetine sahip değildir. Çağdaş anlamda işçi: Üretim mallarına sahip olmayan ve gelirinin kaynağının emek gücünde simgeleştiği bir kimsedir.

İşçi Sınıfı Toplumların sınıflara ayrılması İlkçağ’dan beri var olmuştur. Sınıflaşmanın temelinde eşitsizlik durumu vardır. Bu eşitsizlik ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olabilir. İnsanlık tarihi bir sınıf savaşımları tarihidir” Marx – Engels ve kimi bazı filozoflara göre.

İşçi Sınıfının Niteliği: Çağdaş toplumsal sınıfların başlıca niteliği ve bunları açık olarak kastlardan ve feodal toprak sahiplerinden ayıran öge, bu toplumsal sınıfların ekonomik gruplar olmalarıdır. Yasal yada dinsel bir otoriteden doğmamışlardır. B sınıflardan birinin mensubu olmak, bu kişilere ne medeni ne de siyasal özel bir hak sağlar. Fakat ekonomik bir durumu belirler. Bu ekonomik durum, mülkiyet kurumu yolu ile üretim araçlarına sahip olanlara daha çok gelir ve olanak sağlar. Bu araçlara sahip olmayanlar ise, çoğu kez günü gününe yaşamlarını sağlayan bir gelire ulaşabilirler. Bu yol onları bağımlı kılar. Orta sınıfların bulunması ve işçi sınıfından sermaye sınıfına geçiş için yasa engellerin bulunmaması toplumun iki büyük sınıfa ayrılmış bulunması gerçeğini değiştirecek nitelikte değildir.

İşçi Sınıfının Doğuşu a) Kölelik ve tutsaklık düzeni: İlkçağlarda çalışmanın ve üretimin en yaygın yöntemidir. Büyük oranda tarıma dayalıdır. b) Lonca düzeni: Zanaat ve ticarete dayanır. Loncalar aynı meslekteki zanaatçıların kurdukları örgütlerdir. XI – XVIII yüzyıllar arasında yaşadılar. Aslında ustaların örgütleridir, onların çıkarlarını savunur ve dinsel etkilere açıktır. Örn. Anadolu’daki Ahilik örgütlenmesi. Çıraklar Kalfalar Ustalar

Çağdaş İşçi Sınıfı: XVIII. Yy’ın sonlarına doğru İngiltere’de doğan Sanayi Devrimi’nin yarattığı bir sınıftır. Sanayi Devrimi kapitalizm, liberalizm ve makine ile doğmuş ve büyümüştür. Çağdaş İşçi Sınıfının Nitelikleri: Gelirini emek gücünü satarak günü gününe sağlar. Genellik işveren tarafından belirlenen çalışma koşulları içinde çalışmak zorundadır. Bilinçlenmesi ve çıkar birlikteliği yapması sıkıntılı olmuş ve zaman almıştır. Statüsünü değiştirme olanağı son derece sınırlıdır. İşbölümü ve uzmanlaşma nedeniyle hareket serbestliği azalmıştır Sözleşme özgürlüğüne rağmen işverene geniş ölçüde bağlıdır. Sermaye büyüyüp yığıştıkça işvereni tanımaz. Günü gününe yaşadığı için sömürüldüğü inancındadır. Sömürüyü önlemek için ekonomik ve siyasal alanda yetki bölüşümü ister

Sosyal Politika Kavramının Tanımı: Dar Anlamda Sosyal Politika: Sosyal politika, eğer yalnız devletin faaliyetlerini ve sınırlı kitlelere ve bir sınıfa dönük çalışmalarını kapsıyorsa, burada dar anlamında bir sosyal politika ile karşı karşıyayız. Bu durumda bir görüşe göre sosyal politika, toplumda var olan sosyal sınıfların ilişkileri, hareketleri, savaşımları ve çelişkileri karşısında devleti ve hukuksal düzeni ayakta tutmaya, korumaya dönük çalışmaları içeren bir düşünce bütünüdür.

Dar Anlamda Sosyal Politika: Dar anlamda sosyal politika iki yanlı olarak belirebilir. Biri, genellikle ekonomik bakımdan bağımlı ve güçsüz insanları sermayeye karşı korumak ve sömürülmelerini önlemek için devletin müdahaleleri yanında almış olduğu koruyucu ve sınıflar arasında uyum ve denge sağlayıcı önlemlerdir. Bu önlemler sosyal politikanın bir yanını oluşturur.

Dar Anlamda Sosyal Politika: Öteki ise, sömürünün doğrudan ilgililer tarafından önlenmesi ve toplumsal dengelerin bozulmaması için bu doğrudan ilgililerin doğal olarak var olan kimi haklarının ve özgürlüklerinin devlet tarafından ihlal edilmemesi ve başkalarına karşı korunmasıdır. Bu hakların ve özgürlüklerin başında hiç kuşkusuz sendikal haklar, başka bir deyimle sendika kurma, toplu pazarlık ve grev yapma hakları ve özgürlükleri gelmektedir.

Geniş Anlamda Sosyal Politika: Topluma bir bütün olarak bakan, toplum içinde bütün sınıfları ilgilendiren çok çeşitli konuları sınıf farkı gözetmeksizin ele alan bir disiplindir. Örneğin, bir sağlık, bir eğitim, bir tarım politikası, toprak reformu, tarım ürünlerinin fiyatlarının düzeyi, zanaatın ve esnafın korunması, kooperatifçilik, vergi politikaları, vergilerin yapısı ve başkaları sosyal politikanın kapsamı içine girebilir.

Çağdaş sosyal politikalar: Çağdaş sosyal politikanın nitelikleri: Kişiyi değil, onun mensup olduğu sınıfı ve bu sınıfın durumunu göz önünde bulundurur. Devletin mevzuat yoluyla yaptığı müdahaleler ve düzenlemeler hak yaratıcı niteliktedir. Kişi bu haklara dayanarak ya devletten yada işvereninden isteklerde bulunabilir. Kendi kendine yardım ve sorunları kendisinin çözme yolları vardır. Örn. Sendikal haklar.