Talât Ayhan

GELEN Kalktın bir ışık tuttun yılların ardından, Gören, güneş sanır yanılırdı ışığından. Aydınlandı yörem günlerden bir gün ansızın, Gelmesen ölürdüm ben her gün kahrımdan. Talât Ayhan

GECELER ONUN İÇİN GÜZELDİ En büyük hazdı seninle geceleri paylaşmak, O yosun yeşili gözlerinde erimek her gece. Önce saçlarını sererdin yastığıma, Sonra terlerdi avuçların, yanardı dudakların; Geceler onun için güzeldi böylesine. En büyük hazdı seninle zamanı unutmak, Hiç bıkmamacasına sevişmek böyle her gece. Önce gülüşlerin vardı yanaklarında ki iki çukurda, Sonra uzun uzun öptüğüm ufacık ayakların; Geceler onun için güzeldi böylesine. En büyük hazdı seni sevmek, sana tapmak, Seninle uyuyup seninle uyanmak her gece, Önce devrilirdi kirpiklerin birbiri ardına, Sonra ürperir her yanın kollarıma atılırdın; Geceler onun için güzeldi böylesine. Talât Ayhan

SONBAHAR YAĞMURLARI Ve bir sonbahar akşamıydı bırakıp gittin. Dışarıda yağmur yağıyordu ıslanıyordum. Yapraklar sarıydı solan ümitler gibi, Kiremitler de inadına kıpkırmızı. Gözlerin parıldıyordu her yağmur damlasında, Seni görür gibi oluyordum ıslak kaldırımlarda. Ve bir sonbahar akşamıydı bırakıp gittin. Gönlümde şimdi eser hazan rüzgârları, Gözlerim boşuna arar kapı girdilerinde seni. Boşuna beklerim bunca zaman saçak altlarında, Döneceksin diye bir akşamüstü. Dinle, bak seni çağırıyor sonbahar yağmurları. Talât Ayhan

UNUTACAĞIM Birazdan gidiyorum beni bekleme. Bekleme artık seni unutacağım. O saçlarını, o gözlerini, tüm seni. Belki zor olacak ama başaracağım. Hıçkırıklarım karışsa da trenin sesine, Yarın artık bu kentte olmayacağım. Ben peronlarda ki o yalnız yolcu, Yarın sabah başka yerde uyanacağım. Talât Ayhan

UZAK AKŞAMLAR Uzak akşamları düşünürüm ben her gece Havaî hatlar kurarım Yeşilköy’den İspanya’ya. Gözlerindir beni çeken böyle yeşil, siyah. Ellerindir kar beyaz şimdi şala inat, Saçlarındır perçem, perçem hep arenada. Sonra büyüyen yalnızlığım bu ülkede, Sonra sensiz Madrid akşamları. Uzak akşamları düşünürüm ben her gece Nehirlerim akar gondollar şehrine busbulanık, Çan senin için vurur üç kere Campanile’de. Sensiz gecelerim üçe bölünür her sabah. Kulaçlarım çaresizdir hep sen yoksan. Sonra boğulurum yalnızlıktan bir karış suda. Sonra Rialto köprüsünden seyrederim gondolları. Uzak akşamları düşünürdüm ben her gece Küçük Venedik Venezuela’da yaşarım her akşam seni. Sıcaklığını duyarım buram, buram Güney Amerika’da. Karayib denizinde diner sonra birden susuzluğum, Özlemini içerim şarap diye goşoların elinden. Sonra Caracas şehri, Marocay oteli, Sonra seni düşünürüm ben, Uzak akşamları. Talât Ayhan

N’ OLUR Karanlık gecelerde ellerim seninle korkmazdı. Mehtapta seninle severdim ben,patlamış mısırı. Gecelerim hep böyle seninleydi, gündüzlerim de öyle N’olur paylaşsak yine bir elmayı yarı yarı. Talât Ayhan

BİZDEN GEÇTİ Yaşlanan bizmiyiz, geçen günler mi? Saçlara bir bir düşen bu akda ne ? Daha dün çocuktuk sanki bu gün gibi, Anlamadık ne oldu nasıl geçti bunca sene ! Zamanı durdursak yıllar geçmez mi? Misket oynasak yine dönsek gerilere, Koştursak şimdi kapsak ya köşeleri, Bizden geçti artık meydan sizlere. Talât Ayhan

BENDEN SANA KALAN Senin için çarpan bu kalbim bir gün duracak. Hep seni düşünen bu beynim işlemez olacak. O zaman ağlayıp sızlayıp pişman olsan da, Benden sana ancak bir avuç toprak kalacak. Talât Ayhan

SON DEĞİL Bu ilk değil ki böyle yıkılışım. Ne de son olacak biliyorum. İçimde bir ses hep şeytanca, Sarhoş beş duyumun, beşi de. Bir ağarmış yanı var Gün batımlarının kıyasıya. Yalnızlığım öyle yoğun ki, Gün boyu, gece boyu… İnmeler inecek yüreğime. Talât Ayhan

AYRILIKLAR İÇİNDE Her akşam güneş batarken; Ayrılırken adım, adım, Giderken o meçhule, Hafif bir rüzgâr eserse, İçin ürperir mi senin de ? Tüm yaşantılarından kopup Gitmek istersen başka diyarlara, Uzaklara, en uzaklara, Geçmiş günlerin hayaline dalıp, Dönüp de bakar mısın arkana ? Sonra o kocaman dağlardan, Aşılmaz okyanuslardan, Bir çığ gibi büyüyerek, Koşup gelmek, İçinden geçer mi senin de ? Tüm yıldızların parlaklığında, Girerken Ay buluta her gece Uykuların kaçar da, Oturup yatağına birden Ağlar mısın doya,doya? Bütün ışıkların söndüğü, Bir alevin parladığı gecede, Büyürken yalnızlığın, Ayrılıklar içinde Beni düşünür müsün sen de ? Talât Ayhan

YAĞMURDA Sen hiç gezdin mi yağmurda? Pardösünü savura savura, Dolu dolu yağar da Islak ıslak olursa. Sen hiç gezdin mi yağmurda? Salına salına. Bata çıka çamura Damla damla başında. Talât Ayhan

İSTEMEM Seni sevmek benim kaderim, Belki bir gün ölür giderim, İstemem gelme sakın kabrime; Bilirsin yalnızlığı severim. Talât Ayhan

ARTIK FARKETMEZ Gülmeyi unutmuştum sen gideli beri. Ağlamaktandı hep o gözlerimin şişi. Artık gelsen de bir gelmesen de, Gözlerimi sildim, unuttum şimdi seni. Seni sevmiştim ben candan yürekten, Sana adamıştım kendimi en içten. Artık sevsen de bir sevmesen de, Çıkarıp attım şimdi seni kalbimden. Sanma eski günler bir daha gelir geri, Uzak çok uzaklarda kaldı o sevgi. Artık dönsen de bir dönmesen de, Kalbimde var şimdi başka biri. Talât Ayhan

SON ARZUM BU Birazdan öleceğim belki de bu son satırlarım, Bak kulaklarımı tırmalayan Chopin’in cenaze marşı, Gel desem sana son arzumu yapar mısın? Her şeyi, ama her şeyi bir yana bırakıp koşar mısın? Son nefesimi yanında vermek istiyorum. Gözlerim açıksa senin kapamanı, Senin elinden içmeliyim son yudum suyu, Şimdi gel desem sana,gelir misin? Bil ki son arzum bu. Talât Ayhan

GİTMESEN Bir gün bekliyorum senelerin ötesinden, Bir yel arıyorum esecek bana senden, Zamanlı zamansız çekip gitmen olmasa, Göçmen kuşları göçüp gitmeden. Talât Ayhan