Sağlık Hukukuna Giriş
Hukuk Kuralları Hukuk, varlığı herkesçe kabul edilen ya da tanınan bir üstün otoritenin (devletin) zoruyla desteklenmiş toplumsal düzen kurallarının toplamıdır. Hukuk kurallarına uymamanın yaptırımı olarak karşımıza devlet gücü çıkacaktır. Diğer toplumsal düzen kuralları için böyle bir yaptırım söz konusu değildir.
Yaptırım Hukuk kurallarına aykırı davranılması halinde, hukuk düzeni kişilere bir tepki gösterir. Bu tepkiye genel olarak yaptırım adı verilmektedir. Hukuk düzeninde tek bir yaptırım türü bulunmaz. Yaptırımlar çok çeşitli görünümlerde ortaya çıkabilir.
Yaptırımlar Ceza Tazminat Cebri İcra Butlan İptal
Hukukun Kaynakları Anayasa Uluslararası Anlaşmalar Kanunlar Tüzükler Yönetmelikler Diğer İdari Düzenleyici İşlemler
Anayasa Yazılı hukuk kurallarının en üstünde Anayasa yer alır. Devletin kuruluşu ve temel organları Anayasada belirlenmiştir. Anayasalar kolayca değiştirilememeleri itibariyle diğer kanunlardan ayrılır. Bütün kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, bakanlar kurulu kararları, yönetmelikler Anayasaya uygun olmak zorundadır. Kanunlar ve kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya aykırılığı Anayasa Mahkemesince denetlenir.
Anayasa Anayasa Mahkemesi kararlarında genel olarak Anayasanın 56. maddesi sağlık hakkıyla ilgili temel kural olarak kabul edilmektedir. Anayasanın 17. maddesi de beden bütünlüğünün dokunulmazlığı ve tıbbi bilimsel deneylerle ilişkilidir
Anayasada Sağlıkla İlişkili Olarak Benimsenen İlkeler Herkes hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürme hakkına sahiptir Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır Devlet sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp düzenleyebilir Sağlık hizmeti hem kamu hem de özel sağlık kurumlarınca sunulabilir Tıbbi zorunluluklar dışında hiç kimsenin vücut bütünlüğüne dokunulamaz Hiç kimse, kanunda gösterilen haller dışında, bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz
Uluslararası Anlaşmalar TBMM 2003 yılı sonunda 5013 sayılı Kanunla Biyotıp Sözleşmesini de kabul etmiştir. Biyotıp Sözleşmesi Anayasanın 90. maddesinde ifade edilen temel haklara ilişkin uluslararası anlaşmalardan biridir. Biyotıp Sözleşmesi ile kanunlar arasında bir çelişki çıkarsa uyuşmazlık Biyotıp Sözleşmesine üstünlük tanınarak çözümlenecektir. Biyotıp Sözleşmesi Avrupa Konseyi çerçevesinde 4 Nisan 1997 tarihinde imzaya açılmış ve birçok ülke tarafından imzalanmıştır.
Uluslararası Anlaşmalar Uzun adı, Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’dir. Sözleşme, biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, insanların hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini güvence altına alma amacıyla hazırlanmıştır.
Biyotıp Sözleşmesinde Benimsenen İlkeler İnsanın menfaatleri ve refahı, bilim veya toplumun menfaatlerinin üstündedir. İmzacı devletler kendi egemenlik alanlarında, uygun nitelikteki sağlık hizmetlerinden adil bir şekilde yararlanılmasını sağlayacak önlemleri alır. Araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir. Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir.
Biyotıp Sözleşmesinde Benimsenen İlkeler Bir kimseye, genetik kalıtımı nedeniyle herhangi bir ayrımcılık uygulanması yasaktır. Biyoloji ve tıp alanında bilimsel araştırma, Sözleşme hükümlerine ve insan varlığının korunmasını güvence altına alan diğer yasal hükümlere bağlı kalmak kaydıyla, serbestçe yapılabilir.
Biyotıp Sözleşmesinde Benimsenen İlkeler İnsan vücudu ve onun parçaları, bu nitelikleri dolayısıyla, ticari kazanç sağlanmasına konu olmayacaktır.
Biyotıp Sözleşmesine Konulan Çekince Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Sözleşmenin 20. maddesinin, muvafakat verme yeteneği olmayan kimselerden kendisini yenileyen dokuların alınmasını mümkün kılan 2 numaralı bendinin, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanunun 5 inci maddesiyle uyum halinde olmaması nedeniyle, bu maddeye çekince koymuştur.
Kanunlar Kanunlar TBMM tarafından çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır. Kanunları değiştirme ve kaldırma (ilga) yetkisi de TBMM’ye aittir. Kanunlar sadece milletvekilleri veya Bakanlar Kurulunca teklif edilebilir.
Kanunlar Bakanlar Kurulu tarafından yapılan tekliflere kanun tasarısı, milletvekillerince yapılan tekliflere ise kanun teklifi denir. TBMM tarafından çıkarılan kanunlar 15 gün içinde Cumhurbaşkanınca yayımlanır.
Kanunlar Ancak Cumhurbaşkanı her kanunu yayımlamak zorunda değildir.
Kanunlar Cumhurbaşkanı, yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçe ile birlikte 15 gün içinde TBMM’ye geri gönderir.
Kanunlar TBMM geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir. Sağlıkla ilgili kanunlarımızın önemli bir kısmı Cumhuriyetin kuruluş yıllarında çıkarılmıştır. Örneğin Adli tıp hizmetlerini düzenleyen Tababeti Adliye Kanunu 1921 yılında kabul edilmiştir. Ancak bu Kanun 2007 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.
Kanunlar Sağlık hukuku uygulamasında sıkça başvurulan Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun da 1928 yılında ihdas edilmiştir.
Kanunlar Gerek dilinin eskiliği gerekse içerdiği kuralların niteliği bakımından oldukça eski olan bu kanunların birçoğunun günümüz koşullarında yeniden düzenlenmesi ihtiyacı bulunmaktadır.
Kanunlar Son yıllarda sağlık hukuku alanında yoğun bir kanunlaştırma faaliyeti yürütülmektedir.
Kanun Hükmünde Kararnameler Kanun Hükmünde Kararnameler Bakanlar Kurulunca çıkarılan hukuksal düzenlemelerdir. Bakanlar Kurulu kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisinden alır. Buna yetki kanunu adı verilir.
Kanun Hükmünde Kararnameler Anayasada gösterilen temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemlerinde, temel haklar, kişi hakları ve siyasal haklar ve ödevler alanı da Kanun Hükmünde Kararnamelerle düzenlenebilmektedir.
Kanun Hükmünde Kararnameler Kanun hükmünde kararnameler, Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girmektedir. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir. Kanun Hükmünde Kararnamelerin, Resmi Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulması gerekmektedir.
Kanun Hükmünde Kararnameler Sağlık Hukuku alanında sadece Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri bir kanun hükmünde kararname ile düzenlenmiştir. Bu Kanun Hükmünde Kararname 2011 yılında çıkarılmıştır.
Tüzükler Tüzükler Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan idari düzenleyici işlemlerdir. Bu sebeple Sağlık Bakanlığının, Türk Tabipleri Birliğinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun tüzük çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. Tüzükler kanunun uygulanmasını göstermek ve emrettiği işleri belirlemek üzere çıkarılır. Tüzükler Anayasa ve kanunlara aykırı olamaz.
Tüzükler Tüzükler için önemli şekil şartlarından birisi Danıştay incelemesinden geçirilme koşuludur. Tüzüğü hazırlayan Bakanlar Kurulu bunu önce Danıştay’ın incelemesine sunmak zorundadır.
Tüzükler Tüzükler Bakanlar Kurulunca çıkarılmakla birlikte Cumhurbaşkanınca da onaylanmalıdır. Tüzükler de kanunlar gibi Resmi Gazetede yayınlanır. Bir tüzük değişikliğinin de yine bir tüzükle yapılması gerekir. Ayrıca bir tüzüğün yürürlükten kaldırılması da ancak bir tüzükle mümkün olur.
Tüzükler Tüzükler sadece Bakanlar Kurulunca çıkarılabilmektedir. Bakanlar Kurulunun tüzük çıkarma yetkisinde herhangi bir Anayasal veya yasal sınırlama bulunmamaktadır. Ancak tüzüğün mutlaka bir kanuna dayanarak çıkarılması gerekir. Bir kanunda o kanunla ilgili olarak Bakanlar Kuruluna tüzük çıkarma yetkisi verilebileceği gibi böyle bir yetki verilmese dahi Bakanlar Kurulu böyle bir düzenleme yapabilir.
Tüzükler Tüzükler birer idari işlem niteliğindedir ve Danıştay’da tüzük iptal davaları açılabilir. Çünkü Anayasamıza göre idarenin her türlü işlemi yargı denetimine tabidir. Bir tüzüğün Resmi Gazetede yayınlanmasından itibaren altmış gün içinde Danıştay’da tüzük iptal davası açılabilir. Bundan başka bir tüzüğün uygulanması ile ilgili idari işlemlerin iptali bağlamında da tüzük iptal davaları açılabilir.
Tüzükler Bir tüzüğün ne zaman yürürlüğe gireceği tüzük metninde gösterilir. Tüzük metninde böyle bir belirlemede bulunulmamışsa tüzükler, Resmi Gazete de yayımlandıktan 45 gün sonra yürürlüğe girer.
Tüzükler Özel Hastaneler Tüzüğü, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi (Tüzüğü), Fizyoterapi ve Bunlara Benzer Müesseseler Hakkında Nizamname, Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname, Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük sağlık alanındaki başlıca tüzükler arasında sayılabilir.
Yönetmelikler Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik çıkarabilir. Yönetmelikler Anayasa, yasa ve tüzüklere aykırı olamaz.
Yönetmelikler Bütün yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayınlanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Anayasada söz edilmemekle birlikte Bakanlar Kurulu da yönetmelik çıkabilir. Yönetmelikler de idari yargının denetimine tabi düzenleyici işlemlerdir.
Adsız Düzenleyici İşlemler Anayasada idari organlar tarafından çıkarılacak düzenleyici işlemlerden sadece tüzük ve yönetmeliğe ilişkin kurallar yer almaktadır. , Oysa bunlardan başka idari düzenleyici işlemler de vardır. Sağlık Bakanlığı görev alanıyla ilgili olarak çok sayıda yönerge, tebliğ, genelge çıkarmıştır. Anayasada tanımlanmamış ancak uygulamada kullanılan bu tür düzenleyici işlemlere adsız düzenleyici işlemler denilmektedir.
Yönetmelikler Yönetmelikler arasında bir hiyerarşi bulunup bulunmayacağı hususu tartışmalıdır. Kanaatimize göre Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikler yayınlanmayanlardan önce uygulanmalıdır. Ayrıca Bakanlar Kurulunca çıkarılan yönetmeliklerin de Bakanlıklar tarafından çıkarılanlara göre hiyerarşik üstünlüğü bulunmalıdır.