DİL GELİŞİMİ
Kendi iç dünyamızda yaşadıklarımızı, duygu ve düşüncelerimizi hayallerimizi karsımızdaki kişiye aktarabilmek için kullandığımız bir araç olarak dil, insanoğlunun var olduğu andan itibaren insanın vazgeçilmez bir parçasıdır
birey tek basına dili ne yaratabilir ne de değiştirebilir. Yaptığı araştırmalarla dilbiliminde çığır açan Ferdinand De Saussure (1998)’a göre birey tek basına dili ne yaratabilir ne de değiştirebilir. Dil varlığını yalnızca topluluk üyeleri arasındaki bir tür sözleşmeye borçludur. Dil somut niteliktedir ve bu da bize dili inceleme olanağı sağlar.
Yeni doğan bir bebeğin çevresindeki bir kitaba ilk bakısı, kitaptaki bir resme verdiği ilk tepki onun okuma-yazma becerilerinin gelişim sürecindeki ilk deneyimleridir.
Bir araştırmaya bakalım mı?
Scarborough, (1990) yaptığı araştırmada iki yasından ilköğretim ikinci sınıfa kadar 52 çocuğun dil gelişimlerini incelemiştir. Çocuklar 2-5 yas arasındayken ailevi etkenlerden ötürü 34 çocuğun okumaya yönelik önemli derecede problem yasayacağını öngörmüştür. Bu çocukların 22’si ikinci sınıfa geldiklerinde önemli derecede okuma problemleri yasadıkları görülmüştür.
Bu 22 çocuğun okul öncesi dönemdeki dil gelişimlerinde ise 2 yasında önemli derece gramer hataları, 4 yasında alıcı ve ifade edici kelime bilgisinde yetersizlik görülmüştür. Scarborough, okul öncesi dönem sözel dil becerilerinin ilerideki okuma performansını belirleme de önemli bir etken olduğunu vurgulamaktadır.
İki sözcük Dönemi Ve Telgraf Dili (18-24) Yapılan araştırmalara göre, ana dili edinim surecinde dil gelisimi şu asamalarla gerçekleşir: Dil Öncesi Dönem (0-12) Tek sözcük dönemi(12-18) İki sözcük Dönemi Ve Telgraf Dili (18-24) Dil Bilgisinin Gelişmesi ve Tam Konuşma (2-6 yaş)
Dil Öncesi Dönem (0-12 ay) 0-1 ay Ağlama 2 ay Cıvıldama 6 ay Mırıldanma 9 ay Uyumlu ses örüntüleri çıkarma 10-12 ay Mırıldanma sesleriyle duygularını ifade etme
Tek Sözcük Donemi (12-18 ay) Tek sözcükler kullanma Çevresinde duyduğu birçok sözcüğü anlama Tek sözcükle bir cümleyi anlatma Sözcük dağarcığı yaklaşık 50 sözcükten oluşur.
İki Sözcük Donemi ve Telgraf Dili(18-24 ay) İki sözcüklü söylemler kullanma Telegrafik konumsa Jest, mimik ve tonlamaları kullanma Çevresindeki insanlarla iletişim kurma Sözcük dağarcığı yaklaşık 300 sözcükten oluşur.
Dil Bilgisinin Gelişmesi ve Tam Konuşma(2-6 yas)
DAVRANIŞÇI KURAMDA DİL Çocukların dili nasıl edindiklerine ilişkin ileriye sürülen en eski kuram davranışçı kuramdır. Davranışçı kuramda dil öğrenmek diğer öğrenmeler gibi alışkanlıkların oluşumu olarak görülmektedir. Bu kurama göre, çocuklar konuşulan dili, herhangi bir şeyi öğrendikleri gibi öğrenirler.
Davranışçı kurama göre dil öğretimi uyarıcı-tepki seklinde ve bir dizi şartlanma sonucu gerçekleştirilir. Çocuğun dil ediniminde çevresel etkenler ve değişkenler önemli rol oynar. Çocuk dili çevresindeki uyarıcılara tepki vererek, sürekli taklit ederek, yetişkinleri izleyerek, deneme yanılma yoluyla ve tekrarlayarak öğrenir
Yapılan araştırmalar yaşamının ilk bir yılında çevresindeki konuşmaları taklit edenlerin daha çabuk konuştuklarını ortaya koymaktadır. Çocuklar nesne isimlerini eğer pekiştirilirlerse taklit yoluyla öğrenebilirler. Örneğin, yetişkin, köpeği gösterip bu bir kopektir diye söylerse, çocuk bunu taklit ederse ve yetişkin bunu onaylarsa çocuk o sözcüğü öğrenir.
4. Soyut işlemler (11+ yas) dönemleridir. BİLİŞSEL KURAMDA DİL Bu kurama göre çocuğun bilişsel gelişimi ne kadar mükemmel ise dil gelişimi de o kadar iyidir Bilişsel kuram, ana dil ediniminin nasıl gerçekleştiğini Piaget’in bilişsel gelişim dönemlerini temel alarak açıklar 1. Duyusal-motor (0-2 yas) 2. İşlem oncesi (2-7 yas) 3. Somut işlemler (7-11 yas) 4. Soyut işlemler (11+ yas) dönemleridir.
Bebek zihinsel resimler ve sözcükler gibi nesnelerin içsel temsillerine sahip değildir. Bu içsel temsiller yaklaşık 18-24 aya kadar gelişmez. Çocuğun ilk bilişsel şemaları bu donemde oluşur.
İşlem Öncesi dönemde (2-7) çocuk sembolleri kullanarak dilden bir iletişim aracı olarak yararlanır. Bu donemin basında dil kullanımına bağlı olarak sembolik düşünme gelişir ve sembolik oyunlar gözlenir Ben merkezlidir, herkesin kendi gibi düşündüğünü zanneder.
Somut işlem döneminde çocukların düşünmesi okul öncesi donemdeki çocukların düşünmesinden oldukça farklıdır. Çocuklar mantıklı olarak düşünmeye ve matematiksel kavramları anlamaya başlarlar. Tümevarımcı düşünmeyi kullanarak kendi deneyimlerinden genel yargılara ulaşabilirler ancak tümdengelimci düşünmeyi henüz kullanamazlar. Bu donemde dil yeterliği üst düzeydedir ve sözcük dağarcığı hızla gelişir. Yaklaşık olarak 11 yasında çocuklar soyut işlemler dönemine girerler. Bu donemde çocuğun düşünme yapısı yetişkininkine benzer. Bu donemdeki çocuk daha soyut ve mantıklı düşünebilir. Ayrıca çocuk mecaz ve analojiyi kullanarak düşünebilir.
Piaget’e göre bilişsel gelişme dil gelişiminden daha önce gerçekleşmektedir. Piaget dil gelişimi için bilişsel gelişimle daha fazla ilgilenmektedir. Bu yüzden sosyal çevrenin gelişim surecindeki önemini görmezlikten gelmiştir
Ayrıca çocukların akıl yürütme, yaratıcı düşünme ve problem çözme gibi becerilerdeki bilişsel gelişimi dil öğrenme surecinde temel etkendir
SOSYAL ETKİLEŞİM KURAMI Sosyal etkileşim kuramına göre dil, toplumsal ve etkileşimsel bir olgudur. Bu kuram, dilin söz dizimi üzerine değil kullanımı üzerine yoğunlaşmaktadır
Sosyal etkileşimci kuramın en önemli temsilcisi Vygotsky’dir Vygotsky’e göre dil ve düşünce başlangıçta birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmakta sonraki aşamalarda ise birlikte gelişmektedir. Bununla birlikte ne dil ne de düşünce birbirine baskın değildir .
Çocuklar çevresindeki insanlarla iletişim ve etkileşim kurmak için konuşmayı öğrenmektedirler. Yaklaşık olarak üç yaslarında çocuklar dışsal konuşmadan içsel konuşmaya geçiş yaparlar. İçsel konuşma çocuğun kendi kendine konuşmasıdır.
kelimelerle düşünmeye geçişte Vygotsky çocukların ben merkezli konuşmalarının aslında çocuğun bir şeyler hakkında düşünmek için özel konuşmalar, kelimeleri kullanma yolu ve sosyal konuşmadan kelimelerle düşünmeye geçişte bir adım olduğunu ileri sürmektedir
Vygotsky çocuğun dil gelişimiyle ilgili yaptığı çalışmalarda kültür üzerine vurgu yapar ve çocuğun gelişiminde en önemli unsurlardan birinin oyun olduğuna inanır.
Çocuklar kendilerini iletişime eğilimli veya hazır hale getiren bazı yeteneklerle ve bir dille doğarlar. Çocuklar toplumun ve kültürün dilinden, söylemlerinden yararlanırlar. Çocuklar kendi öğrenmelerini düzenleyen aktif öğrenicidirler.
Dil edinimi surecinde çocuğun çevresindeki aile ve yetişkinler oldukça önemli rol oynar
DOĞUŞTANCI KURAM Doğuştancı kurama göre, çocukların dil edinme yeteneği doğuştandır ve çocuklar dili öğrenmek için programlanmışlardır. Bu görüşün en önemli temsilcisi Chomsky insan dilinin gözlenebilir uyarıcı ve tepki bağına ilişkin toplanan verilerle açıklanamayacağını ileri sürmüştür.
özel biyolojik bir mekanizmayla doğduklarını ileri sürer dil bilgisini öğrenmesine olanak sağlayan dilin karmaşık yapısını ve bebeklerin “dil edinim aracı” adı verilen Chomsky,
Dil edinim aracının insana özgü olduğuna ilişkin bazı kanıtlar vardır. Bu kanıtlardan biri sağır çocukların ilk altı aylık dil gelişimlerinin normal çocuklarla aynı şekilde doğal olarak gerçekleşmesidir.
Bununla birlikte tüm kültürlerde çocukların dili cıvıldama, mırıldanma, tek sözcük, telegrafik konuşma gibi aynı aşamalardan geçerek edinmesi Chomsky’nin tüm dillerin benzer şekilde edinilmesinde doğuştan bir mekanizmanın olduğu görüşünü desteklemektedir
Chomsky’e göre evrensel dil bilgisi çocukların dil edinimini destekleyerek onlara temel dil bilgisi sağlar. Böylece çocuklar sınırlı sayıda cümlelere maruz kalmalarına rağmen sınırsız cümle üretebilmektedirler.
karmaşık yapıda cümleler üretmeleri ve Çocukların çevrelerinde konuşulan farklı cümleleri anlayabilmeleri, karmaşık yapıda cümleler üretmeleri ve özgün dil bilgisi cümleleri kullanmaları onların dil ediniminde doğuştan bir mekanizmaya ve dolayısıyla evrensel dil bilgisine sahip olduklarının göstergesidir
Doğuştancı kuram çerçevesinde çeşitli denenenceler ve modeller ileri sürülmüştür. Bu denencelerden biri “kritik donem” denencesidir.
Kritik donem denencesine göre, dil edinmede kritik donem vardır. Bu donem 2 yasında baslar ve 10 yasında son bulur. Bu süreçte beyin sinirsel esnekliğe sahiptir ve beynin iki yarım küresinde görev ayrımı henüz tamamlanmamıştır. İnsan beyni gelişip olgunlaştıkça beynin iki yarım küresinin görevleri ayrılmaktadır Dil öğrenme fonksiyonları da beynin sol yarısı tarafından kontrol edilmektedir.
Kritik donem denencesine göre, dil edinimi için uygun yaş ergenlik donemi öncesi olan 2-10 yas arasıdır ve bu donemdeki dil edinimi daha etkili sonuçlar vermektedir
Chomsky’nin teorisi dili ve çocukların dili nasıl edindiğini anlamamızı sağlar. Onun çalışmasının temeli, çocukların dil gelişiminin, davranışçıların söylediği gibi çocuklar dili sadece taklit için yapılan ödüllendirmelerle öğrenir görüsünden daha karmaşık olduğu üzerinedir
Çocuklar ana dillerini yaşamlarının ilk yıllarında bu kuramlarda belirtilen yollarla doğal ve gelişigüzel bir şekilde edinirler. Bununla birlikte çocukların dil gelişim sureci sonraki yıllarda da devam eder. Çocuklar ana dillerini etkili bir şekilde kullanabilmeleri için dillerini bilinçli ve planlı bir şekilde öğrenmelidir. Çocuklara ana dilleri planlı ve amaçlı bir şekilde okullarda öğretilir. (ilkokuldan-üniversiteye)