(YAPABİLİRİM/YAPAMAM)

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN) GRAMER ANLATIMI
Advertisements

Aşırı, çok fazla & Yeterli, kâfi, yeterince
SİMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
(YAPABİLİRİM/YAPAMAM)
MTE 2010 CAN. MTE 2010 I can ride a bike. MTE 2010 FORM (+) S + CAN + V1 (-) S + CAN NOT (can’t) + V1 (?) CAN + S + V1?
Ali can’t play basketball because he is short.
SIMPLE PRESENT TENSE.
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
ExpressIng AbIlIty AND ınabılıty In The Past
CONDITIONALS (IF CLAUSES) Type -1
Yabancı Dil - II Bölüm - 1.
THE SİMPLE PRESENT TESNSE
(OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI)
UNIT FIFTEEN Health and Sports
Soru sorma Geniş zaman “DO – DOES”
Yabancı Dil- II Bölüm - 3.
EXPRESSING OPINIONS ( fikirleri belirtme)
UNIT- 3 OUR NATURAL HERITAGE.
SORU CÜMLESİ (?) (QUESTIONS)
SIMPLE PRESENT TENSE ZAMAN İFADELERİ (Tıme Expressıons)
İNGİLİZCE TOO / ENOUGH TOO / ENOUGH.
CONDITIONAL SENTENCES
CONJUNCTIONS (BAĞLAÇLAR)
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
REQUESTING OTHERS TO DO SOMETHING
USED TO. USED TO: Sadece geçmiş zamanla kullanılır. Şu anda sahip olmayıp geçmişte sahip olduğumuz alışkanlıklardan bahsederken kullanırız. USED TO +
(ŞARTLI CÜMLELER SEBEP-SONUÇ İLİŞKİLERİ)
PREPARED BY: M.SAĞLAM “RELATIVE CLAUSES” BİRAZDAN GELECEK OLAN SLAYTLARDA DOĞRU CEVABI TAHMİN ETTİKTEN SONRA SADECE 1 DEFA İLERİ OK.
 Let’s go for a walk. ( Hadi yürüyüşe çıkalım.)  Let’s drink coffee. (Hadi kahve içelim.)
PRESENT CONTINUOUS PRESENT SIMPLE
 The water is cold.  Everything became clear.
Expressing Daily Routines
Can / could ©2016 ingilizcebankasi.com.
Near future (be going to)
ENGLISH GRAMMAR İNGİLİZCE DİLBİLGİSİ
Must ©2016 ingilizcebankasi.com.
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
:Hazırlayan: BARIŞ AKYÜZ
İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PRESENT TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GENİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA.
This is beak. There are feet. There are wings. There are eyes. This is tongue.
COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS
doctor wife healthy unhealthy husband patient talk walk early late
SIMPLE PRESENT TENSE.
ADVERBS OF FREQUENCY (SIKLIK ZARFLARI).
(ŞARTLI CÜMLELER SEBEP-SONUÇ İLİŞKİLERİ)
Simple Present Tense Simple Present Tense (Basit Geniş Zaman)
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
Hasan AKSANCAK 456 Sercan EROĞLU 665
IF CLAUSE TYPE 2 Conditionals.
1- I _____ A STUDENT. A. AM B. IS C. ARE D. A
Would you like a different color?
Welcome to our competition.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Simple Present Tense Geniş zaman cümleleri…. Simple Present Tense Nerde kullanılır? Simple present tense / geniş zaman, sürekli yapılan veya alışkanlık.
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
KELIMELER… Beach Climb Camp Go fishing Forest Go hiking Lake Go sailing Mountain Go sightseeing River Go skiing Seaside Make a sandcastle Hotel Pick fruits.
CONDITIONALS TYPE
PAST TENSE.
PRESENT CONTINUOUS TENSE
Imagine that you are a teacher and you are taking your 20 students to England for the summer school.
Prepared by Erkan ERCOŞKUN
İNGİLİZCE GRAMER THERE IS /THERE ARE (SAHİP OLMA) KALIPLARI
CONDITIONALS TYPE
İNGİLİZCE THE FUTURE TENSE ( BE GOING TO ). Be going to gelecek zamanda olan bazı olayları ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. İNGİLİZCE THE FUTURE.
GLOBAL UNDERSTANDING. FıRST COUNTRY: JAPAN JAPANESE’ S EATING HABITS Their dishes are very popular in world They usually eats healty foods Breakfast.
Simple Present “Geniş zaman”.
Should / Shouldn’t Prepared by Salih Hoca.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Sunum transkripti:

(YAPABİLİRİM/YAPAMAM) İNGİLİZCE GRAMER CAN/CANNOT (YAPABİLİRİM/YAPAMAM) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA

İNGİLİZCE GRAMER TO BE SIMPLE PRESENT (+) (-) I can ride a bicyle. Tigers can jump. A bird can fly. (-) I can’t ride a horse. Fish can’t jump. Lions can’t fly. TO BE SIMPLE PRESENT (?) Can I ride a bicycle? Can tigers jump? Can a bird fly? What can you do? (-, ?) Can’t I ride a bicycle? Can’t fishjump? Can’t lions fly? *Sık kullanılmasa da bu form vardır.

RESİMLERE VE CÜMLELERE BAKALIM "CAN / CAN'T" RESİMLERE VE CÜMLELERE BAKALIM one day old: Babies can’t see well. But they can cry and they can drink mother’s milk. 8 months old: They can play with toys. They can make sounds. But they can’t walk and speak. 16 months old: They can walk. They can speak with 30-50 words. They can eat meals. Bu they can’t go out alone.

İFADELERİN DOĞRU MU YOKSA YANLIŞ MI OLDUĞUNA KARAR VERİN "CAN / CAN'T" İFADELERİN DOĞRU MU YOKSA YANLIŞ MI OLDUĞUNA KARAR VERİN SENTENCE TRUE FALSE Penguins can fly very well. Camels can live for 7 days without water in the dessert. An eagle can’t fly very fast. Halil Mutlu can lift 100 kgs. easily. Everybody in your class can speak 10 languages. Trees can walk and butterflies can talk. Beşiktaş can always win. One person can eat an apple easily. Lions can hunt.

VERİLEN CANLILAR NELERİ YAPABİLİRLER NELERİ YAPAMAZLAR "CAN / CAN'T" VERİLEN CANLILAR NELERİ YAPABİLİRLER NELERİ YAPAMAZLAR a. can climb up trees and play joyfully b. can paint really beautiful pictures. c. cannot stay alone in a big house. d. can only speak a few words. e. can teach you Mathematics or Physics. f. can do your hair in a very short time. g. can give you a medicine. A parrot… A woman ... A doctor... An artist…. A hairdresser… A monkey… A teacher…

EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? “CAN / CAN’T" EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? Yapabilirim. Kolayca yapabilirim. Senin için onu kolayca yapabilirim. Yapabilir misin? Onu benim için yapabilir misin? O kız yüzebilir mi? O kız gerçekten yüzebilir mi? I can do it. I can do it easily. I can do it easily for you. Can you do it? Can you do it for me? Can that girl swim? Can that girl really swim?

CÜMLELERİMİZİ KONTROL EDELİM "CAN / CAN'T" CÜMLELERİMİZİ KONTROL EDELİM A parrot… A woman ... A doctor... An artist…. A hairdresser… A monkey… A teacher… can only speak a few words. cannot stay alone in a big house at night. can give you a medicine. can paint really beautiful pictures. can do your hair in a very short time. can climb up trees and play joyfully. can teach you Mathematics or Physics.

EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? “CAN / CAN’T" EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? Nereye gidebilir? Bu yağmurda nereye gidebilir? Nerede uyuyabiliriz? Müzeye nasıl gidebilirim? Bu golü Hakan atabilir mi? Hayvanlar çiğ et yiyebilir. Beşiktaş Fenerbahçe’yi yenebilir. Where can he go? Where can he go under the rain? Where can we sleep? How can I go to the museum? Can Hakan score this goal? Animals can eat raw meat. Beşiktaş can beat Fenerbahçe.

EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? “CAN / CAN’T" EKRANDA BELİRECEK OLAN CÜMLELERİ İNGİLİZCE NASIL SÖYLERSİN? Bunu gerçekten yapamam. Yumurtaları bu kadar kısa zamanda toplayamam. Karıncalar çok hızlı yürüyemez. Bebek tek başına evde kalamaz. Bunu baban bile yapamaz. Bilgisayarlar senin yerine karar veremez. I can’t really do that. I cannot collect the eggs in such a short time. Ants can’t walk very fast. The baby can’t stay alone at home. Even your father can’t do that. Computers cannot decide for you.

DERSİN SONU. TEKRAR İÇİN BURAYI TIKLA: THE END DERSİN SONU. TEKRAR İÇİN BURAYI TIKLA: ÇIKIŞ