Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri"— Sunum transkripti:

1 Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri
Ekonomi Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri

2 Atatürk diyor ki; Ekonomik bakımdan güçsüz olan bir millet, yoksulluktan kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, refaha ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal hastalıklardan yakasını kurtaramaz. Ülke yönetimindeki başarı, ekonomik yönden sahip olduklarının derecesiyle orantılıdır.

3 EKONOMİDE ÜRETİM VE SANAYİ

4 EKONOMİDE KULLANILAN TEMEL KAVRAMLAR
Ekonomi Nedir? Ekonominin çok sayıda tanımı yapılabilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir. Sınırlı kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılanmak için çaba sarf eden bilim dalına “ekonomi” denir. İş hayatındaki kişileri ve toplumu incelemek suretiyle maddi refahı artırma yolları arayan bilim dalına “ekonomi” denir.

5 Eğer insanlar gerek duydukları her şeyi elde edebilecek sınırsız kaynaklara sahip olsalardı, ekonomi gibi bir bilime ihtiyaç olmazdı. Çünkü ekonomi esas olarak miktarı kısıtlı olan şeylerle ilgilenir.

6 Ekonomi Genel Olarak İkiye Ayrılır.
Kayıt Dışı Ekonomi Ekonomik faaliyetlerin, fiilen gerçekleşmiş olmasına rağmen, bu faaliyetlerle ilgili kayıtların tutulmaması olarak nitelendirilen kayıt dışı ekonomi, kamu idarelerinin denetimi dışında kalan her türlü ekonomik işlem ve faaliyetlerdir.

7 Kayıt İçi Ekonomi Kayıt içi ekonomi, resmi kayıtlara giren, kanuni belgelerle belgelendirilen, yetkili kamu organlarınca normal kurallar çerçevesinde kontrol edilen ve milli gelir hesaplamalarında dikkate alınan ekonomik işlem ve faaliyetlerin tamamıdır.

8 İhtiyaç Nedir? Karşılandığı zaman sevinç ve mutluluk veren, karşılanmadığı zaman acı ve üzüntü veren duygulara “ihtiyaç” denir. Önem düzeyine göre ihtiyaçlar ikiye ayrılır: Zorunlu İhtiyaçlar : İnsanların yemek, içmek gibi devamlılık gösteren temel ihtiyaçlarıdır. Lüks İhtiyaçlar : Karşılanmadıkları zaman, zorunlu ihtiyaçlar kadar acı vermeyen ihtiyaçlardır. İyi giyinmek, otomobil sahibi olmak gibi.

9 Ekonomik ihtiyaçlar, yer ve zamana göre büyük farklılıklar gösterebilir.
Örneğin gelişmiş ülkelerdeki bir işçi için otomobil satın almak doğal bir gereksinim olarak düşünüldüğü halde, az gelişmiş bir ülkedeki bir işçi için bu ihtiyaç lüks olabilir.

10 İhtiyaçların değişmesine neden olan diğer etkenler ise şu şekilde sıralanabilir;
Kişinin karakter özellikleri, Fizyolojik etkenler, Yaşanan doğal çevre, Eğitim düzeyi, Toplumsal etkenler, Kültürel etkenler, Politik etkenler, İnançlar, vb.

11 Mal Nedir? İhtiyaçları karşılayan ve fiziksel özelliğe sahip olan temel unsurlara “mal” denir. Diğer bir tanıma göre; insanların ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı olarak karşılamaya yarayan her şeye “mal” denir.

12 Hizmet nedir? İnsanların soyut ihtiyaçlarını karşılayan ve insana fayda sağlayan kavrama “hizmet” denir. Hizmetler de mallar gibi üretilebilirler. Ancak hizmetler, mallar gibi stoklama özelliğine sahip değildir. Hizmetlerin ancak süreleri uzatılabilir. Hizmet yalnızca emek ile değil sermaye malları ile de sağlanır.

13 Fayda nedir? Bir mal veya hizmetin ihtiyaçları karşılama özelliğine “fayda” denir. Her malın faydalı olması istenir. Ancak, bu her zaman mümkün olmaz. Örneğin, sigaranın sağlığa zararlı olduğu bilindiği halde ekonomik anlamda fayda sağladığı için kıt mallara dahil edilir. Televizyon, buzdolabı gibi cihazların madde olarak varlığı, sağladığı fayda olmasaydı hiç bir işe yaramazdı.

14 Kıymet nedir? Bireylerin kişisel ihtiyaçlarına, gelir ve kültür düzeylerine göre mal ve hizmetlerden sağlayacakları faydaya verdikleri öneme “kıymet” (değer) denir. Tüketiciler mal ve hizmetlere, onların kendilerine sağladıkları fayda oranında değer (kıymet) verirler. Bazı durumlarda, faydası çok olan bir takım mal ve hizmetlere az, faydası düşük olan mal ve hizmetlere ise daha fazla önem verildiği görülür.

15 Servet nedir? Bireylerin ve toplumların sahip olduğu mal stokuna “servet” denir. Her ulusun ekonomisi, önceki dönemlerde topladığı mallardan oluşan küçük veya büyük bir mal stokuna sahiptir. Buna “ulusal servet” denir. Her ülke ekonomisinin amacı; stoklanabilecek mallarının miktarını artırarak, geleceğini güvence altına almaktır.

16 ÜRETİM VE ÜRETİM ELEMANLARI
Üretim; Sınırsız olan insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çabalar olarak tanımlanabilir. Üretimin gerçekleşmesi için ; Tabiat Emek Sermaye Müteşebbis (Girişimci) bir araya gelmesi gerekir.

17 Tabiat Tabiat faktörünün özellikleri; *Taşınamaz *Sınırlı ve Kıt’dır
Tarım Arazisi Ormanlar Maden Rezervleri Su Kaynakları Hava Güneş Yer altı Kaynakları Yer üstü Kaynakları V.b…. Tabiat faktörünün özellikleri; *Taşınamaz *Sınırlı ve Kıt’dır *Herhangi bir yıpranma payı dikkate alınmamaktadır

18 Emek Mal ve Hizmet üretmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetlerin bütünüdür. Bedensel Güç; Kas Gücü Zihinsel Güç ; Beyin gücü Tarlada çalışanda, bir binanın projesini çizende bir Emek harcamaktadır. Emeğin verimliliğinin arttırılması; Genel eğitim düzeyinin yükseltilmesi Mesleki ve Teknik Eğitime önem verilmesi Uzmanlaşma ve İş bölümü Yeni Teknolojilere uyumluluk Çağdaş işletmecilik kurallarının uygulanması (Planlama,Örgütlenme,Yönlendirme ve Denetim)

19 Sermaye İşletmeyi kuranlar tarafından , işletmeye konulan para,mal ve emeği ifade etmektedir. Sermaye, bir iş yada işletme için yapılan toplam yatırım, üretim araçlarının tümü,kullanılmaya hazır para ve varlıklar şeklinde tanımlanabilir. Sermaye, işletmenin sahip olduğu net varlıkları gösterir. Sabit Sermaye; Fiziki ömrü devam ettikçe üretime katılan, üretim esnasında şekil ve yapı değiştirmeyen sermayedir (Binalar,Makine ve taşıtlar v.b…) Döner Sermaye; Üretime bir kez katılan, yapı ve şekil değiştirerek yeni ürün içerisinde yer alan madde ve malzemedir. (Üretimde kullanılan hammaddeler)

20 Müteşebbis (Girişimci)
Girişimci, üretim elemanlarını (tabiat,Emek ve Sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini gerçekleştiren kişidir. İşletmelerin başarı derecelerinin farklı olması, genelde girişimci faktöründen kaynaklanır. Girişimci; Risk üstlenir Kar Amaçlar Üretimi ve organizasyonu gerçekleştirir.

21 TÜRKİYEDE SANAYİ HAREKETLERİ
İşletmelerin makinaları kullanmak suretiyle mekanik ve kimyasal metotlarla çeşitli maddelerden mal ve hizmet üretmeleri ile ilgili faaliyetlerin bütününe sanayi veya endüstri denir. veya; Hammaddelerin değişikliğe uğratılması ve kullanılması yoluyla maddi servetler üretilmesine yarayan iktisadi etkinliklerin tümüne sanayi veya endüstri denir. Sanayi; Müteşebbisin kurduğu mal ve hizmet üretici ve gelir getirici faktörler kombinezonu olarak düşünülebilir.

22

23 Sanayi Hareketlerinin Safhaları
Küçük Sanayi (El Sanayi) ; Sanayileşme hareketlerinin ilk safhası ve başlangıcıdır. Üretim sınırlı sayıda ve el becerileri şeklindedir. Tüketici kitlesi azdır. Rekabet ve teknik gelişmelere ayak uydurmadığında faaliyetlerinin devamlı olarak sürdüremez. Ev Sanayi; Müteşebbisler adına ve onların verdikleri araç ve gereçlerle ikamet yerlerinde (evlerinde) yaptıkları faaliyetleri kapsar.

24 İmalat Sanayi ; Üretimin biraz daha geniş ölçülerde yapıldığı faaliyetlerdir. Üretim daha çok sipariş üzerine yapılır. Fabrikalaşmanın başlangıç safhası sayılabilir. Büyük Sanayi ; Büyük çaptaki ekonomik faaliyetleri ifade eder. Üretim araç ve ekipmanlarının üretilmesidir. Büyük Sanayi, tüketiciye en uzak olan ve tüketim malları üreten sanayi dallarına üretim yapan grup niteliğindedir.

25 Türkiye’de Sanayi Hareketleri
Sanayi Devrimi; Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime uygulanması ve buhar gücüyle çalışan makinaların makinalaşmış endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini arttırmasına denir. Rönesans ve Reform hareketlerinin yol açtığı özgür düşünce, bilim ve teknik alanda gelişmelere ortam hazırladı. Coğrafi Keşiflerin başlattığı sömürgecilik hareketleri ile Avrupa zenginleşti. Teknik gelişmelerin üretim alanına uygulanmasıyla da endüstri devrimi doğdu.

26 Sanayi devriminin en önemli gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. 1763'de James Watt, İskoçya'da buharla çalışan makineyi buldu. Bu makinenin gelişmiş biçimi, makine çağının gerçek başlangıç noktasını oluşturur. 1807'de Robert Fulton adındaki Amerikalı buharlı makineyi gemilere uyguladı. 1840'da ilk düzenli okyanus ötesi buharlı gemi seferleri başladı.   tarihinde ilk kez buharlı makine lokomotiflerde kullanılmaya başlandı.  1844'de Samuel Morse Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk ticaret amaçlı telgraf servisini hizmete soktu.  1876'da Alexander Graham Bell telefonu buldu. 

27 Tarım teknolojisinde gelişmeler sağlandı
*Tarım teknolojisinde gelişmeler sağlandı. Almanya bu alandaki gelişmelere öncülük etti. Almanlar pancardan şeker çıkarma tekniğini buldu. Bir başka Alman kimyager suni gübreyi yaptı. 1834'de bir Amerikalı mühendis bir biçerdöver icat etti. 1870'lerden sonra konserve yiyecek imalatı hızlı bir biçimde arttı. *1830–1860 arasında İngiltere'de daha etkili maden tasfiye yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kömür üretimi hızla arttı. Çünkü yüksek demirçelik talebi bu yöntemler sayesinde kolayca karşılanabiliyordu. ve  Bu üretim sayesinde 1800–1830 arasında köprü, kanal, demiryolu vb. gibi inşaatlar hızla arttı. 1850'lere kadar genelde İngiltere'nin tekelinde olan sanayi devrimi, bu tarihten sonar tüm Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yayıldı.

28 Sanayi İnkılabı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nda küçük atölyeler ortadan kalkmış işsizlik artmış, dış ticarette denge bozulmuştur. Osmanlı Devleti, XIX yüzyılının ortalarından itibaren Avrupa mallarının istilasına uğramıştır. Osmanlı Devleti, dışarıya hammadde satan ve dışarıdan mamül alan bir ülke haline gelmiştir. Sanayi Inkılabı'nın sonunda sanayileşmesini tamamlayan Avrupalı devletlerin sömürge ve pazar arayışları arttı, bu durumun sonucunda Osmanlı Devleti toprakları üzerinde çıkar çatışmaları başladı. Avrupalı devletler 19 yüzyılda azınlık haklarını ve kapitülasyonları bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karıştılar. Ekonomide başlayan bu gerileme siyasi çöküşü hızlandırmıştır. Sonuç olarak Osmanlı Devleti, Avrupa'da meydana gelen bu gelişmeleri yeterince takip edemediğinden ve ekonomik olarak gerilemesinden dağılması/çöküşü hızlanmıştır.

29 Osmanlı Dönemi Sanayi Sanayileşme faaliyetleri ile ilgili ilk adım 1839 yılında Tanzimat hareketleri ile başlamış ve havuz, tersane, demirhane gibi tesisler kurulmuştur.  Ancak Avrupa'da büyük sanayi devriminin yaşanması ve özellikle tekstil alanında gerçekleşen ilerlemeler çoğunlukla Bursa ve İstanbul'da yer alan dokuma sanayini olumsuz yönde etkilemiştir.  Ayrıca XVI yy'da Avrupa devletleri ile imzalanan kapitülasyonlar Osmanlı İmparatorluğu'na yükümlülükler getirmiş, gümrük vergilerinin yükseltilmesi dışardan gelen mallarda rekabeti engellemiş, bu nedenle kurulan çoğu fabrika zarar ederek kapanmıştır.

30 Bu dönemde ülke gereksinimini karşılayacak birkaç küçük tesis bulunmaktaydı. Bunlar tarımsal ürünleri mamul mal haline getiren, değirmen, sabun, makarna, yağ ve konserve fabrikaları, basit dokuma yapan tesisler, deri fabrikaları, çimento, kereste, tuğla fabrikaları, birkaç gemi ve makine onarım atölyelerinden oluşuyordu.  Nitekim 1915 yılında yapılan sanayi sayımında başta İstanbul, İzmir, Bursa, Manisa ve Uşak'ta toplanan 269 adet tesisin 88'i gıda, 75'i dokuma, 55'i tütün, 20'si çimento ve seramik sanayine aitti. Görüldüğü gibi sanayinin büyük kısmı Batı Anadolu'da toplanmış durumdaydı

31 Cumhuriyet Sonrası Lozan antlaşması ile kapitülasyonlar kaldırılıncaya kadar ülkemizdeki sanayi tesislerinin Avrupa karşısında rekabete girmesi oldukça güç olmuştur.  Ancak Cumhuriyetin ilanı ile 17 Şubat 1923'teİzmir'de 1.İktisat Kongresinin yapılması ve özel sektörün teşvik edilmesi öngörülmüş, Bu amaçla 1923'te Türkiyeİş Bankası, 1924 yılında Sanayi ve Maadin Bankası (Bu bankanın yerini 1923 yılında Sümerbank almıştır) kurulmuştur.  1927 yılında ise ulusal sanayinin canlandırılması amacıyla gümrük, vergi, ulaşım ve hammadde temininde birtakım kolaylıklar getirilmiştir.  Devletin aldığı bu tedbirler sayesinde 1927 yılında yapılan sanayi sayımında dolayında işletme olduğu saptanmıştır.  Bu işletmelerin %43,5'u tarım, %23,8'i dokuma, %22,6'sı maden, makine ve onarımı grubunda yer almıştır

32 1934-38 yıllarında Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı hazırlanmıştır
yıllarında Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı hazırlanmıştır. Bu plan doğrultusunda ülkenin çeşitli yerlerinde şeker, dokuma, maden, selüloz ve seramik fabrikalarının kurulması plana bağlanmıştır.  Ancak bu yılların dünyada ekonomik kriz dönemine rastlaması, ülkemizde devletin bizzat kurucu rol oynamasına neden olmuştur.  Bu amaçla 1933 yılında Etibank kurulmuş ve bu kurumun önderliğinde kimya sanayi (suni ipek-Gemlik, gülyağı-Isparta, kibrit ve asit-İzmit), pamuklu dokuma (Bakırköy, Kayseri, Ereğli, Malatya, Iğdır, Nazilli), kağıt ve selüloz(İz-mit), kamgarn sanayi (Merinos-Bursa), kendir sanayi (Kastamonu), demir sanayi (Karabük),kükürt (Keçiborlu), toprak sanayi (seramik-Kütahya,şişe-cam Paşa- bahçe, çimento fabrikaları),şeker sanayi (Kırklareli-Alpullu, Uşak, Tokat-Turhal) alanında yatırımlar yapılmıştır.

33 Özellikle bu yatırımlar ile dokuma sanayi alanında önemli gelişmeler olmuş, Çukurova ve Ege bölgesinde özel sektöre ait tesislerde kurulabilmiştir.  Ayrıca 1937 yılında ilk demir-çelik fabrikası da Karabük'te kurulmuştur.  Yapılan teşvik ve tedbirler sayesinde ülkemizde 1950 yılında yapılan sanayi sayımında (83500) civarında tesis tespit edilmiştir

34 Türkiye'de sanayinin kurulma aşaması Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanmış, 1950'lerden sonra ise ulaşım olanaklarının gelişmesi, nüfusun artarak kırsal kesimden şehirlere göç eden işgücü potansiyeli, devlet sektörü yanında sermayesi artan özel sektörün sanayiye yatırım yapması gibi etkenler sanayinin gelişme ve çeşitlenmesini sağlamıştır.  1950'lerden itibaren özel girişimi destekleyen ve iç ve dış kredi sağlayan Türkiye Sanayi Kalkınma Bankasının kurulmasını ülkede özel sanayinin gelişmesinde olumlu bir rol oynamıştır.

35 Ayrıca Kamu İktisadi Teşebbüsü adı verilen kurumlar örgütlenmiştir.
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu-MKEK 1950, Gübre, Et ve Balık kurumu 1952, Türkiye Çimento-Azot 1953, Türk Petrol Anonim Ortaklığı, Devlet Malzeme Ofisi 1954, SEKA 1955, Demirçelik 1955, TKİ 1957)

36 Tüm bu çabalar sonucunda 1963 yılında yapılan sanayi ve işyerleri sayımında işyeri sayısı olmuş (3012'si büyük işletme)'tur.  3012 adet büyük işletmenin yer aldığı bu sayım devrelerinde 283 adedi kamu, 2774 adedi özel sektöre aittir 1963 yılından itibaren kalkınma planlarının hazırlanması, ekonominin her yıl belli bir hızda büyümesi ve sanayileşmeye öncelik verilmesi sanayinin planlı bir biçimde gelişmesinde etken olmuştur.

37 PARA, KREDİ VE FİYAT Para; Her mal veya hizmeti satın alma gücü olan bir varlıktır. Para, üretici ve tüketicilerin piyasalarda karşılaşarak alışveriş yapmalarını sağlayan bir değişim aracıdır. Para, Devletçe bastırılan, mal ve hizmet satın alma gücü olan ve herkes tarafından kabul gören bir değişim aracıdır. Para toplumda ortak bir değer ölçüsüdür. Her ülkenin değer ölçüleri farklı olabilir. Para aynı zamanda bir yatırım ve tasarruf aracıdır.

38 Paranın Önemi ve Özellikleri
Para, insanlar ve devletler arasındaki değişime hız ve kolaylık sağlamıştır. Bu özelliği ile para ticaretin gelişmesine de katkı sağlamıştır. Paranın ticaretin gelişmesine yaptığı katkı ile toplumların ekonomik gelişmişliğini ve refah düzeyini arttırmıştır. Tarih içerisinde insanlar birçok maddeleri para olarak kabul etmişlerdir. Zamanla bu maddeler de azalmış para yapımında sadece altın ve gümüş kullanılmıştır.

39 Paranın Özellikleri; Homojenlik Bozulmama Taşınmaya elverişlilik Bölünürlük özelliği Taklit edilmeme özelliği Değerini koruma özelliği

40 Devalüasyon Ulusal paranın, yabancı para birimleri karşısında değerinin belli bir amaca yönelik olarak düşürülmesine Devalüasyon denir. Paranın değer kaybetmesi olarak da adlandırılabilir. Karar idari ve siyasidir. İstikrar temininin sağlanması için yapılan (Kur ayarlaması) devalüasyon Dış satımı desteklemek için yapılan devalüasyon

41

42 Enflasyon Fiyatlar genel düzeyindeki devamlı bir artış ile birlikte paranın değerindeki sürekli bir düşmeyi ifade eder. Enflasyon ekonominin sorunlarının artmasına ve ekonominin bozulmasına neden olur. Talep Enflasyonu; Üretilen mal ve hizmetler tüketicinin talebini karşılamıyorsa fiyatlar artar. Üretimi arttırmak yada talebi düşürmek sonucu önlenebilir. Maliyet Enflasyonu;Herhangi bir sebeple üretimde kullanılan kaynakların fiyat artışları üretim maliyetlerinin yükselmesine, maliyetlerin artması ise ürün fiyatlarının artmasına neden olur.

43 Enflasyon Nedenleri; Ülkeye karşılıksız olarak dış piyasalardan giren para,altın,döviz miktarının artması Toplam harcamaların gelirlerden fazla olması Üretim miktarının azalması Üretim faktörlerinin fiyatlarındaki artışlar Ülke tedavülündeki para arzının artması Teknolojik yenilikler, yapısal bozukluklar veya yetersizlikler.

44 Enflasyonun Ekonomik Sonuçları
Üretim yapmak cazibesini yitirir. Üreticiler ellerindeki fazla parayı kolay para kazanmak amacıyla emlak,altın veya dövize yatırırlar. Paradan kaçış ve mala hücum olduğundan üretim, iç tüketime bile cevap veremeyeceği için ihracat gelirleri düşer. Ülkenin bütçe açığı daha fazla artacağından giderleri karşılamak için dış borçlanma artar.

45 Enflasyonun Sosyal Sonuçları
Ülkede refah düzeyi gittikçe düşer Maaş ve ücretlerde artış yapılamaz Gelir dağılımı bozulur. Eşitlik ve sosyal adaletten uzak, huzursuz ve sağlıksız bir toplum oluşur.

46 Enflasyonla Mücadele Devletin Görevleri
Devletin gelir ve giderleri arasında fazla fark olmamalı Uygun para politikası izlenmeli Devlet kuruluşları zararlarını hazineden karşılamamalı Gereksiz personel çalıştırılmamalı Dövi dar boğazına düşülmemeli İhracatı arttırmak için devalüasyona gidilmemeli Devlet harcamalarını disiplin altına almalı

47 Firmaların Görevleri Verimi artırıcı tedbirler alınmalı, aşırı kar yapılmamalı Ücret artışları yapılırken, üretim ve verimdeki artışlar oranında yapılmalı Vergiler gerçeği yansıtmalı ve zamanında ödenmeli Rekabete ayak uydurulmalı Verimsiz yatırımlardan kaçınılmalı Tüketicinin Görevleri Gelir gider dengesini kurmalı Bilinçli olmalı, alışveriş kurallarını bilmeli Tasarrufu arttırmaya çalışmalı

48

49 KREDİ Belirli bir vade (süre) sonunda faiziyle birlikte geri alınmak üzere tüzel ve gerçek kişilere bankalar ve kredi teşekkülleri tarafından verilen ödünç paradır. Kredi kullanırken bankalar ilgili komisyon oranına göre komisyon ücreti alırlar. Ayrıca bankalar, banka ve müşteri ilişkileri doğrultusunda kendi insiyatiflerini kullanarak ipotek, çek veya kefalet gibi teminatlar alabilirler.

50 Kredi itimat ve teminata dayalıdır
Kredi itimat ve teminata dayalıdır. Kredi veren kurumun, krediyi alan borçlunun borcunu ödeyeceğine dair itimadı olmalıdır. Bu itimat ise teminat ile sağlanır.

51 Finansman Gücü Finansman yönünden kredinin şartı ödeme gücüdür ki bu kredi veren kurum tarafından araştırılır. Kredi alanın almış olduğu krediyi ödeyebilecek yeterli finansman gücüne sahip olması anlamına gelmektedir.

52 Kredinin Fonksiyonları ve Türleri
Ülkelerde ekonomik kalkınmanın sağlanması açısından krediler vazgeçilmez finansal kaynaklardır. İşletmeler büyüyebilmek ve gelişmelere çabuk ayak uydurabilmek için fon ihtiyaçlarını, bankalardan aldıkları kredilerle karşılarlar. Krediler tedavül aracı olmaları sayesinde nakit para taşınmasını azaltmakta ve ticari işlemleri hızlandırmaktadır. Kredi sistemi aracılığıyla kullanılmayan fonlar, kredi olarak paraya ihtiyaç duyanlara aktarılır ve fon sahiplerine gelir sağlanırken, ekonomide arz talep hareketliliği sağlanır. Yatırımcılar ve girişimciler sermayelerini kredi yoluyla sağlayarak sermaye birikimi sağlarlar.

53 Kredi Türleri Kullanıldıkları Alanlara Göre Krediler
Enerji ve Bayındırlık Kredileri İç Ticaret Kredileri İhracat Kredileri Sanayi Kredileri Tarım Kredileri Turizm Kredileri Ulaştırma Kredileri

54 Kullanım Amaçlarına Göre Krediler
Yatırım Kredileri Yenileme Kredileri İşletme Kredileri Tüketim Kredileri Güvencelerine Göre Krediler Teminatlı Krediler Teminatsız Krediler

55 Vadelerine Göre Krediler
Kısa vadeli krediler Orta vadeli krediler Uzun vadeli krediler Kullanılan Sektörlere Göre Krediler Özel sektör kredileri Kamu sektörü kredileri

56 KREDİ TEŞEKKÜLLERİ Kredi teşekkülleri genellikle bankalardır. Günümüzde bankalar özel ve kamu bankaları olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu bankalar özelliklerine göre kendi alanlarında çeşitli krediler verirler. Örneğin ticari bankalar ticari kredi veren bankalardır.

57 BANKALAR Banka; mevduat kabul eden, mevduatı en verimli şekilde çeşitli kredi sistemlerinde kullanmak amacını güden veya faaliyetlerinin esas konusu düzenli bir şekilde kredi almak ya da kredi vermek olan ekonomik bir kuruluştur. Diğer bir tanım olarak banka; para, kredi sermaye konularına giren her çeşit işlemleri yapan ve düzenleyen, özel veya kamusal kişiler ve işletmelerin bu alandaki her türlü ihtiyaçlarını karşılama faaliyetlerinde bulunan bir ekonomik birimdir.

58 En Basit Tanımıyla Banka; Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışında diğer ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluştur. İskonto; Tenzilat, fiyat indirme, bankaların hesap sahiplerine azalan mevduatlarını bildiren pusula, dekont, senet kırdırma, bir senedi vadesinden önce üzerinde yazılı olan değerden daha azına paraya çevirme. Kambiyo; para ya da para yerine geçen belgelerin değiştirilmesi işlemidir.

59 Banka İşlemleri Tahvil çıkarma Mevduat kabulü Reeskont işlemleri
Iskonto Kredi sağlama Senet tahsili Müşteri adına dış ticari işlemler yapma Nakil Emanet alma

60 Reeskont işlemi; İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder. Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır. Tahvil; Şirketlerin fon ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları borçlanma senetlerine tahvil denir. Anonim şirketler genel kurul kararı ile tahvil çıkarabilir. Çıkarılan her tahvilin değeri aynı olmalıdır. Ayrıca şirket ödenmiş sermayesinden fazla tahvil çıkaramaz. Tahvil çıkarmak isteyen şirketler SPK’den izin almak zorundadır. Fon; Belirli bir alanda gerçekleştirilecek faaliyet için ayrılmış para veya yerine geçebilecek değerlerin tümüdür

61 Sermaye Kaynaklarına Göre Bankalar
Milli sermaye ile kurulan Bankalar Yabancı sermaye ile kurulan Bankalar Milli Sermaye ile Kurulan bankalar Devlet Bankaları Özel sermayeli Bankalar Karma sermayeli Bankalar Yabancı Sermaye ile Kurulan Bankalar Sermayesinin tamamı yabancı uyruklu kişi ve kuruluşlara ait olan Bankalardır. Bu bankaların yönetim ve kuruluş merkezleri Türkiye sınırları dışındadır.

62 Yaptıkları İşlere Göre Bankalar
Emisyon Bankaları (Merkez Bankaları) İş ve Ticaret Bankaları Tasarruf (Mevduat) Bankaları Ziraat ve Sanayi Bankaları Yatırım ve Kalkınma Bankaları Emisyon; İktisatta para, hisse senedi, bono gibi değerlerin çıkarılmasını ifade eder. Tahvil ve hisse senetlerinin piyasaya sürülmesine ya da ihraç edilmesine de emisyon denmektedir.

63 Mevduat; Gerçek veya tüzel kişinin sahip olduğu hazır bir satın alma gücünün kullanılmayarak vadeli veya vadesiz olarak bankaya bırakılmasıdır. Diğer Kredi veren Kuruluşlar; Türkiye de bankalar dışında kredi veren kuruluşlar *KOSGEP (Küçük ve orta ölçekli işletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı), *Esnaf ve Sanatkarlar Odaları gibi kuruluşlardır.

64 FİYAT Fiyat, bir mal ya da hizmetin elde edilmesi için bunlar karşılığında verilen bir miktar para, malların değişim oranıdır. Malın diğer bir mal ile değiştirilmesine takas denir. İlkel toplumlarda ihtiyaçlar malın, diğer bir mal ile değiştirilmesi ile karşılanmıştır. Yapılan değişimlerde zamanla sorunlar yaşandığından bir değişim aracına ihtiyaç duyulmuştur. Değişimde yaşanan zorlukları gidermek amacıyla değerli madenlerin değişim aracı olarak kullanılmasına neden olmuştur. Günümüzde ise madeni ve kağıt paralar kullanılmaktadır.

65 Fiyatın Oluşumu İhtiyaçlarımızı karşılayan mal ve hizmetler doğada yeteri kadar çok ve sınırsız değildir. Mal ve hizmetlerin kıt olması üretimde bazı kurallara uyulmasını zorunlu hale getirmiştir. Üretimde kullanılan kaynaklara üretim faktörleri denir. Kısıtlı olan üretim faktörlerini elde etmek sistemli çalışmak ve bazı fedakârlıkların yapılmasını gerektirir. Üretici firmaların katlanmış olduğu fedakârlıkların toplamı üretim maliyetini oluşturur. Toplam üretim maliyeti üretilen mal miktarına bölündüğünde birim maliyet hesaplanır. Ürün fiyatlaması yapılırken birim maliyet ve firmanın kâr yapısı temel ölçü olarak ele alınır.

66 Fiyatı etkileyen Faktörler
Tüketici: Tüketicinin kültür seviyesi, yaşam koşulları, beklentileri, mesleği, yaş grubu vb. nedenlerden dolayı yapacağı tercihler fiyatların oluşumunu etkileyen faktörlerdir. Üretici firmalar: Şirketlerin oluşturdukları üretim maliyetleri, kâr oranı ve üretim miktarı ve yönlendirmeler fiyatların oluşumunu etkiler. Devlet: Devletin almış olduğu siyasi kararlar, ekonomik kararlar, çeşitli kısıtlama veya serbestlikler ve vergiler ürün fiyatının oluşumunu etkiler. Diğer ülkelerde meydana gelen ekonomik gelişmeler ve alınan bazı kararlar da dolaylı olarak fiyatı etkiler.

67 PİYASA Talep ettikleri mal ve hizmetler karşılığında para vermek isteyen alıcılarla, para karşılığında mal ve hizmet sunmak isteyen satıcıların buluştukları yer piyasa olarak tanımlanır. Alıcı ve satıcıların (arz ve talebin) birbirleriyle karşılaşmalarına imkan sağlayan örgütlü birim piyasayı oluşturur. Piyasanın oluşması için satıcı ile alıcının belirli bir yerde buluşması gerekli değildir.

68 Piyasa bir yer olabileceği gibi günümüzde teknoloji sayesinde sahip olunan telefon, internet, faks, televizyon gibi iletişim ve ulaşım kanalları.ile de oluşturulabilmesi sağlamıştır. Piyasaların varlığı ve şekli alım satıma konu olan malların şekline göre de değişebilir. Bazı piyasalar herkes ce tanınmakta, bazıları ise malın temini korunması veya alıcı ve satıcının az olması gibi nedenlerden dolayı tanınmamaktadır.

69 Tam Rekabet Piyasası Bu piyasada alıcı ve satıcı sayısı fazladır. Alıcıların ve satıcıların fazla olduğu piyasalarda arz ve talebe göre fiyat kendiliğinden oluşur. Bu piyasalara mükemmel piyasalar da denebilir. Tam rekabet piyasasında alıcılar ve satıcılar her zaman eşit sayıda olmayabilir. Alıcıların çok, satıcıların ise az olduğu piyasalara oligopol, farklılaştırılmış bir malı satan çok sayıda firmanın olduğu piyasalara monopollü piyasalar denir. Alıcı ve satıcı sayısı zamanla kendiliğinden piyasa koşullarında dengesini bulacaktır.

70 Tam Rekabet Piyasasında Fiyat Oluşumu
Ekonomilerin dengede gelişmesi için uygun olan piyasalar tam rekabet piyasalarıdır. Ülkeler tam rekabet piyasası koşullarının işletilmesinden yana politikalar izlerler.

71 Tam Rekabet Piyasalarının Özellikleri
Alıcı ve satıcılar piyasa fiyatını etkileyemeyecek kadar çok sayıdadır. Her satıcının sattığı ve her alıcının satın aldığı miktarlar piyasanın toplam hacmine kıyasla o kadar küçüktür ki bunlardaki herhangi bir değişme piyasayı etkilemez. Homojenlik koşulu geçerlidir. Alıcılar, satıcılar ve özellikle alışverişe konu olan mallar birbirinin aynıdır özellikleri herkes tarafından bilinir. Piyasaya giriş-çıkış serbestisi vardır. Alıcı ve satıcıların piyasaya giriş çıkışlarını engelleyen hiçbir şey yoktur.

72 Tam bilgi koşulu vardır
Tam bilgi koşulu vardır. Piyasada olup bitenlerden herkes açıkça haberdar olmalıdır. Tam rekabet piyasasında her malın tek fiyatı vardır ve piyasadaki alıcı ve satıcılar karar alırken piyasadaki bu fiyatı veri kabul ederler. Fiyatın Oluşumu: Fiyat oluşumunda üreticilerin üretim miktarı (arz), tüketicilerin tüketim istekleri (talep) devlet ve diğer ülkelerin aldığı kararlar etkili olmaktadır. Tarafların fiyat üzerine etkileri piyasa çeşitlerine göre değişir. Tam Rekabet Piyasasında Fiyat Oluşumu; Ekonomilerin dengede gelişmesi için uygun olan piyasalar tam rekabet piyasalarıdır. Ülkeler tam rekabet piyasası koşullarının işletilmesinden yana politikalar izlerler.

73 Tekelci Rekabet Piyasaları (Monopol)
Bu piyasada üretici sayısı tek el olan veya bir kaç tane olan pazarlardır. Bu pazarlarda büyük firmaların sözü geçer. Ürettikleri ürün fiyatlarını kendilerine göre belirleyebilirler. Arz ve talep kanunu kuralları uygulanmaz. Ürünü üreten en fazla bir kaç firma vardır. Fiyat ve arz miktarı onların isteklerine göre değişebilir. Ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler sayesinde bir çok üründe geçerli olan tekelci rekabet piyasası tam rekabet piyasasına dönüşmüştür.

74 Tekel Piyasasında Fiyat Oluşumu
Tekel piyasasında tek bir firmanın faaliyet göstermesi sebebi ile, piyasadaki mal miktarını belirlemede tekelci firma tek başına hareket eder. Tekelci firma fiyatı tespit ederse, arzı o fiyattaki talebe bağlı olarak oluşacaktır, yani başka bir ifade ile tekelci firma belirlediği fiyattan dilediği miktarda mal satamaz. Tüketicinin belirli bir fiyat seviyesine kadar fedakârlık edebileceği unutulmamalıdır. Her ürün için bir fiyat sınırı piyasalarda belirlenmiştir.

75 ARZ VE TALEP Bir malın üreticilerinin belirli piyasa fiyatları ile satmaya hazır oldukları mal miktarına " arz ", Malın tüketicilerinin belirli piyasa fiyatları ile o maldan almaya hazır oldukları miktarlara da " talep " denir.

76 Arzın özellikleri: - Ürünlerin sunulduğu bir piyasa bulunmalıdır
Arzın özellikleri: - Ürünlerin sunulduğu bir piyasa bulunmalıdır. - Belirli bir zaman dilimi olmalıdır. - Belirlenmiş fiyatlar dizisi olmalıdır. Arz Kanunu: Üreticiler kendilerine gelen tüketici talebine göre üretim yaparlar. Hatta bazı firmalar tüketici talebini ölçen anketler yaparak üretim şeklini ve miktarını anket sonuçlarına göre yönlendirirler. Arz kanunu; fiyat ile arz arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Fiyatlar artarsa arz artar, fiyatlar düşerse arz (üretim) azalır.

77 Arzı Etkileyen Faktörler: - Malın piyasa fiyatı: Fiyatlar yükseldikçe firmalar karlarını artırmak için daha çok ürünü satışa sunacaklardır. Fiyatlardaki artış arzı da artırmaktadır. - Üretim faktörlerinin fiyatları: Üretimde kullanılan malzemeler, makineler, finansman ve işçilik üretim faktörleri olarak kabul edilir. Üretimde kullanılan girdilerin maliyetleri yükseldiğinde artış birim fiyata yansıtılır. Maliyetlerin artması kârlılığı olumsuz etkileyeceğinden firmalar üretim miktarlarını kısabilirler. Üretim miktarının azalması arzı azaltacaktır. - Ülkenin teknoloji düzeyi: Yeni buluşlar, yeni üretim yöntemlerinin uygulanması, verimliliği arttırıp üretim maliyetini düşürecektir. Maliyetlerindüşmesi arzın artmasına neden olacaktır. - Ekonomik kararlar: Ülkedeki siyasi iradenin ekonomiyi etkileyecek kararlar alması arz miktarını etkilemektedir. - Geleceğe dönük fiyat beklentileri: Firmalar üretim miktarlarını ileride oluşacak fiyat hareketlerini tahmin ederek tespit ederler.

78 Talebin Özellikleri: - İstek satın alma ile ilgili olmalı - Talepte bulunanın satın alma gücü olmalı - Satın alma isteği belirli bir zaman veya dönem içinde oluşmalı - Ürünün satıldığı belirli bir piyasa bulunmalı - Ürünün birim fiyatı belirlenmiş olmalı

79 Talebi Etkileyen Faktörler: - Ürünlerin fiyatı - Tüketicilerin gelir seviyeleri - Kişinin alışkanlıkları, tercih ve gelenekler - Malın karşıladığı ihtiyacın şiddet derecesi - Piyasa işlemleri - Nüfus - Mevsimlik faktörler

80 Talep Kanunu: Ürünün fiyatı ile satın alma isteği arasında ters orantı vardır. Ürünün piyasadaki talep miktarı çok ise fiyatı düşer. Piyasadaki talep miktarı az ise fiyatı artar. Satış fiyatlarının ürüne gelen talepten etkilenmesine talep kanunu denir. Talep Esnekliği: Esneklik, kuralların zaman zaman geçerliliğini kaybetmesidir. Talep esnekliği ise; talepteki değişme oranının ürün fiyatlarını aynı oranda etkileyememesi anlamına gelir.

81 DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.
24 Saatlik Ustalık Eğitimi Ekonomi Dersi Sona Ermiştir. DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER. Mehmet ÖNCELER Ders Öğretmeni


"Ustalık Eğitimi Genel Kültür Dersleri" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları