Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KOSOVADAN AFORİZMALAR 2009-2010 1. Evlad-ı perişandı gördüklerimiz, Evlad-ı fatihan değil... 2.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KOSOVADAN AFORİZMALAR 2009-2010 1. Evlad-ı perişandı gördüklerimiz, Evlad-ı fatihan değil... 2."— Sunum transkripti:

1 KOSOVADAN AFORİZMALAR 2009-2010 1

2 Evlad-ı perişandı gördüklerimiz, Evlad-ı fatihan değil... 2

3 Bir toplumda şahsiyet kayması bir insandaki bel kaymasından daha vahim sonuçlar doğurur.. İnanmayan buralara baksın.. 3

4 Bir davanın, bir hareketin varlığı ve başarısı aylıkla, yollukla hizmete yollananlardan ziyade; kimseden bir şey beklemeksizin fisebillillah soğuk karın üzerinde çıplak ayakla yürümeye talip olanlara bağlıdır. 4

5 Ancak bu adanmışlarla, diğerlerinin çabaları sonuç verebilir. Mevki, makam, para, şöhret ve özlük hakları olmadan harekete geçecek fedakâr evlatları tükenmiş toplumların küller başına… 5

6 Mesele, Kerkük'ten Kosova'ya davamız için buzun üzerinde yalın ayakla yürümeye hazır birilerinin kalıp kalmadığıdır... Gerisi sadece teferruattır.. 6

7 99 yıl evvel yaşlı ve hasta haliyle ceddi Murad-ı Hüdavendigâr'ın meşhedini ziyarete gelen Sultan Reşad Han Hazretlerini karşılamaya gitmediniz.. Protesto ettiğiniz devletiniz bu topraklardan çekilince; üç kuşak boyunca, adam yerine konulmamak ve tahkir edilmekten başka kârınız ne oldu?.. Namussuzun iğvasına kapıldınız, Prizrenliler... 7

8 Kelam-ı kadime göre halen dahi "babalarınızın günahlarını çekiyorsunuz". Farkında değilsiniz.... Şimdi de soyunuzdan geleceklere taşıyamayacakları vebal hazırlamakla meşgulsünüz… 8

9 nüfus bakımından küçük bir azlık olan grup, ülkelerinin Güvenlik Kuvvetlerine maaşlı personel olarak katılım kampanyalarına dönüp de bakmıyor bile.. Hemen her dakika işsizlikten şikayet etmesine rağmen.. En geç 50 yılda bir etnik boğazlaşmaların kanuniyet halini aldığı bir coğrafyada; 9

10 Sadece "anaülke" dediği topraklardan sağlık sigortası, pasaport ve karşılıksız sürekli nakdi ve ayni yardım bekliyor.. Bunlar karşılanmazsa utanmadan asimile olmakla şantaj yapıyor.. 10

11 Bunlar, Balkan Harbinde şehirlerinin harpsiz düşmana teslim edilmesi için Türk makamlarına dilekçe veren alçak geleneğin takipçileri... Kendi namusunun muhafazası için olsun zerre kadar bir fedakârlığa yanaşmıyor... 11

12 Övünülecek bütün şahsiyetleri toprak olmuş bir toplum ne kadar sefil.. Zaaflarını dahi milliyetçilik perdesiyle saklarken hele.. 12

13 Mahallinden üst düzey bir madrabaz soydaşların yaşadıkları ülkenin güvenlik güçlerine personel alım kampanyalarına ilgi göstermemelerini başvuru formlarında Türkçenin de kullanılmamasına bağladı.. Güya çocuklarımız kampanyalara ilgi göstermeyerek yönetimi protesto ediyorlarmış... 13

14 Kâfir hakikat bu değildi elbette… Burada güvenlik güçleri içinde kendinizden adamınız yoksa, yakın gelecekte muhtemel kriz ve kaos dönemlerinde kadın ve kızlarınızın namuslarını dahi vahşi zorbalardan koruyamazsınız.. 14

15 Bu çerçevede toplumda yaygın bir duyarlılık ve endişe emaresi görülmüyor.. Felaketimiz de burada yatıyor zaten….. 15

16 Camuşa’dan dalkavukluğu ile tanınmış üst düzey bir camuş bir devletlünün ziyareti sonrası geldi, sordu: -Benim için bir emri oldu mu? -Evet, oldu.. “Yalakalığı bıraksın, işine gücüne baksın” buyurdu.. 16

17 Soydaşlarımızın birinci hedefi aralarından kendi çabasıyla bir adım öne çıkanı yıpratmak.. 17

18 Bir avuç soydaşımızın yaşadığı ücra bir beldede Gilan’da bir kurs açılmıştı.. Bir hafta sonra 11 imzalı dilekçe geldi. Kursta görevlendiren öğretmen falan kişinin akrabasıymış, bu kurs iptal edilmeliymiş.. 18

19 Cehenneme kadar yolunuz var.. Kıpırdayın biraz... 19

20 Prizren’den Raif Vırmica dostumuza günlük işlerden ötürü 10 gündür kitap okuyamadığımdan şikayet edecek oldum. Şair teselli etti.. 60 senedir hiç bir şey okumadığı halde servet, itibar ve huzur sahibi nice kimse tanıdığını söyledi.. Pek bir şey kaybetmezmişim… 20

21 Kudret sahiplerinin önünde fazla eğilmeden, doğru bildiklerimi mümkün mertebe söyleyebildim. Tabii ancak "fermanlı deli hazretleri" olarak... 21

22 Kerbela -Küfe ziyareti sonrası Bakü'de Baba Pünhan anlatıyordu.. “İmam Ali'nin evi bizim memurların garajlarından daha küçük ve basit..” Rahmetliyi kimse dinlemedi, tabii.. Devir şebek devriydi.. 22

23 Meşhur bestekârımız Mısırlı İbrahim Efendi, Mısırlı değil Suriye vilayetimizdendi.. Prizren'den hemşehrimiz Ümmi Sinan Hazretleri, haşa ne cahili yüksek derecede bir âlimdi.. 23

24 Yıllar önce Pakistan’da aldığım ders kulağıma hala küpedir.. Çocuklara özel İngilizce dersi veren ABD eğitimli, fakat Pakistan'da mülteci gibi yaşayan felsefe ve tarih de bilen saygı duyduğum efendiye bir ismi göstererek Zerdüşti midir diyecek olmuştum.. 24

25 -Efendim demişti.. Görünüşe aldanmayın, yargıda bulunmak için de hiç acele etmeyin; mesela benim adım Ali.. Ali'nin kimin adı olduğunu biliyorsunuz.. Fakat benim Müslüman olmadığımı da.. 25

26 Belki de Azerbaycan'dan merhum Bahtiyar Vahapzade Allah şiirinde işi kestirmeden özetlemiş olmalı.. "Gördüklerimiz zahiridir” 26

27 20 yaşımda her okuduğuma inanırdım. Şimdi gözümle gördüklerimin yarısına ancak inanıyorum. 27

28 Tanrılara inanmıyorum. Bunlar Homeros'un alçak tanrılarından daha zelil... 28

29 Doktrine göre Allah adildir.. Ve bizlere karşı garezi yoktur. Terazisi doğru olanların vahşi bir hayvandan korkar gibi ondan korkmalarında bir yanlışlık yok mu? 29

30 En eski meslek fahişelik olmasa gerek, dalkavukluk varken.. 30

31 Ağlama demedim.. Söylediğim; gayretsiz dostlar göz yaşlarını görmesin, hıçkırıklarını duymasın.. 31

32 Yaralarım ağır.. İflah olmam.. Zaferin hayali bile yok.. İstikamet üzre hayat sürmek "bozgunda fetih düşü"... 32

33 Derin saygı duyduğum bir yakınıma çok yakın bir akrabasıyla niçin görüşmediğini sordum. Cevabı şuydu: "Kendisine bir sohbet esnasında 19ncu yüzyılın önemli bir şahsiyetinden bahsediyordum. 8 dil bilirdi, deyince muhatabım 'keşke 8 parça malı olsaydı' diye rahmetliyi küçümseyerek kendini ele verdi.. Bu adamla daha niçin görüşeyim?." 33

34 Belki de asıl olan ürküttüğümüz kurbağalardır, amellerimiz değil... 34

35 Çapınız fantezileriniz kadardır... Daha fazla değil... 35

36 Büyük işlerin önce rüyaları görülür.. Rüyasını gördüğünüz hangi başarıyı elde etmediniz? 36

37 Şekil hatası yapmadım.. Esas hatalarımın günahını çekiyorum. 37

38 Herhangi bir fikir sahibi olmadığınız konu hakkında sonsuz saygı duyduğunuzu ileri sürüyorsanız; ya eğitimli bir cahilsiniz, ya yalancısınız ya da eğitimli cahil bir yalancı… 38

39 “Eriş Baba Sultan…” feryadımıza Koca Şeytan yetişti.. Ya o da gelmesiydi… 39

40 Kimsenin olmadığı ortamda söyledikleri çok doğru, kamuoyuna açık söylem ve eylemleri felaket.. Kim bu münafık, karaktersiz ? 40

41 Kendi verdiği söze değer vermeyene sen de asla değer verme… 41

42 Bin doğru tek bir eğriyi örtemeyeceği gibi, bin yanlış yapanın tek bir doğrusu dahi göz ardı edilemez. Tabii teraziniz hileli oduncu kantarı değilse.. 42

43 Doğruda doğruyu yaşamak elbette güzel.. Asıl mesele eğride doğruyu yaşayabilmek... 43

44 Yalancılığını kanıksayan birisine daha başka defosu var mı diye bakmak, sadece vakit kaybıdır.. 44

45 Vakit dar akşam, hizmet ne zaman? 45

46 Mitroviça’nın kuzeyindeki Sırp bölgesinde Yenipazar’a giden dağ yolu üzerinde Müslüman Sırpların yaşadığı tek merkez olan Hrvatska köyünde 25 Aralık 2009 günü… 46

47 Muhtemelen okuma yazma da bilmeyen ihtiyar bir kadından Sırpça tercüman vasıtasıyla duyduklarımız belki de Balkanlarda bıraktıklarımızın hikâyesinin en özlü anlatımıydı: “…Dağ başlarında sürüsünü kaybetmiş koyunlara döndük…” 47

48 SON 8 Temmuz 2012 48


"KOSOVADAN AFORİZMALAR 2009-2010 1. Evlad-ı perişandı gördüklerimiz, Evlad-ı fatihan değil... 2." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları