"Değişen Aile” Prof Dr Süheyla Ünal
21. Yüzyılın henüz başında iken bile gittikçe artan bir ivmeyle küreselleşen, karmaşıklaşan ve özellikle medya tarafından adeta bilgi bombardımanına maruz kalan bir toplum ortaya çıktı ve biz bu toplumda yaşamımızı sürdüreceğiz.
Toplumsal etkiler Toplumun değer yargıları, norm ve kuralları, gelenek ve görenekleri bireyin yaşamını düzenleme işlevine sahiptir Toplumun bireysellikle, yaşla, cinsiyetle, zamanla ilgili normları bireyin yaşam tarzını ve sürecini şekillendirdiği için, bu normlardaki değişim, bireyi ve aileyi de yakından etkilemektedir
Modernlik sonrası toplum Modernlik sonrasının “farklılıklara saygı göstermek” ve “standartları ortadan kaldırmak” yaklaşımı, hem kendiliğin şekillenmesinde, hem de aile gibi toplumsal kurumların yapılanmasında büyük değişikliklere yol açmaktadır Alternatif anlamların çokluğu, kendiliğin yapılanmasına da yansımaktadır
Modernlik sonrası dünya Çoğulculuk, demokrasi, cinsel özgürlük, tüketicilik, hareketlilik, artan eğlence ve haber olanakları ile karakterizedir Modernlik sonrası bireyi, birçok inanç, çoğul gerçekler, yüzlerce dünya görüşü karşısında “gerçek” ve “doğru” konusunda güvenini kaybetmektedir (O'Hare and Anderson 1991)
Modernlik sonrası birey Toplumsal yapıdaki esneklik ve değişkenliğin, bireysel kimliğin yapılanmasına yansıması en kötüsünden “parçalanmış”, en iyisinden “yaratıcı” kendilikler ortaya çıkarmaktadır (Boston 2000) Kendini referans almanın artışı, sınırda ve antisosyal kişilik bozukluklarında artışa yol açmaktadır
Milenyum Kuşağı İnsan algısını dönüştüren enformasyon hızının içine doğmuş, internet’i tanıyıp benimsemiş, Özgürlüğüne düşkün, Sadakatsiz ve tatminsiz, Kendilerini iyi ifade eden ve tercihlerini açıkça ortaya koyan, Sosyalliği ve çalışmayı pek sevmeyen,
Milenyum kuşağı Hızlı tüketiyor, çabuk sıkılıyor, maymun iştahlı Medya yoğun bir çevrede yaşıyor Ekran bağımlısı Aynı anda birden fazla faaliyette bulunabiliyor: Cepten SMS atarken, bilgisayar ekranında MSN’de yazışıp, ödevini yapabiliyor, bu arada winamp’ta indirdiği MP3′leri dinliyor, üstüne de gözü TV ekranındaki kliplere takılıyor.
Milenyum kuşağı Bu kuşak giderek mahremiyet duygusunu kaybediyor. Biraz fazla ahlaklı olanları annelerine, daha serbest yetişmiş olanları da arkadaşlarına söyleyebilecekleri / gösterebilecekleri her şeyi, tüm dünyaya da söyleyebiliyor / gösterebiliyorlar Tüketim için kaynak bulmaları gerektiğini biliyorlar, dolayısıyla borsada oynamak, kısa yoldan zengin olmak, bir “fikir” bulup yırtmak saplantılarını “Y Kuşağı” ile paylaşıyorlar
Sınırların değişimi Aile/birey, aile/toplum arasındaki sınırlardaki değişimler Bireyi, aileyi ve toplumu dönüştürmekte “Güç” ve “hiyerarşi” sorunlarına ve çatışmalarına yol açmakta Bireyselleşmeye yapılan vurgu aile kurumunda, akrabalık bağlarında gevşemeye, dağılmaya yol açmakta, ailenin stresli durumlarda bireye destek ve tampon olma işlevi giderek azalmaktadır
Modernlik sonrası aile Evlenme, boşanma, düşük yapma gibi aile ile ilgili birçok konu ve davranış üzerinde geleneksel ve dini referansların etkisi giderek azalmakta Fiziksel birlikteliğin “aile olmada” koşul olmaktan çıkması ile parçalanma hızlanmakta, aile kurumsal niteliğini kaybetmekte Teknolojik gelişimler ve internet, evin işlevlerini değiştirmektedir
Modernlik sonrası ev Etkinlik merkezi Bilgi merkezi İletişim merkezi Eğlence merkezi Eğitim merkezi Alış-veriş merkezi İş merkezi Ev içi yaşam yoğunlaşmakla birlikte, aile üyelerinin birlikte geçirdiği zaman azalmakta, vaktin büyük bir bölümü bilgisayar başında, birbirinden uzak ve farklı dünyalarda geçmektedir
AİLE Yapı Aile Ağlar Roller (Büyüklük, yaşam döngüsü) Ev Yönetimi Zaman Alan, mekan Kaynaklar (Aktiviteler) (Aktiviteler) (Tüketim) Değerler Aile/ Yaşam Tarzı Politik/ Sosyal tutumlar Kültürel değerler
Sağlıklı aile yapısı Bağlılık, sadakat Takdir etme, değerbilirlik İyi iletişim becerisi Birlikte zaman geçirme arzusu Güçlü değer sistemi Krizle ve stresle başa çıkma Dayanıklılık Etkililik, kendine yeterlilik Birey değil, sistem yönelimli olma Yakınlık ihtiyacını karşılama Karşılıklı saygı Eşit etkileşim Bireysel seçimlere saygı Çatışma çözümünde anlaşmayı, aileye yönelik sorun çözmeyi önceleme Net sınırlara sahip olma
Dinamik yapı Aile yaşamı bir süreç izler Ailenin yatay ve dikey bir hareketliliği vardır Geçiş dönemleri stres taşır Değişim kaçınılmaz olduğu için değişimin yönetilmesi oldukça önemlidir
Ailedeki stres nedenleri Dikey stres etkenleri Aile gelenekleri, mitler, sırlar, kurallar ↓ Zaman → Yatay stres etkenleri → Gelişimsel: Yaşam döngüsü geçişleri 2. Öngörülemeyenler: Ölümler, kronik hastalıklar, kazalar
Ailede stres etkenleri Hızlı değişim ve akışlar çağı olan 21. yüzyıl, ailenin yapılanması ve işleyişine hem yatay hem dikey eksende etki göstermektedir Dikey eksende aile gelenekleri, mitleri, kuralları hızla değişmekte, geçmişle bağlantılar kopmakta, davranış referans sistemleri etkinliğini kaybetmektedir Yatay eksende ise yaşam döngüsü geçişleri daha sorunlu olmaktadır
Aile yapısında değişmeler Daha önceki hak ve görevler, roller ve sorumluluklar değişmekte Kurumsuzlaşma nedeniyle bireylerin önündeki yol haritaları, kurallar, rehberler önemini kaybetmekte Bencilce bireyselleşme, antisosyalliğe kaymaya neden olmakta “Şimdi”nin baskınlığı, yaşam tarzına ağırlığını koymakta
Aile yapısında değişmeler Evlenme yaşı artmakta, evlenme oranı düşmekte “Eşlik” ve “ebeveynliğin” anlamları ve işlevleri değişmekte “Tek ebeveynli” ya da “çocuksuz” ailelerin sayısı artmakta Boşanma oranları artmakta
Aile yapısında değişmeler Aile üzerinde sosyal kontrolün kaybı çocuklar ve kadınlara sağlanan sosyal desteği azaltmakta İletişim teknolojisi “zaman” ve “yer” kavramlarına “akışkanlık” kazandırmakta “Etkinlikte bulunmaya” verilen önemin artmasıyla yaşam hızlanmakta “Huzursuz bedenler” ve “huzursuz ruhlar” çağı yaşanmakta
Shorter’a göre modernlik sonrası ailenin özellikleri Ailesinin kimliğine ilgisiz kalan ergen Eşlerin stabil olmayan yaşamları Hızla artan boşanma oranları Kadının özgürleşmesi ile çekirdek ailenin ve “yuva” anlayışının kaybı Çocuğun sosyalizasyonunda anneden bakıcılara kayma Ailenin çocuk üzerindeki eğitici rolünün kaybı
Elkind’e göre modernlik sonrası aile Orta sınıf ailenin çocukları daha hazır olmadıkları erken bir dönemde fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak yetişkinliğe geçmektedirler Bu geçirgen aileler çocuklarını dünyanın gerçekleri ve şiddet, cinsellik, madde kullanımı gibi durumların tehlikeleriyle başa çıkacak yeterlikte görmektedirler
Gergen’e göre gelmekte olan aile Üyelerinin aşırı meşguliyet nedeniyle “saçıldığı” “yoğun aile” Teknoloji ile sağlanan sosyal yoğunluk ailede kaos, parçalanma ve süreksizliğe katkıda bulunmaktadır
Borderline aile Güç çatışmalarının yoğun olduğu Baskınlık için sürekli ancak etkisiz girişimlerin bulunduğu Duygusal ihtiyaçların karşılanması becerisinin az olduğu Kaotik yapı ve ilişkilerin söz konusu olduğu
Yapılanma Aile üyeleri maruz kaldıkları değerleri, tutumları, fikirleri, yaşam tarzlarını, kişilikleri ilişkiler içine yedirirler Yeni anlamlar kimliklere katkıda bulunur Önemli kişilerle olan ilişkilere yansıtılarak, bu ilişkiler aracılığı ile canlı tutulur
Sosyal yapısalcılık Öznelerarası ilişki aracılığı ile “kendiliğin” ve “aile sisteminin” yeniden yapılanma süreci
nâgihân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm ben dahi bile yapıldım taş u toprak arasında
Değişim-Dönüşüm İşin doğasının değiştiği, amaçların ve eylemlerin odak noktasının yeniden belirlendiği, yeni değerlerin ortaya çıktığı dönemlerde sistemik değişim gerçekleşir
Aile sisteminin varlık nedeni değişti mi? Değişim süreci bizi yıkıma uğratacak mı? Değişmemesi gerekenler neler? Vazgeçilmezlerimiz neler? Değişenler, dönüşenler neler? Değişimi kontrol edebilir miyiz? Proaktif davranabilir miyiz?
Türk ailesi Ben Batılı bir âile hukuku profesörü olarak diyorum ki; Türk milletinin elinden âile nizâmını alınız, geriye hiçbir şey kalmaz.” Prof. Gaston Jezz
“Değişim rüzgarları gelince aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar “ (Çin Atasözü) “İlerleme değişimin içinde düzeni, düzenin içinde değişimi koruyabilmek sanatıdır” (A.N. Whitehead)