Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1. Yöneticilik işi örgütlerde yapılan bir faaliyettir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir örgüttür. Ford Motor Co. bir örgüttür. Boyner mağazacılık.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1. Yöneticilik işi örgütlerde yapılan bir faaliyettir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir örgüttür. Ford Motor Co. bir örgüttür. Boyner mağazacılık."— Sunum transkripti:

1 1

2

3 Yöneticilik işi örgütlerde yapılan bir faaliyettir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir örgüttür. Ford Motor Co. bir örgüttür. Boyner mağazacılık bir örgüttür. Milli Eğitim Bakanlığı bir örgüttür, Gazi Üniversitesi bir örgüttür, Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı (TEMA) bir örgüttür. Fenerbahçe Spor Klübü bir örgüttür. McDonalds bir örgüttür. Suç işlemek üzere kurulmuş teşekküller örgüttür. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü bir örgüttür. Dolayısıyla örgütler farklı sektörlerde faaliyette bulunan, farklı büyüklüklerde ve farklı özelliklere sahip sosyal oluşumlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.. 3

4 Yapılan çeşitli tanımlamalarda örgütlerin amaçları yanında mensuplarına, mensupları arasındaki hiyerarşik ilişkilere, işbölümü ve uzmanlaşmaya, eşgüdümlenmiş faaliyetlerin varlığına, girdileri çıktılara dönüştürme sürecine, insan, iş, teknoloji faktörlerini birleştirmeye, yapıya, kurallara, süreçlere vurgu yapıldığını da görmekteyiz. Basit tanımımızı bu altı çizilen noktaları içerecek şekilde bir miktar genişletmek gerekirse: Örgütler, bireylerin tek başlarına ulaşmakta zorlanacakları ortak hedefleri gerçekleştirmek için oluşturulmuş, çalışanlarının birbirlerine otorite ve sorumluluk ilişkisi içinde bağlanarak işbölümü esasına göre gruplandığı; ortak amaçlar doğrultusunda çeşitli girdileri süreçler ve teknolojileri aracılığıyla dönüştürerek çevresine çıktılar veren; ahenkli olarak faaliyetlerin yürütüldüğü yapılar, sosyal varlıklar, sistemler olarak tanımlanabilir. 4

5 Geleneksel örgüt tanımı zamanla genişlemiş ve hatta eleştirilmiştir. Örgütler, alanın doğuşuyla birlikte rasyonel-makine sistemleri olarak tanımlanmaya başlamış; neo-klasiklerin ardından sosyo-teknik sistemler olarak kabul ve ilgi görmüşler; davranış ve karar süreçleri ilgi görür olmuştur. 1960lardan itibaren çevresi içerisinde var olan ondan etkilenen ve onu etkileyebilme kapasitesi olan zaman zaman canlı organizmaya benzetilen varlıklar olarak tanımlanmaya başlanmışlardır. Bu canlıların kendi varlıklarını idame ettirebilmek için kuruluş gayelerinin ötesinde amaçlar üretebildikleri ifade edilmiştir. Yine yukarıda alıntılanan çeşitli tanımlarda görüldüğü üzere örgütler çeşitli menfaatlerin koalisyonu, iktidar ilişkilerinin kurumsallaştırılma aracı, sermayedar sınıfın sömürü aracı şeklinde de tanımlanmışlardır. Örgütlerin kendi başlarına öğrenebildikleri; kültür üreticisi oldukları; anlamlandırma mekanizmaları oldukları; sosyal olarak inşa edilmiş gerçeklikler oldukları; kurumsallaşarak davranışı şekillendirebilme kudreti kazanan sosyal varlıklar oldukları çeşitli tanımlarda vurgulanan özelliklerin bazılarıdır. Gareth Morgan’ın (1997) etkili kitabı “Images of Organizations” da belirttiği üzere her tanım, her teori bir metafor (benzetim) kullanır. Her tanım, bir düşünme biçimi dolayısıyla bir görme biçimidir. Ama aynı zamanda her tanım, bir düşünememe ve görememe biçimi anlamına da gelir.. 5

6 “Kısıtlı insan kaynağımızı, en iyi şekilde nasıl birleştirir ve kullanırsak örgütsel hedeflerimize ulaşabiliriz?” sorusunun cevabını verir. Örgütleme, örgütsel yetki ve iletişim ağının kurulmasıyla ilgilidir. Örgüt belirlenen amaçları başarmak için iki ya da daha fazla kişinin eşgüdümleşmiş biçimde çalıştıkları yapıdır. Örgütlerin etkili olabilmesi için ellerinde bulundurdukları insan kaynakları, fiziksel etmenler ve işlevlerini eşgüdümlenmiş bir biçimde bir araya getirmeleri gerekir. 6

7 Belirgin Amaç İnsan Tasarlanmış Yapı 7

8 Örgütlerin iç teşkilatlanması, süreçleri ve işleyişi modern dünyamızın karmaşıklığını yansıtmaktadır. Örgütleri meydana getiren çeşitli unsurlar vardır. W. R. Scott (1987) örgütleri tanımlamak yerine sosyal yapı, mensupları, amaçlar, teknoloji ve çevre olmak üzere temel unsurlarını saymayı ve açıklamayı tercih eder. Örgütlerin mensupları bunlardan biridir. Üst, orta ve alt kademe yöneticiler, memurlar, işçiler, sözleşmeliler, gönüllüler, üyeler, taraftarlar, mezunlar …. gibi çok çeşitli mensupları bulunur örgütlerin. İnsanların olduğu yerde duygular, değerler, normlar, anlamlandırma mekanizmaları, ilişkiler, çatışmalar, kültür… yani, bir sosyal yapı bulunur. 8

9 Örgütler birer sosyal oluşumdur. Örgütleri meydana getiren unsurlardan bir diğeri teknolojidir. Örgütler çeşitli girdiler kullanırlar. Çevrelerinden aldıkları girdileri (hammadde, enerji, bilgi… Vb.) çıktılara (ürün, mal, hizmet vb.) dönüştürerek çevrelerine verirler. Girdileri çıktılara çevirmeye yarayan maddi (makine, alet, teçhizat, bilgisayar vb) ve kavramsal araçlara (bilgi, know-how, estetik, mizah, proje, politika… vb.) teknoloji denir. Bazı örgütler (mesela imalat işletmeleri) daha çok maddi teknoloji kullanırken, bazı diğerleri daha çok kavramsal teknoloji kullanırlar (reklam şirketleri, üniversiteler, araştırma şirketleri vb). 9

10 Örgütü meydana getiren önemli unsurlardan bir diğeri amaçlardır. Amaçlar örgütün varlık nedenidir; ancak, amaçlar bir o kadar da tartışmalı bir konudur. Amaçlar, kimine göre örgüte istikamet veren onu rasyonelleştiren önemli bir unsurken; diğerlerine göre, amaç denilen şey rekabet eden çıkarlardan galip gelenin ifade edilmesinden ibarettir ve daha çok geçmişte yapılan tercihlerin rasyonelleştirilmesine hizmet eder. 10

11 Örgütlerde çeşitli süreçler vardır. Liderlik, karar alma, denetim, üretim, haberleşme süreçleri örgüte göre farklılaşır. Bu süreçler kimi örgütte katılımcı, kiminde merkeziyetçi, kiminde hızlı kiminde ağır aksak ve çatışmacı bir atmosferde yaşanır. Bunun dışında örgütler bir çevre içerisinde yer alırlar. Çevreden girdiler alır, çıktılarını çevrelerine verirler. Çevre oldukça karmaşık, çok aktörlü ve çok faktörlü bir dünyadır. Çevrede girdileri sağlayanlar, çıktıları kullananlar, rakipler, destekçiler, devlet örgütleri, toplum, coğrafya, iktisadi ve sosyal dünya …. yer alır. Örgütler çevrelerinden etkilenirler. Bazen de çevrelerini etkilerler ve değiştirebilirler. 11

12 Teşkilat, örgüt kelimesinin eş anlamlısıdır. Halen ………… bakanlığı teşkilat kanunu, ……… müdürlüğü teşkilat şeması gibi kullanımı olan ve hatta Milli İstihbarat Teşkilatı gibi kamu kurumlarının isimlerinde varlığı devam eden bir kavramdır. Kamu yönetiminde teşkilat kavramı kullanılırken İşletmeciler örgüt ya da teşkilat yerine İngilizceden devşirilen bunların eşanlamlısı organizasyon kelimesini tercih etmektedirler. Organizasyon daha çok işletme yerine ve kar amacı güden ve bu amaç doğrultusunda mal ve hizmet üretimi yapan örgütleri kastetmek amacıyla kullanılmaktadır. Zaman zaman örgüt kelimesinin yerine teşekkül, kuruluş, girişim, işletme, kurum, müessese vb kelimeler kullanılabilmektedir. Bu kelimelerin, kullanıldıkları alana göre (örneğin hukuk, sosyoloji vb) bazen farklı anlamları olabildiği (hatta bazen farklı olması gerektiği savunulduğu) gibi bazen de birbirlerinin yerine genel anlamıyla örgütü kastetmek içinde kullanılabilmektedirler. 12

13 Örgüt kelimesi yerine bazen aynı anlam kastedilerek kurum (müessese) kelimesi kullanılmaktadır. Özellikle mevzuat metinlerinde birbirlerinin yerine kullanılır olsa da aslında yönetim bilimi ve kurum kelimesinin kökenini bulduğumuz sosyoloji açısından örgüt ve kurum eşanlamlı kavramlar değillerdir. Örgüt (teşkilat), yukarıdaki basit tanımımızı tekrar kullanırsak, belirli bir amacı gerçekleştirebilmek için bir araya gelmiş insanlar topluluğudur. Kurum ise davranışları şekillendirebilme kudret ve kabiliyeti kazanmış sosyal oluşumlardır. Weber “Kurallarını muayyen bir tesir sahası içerisinde belli vasıfları haiz herkese dayatmaya muvaffak olan teşkilata kurum adı verilir” demektedir (M. Weber, 2012:99). Birer sosyal oluşum olan örgütler zamanla kurumsallaşabilir ve davranışları şekillendirebilme kudret ve kabiliyeti kazanabilirler. Kurum, Nobel ödüllü D.C. North tarafından “oyunun kuralları” olarak da tanımlanmaktadır. Yani, oyunda yer almak isteyenin tabi olması gereken kurallar, kurumlardır–North’un tanımında da yine davranışı şekillendirme özelliği önplana çıkar. 13

14 Aile, eğitim, din, siyaset, ekonomi gibi kurumlar klasik sosyolojinin temel kurumları olarak anılırlar ve tekrarlanarak yerleşikleşmiş belki binlerce yılsonunda toplum tarafından kabul görür hale gelmiş davranış, tutum, biliş, kural ve değerlerden meydana gelirler. Bu kurumlar, tanımları gereği, bireylere onlardan beklenen meşru, kabul görecek davranışların neler olduğunu (ve dolayısıyla neler olmadığını) aktarırlar ve bunların hayata geçirilmesini yaptırımlar gibi çeşitli mekanizmalarla sağlarlar. Örgütler kurumsallaşmak ister; zamanla kurumsallaşabilirler de. Bu, kamu ve özel sektör örgütlerinin arzuladıkları hatta bu uğurda bazen önemli çabalar harcayıp kaynaklar tahsis ettikleri bir özelliktir. Kurumların çok çeşitli tanımları vardır. Kurumsallaşma sonucunda kurallar, değerler ve bilişsel süreçler yerleşikleşir ve süreklilik arz eder. Kurumsallaşmış örgütlerde kişiler değil kurallar, kararlar, değerler, anlamlar, politikalar, gelenekler egemendir. Her işbaşına gelen yöneticiye göre amaçlar, iş yapış usulleri, çalışma prosedürleri, anlamlar değişmez. Dolayısıyla kurumsallaşmış sosyal yapıların kuralları, değerleri ve bilişsel süreçleri (Scott, 1995) davranışın belirleyicisidir. 14

15 McDonalds, örneğin, bir örgüttür. Belirli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş insanlardan oluşur. Amacı çok nettir: kar. McDonalds sadece bir örgüt değildir. Aynı zamanda kurumsallaşmış bir örgüttür. McDonalds, çalışanlarının davranışlarını, müşterilerinin davranışlarını ve hatta rakiplerinin davranışlarını şekillendirebilmiştir ve şekillendirmeye devam etmektedir. Dünyanın her yerinde McDonalds çalışanı patatesi aynı şekilde kızartır ve servis eder; Çinli tüketici de Türk tüketici de sağlığa zararlı olsa dahi aynı standart ve tattaki “fast food” yemeyi alışkanlık haline getirebilmiştir; Çin’de de Türkiye’de de McDonalds’ın rakiplerinin sattıkları yerel yiyecekler mesela köfte ya da döner hamburger usulü ekmek içinde, yanında kızartma ve gazlı içecek ile hızlı tüketilir ve menü olarak satılır hale gelmiştir; kurufasulyeciler bu rekabete dayanamaz olmuşlardır. 15

16 Bu bir araya getirme sürecine örgütlenme denir. Örgütlenme süreci ana hatlarıyla şunları kapsar:  Başarılacak amaçların ortaya konması (hedefler),  Bu amaçların ışığında başarılması gerekli işlerin belirlenmesi (işlevler),  İnsan kaynakları ve fiziksel olanakların değerlendirilmesi,  İşlevlerin, fiziksel olanakların ve insan kaynaklarının örgütsel bir yapı içinde gruplandırılması (işlevlendirme ve bölümlere ayırma), 16

17  Belirli bir işi yapma yükümlülüğünün (sorumluluk) saptanması ve bu işi yapmak için gerekli kararları verme ve harekete geçirme hakkının (yetki) devredilmesi,  İşin başarılıp başarılmadığının belirlenmesi (hesap verme) Her yöneticiye düşen personel sayısı, dikkatli bir şekilde plânlanmalıdır. Yöneticinin deneyimi, işin karmaşıklığı, işgörenlerin yetenekleri ve problemlerin ortaya çıkma sıklığı, bir yöneticinin kaç işgörenden sorumlu olacağını belirleyen değişkenlerdir. 17

18 1. Formel örgütler –enformel örgütler: Ayrımda kullanılan temel kriter tasarlanmış yapı ve işleyişin varlığıdır. Formel örgütler, önceden tasarlanmış, yapısı, işleyişi, kuralları olan örgütlerdir. Biçimsel örgüt de denir. Enformel örgütlerin ise en önemli özelliği kendiliğindenliktir. Tasarlanmamışlardır, formel örgütler gibi işbölümleri, yöneticileri, normları olur; ancak, arkadaşlık, dayanışma, hemşerilik vb. kişiler arası ilişkilerden ve bu etkileşimler sonucu ortaya çıkan örüntülerden meydana gelirler. Her formel örgüt çalışanları arasında enformel ilişki örgüleri vardır. Enformel örgütlere biçimsel olmayan örgüt ya da doğal örgüt de denir. Bunların yöneticilerine enformel/doğal lider denir. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı formel bir örgüttür; bu Bakanlıkta görev yapan mesela Vanlılık temelinde dayanışan hemşeri grubu ya da sosyal demokrat alma temelinde ortak hareket eden grup enformel bir örgütlenmenin varlığına işaret eder. 18

19 2.Kamu örgütleri –özel örgütler – gönüllü örgütler: Örgütleri sınıflandırmakta en sık kullanılan ayrımlardan birisidir. Temel kriter sahipliktir. Kamu örgütleri devlete (kamuya) ait ve kamu personeli tarafından yönetilen örgütlerdir. Bunun dışında başka bazı kıstaslar kamu örgütlerini diğerlerinden ayırt etmek için kullanılır: Kamu yararı amacıyla kurulurlar, kıta Avrupası geleneğindeki ülkelerde kamu hukuku rejimine tabi olarak faaliyette bulunurlar, siyasi olarak denetlenirler, finansmanları kamu kaynaklarınca (bütçe) karşılanır. Özel örgütlerin mülkiyeti geçek veya özel hukuk tüzel kişileri elindedir. Kar amacıyla kurulurlar. Daha esnek bir yapı ve işleyişe sahiptirler, özel hukuk hükümlerine göre faaliyette bulunur ve finansmanları müşterilerinin ödedikleri mal ve hizmet bedellerinden sağlanır. Önemli tartışmalardan birisi kamu örgütleri ile özel örgütlerin birbirlerinden farklı olup olmadıklarıdır. Uzun zamandır tartışılan bu soruya birbirlerinden oldukça farklı cevaplar verilmektedir (Tartışma için bakınız H. Rainey, 2003). Bir grup yazar kamu örgütleri ile özel örgütler arasında özünde büyük bir fark olmadığını; bütün örgütlerin girdileri alıp, bunları dönüştürüp çevrelerine çıktılar veren, çalışanları, yöneticileri, teknolojileri, süreçleri ve kuralları olan sistemler olduklarını iddia eder. Soruya verilen ikinci cevap bunun tam aksi istikametindedir: Kamu örgütleri ve özel örgütler arasındaki fark çoktur ve önemlidir. Bu iki tür örgütün amaçları, tabi oldukları kurallar, finansman biçimleri, denetimleri, yapı ve işleyişleri oldukça farklıdır. 19

20 3. İktisadi örgütler; siyasi örgütler; toplumsal-kültürel örgütler; dini örgütler: Bu sınıflandırmada kullanılan kıstas örgütlerin toplumda yerine getirdikleri görevler ve faaliyet alanlarıdır. İşletmeler, fabrikalar, ticarethaneler iktisadi örgütlere; siyasi partiler ve dernekler siyasi örgütlere; üniversiteler, müzeler, sosyal alanda faaliyette bulunan dernekler toplumsal kültürel örgütlere; cemaatler, dini örgütlere üye olarak verilebilir. 4.İmalat(sanayi) örgütleri, hizmet örgütleri, ticari örgütler, tarım örgütleri: Bu sınıflandırma, örgütleri, çıktılarına göre ayırmaktadır. Fabrikalar, atölyeler, imalat işletmelerine; ihracat firmaları, mağazalar ticaret örgütlerine; üniversiteler, oteller hizmet üreten örgütlere; çiftlikler tarım örgütlerine örnek verilebilir. 5.Üyeliği gönüllü örgütler; üyeliği iş akdine bağlı örgütler; üyeliği zorunlu örgütler: Bu ayrımdaki kıstas üyeliğin türüdür. STK’lar, çeşitli kulüp, dernek, siyasi parti, sendika mensubiyetleri ilk gruptaki gönüllü üyelik biçimine; ücret karşılığı iş akdi yapılarak çalışılan iktisadi faaliyetlerde bulunulan örgütler ikinci gruptakilere; zorunlu eğitim, zorunlu askerlik görevi sonucu bulunulan örgütler, hapishaneler üçüncü gruptakilere verilebilecek örnektir. 6. Sermaye yoğun örgütler, teknoloji yoğun örgütler, emek yoğun örgütler: Burada kriter örgütte kullanılan üretim aracıdır. Bazı örgütlerin kuruluşu ve işletilmesi yüksek sermaye gerektirir (örneğin bankalar, finans kuruluşları); bazılarının ki yüksek ve hatta karmaşık düzeyli teknoloji (uzay ajansları, nükleer santral vb.); bazıları ise emek yoğun üretim yapar (hazır giyim atölyesi, lokanta, otel vb.). 20

21 7.Sürekli örgütler, geçici örgütler: Örgütlerin pek çoğu sürekli olmak üzere kurulurlar. Devletler, kar amacı güden işletmeler bunlara örnektir. Ancak çeşitli nedenlerle örgütler varlıklarını sürdüremezler. En uzun ömürlü devlet örgütlenmeleri arasında birkaç bin yıllık ömrü ile Roma İmparatorluğu vardır. Özel sektörde ise MS 578 yılında Japonya’da kurulmuş bir aile işletmesi en eskiler arasında yer almaktadır (O’Hara, 2003). Bazı örgütler ise daha baştan geçici olmak üzere kurulurlar. Birleşmiş Milletler barış gücü kuvvetleri; afet/kriz yönetim merkezleri; proje örgütleri; protesto grupları bunlara örnektir. 8. Büyük, küçük ve orta ölçekli örgütler: Kullanılan kriter örgütün faaliyet alanı, çalışan sayısı, bütçesi, üretim miktarı gibi kriterlerdir. Büyük örgütler; sermayesi yüksek, mensupları çok, üretimi büyük olan, coğrafi ve faaliyet alanı açısından yaygın, genellikle kurumsallaşmış yapıya sahip, marka değeri yüksek, yapı ve teknoloji açısından güçlü örgütlerdir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler ise istihdam imkânları oluşturmak, çevredeki değişikliklere hızlı uyum sağlayabilmek, esneklik, yenilikçilik konularında önemli avantajları barındıran; ancak, personel sayısı, bütçe büyüklüğü, sermaye yapısı, üretim kapasitesi ve teknolojisi açısından sınırlı olanakları olan örgütlenmelerdir. Son yıllarda küçük ve orta ölçekli işletmeler devletler tarafından dünyanın pek çok yerinde küçük ve orta ölçekli oldukları için çeşitli kamu politikaları ile desteklenmektedir. 21

22 9.Aile işletmeleri, profesyoneller tarafından yönetilen örgütler: Buradaki kıstas örgütlerin yöneticilerinin kimler olduklarıdır. Sahipleri tarafından yönetilen örgütler ya küçük işletmeler olarak karşımıza çıkmaktadır ya da büyümesine rağmen büyük oranda kurumsallaşamamış yapılardır. Mesleği yöneticilik veya idarecilik olan kimseler tarafından yönetilen örgütler ikinci grubu meydana getirir. Profesyonel yönetici tarafından yönetilmesi bir örgütün kurumsallaşmasını tamamladığı anlamına gelmez. 20. yy’ın ilk yarısı dünya ölçeğinde ekonomik olarak güçlü ve büyük örgütlerde profesyonel yöneticiliğe geçildiği dönemdir. Türkiye’nin işletmeleri bu konuda oldukça gecikmeli bir yönetim dönüşümü yaşamışlardır ve hatta halen bu dönüşümü başarmaya çalışmaktadırlar. 10. Fiziki (gerçek) örgütler, sanal örgütler: Örgüt denilince geleneksel olarak binası, aracı, gereci, mesai saatleri olan yapılar akla gelirdi. Bunlar geleneksel örgütlerdir. Bugün örgütlerin bazıları sanal ortamda bilişim teknolojisinin sunduğu imkânlarla kurulabilmekte ve faaliyetlerini yürütmektedir. Mensuplarının birbirleriyle aynı mekânı ve zamanı paylaşma zorunluluğu olmadan faaliyetlerde bulunan sanal örgütler imalat sektöründen kültür ve sanata, siyasi dayanışmadan bir ülkenin rejimini ve devlet idarecilerini değiştirmeye varana kadar pek çok alanda faaliyette bulunabilmektedirler. 22

23  Denetim alanı  Biçimsellik derecesi  İşbölümü ve uzmanlaşma derecesi  Merkezileşme derecesi  Karmaşıklık derecesi  Bölümlere ayırma  İletişim kanallarının şekli  Komite ve grupların varlığı  Emir-komuta ve kurmay organlarının oluşturulması 23

24 Örgütleri anlamanın en kestirme yollarından birisi teşkilat (örgüt) şemalarını incelemektir. Teşkilat şemalarında yatay olarak bölümler ya da departmanlar yer alır. Buna bölümleme ya da departmantasyon denir. Bölümleme, işbölümü prensibine göre yapılır. Örgütte yapılan işler birimler ve çalışanlar arasında paylaşılır. Teşkilat şemalarında dikey olarak ise kademeler yer alır. Buna kademelenme denir ve örgütün hiyerarşisi (sıradüzen) ortaya çıkar. Kademelenme yukarıdan aşağıya doğru azalan miktarda yetki dağıtılması ile ortaya çıkar ve ast-üst ilişkilerini gösterir. Teşkilat şemasında altta bulunan birim ve çalışanlar üsttekilerden talimat alıp onlara rapor ve hesap verirler. Bazı örgütler çok kademeli bir hiyerarşiye (dik, sivri yapı) sahipken bazıları ise az kademelidir ve daha yatay (basık) olarak örgütlenmişlerdir. 24

25 Teşkilat şeması üzerinde aynı hatta çizilen aynı büyüklükteki dikdörtgenler aynı kademedeki ve genellikle aynı statü ve yetkideki birimleri gösterirler. Bunlar arsındaki fark işbölümünde ve sorumluk alanlarında çıkar. Dikdörtgenlerin büyüklükleri aşağı kademelere inildikçe küçülür. Bu azalan yetkiye delalet eder. Dikdörtgenleri birbirlerine bağlayan çizgiler haberleşme kanallarıdır. Haberleşme kanallarında yukarıdan aşağıya emir, talimat ve sorulan görüşler; aşağıdan yukarıya doğru ise raporlar, hesap vermeler ve örgütte müsaade ediliyorsa görüşler, öneriler, eleştiriler, beklentiler ve şikâyetler akar. İletişim kanalları bazı örgütlerde çok sayıda, yatay ve dikey yönlü olarak karşımıza çıkabileceği gibi bazı örgütlerde az sayıda ve daha çok dikey doğrultuda olarak tasarlanmışlardır. 25

26 Bir örgütü meydana getiren alt birimler (departmanlar) işbölümü prensibine göre oluşturulmuşlardır. İşbölümü, az ya da ayrıntılı (bazen aşırı da denilmektedir) tüm örgütlerde uygulanan bir prensiptir. İşbölümü bir örgütte yapılan karmaşık işlerin alt parçalarına bölünerek işin bir parçası üzerinde alt birimlerin ve her birimdeki çalışanların uzmanlaşmasının sağlanması anlamına gelmektedir. İlköğretim genel Müdürlüğü, Yükseköğretim Genel Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü MEB’nın alt birimleri arasında yer alır. Mühendislik Fakültesi, İİBF, Tıp Fakültesi Gazi Üniversitesinin alt birimleridir. Asayiş Şube Müdürlüğü, Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Personel Şube Müdürlüğü İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün alt birimleridir. Kent Estetiği Daire Başkanlığı, Fen İşleri Daire Başkanlığı, Ulaşım Daire Başkanlığı, Personel Daire Başkanlığı Ankara Büyükşehir Belediyesinin alt birimlerini meydana getirir. Alsancak Şubesi, Karşıyaka Şubesi, Konak Şubesi Halkbank’ın; Ankamall Mağazası, Çankaya Mağazası, Kentpark Mağazası, Kayseri Mağazası Boyner Mağazacılığın; futbol şubesi, basketbol şubesi Fenerbahçe Spor Kulübünün alt birimleridir. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hükümetin ya da Yürütme organının; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları TSK’nın; Genel Cerrahi, Ortopedi, Onkoloji, Psikiyatri Konya Devlet Hastanesinin alt birimleridir. 26

27 Departmanlarda kendilerini meydana getiren daha küçük alt birimlere bölünerek örgütün kademelerini oluşturur. Kamu Yönetimi, İşletme, Uluslararası İlişkiler İİBF’nin; Ayakkabı-çanta reyonu, kadın giyim, erkek giyim, spor giyim Boyner Ankamall Mağazasının; 1. 2. ve 3. Ordu Kara Kuvvetleri Komutanlığının; Şarküteri reyonu, giyim reyonu, temizlik ürünleri reyonu Migros Akköprü mağazasının; bireysel işlemler, krediler, kambiyo bir banka şubesinin alt birimleridir. Örgütleri meydana getiren birimlerin isimlerinde ve faaliyetlerinde karşımıza çıkan yüksek çeşitlilik sebebiyle yönetim ve örgüt çalışanlar herhangi bir örgütü meydana getiren birimleri ortak bir dil kullanarak tanımlayabilmek için terminoloji geliştirmişlerdir. Örgüt birimlerini sınıflandırmakta kullanılan gruplandırmalardan ilkine göre bir örgütü meydana getiren birimler asli birimler, destek birimleri ve danışma denetleme birimleri olmak üzere üçe ayrılır. Asli birimler bir örgütün varlık nedeni olan mal ve hizmeti üretmek üzere kurulan başka bir ifadeyle asıl işi yapan birimlerdir. Toyota otomobil fabrikasının imalat birimi, muharip birlik olan 9. piyade taburu, Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü, Boyner Mağazası ayakkabı-çanta reyonu, Fenerbahçe futbol şubesi, Altındağ Belediyesi imar müdürlüğü, Ankara Hastanesi Acil Servisi, İvedik Organize sanayi bölgesinde faaliyette bulunan bir doğrama atölyesinin kaynak bölümü, Gazi İİBF Kamu Yönetimi bölümü gibi. 27

28 Destek birimleri, asli birimlerin işlerini yaparken örgütteki diğer işleri görerek asıl işlerin yapılmasına yardımcı olan birimlerdir. MEB insan kaynakları genel müdürlüğü; Büyükşehir Belediyesi Muhasebe ve Finansman daire başkanlığı, Marmara Üniversitesi öğrenci işleri daire başkanlığı; Koç Holding güvenlik şefliği; Merkez Bankası İdare Amirliği; Migros Bilgi İşlem; Jandarma Genel Komutanlığı kriminal laboratuarı bunlara verilecek örneklerdir. Danışma ve denetleme birimleri: Danışma birimleri örgütlerde daha çok üst düzey yöneticiye kendi uzmanlık alanları hakkında danışmanlık hizmeti veren; üst düzey yöneticinin uzmanlıklarından yararlanarak kendileriyle ihtiyaç duyduğunda istişare ettiği birimlerdir. Bunlar hukuk, halkla ilişkiler, yatırım, finansman, basın müşavirlikleri vb adlarla faaliyet gösteren birimlerdir. Denetleme birimleri ise en yaygın bilinen haliyle teftiş kurullarıdır. Yönetici adına örgütte yürütülen faaliyetleri denetlerler. Bakanlıkların, bankaların teftiş kurulları en bilinen örnekleridir. Danışma ve denetleme birimleri örgüt piramidinin genellikle zirvesinde yer alır ve doğrudan en tepe yöneticiye (Bakan, Genel Müdür, CEO, Rektör vb) bağlı olarak çalışırlar. Örneğin Başbakanlık Teftiş Kurulu doğrudan Başbakandan aldığı talimatla onun adına denetim yapar. 28

29 Örgütü meydana getiren birimler J.D. Thompson tarafından geliştirilen bir başka sınıflandırmada yine üçe ayrılmışlardır. Sistem olarak tanımlanan örgütü meydana getiren alt sistemler: örgütün teknik alt sistemi, koordinasyon alt sistemi ve stratejik alt sistemi olarak adlandırılmıştır. Örgütün teknik alt sistemi asıl mal ve hizmet üretimini yapan birimlerden ve çalışanlardan meydana gelir. Fabrikanın imalat birimi, fakültenin işletme bölümü, hastanenin kadın hastalıkları ve doğum bölümü, belediyenin inşaat ve iskân ruhsatları birimi, marketin fırın kısmı, özel kuvvetler komutanlığı… kendi örgütlerinin teknik alt sistemlerini meydana getirir. Stratejik alt sistem, daha çok örgütün temel konularda kararlarını alan, politikalarını belirleyen alt-sistemdir. Yatırım kararları, önemli stratejik değişiklikler, yeni hedefler belirlenmesi, yeni genişleme ve faaliyet alanlarının seçimi, bütçe ile ilgili kararlar bu alt sistem tarafından kabul edilir. Örgütün çevresiyle olan ilişkilerini yönetmek belirsizliği azaltmak gibi fonksiyonları icra eder. Sabancı Holding yönetim kurulu; Yapı ve Kredi Bankası yönetim kurulu; Abant İzzet Baysal Üniversitesi Senatosu; Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti; AK Parti, Merkez Karar ve Yürütme Kurulu; Büyükşehir Belediye Meclisi; TBMM birer stratejik alt sistem olarak düşünülebilir. 29

30 Koordinasyon alt sistemi bir örgütteki en alt kademe yöneticiden (ustabaşı, şef, mühendis..vb) en üst yöneticiye (CEO, Bakan, Rektör, Genel Müdür, Başkomutan vb) kadar olan kademeleri kapsayan alt-sistemdir. Görevi stratejik sistem tarafından alınan temel kararların, belirlenen hedeflerin teknik alt sistem tarafından uygulanabilir, gündelik faaliyetler haline dönüştürülmesini ve bunların ahenkli ve eşzamanlı bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve kontrol etmektir. Ayrıca teknik alt sistemden gelen rapor, bilgi, şikâyet vb. geribildirimlerin stratejik alt sisteme raporlanarak ulaştırılması ve karar altyapılarının hazırlanması işlevini yerine getirir Örgüt çalışanlarının bazıları sadece bir alt sistemin mensubudurlar. Örneğin otomobil fabrikasında çalışan işçi, hastanede doğrudan sağlık hizmeti üreten hekim ya da hemşire, üniversitede ders veren doçent, sokakları süpüren çöpçü, belediyenin inşaat ruhsatı başvurularını denetleyen inşaat mühendisi teknik alt sistemin üyeleridir. Bazı çalışanlar ise aynı anda örgütün iki alt sisteminin birden mensubudurlar. Ustabaşı hem otomobil üretiminde bizzat görev yaptığından hem de diğer işçilere nezaret ettiğinden dolayı teknik ve koordinasyon alt sistemlerinin aynı anda üyesidir. Hasta tedavi eden bölüm başkanı, başhemşire, bizzat muharebeye katılan bölük komutanı, satış yapan mağaza müdür diğer örneklerdir. Bazı çalışanlar ise üç alt sistemin birden üyesidirler: fakültede ders veren dekan; ders verdiği için teknik alt sistemin, dekan olduğu için koordinatif alt sistemin fakülte yönetim ve fakülte kurulu başkanı olduğu içinde stratejik alt sistemin üyesidir. Benzer durumlar hekim olan ve hasta kabul eden özel hastane kurucu yönetim kurulu başkanı için; milletvekili, bakan ve hekim olan sağlık bakanı için; mimar ve seçilmiş belediye başkanı içinde geçerlidir. 30

31  Dinamik  Esnek  Yetenek odaklı  İş yapılacak göreve göre belirlenir  Takım odaklı  Geçici işler  Katılım odaklı  Müşteri odaklı  Çoklu karar alma  İşgücü çeşitliliği  İşgünlerinde sınırlandırma yok  Basık ve şebeke yapılanma  Her zaman ve her yerde çalışabilme 31

32  İşlevlere göre bölümlendirme  Ürüne göre bölümlendirme  Sürece göre bölümlendirme  Coğrafik bölgeye göre bölümlendirme  Müşteriye göre bölümlendirme  Karma bölümlendirme  Matris ve Proje Tipi Bölümlendirme 32

33 Teşekkürler… 33


"1. Yöneticilik işi örgütlerde yapılan bir faaliyettir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir örgüttür. Ford Motor Co. bir örgüttür. Boyner mağazacılık." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları