Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR"— Sunum transkripti:

1 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ÜMRANİYE HASAN TAHSİN İLKÖĞRETİM OKULU- ARALIK 2010

2 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU KARDEŞ  KISKANÇLIĞI OKUL KORKUSU SALDIRGANLIK YALAN SÖYLEME HIRSIZLIK KEKEMELİK TIRNAK YEME ALT ISLATMA

3 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) psikiyatrik bir bozukluktur. Bir kişinin kendi yaşına ve bulunduğu gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketliliği, isteklerini erteleyememesi ve dikkat sorunları ile ilgili bir durumdur. Dikkat bilişsel bir süreçtir. DEHB Düşük Özsaygı Akademik Başarı Sorunları İnsan İlişkileri Madde Kullanımı Yaralanmalar Motorlu Araç Kazaları Yasal Sorunlar İş/Çalışma Sorunları Çocuklar Erişkinler Ergenler

4 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR

5 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dikkat süresi, dikkat yoğunluğu her yaşta farklıdır. Dikkat eksikliği, kişinin  dikkat süresinin yaşından beklenenden az olmasıdır. Kişi dikkatini belli bir süre devam ettirmede güçlük yaşar . BİR KİŞİDE DEHB VAR DİYEBİLMEMİZ İÇİN 1-7 yaştan önce başlaması 2-belirli bir süre devam etmesi ( en az 6 ay) 3-an az iki ortamda görülmesi Evrensel bir bozukluktur, yaşam boyu sürer. Çocuklar okula başladığında, onlardan beklentiler arttığı için genelde çocuk okula başladığında bu durum anlaşılmaktadır.

6 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
BELİRTİLER DEHB`nun  3 temel belirtisi vardır. Bunlar; 1. Dikkat eksikliği: Dikkat Eksikliği: Dikkat eksikliğinde yaşanan durum bu kişilerin dikkat edememeleri ile ilgili değildir, sadece dikkatlerini bir noktaya odaklayamamaları ile ilgilidir. Aynı anda bir çok uyarana dikkat ettikleri için bir işle uğraşırken başka bir uyarıcı, dikkatinin dağılmasına neden olur. 2. Aşırı hareketlilik: Kişinin kendi yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketliliğidir. 3. Dürtüsellik: Kişinin kendisini kontrol etmesinde soru yaşamasıdır. Acelecidirler, soru bitmeden soruya cevap verirler DEHB’e bir takım sorunlar da eşlik edebilir. Düşük benlik algısına sahip olabilir, Akademik sorunlar yaşayabilirler. (okuldan atılma, okulu bırakma, sınıf tekrarı yapma vb.) Dağınıklık, unutkanlık, zihinsel olarak organize olamamalarından kaynaklanan düzensizlik, Koordinasyon bozukluğu, sosyal beceri sorunları, tutarsızlık vb. gibi sorunlarda görülebilir

7 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
NEDENLER Genetik nedenler Çevresel nedenler Beyindeki yapısal ve işlevsel farklılıklar Doğum öncesi (gebelik döneminde hastalanma, madde kullanımı) Doğum sırasında ( erken doğum, doğum komplikasyonları) Doğum sonrası (bazı hastalıklar) vb.

8 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
TEDAVİ Genellikle ilaç ile tedavi yoluna gidilmektedir ; İlaç kullanılıp, ilacın etkisinin görüldüğü sürede hareketlilik azalabilir, dikkat süresi artabilir ve dürtü kontrolü sağlanabilir. İlaç+psiko eğitimsel müdahaleler (anne-baba eğitimi, öğretmen eğitimi, çocuğun bireysel terapisi) +davranışsal tedaviler birlikte kullanıldığında etkili sonuçlar ortaya çıkabilmektedir

9 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE-BABA’YA ÖNERİLER *İlk olarak çocuğu olduğu gibi kabul etmek, ona değer verdiğinizi ve onu sevdiğinizi hissettirmek çocuğun “ben değerliyim, ben önemliyim” duygusunu yaşamasını sağlayacaktır. Çocuğun benlik algısı olumlu olacak ve böylelikle özgüveni artacaktır.  *Anne babanın etkili iletişim kurallarını bilerek çocuğu ile olumlu bir iletişim ortamı sağlaması gereklidir. Anne baba empati kurarak, “sen dili” yerine  “ben dili”ni kullanarak ve etkin dinlemeyi bilerek çocuğu ile iletişim   kurmalıdır. *Çocuğa karmaşık olmayan, yapabileceği tek tek görevler verilerek sorumluluk duygusu kazanması sağlanmalıdır. *Çocuktan yapabileceğinden fazlası beklenmemelidir.  *Ev içerisinde çocuğun ders çalışması için şartlar olumsuz olsa dahi anne babanın günün belirli bir saatinde (her gün aynı saat) şartları olumlu hale getirerek çocuğun motivasyonunu sağlaması önemlidir. Her gün aynı saatte, aynı yerde oturup ders çalışması sağlanabilir. Ders çalışma saatini çocuk kendisi belirlemelidir,

10 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE-BABA’YA ÖNERİLER Oyun bir çocuğun yaşamında çok önemli bir yere sahiptir. Çocukların kelime haznesi çok olmadığı ve  kendilerini sözel olarak ifade etmede güçlük yaşadıkları için oyunlarla kendilerini ifade ederler. Dikkat toplamada da oyunlar özellikle “rol oyunları” çok önemlidir. Ev içinde dikkati ve sosyal becerileri arttıran oyunlar şunlardır: Domino, dama, satranç, tavla, mikado çöpleri, bilgisayar oyunları, tombala, hafıza kartları vs. dışarıda oynanabilecek oyunlar ise: sek sek oynama, kulaktan kulağa, ip atlama, birdir bir, misket, uzun eşek, saklambaç vs  Çocuğun kurallara uyumunu ve sosyal becerilerini geliştirici ayrıca enerji harcamalarını sağlayıcı bir takım etkinlikler de söz konusudur. Bunlar ise; doğa faaliyetleri, basketbol, futbol, hentbol, voleybol, yüzme, tiyatro, drama, resim yapma, yemek yapma, balık tutma vs. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de bu etkinliklerin, spor faaliyetlerinin belirlenirken çocuğun ilgi alanını, becerilerini ve kişilik özelliklerini de göz ardı etmemektedir.

11 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
  KISKANÇLIK Kıskançlık; sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Kıskançlık beklenen ilgi, sevgi ve şefkat eksikliğine karşı geliştirilen bir kızma duygusu, gücenme durumudur.

12 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
KISKANÇLIK NEDENLER KISKANÇLIĞININ TEMELİNDE ANNE BABAYI BİR BAŞKASIYLA PAYLAŞAMAMA YATAR. Çocuklar arasındaki yaş farkının az olması kıskançlığın derecesini arttırır. Anne babanın çocuğa karşı tutumlarının farklılaşması ve çocuğun duyduğu kıskançlığın hoş görülmeyişiyle çocuğun kıskançlık, öfke ve üzüntü duyguları daha da artar. Bebeğin bakıma muhtaç oluşunu büyük çocuk anlamakta güçlük çeker, annenin onu daha çok sevdiği için ilgilendiğine inanır. Bebeği görmeye gelen ziyaretçiler çocuğu rahatsız eder, kıskançlığı pekiştirir. Çocukları birbirleriyle rekabet edecekleri bir konuma düşürmek  kardeşler arasındaki kıskançlığı arttırır.

13 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
KISKANÇLIĞIN BELİRTİLERİ Çocuk daha annenin hamileliğinde bu duyguyu yaşamaya başlar. Kardeşinin ondan daha çok sevileceği korkusunu duymaya ve bu nedenle annesinden daha çok ilgi ve sevgi beklemeye başlar. Bazı çocuklar sürekli ilgi ve sevgiyi istemek yerine yalnız kalmayı, içe kapanmayı tercih eder, tepkilerini böyle yansıtırlar. İştahsızlık ve uykusuzluk böyle durumlarda ortaya çıkabilir. Kardeş kıskançlığı olan çocuklar sürekli sıkıntılı ve sinirli dolaşırlar, isteklerini bağırarak ifade ederler. Kıskançlık nedeniyle çocukta emekleme, bebek gibi konuşma, biboronla beslenmek isteme, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme gibi bebekleşme ve gerileme belirtileri görülebilir Kardeş düşmanlığından doğan düşmanlık bazen kardeşe değil, anneye yönelir. Çocuk annenin sözünü dinlememeye evde sürekli problem çıkarmaya başlar. Kendilerine yada eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.

14 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABA’YA ÖNERİLER Çocuk psikolojik olarak kardeşin doğumuna hazırlanmalıdır Hamilelik döneminde özellikle doğum zamanı anne hastanedeyken çocuk ihmal edilmemelidir. Çocuğun arkadaş ortamlarına girmesi ve paylaşmayı öğrenmesi  kardeşini de kabullenmesini ve onunla da paylaşım yapabilmesini kolaylaştırır. Çocuk kardeşini sevmek zorundaymış gibi bir duyguya kapılmamalıdır. Anne baba evdeki herkes bebeği çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır Çocukla daha önce yapılan parka gitme, oyun oynama gibi etkinliklerin devam etmesine özen gösterilmelidir. Çocuğa onunla ilgilenildiğini ve onun hala sevildiğini ifade eden sözler davranışlarla desteklenmelidir. Kardeşini görüp kıskanmasın diye çocuğu yuvaya göndermek doğru değildir, Bakıcı bulunamaması, iki çocuğa bakmanın zor olması nedeniyle, anne babalar küçük çocuk bakıma muhtaç olduğu için kısa bir süre için büyük çocuğu anneanneye yada babaanneye bırakmayı tercih ederler. Bu kesinlikle yapılmaması gereken bir davranıştır. Çocukta kardeşi geldiği için istenmediği, sevilmediği düşüncesi yaratır. 

15 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
OKUL KORKUSU Okul korkusu, çocuklarda okula gitmek istememe ve gitmeme durumudur. Okula ilk başlama zamanlarında daha sık görülmekle birlikte okul yaşamının daha sonraki yıllarında da ortaya çıkabilir. Çocukların korkuları gelişimlerinin normal bir parçasıdır. Bu tür korkular, çocuğun çevreye uyum sağlamasını ve kaygılarıyla baş etmesini sağlar. Okul korkusunun görülme sıklığı cinsiyete göre eşit dağılım göstermektedir

16 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
Okul korkusu/okul fobisi ve okuldan kaçma farklı durumlardır, birbirleriyle karıştırılmaması gerekir. Okuldan kaçmada, okul korkusu yoktur. Okuldan kaçan çocukların öğrenme motivasyonu düşüktür, zeka düzeyi normal yada normalin altındadır. Bu çocuklar hasta olduğundan yakınmaz ve anne babanın çocuğun okula gitmediğinden haberi yoktur. Çünkü; çocuk okuldan kaçtığından evde kalmaz. Okuldan kaçma bir disiplin sorunu olarak görülebilir. Okul fobisinde ise, psikosomatik belirtiler görülmektedir. Okul fobisi olan çocukta mide bulantısı, baş ağrısı, karın ağrısı, baş dönmesi, kusma gibi bedensel şikayetler görülür. Bu çocukların zihin düzeyi normal yada normalin üstündedir. Öğrenme ve başarı motivasyonu yüksektir.

17 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
NEDENLER Okul korkusunun temelinde çocuğun anne babaya çoğunlukla da anneye aşırı bağımlı olması ve anne babadan ayrılma korkusu yatar. Çocuk anne babası olmadığında kendisine bir şey olacağından korkuyor olabilir. Kendisi anne babasının yanında olmadığında anne babasına bir şey olmasından korkuyor olabilir. Anne babanın hastalanması, kaza geçirmesi, hastanede yatması gibi anne babadan ayrılma durumlarında ortaya çıkabilir. Yeni bir kardeşin doğumuyla kardeş kıskançlığının ortaya çıktığı durumlarda görülebilir. Çocuk kendine güvensiz yetişmişse, anne baba yeterli ilgi ve sevgiyi gösteremiyor ve çocuğa sorumluluk vermiyorsa çocuk okula gidip, bu sorumluluğu almaktan korkabilir. Anne babanın çocuğun okula başlamasıyla birlikte geliştirdikleri endişe ve kaygıları çocuğa yansıtmaları sonucu çocukta okul korkusu ortaya çıkabilir. Çocuğun anneye duyduğu bağımlılığın yanı sıra annenin de çocuğa bağımlı olması. Anne babanın aşırı koruyucu tutumu çocukta okul korkusuna yol açabilir. Okul ortamına bağlı nedenlerden dolayı da okul korkusu ortaya çıkabilir. Anne babaya bağımlı, utangaç, içe kapanık çocuklar okulda arkadaş edinemediklerinden dolayı okula gitmek istemezler. Okulda sürekli başarısız olan çocuklar  da okul korkusu okula gitmek istememe görülebilir.

18 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BAB^’YA ÖNERİLER Anne baba çocukta bağımlılığa yol açacak aşırı koruyucu tutumdan kaçınmalıdır. Küçük yaşlardan itibaren çocuğun bağımsızlığı desteklenmeli, çocuğa yaşına uygun sorumluluklar verilmeli, yaptığında ödüllendirilmeli Küçük yaşlardan itibaren çocuğa ayrılıkların doğal olduğu hissettirilmeli, vedalaşmalar kısa tutulmalıdır. Küçük yaşlardan itibaren çocuğa sosyal beceriler kazandırılmalı, arkadaş kazanması ve  bağımsız hareket edebilmesi sağlanmalıdır. Anne babalar çocuk için gereksiz endişeye kapılmamalı ve bu kaygılarını çocuğa hissettirmemelidir. Çocukla durumla ilgili ne hissettiği paylaşılmalı, duygularını ifade etmesine teşvik edilmelidir. Çocuğa korkacak bir şey olmadığını anlatmak gereksizdir. Çocuğa bu korkuyu aşmakta ona yardımcı olacağınızı, bu korkunun sadece onun başına gelmediğini, onun yaşında diğer çocukların da  bu yada buna benzer korkular yaşayabileceklerini söylemek daha sağlıklı olacaktır. Okula gitme konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır.

19 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
SALDIRGANLIK Saldırganlık eylemin kendisine dayalı yada eylemi yapan kişinin niyetine dayalı olarak tanımlanabilir. Eylemin kendisi vurgulandığında, saldırganlık; başka kişilere zarar veren herhangi bir davranış olarak tanımlanmakta, eylemde bulunan kişinin niyeti vurgulandığında ise saldırganlık; hedefi yaralamak niyetiyle girişilen bir davranış ifade edilmektedir.

20 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
SALDIRGAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ Saldırgan çocuklar yaşıtları ve büyüklerle çok sık kavga ederler. Çevreleriyle uyumlu ilişkiler kuramazlar. Geçimsizdirler. Öfkeli ve parlamaya hazırdırlar. Kuralları çiğner ve sık sık cezalandırılırlar. Kendilerini haklı çıkarma eğilimindedirler. Sorunları kavga ederek çözmeye çalışırlar, tepkileri ölçüsüz ve durumla orantısızdır. Aldıkları cezalardan etkilenmez, kısa sürede bu davranışı tekrarlarlar. Yetişkinlerle sürekli çatışma yaşarlar. Çocukların sık sık yaramazlık yapması, arkadaşlarıyla sürtüşmeleri, ara sıra kavga etmeleri onların saldırgan çocuk oldukları anlamına gelmez. Çocuğu saldırgan olarak tanımlamak için bu davranışı sık sık tekrarlıyor olması gerekir. Erkek çocuklar kız çocuklarına göre daha saldırgandır. Özellikle erkek çocuklar sorunları dövüşerek çözme, kız çocukları ise sözle sataşarak halletmeyi tercih ederler.

21 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
SALDIRGANLIĞIN NEDENLERİ Çocuğa aile içinde sözel ve fiziksel şiddet uygulanması Çocuğun sürekli baskı ve kısıtlamayla karşı karşıya kalması Temel güven gereksinimin azlığı Psikolojik gereksinimlerin doyurulmaması İlgi ve sevgi eksikliği Evdeki eğitim ortamının tutarsızlığı ve dengesizliği Evde yada çevresinde saldırgan davranışlarda bulunan bir modelin varlığı Çocuğun anne babası ile sağlıklı bir özdeşim kuramaması  Organik bir rahatsızlık, beyin zarı yangısı, ve doğum sırasındaki beyin örselenmeleri sonucunda da saldırganlık oluşabilir. Çocuğun faaliyetlerinde sürekli engellenmelerle karşılaşması  Zihinsel yada fiziksel yetersizliği olan çocuklarda da saldırganlık görülebilir. Çocuğun daha önceki saldırgan davranışlarının ödüllendirilmiş olması da saldırganlığı pekiştirir. Anne babanın uyguladığı katı disiplin çocukta saldırganlık ve başkaldırma gibi davranışlara yol açar. Televizyondaki şiddet içeren yayınlar çocukların saldırganlığı görerek öğrenmelerine sebep olabilir. Saldırganlığını uygun yollarla boşaltamayan çocuk kendisine ve çevresine zarar verebilir.

22 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABAYA ÖNERİLER Ev ortamında kesinlikle sözel ve fiziksel şiddetten kaçınılmalı, çocukların yanında diğer insanlara, aile bireylerine saldırgan davranışlar sergilenmemeli, çocuklara saldırgan birey örneği olunmamalıdır. Çocuğa saldırgan davranışları sonucunda neler olabileceği, ne gibi zararlarla karşılaşabileceği anlatılmalıdır, Çocuğun saldırgan davranışları dayakla cezalandırılmamalıdır. Bu, çocuğa saldırganlık örneği sergilemekten başka bir işe yaramaz. Çocuk eğitiminde baskıcı ve otoriter bir yaklaşımdan kaçınılmalı, çocuğa duygu ve düşüncelerini ifade etme olanağı sunulmalıdır. Çocuğun saldırgan davranışları karşısında duyarlı olunmalı, ancak hoşgörülü davranılmamalıdır. Çocuk saldırgan davranışlar sergileyerek bir şey elde etmeye çalıştığında isteği yerine getirilmemelidir. Aksi halde isteklerini bu şekilde ifade etmeye Evde ve okul ortamında yerine getirebileceği görev ve sorumluluklar verilmesi saldırganlığı azaltabilir. Çocuğun gereksinimleri ve istekleri uygun olduğu taktirde yerine getirilmelidir. Çocuğun aynı davranışlar kendisine yapıldığında neler hissedeceğini düşünmesine ve fark etmesine yardımcı olunabilir. Çocuğa sorunlarını kavga etmeden nasıl çözebileceği öğretilmelidir. Eğer çocuk evde yada dışarıda bir mala zarar vermişse, harçlıklarını biriktirerek bu zararı karşılaması sağlanabilir. Yaptığı zarar verici davranışlardan dolayı özür dilemesi sağlanmalıdır

23 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
YALAN SÖYLEME  YALAN SÖYLEME KİŞİNİN GERÇEĞE UYGUN OLMAYAN BİR SÖYLEMDE YADA JEST, YAZI VE SUSMAYLA GERÇEK OLMAYAN BİR GİRİŞİMDE BULUNMASIDIR. Yaşamın ilk 6 yılında çocuğun yalan söylemesi bu durumun bir uyum ve davranış sorunu olduğu anlamına gelmez. Çocuklar 6-7 yaşlarına kadar gerçeğe uygun olmayan şeyler söylerler. İnanılması zor öyküler uydurur, olayları abartılı bir şekilde, kendi algıladıkları biçimde anlatırlar. Çocukta gerçekçilik duygusu zaman içinde kazanılır. 7 yaşına kadar çocukların söyledikleri yalanlara “Sözde Yalan” denir. Sözde yalanlar çocuğun hayal gücünden türer. Bu tür yalanlar anne babanın çocuk eğitimindeki yanlışlarından, çocukta var olan cezalandırılma korkusundan vb. kaynaklanır. Çocuklar bazen işledikleri suçu korktukları için başkalarının üzerine atarlar, bazen de kendilerinden başka ikinci bir kişi yaratırlar, oyun arkadaşı yaparlar. Bu durum tek çocuklarda yada arkadaşı olmayan çocuklarda daha sık gözlenir. Bu durum zamanla kaybolur ve endişelenilmesi gereken bir durum değildir Çocukların gerçekçilik duygusunun gelişmesinden sonra yalan söylemeleri bilerek ve isteyerek bencilce amaçları için kendilerini kandırmaktır. Bu tür yalan söyleyen çocuklarda yalan söyleme yanında hırsızlık, okuldan kaçma gibi diğer davranış sorunları da gözlenebilir.  Bir de çocuklar çıkarları  olmadan yalan söylerler. Bu tür yalanlara “Patolojik Yalan” denir. Patolojik yalanda çocuk  yalan söylemekten zevk alır. Bu çocukların söylediği yalanlar gerçeğe çok benzer. Bazen çevresindekileri kolayca inandırabileceği şeyler anlatır, bazen de ilginç şeyler anlatarak çevresindekileri şaşırtırlar. Bu tür yalanlar söyleyen çocuklar dikkat çekmek, ilgiyi kendi üzerlerinde toplamak için yalan söylerler. Yaptıkları bir suçu gizlemek için de yalan söyleyebilirler.

24 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
YALAN SÖYLEME’NİN NEDENLERİ Çocuğun anne babasından yeterli ilgi ve sevgi göremeyişi Çocuğun anne babanın onaylamadığı bir şey yaptığı zaman cezalandırılmaktan, anne babanın baskısından korktuğu için yalan söylemesi İlginç olaylar anlatarak başkalarının ilgisini ve dikkatini çekme isteği  Çevresinde yalan söyleyen bir modelin varlığı Zeka düzeyi düşük çocukların gerçeğe yakın yalanlar söyledikleri, normal ve üstün zekaya sahip olanların ise mantığa uygun yalanlar söyledikleri gözlenmiştir. Çocuk ailenin beğenisini kazanmak için yalan söyleyebilir. Bu durum anne babanın beklentisinin yüksek olduğu durumlarda daha çok gözlenir. Anne babanın aşırı baskıcı, otoriter ve mükemmeliyetçi bir tutum sergilemesi Çocuğun sürekli başkalarıyla kıyaslanması Erken çocukluk döneminde aşırı ödüllendirilen yada hiçbir davranışı ödüllendirilmeyen çocuk yalan söyleme gereksinimi duyabilir. Çocuklar arkadaşlarının dikkatini çekmek ve beğenisini kazanmak, arkadaş edinmek için de yalana başvurabilirler. Anne babanın çocuğu küçümsemesi ve aşağılaması Çocuklar kaygı duydukları, gerginlik, sıkıntı ve korku yaşadıkları durumlardan kaçmak için yalan söyleyebilirler. Örneğin okulda olumsuz yaşantıları olan bir çocuk okula gitmek istemediği için yalan söyleyebilir. Anne babaya bağımlı olan çocuk anne babanın ilgi ve sevgisini kaybetme korkusuyla çocuk yalana başvurabilir. İsteklerini gerçekleştiremeyen çocuklar hayallerini gerçekmiş gibi sunarak yalana başvurabilirler.

25 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABA’YA ÖNERİLER Yetişkinlerin çocuğa iyi bir model olması, çocuğa ve çocuğun önünde diğer insanlara da dürüst davranmaları, çocukları da yalanlarına katılmaya zorlamamaları önemlidir. Anne baba  çocuğa baskıcı, otoriter bir tutumla yaklaşmamalı, çocuğu tehdit etmemelidir. Anne babalar ve öğretmenler çocuktan yapabileceğinin üzerinde davranışlar beklememelidir. Çocukla konuşmak, iyi bir iletişim kurmak önemlidir. Çocukla hayalleri ve yaşantıları paylaşılmalıdır. Çocuk hatalı bir davranış yaptığında bağırmak, kızmak yerine onunla bu davranışı hakkında konuşulmalıdır. Bu çocuğun korkuyla yalana başvurmasını önler.  Çocuğunuzu her koşulda sevdiğinizi ona göstermeniz önemlidir. Çocuğun hayatın ilk dönemlerinde söylediği küçük yalanlar, hayaller hoş görülebilir. Bir eğitim yöntemi olarak korkutma, eleştiri, baskı ve ceza kullanılmamalıdır. Çocuk iyi olan davranışlarından dolayı taktir edilmelidir. Çocuğunuz yalan söylediğinde ona bu söylediğinin yalan olduğunu anladığınızı hissettirin. Anne baba bir avcı gibi çocuğun yalanını yakalamaya çalışmamalıdır. Bu çocuğa güvenmediğinizi gösterir ve çocuk nasıl olsa güvenmiyorlar diye yalan söylemeye devam edebilir. Çocuğun yalan söyleme davranışı ile değil neden yalan söylüyor olabileceği ile ilgilenilmelidir. Yalan söyleme sebepleri ve çocuğun kaygılandığı, korku yaşadığı durumlar ortaya çıkarılmalıdır. Sebepleri ortaya çıkardıktan sonra bu davranışın ortadan kalkması için çocukla birlikte hareket edilmelidir.

26 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
HIRSIZLIK Başkalarına ait bir şeyin, sahibinin haberi yada izni olmadan alınmasına hırsızlık denir. Okul öncesi dönemde ve ilkokulun ilk yıllarında görülen “çalma” davranışı çocuğun tamamlanmamış bilişsel gelişimi ve buna paralel olan toplumsal ve ahlaki gelişimi ile ilgilidir. 5 yaşına kadar çocuklarda sahiplik kavramı gelişmediği için bu yaşlardaki çalma davranışı bir davranış bozukluğu değildir. 5 yaşına yaklaştığında çocuk izin alınmadan bir şeyin alınmaması gerektiğini bilir ancak bazen içindeki alma isteğine karşı koyamaz. Artık ilkokul çağına geldiklerinde çalmanın yanlış bir davranış olduğunu öğrenirler ve kendilerini kontrol edebilirler. İlkokul çağında ve sonrasında görülen çalma davranışı bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilebilir.

27 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
HIRSIZLIK NEDENLERİ Anne babanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamamaları Anne babanın çocuğun ya da başkalarının eşyalarını izinsiz alıyor olmaları  Çevresinde çalma davranışında bulunan birilerini örnek almaları Çocuk herhangi bir şeyi izinsiz aldığında bu davranışın hoş görülmüş olması sonucu çocukta bu davranışın pekiştirilmiş olması Çalma isteğinin dayanılmaz yoğunlukta olması, çalarken duyduğu heyecanı tekrar yaşama isteği  5-7 yaşlarına kadar kazanılması gereken mülkiyet kavramının kazandırılmamış olması Bazı çocuklar arkadaş kazanmak için hırsızlık yapar, sonra çaldıklarını arkadaşlarına dağıtabilirler. Her şeye sahip olan çocuklarda  anne babanın sınır koymayışı, çocuğa her istediğini alması, çocukta  istediği her şeye izinsiz de olsa sahip olabileceği fikrini yaratabilir

28 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABA’YA ÖNERİLER Çocuğun temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Çocuk başkasına ait bir şeyi izinsiz aldığında onu utandırmak ya da alay etmek doğru değildir. Bu davranışından dolayı çocuk cezalandırılmamalıdır. Bu davranışın ortaya çıkmasına yol açan sebepler araştırılmalı, ve bu doğrultuda önlemler alınmalıdır. Anne baba çocuğa zaman ayırmalı, ona yeterli ilgi ve sevgiyi göstermelidir. Onların duygularını ve  duruma bakış açılarını anlamaya çalışmalıdır. Çocuğun eşyaları izinsiz alınmamalıdır. Çocuğun çevresindeki insanlar da  birbirlerinin eşyalarını izinsiz almamalıdır. Çocuğun evde kendisine ait odasının ve eşyalarının olması sağlanmalıdır. Çocuğa harcaması için yeteri kadar harçlık verilmeli, ihtiyacı olanından azını ya da fazlasını vermemeye dikkat edilmelidir.

29 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
KEKEMELİK Kekemelik, ses hece ve sözcüklerde istemsiz görülen uzatmalar tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığında görülen bir bozukluktur. 2-6 yaş arasındaki çocuklarda gelişim döneminden kaynaklı geçici bir kekemelik görülebilir. 2-6 yaş arasındaki çocukların düşünme hızı konuşma hızından fazladır. Bu durumu kekemelik olarak adlandırmak doğru bir yaklaşım değildir.

30 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
GENEL OLARAK GÖZLENEN BELİRTİLERİ ŞUNLARDIR Sözcüklerin yarım bırakılması yada parçalanması Aman! Yani! Yaa! Şey!  gibi fazladan sözcük yada seslerin eklenmesi  Seslerin fff fıstık gibi olağan dışı uzamaları, ha ha hadi, s s sert, ha-yır haaayır hayır…gibi seslerin, hecelerin, sözcüklerin, cümlelerin tekrar edilmesi Seslerin yada sözcüklerin yoğun fiziksel gerginlikle çıkarılması ( yüzde gerilim, kaş-göz oynatma) Kekemeliği olanlar hangi sözcük ve seslerin onlar için problem yaratacağını bilirler bu durumdan sözcük oyunlarıyla kaçmaya çalışırlar. Yada sözlü iletişime girmeyip sessiz kalmayı tercih ederler. Kekeme davranışı gösterenlerde nefes alırken konuşmaya çalışma yada nefesi tutup konuşma  gibi yanlış solunum özellikleri de gözlemlenmektedir. Kekeleme ne kadar ağır olursa olsun süreklilik göstermez. Kendilerini rahat hissettikleri durumlarda yada ortamlarda örneğin şarkı söylerken yada oyun oynarken normal konuşabilirler.

31 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
KEKELEMELER DAHA ÇOK; Hecenin yada kelimenin başındaki  seste görülür. Baştaki sessiz harf sesli harften daha zor çıkarılır. Cümlenin ilk kelimesinde daha sık görülür. Uzun kelimelerde kısa kelimelere göre daha sık görülür. Sessiz harften sesli harflere geçişlerde  daha çok kekeleme görülür. KEKEMELİĞİ ARTTIRAN DURUMLAR; Telefon görüşmeleri Bir isim söylerken Önemli bir şey söylemek isterken Zaman yetersizliğinde  Kekeleyen kişiyi zor anlayacağı düşünülen birileri ile konuşulduğunda Önemli bir şahıs ile konuşulduğunda Geniş bir dinleyici topluluğuna konuşulduğunda Adları sorulduğunda cevap vermekte güçlük çeker, yanındaki birinin onun yerine söylemesini beklerler. 

32 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
NEDENLERİ Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direniş belirtisi olarak tanımlamakta, bir başkası da çevresel nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü savunmaktadır. Yeni bir kardeşin  doğumu, anne babadan ayrılma kaygısı gibi zorlayıcı durumlar baskı, korku gibi bastırılmış istekler, psikolojik sorunlar kekemeliğe yol açabilir. Mükemmeliyetçi bir tutum içinde olan anne babaların çocuklarından yüksek beklenti içinde olması, Yaşamın çeşitli dönemlerinde aniden yaşanan korkular ve başkaları tarafından korkutulmalar, trafik kazası, sevilen birinin kaybı gibi yaşanan ruhsal travmalar nedeniyle çocukta kekemelik görülebilir. Beyin travması yada hasarı yaşayan bireylerde de kekemelik görülebilir. Ancak bu nörolojik kökenli kekemeliğin gelişimsel kekemelikten farkı çocukluk döneminde değil travmadan sonra ortaya çıkmış olmasıdır. Gelişim geriliği zihinsel öğrenme yetersizliği, doğuştan beyin hasarı olan ve yarık damaklı, dil bağı uzun olan, otistik, işitme kaybı vb. olan  çocuklarda da kekemelik görülebilmektedir. Anne babanın sert, baskıcı, duygusal ve fiziksel şiddet içeren tutum ve davranışları kekemeliğin oluşmasına ve ilerlemesine  neden olmaktadır. Ailede kekeme olan birilerinin olması psikolojik olarak model alma yoluyla öğrenilmiş davranış şeklinde çocukta kekemeliğe yol açabilir. Ayrıca kekemeliğin kalıtsal faktörlerin de etkisinde olduğu araştırmalarla desteklenmiştir.

33 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABA’YA ÖNERİLER Çocuğunuzdan utanmayın. Aşırı kaygılanıp kaygınızı çocuğunuza da bulaştırmayın. Tanı  için öncelikle üniversite hastanelerine başvurabilirsiniz. Konuşurken onu dikkatle dinleyin. Göz teması kurmaya özen gösterin, dinlerken endişeli ve sabırsız davranışlarda bulunmayın. Konuşmasının bitmesini sabırla bekleyin. Sözünü kesmeyin, cümlelerini tamamlamaya çalışmayın. Çocuğunuza zaman ayırın, ilgi sevgi ve güveninizi ona hissettirin. Nasıl konuşursa konuşsun sizin için değerli olduğunu, konuşma şeklinin önemli olmadığını ona ifade edin. Sesli olarak kitap okumasını teşvik edin. Okuma bilmeyenler için  anne -baba ona uygun bir ses tonu ve akıcı bir üslupla kitap okuyabilir. Okunan kitapların çocuk tarafından anlatılması sağlanabilir. Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmesine fırsat tanıyın, çeşitli durumlarda zorlayıcı olmadan onun fikrini almaya özen gösterin. Konuşmanızla ona iyi bir model olun. Konuşmakta zorlandığı durumlarda rahatlatıcı bir ifadeyle “bu kelime seni biraz uğraştırdı bazen zor oluyor değil mi?” gibi sözlerle rahatlaması sağlanabilir. Konuşmasıyla ilgili öğütler vermeyin. “yavaş konuş, elini öyle tutma, yüzünü şöyle yapma”  gibi sözlerden kaçının. Kekelemesi hakkındaki duygularını onunla paylaşmanız onu rahatlatacaktır. Aşağılama, alay etme gibi davranışlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Çocuğun hangi ortamlarda daha rahat konuştuğuna dikkat edilerek  bu ortamlarda daha çok zaman geçirmesi sağlanabilir.Özel eğitim desteğinin alınması önemli ve gereklidir.

34 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
TIRNAK YEME   Tırnak yeme; tırnağı, tırnak etini diş ile koparma ve kemirme eylemidir. Çocuklar genelde kopardıkları tırnağı yemezler. Tırnak yeme davranışı genellikle 3-4 yaşlarında görülmeye başlar; çok nadir olarak da 5 aydan sonraki erken dönemlerde de görülebilir. Tırnak yeme çocuklar arasında özellikle ergenliğe geçişte çok sık görülen bir davranış bozukluğudur. Araştırmalar yüz çocuktan 35’inde, yüz ergenin ise 45’inde tırnak yeme davranışının görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu alışkanlığın bazı insanlar da ileriki yaş dönemlerinde de devam ettiği görülmektedir.

35 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
TIRNAK YEME NEDENLERİ Herhangi bir nedenden dolayı çocuğun yaşadığı üzüntü, sıkıntı, korku ve öfke duygularını bu davranışla dışa vurması Aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir eğitim uygulanması Çocuğun cezalandırılmaktan ve eleştirilmekten dolayı duyduğu kaygı Aile içinde veya çevresinde tırnak yiyen bir modelin varlığı Çocuğun kendisini aile içinde değersiz hissetmesi Yeni bir kardeşin doğumu yada anne babanın çocuklar arasında ayrım yapması sonucu çocuğun yaşadığı kıskançlık duyguları Çocuğun anne babadan yeterli ilgi ve sevgi görememesi Anne babanın boşanması, sevilen birinin hastalanması yada kaybı gibi stres yaratan durumlar Aile içi huzursuzluklar ve iletişim problemleri

36 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ÖNERİLER Davranış iyice kalıplaşmadan, erken dönemde kalıcı bir çözüm bulunmalı ve davranış ortadan kaldırılmalıdır. En kalıcı çözüm davranışı ortaya çıkartan sebepleri bulup onları ortadan kaldırmaktır. Tırnak yeme davranışının altında yatan psikolojik nedenleri ve nasıl çözülebileceğini öğrenmek için okul psikolojik danışmanından, rehberlik ve araştırma merkezlerinden veya psikologlardan yardım alınabilir.  Çocuğun tırnağına acı biber, oje, uhu vb. maddeler sürme, çocuğu bu davranışından dolayı azarlamak, eleştirmek, korkutmak, cezalandırmak doğru bir çözüm yolu değildir. Bunlar çocukta bu davranışının pekişmesine yol açabilir. 3-4 yaşına kadar görülen tırnak yeme davranışını anne babalar görmezden gelebilirler. 4 yaşından sonra da devam etmesi durumunda önlem alınmalıdır. Çocuğa duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebileceği bir ortam sağlanırsa bu davranış azalabilir.. Çocuğu korku ve kaygı yaratan durumlardan uzak tutmak gerekir. Çocuğa bu davranışın doğru bir davranış olmadığı, kendisine zarar verdiği uygun bir dille anlatılabilir. Kız çocuklarına düzgün ve bakımlı tırnakların onu nasıl güzel, erkek çocuklara ise yakışıklı gösterdiği söylenebilir. Çocuk bu davranışı ilgi çekmek için yapıyorsa tırnak yediği zamanlarda çocukla ilgilenilmemelidir. Çocuk tırnak yediği zaman ilgisi başka tarafa çekilebilir. Çocuk gece tırnak yiyorsa hatırlatıcı olması için yatmadan önce onu rahatsız etmeyecek kalınlıkta bir eldiven giydirilebilir.  Tırnak yemenin yerine geçebilecek sakız, kuruyemiş, vb. bazı durumlarda işe yarayabilir.  Çocuk kendi tırnak bakımıyla ilgilenir hale getirilebilir. Tırnak bakımının sorumluluğunu alır, tırnaklarını kendisi keser, törpüler ise bu davranışı yapması önlenebilir.

37 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ALT ISLATMA ÇOCUKLARDA ALT ISLATMA DÖRT ŞEKİLDE GÖRÜLÜR GECE ALTINI ISLATMA  Kalkmaya yakın yada yattıktan hemen sonra altlarını ıslatırlar. Yatmadan önce yada uyku sırasında kalkıp su içen ve uykuları derin olan çocuklarda bu sorun daha çok görülür.  Yatmadan önce ve uyku aralarında sulu besinler vermeme, altını ıslattığı saatler tespit edilerek, o saatlerde  tuvalete götürme, bu sorunu ortaya çıkma olasılığını azaltır. GÜNDÜZ ALTINI ISLATMA Sadece gündüz altını ıslatan çocuklar oyuna daldıkları yada ilgi çekmek, anne babaya “Sevildiğimi hissetmiyorum”, “Benimle ilgilenmiyorsun” “Yeni doğan kardeşimi kıskanıyorum” “Bana baskı yapıyorsun” gibi bazı mesajları iletmek  istedikleri için altlarını ıslatırlar. Bu tür duygularını alt ıslatma davranışıyla açığa vururlar. SÜREKLİ ALTINI ISLATMA Sürekli altını ıslatan çocuklarda fiziksel bir sorundan söz edilebilir. ARASIRA ALTINI ISLATMA Hastalanma, ateşli hastalıklar, idrar yollarını üşütme, gece üstünün açık kalması, bel ağrıları, korkma, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi gibi durumlarda görülebilir.

38 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ALT ISLATMA NEDENLERİ  FİZİKSEL NEDENLER Merkezi sinir sistemi bozuklukları Kas kontrolünün gecikmesi Böbrekte ve boşaltım yollarındaki doğuştan bozukluklar İdrar yollarında enfeksiyon, idrar kesesinde torus azlığı Derin uyku uyuma Tuzlu ve sulu yemekler yeme Ayaklarda ve belde üşüme Zihinsel gelişim geriliği olan çocuklar tuvalet kontrolünü daha geç kazanabilir, bu çocuklarda alt ıslatma sorununa daha fazla rastlanabilir. Epilepsi nöbetleri, gece işemelerinin nedeni olabilir. Genetik yatkınlık: Altını ıslatan çocuğun anne babasının tuvalet kontrolünü kaç yaşında kazanmış olduğu önemlidir. Tuvalet kontrolünü geç kazanan anne babaların çocuklarında bu durum sıkça gözlenmektedir.

39 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ALT ISLATMA NEDENLERİ  PSİKOLOJİK NEDENLER 2-3 yaşından önce yeterli kas gelişimi ve kontrolü sağlanmadan  baskıcı tuvalet eğitimi verilmesi İlgi çekme ve öc alma isteği anne baba aşırı koruyucu veya hoşgörülü ise çocukta küçük yaş dönemlerinde kalma eğilimi ile birlikte bu davranış görülebilir. Kardeş kıskançlığı ve yeni bir kardeşin gelmesi,  okula başlama, sevilen birinin kaybı gibi stresli ve zorlayıcı durumlarda çocuğun hayatın önceki dönemlerine geri dönme isteği Boşanma, aile içi ilişkilerde ve iletişimdeki bozukluklar  Çocuğun gün içinde korku verici, üzüntü veren, sarsıcı olaylar yaşaması Çeşitli nedenlerle yaşanan okul korkusu

40 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ANNE BABA’YA ÖNERİLER İlk olarak bir çocuk doktoruna başvurup, çocuk tıbbi muayeneden geçirilmeli, durumun organik bir bozukluktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenmelidir. Sorun  fiziksel bir nedenden kaynaklı ise doktor gözetiminde tedavisi yapılmalı ilaç tedavisi uygun görüldüğünde ilaç kullanılmalıdır. Çocuğa tuvalet eğitimi verirken kas gelişiminin bu eğitime uygun hale gelmesinin yani 2-3 yaş civarının beklenmesi ve bu dönemde baskıcı zorlayıcı ve korkutucu tavırlarla çocuğa yaklaşılmaması gerekir. Çocuğa altını ıslattığı için ceza verilmemelidir. Ceza çocuğun kaygısının daha da artmasına sebep olur.  Kardeş kıskançlığından kaynaklandığı durumlarda bu çocuğa da kardeşine gösterilen ilgi, sevgi ve şefkati göstermek, çocuğu kardeşinden dolayı ihmal etmemek gerekir.  Büyük yaşlardaki çocuklarda uyurken altına bez bağlamak uygun bir davranış değildir.  Çocuk gece tuvalete kaldırıldığında uyanık olmasına dikkat edilmelidir.  Evde çocuğun gece tuvaletini yapabilmesi için tuvaletin ışığı açık bırakılabilir. Uyku saatinden önce yada uyku aralarında sulu yemek yada içecekler verilmemelidir. Yeterli sıvı alımı günün erken saatlerinde yapılmalıdır. Çocuğun ayaklarını üşütmemesine özen gösterilmelidir.

41 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
Çocuk altını ıslatmadığı zamanlarda aşağıdaki şu iki yöntemle ödüllendirilebilir. Boncuk Yöntemi: Evde boncuk dolu bir kavonozla boş bir kavanoz bulundurulur. Çocuk altını ıslatmadığı günlerde bir boncuk alıp boş kavonoza atar boncuk sayısı daha önceki dolu kavanozdan fazla olursa çocuk ödüllendirilir.  Takvim Yöntemi: Çocuk bir kağıda yan yana yağmurlu bir hava resmiyle güneşli bir hava resmi çizer. Altını ıslattığı günlerde yağmurlu hava resmini ıslatmadığı günlerde güneşli hava resminin altına işaret koyar. Bir ay sonra güneşli hava resminin altındaki işaretler diğer resmin altındakinden fazla ise çocuk ödüllendirilir.   Bu işlemleri çocuğun kendisinin yapması gerekir. Ve çocuğa verilecek ödülün onun yaşına, kişiliğine ve isteklerine uygun olması önemlidir.

42 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
ALIŞKANLIĞI TERSİNE ÇEVİRME AŞAMALARI Çocuğun isteği ve katılımıyla uygulanabilir. 6 yaş ve üstü çocuklarla uygulanabilir. 1) Rahatsızlığın Gözden Geçirilmesi: Çocukla birlikte bu alışkanlık nelere yol açtığı, neden bu alışkanlığı bırakmak istediği saptanır. 2) Farkındalık Eğitimi- Ortaya Çıktığı Durumları Saptama: Siz ve çocuğunuz ayrı ayrı bu alışkanlığın ne zaman ortaya çıktığını kaydedin. Bir hafta sonra yazdıklarınızı karşılaştırın. 3) Alternatif  Tepki: Alışkanlığı önlemek için alışkanlık yapan davranış yerine insanlara garip gelmeyecek ve çocuğu engellemeyecek bir davranış konulur. Örneğin parmak emme yerine yumruk sıkmak. 4) Düzeltici ve Önleyici Tepki: Parmak emme yerine kullanılacak davranışı bu davranın ortaya çıkmasını önlemek için kullanma. 5) Bağlantılı Davranış: Parmak emmeden önce nasıl davrandığını gözlemleyin ve parmak emme yerine koyduğunuz davranışı bu parmak emme davranışı öncesi sergilediği davranışı durdurmak için kullanmasını sağlayın. 6) Gevşeme Çalışması: Bedensel ve psikolojik açıdan çocuğu rahatlatmak için gevşeme egzersizleri yapılabilir. 7) Toplumsal Destek: Çocuğun davranışı değiştirmeyle ilgili girişimleri ve çabaları desteklenmeli, uygulaması sağlanmalı.  8) Kayıt: İlerleme olup olmadığını görmek için alışkanlığın görülme sıklığının günlük olarak kaydedilmesi    9 ) Deneme: Çocuğun alışkanlık haline getirdiği davranış yerine belirlenen yeni davranışı uygulamasını sağlama

43 KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ…


"ÇOCUKLARDA GÖRÜLEBİLECEK PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları