SINIF: 7/C NUMARA: 360 FERAN TURAN HAZIRLAYAN: ŞEVVAL SÜMERLİ SINIF: 7/C NUMARA: 360 ÖĞRETMEN: FERAN TURAN
İçindekiler GÖK CİSİMLERİ GÜNEŞ SİSTEMİ UZAY ARAŞTIRMALARI Güneş Sistemi ve Ötesi İçindekiler GÖK CİSİMLERİ GÜNEŞ SİSTEMİ UZAY ARAŞTIRMALARI
GÖK CİSİMLERİ UZAY VE EVREN
EVREN NEDİR ? EVREN: Bütün gökcisimlerinin içinde yer aldığı düşünülen sonsuz varlık.
UZAY NEDİR ? UZAY: Bütün gökcisimlerini içinde bulunduran sonsuz, sınırsız boşluk.
YILDIZLAR VE TAKIM YILDIZLAR ORİON TAKIM YILDIZI KUYRUKLU YILDIZ VE YILDIZLAR
YILDIZ NEDİR ? YILDIZ: Güneş ve Ay dışında olmak üzere, gökyüzünde görülen ışıklı gökcisimlerinden her biri.
YILDIZLARIN ÖZELLİKLERİ 1- Yıldız: Evrende en bol bulunan element olan hidrojenin, yavaş yavaş helyum, karbon, azot, oksijen, demir gibi daha ağır elementlere dönüştüğü ve içinde termonükleer reaksiyonların yer aldığı bir gök cismi. 2- Yıldızlar, atom ve molekülden çok, iyon ve elektronlardan oluşmuş bir gazdır. 3- Yüzey sıcaklıkları çevrelerinin sıcaklıklarına göre çok yüksek olduğu için, uzaya sürekli enerji salarlar.
YILDIZLARIN ÖZELLİKLERİ 4- Yıldızlar, içlerinde oluşan nükleer tepkimelerle uzaya devamlı enerji salmaları sonucu, kütlelerinden kaybederler. Ancak bu kütle kaybı, yıldızın yaşamı boyunca kütlesinin %1'ini geçmez. 5- Yıldızda gerçekleşen en önemli tepkime zinciri, hidrojeni helyuma dönüştüren zincirdir(hidrojen yanması). 6- Yıldız kütlesi ne kadar büyükse, hidrojenin yanma süresi o kadar kısa olur. 7- Yıldızlar, doğar, büyür ve ölürler. Bir yıldızın öldüğünü görmek, doğduğunu görmekten çok çok kolaydır. 8- Bir yıldızın yaşamı süresince yıldızın içerdiği madde, birbirine zıt yönlü iki kuvvetin etkisi altındadır.
YILDIZLARIN ÖZELLİKLERİ a- Maddeyi birbirine doğru çeken, yani yıldızı çökmeye zorlayan kütle çekim kuvveti. b- Yıldızdaki nükleer tepkimelerin yan ürünü olarak ortaya çıkan yüksek sıcaklığın,ısı gaz basıncı. Bu iki kuvvet dengelendiği sürece yıldız yaşamını sürdürür. 9 - Gökadamızda her yıl Güneş kütlesinin 3 katı ile 10 katı arasında değişen kütlelerde, 30-40 yıldızın doğduğu tahmin ediliyor. 10- Büyük kütleli yıldızlar, gökadaların evriminde temel rol oynarlar. Yaşamlarının sonunda, dış katmanlarının büyük bölümünü, uzaya fırlatan bir patlamayla yok olurlar. Bu süpernova patlamasıdır. Bu patlama, gökadaların kimyasal açıdan zenginleşmesine sebep olur.
YILDIZLARIN ÖZELLİKLERİ 11- Bir yıldızın parlayacağı süreyi, doğduğu andaki kütlesi tayin eder. Kütle ne kadar büyükse, parlaklık o kadar fazladır. Ancak bir yıldız ne kadar büyük kütleli ise, o kadar kısa sürede bir kara deliğe dönüşür. 12- Yıldızlar birer güneştir çok uzak olduğu için nokta kadar görünüyor gök olaylarında yıldızlar nedeniyle oluyor ve bu bilim dalına astronomi denir
Takım yıldızlar
Takım yıldız nedir ? Dünya’dan bakıldığında bir arada duruyormuş gibi görünen yıldızlara takım yıldızı denir. İnsanlar bu yıldız takımlarına küçük ayı büyük ayı orion gibi isimler vermişlerdir.
Önemli Gök cisimlerinin arasındaki uzaklık çok fazla olduğundan bu uzaklıkları ifade edebilmek için ışık yılı adı verilen birim kullanılır. 1 ışık yılı 9,46 trilyon kilometredir.
Güneş sistemi
Güneş sistemi nedir ? Güneş sistemi: güneşin çekim kuvvetinin etkisiyle; gezegenler, gezegenlerin uyduları, kuyruklu yıldızlar ve meteorların yine güneş etrafında birikmesiyle oluşan gök cisimleri topluluğudur.
Gezegen nedir ? Gezegen: Güneş’in çevresinde dolanan, kendi ışıkları bulunmayan, Güneş’ten aldıkları ışığı yansıtan gökcisimlerinin ortak adı.
Güneş sistemindeki gezegenler 2.Merkür 3.Venüs 4.Dünya 5.Mars 6.Jüpiter 7.Satürn 8.Uranüs 9.Neptün Ve sonradan küçüklüğünden dolayı gezegen olmaktan çıkan Pluto vardır.
Güneş Güneşte dünya gibi kendi etrafında döner ve bu dönüşünü 24 gün 6 saatte tamamlar. Güneş Samanyolu Galaksisinde orta büyüklükteki bir yıldızdır.Yani Güneşten daha büyük yıldızlar var. Güneş kızgın gazların meydana getirdiği akkor halindeki bir gökcismidir. Güneşin dış sıcaklığı 6.000 derece,iç sıcaklığı ise 15 ila 20.000.000 derece sıcaklıktadır Güneşin kütlesi Dünyanın kütlesinin 333.000 kadarıdır.
Merkür Merkür, Güneş Sistemi’nin en küçük gezegenidir. Aynı zamanda güneşe de en yakın gezegen olarak bilinir. Güneşe yakınlığı nedeniyle Merkür hakkındaki bilgiler sınırlı olmaktadır. Çünkü bu gezegene gitmek ve onu incelemek sıcaklık nedeniyle çok zordur. Merkür gezegenine yalnızca 1 kez Mariner 10 isimli uzay aracı gidebilmiştir, ama yine de Merkür hakkında bilgi edinilememiştir. Merkür gezegeninin bilinen bir uydusu bulunmamaktadır. Gezegenler sınıflandırılmıştır, ama Merkür hakkındaki bilgilerin kısıtlılığı nedeniyle Merkür gezegeninin kaya sınıfına mı, yoksa yer benzeri sınıfına mı girdiği bilinmemektedir. Merkür çıplak gözle izlenebilen sayılı gezegenlerden bir tanesidir. Çıplak gözle izlenebilen toplam 5 gezegen bulunmaktadır. Bu gezegenlere güneş sisteminin en küçük gezegeni olan Merkür de dâhildir. Güneşe en yakın gezegen olan Merkür’ün yeryüzünden izlenmesi çok güç ve nadir bir durumdur.
Venüs Venüs gezegeninin takip ettiği yol Merkür gezegeni ve Dünya arasında yer alır. Diğer gezegenler gibi Venüs de yansıyan güneş ışıklarıyla parlar. Dünyadan görüldüğü kadarıyla Venüs diğer bütün gezegen ve yıldızlardan daha parlak ışıl ışıldır. Bu hem Dün yaya yakın olmasından, hem de yüksek yansıma güçlü bulutlarla kaplı olmasından ileri gelir.
Dünya Dünya diğer bir tabirle yer yüzü olarak da isimlendirilir. Güneş sistemindeki ütün gezegenler arasında yaşamın olduğu tek gezegendir.Diğer bir tabirle zeki yaşam formlarının bulunduğu tek gezegendir.Dünya yer benzeri gezegenler grubunda yer almaktadır.Bu yer benzeri gezegenler arasında da kütle ve hacim açısından en büyük gezegendir.Dünyanın tek doğal uydusu ise Aydır.
Dünya’nın katmanları
Mars Mars yada diğer adıyla Merih, Güneş Sistemi’nin 4. Gezegeni olarak bilinmektedir. Kızıl gezegen olarak da bilinen Mars, mevsim dönemleri ve dönme periyodu olarak Dünya’ya çok benzer özellikler gösterir. Mars’ın kızıl olarak bilinen yüzeyindeki kızıllığının en önemli nedeni yüzeyinde çok olarak bulunan demir oksittir. Mars’taki Olympos dağı Güneş Sistemi içerisinde bilinen en yüksek dağdır. Ayrıca yine Mars’ta bulunan Marineris Vadisi isimli kanyon, Güneş Sistemi’nin keşfedilen en büyük kanyonudur.
Mars Mars, Güneş Sistemi içerisinde Dünya'dan sonra su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak bilinmektedir. Mars’ın bu özelliğinden dolayı bilim adamları özellikle Mars üzerine sürekli araştırmalar yapmaktadır. Mars ayrıca 1877 yılında keşfedilen Phobos ve Deimos isimli iki uyduya sahiptir. Mars günümüzden yaklaşık 4 milyar yıl önce manyetosferini kaybetmiştir. Bu durumdan ötürü Mars'ın Güneş rüzgarları iyonosfer tabakasıyla doğrudan temas halinde bulunarak atmosferi ince halde tutmaktadır. Mars adını Roma mitolojisindeki savaş tanrısından almaktadır.
Mars
Jüpiter Bir dış gezegen olan Jüpiter, Güneş Sistemi'nde yer alan en büyük gezegendir. Güneş'e uzaklık sıralamasında 5.sırada yer alan gezegen, ismini Roma mitolojisinde yer alan tanrıların en büyüğü Jüpiter'den alır. Karmaşık bir yapıya sahip olduğu bilinen Jüpiter'in atmosferi, %88 hidrojen ve %12 helyum'dan oluşmaktadır. Ayrıca Jüpiter'in atmosferinde, %0.1 su buharı ve metan bulunduğu da tespit edilmiştir.
Jüpiter Jüpiter'in dönüş özelliklerindeki farklılık ilk olarak 1690 yılında Giovanni Domenicotarafından tespit edilmiştir. Yapılan analizlerde, Jüpiter'in kutup bölgesinin dönüşü 9 saat 50 dakikada tamamlanırken, kutup bölgelerinde dönüşün 5 dakika daha geç tamamlandığı fark edilmiştir. Jüpiter'in 63 doğal uydusu olduğunu bilinmektedir. Galileo Galilei, 1610 yılında Jüpiter'e ait, Europa, Ganymed ve Callisto uydularını keşfetmiştir. Daha sonra bu uydular Galileo uyduları olarak isimlendirilmiştir.
Jüpiter 1970'li yıllara kadar Güneş Sistemi içerisinde, sadece Satürn'ün halkaları olduğu bilinmekteydi. Ancak Voyager 1 ve 2 uzay araçlarının elde ettiği görüntülerle beraber 70'li yıllarda Jüpiter'in de halklarının olduğu anlaşılmıştır.
Satürn Güneş Sistemi'nin büyüklük olarak Jüpiter'den sonra ikinci, Güneş'e yakınlık olarak altıncı gezegenidir. Dünya üzerinden çıplak gözle görülebilen 5 gezegenden biri olma özelliği taşır. Satürn, hidrojen ve helyumdan oluşmasından dolayı gaz devleri gezegen kategorisinde yer alır. Satürn kalın bir atmosfere sahiptir. Kalın atmosferinin temel bileşeni ise hidrojendir. Satürn halkalara sahip olmasından ötürü oldukça dikkat çeken bir gezegendir. Çok basit bir teleskopla bile görülebilen halkaları, Satürn'ü 17. yüzyıldan bu yana oldukça üzerine durulan bir gezegen haline getirmiştir.
Satürn Satürn'ün bilinen ve kesinleşmiş 53 uydusu olduğunu bilinmektedir. Ancak 2005 yılında yapılan çalışmalar ve elde edilen neticelerle beraber Satürn'ün 56 uydusu olabileceği öngörülmektedir.
Uranüs Güneş Sistemi'nde yer alan ve Güneş'e yakınlık olarak 7. sırada bulunan Uranüs, Güneş Sistemi içerisinde teleskopa keşfedilen gezegendir. Bu gezegen 1781 yılında William Herschel tarafından tesadüfen fark edilmiştir. Adını Yunan gökyüzü tanrısı Uranos'tan alan Uranüs, buz devleri sınıfında yer almaktadır. Güneş çevresinde bir döngüsünü 84 yılda tamamlayan gezegen, 27 uyduya sahiptir. Teleskopla keşfedilen ilk gezegen olan Uranüs, Satürn ve Jüpiter'den sonra en fazla uyduya sahip olan gezegendir. Uranüs'te mevsimler ise 20 yıldan daha uzun sürer.
Uranüs Uranüs'ün Büyük Uyduları; Miranda Umbriel Ariel Oberon Titania Uranüs'ün Küçük Uyduları; Cordelia Ophelia Bianca Cressida Desdemona Juliet Portia Uranüs'ün Küçük Uyduları; Caliban Stephano Trinculo Sycorax Prospero Setebos S/1986 U10 S/2001 U2 S/2001 U3 S/2003 U1 S/2003 U2 S/2003 U3 Rosalind Belinda Puck
Uranüs
Neptün Neptün Güneş sisteminin Güneş'ten uzaklık sırasına göre 8. gezegenidir. Kütle açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, çap açısından bu iki gezegen ve Uranüs'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'tan alır. 1846 yılında Urbain Le Verrier ve Johann Gottfried Galle tarafından bulunmuştur. Gaz devleri sınıfına girmektedir.
UZAY ARAŞTIRMALARI TELESKOP UZAY İSTASYONU UZAY SONDASI YAPAY UYDU UZAY MEKİĞİ UZAY ROKETİ
TELESKOP Teleskop, uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı, bir rasathane cihazıdır.1608 yılında Hans Lippershey (Hollandalı gözlük üreticisi) tarafından icat edilmiş, 1609 yılında Galileo Galilei tarafından ilk defa, gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmıştır. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan doğruya gelen, gözle görülen ışık, ultraviyole ışınları kızılötesi ışınları röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar kainat hakkında bilgi toplamak için çok lüzumlu delillerdir. Bu deliller ya klasik manada optik teleskoplarla veya çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir.
UZAY ROKETİ(UZAY MEKİĞİ) Uzay mekikleri ilk defa 1981'de NASA tarafından hizmete kondu.Amacı uzaya gönderilen aracın tekrar tekrar kullanılarak maliyetini azaltmaktı.Zira US Space Shuttle 120'den fazla uçuş yapmıştır.Fakat daha sonra yapılan araştırmalar tekrar kullanılabilir uzay mekiklerinin eski tip roketlere göre daha maliyetli olduğunu gösterdi.Bunun sebebi uzay mekiklerinin kullanıldıktan sonra uzun ve pahalı bakımlara ihtiyaç duymasıydı.
UZAY SONDASI Uzay sondası, Dünya'nın çekim alanından kurtulup, Ay ‘a, diğer gökcisimlerine, gezegenler arası ya da galaksiler arası uzay boşluğuna gönderilerek veri toplamaya yarayan robotik uzay aracı ve bu aracın yerine getirdiği göreve verilen addır. Halihazırda etkin durumda yaklaşık 20 uzay sondası görev yapmaktadır. Şu an uzayda sondası bulunan ülkeler ve birlikler,Rusya, Ukrayna, ABD, AB, Japonya, Hindistan ve Çin'dir.
UZAY İSTASYONU Uzay istasyonu, uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platformdur. Şu ana kadar yapılan uzay istasyonları alçak Dünya yörüngesine gönderilmiştir. Uzay istasyonlarının diğer uzay araçlarından başlıca farkı, hareket etmek için büyük roketlerinin olmamasıdır. Uzay istasyonlarına gitmek için roketi olan diğer uzay araçları kullanılır. Uzay istasyonları, yörüngede haftalarca, aylarca, hatta yıllarca kalmak üzere tasarlanırlar.
YAPAY UYDULAR Yapay uydular, insanoğlunun geliştirip Dünya'nın veya başka gezegenlerin yörüngesine yerleştirdiği uydulardır. Bu uydular genellikle yarı-bağımsız bilgisayar kontrollü sistemlerdir. 1957'de SSCB tarafından fırlatılan ilk yapay uydu olan Sputnik 1'den beri, binlerce yapay uydu Dünya'dan fırlatılmıştır. Bu uyduların her birinin belli bir amacı vardır. Yapay uyduların amaçlarından bazıları şunlardır. Haberleşme uyduları Meteoroloji uyduları Anti-uydu silah sistemleri Astronomi uyduları Biyouydular Minyatür uydular Navigasyon uyduları Gözetleme uyduları Gözlem uyduları Güneş enerjisi uyduları Uzay istasyonları
UZAY KIYAFETLERİ Astronotların giymiş oldukları giysilerdir. Astronotlar için özel olarak üretilen astronot giysilerinin karmaşık yapısıdır. Uzay adamlarının giymiş olduğu giysilerin en temel görevi kısaca, astronotların vücudunda bulunan kanı doğal bir halde tutmak ve de böylece astronotların bayılmalarına ve ölmelerine engel olmaktır.
UZAY KİRLİLİĞİ Kirliliğin sebebi uzaya gönderilen çeşitli araçlar, bunların meteorlarla çarparak oluşturduğu parçalar, uzay istasyonlarından bırakılan çöpler vs. dir. Bunlar çok hızlı bir şekilde yörüngede dolanırlar ve kirlilik oluştururlar, uydulara vs. çarparlar hasar verirler. Uzay kirliliği son 40 yılda ortaya çıkan bir sorundur. Dünya’nın çevresinde, değişik yörüngelerde dönen ve artık herhangi bir işlevi olmayan, insan yapımı cisimlerim tümü, uzay kirliliği olarak adlandırılır. Bunların arasında ömrünü tüketmiş uyduların yanı sıra roketlerin uzaya bırakılan üst aşamaları ve yörüngede oluşan patlamaların artıkları vardır.
UZAY KİRLİLİĞİ Uzay kirliliğinin şimdilik insanların günlük yaşamlarına doğrudan bir etkisi yoktur. Bu nedenle de genellikle göz ardı edilen yada unutulan bir sorun olmuştur. Hatta insanların büyük bir bölümü böyle bir sorunun varlığından bile habersizdir. Ancak eğer önlem alınmazsa, uzay kirliliği önümüzdeki 25-30 yıl içinde uzay aştırmaları açısından çok ciddi bir sorun olacaktır. Uzayda kirlilik yaratan parçacık sayısı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Her ne kadar bu döküntülerin büyük bir kısmı zamanla Dünya’ya düşse de uzay kirliliğinin oluşum hızı, yok olma hızından daha büyük. Döküntüler Dünya’nın çevresinde iki bölgede yoğunlaşıyor.
UZAY KİRLİLİĞİ Uzay çöplüğünde kaç tane ömrünü tamamlamış uydu bulunduğu bilinemiyor. Ancak meteor çarpması, manyetik fırtına ve birbirleriyle çarpışmaları sonucu bu uyduların ufak parçalara dağılmış oldukları sanılıyor. Uzay komitesinin 1968 yılında aldığı karara göre, her devlet uzaya yolladığı araçların denetiminden ve geri getirilmesinden sorumlu. Ancak bu kararın şu andaki teknoloji ile uzay mekikleri dışında uygulanması mümkün olmuyor.