Varlıkları daha iyi anlatabilmek için bazen daha tanıtıcı sözcükler kullanırız. Bu sözcükler isimlerin önüne gelerek onları renk, şekil, durum, sayı vb. yönlerden niteleyen ve belirten sözcüklerdir.
1. Sıfatlar isimlerden önce gelerek onları sayı, renk, durum, hareket, biçim, yer, işaret ve soru yönlerinden tamamlar; onları niteler veya belirtir: "O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, minimini yavru ağlıyor... Sessizce, titreye titreye ağlıyor. Yanaklarından gözyaşları birbiri arkasına, temiz vagon pencerelerindeki yağmur damlaları nasıl acele acele, sarsıla çarpışa dökülürse öyle, bağrının sarsıntılarıyla yerlerinden oynayarak, vuruşarak içlerinde güneşli mavi gök, pırıl pırıl akıyor."
2. Tek başlarına kullanıldıkları zaman isim değerindedirler. Çünkü ancak bir isimden önce geldikleri zaman sıfat oldukları anlaşılabilir: yeşil elbise (sıfat) yeşili severim (isim) İhtiyar kadın (sıfat) İhtiyarlara iyi davranmalıyız (isim) Büyük park (sıfat) parkların en büyüğü (isim)
3. Tek başlarına kullanıldıklarında isim değerinde oldukları için alabildikleri isim çekim eklerini, yani hâl eklerini, iyelik eklerini ve çoğul ekini, bir isimden önce gelerek onu niteledikleri ya da belirttikleri zaman, yani sıfat olarak kullanıldıkları zaman alamazlar: Bir basamak yukarı çık. (sıfat) Birler basamağı (isim) Yürüyen merdiven (sıfat) Yürüyenler ve koşanlar (isim)
4. Bir sıfatla onun nitelediği ya da belirttiği bir isim arasına noktalama işareti (özellikle virgül) konmaz. Virgül konursa ilk kelime tek başına kalmış olur, dolayısıyla isimleşir. Genç adama gülümseyerek baktı. (genç: sıfat) Genç, adama gülümseyerek baktı. (genç: isim, özne)
5. Birkaç sıfat, arka arkaya sıralanarak bir ismi niteleyebilir veya belirtebilir: Karanlık, büyük, korkutucu ve nemli bir evdi
6. Sıfatın varlığından bahsedildiği her yerde mutlaka sıfat tamlaması vardır; o sıfatla (soru sıfatı da olsa) bir tamlama oluşturulmuştur. » Bu akşam eski bir arkadaşımla masmavi denizi seyrettik.
1. Niteleme Sıfatları Varlıkların durumlarını, biçimlerini, özelliklerini, renklerini kısaca nasıl olduklarını bildiren sözcüklerdir. İsimlere sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabıdır.
» Çalışkan öğrenci sınavda birinci oldu. cümlesindeki “çalışkan” sözcüğü, “öğrenci”nin özelliğini belirtmektedir. Bu cümlede “öğrenci” ismine “nasıl?” sorusunu sorduğumuzda “çalışkan” cevabını almaktayız. Dolayısıyla “çalışkan” sözcüğü niteleme sıfatıdır. » Gökyüzünü aniden kara bulutlar kaplamıştı. Bu cümlede “kara” sözcüğü, önüne geldiği ismin nasıl olduğunu gösterdiği için niteleme sıfatıdır.
NOT: Özel isimlerle birlikte kullanılan akrabalık, meslek, saygı unvanları da niteleme sıfatıdır. » Aslı yenge, Doktor Mehmet, Süleyman Bey
Varlıkları işaret, sayı, yer, belgisizlik ve soru gibi yönlerden belirten sözcüklerdir. Belirtme sıfatları dörde ayrılır.
İşaret Sıfatları Varlıkları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. İşaret sıfatları, isimlere sorulan “Hangi?” sorusuna cevap verir. » Bu kitabı senin için aldım. Yukarıdaki cümlede bulunan “bu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kitap” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “bu” yanıtını alıyoruz. Bu yüzden “bu sözcüğü işaret sıfatıdır. » Arkadaşlarım öteki otobüse binmiş.
UYARI: İşaret sıfatları mutlaka isim soylu bir sözcüğü etkilemelidir ve ek almamalıdır, yoksa bu sözcükler sıfat olmaktan çıkar. » O araba benim değil. İşaret sıfatı » O benim değil. İşaret zamiri Bu cümlelerin birincisinde “o” sözcüğü “araba” adını belirttiği için işaret sıfatı; ikinci cümledeki “o” sözcüğü ise bir varlığı karşıladığı için zamirdir.
Sayı Sıfatları Varlıkları sayı yoluyla belirten sıfatlardır. Sayı sıfatları kendi arasında dörde ayrılır.
Bir ismi tam sayı olarak belirtir. İsme sorulan “kaç?” sorusuyla bulunur. » Her akşam on beş sayfa kitap okurum. Yukarıdaki cümlede bulunan “on beş” sözcüğü, “sayfa” sözcüğünün sayısını belirttiği için asıl sayı sıfatıdır. » Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
Varlıkların derecelerini, sıralarını belirten sıfatlardır. Sıra sayı sıfatları isimlere gelen “-ıncı, - inci” ekleri ile yapılır. İsme sorulan “kaçıncı?” sorusunun cevabıdır. » On ikinci soruyu çözemedim. » “ Altıncı His” adlı filmi çok beğendim. Yukarıdaki cümlelerde koyu renkli yazılan sözcükler sıra sayı sıfatıdır.
Paylaştırma anlamı taşıyan, varlıkların eşit bölümlerini belirten sıfatlardır. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. İsme sorulan “kaçar?” sorusunun cevabıdır. » Baba her oğluna üçer tarla bıraktı. » Hepimize yirmi altışar ceviz düştü. Bu cümlelerde “üçer, yirmi altışar” sözcükleri, “tarla, ceviz” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için üleştirme sayı sıfatıdır.
Bir ismi kesirli sayılarla belirten sayı sıfatıdır, isme sorulan “kaçta kaç?” sorusunun cevabıdır. » Senelik kârdan beşte üç pay aldı. » Alım satımdan yüzde iki komisyon alıyor. Bu cümlelerde “beşte üç, yüzde iki” sözcükleri, “pay, komisyon” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için kesir sayı sıfatıdır.
NOT: “yarım, çeyrek” sözcükleri bir ismi belirttiğinde kesir sayı sıfatı olur. » Yatmadan önce yarım bardak süt içer.
Varlıkları sayı ve miktar bakımından tam olarak belirtmeyen sözcüklerdir. “bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi” gibi kesinlik bildirmeyen, belirsizlik anlamı taşıyan sözcükler kullanılır.
» Yarın birkaç kişiyle köye gidiyoruz. » Her gün düzenli olarak koşu yapar. Bu cümlelerdeki “birkaç, her” sözcüğü “kişi, gün” isimlerini, sayı yönüyle; ama kesin olmayacak biçimde belirtmiştir. Dolayısıyla, “birkaç” ve “her” sözcükleri belgisiz sıfattır
UYARI: “Bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamında kullanılırsa belgisiz sıfat, “tek” anlamında kullanılıp ismin sayısını ifade ediyorsa asıl sayı sıfatıdır. » Bir gün beni anlarsın, dedi. » Bir gün sonra tatil bitiyor.
İsimleri soru yoluyla belirten, yani isimleri anlamca tamamlayan soru sözcükleridir. Soru sıfatlarının cevabı yine sıfattır. “nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne?” gibi sorular soru sıfatı olarak karşımıza çıkar.
» Sen, tatilde kaç kitap okumuştun? Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün “kitap” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “beş kitap” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir. » Hangi yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun? Bu cümlede, “hangi” soru sözcüğünün “yol” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “şu yol” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir.
UYARI: “Hangisi?, kaçı?” soru zamirleriyle “hangi?, kaç?” soru sıfatlarını birbirine karıştırmamak gerekir.
» Hangi soru daha zordu? » Hangisi daha zordu? Bu cümlelerde “hangi” sözcüğü “soru” adını belirttiği için soru sıfatı; “hangisi” sözcüğü, bir adın yerini soru yoluyla tuttuğu için soru zamiridir. » Kaç öğrenci gelmedi. » Öğrencilerin kaçı gelmedi. Cümlelerde “kaç” sözcüğü “öğrenci” adını belirttiği için soru sıfatı; “kaçı” sözcüğü, bir sayı adının yerini soru yoluyla tuttuğu için soru zamiridir.
» O, yeni bir araba almış. » Bu küçük köyde konaklamaya karar verdik. Birinci cümlede “yeni” niteleme sıfatıyla “bir” belgisiz sıfatı, “araba” adının sıfatı olarak; İkincide “bu” işaret sıfatıyla “küçük” niteleme sıfatı, “köy” adının sıfatı olarak kullanılmıştır.
» Ahmet, gerçekten dürüst birisidir. » O, her zaman deneyimli kimselerle çalışır. Bu cümlelerin birincisinde “dürüst” sıfatı “birisi” adılını nitelemektedir. İkinci cümlede “deneyimli” sıfatı, “kimse” adılını nitelemektedir.
» Sınıftaki öğrenciler dışarı çıkmış. » Yarınki sınava hazır mısın? Bu cümlelerde “sınıf” sözcüğü, ilk önce bulunma durumu (-de, -da, -te, -ta) ekini alıp ardından sıfat yapan “-ki” ekini alarak önündeki “öğrenciler” adını; “yarın” sözcüğü, sıfat yapan “-ki” ekini alarak önündeki “sınav” adını belirttiği için sıfat görevindedir.
Niteleme sıfatlarından sonra gelen isim kaldırıldığında sıfat, isim yerine kullanılmış olur, dolayısıyla sıfat adlaşır.
» Dedem küçük çocuklara masal anlatıyor. » Dedem küçüklere masal anlatıyor. Birinci cümlede “küçük” sözcüğü, “çocuk” adını niteleyen bir niteleme sıfatıdır. İkinci cümlede ise, “küçük çocuklar” tamlamasındaki “çocuklar” sözcüğü düşmüş, “küçüklere” sözcüğü hem adın yerine geçmiş hem nitelik bildirmiştir, yani adlaşmış sıfat olmuştur.
» Renklileri şu sepete, beyazları bu sepete ayır. Bu cümlede “renkliler” ve “beyazlar” sözcükleri, “çamaşır” adını nitelerken, çekim eki alarak hem “çamaşır” adının yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur.
NOT: Adlaşmış sıfattan sonra bir ad geldiğinde anlam karışıklığı ortaya çıkıyorsa bu adlaşmış sıfattan sonra virgül (,) getirilir.
» Hasta, çocuğu yanına çağırdı. Bu cümlede “hasta” sözcüğü bir kişiyi karşılayarak adlaşmıştır. Bu sözcükten sonra “çocuk” adı geldiğinde virgül konulmazsa “hasta” sözcüğü “çocuk” adının sıfatı olmaktadır. Bu yüzden “hasta” sözcüğünün adlaşmış sıfat olması için bu sözcükten sonra virgül (,) konmalıdır.
1. Sıfatlarda Küçültme Sıfatlarda küçültme anlamı ”-ce, -cik, - (i)msi, -(i)mtırak” ekleriyle yapılır. Bu ekler sıfata “…e yakın” anlamı katar.
» Küçük bir evleri vardı. cümlesinde “küçük” sıfattır ve kendinden sonra gelen ismin niteliğini belirtmektedir. » Küçücük evleri vardı. cümlesinde “-cik” eki almış “küçücük” sözcüğü de niteleme sıfatıdır. Buradaki “küçücük” sözcüğün “küçük” sözcüğünden farkı, eklendiği ismin anlamında küçültme yapmış olmasıdır.
» İri bir karpuz → İrice bir karpuz (İriye yakın) » Ekşi erik → Ekşimsi erik (Ekşiye yakın) » Küçük çocuk → Küçücük çocuk (Küçüğe yakın)
Niteleme sıfatlarının anlamca kuvvetlendirilmesiyle pekiştirilmiş sıfatlar oluşturulur. Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın kuvvetlendirilmesi iki şekilde yapılır.
» Beyaz → be -m-beyaz “Beyaz” sözcüğünün ilk hecesi olan “be” sesini alıp “p,r,s,m” harflerinden uygun olan “m” harfini ekleyerek “beyaz” sözcüğünün önüne getirdiğimizde “bembeyaz” sözcüğünü elde ediyoruz. Böyleye “beyaz” sözcüğünün anlamını kuvvetlendirerek pekiştiriyoruz.
» Çocuklar tertemiz elbiseler giymişlerdi. » Dümdüz yolda ilerliyorduk. » Şöyle yemyeşil çimenlerin üzerine uzansam!
» Çeşit çeşit meyveler vardı masada. cümlesinde “çeşit” sözcüğü tekrar edilerek bir ismi nitelemiş ve pekiştirme sıfatı olmuştur. » Kara kara bulutlar gökyüzünü kapladı.
Sıfatlarda derecelendirme “pek, çok, daha, en…” gibi sözcüklerle yapılır. » Kardeşin onlardan daha akıllı biri. cümlesinde “daha” sözcüğü üstünlük,
» En güzel kitap buydu. cümlesinde “en” sözcüğü en üstünlük, » Çok güzel çiçekleri vardı. cümlesinde “çok” sözcüğü aşırılık anlamı katmıştır.
Sıfatlar da isimler gibi yapı bakımından basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üçe ayrılır:
Herhangi bir yapım eki almamış ve başka bir kelimeyle birleşmemiş sıfatlardır. Kara gün, kırmızı gül, bol yemek, iri taş, iyi in san, son yolculuk, dost ülke, düz çizgi.
İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlardır. Kiralık ev, yıllık izin, tuzlu su, Aydınlı Hasan, işsiz adamlar, ölü balık, sütçü kadın,yarınki maç, genişçe bir oda, büyücek bir ev, ekşimsi / ekşimtırak erik, kısacık kol,incecik ip... Penceresinden kavak ağaçları görün en / bir sağlık ocağı yanaklarımı pembeleştir en / makaslar uçuş an / pamukçuklar Kavakları silkeley en / rüzgâr Kocaman / bir masası ve koltuğu çalışkan öğrenci, susuz yaz, yuvarlak masa...
Yapısında birden fazla kelime barındıran sıfatlardır. Külyutmaz öğretmen, mirasyedi gençler, boşboğaz insanlar, boğazına düşkün adam, birtakım sorunlar, cana yakın çocuk...
a. Kaynaşmış birleşik sıfatlar Anlamca kaynaşmış sıfatlardır. Birden fazla kelimenin sözlük anlamlarından az ya da çok uzaklaşarak, aralarına ek ya da kelime girmeyecek şekilde birleşerek oluşturdukları sıfatlardır. Canciğer dost, vatansever sanatçı, pisboğaz çocuk, mirasyedi gençler, kahverengi elbise, eşsesli kelimeler, birkaç adam, herhangi bir öğretmen, biraz zaman, birtakım elbiseler...
Sıfat tamlaması + "-lİ" yapım eki büyük yapraklı ağaçlar, dost bakışlı insanlar, kısa boylu asker, büyük kapılı bina, kırık camlı ev...
Sıfat tamlaması + "-lık -lik -luk -lük" eki yarım günlük mesai, üç kuruşluk iş...
İsim + iyelik eki + sıfat salonu büyük (bir) ev, çenesi düşük adam, saçı uzun bebek, rengi soluk kumaş...
Takısız isim tamlaması + "-lİ" yapım eki taş duvarlı ev, aslan yürekli çocuk, demir kapılı bahçe...
İsim + "-DEn" ayrılma hâl eki + isim-fiil: kulaktan dolma bilgiler...
İkileme + isim evsiz barksız insanlarımız, tatsız tuzsuz işlerimiz, irili ufaklı eşyalar…
İsim + ek + fiilimsi + isim işini bilir memur
Deyim + isim cana yakın arkadaşlar, çenesi düşük insan…