STAFİLOKOK ENFEKSİYONLARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DİĞER BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKLER ve LİNKOZAMİDLER
Advertisements

Enfeksiyöz Hastalıkların Tedavisinde Eczacının Rolü
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Damar dışı nedenlerle bacak-ayak şişliği
DİYARE (İSHAL).
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Hazırlayan: Dr Berge EDE Moderatör:Op.Dr.Turhan Pekiner
ANTİBİYOTİK KOMBİNASYONLARI
SEPTİK ŞOK DR BARIŞ VELİ AKIN BAKIRKÖY DR SADİ KONUK EĞİTİM VE
Antibiyotikler ve Antibiyotik Direnci
YENİDOĞAN SEPSİSİ Prof. Dr. A. Engin Arısoy
EYLÜL 2014 ÖZGE DEMİR.
ŞARBON HASTALIĞI.
TULAREMİ.
Merkezi Sinir Sistemi Enfeksiyonları
ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARINDA SINIFLANDIRMA-TANI
ÜRİNER KATETERLER VE İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLAR
Stafilokokların Mikrobiyolojisi ve İnfeksiyon Oluşturma Mekanizmaları
Ülkemizde toplam sağlık harcamaları içinde ilacın payı  % 46 iken, İngiltere’de  %12.3, ABD’de ise.
KÜLTÜR ALMA YÖNTEMLERİ
Enfeksiyöz Hastalıkların Tedavisinde Eczacının Rolü Doç.Dr. Kutay Demirkan Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Klinik Eczacılık Anabilim Dalı Başkanı.
Ampirik Antibiyotik Tedavisi
Antibiyotikler Uygun olmayan ve yaygın kullanılan ilaçların başında
Shigella.
Intestinal Obstruction
PNÖMONİLER Dr. Oğuz KILINÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
Deri -yumuşak doku ve Komplike infeksiyonları
HASTANE KAYNAKLI PNÖMONİLER - 1
Antibiyotik Bakterilerden veya mantarlardan elde edilen veya sentetik olarak üretilen Bakteriler üzerinde öldürücü ya da üremelerini engelleyici etki.
Stj.Dr.Duygu Oğuz Dönem IV
Ventilatör İlişkili Pnömoni
Bacillus cinsi bakteriler
İDRAR YOLU İNFEKSİYONLARI
Sepsis Tanı ve Tedavisi
SUBKÜTAN MİKOZLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER.
Peptik hastalık, Helicobacter pylori ve karın ağrısı
Farmakodinami.
YENİDOĞANDA AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI Dr. Ferhan KARADEMİR MART 2007.
Hastane Enfeksiyonları
TLA223 TIBBİ MİKROBİYOLOJİ III
TRAHOM. ETKEN Chlamyidia trachomatis konjonktivayı, korneayı ve gözkapaklarını saran, genellikle süreğen bir çeşit göz hastalığıdır konjonktivayıkorneayı.
Hastane infeksiyonları
Diffüz Progresif Döküntüsü Olan Bir Adölesan
ETİYOLOJİ.
HASTANE ENFEKSİYONLARI
HASTANE ENFEKSİYONLARI
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu T.C. Sağlık Bakanlığı LEJYONER HASTALIĞI KONTROL PROGRAMI EĞİTİMİNİN AMACI.
BRUCELLA Muhammed fatih Genç 2310.
EKLEM ENFEKSİYONLARI Hem. Nesrin ÖRCÜN 5. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği.
Gıda Mikrobiyolojisi Eğitimi Gıda Mühendisliği Bölümü
Campylobacter jejuni. Campylobacter jejuni Genel Özellikleri  Gram negatif  S veya virgül seklinde basiller  Polar monotrişiyöz flagellaları ile hareket.
Viral Ansefalitler.
Yeni Doğan Enfeksiyonları
Corynebacterium ve Listeria LABORATUVAR UYGULAMASI Arş. Gör. Dr. Nida Koçu 2016.
Difteri (Kuşpalazı) Çocukluk dönemi enfeksiyonlarından birisidir. Etkenin yerleştiği bölgede psödomembran (yalancı zar) ve salgıladığı toksin ile oluşan.
Enfeksiyon Hastalıkları Hastane Enfeksiyonları Adı:
TOKSİK ŞOK SENDROMU Dr.ihsan YILDIZ.
Rapidly Progressing Rash in an Adult
ÜST SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI
Staphylococcus Micrococcus Planococcus
TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLERDE OLGU SINIFLAMALARI
Nekrozitan enterokolit
ÇOCUKLARDA SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI
STAPHYLOCOCCUS Micrococcaceae familyası içinde üç cins bulunmaktadır:
Sepsisli Hastalarda prokalsitonin, C-Reaktif Protein, Lökosit, Mean Platelet Volüm Değerlerinin, Kan Kültüründe Üreyen Mikroorganizmalarla Karşılaştırılması.
Mastitis.
HOŞGELDİNİZ … © Diaverum September 2018.
ANNE ÇOCUK SA Ğ LI Ğ I 0-6 Yaş Çocuklarında Sık Görülen Şikâyetler KAYNAKLAR: k-saglik/cocuk-hastaliklari/ yas-cocuklarinda-sik-
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Persistent Skin Furuncle
Sunum transkripti:

STAFİLOKOK ENFEKSİYONLARI

Stafilokoklar; hareketsiz, sporsuz, kuruluğa ve yüksek tuz konsantrasyonuna dayanıklı, doğada yaygın olarak bulunan fakültatif anaerop mikroorganizmalardır. İnsanda başlıca; deri, nazoFarinks, burun, vagen ve rektumda yaygın kolonizasyon gösterirler. İnsanlardan en sık izole edilen enfeksiyon etkenlerinden birini oluştururlar ve insandan insana direk temasla ve hava yolu ile bulaşabilirler

Stafılokoklar kanlı agar gibi basit besiyerlerin-de 18-24 saat içinde beyaz veya altın sarısı pigmentli S tipi koloniler oluştururlar.

Staphylococcus aureus İnsanlarda S.aureus enfeksiyonlarının meydana gelmesinde; hastaların daha önceden bu bakteri ile kolonize olmaları veya taşıyıcı olan ve geçici el kolonizasyonu bulunan kişilerle temasları önemli rol oynar. S.aureus'un etken olduğu hastane enfeksiyonlarında en önemli kaynak hastaların veya sağlık personelinin burun taşıyıcılığıdır. Deride veya burun mukozasında kolonize olan bu bakteri; küçük bir travma sonrası daha derin dokulara veya kana geçerek, bakterinin virulans faktörleri ve konak savunması arasındaki karşılıklı ilişki sonucunda enfeksiyonlara neden olur. S.aureus, içerdiği çeşitli virulans faktörleri ile stafilokoklar arasında en patojen türü oluşturmaktadır.

S.aureus’un etken olduğu hastalıklar; invazif enfeksiyon sonucu oluşan hastalıklar ve enfeksiyon olmadan toksinin neden olduğu hastalıklar olarak iki ayrı grupta incelenebilir, A. invazif enfeksiyon sonucu oluşan hastalıklar: Deri enfeksiyonları: En sık görülenler follikülit, fronkül-karbonkül, impetigo, mastit, posttravmatik veya cerrahi yara enfeksiyonlarıdır.

Fronkül Kan çıbanı Kıl follikülünün akut apsesi

Karbonkül Fronküllerin yan yana gelerek derine ve çevreye doğru yayılması sonucu oluşan hastalık

İmpetigo Derideki sıyrık ve çiziklerden giren bakteriler eritem vezikül ve bül oluşturur. Büllöz impetigo yenidoğanlarda görülür. Bu tablonun yaygın ve ateşli şekli pemfigüs neonatorum dur. Ektima (Ülserli impetigo)

Bakteriyemi: Genellikle lokal bir enfeksiyon odağından bakteri kan akımına karışmaktadır. Hastanede yatmakla olan hastalarda sıklıkla kateter kullanımı söz konusudur. Bu nedenle kateter uzaklaştırılmalı ve kültür alınmalıdır. Ayrıca damar içi ilaç kullananlarda S.aureus bakteriyemileri sıktır.

Endokardit: S .aureus ani başlangıçlı yüksek ateşle karakterize akut endokardite neden olur. Yaygın metasta tik enfeksiyonlar ve emboliler, miyokardiyal apse, perikardit, bilinç değişiklikleri, Akut bakteriyel menenjit ve kalp yetmezliği hızla gelişebilir.

Pnömoni; Aspirasyon ya da hematojen yayılım sonrası gelişir. Genellikle yaşlı, diabetik ve alkolik hastalarda ve influenza epidemilerinden sonra toplum kökenli S.aureus pnömonileri sık görülür. Entübasyon sonrası veya aspirasyona bağlı pnömoniler ise hastane kaynaklı S.aureus pnömonilerini oluştururlar.

Osteomiyelit: Hematojen veya komşuluk yolu ile oluşmaktadır. Özellikle yenidoğanda göbek bağı enfeksiyonu sonrası hematojen yayılımla alt ekstremitelerde osteomiyelit oluşabilir.

Toksinin neden olduğu hastalıklar Toksik şok sendromu: Yüksek ateş, döküntü, mide bulantısı ve hipotansiyonla seyreder. Özellikle menstruasyon dönemindeki kadınlarda çok emici tamponların kullanımına bağlı olarak vagen iyon dengesi bozulur ve vagende kolonize olan S.aureus'un öncelikle toksik şok sendromu toksin-1 (TSST-1) olmak üzere bol miktarda ekzotoksinleri salgılanarak hastalık oluşur.

Besin zehirlenmeleri: Enterotoksin üreten bir S Besin zehirlenmeleri: Enterotoksin üreten bir S.aureus kökeniyle kontamine olmuş et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi proteinden zengin besinlerin yenmesi ile oluşur. Hastalık besinler üzerinde oluşan toksinlerin alınmasına bağlı olduğu için birkaç saat içerisinde; şiddetli bulantı kusma İle birlikte şiddetli karın ağrısı ve diyare ile seyreder.

Haşlanmış deri sendromu: Çoğunlukla yenidoğan ve bir yaşın altındaki çocuklarda görülür. S.aureus tarafından salgılanan eksfoliyatİf (epidermoliiik) toksin, cilt altında hücreler arası bağlara etki ederek soyulmalara neden olan yüzeyel büllere neden olur. S.aureus'un genellikle nazofarenks, göbek ve idrar yolu enfeksiyonlarım takip eden 24-48 saat sonrasında toksine bağlı deride yaygın büllerin oluşumu İle karakterizedir. Tedavi sıvı elektrolit dengesinin düzenlenmesi ve enfeksiyon odağının tedavisi ile yapılır.

Laboratuvar tanısı Enfeksiyon şüphesi ile gönderilen örneklerden izole edilen bir kökenin S.aureus olarak tanımlanabilmesi İçin; sıklıkla üzüm salkımına benzer Gram pozitif kokların görülmesi, katalaz ve koagülaz enzimlerinin var olduğunun gösterilmesi gereklidir. Ayrıca kanlı ağarda altın sansı ("aureus" altın demektir) pigment oluşturması ve beta hemoliz yapması tam için Önemlidir. Tanıda hazır kitler ve moleküler yöntemler de kullanılmaktadır.

Tedavi Kendini sınırlayan lokalize stafilokok enfeksiyonlarının çoğunda antibiyotik tedavisine gerek yoktur. Şiddetli S.aureus enfeksiyonları lokalize lezyonlarm cerrahi olarak insizyon ve drenajı ile birlikte sistemik antibiyotik uygulanmasını gerektirir. Antibiyotik seçimi kazanılmış direnç nedeni ile sorun oluşturmaktadır. Günümüzde hem toplum kaynaklı hem de hastane kaynaklı S.aureus suşlarırun %95'inden fazlası penisilinaz (beta laktamaz) üretmeleri nedeni ile penisilin G'ye dirençlidir. Bu durum alternatif olarak beta laktamaz dirençli penisilinlerin (metisilin, nafsilin) kullanımını gerekli kılmıştır.