Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
TÜRK DİL KURUMU TÜRK DİLİ ve YAZIM KURALLARI
2
DÜNYA DİLLERİ (Yüz milyondan fazla konuşuru olan diller)
Çince (Sekiz lehçesiyle birlikte) İngilizce İspanyolca Hintçe (Urduca ile birlikte) TÜRKÇE (Bütün lehçeleriyle) Arapça (Bütün lehçeleriyle) Portekizce Bengalce Rusça Japonca Almanca Fransızca
3
M.Ö. 3. yüzyılda Hun İmparatorluğu’nda kullanılan dil Türkçe idi.
4
Türkçe, kökleri yüzyıllar ötesine uzanan ve geniş bir coğrafya parçasında konuşulan; yazı, sanat, edebiyat, kültür ve bilim dilidir.
5
12 milyon km2’lik bir alanda Türk dilinin çeşitli lehçeleri konuşulmaktadır.
6
Türk dil ailesinin en fazla konuşucuya sahip kollarından biri olan Türkiye Türkçesi, sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde değil, komşu ülkelerde yaşayan ve Türkiye Türkçesinin ağızlarını konuşan soydaşlarımız, çalışmak üzere Avrupa’ya, Amerika’ya, Avustralya’ya ve dünyanın diğer bölgelerine giden yurttaşlarımız sayesinde çok geniş bir alanda konuşulan ve yazılan dillerdendir.
7
Türk Dil Ailesi Türk lehçeleri, yirmi yazı dili hâlinde yaklaşık km2 bir alanda ’i aşkın kişi tarafından yazı dili ve konuşma dili olarak kullanılmaktadır.
8
Türk Lehçeleri Güneybatı (Oğuz) Türk Lehçeleri
Güneydoğu Türk Lehçeleri Kuzeybatı (Kıpçak) Türk Lehçeleri Kuzeydoğu Türk Lehçeleri
9
Konuşma dili olarak Türkçenin tarihi çok daha eskilere gitmektedir.
Çin kaynaklarında, Türklerin diline ait eski bilgiler yer almaktadır. Konuşma dili olarak Türkçenin en az yıllık bir geçmişi vardır.
10
Bugünkü dillerin büyük bir bölümü, hatta bugünkü bazı dillerin atası sayılan diller bile yokken
TÜRKÇE VARDI…
11
TÜRKÇENİN TARİHİ İlk yazılı kaynaklarımız Orhon Yazıtları VIII. yüzyıla aittir. Ancak son yapılan kazılarla, Orhon yazısıyla yazılmış metinlerin Sibirya’dan Kafkasya’ya, buradan da Doğu Avrupa’ya kadar olan geniş alanda yayılma özelliği gösterdiği anlaşılmıştır. Yeni yazıtlar, Türkçenin tarihini daha da eskiye götürecektir.
12
Türkçenin Dönemleri a. 8. yüzyıldan önceki dönem b. Eski Türkçe dönemi c. Osmanlı Türkçesi dönemi ç. Türkiye Türkçesi dönemi
13
Biçim Bakımından Dünya Dilleri
Tek heceli diller Bitişken diller Bükümlü diller
14
Kaynakları Bakımından Dünya Dilleri
a. Hint-Avrupa dil ailesi b. Sami dil ailesi c. Bantu dil ailesi ç. Çin-Tibet dil ailesi d. Ural-Altay dil ailesi
15
Hint-Avrupa Dil Ailesi
Avrupa kolu Asya kolu a.Germen dilleri a.Sanskrit Almanca b.Farsça Flemenkçe c.Ermenice İngilizce İskandinav dilleri b.Roman dilleri c.Slav dilleri Latince Rusça Fransızca Bulgarca İspanyolca Sırpça İtalyanca Lehçe
16
Sami Dil Ailesi Arapça İbranice Akatça
17
Bantu Dil Ailesi Orta ve Güney Afrika’da konuşulan diller
18
Çin-Tibet Dil Ailesi Çince Tibetçe Tayland Burma
19
Ural-Altay Dil Ailesi Ural kolu Altay kolu a.Fin-Ugor dilleri a.Türkçe
Fince b.Moğolca Macarca c.Mançu-Tunguz Ugorca Permce b.Samoyed dilleri
20
TÜRKÇE, ZENGİN BİR SÖZ VARLIĞINA SAHİPTİR…
21
Divanü Lügat-it-Türk’ün söz varlığı 8.500 civarındaydı.
TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’ünde anlam varlığı bulunmaktadır.
22
Bölge ağızlarımızın söz varlığı, bilim ve sanat terimlerimiz,
deyimlerimiz, atasözlerimiz, dilimizin zenginlikleridir…
23
Akrabalık adlarımız, Renk adlarımız, Yemek adlarımız, … son derece zengindir.
24
Amca, dayı, hala, teyze, baldız, bacanak, elti, görümce, babaanne, anneanne…
böle : Teyze çocuğu, kuzen, kuzin
25
Doğadaki bütün renkler Türkçede karşılığını bulmuştur….
ateş kırmızısı böcek kabuğu buğday rengi camgöbeği çivit mavisi demir kırı demir pası deniz mavisi barut rengi deve tüyü duman rengi bakır çalığı bakır kırı bakır rengi bakla çiçeği bal rengi balköpüğü
26
gülkurusu güvercinboynu güvercingöğsü horozibiği kavuniçi kazayağı kemik rengi kestane dorusu tozpembe kızıltı kiremit rengi kirli sarı limon küfü ördekbaşı ördekgagası pas rengi pekmezköpüğü
27
tütün rengi vapurdumanı vişneçürüğü yaprak kurusu yavruağzı yumurta sarısı zeytin rengi
28
ÖLMEK göçmek, can vermek, kaybedilmek, hayatını kaybetmek, yaşamını yitirmek, hayatı sona ermek, gözlerini hayata kapamak, hayata gözlerini yummak, son nefesini vermek, canı çekilmek, ömrü vefa etmemek, nefesi bitmek…
29
Ölmekle ilgili inanca dayalı sözler ve deyimler
Allah’ın rahmetine kavuşmak, ebediyete intikal etmek, öbür dünyaya göç etmek, ruhunu teslim etmek, vadesi dolmak, Hakk’a yürümek, şehit olmak, şahadet mertebesine ermek, dünyasını değiştirmek, eceli gelmek, vakti gelmek, vadesi dolmak, vadesi gelmek
30
Ölümün türüne göre Başını vermek, maktul düşmek, kurban gitmek, canı çıkmak, canı çekilmek, yüreğine inmek, çatlamak, duvağına doymamak, alı yeşili üstüne dökülmek, gözü açık gitmek, eceline (canına, kanına) susamak, kanıyla ödemek, emrihak vaki olmak, ahiret yolcusu olmak
31
Argoda Zıbarmak, gümlemek, gebermek, kakırdamak, yuvarlanmak, cavlağı çekmek, kalıbı değiştirmek, cartayı çekmek, zartayı çekmek, kuyruğu titretmek, nalları dikmek, başını yemek, iki kolu yanına gelmek, teneşire gelmek, sabaha çıkmamak, postu vermek, dört kolluya binmek, imamın salına binmek…
32
Türkçe sözlerin genel özellikleri
* Türkçe sözlerde â, î, û gibi uzun ünlü yoktur. * o ve ö ünlüleri Türkçe sözlerin yalnızca ilk hecesinde bulunur: böbrek, böcek, köken televizyon, horoz
33
* j, f Türkçe sözlerde yer almayan harflerdir.
övke > öfke yuvka > yufka * h, c, ğ, l, m, n, v, z harfleri Türkçe sözlerin başında yer almaz. kangı > hangi katun > hatun barmak > varmak
34
* Türkçe sözlerde iki ünlü yan yana gelmez:
şair zanaat fiil ideoloji
35
* Türkçe sözlerde aynı iki ünsüz yan yana bulunmaz:
kubbe iddia bakkal İzzet anne, elli, belli
36
* Türkçe sözlerin başında iki ünsüz bulunmaz:
tren Hristiyan Slav
37
* Türkçe sözlerin sonlarında ancak aşağıda sıralanan çift ünsüzler bulunabilir:
lç - ölç rk - kork lk - ilk rç - sürç lp - alp rp - sarp lt - alt rp - sarp nç - sevinç rs - ters nk - denk rt - ört nt - ant st - üst
38
* Türkçe sözlerde kesme işareti bulunmaz:
def’aten (defaten) iş’arî (işari) kur’a (kura) Kur’an
39
gelmek koşmak oturmak üç beş ben sen
40
Ana dilimiz Türkiye Türkçesi için yok olma tehlikesi şimdilik söz konusu olmasa bile, Türk lehçelerinden kimileri için böyle bir tehlike söz konusudur. Sibirya’daki birkaç Türk lehçesi ne yazık ki yok olma sürecine girmiştir.
41
Yabancı sözlerin kullanılması, iş yeri adlarında yabancılaşma gibi olumsuzluklar, asla Türkçenin yapısından veya yetersizliğinden kaynaklanmamaktadır. Türkçeye karşı kayıtsızlıktan, Türkçenin kullanılışında özensizlikten, başta ana dilimiz Türkçe olmak üzere kültürel değerlerimize olan ilgisizliğimizden kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır.
42
Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin… ATATÜRK
43
I. Yazım ve Sorunları II. Türkçede Genel Anlatım Bozuklukları III. Telaffuz (Söyleyiş) ve Buna İlişkin Hatalar IV. Resmî Yazışmalar
44
A) Yazım ile ilgili kısa bir tarihçe
B) Yazım kuralları C) Noktalama işaretleri Ç) Kısaltmalar D) En çok karşılaşılan yazım yanlışları
46
YAZIM KURALLARI Uzun ünlü şa:ir numu:ne i:man va:li ka:ide bera:ber ifa:de
47
esas esa:sı ruh ru:hum sabah saba:ha hukuk huku:ku kabul kabu:lü
48
Ünlemlerde iki veya üç ünlü yan yana gelebilir:
ooooh aaaah
49
Düzeltme işareti adem (yokluk), âdem (insan); adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık); alem (bayrak), âlem (dünya, evren); alim (her şeyi bilici), âlim (bilgin); aşık (ayak bileğindeki kemik), âşık (vurgun, tutkun); hakim (hikmet sahibi), hâkim (yargıç); hali (pazar yerini), hâli (durumu, vaziyeti); hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz); şura (şu yer), şûra (danışma kurulu).
50
dergâh, tezgâh, yadigâr;
dükkân, hikâye, kâğıt, kâr, mahkûm, mekân, sükûn, sükût;
51
dâhilî, edebî, fikrî, haricî, fennî
(Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk'ün) resmi ve resmî (kuruluşlar)
52
millîleştirmek, resmîlik âdet (gelenek, alışkanlık)
Sıralama adet (sayı) âdet (gelenek, alışkanlık) kılkuyruk (kuş) kıl kuyruk (zayıf) akrep (böcek) Akrep (burç)
53
Ünsüzlerin nitelikleri
1. Tonlu (yumuşak) ünsüzler: b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z. 2. Tonsuz (sert) ünsüzler: ç, f, h, k, p, s, ş, t. ağaç, ak, at, büyük, ip, ot, saç, üç, yoğurt, yurt. ad (isim), at (binek hayvanı); od (ateş), ot (bitki); sac (yassı demir), saç (kıl).
54
sebep (< sebeb), kitap (< kitab),
bent (< bend), cilt (< cild), bant (< band), etüt (< etüd), metot (< metod), standart (< standard), ahenk (< aheng), hevenk (< aveng), renk (< reng). sebep / sebebi, kitap / kitabı, bent / bendi, cilt / cildi, etüt / etüdü, metot / metodu, standart/ standardı, ahenk / ahengi, hevenk / hevengi, renk / rengi.
55
cumhuriyet / cumhuriyete,
ahlak / ahlakın, cumhuriyet / cumhuriyete, evrak / evrakı, emlak / emlakı, hukuk / hukuku, ittifak / ittifaka, sepet / sepeti.
56
çalap / çalabı, kelep / kelebi; ağaç / ağacı, kazanç / kazancı;
geçit / geçidi, kanat / kanadı; başak / başağı, bıçak / bıçağı, çocuk / çocuğu, dudak / dudağı, durak / durağı, uzak / uzağı.
57
ak / akı; at / atı; ek / eki; et / eti; göç / göçü;
ip / ipi; kaç / kaça, kaçıncı; kök / kökü; ok / oku; ot / otu; saç / saçı; sap / sapı; suç / suçu; üç / üçü, üçüncü
58
but / budu, dip / dibi, gök / göğü, kap / kabı, kurt / kurdu, uç / ucu, yurt / yurdu.
59
aç-tı, aş-çı, bak-tım, bas-kı, çiçek-ten, düş-kün, geç-tim, ipek-çi, seç-kin, seç-ti, süt-çü.
60
üçgen, dörtgen, beşgen, dikgen, çokgen
61
Büyük Ünlü Uyumu adım, ağız, ayak, boyun, boyunduruk, burun, dalga, dudak, duvak, kırlangıç; beşik, bilezik, gelincik, gözlük, üzengi, vergi, yüzük
62
anne, dahi, elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman.
63
ahenk, badem, ceylan, çapari, çiroz, dükkân, fidan, gazete, hamsi, kestane, kiraz, kitap, liman, limon, maden, manifatura, metal, meydan, mikrop, minare, model, nişan, nişasta, pehlivan, rüzgâr, selam, terazi, tercüman, tezgâh, tiyatro, valiz, vida, viraj, yadigâr, ziyafet, ziyaret
64
çalışırken, durmazken; akşamki, yarınki; akşamleyin, sabahleyin;
gönüldaş, meslektaş; dayımgil; çalışırken, durmazken; akşamki, yarınki; akşamleyin, sabahleyin; ekşimtırak, yeşilimtırak; geliyor, gülüyor, içiyor, örüyor.
65
adalet-sizlik, anne-si, elma-lı, harita-cılık, hangi-si, içiyor-lar, kardeş-lik, kare-li, kitap-lardan, metod-umuz, meslektaş-ımız, şişman-lık, tarih-çilerimiz, veriyor-du.
66
alkol / alkolü, hakikat / hakikati, helak / helakimiz, kabul / kabulü, saat / saate, sadakat / sadakatten
67
Küçük Ünlü Uyumu anlaşmak, yanaşmak, kayıkçı, ısırmak, ılıklaşmak, seslenmek, yelek, bilek, çilek.
68
boyunduruk, çocuk, odun, yorgunluk, yoklamak, vurmak, yumurta, uçtu, önde, özlemek, güreşmek, sürmek.
69
avuç, avurt, çamur, kabuk, kavuk, kavun, kavurmak, kavuşmak, savurmak, yağmur.
70
alkol, daktilo, doktor, horoz, radyo, konsolos, profesör, aktör, bandrol, kabul, mühim, muzır, müzik, mümin, vakur.
71
Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı
başlıyor, kanıyor, oynuyor, doymuyor; izliyor, diyor, gelmiyor, gözlüyor.
72
başlayan, yaşayacak, atlayarak, saklayalı, atmayalım, gelmeyen, izlemeyecek, gitmeyerek, gizleyeli, besleyelim.
73
diyen, diyerek, diyecek, diyelim, diye; yiyen, yiyerek, yiyecek, yiyelim, yiye, yiyince, yiyip.
Ancak deyince, deyip örneklerindeki e yazılışta korunur.
74
Ünlü Düşmesi ağız / ağzı, alın / alnı, bağır / bağra, bağrım, beniz / benzi, beyin / beynimiz, beyne, boyun / boynu, böğür / böğrüm, burun / burnu, geniz / genzi, göğüs / göğsün, gönül / gönlünüz, karın / karnı, oğul / oğlu, resim / resme; çevirmek / çevrilmek, devirmek / devrilmek.
75
ğ – v değişmesi döğmek, dövmek; göğermek, gövermek; oğmak, ovmak; öğmek, övmek; söğmek, sövmek.
76
n – m değişmesi saklambaç (< saklanbaç), dolambaç (< dolanbaç), ambar (< anbar), cambaz (< canbaz), çarşamba (< çeharşenbe), perşembe (< pencşenbe), çember (< çenber), kümbet (< gunbed), memba (< menba), mümbit (< munbit), tambur (< tunbur).
77
Ünsüz Türemesi fiyat (< fiat), fayda (< faide), zayıf (< zaif), mavna (< ma'ûna), konservatuvar, laboratuvar, pisuvar, repertuvar, tretuvar, tuval, tuvalet.
78
Ünsüz Düşmesi hak (< hakk), his (< hiss), ret (< redd), zan (< zann), zem (< zemm). hak / hakka, his / hissimiz, ret / reddi, zan / zannımca, zem / zemmi.
79
Fiil Çekimi İle İlgili Yazılışlar
geleceğim, gelmeyeceğim, gelemeyeceğim, geleceğiz, gelmeyeceğiz, gelemeyeceğiz, gelmeyeceksin, gelemeyeceksin; alacağım, almayacağım, alamayacağım, almayacaksın, alamayacaksın, başlayacağım. başlayayım, gelmeyeyim; başlayalım, gelmeyelim. başlayasın, başlaya, başlayasınız, başlayalar; gelmeyesin, gelmeye, gelmeyesiniz, gelmeyeler.
80
-ken Ekinin Yazılışı okur-ken (< okur iken), yazar-ken (< yazar iken), çalışır-ken (< çalışır iken), uyur-ken (< uyur iken), başlar-ken (< başlar iken), olgun-ken (< olgun iken), durgun-ken (< durgun iken), yolday-ken (< yolda iken).
81
-ki aitlik ekinin yazılışı
akşamki, yarınki, duvardaki, Turgut'unki, yoldaki, ondaki, yazıdaki, onunki. bugünkü, dünkü, öbürkü.
82
ki Bağlacı demek ki, kaldı ki, bilmem ki. belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. Babam geldi mi ki? Başbakan konuşacak mı ki?
83
da/de bağlacı Kızı da geldi gelini de. Orhan da biliyor. Oğluna da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Konuşur da konuşur. Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te şeklinde yazılmaz. Ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır (ya da).
84
Ayşe de geldi (Ayşe'de geldi değil).
devede kulak, evde kalmak, yolda kalmak, ayakta durmak, çantada keklik. Yeme de yanında yat.
85
ile Sözünün Yazılışı baltayla (balta ile), çevreyle (çevre ile), yapıyla (yapı ile), keçiyle (keçi ile), kuzuyla (kuzu ile), sürüyle (sürü ile). arkadaşıyla (arkadaşı ile), anasıyla (anası ile), dolayısıyla (dolayısı ile), kuyusuyla (kuyusu ile), ölçüsüyle (ölçüsü ile), sütüyle (sütü ile). arkadaşla (arkadaş ile), kardeşle (kardeş ile), ayakla (ayak ile), başla (baş ile), sütle (süt ile), gümüşle (gümüş ile), oyunla (oyun ile).
86
mı, mi, mu, mü Soru Ekinin Yazılışı
Kaldı mı? Olur mu? İnsanlık öldü mü? Verecek misin? Okuyor muyuz? Çocuk muyum? Gelecek miydi? Ölür müsün, öldürür müsün? Güzel mi güzel! Yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız. Vaz mı geçtin?
87
Birleşik sözler kaynana (< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için), pazartesi (< pazar ertesi), sütlaç (< sütlü aş), birbiri (< biri biri).
88
affetmek, affolunmak, hissetmek, reddeylemek, reddolunmak, zannetmek.
azletmek, azledilmek, emretmek, hükmetmek, hükmolunmak, kaybolmak, kaydedilmek, keşfetmek, keşfedilmek, küfretmek, nakletmek, neşretmek, neşrolunmak, sabretmek, seyretmek, şükreylemek, zikretmek; affetmek, affolunmak, hissetmek, reddeylemek, reddolunmak, zannetmek.
89
defetmek, haletmek (tahttan indirmek), katetmek, menetmek, menolunmak, tabetmek
90
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Bitki Adları aslanağzı (bitki), aslanpençesi (bitki), civanperçemi (bitki), geyikdili (bitki), katırtırnağı (bitki), keçiboynuzu (bitki), kızkalbi (bitki); açıkağız (bitki), akkuyruk (çay), altınbaş (kavun), altıparmak (palamut), beşbıyık (muşmula), topbaş (bitki).
91
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Hayvan Adları danaburnu (böcek), öküzburnu (kuş); akbaş (kuş), alabacak (at), beşparmak (deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), iribaş (kurbağa kurtçuğu), kababurun (balık), kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), kepçeburun (yaban ördeği), kızılkanat (balık), sarıağız (balık), sarıgöz (balık), tokmakbaş (balık), uzunkuyruk (kuş), yeşilbaş (ördek).
92
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Hastalık Adları itdirseği (arpacık); delibaş (hastalık), karabacak (hastalık), karataban (hastalık).
93
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Eşya Adları balıkgözü (halka), deveboynu (boru), domuzayağı (çubuk), domuztırnağı (kanca), horozayağı (burgu), kargaburnu (alet), keçitırnağı (oyma kalemi), kedigözü (lamba), leylekgagası (alet), sıçankuyruğu (törpü); baltabaş (gemi) gagaburun (gemi), kancabaş (kayık).
94
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Tarz Adları ayıbacağı (yelken tarzı), balıksırtı (desen), civankaşı (nakış), eşeksırtı (çatı tarzı), kazkanadı (oyun), kırlangıçkuyruğu (işaret), koçboynuzu (işaret), köpekkuyruğu (spor), sıçandişi (dikiş).
95
Organ Bildiren Sözlerle Kurulan
Yiyecek Adları dilberdudağı (tatlı), hanımgöbeği (tatlı), hanımparmağı (tatlı), kadınbudu (köfte), kadıngöbeği (tatlı), kargabeyni (yemek), kedidili (bisküvi), tavukgöğsü (tatlı), vezirparmağı (tatlı).
96
İlk Ögesi Organ Adı Olan Sözler
bağrıkara (kuş), baldırıkara (bitki), baştankara (kuş), karnıkara (börülce), sırtıkara (balık), yanıkara (hastalık).
97
acemborusu (bitki), çobançantası (bitki), gelinfeneri (bitki), kuşyemi (bitki), suşeridi (bitki), şeytanfeneri (bitki), venüsçarığı (bitki), yılanyastığı (bitki); sazkayası (balık), şeytaniğnesi (hayvan), yılaniğnesi (balık); balgümeci (dikiş), beşikörtüsü (çatı tarzı), turnageçidi (fırtına); bülbülyuvası (tatlı), kuşlokumu (kurabiye); beştaş (oyun), dokuztaş (oyun), üçtaş (oyun).
98
adayavrusu (tekne), akşamsefası (bitki), camgüzeli (bitki), çadıruşağı (bitki), çayırgüzeli (bitki), gecesefası (bitki), saksıgüzeli (çiçek); bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan), karadul (örümcek).
99
Altıkardeş (yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi),
Büyükayı (yıldız kümesi), Küçükaslan (yıldız), Kervankıran (yıldız), Samanyolu (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız kümesi).
100
meryemanaeldiveni (bitki).
alinazik (kebap), ayşekadın (fasulye), hafızali (üzüm), havvaanaeli (bitki), karafatma (böcek), meryemanaeldiveni (bitki).
101
düşünebilmek, yapabilmek, uyuyakalmak, gidedurmak, çıkagelmek, düşeyazmak, öleyazmak, uçuvermek
102
alaşağı (etmek), albeni, ateşkes, çalçene, çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, rastgele, sallabaş, sallasırt, sıkboğaz, unutmabeni; çekyat, geçgeç, kaçgöç, kapkaç(çı), örtbas, seçal (self-servis), veryansın (etmek), yapboz (puzzle), yazboz
103
ağaçkakan, cankurtaran, çöpçatan, gökdelen, oyunbozan, saçkıran,
akımtoplar, basınçölçer, bilgisayar, çoksatar, değerbilmez, etyemez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz, varyemez, vurdumduymaz.
104
albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, fırdöndü, gecekondu, hünkârbeğendi, imambayıldı, külbastı, mirasyedi, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı, eltieltiyeküstü (desen).
105
dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu (oyun);
biçerdöver, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer; çakaralmaz
106
balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, kazayağı, kavuniçi, narçiçeği, tavşankanı, vişneçürüğü, yavruağzı.
107
akkefal, alabalık, sarıbalık;
akağaç, akçaağaç, akkavak, alacamenekşe, alaçam, karaçalı, karadut, kızılağaç, sarıçiçek; akkefal, alabalık, sarıbalık; akdoğan, alacakarga, beyazsinek, bozayı, karasinek; aksu, karahumma, kızılyara, mavihastalık, maviküf.
108
akşamüstü, akşamüzeri, ayaküstü, ayaküzeri, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı, şuuraltı
109
Alper, Aydoğdu, Gülnihal, Gündoğdu, Varol;
Adıvar, Atatürk, Gökalp, Güntekin, Karaosmanoğlu, Yurdakul; Boynueğri Mehmet Paşa, Yirmisekiz Çelebi Mehmet.
110
Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar;
Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş.
111
Akşehir, Suşehri, Yenişehir; Atakent, Batıkent, Sarıyer, Yenimahalle;
Karabağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz, Kızıldeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu
112
Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Ertuğrulgazi, Kemalpaşa (ilçesi);
Necatibey (Caddesi), Mustafabey (Caddesi), Gazi Osmanpaşa (Üniversitesi)
113
Düsseldorf, Fontainebleau, Nürnberg, Neustadt, Schwarzwald
114
Ile-de-France, Saint-Bernard, Saint-Gothard.
115
güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu.
116
İkiyüzellialtımilyarbeşyüzyirmibeşmil-yonyediyüzellibin lira
117
başağırlık, başbakan, başçavuş, başeser, başfiyat, başhekim, başhemşire, başkahraman, başkarakter, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başşehir, başyazar. aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı.
118
Caferoğlu, Karaosmanoğlu, Orazbeykızı; Candaroğulları, çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı.
119
ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, hanımnine, hıyarağalık, kadınnine, paşababa.
120
dalkavuk, dalkılıç, daltaban, daluyku
121
Açıortay, adamkökü, adamotu, âdemotu, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağırkanlı, ahududu, akarsu, akaryakıt, akciğer, akkor, aksakal, aktöre, akyuvar, alyuvar, anamal, anaokulu, anapara, anayasa, anneanne, atardamar, atarkanal, atasözü, aybaşı, ayçiçeği, ayçöreği, babaanne, basmakalıp, başıboş, başıbozuk, başıkabak, başörtü, başvurmak, beşibiryerde, bilirkişi, bindallı, birdenbire, birdirbir, birtakım, bozkır, bugün, buzdolabı, çeşitkenar, çiftetelli, delikanlı, demirbaş, denizaltı, denizaşırı, derebeyi, derebeylik, dereotu, dışbükey, dikdörtgen, dipnot, doludizgin, dolunay, dörtkenar, dörtnal, dörtnala, düzayak, ebekuşağı, ebemkuşağı, enikonu, erbaş, eşkenar, etobur, gelişigüzel, giderayak, gökyüzü, gözyaşı, günaşırı, güvenoyu, halkoyu, hayhay, içbükey,
122
içgüdü, içtepi, içyağı, ikizkenar, ilkbahar, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ilkyaz, ipucu, kabataslak, kahverengi, kamuoyu, karaciğer, karekök, kartopu, kasımpatı, kenarortay, kelaynak, kongövde, külhanbeyi, külhanbeylik, külkedisi, milletvekili, murdarilik, omurilik, ortaokul, otobur, öngörmek, öngörü, önsezi, öteberi, özdeyiş, paralelkenar, pekâlâ, pekiyi, sacayağı, sacayak, sadeyağ, sağduyu, sağyağ, semizotu, serinkanlı, sıcakkanlı, sıkıyönetim, sıradağ, sıradağlar, sivrisinek, soğukkanlı, sonbahar, soyadı, sütana, sütanne, sütbaba, sütkardeş, sütnine, sütoğul, takımada, takımyıldız, tekdüze, tepetakla, tepetaklak, tereyağı, tıpkıbasım, tıpkıçekim, toplardamar, topyekûn, tozpembe, varoluş, varsayım, vazgeçmek, yanardağ, yarıçap, yarımada, yarıyıl, yavrukurt, yerküre, yeryüzü, yılbaşı, yöneylem, yüznumara, yüzyıl, zeytinyağı
123
biraz birazı birkaç birkaçı birtakım birçok birçoğu hiçbir hiçbiri herhangi
124
çayhane dershane kahvehane süthane yatakhane yazıhane yemekhane
125
Recaizade Resülzade Sami Paşazade Sümbülzade Vahapzade amcazade dayızade teyzezade
126
beyanname davetname kanunname pendname seyahatname siyasetname Battalname Oğuzname
127
cürmümeşhut, ehlibeyt, erkânıharp,
gayriahlaki, gayriciddi, gayrikabil, gayrimenkul, gayrimeşru, hüsnükuruntu, suistimal, suikast, suiniyet; meddücezir, tarumar; alicenap, sahipkıran; anbean, keşmekeş, özbeöz, yüzbeyüz; pürhiddet.
128
aliyyülâlâ, darülaceze, darülfünun, fevkalade, hıfzıssıhha, şeyhülislam, aleykümselam, Allahüalem, bismillah, fenafillah, inşallah, maşallah, velhasıl, velhasılıkelam.
129
acembuselik, hisarbuselik, muhayyerkürdi.
ağır aksak, yürük aksak, yürük semai.
130
İçişleri Dışişleri Genelkurmay Yükseköğretim
131
Gaziantep, Gazimagosa, Kahramanmaraş, Şanlıurfa.
132
doğumevi, huzurevi, radyoevi, yayınevi, basımevi.
133
apaçık, apak, büsbütün, çepçevre, çepeçevre, çırçıplak, çırılçıplak, dümdüz, düpedüz, gömgök, güpegündüz, kapkara, kupkuru, paramparça, sapsağlam, sapasağlam, sapsarı, sırsıklam, sırılsıklam, sipsivri, yemyeşil.
134
Ayrı Yazılan Birleşik Sözler
arz etmek, deli olmak, göç etmek, ilân edilmek, kabul eylemek, not etmek, okumuş olmak, terk etmek; angaje olmak
135
Hayvan Türlerinden Biriyle Kurulan Birleşik Sözler
kılıç balığı, köpek balığı, acı balık; çalı kuşu, deve kuşu, alıcı kuş; ateş böceği, cırcır böceği, sümüklü böcek; meyve sineği, sirke sineği; deniz yılanı, Ankara keçisi, fındık faresi, tarla sıçanı, Beç tavuğu, ada tavşanı, kaya örümceği, bal arısı, Pekin ördeği, Ankara kedisi, Afrika domuzu, su aygırı, su samuru, yaban koyunu.
136
Bitki Türlerinden Biriyle Kurulan Birleşik Sözler
beşparmak otu, güzelavrat otu; acı ot, sütlü ot; ateş çiçeği, salon çiçeği; ölmez çiçek; dantel ağacı, kör ağaç; altın kökü, saçak kök, Amerika elması, deve dikeni, Amerika üzümü, çakal armudu, at kestanesi, can eriği, yer mantarı, şeker kamışı, taş nanesi, Japon gülü, Antep fıstığı, soya fasulyesi, Hint bademi, Afrika menekşesi, kuzu sarmaşığı, kavak inciri, kayısı kurusu; su sarımsağı, şeker pancarı;kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm, salkım söğüt.
137
baklaçiçeği (renk), narçiçeği (renk), suçiçeği (hastalık);
ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik); çöreotu semizotu, dereotu
138
Nesne, Eşya, Alet Türlerinden Biriyle Kurulan Birleşik Sözler
çakmak taşı, Hacıbektaş taşı, buzul taş, damla taş; Arap sabunu, tıraş sabunu, el değirmeni, kahve dolabı, çalışma odası, cep saati, duvar takvimi, çalışma masası, kurtarma aracı, yatak örtüsü, el kitabı, Frenk gömleği, İngiliz anahtarı, alt geçit, çekme demir, dolma kalem, dönme dolap, toplu iğne, vurmalı çalgılar, yapma çiçek; afyon ruhu, tuz ruhu.
139
Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu, keçi yolu, seğirdim yolu, sıçan yolu; köprü yol.
140
açık oturum, açık öğretim, ana dili, ay tutulması, baş ağrısı, baş belâsı, baş dönmesi, çıkış yolu, çözüm yolu, dil birliği, güç birliği, güneş tutulması, iş birliği, iş bölümü, madde başı, ses uyumu, yer çekimi
141
edebiyat bilimi, gök bilimi, halk bilimi, ruh bilimi;
dil bilgisi, halk bilgisi, ses bilgisi, şekil bilgisi.
142
alt hava yuvarı, göz yuvarı, hava yuvarı, su yuvarı; hava küre, ışık küre, renk küre, taş küre, yarı küre, yarım küre
143
bohça böreği, badem yağı, maden suyu, kaşar peyniri, beyaz peynir, fırın kebabı, İnegöl köftesi, ezogelin çorbası, kâğıt helvası, acı badem kurabiyesi, Kemalpaşa tatlısı, badem şekeri, balık yumurtası, çubuk makarna, kakaolu kek, çiğ köfte, dolma biber, kesme şeker, süzme yoğurt, yarma şeftali, kuru yemiş.
144
Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız;
gök kuşağı, yağmur kuşağı; gök taşı, hava taşı, meteor taşı
145
aşık kemiği, serçe parmak, azı dişi, kuyruk sokumu, safra kesesi;
çatma kaş, takma diş, ekşi surat, karga burun, kepçe kulak, ağır ayak, çakır pençe, demir yumruk, kuru kafa
146
çetin ceviz, çöpsüz üzüm; eski kurt, sarı çıyan, sağmal inek;
ağır top, deli balta, eksik etek, eski toprak, eski tüfek, kara maşa, dipsiz testi, sapsız balta, kapı mandalı, sabır taşı.
147
bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası,
hafta başı, hafta sonu, ay sonu, yıl sonu.
148
bakar kör, çalar saat, güler yüz, koşar adım, yazar kasa;
çıkmaz sokak, geçmez akçe, görünmez kaza, tükenmez kalem; akan yıldız, uçan daire.
149
bal rengi, gül rengi, kurşun rengi;
ateş kırmızısı, boncuk mavisi, Çingene pembesi, küf yeşili.
150
açık mavi, açık yeşil, kara sarı, kirli sarı, konur al, koyu mavi,
koyu yeşil.
151
ayak yalın, baş açık; başı açık, cebi delik, eli sıkı, gözü açık,
kulağı delik.
152
adım adım, ağır ağır, akın akın, allak bullak, baka baka, cik cik (ötmek), çeşit çeşit, gide gide, karış karış, konuşa konuşa, şıpır şıpır, tak tak (vurmak), takım takım, uslu uslu, yavaş yavaş; bata çıka, çoluk çocuk, düşe kalka, eciş bücüş, eski püskü, ev bark, konu komşu.
153
at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap.
154
baş başa, diz dize, el ele, göz göze, iç içe, omuz omuza, yan yana;
baştan başa, daldan dala, elden ele, günden güne, içten içe, yıldan yıla; başa baş, bire bir, dişe diş, göze göz, teke tek; ardı ardına, boşu boşuna, darı darına, günü gününe, peşi peşine, ucu ucuna.
155
Batı Anadolu, Doğu Anadolu, Orta Anadolu, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Orta Doğu, Yakın Doğu, Uzak Doğu, Güneybatı Anadolu, İç Erenköy, Küçük Çekmece, Büyük Çekmece, Aşağı Ayrancı, Yukarı Ayrancı
156
Bahçelievler Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi; Alp Dağları, Nemrut Dağı; Aral Gölü, Balkaş Gölü; Marmara Denizi; Sakarya Irmağı, Tuna Nehri.
157
Gazi Osmanpaşa Mahallesi; Ziya Gökalp Bulvarı; Nene Hatun Caddesi;
Fevzi Çakmak Sokağı; Mustafa Kemalpaşa (ilçesi), Koca Mustafapaşa; Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sultan Ahmet Camii.
158
Anadolu Kavağı, Rumeli Kavağı, Karadeniz (veya Zonguldak) Ereğlisi, Konya Ereğlisi, Marmara Ereğlisi.
159
Buenos Aires, Frankfurt am Main, Freiburg im Breisgau, Hyde Park, Korlovy Vary, Mont Blanc, New Orleans, New York, Rio de Janeiro, San Marino, Wiener Neustadt, Titov Veles
160
öğrenci yurdu, sağlık yurdu.
aş ocağı, sağlık ocağı; öğrenci yurdu, sağlık yurdu.
161
devletler arası, kıtalar arası;
ahlak dışı, çağ dışı, din dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı; fizik ötesi, kızıl ötesi, mor ötesi; aklı sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra.
162
deri altı, su altı, toprak altı, yer altı
arka üstü, baş üstü, böbrek üstü (bezleri), kıç üstü, sırt üstü, tepe üstü. deri altı, su altı, toprak altı, yer altı
163
alt tabaka, ana bilim dalı, ön söz, art niyet, arka teker, yan etki, karşı görüş, iç tüzük, dış piyasa, orta öğrenim, küçük harf, sağ açık, sol bek, peşin hüküm, bir hücreli, iki canlı, tek eşli, çok anlamlı, çift kanatlılar
164
bin dokuz yüz doksan altı
on dört, elli iki, yüz altmış dört, kırk bir, üç yüz kırk yedi, bin dokuz yüz doksan altı
165
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Yüksek Seçim Kurulu, Devlet Malzeme Ofisi, Emekli Sandığı, Atatürk Orman Çiftliği
166
Herhangi bir sözündeki bir kelimesi gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır.
Akıl yaşta değil baştadır; akıntıya kürek çekmek, çam devirmek, çanak tutmak, gönlünden geçirmek, göz atmak, kulak asmak, kulak vermek, çantada keklik, devede kulak, kepçe kuyruk, yağlı kuyruk, yüz görümlüğü.
167
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
Ak akça kara gün içindir. 1940 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini bitirdim.
168
O zaferler getiren atların
Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış. (Arif Nihat Asya)
169
Shakespeare (Şekspır),
Mustafa Kemal Atatürk, Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim, Mehmet Emin Yurdakul, Yunus Emre, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Shakespeare (Şekspır), Wilhelm Radloff, Vilhelm Thomsen, Victor Hugo.
170
Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık).
171
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk,
Sayın Hasan Eren, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Doktor Behçet Uz, Mareşal Fevzi Çakmak; Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman, Avcı Mehmet, Deli Petro; Gül Baba, Susuz Dede, Adile Hala, Gülsüm Bacı, Sultan Ana.
172
Sayın Bakan Sayın Başkan Sayın Profesör Sayın Vali
173
Sevgili Kardeşim Aziz Dostum Değerli Arkadaşım
174
Düldül Sarıkız Fino Karabaş Pamuk Minnoş Tekir
175
Türk, Alman, İngiliz, Rus, Arap, Japon; Oğuz, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar; Karakeçili, Hacımusalı
176
Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça, Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca.
177
Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudî Arabistan, Azerbaycan Cumhuriyeti
178
Müslüman / Müslümanlık, Hristiyan / Hristiyanlık, Musevi / Musevilik, Budist / Budizm; Hanefi / Hanefilik, Maliki / Malikilik, Protestan / Protestanlık, Katolik / Katoliklik.
179
Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Oziris, Kibele. Eski Yunan tanrıları.
cennet, cehennem, uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü, gayya kuyusu.
180
Merkür Mars Neptün Plüton Halley
181
Türkiye, Kazakistan, Fransa, Çin, Hindistan, Mısır;
Asya, Avrupa; Türkiye, Kazakistan, Fransa, Çin, Hindistan, Mısır; İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Yakın Doğu; Ankara, İstanbul, Taşkent, Bağdat, Moskova; Turgutlu, Ürgüp, Ahlat; Çayırbağı, Akçaköy; Bahçelievler, Cebeci; Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi; Sankiyedim Sokağı, Asmalımescit Sokağı.
182
Marmara Denizi, Aral Gölü, Balkaş Gölü, Sakarya Irmağı, Meriç Nehri, Tuna Nehri, Alp Dağları, Altay Dağları, Erciyes Dağı.
183
Gazi Osmanpaşa Mahallesi, Yıldız Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Karaköy Meydanı, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, Fevzi Çakmak Sokağı, İnkılap Sokağı, Reşat Nuri Sokağı.
184
Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mostar Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı.
185
Yeşilay Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Danışma Kurulu
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi; Yeşilay Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Danışma Kurulu Talim ve Terbiye Kurulu
186
Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal;
Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Yüzyıl, Yeni Asır; Halı Dokuyan Kızlar (tablo); Düşünen Adam (heykel); Medeni Kanun, Borçlar Hukuku (kanun), Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği.
187
Halı Dokuyan Kızlar tablosu.
Milliyet gazetesi, Resmî Gazete, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu.
188
Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leylâ ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı
Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leylâ ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı? Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım.
189
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Nevruz Bayramı
Cumhuriyet Bayramı, Ramazan Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Nevruz Bayramı Anneler Günü Öğretmenler Günü Tıp Bayramı
190
tiyatro günü, kitap haftası, film haftası, sağlık haftası, dil kurultayı.
191
Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi, Tanzimat Dönemi. divan şiiri, divan edebiyatı, halk şiiri, halk edebiyatı, eski Türk edebiyatı.
192
Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Türkolog, Türkoloji, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı, Bursalı.
193
acem (Türk müziğinde bir perde),
hicaz (Türk müziğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), acemi (tecrübesiz), amper (elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş birimi), allahlık (saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışmak).
194
acemaşiran acembuselik bayati hicazkâr türkü varsağı bayatı
195
Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi.
196
1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. 29 Ekim 1923,
29 Mayıs 1453 Salı günü, 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. 29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982'de göreve başladı. Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantılarını perşembe günleri yaparız.
197
Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor.
Otobüs Durağı, Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon. III. Kat, IV. Sınıf, I. Blok.
198
Alıntı sözlerin yazılışı
inci, kent, kamu, duvar, merdiven, çamaşır, pencere, kitap, memleket, ceviz, iskele, banka, sigorta, hidrojen, operasyon, futbol, portakal, sandalye, elektrik, otomobil, parlamenter, parlamento, şarjör.
199
bahis (< Arapça bahs), emir (< Arapça emr),
fikir (< Arapça fikr), hüküm (< Arapça hükm), ilim (< Arapça ilm), keşif (< Arapça keşf), sabır (< Arapça sabr)
200
bahse, emri, fikre, hükmün, nutku, ömrün, şahsı, şehre;
keşfolunmak, nakletmek, şükretmek, seyredilmek, zehretmek, zikreylemek.
201
francala, gram, gramer, gramofon, grup, kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör, program, proje, propaganda, protein, prova, psikoloji, slogan, snop, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren, triptik.
202
iskarpin iskele iskelet istasyon istatistik kulüp
203
alafranga, apartman, biyografi, elektrik, gangster, kilogram, orkestra, paragraf, program, telgraf
204
aks, film, form, lüks, modern, natürmort, risk, seks, slayt, teyp
205
biyografi, diyagram, dogma, magma, monografi, paragraf, program;
arkeolog, demagog, diyalog, filolog, jeolog, katalog, monolog, psikolog, Türkolog, ürolog. coğrafya, fotoğraf, topoğraf
206
Alıntı sözlerde kesmeli yazılış
a-ra-ba-cı, o-ku-lu-muz, se-vi-ne-cek-ler, ta-şı-na-bi-lir. cüz-i, hal-etmek, iş-ar, iz-an, kıt-a, kur-a, Kur-an, mel-un, mer-i, meş-um, sun-i, vak-a, vüs-at. defa, defetmek, heyet, menetmek, mesele, neşe, neşet, sanat.
207
cüz, def, hal, kat, men. cüzü, defi, hali, katı, meni, nevi, tabı, vazı. cami-i, cami-si bayi-ye, cami-ye, memba-ya, mevzu-ya, mısra-ya; bayi-yi, cami-yi, memba-yı, mevzu-yu, mısra-yı.
208
dava (da:va), mamur (ma:mur), mana (ma:na), memur (me:mur), resen (re:sen), tamim (ta:mim), tecil (te:cil), tediye (te:diye), tehir (te:hir), telif (te:lif), tesir (te:sir).
209
Satır sonunda kelime bölünmesi
a-ra-ba, ka-ra-ca, ta-le-be. bir-lik, sev-mek, Türk-çe, Kork-maz.
210
… baş- öğretmen değil, ba- şöğ-ret-men; Karaosman- oğlu değil, Karaosmanoğ- lu.
211
a- raba değil, ara- ba; müdafa- a değil, müda- faa;
212
Edirne' nin... ' da...
213
Sayıların yazılışı iki hafta sonra, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, dört kardeş, üçüncü sınıf, bin yıldan beri, beş yüz, üç yüz
214
saat 17.30'da, saat 11.00’de lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş kişi.
215
saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat onda
216
iki yüz, üç yüz altmış beş. yüzdoksanbin, ikiyüzellibin, beşyüzaltmışbin.
217
150 kişi, lira, 75 kilometre XX. yüzyıl, III. Selim, XIV. Louis, V. Karl, VIII. Edward, 1.XI.1928, I. Cilt, XII. Cilt.
218
32 605, , , 32.605 , ,
219
15,2 (15 tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26)
220
15., 56., XX.; 5'inci, 6'ncı.
221
ikişer, dokuzar, yüzer; üçer üçer, onar onar
222
Türkiye'de, Van Gölü'ne, Ağrı Dağı'nın;
Kesme İşareti Fatih Sultan Mehmet'e, Atatürk'üm, Türkiye'm, İnönü'den, Yurdakul'dan, Kâzım Karabekir'i, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan; Türk'e, Alman'ı; Jüpiter'den, Venüs'ü; Türkiye'de, Van Gölü'ne, Ağrı Dağı'nın; Ziya Gökalp Bulvarı'nda, Çankaya Köşkü'ne, Sait Halimpaşa Yalısı'ndan; Kiralık Konak'ta, Sinekli Bakkal'ı; Millî Eğitim Temel Kanunu’na
223
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan,
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına.
224
Klasik Türk Edebiyatına, Millî Edebiyat Akımının,
Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Klasik Türk Edebiyatına, Millî Edebiyat Akımının, Edebiyat-ı Cedide Topluluğunun
225
Ahmet Mithat Efendi’nin.
Mustafa Kemal Paşa’ya, Nasrettin Hoca’da, Enver Paşa’nın, Zeynep Hanım’a, Ayhan Bey’den, Ahmet Mithat Efendi’nin.
226
29 Ekime..., 30 Ağustos Çarşambadan sonra
227
Niceliler, Lilleli, Bordeauxlu, Honolululu.
228
Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı; Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Ereğlililer. Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hristiyanlıktan, Aydınlıdan.
229
TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye.
230
“1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.”
1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik.
231
K'oldu, N'oldu? N'etsin? N'eylesin? N'apalım?
232
a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -daş'la yapılmış birçok söz vardır.
233
Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin. İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.
234
Nokta ( . ) 3. (üçüncü), 15. (on beşinci), IV. (dördüncü); II. Mehmet, XIV. Louis, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak.
235
I A. a. II B. b.
236
, 29.X.1923. 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923.
238
4.5=20 3.6=18 9.4=36
239
Virgül ( , ) Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (Halide Edip Adıvar, Kalp Ağrısı) Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller (Faruk Nafiz Çamlıbel)
240
Bir varmış, bir yokmuş. Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez. (Falih Rıfkı Atay, Denizaşırı)
241
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz.
(Mustafa Kemal Atatürk)
242
Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Panorama)
243
Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.
Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Mustafa Kemal Atatürk)
244
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim) akşam akşam, yavaş yavaş, bata çıka, koşa koşa.
245
Datça'ya yarın gideceğim, dedi.
– Bugünlük bu kadar her gün üç mermi, diye düşündü. (Tarık Buğra, Küçük Ağa)
246
Hatta bahçede gezen hanımefendi bile işin farkına varıp,
– Nen var senin çocuğum, diye sormak zorunda kaldı. (Haldun Taner, Hikâyeler)
247
Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz
Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz. Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor. (Yahya Kemal Beyatlı) — Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
248
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.
(Halit Ziya Uşaklıgil, İzmir Hikâyeleri)
249
Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir.
(Mustafa Kemal Atatürk) Sayın Başkan, Sevgili Kardeşim, Değerli Arkadaşım,
250
Kuşadası, 7 Şubat (Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu)
251
38,6 (otuz sekiz tam, onda altı),
25,33 (yirmi beş tam, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş).
252
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa, Mahşer) Ahmet eve gelip yemeğini yedi. Tuncay, koşmaksızın derse yetişti.
253
Noktalı Virgül ( ; ) Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
254
Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.
Sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden. İş işten geçti; artık gelse de olur, gelmese de.
255
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakü.
256
Halis bir şiir fena okunabilir; lakin sahte bir şiir iyi okunamaz.
(Yahya Kemal Beyatlı) Bir millet ordusunu kaybedebilir, bağımsızlığını da kaybedebilir; fakat dilini sakladıkça o millet yaşıyor demektir. (Nihal Atsız, Türk Ülküsü)
257
İki Nokta (:) Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem. Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü! (Falih Rıfkı Atay, Çankaya) – Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? Ziraatçı sayar: – Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...
258
Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. (Mustafa Kemal Atatürk) Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim. (Falih Rıfkı Atay, Denizaşırı) Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük; Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Yahya Kemal Beyatlı)
259
Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz, Falih Rıfkı Atay: Çankaya,
Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Yaban, Faruk Nafiz Çamlıbel: Bir Ömür Böyle Geçti
260
a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.
261
Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
Üstten gök çökmedikçe altan yer delinmedikçe ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin? Koro : Göğe erer başımız başınla senin ! Bilge Kağan : Ulusum birleşip yücelsin diye gece uyumadım, gündüz oturmadım. Türklerim Bilge Kağan der bana. Ben her şeyi onlar için bildim. Nöbetteyim ! (A. Turan Oflazoğlu, Anıtkabir)
262
56 : 8 = 7, 100 : 2 = 50.
263
Üç Nokta (...) Ne çare ki, çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da, bu yanı... (Tarık Buğra, Dönemeçte)
264
Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.
B..., 7 Nisan (Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu) Arabacı B...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur)
265
Mümtaz, bu dükkâna bakarken hiç farkında olmadan Mallarmé'nin mısraını hatırladı: "Meçhul bir felaketten buraya düşmüş..." (Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur)
266
Soru İşareti (?) Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel, Yolcu ile Arabacı) Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? (Ahmet Haşim, Merdiven) Atatürk bana sordu: — Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz? (Falih Rıfkı Atay, Çankaya) Gümrükteki memur başını kaldırdı: — Adınız? Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı? Yoksa bu sözümde yalan var mı? (Bilge Kağan)
267
Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?).
Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaşamıştır (1208 ?-1284). (Türk Dünyası El Kitabı)
268
Ankara'dan Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli ...
269
Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.
Alp Er Tonga öldi mü Esiz ajun kaldı mu Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur. Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı (Haldun Taner, Onikiye Bir Var) Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)
270
Kısa Çizgi ( - ) Örnek olsun diye -örnek istemez ya- söylüyorum.
271
al-ış, dur-ak, Dur-sun, Dur-muş,
gör-gü-süz-lük. al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır-. -den, -lık, -ış, -ak. a-raş-tır-ma, bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, ya-zar-lık, prog-ram.
272
Türkçe-Fransızca Sözlük,
Aydın-İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, , Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı'nda soy-dil-din üçgeni, Birinci Dünya Savaşı, öğretim yılı.
273
sıfat-fiil, zarf-fiil;
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi.
274
Tırnak İşareti (“...”) Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakikî mürşit ilimdir.” vecizesi yer almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk'ü duygulandırır.
275
“Akıl yaşta değil baştadır
“Akıl yaşta değil baştadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu? “İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar. (Yahya Kemal Beyatlı)
276
Yeni bir “barış taarruzu” başladı.
Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer.
277
Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı
Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı. (Ahmet Hamdi Tanpınar) “İmla Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir. Cahit Sıtkı'nın “Şairin Ölümü” şiirini Yahya Kemal çok sevmişti (Ahmet Hamdi Tanpınar) Bugünün gençleri “Dar Kapı”yı okumalıdırlar. (Ahmet Hamdi Tanpınar) Yahya Kemal’in “Kendi Gök Kubbemiz”i okudunuz mu?
278
Ünlem işareti ( ! ) Ne mutlu Türk’üm diyene! (Mustafa Kemal Atatürk) Gurbet o kadar acı Ki ne varsa içimde Hepsi bana yabancı Hepsi başka biçimde! (Kemalettin Kâmi Kamu) Hava ne kadar da sıcak! Aşkolsun! Ne kadar akıllı adamlar var!
279
Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri!
(Mustafa Kemal Atatürk) Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)
280
Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar! (Faruk Nafiz Çamlıbel) Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak bir devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil Onan) Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
281
İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!)
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
282
Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır: — Eski şehri gezdin mi?
Uzun Çizgi (__) Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır: — Eski şehri gezdin mi? — Rothshild'in evine gittin mi? — Goethe'nin evini gezdin mi? (Ahmet Haşim, Frankfurt Seyahatnamesi) — Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
283
İslâm Bey — Ben daha ölmedim.
Sıtkı Bey — Oğlum ben kalenin teslimini düşünmüyorum. Kurtarmağa bir çare arıyorum. Kalenin teslimini düşünen seninle müzakere etmez a! İslâm Bey — Kurtarmaya çare... Kavga ederiz... Ölürüz... Teslim olmayız... Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister. İslâm Bey — Ben daha ölmedim. (Namık Kemal, Vatan yahut Silistre)
284
Eğik Çizgi (/) Ne sen, ne ben / Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ / Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ / Olan bu mâî deniz / Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. (Ahmet Haşim, O Belde)
285
Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA
286
02/04/2005 18/11/1969
287
-a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden.
288
70 / 2 = 35 60 / 3 = 20 80 / 4 = 20
289
Tek Tırnak İşareti (‘…’)
Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz'in bu güzel şiirini okumaya başladı. “Şinasi'nin ‘safi Türkçe’ ile yazdığını söylediği şiirlerden sonra vardığı bu konuşulan dil fikri şüphesiz ki ondan gelen en büyük kazancımızdır.” (Ahmet Hamdi Tanpınar)
290
Göktürk Anıtları'nda geçen fakat günümüze ulaşmayan bazı örnekler: bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, eçü apa ‘ecdat, atalar’, tüketi ‘tamamen, bütünüyle’.
291
Denden İşareti ( " ) a. Etken fiil b. Edilgen " c. Dönüşlü " ç. İşteş "
292
Yay Ayraç ( () ) Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç, Söyleşiler) Süleyman Şah'ın cenazesi sudan ihraç olunarak (çıkarılarak) hemen orada defnedilmiştir ki makarrı (durağı) hâlâ “Türk Mezarı” namıyla maruftur (tanınmıştır). (Refik Halit Karay, Bir İçim Su)
293
İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam’a yaklaşır. ) Ne oluyor beyefendi
İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam’a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın... Kaymakam – (hiddetle) Ne olacak baba... Oğlunun katili ecnebi tebaasıymış... Düşman gemileri üstümüze toplarını çevirmişler, Adalı'yı istiyorlar... Sağ salim onu teslim edecekmişiz. (Reşat Nuri Güntekin, İstiklal)
294
Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin. (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)
295
I) 1) A) a) II) 2) B) b)
296
Köşeli Ayraç ( [ ] ) Mongolın Ertniy Tüü (Arheologiyn Nayruulal) [Mogolistan'ın Eski Tarihi (Arkeolojik Araştırmalar)], BNMAU-ın şinjleh Uaanı Akademii Tuuıyn ureelen, Ulaanbaatar 1977.
297
Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet 1922.
Yekta Bahir [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler.
298
Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Kül-tegin ye[di yaşında kaldı...].
(Çözülmüş Orhon Yazıtları)
299
Kısaltmalar TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu); KB (Kutadgu Bilig), TD (Türk Dili), B (batı), GB (güneybatı),
300
ASELSAN (Askerî Elektronik Sanayii),
BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi).
301
ABD (Amerika Birleşik Devletleri) T.C. (Türkiye Cumhuriyeti).
302
C (karbon), Ca (kalsiyum), Fe (demir); m (metre), km (kilometre), g (gram), l (litre), hl (hektolitre), m² (metre kare), cm² (santimetre kare)
303
Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi),
İng. (İngilizce), Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi), Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), Gen. (General); is. (isim), hzl. (hazırlayan), çev. (çeviren), kim. (kimya).
304
kg'dan, cm'yi, mm'den; BDT'ye, THY'de, TRT'den. ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya. vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.lı.
305
TÜBİTAK'ın (TÜBİTAĞ'ın değil).
AGİK'in (AGİĞ'in değil), CMUK'un (CMUĞ'un değil), RTÜK'e (RTÜĞ'e değil), TÜBİTAK'ın (TÜBİTAĞ'ın değil). ÇUKOBİRLİK'e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE), FİSKOBİRLİK'in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN).
306
1. Doğruluk 2. Açıklık 3. Etkili olma
İyi bir yazı ve konuşmanın üç özelliği vardır: 1. Doğruluk 2. Açıklık 3. Etkili olma
307
YAZILIŞ YANLIŞLARI Sözlerin yanlış yazılışı Eklerin yanlış yazılışı Düzeltme iminin kullanılmaması Kesme iminin kullanılmaması Bitişik veya ayrı yazılan sözlerin kurallarına uymama Bağlaçların yanlış yazılışı Büyük harf yazımına ilişkin yanlışlıklar ki bağlacının yazılışı da, de bağlacının yazılışı mı / mi soru ekinin yazılışı Noktalama işaretlerinde yapılan yanlışlıklar Kısaltmalarda yapılan yanlışlıklar
308
Yapılan yanlışlar; Bilgisizlik. Yazım kılavuzu ve sözlük kullanma alışkanlığı olmaması. Dikkatsizlik ve acelecilik.
309
Çoğunluğu yabancı kökenli sözlerin yazılışında yapılan yanlışlar, söyleyişi de etkilemekte, hem yazılışta hem söyleyişte yaygın yanlışlıklara (galatımeşhur) yol açmaktadır.
310
Sözlerin yanlış yazılması:
YANLIŞ DOĞRU kurdela kordela kurdale kordale kurdele rasgele rastgele keyf keyif gurup (öbek anlamında) grup ateşe ataşe kasedi kaseti ihracaat ihracat mütala mütalaa
311
klüp kulüp red ret meyva meyve insiyatif inisiyatif
müdail müdahil klüp kulüp red ret meyva meyve insiyatif inisiyatif geçitinde geçidinde inşaa inşa süpriz sürpriz
312
ropörtaj, röpörtaj röportaj
şofor, şöför, şöfor şoför eksoz, egsoz, egsozst egzoz arabeks arabesk
313
b) Eklerin yanlış veya eksik yazılması
hizmetci hizmetçi minibüsde minibüste Bilecik’de Bilecik’te TCK’nın TCK’nin Paris’de Paris’te
314
“Halk bizi muhalefet verdi”.
doğrusu: bize “Ne farkı var şehirde büyümüş kızla köyde büyümüş kız arasında”. doğrusu: fark “Doğu Anadolu sorunun göç olduğunu bildirdi”. doğrusu: sorununun
315
İşler açılıcak işler açılacak
sevmiyenleri sevmeyenleri sağlıyacak sağlayacak
316
c) Düzeltme işaretinin kullanılmamasından kaynaklanan yanlışlar:
hükümet hükûmet kağıt kâğıt imkan imkân adem (yokluk) âdem (insan) aşık (kemik) âşık (tutkun)
317
dahil dâhil harekat harekât resmi resmî hala hâlâ inkar inkâr
318
hakimiyet hâkimiyet herhalde herhâlde dükkan dükkân edebi edebî
319
ç) Kesme işaretinin kullanılmaması veya yanlış kullanılması
Amerikada Amerika’da Elazığ’lı Elâzığlı Sağlık Bakanlığı’na Sağlık Bakanlığına O’na ona dosyaları’da dosyaları da oğlu’da oğlu da Allaha Allah’a
320
d) Ayrı ve bitişik yazılan sözler
varya var ya terkediyor terk ediyor yasadışı yasa dışı arzetmek arz etmek yurtiçi yurt içi yurtdışı yurt dışı biraraya bir araya farkettim fark ettim herşey her şey
321
biran bir an satınalma satın alma yolaçan yol açan işbirliği iş birliği elbirliği el birliği sözkonusu söz konusu
322
hergün her gün başkanvekili başkan vekili köşeyazarı köşe yazarı üstgeçit üst geçit malolmak mal olmak içgiyim iç giyim haftasonu hafta sonu
323
soğuk kanlı soğukkanlı küfür edişi küfredişi kayıt olmak kaydolmak
Bazen de bitişik yazılması gereken sözlerin ayrı yazıldığı görülür. bir çoğu birçoğu hiç bir hiçbir soğuk kanlı soğukkanlı küfür edişi küfredişi kayıt olmak kaydolmak
324
e) ki bağlacının yazılışı
diyorki diyor ki demekki demek ki sanmaki sanma ki
325
f) -ki aitlik ekinin yazılışı
“Geçen yıl ki maç” doğrusu: Geçen yılki maç “bu ay ki hasılat” doğrusu: bu ayki hasılat
326
g) da/de bağlacının ve –da/-de bulunma ekinin yazılışı
olupta olup da yada ya da seninde senin de atıf da bulunan atıfta bulunan Ahmet te (geldi) Ahmet de (geldi) Kitap Ahmet dedir Kitap Ahmet’tedir.
327
ğ) mı / mi soru ekinin yazılışı
olurmu olur mu kapalımı kapalı mı biliyormu biliyor mu
328
SEZAR’IN MEŞHUR SORUSU:
SENDEMİ BRUTUS ? SENDE Mİ BRUTUS? SEN DE Mİ BRUTUS?
329
h) Noktalama işaretlerinde yapılan yanlışlıklar
YANLIŞ DOĞRU Dr Dr. Böyle mi olacaktı. Böyle mi olacaktı? Osman geldi, ve bağırdı. Osman geldi ve bağırdı.
330
ı) Kısaltmalarda yapılan yanlışlıklar
YANLIŞ DOĞRU Gr. g km.’ye km’ye yard. yrd. no. nu.
331
GENEL ANLATIM BOZUKLUKLARI
332
Genel anlatım bozuklukları:
A. Sözlerle ilgili kusurlar B. Cümle ile ilgili kusurlar 1. Ses ve uyum kusurları 2. Anlam kusurları
333
1. Ses ve uyum kusurları: a) Tenafür (Kakofoni) b) Zincirlenme c) Tekrar sıklığı
334
a)Tenafür (Kakofoni) ufak ufakçık ufacık küçük küçükçük küçücek büyük büyükçük büyücek azcık azıcık bircik biricik koşullaştırılmışlık, olasılıklı, bilinçlilik, batılılaşmışlık, önceliklilik, biçimselleştirilebilirlik gibi kelimelerde tenafür söz konusudur.
335
b) Zincirlenme 1. Eklerde görülen zincirlenme hatası Hacettepe Üniversitesinin Edebiyat Fakültesinin Batı Dil ve Edebiyatları Bölümünün Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi.
336
2.Kelimelerde görülen zincirlenme hatası
Kapıyı açıp, ayakkabılarını çıkarıp, salona yürüyüp koltuğa oturdu. doğrusu: Kapıyı açtı, ayakkabılarını çıkardı, salona yürüyüp koltuğa oturdu. Yataktan kalkarak, ellerini yıkayarak, dişlerini fırçalayarak kahvaltıya oturdu. doğrusu: Yataktan kalktı, ellerini yıkadı, dişlerini fırçalayarak kahvaltıya oturdu.
337
c) Tekrar sıklığı girme girişimi Olay nasıl oldu Sabah olan olay, bardağı taşıran son olaydı. Arkadaşlarım birdenbire işi alaya dökerek benimle alaya başladılar.
338
2. Anlam kusurları a) Garabet 1.Anlamı herkesçe öğrenilmemiş kelimeleri kullanmak: “...çalışmalarını, olanaklarımız içinde Türkiye ve tüm dünya araştırıcılarına zamanında duyurma olasılığını bulur ve sağlarız” cümlesindeki “olasılık” kelimesi “imkân” yerine kullanılmıştır. Hâlbuki bu kelime “ihtimal” yerine türetilmiştir. “Kenya ve Yugoslavya’da çıkarılan taşları Eskişehir’deki lüle taşıyla karşılaştırmak olası değildir.” cümlesindeki "olası” kelimesi de yanlış olarak “mümkün” yerine kullanılmıştır.
339
2. Artık unutulmuş, kullanıştan düşmüş kelime ve şekilleri kullanmak:
yazıklı (günahkâr), gözgü (ayna), bark (apartman), barika (şimşek), kanfese (tespih böceği), selce (istiridye), teshil (kolaylaştırma). Türkçe söyleyişe uydurduğumuz doğu kökenli alıntı kelimeleri asli şekilleriyle kullanmak da garabettir: müşkil>müşkül, mümkin>mümkün, terceme>tercüme, mahabbet>muhabbet vb.
340
Dilimize girmiş ve söyleyişçe Türkçeleştirilmiş batı kökenli yabancı kelimeleri asli şekilleriyle kullanmak da garabettir: stasyon, pitza, clup. doğrusu: istasyon, pizza, kulüp.
341
3. Dilde yerleşmemiş yabancı kelimeleri kullanmak da birer “garabet”tir:
moncher (azizim), madame (hanım), hello (merhaba), brand extention (marka türlemesi), hands free (dokunmasız).
342
4. Yabancı kelimelerle Türkçe kelimeleri rastgele birleştirmek de garabete sebep olur: makro düzeyde, mikrodil bilimi, psikodil bilimi, gayripratik.
343
5. Nefret ve tiksinti uyandıran müstehcen ve kaba kelimeler kullanmak da garabete yol açar.
344
b) Aykırılık 1. Şekil ve üslupta aykırılık a) Aykırı kelime kullanılması "Tatil zamanı yanaştı." doğrusu: "yaklaştı" olacaktır. "Dilerseniz bir şarkı söyleyelim" doğrusu: "isterseniz" veya "arzu ederseniz" olacaktır. "Kendisi, mahallemizde, 'iyilik yapmak için yaratılmış bir adam' diye çağrılır." doğrusu: "anılır" olacaktır.
345
"Beyaz Lale diye bir hikâye okudum."
doğrusu : "adlı" olacaktır. “Vapur rıhtıma yaklaştı.” doğrusu : “yanaştı” olacaktır.
346
b) Aykırı sesler hikâye, şikâyet, kâtip, eşkâl, ikametgâh Zevk, şevk, kredi, grev, inkılap Rol, alkol, hâl, lamba, lavanta Nâzım (nazm eden), âlem, katil (öldüren), âşık, şair, millî, ilmî Nazım (şiir), alem (minarenin üst kısmı), aşık (bildiğimiz kemik parçası), katil (öldürme),
347
"Ahmet"e rastladım, ilaçı aldım“
İnsanlik, gitmak, gelecegem, celdum "Âşıkıyım beni çağran bu sesin" mısrasında "ı" sesi vezin zorlamasıyla düşürülmüştür.
348
c) Aykırı gramer şekilleri
efkârlar Talebe, hademe, ukala gibi kelimeler tekrar çokluk yapılabilir. "bana öğretmek" yerine "beni öğretmek", "eve gitmek" yerine "evi gitmek" gibi. aydınlanacağızdır, bilirdir (bilir), kullanılabilinir (kullanılabilir), dedi kine (dedi ki), niyekine (niye ki), ne ki (ne var ki), cevaplamak (cevaplandırmak yerine), pahalılatmak (pahalılaştırmak), dolayında (dolaylarında).
349
ç) Aykırı yardımcı fiiller
umut etmek (ummak yerine), etki etmek (etkilemek yerine), bekleme yapmak (beklemek yerine), gecikme yapmak (gecikmek yerine), müzakere yapmak (müzakere etmek yerine), ayar yapmak (ayar etmek yerine), dersini yapmak (dersini vermek yerine), film yapmak (film çevirmek yerine), Bebek yapmak (Bebek'e gitmek yerine), gazete yapmak (gazete çıkarmak yerine). banyo almak (yıkanmak yerine), çay almak (çay içmek yerine), yenilgi almak (yenilmek yerine), istek almak (istenmek yerine), sahne almak (sahneye çıkmak yerine).
350
2.Anlamda aykırılık "kafasız" yerine "başsız", "kalpsiz" yerine "gönülsüz” veya “yüreksiz", "siyah mürekkep" yerine "kara mürekkep", "kara talih" yerine "siyah talih", "ak alın" yerine "beyaz alın", "Allaha ısmarladık" yerine "Tanrıya ısmarladık", "Tanrı misafiri" yerine "Allah misafiri",
351
"günaydın” ve “merhaba" yerine "selam",
"Allah aşkına" yerine "Tanrı aşkına". "düş kırıklığı" sözünü "hayal kırıklığı“ yerine; soru zarfı olan "neden" kelimesini isim olan "sebep" yerine; "bu sebeple" kelimelerini "buna göre, bu münasebetle, bu vesileyle" yerine; "bilakis" kelimesini "bilhassa" yerine kullanmak anlamda aykırılık yaratmaktadır.
352
B. Cümle ile ilgili kusurlar
1.Fazlalık a) Kelime fazlalığı “...dolayısıyla bunun yeri ve mekânı yetkili kurullardır.” “Örneğin mesela, al bunu, getir bana, derim, getirir.” “İmkânlarım olanaklarım dahilinde devam edeceğim.” okumaya olan eğilim doğrusu: okumaya eğilim onu tuttuğu kararından doğrusu: onu kararından İtalya’da yapılan gelişmeler doğrusu: İtalya’daki gelişmeler
353
“Kapalı* spor salonu ful dolu.”
doğrusu: hıncahınç dolu, dopdolu “Bir edebiyatçı ve yazın insanı olarak...” “Neden böyle bir gereksinime ihtiyaç duydunuz?”. doğrusu: böyle bir şeye “... ÖSS sınavının iptali...” doğrusu: ÖSS’nin Bir topluluğun önemli sözü dinlenir saygın kişileri doğrusu: Bir topluluğun önemli, sözü dinlenir saygın kişileri
354
“Bir parça ara veriyoruz, bu ara esnasında...”
doğrusu: bu esnada “Birkaç tane daha haber vardı.”. doğrusu: Birkaç haber daha
355
“uzmanlaşmış profesyoneller”.
“Mustafa Yıldız’ın cansız cesedi yolda yatarken...”. “Bu acılara mecburen katlanmak zorunda kalıyoruz.”. “Dışarıdan ithal ediliyor.”.
356
2. Eksiklik a) Kelime ve kelime gruplarında eksiklik Ben her zaman çay veya yoğurt yiyorum. doğrusu: Ben her zaman çay içiyor veya yoğurt yiyiyorum. Hiçbir sürücümüzün alkollü direksiyon başına geçmesini tavsiye etmiyorum. doğrusu: Hiçbir sürücümüzün alkollü olarak direksiyon başına geçmesini tavsiye etmiyorum.
357
b) Eklerde eksiklik Eksik ve hata olduğu doğrusu: Eksik ve hatalı olduğu Taraf ve şişirme haber doğrusu: Taraflı ve şişirme haber Türk doktorlar (ulusu gösterir) Türk doktorları (Türkiye’deki doktorları, ülkeyi gösterir).
358
c) Cümlede eksiklik Bu, kararlı, dediklerini öylesine ödünsüz uygulayabilen bir başkan görüntüsü vermelidir ki... Cümlede "kararlı" dan önce "öylesine" kelimesi bulunmalıydı. Dogmaların, öğretilere kesin yenildiği bir çağda yaşıyoruz. "Kesin" kelimesi zarf olarak kullanılamaz, "kesin olarak" denmesi gerekir. Cebimdeki para yaklaşık 20 milyondu. doğrusu: yaklaşık olarak
359
İlk İtalya’ya gittiğimde doğrusu: İtalya’ya ilk gittiğimde
3. Sıra yanlışlığı İlk İtalya’ya gittiğimde doğrusu: İtalya’ya ilk gittiğimde Fakat TBMM bunun pek bilincinde görünmemektedir. doğrusu: Fakat TBMM pek bunun bilincinde görünmemektedir.
360
Ancak bu gizliliğin en herkesçe bilinen bölümüdür nikâh törenleri.
doğrusu: Ancak bu gizliliğin herkesçe en iyi bilinen bölümüdür nikâh törenleri. Cesetler çok denizde kaldıkları için şişmiş. doğrusu: Cesetler denizde çok kaldıkları için şişmiş.
361
Dışişleri Eski bakanı doğrusu: Eski Dışişleri bakanı Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal doğrusu: Sayın Cumhurbaşkanı Turgut Özal
362
İzinsiz inşaata girilmez.
doğrusu: İnşaata izinsiz girilmez. "Japonya Başbakanı bir hafta içinde petrol üreten dört Orta Doğu ülkesini ziyaret edecek." doğrusu: "Japonya başbakanı petrol üreten dört Ortadoğu ülkesini bir hafta içinde ziyaret edecek.
363
4. Uyumsuzluk a) Özne-yüklem uyumsuzluğu Olup olmadığını soruldu. doğrusu: Olup olmadığı soruldu. Verdiğini öğrenildi. doğrusu: Verdiği öğrenildi. Sizce yeterli görüyor musunuz? doğrusu: Siz yeterli görüyor musunuz?
364
Bu kadar güçlü devlet bu savaşı neden durduramıyorlar?
doğrusu: durduramıyor Camlar kırıldılar doğrusu: Camlar kırıldı Arabalar durdular doğrusu: Arabalar durdu
365
Hayvanlar koşar, yapraklar düşer, kalemler kırılır.
Şoförler araba kullanırlar, polisler güvenlik işlerine bakarlar. Üç adam geldi, iki çocuk koştu. Herkes gitti. Birçoğu üzüldü.
366
b) Nesne-yüklem uyumsuzluğu
Günün gelişen olayları öğrenmek doğrusu: Günün gelişen olaylarını öğrenmek Gerçek konumuna elde edecek. doğrusu: Gerçek konumunu elde edecek.
367
c) Zarf-yüklem uyumsuzluğu
Müthiş ümitler bağlanıyoruz. doğrusu: Müthiş ümitlerle bağlanıyoruz. Ben bir şarkı söyleyip ondan sonra görüşürüz. doğrusu: Ben bir şarkı söyledikten sonra görüşürüz.
368
ç) Yer tamlayıcısı-yüklem uyumsuzluğu
İş yerinde molotof kokteyli atıldı. doğrusu: İş yerine 10 kutu içinde konmuş dosyalar var. doğrusu: içine
369
Haberleri şöyle bir göz attınız.
doğrusu: haberlere Başka bir konuyla görüşmek üzere. doğrusu: konuda Neler yapacağını bahsedin. doğrusu: yapacağından
370
d) -den bulunma hâli eki yerine başka ekler kullanılması
Beyoğlu’nu yürürken karşılaştığımız sokak çocukları doğrusu: Beyoğlu’nda yürürken karşılaştığımız sokak çocukları
371
e) -e yönelme hâli eki yerine başka ekler kullanılması
zarf içinde konmuş kaset ve tutanaklar doğrusu: zarf içine konmuş kaset ve tutanaklar
372
f) -den çıkma hâli eki yerine başka eklerin kullanılması
Hiç bahsetmiyoruz konuyu doğrusu: Hiç bahsetmiyoruz konudan
373
g) Sıfat-isim uyumsuzluğu
Bir baremler konmuş. doğrusu: Bir barem konmuş. Her il ve ilçelerde çalıştım. doğrusu: Her il ve ilçede çalıştım. Birçok okullarda doğrusu: Birçok okulda Bir grup teröristler doğrusu: Bir grup terörist
374
yüzbinlerce üyeler doğrusu: yüzbinlerce üye milyonlarca kitaplar doğrusu: milyonlarca kitap üç dosyalar doğrusu: üç dosya
375
ğ) Tamlayan ve tamlanan uyumsuzluğu
Pencere beyaz camı doğrusu: Pencerenin beyaz camı Ben bu hafta gitme durumum var. doğrusu: Benim bu hafta gitme durumum var Şehit anneler doğrusu: Şehit anneleri
376
Çocuk giyimden erkek giyimine kadar
doğrusu: Çocuk giyiminden erkek giyimine kadar Mevsimin en sıcak dönemini yaşandığı bugünlerde… doğrusu: Mevsimin en sıcak döneminin yaşandığı bugünlerde… Ekranı başınızda doğrusu: ekran başında
377
h) Bağlaç-yüklem uyumsuzluğu
Eğer yasa geçmediği takdirde doğrusu: Yasa geçmediği takdirde Eğer yasa geçmezse Eğer proje tamamlansa bile doğrusu: Proje tamamlansa bile Eğer proje tamamlanırsa Her ne kadar ise de şeklinde kullanılmalıdır. Her ne kadar çalışkansa da... Ne ırk ne dil ayrımı yapılmadı. doğrusu: Ne ırk ne dil ayrımı yapıldı.
378
ı) Kelime gruplarıyla diğer unsurlar arasındaki uyumsuzluk
Buna ancak okurlar karar verir, uygular. doğrusu: verir ve onlar uygular.
379
"Öğretmen öğrencileriyle arkadaşlık yaklaşımını ön planda tutarak, onların yerel konuşma dilinden uzaklaşıp güzel Türkçemizin dil kurallarına uygun, günlük yaşantılarıyla bağdaşır nitelikte kullanılmasına çalışılmaktadır. doğrusu: güzel Türkçemizi- kullanmalarına- çalışmaktadır.
380
i) Çatı uyumsuzluğu Süre uzatılabilinir. doğrusu: Süre uzatılabilir. düşünülmeden çıkan bir olay doğrusu: çıkarılan Beni kürsüden indirmeye mecbur ettiler. doğrusu: inmeye Polis, saldırının kız meselesi yüzünden gerçekleştirdiği üstünde duruyor. doğrusu: gerçekleştirildiği
381
j) Mantıksızlık yarın gittim doğrusu : gideceğim İleride yaşayan doğrusu: yaşayacak Ne mutlu bize ki yarına ulaşabildik doğrusu: ulaşabileceğiz
382
YABANCI SÖZLERE ÖZENME
“Kongrenin saat onda start alması gerekiyordu”. doğrusu: başlaması “...sizleri akompanya etmek...”. doğrusu : sizlere eşlik etmek “... daha önceki bekrauntta da bu tür başarıları var.”. doğrusu : geçmişinde de / meslek hayatında da “dokümante etmek”. doğrusu: gerekli malzemeyi vermek
383
Vurgu ve Duraklama Yanlışları
Türkçe sözlerde vurgu genellikle son hecededir. Ancak bazı ekler vurguyu kendilerinden önceki heceye atar. Bazı sözlerin de vurgusu başta olur. Yanlış vurgu dilin uyumunu bozar ve kulağı tırmalar. Bazen de anlam kaymasına yol açar. Söz gelişi ilk hecesi vurgulu söylenen Aydın bir şehir adıdır; son hecesi vurgulu olan aydın ise “münevver” demektir. Anlam kaymasına yol açmasa da yanlış vurgu hoş görülemez. Çünkü vurgu dilin ayırt edici özelliklerinden biridir. Bunun en açık kanıtı, ecnebî konuşmasının önce yanlış vurgudan anlaşılmasıdır.
384
“Başkent Ankara’da kitlesel eylemler yapılacak. ”
“Başkent Ankara’da kitlesel eylemler yapılacak.”. FLASH, Gün Ortası Haber, , doğrusu: kitlesel “Yaşamlar altüst olur.”. FLASH, Gerçek Kesit, , doğrusu: altüst
385
60. gününe giren eylemler...”. FLASH, Gün
Ortası Haber, , doğrusu: eylemler “Sina Yarımadası”. ctv, Belgesel, , doğrusu: Sina “Meydanda çok insan toplanmış.” “Meydan da kalabalık, caddeler de.”
386
“. operasyonlar da aralıksız sürdürülüyor. ”. HBB, Haber, 06. 06
“...operasyonlar da aralıksız sürdürülüyor.”. HBB, Haber, , doğrusu: operasyonlar da “Dünkü saldırılarda... bir köprü de hedef alındı.”. TGRT, Haber 12.00, , doğrusu: köprü de “Sarı Lacivertlilerde Kocaeli maçı hazırlığı sürüyor.”. Kanal 7, Haber, , doğrusu: Lacivertlilerde “Yılmaz’ın kararından sonra Çiller’de Yüce Divan telaşı başladı.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , doğrusu: Çiller’de
387
Duraklama yanlışları Cümle sonundaki nokta, yalnız yargının bittiğini değil, konuşmada duraklama yapılması gerektiğini de belirtir. Noktalı virgül ve virgül ise daha kısa duraklamaları ifade eder. Bu bakımdan noktalama işaretleri önem kazanır. Yanlış yere konan bir nokta veya virgül gereksiz duraklamalara yol açabileceği gibi, işaretsizlik de gerekli olan duraklamaların yapılmamasına yol açar. Dolayısıyla spiker ve sunucular için hazırlanan metinlerin noktalama işaretlerinin yerli yerinde olması şarttır. Normal bir yazıda koymaya gerek görmediğimiz virgülleri de duraklama yerlerine koymakta fayda vardır.
388
Tabii ki duraklama yanlışları sadece metinlerin yanlış noktalanmasından kaynaklanmıyor. Spikerin metni daha önceden okumamış olması veya nefesini iyi ayarlayamaması da duraklama yanlışlarına yol açabiliyor. Cümlede yan yana bulunan sıfatla isim, tamlayanla tamlanan, zarfla fiil, unvanla isim ve ikilemeler arasında duraklamak hatalıdır.
389
“Artık yalnız / yaşamaya alışık yaşlılar...”. Kanal A, Günebakan, , doğrusu: yalnız yaşamaya “Bakan / Koray Aydın’la görüştü.”. Kanal A, Günebakan, , doğrusu: Bakan Koray Aydın. Bakan’dan sonra duraklama olursa cümleden başka bir bakanın, Koray Aydın’la görüştüğü anlamı çıkar. “Eroinin hava yoluyla Londra’ya gönderilmek üzere / olduğu anlaşıldı.”. FLASH, Haber, , doğrusu: üzere olduğu
390
“İşçi ve memur sendikaları, dün sürekli / eylem kararı alırken tasarı bugün TBMM’ye sunuldu.”. FLASH, Haber, , doğrusu: sürekli eylem kararı. Burada sürekli, eylem’in sıfatıdır. Sürekli’den sonra duraklama olursa sürekli olarak karar alındığı anlaşılır.
391
DEYİM VE BİRLEŞİK FİİL YANLIŞLARI
Deyimler, sözleri eksiltilemeyen, arttırılamayan ve değiştirilemeyen kalıplaşmış dil birlikleridir. Söz gelişi tavşana kaç, tazıya tut demek deyiminde kaç yerine koş, tazı yerine köpek denilemez; tazıya köpeğe şeklinde bir arttırma söz konusu olamaz. Radyo ve televizyonlarda deyimlerin ve deyimleşmiş birleşik fiillerin bu özelliğinin bozulduğuna tanık olunmaktadır.
392
“Beş aşağı beş yukarı”. Kanal 7, Haber Saati, 12. 05
“Beş aşağı beş yukarı”. Kanal 7, Haber Saati, , doğrusu: Üç aşağı beş yukarı “Ne olur olmaz diye tedbirli konuşuyor.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , doğrusu: Ne olur ne olmaz “...eli ayağı yere basan tek parti...”. Kanal 7, Başkent Kulisi, , doğrusu: ayağı yere basan
393
“davullu zurna ile karşılamak”. Kanal 7, Başkent Kulisi, 02. 05
“davullu zurna ile karşılamak”. Kanal 7, Başkent Kulisi, , doğrusu: davul zurna ile “Acilen şifasını bulmasını diliyoruz.”. FLASH, 23. Saat, , doğrusu: şifa bulmasını “Biliyorsunuz, milyonlar onu gönlüne gömdü”. FLASH, Kurdele, , doğrusu: kalbine gömdü
394
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna çalsan az. ”
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna çalsan az.”. STV, Sabah Esintileri, , doğrusu: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. “Devlet musluğu tutarsa hiç kimse malını satamaz.”. STV, Sağduyu, , doğrusu: musluğu sıkarsa
395
Alıntıların Yanlış Kullanımı
“Dünyaya sevilmiş ve seven nafile bekler.”. TRT 1, Bu Toprağın Sesi, doğrusu: dünyada seven ve sevilen “Hak saklasın belasından / Köroğlu’nun nalesinden”. STV, Âşıklar Kervanı, , doğrusu: Hak saklasın belasından / Köroğlu’nun narasından
396
ÇEVİRİ YANLIŞLARI Diller arasındaki etkileşim bazen söz gruplarına ve cümlelere kadar uzanır. Bazı söz grupları ve deyimler, kaynak dilden hedef dile kaynak dildeki yapısıyla ve bire bir aktarılır. Oysa aynı düşünceyi anlatmak için hedef dilde başka ifade kalıpları, başka deyimler vardır. Hedef dilin deyim ve ifade kalıpları dikkate alınmadan yapılan bu tür çeviriler yanlış sayılır ve dil biliminde bunlara kalka adı verilir. Ana dildeki ifade imkânlarını kullanmak ve kalkalardan kaçınmak esastır. Aksi hâlde çeviri Türkçesi denilen, dilimizin yapısına aykırı anlatımlar çoğalır. Daha çok yabancı film ve dizilerde rastlanan bu tür yanlışlar, ana dilini yeterince bilmemekten veya acele çeviriden kaynaklanmaktadır.
397
“Lütfen kendinize iyi bakıyorsunuz,. dinleniyorsunuz. ”
“Lütfen kendinize iyi bakıyorsunuz, dinleniyorsunuz.”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , doğrusu: Lütfen dikkatli olun ve dinlenin. “Yarın görüşmek üzere herkes kendine iyi baksın.”. NUMBER 1, 1 Numara Seç, , doğrusu: sağlıkla kalın Her iki örnekteki yapı İngilizce take care of yourself kalıbının aktarılmasıdır.
398
“Kahretsin. Kendinden başkasını düşünemez misin sen. ”
“Kahretsin! Kendinden başkasını düşünemez misin sen?”. SHOW, Yalan Rüzgârı, , “Harap bir vaziyetteyim, kendimi yiyeceğim, kahretsin!”. FLASH, Çizgi film, , doğrusu: Allah kahretsin! İngilizce damn! kelimesi, sık sık kahretsin! biçiminde Türkçeye çevrilmektedir.
399
“Sanırım ben burada biraz daha kalacağım. ”. ctv, Dizi, 09. 06
“Sanırım ben burada biraz daha kalacağım.”. ctv, Dizi, , doğrusu: Galiba ben burada biraz daha kalacağım. “Sanırım ben korkuyorum teğmen.”. TGRT, Canlı Hedef, , doğrusu: galiba
400
Sözlerin Yanlış Anlamda Kullanılması
Bir dilin sözleri bazen çok ince anlam ve kullanım farklarıyla birbirlerinden ayrılırlar. Anlamlarının aynı olduğunu sandığımız sözlerin çok defa kullanım yerleri farklı olabilir. Söz gelişi baş-kafa-kelle aynı anlamda görünürler ama aynı yerlerde kullanılamazlar. İnsanın başı ağrır, fakat kafası kızar; kelle ise işkembecide bulunur. Yürek-kalp-gönül sözleri de böyledir. Yüreksiz adam korkaktır; kalpsiz ise merhametsiz. Gönülsüz dersek isteksiz anlaşılır.
401
“Künefeye genelde limon sıkmazlar”. Kanal D, Sabah Şekerleri, 4. 10
“Künefeye genelde limon sıkmazlar”. Kanal D, Sabah Şekerleri, , doğrusu: genellikle “Çünkü sana yaptıkları için nasıl teşekkür edeceğimi bulamadım.”. SHOW, Dizi: Cesur ve Güzel, , doğrusu: nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim
402
“efor göstermek”. Kanal 7, Gündem 13.00, 5.5.1999, doğrusu: sarf etmek
“Bazı fikir ayrıntıları olacak.”. Kanal 7, Haftasonu Haberleri, , doğrusu: ayrılıkları “efor göstermek”. Kanal 7, Gündem 13.00, , doğrusu: sarf etmek
403
“... geçtiğimiz hafta ...”. Kanal 7, Haber, 13.05.1999, doğrusu: Geçen
“Geçtiğimiz hafta istifa etti kendileri.”. FLASH, Düzlem Ayna, , doğrusu: Geçen
404
“. imkânlı kılmak. ”. Kanal A, Yorumlar ve Yankılar, 30. 06
“... imkânlı kılmak ...”. Kanal A, Yorumlar ve Yankılar, , doğrusu: mümkün “...maddi olanağımız imkân verirse...”. TRT 1, Günden Güne, doğrusu: maddi olanağımız (imkânımız) olursa
405
SÖYLEYİŞ BOZUKLUKLARI
Sözlerin genel dildeki yaygın söyleniş biçimleri dışındaki kullanımları birer söyleyiş bozukluğudur.
406
Yaygın söyleniş biçimleri zamanla değişebilir.
meyda:na gelen > meydana gelen Doğru olanı, yaygın söyleniş biçimlerini kullanmaktır.
407
Söyleyiş yanlışları: 1. Kısa ünlülerin uzun söylenmesi: ta:rikat tari:kat ma:kam makam va:him vahim la:ik laik alfa:be alfabe mi:ting miting li:se lise va:ka vaka
408
gaza:bı gazabı yasada:ki yasadaki meyda:na gelen meydana gelen ka:til zanlısı katil zanlısı ha:kem hakem acemi: acemi resmi: geçit resmigeçit Ona ra:kip çıktı. Ona rakip çıktı. ba:kiye bakiye a:demimerkeziyet ademimerkeziyet fanta:zi fantazi
409
“Bile” anlamındaki dahi bağlacının ilk hecesi kısa, ikinci hecesi ise çok hafif uzatılarak söylenmelidir. İlk hece uzatılırsa “olağanüstü yeteneği olan kimse” anlamındaki dâhi kelimesi anlaşılır.
410
Zenci, Ermeni, mermi, ivedi, benzeri gibi sözlerde son ses i’nin uzatılmasına da rastlanmaktadır.
Arapçadan alınmış olan nispet i’si askerî, millî, resmî örneklerinde uzun okunur. Ancak zenci ve Ermeni kelimelerindeki i sesi kısalmıştır. Mermi, ivedi, benzeri kelimelerindeki "i" nispet i’si değildir. Kelimenin asli sesidir.
411
DAHİ “...krediye dāhi ihtiyacı olan memur...”. Kanal A, Günebakan, , doğrusu: dahi “...bunu yapan meslektaşlarımız dāhi olsa...”. etv, Günün Yorumu, , doğrusu: dahi “...Merve Kavakçı’nın birkaç konuşmasından dāhi...”. HBB, Haber, , doğrusu: dahi
412
TARİKAT “Türkiye tārikatları tartışmalı mı?”. etv, Günün Yorumu, , doğrusu: tari:katları “Güney Kore’de Halkın Kutsal Kilisesi adlı bir tārikata mensup 300 mürit...”. NUMBER 1, On Dakika, , doğrusu: tari:kata
413
RAKİP, VAHİM, LAİK “...ra:kip olarak ortaya çıkan...”. Kanal A, Haber, , doğrusu: rakip “...va:him bir durum...”. FLASH, Haber, , doğrusu: vahim “La:iklik”. FLASH, Düzlem Ayna, , doğrusu: laiklik
414
“Ha:lim Sarıoğlu”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 15.05.1999.
doğrusu: Halim “Fa:kir”. Kanal 7, Bu Ülke, doğrusu: fakir “...bize na:sip olacak...”. HBB, Haber, doğrusu: nasip “...aynı meka:nizmadan...”. etv, Haber 14, doğrusu: mekanizmadan
415
“...Amasya’daki akra:ba:larını görmek için...”. HBB, Haber, 06.06.1999.
doğrusu: akrabālarını “Merha:le”. Kanal 7, Haber Saati, doğrusu: merhale “...meyda:na gelen...”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, doğrusu: meydana “...kendi dışında:ki partilere”. TRT 1, Gece Haberleri, doğrusu: dışındaki
416
“Asgari otuz bin, aza:mi: üç milyon lira idi. ”
“Asgari otuz bin, aza:mi: üç milyon lira idi.”. OLAY, Alternatif Bakış, doğrusu: a:zami: Söylenişinde en çok yanlış yapılan sözlerden biri de “azami”dir. Birinci ve üçüncü ünlüsü uzun, ikinci ünlüsü ise kısadır.
417
“...yüksek li:sans programı...”.
doğrusu: lisans “Hükûmetin acemi: olduğunu...”. CNN TÜRK, Ekonomi, doğrusu: acemi
418
“. Mecli:sin tatile girmesinin. ”. TV 9, Ekonomi Haberleri, 04. 06
doğrusu: Meclisin “...savaş uçakları resmi: geçit töreni yaparak...”. TV 9, Aktüel Haber, doğrusu: resmigeçit
419
“Seri: numarası silinmiş silahlar bulundurmak”. NTV, Haber, 15. 10
doğrusu: seri “Pazar günkü nüsha:sında”. Kanal 7, Haber Saati, doğrusu: nüshasında “Suriye ma:ka:mları Hafız Esat’ın hiçbir sağlık problemi olmadığını belirterek...”. NTV, Güne Bakış, doğrusu: makamları
420
“Kabi:nenin kendi içinden ‘Bu bütçe İMF bütçesidir’ şeklinde eleştiriler var.”. NTV, 24 Saat, doğrusu: Kabinenin “Demet Akbağ ve eki:bi bugün Ulus’ta bir evdeler.” Kanal D, doğrusu: ekibi
421
2. Uzun iken kısa söylenen heceler
Başka dillerden alınma sözlerde bulunan uzunluklar Türkçede bazen kısaltılmış, bazen uzun olarak korunmuştur. Bu tür sözlerde ölçünlü (standart) Türkçedeki kullanım esastır. Alındığı dilde uzun diye Türkçenin kısalttığı ünlüler uzun söylenemeyeceği gibi, Türkçede uzun ünlü yoktur, gerekçesiyle de uzunluklar kısaltılamaz. Vakıf ile vâkıf, varis ile vâris birbirinden ayrılmalıdır.
422
zalim za:lim itibaren i:tiba:ren baki ba:ki: hükümet hükû:met tespiti tespi:ti asla asla: dünya dünya: adalet ada:let mana ma:na: ceza ceza: nema nema:
423
“İptal edilmesi gerekecek.”. Kanal 7,
Haber, doğrusu: İpta:ledilmesi İptal’den sonra etmek, edilmek, olunmak fiilleri gelirse hece uzatılır ve sonraki kelimeye ulanır. İptal ünlüyle başlayan bir ek alırsa a yine uzun söylenir: ipta:li, ipta:le... Sözden sonra ünlü gelmez ve hece kapalı kalırsa -tal hecesi kısa söylenir.
424
“Sabah gazetesinin yüksek rakımlı tepeleri seven yazarı Yavuz Donat, yazısında DYP’nin bittiğini belirterek seçimlerde büyük oy kaybına uğrayacağını ima etmişti.”. btv, Güncel, doğrusu: ra:kımlı “Patroitler bu sabahtan itiba:ren yerleştirilmeye başlandı.”. Hilal Radyo, Haber, doğrusu: i:tiba:ren
425
“O, Türk edebiyatına kazandırdığı eserlerle nice
renkler katmıştır okuyucularına.”. OLAY, Portreler, doğrusu: edebiya:tına Edebiyat sözünün son ünlüsü, alındığı dilde uzundur; Türkçede ise kısalmıştır. Ancak bu tür sözlerin çoğunda hece açık olduğu zaman uzunluk korunmuştur. Dolayısıyla e-de-bi-ya-tı, e-de-bi-ya-ta, e-de-bi-ya-tı-na gibi hecenin açık olduğu durumlarda -ya- uzun söylenmelidir.
426
“Veliler bir baskı olarak nitelendirdikleri bu
uygulamaya artık bir son verilmesini istediler.”. OLAY, Haber, doğrusu: veli:ler. “Veli” kelimesinin son ünlüsü uzun söylenmelidir. Özel isim olarak kullanılışında kısa söyleyiş yerleşmiştir. “Dünyanın pek çok tarihi ve turistik yerini dolaşmış.”. OLAY, Portreler, doğrusu: ta:rihî “Tarihî” kelimesinin sonundaki ünlü, nispet i’sidir ve uzun söylenir.
427
“. süt ürünlerinde kimyasal maddeler yüzünden. ”
“...süt ürünlerinde kimyasal maddeler yüzünden...”. TV 9, Aktüel Haber, doğrusu: kimya:sal “...Bakanlığına itiraz edeceklerini söyledi.”. CNN TÜRK, Haber, doğrusu: i:tiraz “...gelir Aşçı Halit’in karşısına...”. “...dolmuşçusu olur Aşçı Halit.”. CNN TÜRK, Ekonomi, doğrusu: Hālit
428
“askeri hakimin...”. atv, Gün Ortası, 26.05.1999.
doğrusu: askerî hâ:kimin “Navaz Şerif Taliban’ı çökertmek istiyordu.”. NTV, Güne Bakış, doğrusu: Ta:liban’ı
429
“Hukukçular, Öcalan davasında idam kararı çıkması halinde bu tezkerelerin ne olacağını tartışıyorlar.”. NTV, Güne Başlarken, doğrusu: da:va:sında, hâ:linde “Nafiz Ülgen bir başka aday”. Kanal 7, doğrusu: Na:fiz
430
3. İnce söylenmesi gerekirken kalın söylenen sesler
istihkam istihkâm iskan iskân Hakkari Hakkâri eşkal eşkâl vekaletname vekâletname en karlı gün en kârlı gün santrallarıyla santralleriyle
431
klasör klasör telafi telafi kontrollu kontrollü gerilla gerilla halbuki hâlbuki derhal derhâl lahana lahana
432
4.Kalın söylenmesi gerekirken ince söylenen sesler
ikâmetgâh ikametgâh Zülfikâr Zülfikar islâh ıslah rekâbet rekabet ekônomi ekonomi mekânik mekanik dekân dekan ekran ekran halk halk
433
5.Ses düşmeleri diyo diyor bozuluyolar bozuluyorlar hakkaten hakikaten dakka dakika orjinal orijinal direk direkt gazte, gaste gazete
434
6.Ses fazlalığı iki şahısın iki şahsın temmül teamül yazıylan yazıyla
önceliklen öncelikle Seninlen seninle rakkam rakam kurra kura ayriyeten ayrıca olaraktan olarak miğde mide
435
ağızı, alına, resime, özürü, şahısın
doğrusu: ağzı, alna, resme, özrü, şahsın küfür etmek, kayıp olmak, kayıt olmak doğrusu: küfretmek, kaybolmak, kaydolmak
436
“Hemi muhabbet edelim, hemi de burda yemeğimizi yapalım. ”
“Hemi muhabbet edelim, hemi de burda yemeğimizi yapalım.”. HBB, Günün Menüsü, , doğrusu: hem “Hemi bezelyalardan bahsedelim hemi de programımız devam etmiş olsun.”. HBB, Günün Menüsü, , doğrusu: hem, bezelye
437
“...dışarda aktif biriykene...”. TGRT, Haber, 03.05.1999, 07.51.
doğrusu: biriyken “Makarnamızı altüst ettikten sonra iyicene yağlıyacağız.”. HBB, Günün Menüsü, , doğrusu: iyice
438
“...özürlü vatandaşların sıpor yapabilmesini sağlamak amacıyla bir sıpor tesisi açılışı gerçekleştirdi.”. STV, Haber, , doğrusu: spor “Deniyor ki suikastta kurşunnan yaralanması daha önemli bir olaydır.”. SHOW, Haber, , doğrusu: kurşunla “Hatta o kemanlan bir iki çocuk keman çalmaya başladı.”. OLAY, Portreler, , doğrusu: kemanla
439
“Allığımızı da sürdükten sonra demek ki bu tür makyajlan böyle bir yüze sahip olabilirsiniz”. Kanal 6, Kadınca, , doğrusu: makyaj ile “Galatasaray bu hafta Ankaragücüylen oynuyor.”. SHOW, Maraton, , doğrusu: Ankaragücü’yle
440
“besinnernen, mikroskopnan, genelliknen, ameliyatnan, parmaknan, kalıtımnan”. Kanal 6, Önce Sağlık, 18/ , doğrusu: besinlerle, mikroskopla, genellikle, ameliyatla, parmakla, kalıtımla “güzelliğiylen”. Kanal 6, Gece Öpücüğü, , doğrusu: güzelliğiyle
441
“soğanımıznan, yağımıznan”. Kanal 6, Kadınca, 21.05.1999, 15.23.
doğrusu: soğanımızla, yağımızla “ellerimnen”. TGRT, Erkan Yolaç Show, , doğrusu: ellerimle
442
7.Ses değiştirme muzur muzır herkez herkes adelet adalet terceme tercüme sloğan slogan döküman doküman rapörtor raportör meyva meyve mütevazi (paralel) mütevazı (alçak gönüllü) yuro, öro avro
443
Almanlar oyro, Macarlar euro Yunanlılar efro Ruslar yevro Fransızlar öro İngilizler yuro
444
“. yımırta üreten tavukçular. ”. TGRT, Dünya Dönüyor, 12. 05. 1999, 03
doğrusu: yumurta “Şimdi duygusal bir gice yaşıyacağımıza yürekten inanıyorum.”. TGRT, Mehtaplı Geceler, , doğrusu: gece “Ecevit öncelikle kendi milletvekillerinin nabzını duttu.”. TGRT, Haber, , doğrusu: tuttu
445
“özengi”. Kanal A, Terazi, 30.06.1999, 23.45.
doğrusu: üzengi “kendisinle”. HBB, Çevre Aktüel, , doğrusu: kendisiyle
446
“. yurttaşların zararlarının tanzim edilmesiyle ilgili
“...yurttaşların zararlarının tanzim edilmesiyle ilgili...” Kanal D, Haber 13.00, , doğrusu: tazmin “müzur” Kanal A, Haber, , doğrusu: muzır
447
“. sizin duygularınızı terceme etmek. ”. Kanal A, Terazi, 26. 06
“...sizin duygularınızı terceme etmek...”. Kanal A, Terazi, , ve , doğrusu: tercüme Kelimenin Arapçadaki aslı terceme biçimindedir; ancak Türkçede tercüme biçimine dönmüştür.
448
Batı dillerinden dilimize girmiş yeni alıntılar da çoğu defa bilgisizlik yüzünden yanlış telaffuz edilmektedir: “revanş”. Kanal A, Madalyon, , doğrusu: rövanş
449
“kozmatik”. Kanal A, Hayatın Rengi, 18.06.1999, 11.00.
doğrusu: kozmetik “gedük”. Kanal A, Günebakan, , doğrusu: kadük
450
“imacını”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, 01. 05. 1999, 08. 00
“imacını”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , doğrusu: imajını “oparasyon”. TRT 1, Gece Haberleri, doğrusu: operasyon “konsansüs”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , doğrusu: konsensüs “...böyle bir konsensüze”. brt, Galeri, , doğrusu: konsensüse Bu kelimenin Türkçesi uzlaşma’dır.
451
“pravakasyon”. Kanal D, Teke Tek, 13.07.1999, 00.24.
doğrusu: provokasyon Bu kelimenin Türkçesi kışkırtma’dır. “nötrelize”. atv, Siyaset Meydanı, doğrusu: nötralize “opere”. etv, Haber 18, doğrusu: opera
452
“Kendi kapılarını kapatmış duruma geliyollar.”. OLAY, Yeni Gün, 03.05.1999.
doğrusu: geliyorlar “...çevresindeki yeşil alanların yok edildiğini savunuyollar.”. TV 9, Aktüel Haber, , doğrusu: savunuyorlar
453
8. Ulama eksikliği felç etti felcetti (imlası: felç etti) kat etmeye katetmeye (iml. katetmek) icat ettiği icadettiği (iml. icat ettiği)
454
9./e/’nin açık söylenmesi
Bazı sözlerin ilk hecelerindeki e sesinin bazı kimseler tarafından gereğinden fazla açık söylenildiği görülmektedir. “mensup”. Kanal 7, , “temsil”. Kanal 7, Kanal 7’de Sabah, , “derviş”. Kanal 7, Gündem 13.00, , “temkinli”. Kanal 7, Haber, ,
455
“ender”. Kanal 7, Haber, , “gençlik”. Kanal 7, Gündem 13.00, , “kendi”. Kanal A, Günebakan, ,
456
“Menderes”. Kanal 7, Ankara Gündemi, 05.05.1999, 08.42.
“sendika”. Kanal 7, Haber, , “Avrupa’nın en büyük golcülerinden biri.”. ctv, Spor Haberleri, ,
457
10. Hatalı yumuşatma pakedinden paketinden kasedi kaseti
458
12.Yer değiştirme yanlız yalnız müzareke müzakere kiprik kirpik kirbit kibrit yalnız yalnız yalnış yanlış
459
Bazı özel adlar dikkatsizlik veya bilgisizlik yüzünden yanlış söylenmektedir.
“Azerbeycan”. HBB, Bugün, doğrusu: Azerbaycan “Azarbaycan”. HBB, Fuarcılık, doğrusu: Azerbaycan
460
“Makadonya”. TRT 1, Gece Haberleri, 06.05.1999.
doğrusu: Makedonya “Amarika Birleşik Devletleri”. CNN TÜRK, Haber, doğrusu: Amerika
461
SÖYLEYİŞ BOZUKLUKLARINI ÖNLEMEK İÇİN GÜNCEL TÜRKÇE SÖZLÜK’E (TDK) BAŞVURULABİLİR.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.