Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı devlet kararlarının getireceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Sosyalizm, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı devlet kararlarının getireceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan,"— Sunum transkripti:

1

2 Sosyalizm, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı devlet kararlarının getireceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan, işçilerin yönetime katılmalarına ağırlık veren, özgür girişimi devletin ve sendikaların baskısı altında tutmaya çalışan, telkin ve eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi teori. "Sosyal mülkiyet"; kooperatif işletmeler, ortak mülkiyet, devlet mülkiyeti, öz kaynakların yurttaşlık mülkiyeti veya bunların bir karışımı olabilir. Sosyalizm, bireyciliğe (ferdiyetçilik), liberalizme karşı duyulan sosyal ve İktisadi bir tepkinin sistemleştirilmesinden doğan bir İktisadi görüş ve düşünüş tarzıdır.

3 Dünya işçi sınıfı hareketinin en büyük devrimci temsilcilerinden Rosa Luxemburg “ya sosyalizm ya da barbarlık” uyarısında bulunmuştu. Bir tarafta her geçen gün küçük bir azınlığın, milyarların yoksulluğu ve sefaleti üzerine servetlerine servet kattığı; diğer taraftan başta Afrika, Asya, Ortadoğu gibi bölgeler olmak üzere açlığın, sefaletin içerisinde, emekçilerin ve yoksulların bir birilerini boğazladığı günümüz dünyasında bu uyarı her zamankinden daha da çınlatıyor kulaklarımızı.

4 Dünya üzerinde şu ana kadar hiçbir yerde sosyalizm var olmadı
Dünya üzerinde şu ana kadar hiçbir yerde sosyalizm var olmadı. Ne Sovyetler Birliği’nde, ne Çin’de, ne de Doğu Bloku’nda. Sosyalizm, çalışan nüfusun demokratik kontrolü ve yönetiminde üretim araçlarının dünya çapındaki ortak mülkiyeti demektir. Sosyalizmde baskıcı bir devlet söz konusu olamaz. Sosyalizm insanların hiçbir baskı altında olmadan özgür birlikteliğidir.

5

6 Ortaya Çıkışı Sosyalist fikirler tarih boyunca dile getirilmiş olsa da 19. Yüzyıl'a kadar siyasi bir şekil almış değildi. Bu şekilleniş, sanayi kapitalizmine karşı esnafların çıkarlarını dile getirerek başladı. Fakat kısa süre sonra işçilerin sorunlarına odaklandı. Sosyalizmin çıkış amacı kapitalist ekonomiyi ortadan kaldırmak ve yerine ortak mülkiyet anlayışına dayanan bir ekonomi oluşturmaktı. Bu amaç devrimci, ütopik bir karakter taşıyordu. Ancak sosyalizm 19. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren fikirsel ayrılığa uğradı. Bir kısım sosyalist, işçilerin haklarının düzenlenmesinin, ücretlerin arttırılmasının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinin, sendikalar ve siyasî partiler aracılığıyla olmak üzere aşamalı bir şekilde kanunlar ile yapılması gerektiğini düşünüyordu. Diğer bir kısım ise devrimci yollardan sosyalizmin sağlanacağına inanıyordu

7 Böylece sosyalizm, devrimci yolları izleyecek olan komünizm ve evrimci, reformist yolları izleyecek olan sosyal demokrasi olarak ikiye bölündü. (Bu bölünme hem sosyalizme ulaşmak için hangi araçların kullanılması gerektiği, hem de sosyalizmin amacının ne olduğu sorunsalını ortaya çıkardı.) Terimin ilk kullanılışı 19. yüzyılın başına kadar gider. İlk kez 1827’de İngiltere'de, Robert Owen’ın takipçilerini adlandırmak için kullanılmıştır.

8

9 Özetle sosyalist ekonominin temel prensipleri şunlardır:
1. Üretici güç olarak emek öne çıkar. 2. Devletçi ekonomi (üretim araçlarında devlet mülkiyeti) esastır. 3. Merkezi planlama vardır. 4. Kamu Yararının (genel hukukun / kamu hukukunun) ön plana çıkması çok belirgindir. 5. Tek partili siyaset tercih edilir, çünkü sınıflı toplumlarda olan burjuva siyasetinde olan siyasal yapının işçileri böldüğü görüşü savunulur.

10 Sosyalist sistemler kurulduktan sonra değişik aşamalardan geçebilir;
1.Önce üretim araçları devletleştirilir. Özel sektör üretimden dışlanır. 2. Yabancı sermaye dahil, tüm özel sektör kamu kurumuna dönüştürülmüştür. Özel sektöre gerek yoktur. 3. Daha sonra gayrimenkuller (evler, arsalar, araziler) devletleştirilir. Sömürüye yol açtığı için özel mülk sahibi olunamaz. 4. Devlet evleri ve arazileri yurttaşlarına kullanmaları için verir. Karşılığında kira almaz. 5. Temel hizmetler (elektrik, su, telefon, toplu taşıma, okul, sağlık) ücretsiz hale gelir, çünkü bunlar üzerinden kendini zenginleştirecek bir sınıfa izin verilmez. 6. Zaten devletleştirilmiş olan bu hizmetlerin kamu yararına ücretsiz hale kullanılır.

11

12 ELEŞTİRİLER 1. Baskıcı ve antidemokratik uygulamalar bulunduğu iddiası. Sosyalist sistemler genelde kendilerini şu şekilde savunmaktadır: "Burjuva sistemlerinde parasal güç kadar 'güçlü' birey vardır." Dolayısıyla sosyalist sistemler tarafından da burjuva sistemleri antidemokratik olarak mahkûm edilirler. 2. Dine yönelik uygulamalar olduğu iddiası. Sosyalist toplumlarda din doğrudan karşıya alınmaktan ziyade, egemen sınıfın bir sömürü aracı haline getirildiği ölçüde karşıya alınmıştır. Sosyalist rejimler de (özellikle SSCB) bu durumu da "Burjuva sistemleri bunu 'Komünist sistemler din olgusuna karşılar' şeklinde çarpıtıp, din ile sömürmeye devam etmeye çalışıyorlar. Biz dinlere değil, dinlerin sömürü aracı olması durumuna karşıyız." tezi ile açıklamaktadır. Buna paralel olarak sosyalist toplumlardaki egemen görüş "Din olgusunun egemenlerin elinden alındıktan sonra tarihsel olarak incelenmesi" gerektiğidir. 3. İçe kapalı ekonomiler sebebiyle bilimin gelişmediği iddiası. Bu da sosyalistler açısından "Emperyalist saldırganlık ve ekonomik ablukaların unutulduğu" şeklinde açıklanan bir iddiadır. Sovyetler Birliği'nin bilimi kullanarak kendi imkanlarıyla uzaya çıkması ve bir çok alanda bilimsel keşifler yapması, bu iddiaya cevap niteliğinde kullanılmaktadır.

13 Yazan: Albert Einstein
NİÇİN SOSYALİZM? …Sosyalizmin asıl amacı insan gelişiminin yırtıcı dönemini aşmak olduğuna göre, ekonomi bilimi, mevcut haliyle, geleceğin sosyalist toplumuna pek fazla ışık tutamaz. İkinci olarak, sosyalizm sosyal-ahlaki bir amaca doğru yöneltir. Bilim ise amaçlar yaratamaz ve onları insana aşılayamaz; bilim, olsa olsa, belli amaçlara ulaştıracak araçları sunabilir. Fakat amaçların kendileri, yüce ahlaki ideallere sahip kişilikler tarafından tasarlanır -eğer bu amaçlar ölü doğmuş değil, aksine canlı ve güçlü iseler- ve yarı bilinçsiz bir biçimde, toplumun yavaş evrimini belirleyen çok sayıdaki insan tarafından benimsenir ve ileriye doğru taşınır… Yazan: Albert Einstein

14

15 KAYNAKÇA - vikipedia - Makale Mayıs 1949da ilk sayısını çıkartmış olan Monthly Review adlı dergide Why Socialism (Neden Sosyalizm) başlığıyla yayınlanmıştır. -

16 HAZIRLAYANLAR Büşra Nur BERBER Fatma ZORLUTUNA Sedef KÖŞDERE Kübra ÖZKAN


"Sosyalizm, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal refahı devlet kararlarının getireceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin toplumlara ait olduğunu savunan," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları