Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ"— Sunum transkripti:

1 SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ
I- Hukuk Devleti İlkesi II- Kusur İlkesi III- Hümanizm İlkesi

2 HUKUK DEVLETİ İLKESİ Hem şekli hem de maddi sonucu vardır.
Şekli sonucu hukuk güvenliğini temin etmesidir ve bu da suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile gerçekleşir. Maddi sonucu ise ceza hukuku kurallarının insan haklarını koruma odaklı düzenlenmesidir.

3 SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ
Suç sayılan fiillerin ve bunlara verilecek yaptırımların önceden kanun tarafından açıkça belirlenmesi anlamına gelmektedir. Bu ilkenin sonuçları; - İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza hukuku yaptırımı öngörme yasağı - Örf ve adet hukukuna dayalı cezalandırma yasağı - Belirlilik ilkesi - Kıyas yasağı - Geriye yürüme yasağı

4 KUSUR İLKESİ Kusur ilkesi, failin işlemiş olduğu suçtan dolayı şahsen kınanabildiği hallerde cezalandırılmasını ifade eder. Bu değerlendirme yapılırken fail değil, fiil ceza hukuku anlayışı ile hareket edilmelidir. Kusur ilkesi bir yanı ile cezanın meşruluğunu temin eder, diğer yani ile uygulanacak cezanın kusurla oranlı olması bağlamında cezayı sınırlar.

5 HÜMANİZM (İNSANİLİK) Gerek cezaya hükmedilirken, gerekse de hükmedilen bu cezalar infaz edilirken mahkumun durumunun gözetilmesi, onun tekrar topluma kazandırılması gayesiyle hareket edilmesidir. İnsan onuru ile bağdaşmayan ceza verilemez. Cezanın infazı sırasında da insan onuru gözetilir.

6 ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMA ALANI
Kanunların zaman bakımından uygulanmasına üç ilke yön vermektedir; Geriye yürüme, derhal uygulanma, ileriye yürüme. Kural olarak fiiller, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanununa tabidir. Ceza kanunları için geçmişe uygulanma yasağı söz konusudur ve bu yasak suçun tüm unsurları, objektif cezalandırılabilme şartları, ceza ve sonuçları bakımından geçerlidir. Ancak, işlendiği zamanın kanuna göre suç oluşturan bir fiil, daha sonra yürürlüğe giren bir kanunla suç olmaktan çıkarılmışsa, failin lehine olan sonraki kanun geçmişe yürürlü olarak uygulanır ya da daha sonra yürürlüğe giren kanun eski kanuna nazaran daha lehe hükümler içermesi halinde, yeni kanun uygulanır. (TCK m. 7)

7 LEHE KANUNUN TESPİTİ 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinin 3. fıkrasına göre failin lehine hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması sonucu bulunur. Lehe kanun belirlenirken iki kanunun karma bir şekilde uygulanması söz konusu değildir.

8 SÜRELİ KANUNLAR Yürürlükte kalacağı süreyi bizzat belirleyen kanunlara süreli kanun denir. Geçici kanunlar ise yürürlükleri ilgili oldukları olayın devamı süresiyle sınırlı olan kanunlardır. Geçici veya süreli kanunların, yürürlükten kalkmalarına rağmen uygulanmasına devam edilmesi, ileriye yürürlük ilkesine tabi olduğunu gösterir. Buna göre geçici veya süreli kanunlar yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş suçlar hakkında, yürürlükten kalkmalarına rağmen uygulanmaya devam edecektir.

9 HUKUKİ DEĞER KAVRAMI Hukuki değer kavramı, hukuk devletinin bireylerin özgürlüğünü güvence altına alma görevine ilişkin ilkelerden hareketle belirlenir. Bireylerin özgür biçimde gelişimini amaçlayan sosyal sistemin veya bu sistemin işlemesi bakımından yararlı olan haller ve amaçlardır. Suç olarak düzenlenen emri veya yasağı ihlal eden davranış, sosyal sistem içerisinde korunan bir değeri de ihlal eder. Örneğin: Öldürme suçunda bireylerin yaşam hakkı, yaralama suçunda vücut dokunulmazlığı korunan hukuki değerlerdir.

10 SUÇUN YAPISAL UNSURLARI HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
VAGON ÖRNEĞİ SUÇ HUKUKA AYKIRILIK UNSURU MADDİ UNSUR MANEVİ UNSUR

11 HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
SUÇUN UNSURLARI SUÇUN UNSURLARI MADDİ UNSUR MANEVİ UNSUR HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

12 NETİCENİN ARANDIĞI SUÇLARDA NEDENSELLİK BAĞI
MADDİ UNSURLAR SUÇUN MADDİ UNSURLARI FİİL NETİCE NETİCENİN ARANDIĞI SUÇLARDA NEDENSELLİK BAĞI FAİL SUÇUN KONUSU MAĞDUR NİTELİKLİ UNSURLAR

13 HAREKET ( FİİL ) Öncelikle ceza hukuku bakımından değerlendirme konusu olabilecek bir fiil bulunmalıdır ki tipe uygunluk ve hukuka aykırılık araştırması yapılabilsin. Bir suçun var olabilmesi için en önemli şart bir fiilin varlığıdır (nullum crimen sine actione).

14 HAREKET ( FİİL ) KAVRAMININ CEZA HUKUKUNDAKİ İŞLEVİ
HAREKET KAVRAMININ CEZA HUKUKUNDAKİ İŞLEVİ SINIRLANDIRMA FONKSİYONU SINIFLANDIRMA FONKSİYONU BAĞLAYICILIK FONKSİYONU

15 HAREKET ( FİİL ) KAVRAMININ CEZA HUKUKUNDAKİ İŞLEVİ
SINIRLANDIRMA FONKSİYONU Hareket kavramı, ceza hukukunu ilgilendirmeyen, ceza hukuku bakımından önemli olmayan hareketleri, hareket tanımının dışında bırakacak şekilde olmalıdır. SINIFLANDIRMA FONKSİYONU Hareket kavramı ceza hukuku açısından önemli bütün hareketleri (kasıtlı, taksirli, icrai, ihmali) kapsamalıdır. BAĞLAYICILIK FONKSİYONU Hareket kavramı, tipiklik, hukuka aykırılık ve kusurluluğun kendisine bağlanabilecek nitelikte maddi bir içeriğe sahip olmalıdır.

16 HAREKET ( FİİL ) TEORİLERİ
DOĞAL (NEDENSEL) HAREKET TEORİSİ FİNAL (GAİ, AMAÇÇI) HAREKET TEORİSİ SOSYAL HAREKET TEORİSİ KİŞİSEL HAREKET TEORİSİ

17 HAREKET ( FİİL ) TEORİLERİ
DOĞAL HAREKET TEORİSİ Bu teoriye göre, iradi davranışın bulunması yeterlidir. Yani bu iradi davranışın amacının ne olduğunun pek önemi yoktur. Hareket dış dünyada meydana getirilen değişikliktir.

18 HAREKET ( FİİL ) TEORİLERİ
FİNAL HAREKET TEORİSİ Hareket insanın belli bir amaca yönelik olarak gerçekleştirdiği faaliyettir.

19 HAREKET ( FİİL ) TEORİLERİ
SOSYAL HAREKET TEORİSİ Hareket sosyal bakımdan önem taşıyan davranıştır.

20 HAREKET ( FİİL ) TEORİLERİ
KİŞİSEL HAREKET TEORİSİ Kişinin manevi, ruhsal dünyasının dışa vurumudur.

21 HAREKET YETENEĞİ Kişinin ceza hukuku anlamında hareket etme yeteneği bulunmalıdır. Hareket yeteneği kusur yeteneğinden farklı bir kavramdır. Örneğin mutlak kuvvet etkisi altında kişinin hareket yeteneği olmadığından böyle bir durumdaki davranış ceza hukuku anlamında hareket sayılmaz.

22 CEZA HUKUKU ANLAMINDA HAREKETİN BULUNMADIĞI HALLER
Hayvan davranışları sonucu ortaya çıkan etkiler Dışa vurulmayan düşünce ve inançlar Mutlak kuvvet (vis absoluta) insanın mekanik bir araç gibi kullanılması. Örnek: Kişinin fiziki güçle itilerek bir vitrinin kırılmasına sebebiyet verdirilmesi Tümüyle bilinçdışı davranışlar .Örnek: Epilepsi nöbeti esnasındaki davranışlar Tüzel kişilerin faaliyetleri

23 TÜZEL KİŞİLERİN HAREKET YETENEĞİ SORUNU
Tüzel kişilerin ceza hukuku bakımından değerlendirme konusu olabilecek bir fiili işlemeleri mümkün değildir. TÜZEL KİŞİLERİN HAREKET YETENEĞİ YOKTUR. Ceza hukuku anlamında sadece insanların hareket yeteneği bulunabilir. İnsan olmayan varlıkların hareket yeteneği yoktur. Bu nedenle tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanmaz, güvenlik tedbiri uygulanır. (TCK m. 20/2)

24 TARTIŞMALI BAZI HALLER 1
Refleks davranışları iradi bir şekilde ortaya çıktıklarında ceza hukukunda hareket olarak sayılırlar. Buna karşılık salt sinir sisteminin bir tepkisi olarak ortaya çıktıklarında hareket olarak sayılmazlar. Örneğin gözüne konan sineği uzaklaştırmak için gösterilen refleks hareket olarak kabul edilir. Buna karşılık vücuda elektrik verilmesi sonucu gösterilen refleks fiil olarak sayılmaz.

25 TARTIŞMALI BAZI HALLER 2
Otomatik hareketler kişinin belirli bir süre uygulaması nedeniyle öğrendiği fakat yaparken bilinçli bir şekilde düşünmediği davranışlardır. Örneğin, yürümek veya otomobil sürerken frene veya gaz pedalına basmak gibi. Bu tür hareketler yapılırken özel olarak üzerinde düşünülmemekle birlikte kişiliğin bir dışa vurumu olarak kabul edilip, ceza hukuku anlamında hareket sayılır.

26 TARTIŞMALI BAZI HALLER 3
Öfke gibi hallerde gerçekleştirilen fiiller ceza hukuku anlamında hareket sayılır. Örneğin büyük bir kızgınlıkla anide başka bir kişinin öldürülmesi. Bu durumlarda hareket yeteneği değil, kusur açısından değerlendirme yapılabilir.

27 TARTIŞMALI BAZI HALLER 4
Sarhoşluk durumundaki davranışlar da hareket sayılır.

28 TARTIŞMALI BAZI HALLER 5
Tehdit altında işlenen fiiller kişiliğin dışa vurumu sayılır (vis compulsiva). Bu durumlarda hareket iradi olmakla birlikte bu irade zorlanmış bir irade olduğundan sorun kusur alanında çözümlenir. Örneğin kişinin ölümle tehdit edilerek başkasının evinin yaktırılması. Failin hareketinin ceza hukuku anlamında fiil olduğu açıktır, ancak bu fiilden ötürü kınanıp kınanamayacağı yani, kusuru ayrıca incelenmelidir.

29 TARTIŞMALI BAZI HALLER 6
Uyku hallerinde kişinin örneğin küçük çocuğu ile uyuyan annenin uyku sırasında çocuğun üzerine dönüp, onun havasız kalarak ölümüne sebep olması. Örnekteki uyku durumunda ceza hukuku anlamında hareket yoktur. Ancak annenin uykuya geçmeden önceki dikkatsiz davranışı nedeniyle ceza sorumluluğu gündeme gelecektir.

30 TARTIŞMALI BAZI HALLER 7
Hipnotik telkin altındaki kişilerin davranışları ceza hukuku anlamında hareket sayılır. Ancak bu durumlarda kişinin kusur yeteneği ayrıca ele alınarak incelenmelidir.

31 TİPİKLİK Tipiklik hangi unsurların varlığı halinde hangi suç tipinin söz konusu olacağını ifade eder. Ancak suçun kanuni tanımında yer alan unsurların gerçekleşmesiyle kişi sorumlu tutulacağından tipiklik suçta ve cezada kanunilik bağlamında garanti fonksiyon gören bir kavramdır.

32 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
1- FAİL Her suçun faili bir insandır. Suçların kanuni tanımında yer alan kişi terimi ile bu kastedilmiştir. Tüzel kişilerin suç faili olarak cezai sorumlulukları yoktur. İlke olarak herkes suç faili olabilir. Ancak bazı suçlarda suç failinin belirli nitelikler taşıması öngörülebilir. Örneğin görevi kötüye kullanma suçunda fail ancak kamu görevlisi bir kişi olabilir. Bu tür suçlara özgü suçlar denir. Özgü suçlarda fail niteliği taşımayan kişiler ancak şerik olarak sorumlu tutulabilir.

33 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
1- FAİL Bazı hallerde fail ancak suç tipinde öngörülen davranışı bizzat gerçekleştirmek durumundadır. Örneğin sözlü hakaret suçunda fail bu davranışı bizzat gerçekleştirmelidir. Bu tür suçlarda müşterek veya dolaylı faillik söz konusu olmaz.

34 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
2- FİİL Her suç tipi bakımından icrai veya ihmali bir fiil bulunmalıdır. Örneğin, hırsızlık suçunda alma fiili, dolandırıcılık suçunda hile fiili gibi.

35 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
3- SUÇUN KONUSU Suçun konusu failin fiilini üzerinde gerçekleştirdiği şeyi ifade eder. Örneğin mala zarar verme suçunda başkasına ait eşya gibi. Suçun konusu ile suçun işlendiği araç birbirinden farklıdır. Örneğin hırsızlıkta kullanılan taklit anahtar suçun işlendiği araçtır. Suçun konusu suçla korunan hukuki değerden farklı bir kavramdır. Hukuki değerle, suç olarak düzenlenen emir veya yasağın koruduğu sosyal değer ifade edilirken, suçun konusu ile suç olarak düzenlenen fiilin üzerinde icra edildiği konu ifade edilir. Suçun konusu mağdur ve suçtan zarar gören terimlerinden de farklılık gösterir.

36 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
4- NETİCE Bazı suçlarda fiilin yanı sıra ayrıca bir neticenin meydana gelmesi aranır. Bunlar neticeli suçlar denir. Bu suçlarda tip, hareketin yanı sıra kanunda yer verilen bir neticenin de gerçekleşmesi koşuluna bağlıdır. Örneğin, kasten insan öldürme suçunda suçun tamamlanması, ölüm neticesinin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu tür suçlarda hareket ile netice arasında nedensellik bağı ve objektif isnadiyetin varlığı aranır.

37 TİPİKLİĞİN OBJEKTİF ( MADDİ ) UNSURLARI
5- MAĞDUR Mağdur, işlenen suç nedeniyle haksızlığa uğrayan kişidir. Kasten yaralama Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

38 HAREKETİN NİTELİĞİNE VE SUÇ TİPİNDE DÜZENLENİŞİNE GÖRE SUÇUN TÜRLERİ
Neticeli Suçlar-Sırf Hareket Suçları Ani Suçlar-Mütemadi (Sürekli) Suçlar Zarar Suçları-Tehlike Suçları Serbest Hareketli Suçlar-Bağlı Hareketli Suçlar Seçimlik Hareketli Suçlar Tek hareketli- Çok Hareketli Suçlar İhmali Hareketle İşlenen Suçlar

39 TEK HAREKETLİ SUÇLAR Kasten öldürme Kasten yaralama
Kanuni tarifte suçun gerçekleşmesi için tek bir hareketin yapılmasının yeterli olduğu suçlardır. Örneğin; Kasten öldürme Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Kasten yaralama Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

40 ÇOK HAREKETLİ SUÇLAR Kanuni tarifte suçun gerçekleşmesi için birden fazla hareketin yapılması aranan suçlardır. Özel belgede sahtecilik Madde 207- (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yağma MADDE 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

41 SERBEST HAREKETLİ SUÇLAR
Kanuni tarifte suçun oluşabilmesi için ne tarz bir hareketin yapılması gerektiğinin belirlenmediği suçlardır. Kasten öldürme Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Hırsızlık MADDE 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

42 BAĞLI HAREKETLİ SUÇLAR
Kanuni tarifte suçun oluşabilmesi için hangi tür hareketlerin yapılması gerektiğinin açıkça belirlendiği suç tipleridir. İrtikap Madde 250- (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

43 SEÇİMLİK HAREKETLİ SUÇLAR
Suçun kanuni tanımda birbirinin alternatifi olarak gösterilen hareketlerden biriyle işlenebilen suçlardır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İntahara Yönlendirme MADDE 84- (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

44 KESİNTİSİZ SUÇLAR Bir suçun kanuni tanımında gösterilen hareketin icrasının devam ettiği suçlardır. Suç İşlemek Amacıyla örgüt kurma MADDE 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

45 SIRF HAREKET SUÇLARI Tamamlanması için neticenin aranmadığı suçlardır.
Cinsel Saldırı MADDE 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hakaret Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

46 NETİCELİ SUÇLAR Suçun tamamlanması için sadece kanuni tanımda belirtilen hareketin yapılmasının yeterli olmadığı, bunun dışında yine kanunda tanımlanan neticenin de meydana gelmesinin arandığı suçlardır. Çocuk Düşürtme MADDE 99- (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kasten öldürme Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

47 İHMALİ HAREKETLE İŞLENEN SUÇLAR
İhmal hareket, icrai hareket yanında, hareketin diğer bir gerçekleştiriliş şeklini oluşturur. İhmali suçlar, failin tipikliği emredileni yapmamak suretiyle gerçekleştirdiği suçlardır. İhmali suçlar iki gruba ayrılmaktadır; Gerçek ihmali suçlar Gerçek olmayan (görünüşte) ihmali suçlar

48 GERÇEK İHMALİ SUÇLAR Gerçek ihmali suçlar, suç tipinde hareketin yapmamak şeklinde ihmali olarak tanımlandığı suçlardır. Bu tür suçlar herkes tarafından işlenebilir ve garantörlük şartı aranmaz. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi MADDE 98- (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

49 GERÇEK OLMAYAN (GÖRÜNÜŞTE) İHMALİ SUÇLAR
Gerçek olmayan (görünüşte) ihmali suçlar, ihmal suretiyle icra suçları, ihmal benzeri suçlar olarak da tanımlanır. Bu tür suçlar ancak belli bir neticenin gerçekleşmesini önlemek hususunda özel bir yükümlülük altında bulunan fail tarafından işlenebilir (garantörlük şartı). Garantörlüğün 3 kaynağı vardır; Kanun Sözleşme Öngelen tehlikeli hareketler.

50 GERÇEK OLMAYAN (GÖRÜNÜŞTE) İHMALİ SUÇLAR
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi MADDE 83- (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir. (2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması, b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir. (3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

51 İHMALİ SUÇLARDA KUSUR İhmali suçlarda, icrai suçlarda olduğu gibi tipiklik ve hukuka aykırılığın gerçekleşmesi ile suç tamamlanır. Fakat failin işlediği suçtan dolayı kınanabilmesi için neticeye engel olacak hareket garantörden hukuken talep edilebilir yani beklenebilir olması gerekmektedir. Somut olayda hareketin yapılmasının bir kimseden istenemeyeceği, beklenemeyeceği hallerde garantörden de neticeyi önlemesi beklenemez. Hareketin beklenebilirliğinde garantörün kabiliyet ve durumu, tehlikenin yakınlığı ve ağırlığı ve korunan hukuki değerin önemine bağlı olarak değerlendirme yapılmalıdır.

52 HAREKETİN KONUSU ÜZERİNDEKİ ETKİNİN YOĞUNLUK DERECESİNE GÖRE SUÇLAR
Hareketin suçun konusu üzerindeki etkinin yoğunluk derecesine göre suçlar, zarar ve tehlike suçları şeklinde ikiye ayrılır.

53 ZARAR SUÇLARI Tipe uygun hareketle, hareketin konusunun zarara uğratıldığı suçlardır. Hırsızlık Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kasten öldürme Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

54 TEHLİKE SUÇLARI Suç teşkil eden fiilin işlenmesi sonucu suçun konusu üzerinde herhangi bir zararın meydana gelmediği, fakat bir zarar meydana getirme tehlikesinin ortaya çıktığı suçlara tehlike suçları adı verilmektedir. TEHLİKE SUÇLARI SOYUT TEHLİKE SUÇLARI SOMUT TEHLİKE SUÇLARI

55 SOYUT TEHLİKE SUÇLARI Suç işlemeye tahrik Suçu ve suçluyu övme
Suçun kanuni tanımında yer alan hareketin işlenmesinin o suçun oluşması bakımından yeterli görüldüğü suçlardır. Hareketin yanında ayrıca suçun konusu üzerinde gerçekten bir tehlike meydana gelip gelmediğinin araştırılmasına gerek yoktur. Suç işlemeye tahrik Madde 214- (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçu ve suçluyu övme Madde 215- (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

56 SOYUT TEHLİKE SUÇLARI İftira
Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Madde 170- (2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

57 SOMUT TEHLİKE SUÇLARI Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kanunlara uymamaya tahrik Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

58 SOMUT TEHLİKE SUÇLARI Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Madde 170- (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; a) Yangın çıkaran, b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,  c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,      Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

59 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Bazı suç tiplerinde failin fiilinden, zaman ve mekan olarak ayrılmış bir neticenin gerçekleşmesi öngörülmektedir. Hareketin dışında ayrıca dış dünyada bir neticenin meydana gelmesinin gerektiği bu suçlar, “neticeli suçlar” olarak adlandırılmaktadır.

60 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Sözgelimi; kasten insan öldürme suçunda ölüm neticesinin ortaya çıkmış olması; mala zarar verme suçunda malın zarar görmüş olması gibi. İşte bu tür suçlarda maddi unsurun gerçekleştiğinin kabulü için, tipe uygun fiil ile tipe uygun netice arasında nedensellik bağlantısının bulunduğunun tespit edilmesi gerekir.

61 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Nedensellik bağının tespitinde fiilin, suçun kanuni tanımında öngörülen neticeye, neden olup olmadığı araştırılır. Şu sorunun cevabı aranır: Fiil, tipik netice bakımından nedensellik değeri taşımakta mıdır? Şayet fiil ile tipik netice arasında nedensellik bağı yoksa, başka bir incelemeye gerek olmaksızın failin o neticeden sorumlu olmadığı sonucuna varmaktayız.

62 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Örneğin; A nın B ye etkisini yavaş yavaş gösteren öldürücü miktarda bir zehiri yemeğine koyar. Ancak, zehrin ölüm neticesine doğurmadan önce, C , B ye ateş ederek öldürür. Bu olayda, A nın B’nin yemeğine zehir koyma fiiliyle, B nin ölüm neticesi arasında nedensellik bağın bulunmamaktadır. A bu neticeden sorumlu tutulmaz. Ancak A, zehir koyma nedeniyle, öldürmeye teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

63 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Buna karşılık, hareket ile tipik netice arasında nedensellik bağının bulunduğu tespit edilirse, bu kez ikinci bir sorunun cevabı aranır. Failin fiilinin neden olduğu netice, onun bir işi, bir eseri olarak ona yükletilebilir mi? Diğer bir deyişle, tipik netice faile objektif olarak isnad edilebilir mi?

64 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Nedensellik bağının varlığına rağmen netice faile objektif olarak isnad edilemiyorsa, fail bu neticeden dolayı sorumlu tutulamayacaktır. Örneğin; A nın B ye Flores’te tatil yapmasını önerse ve Flores’e giden uçağın düşmesi sonucu, B yaşamını yitirse, tatil önerisi ile kişinin ölümü arasında nedensellik bağı vardır. Ancak, buna rağmen olaydaki ölüm neticesini failin yani A nın bir işi olarak ona yükleyemeyiz.

65 NEDENSELLİK VE OBJEKTİF İSNADİYET
Özetle; Kişiyi, tipik netice bakımından sorumlu tutabilmek için, maddi unsur bağlamında iki aşamalı bir inceleme yapılması gerekir. Birinci aşama: Fiil ile tipik netice arasında nedensellik bağının bulunup bulunmadığı araştırılacaktır. Nedensellik bağı varsa ikinci aşamaya geçilecektir. İkinci aşama: Fiiliyle neden olduğu netice, kişiye objektif olarak isnat edilip edilemeyeceği incelenecektir.

66 NEDENSELLİK BAĞINA İLİŞKİN TEORİLER
Nedensellik bağı ile ilgili şart, hukuki önem ve uygunluk teorileri ileri sürümüştür. Şart teorisi dışındaki teoriler aslında nedensellik bağına ilişkin değil, objektif isnadiyet ölçütlerini ortaya koymaktadır.

67 ŞART TEORİSİ Şart teorisine göre, neticeyi meydana getiren çok sayıda neden vardır ve bunların tümü netice bakımından nedensellik değeri taşır. Diğer bir deyişle, neticeye neden olan bütün şartlar eşdeğerdedir. Bu nedenle şartların eşdeğerliliği teorisi olarak adlandırılmak gerekir.

68 ŞART TEORİSİNİN UYGULANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
“Conditio sine qua non”=“Olmazsa olmazdı” yöntemi. Şart teorisi uygulamasında en yaygın kullanılan formüldür. Şayet bir şartı yani hareketi yok varsaydığımızda, somut olaydaki “netice meydana gelmezdi” diyebiliyorsak, o şart ceza hukuku anlamında nedensellik değeri taşır. Buna karşılık bir şartı yok varsaydığımızda “netice meydan gelirdi” diyebiliyorsak, o şartın netice açısından nedensel değer taşımadığı kabul edilecektir.

69 ŞART TEORİSİNİN UYGULANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
Göğsünden bıçaklanan mağdurun, hastaneye götürülürken, cankurtaranın kaza yapması sonucu ölmesi olayında; A’nın, B’yi bıçaklamasını yok varsaydığımızda, B cankurtaran ile hastaneye götürülürken ölmeyecekti” diyeceğimize göre, bıçaklama fiili ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağının bulunduğu sonucuna varmaktayız.

70 ŞART TEORİSİNİN UYGULANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
Buna karşılık, zehir verme olayında, A nın yavaş yavaş tesir eden zehri B ye vermesi hareketini yok saydığımızda, B nin ölümü neticesi (C nin ateş etmesiyle) meydana gelecekti sonucuna varmaktayız. Bu durumda ise A nın zehir verme hareketiyle B nin ölümü arasında nedensellik bağlantısı bulunmamaktadır.

71 OLMAZSA OLMAZDI YÖNTEMİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
“olamazsa olmazdı” , “conditio sine qua non”, formülü varsayıma dayalı bir muhakemedir. Şart teorisi kapsamında nedensellik bağının bu yöntemle tespit edilmesi genellikle doğru sonuçlar vermekteyse de, bu yöntemin bazı durumlarda yararsız, bazı durumlarda ise yanıltıcı olduğu ileri sürülmektedir.

72 OLMAZSA OLMAZDI YÖNTMİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
Örneğin, hamile kadınların kullandığı contergan adlı ilacın, doğan çocukların özürlü olmasına neden olduğu ileri sürülmüştür. Bu olayda doğan çocukların özürlü olmasına bu ilacın neden olduğunun bilinebilmesi için, ilacın böyle bir etki gösterip göstermediğinin bilinmesi gerekir. Bunu bilmeden “İlacı almasaydı doğan çocuklar özürlü olur muydu” diye sorarak nedensellik bağını tespit edemeyiz.

73 KANUNİ ŞART FORMÜLÜ Olmazsa olmaz formülünün bazı durumlarda kabul edilmez sonuçlar vermesi nedeniyle şartların eşdeğerliliği teorisinin kanuni şart formülü ile uygulanması önerilmiştir. Bu formüle göre hareketin yapılmasından sonra dış dünyada meydana gelen değişiklikler söz konusu hareket ile doğa kanunlarına uygun bir bağlantı içindeyse ve bu bağlantı sonucunda tipe uygun netice ortaya çıkmışsa olayda nedensellik bağı vardır.

74 KANUNİ ŞART FORMÜLÜ Bu formül nedensellik bağının şüpheli olduğu durumlarda “olmazsa olmaz” gibi bir düşünsel muhakeme yöntemiyle değil, doğa bilimlerinin yöntemini kullanarak nedensellik bağının bulunup bulunmadığını kanıtlamaktadır. Bu nedenle bu formülü yukarıda varsayımsal ve alternatif nedensellikte verdiğimiz örneklere uyguladığımızda, yanıltıcı sonuçlara varmamaktayız.

75 ŞART TEORİSİNİN UYGULANMASINDA BAZI TATIŞMALI HALLER
Şart teorisinin uygulanmasında bazı tartışmalı hallere rastlanmaktadır. Bu tartışmalı haller 4 gruba ayrılabilir; Nedensellik bağının kesilmezliği Öne geçen nedensellik Psikolojik etkiler Kurtarıcı davranışın engellenmesi

76 1- NEDENSELLİK BAĞININ KESİLMEZLİĞİ
Failin fiil ile netice arasına üçüncü bir kişinin kasti davranışı girse dahi nedensellik bağının kesildiğinden bahsedemeyiz. Örneğin, bir kişi dolu tabancasını masanın üzerinde unutur ve başka bir kişi de bu dolu silahı alıp, kendini öldürse silahı masanın üzerinde bırakan kişinin fiili ile ölüm arasında nedensellik bağı vardır.

77 1- NEDENSELLİK BAĞININ KESİLMEZLİĞİ
Aynı şekilde nedensellik sürecinde araya giren taksirli davranışlar da nedensellik bağını ortadan kaldırmaz. Örneğin kişi, tiyatrodaki vestiyere cebinde dolu tabanca olan paltosunu verirken tabanca düşse, ve buna alan görevli, şaka diye tetiği çekerek başka birinin, ölümüne neden olsa, ikisinin fiilide nedensel değer taşır.

78 2- ÖNE GEÇEN NEDENSELLİK
Bir nedensellik sürecinde başka bir neden devreye girer ve o nedensellik sürecinin önüne geçerek önceki hareketin etki göstermesine engel olursa netice ile bu hareket arasında doğa kanunlarına göre uygun bir bağlantı bulunmamaktadır.

79 2- ÖNE GEÇEN NEDENSELLİK
Örneğin, A etkisini yavaş yavaş gösteren öldürücü zehri B’ye verir. Zehir öldürücü etkisini göstermeden B trafik kazasında ölür. Bu durumda, zehri verme fiili ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağı yoktur. Başka bir nedensellik süreci devreye girmiştir. A, B’nin ölümünden sorumlu olmayacak, ancak öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutulacaktır.

80 3- PSİKOLOJİK ETKİLER Psikolojik etkilerin de nedensellik değeri vardır. Örneğin, bir kişiyi suç işlediği takdirde ona yardım edeceğini söylemek ya da yalan ifadeler kullanarak bir kişiyi dolandırmak.

81 4- KURTARICI HAREKETİN ENGELLENMESİ
Kurtarıcı hareketi engelleyen davranışlar da netice bakımından nedensellik değeri taşır. Örneğin, boğulmakta olan birini kurtarmaya yönelen kişiyi engelleyen diğer bir kişinin bu davranışı ile boğulma arasında nedensellik bağı vardır.

82 DİĞER NEDENSELLİK TEORİLERİ
Nedensellik teorisi başlığı altında incelenen uygunluk, hukuki önem teorisi gibi teoriler aslında nedensellik teorisi olmayıp, objektif isnadiyet ölçütleridir. Örneğin, yaralanan kişinin hastanede çıkan yangın sonucu ölmesini uygunluk teorisini kabul edenler fiilin ölüm neticesini meydana getirmeye uygun olmadığını bu nedenle netice bakımından nedensel olmadığını ileri sürerler. Ama bu sorunun cevabı nedensellik bağına değil, neticenin faile isnad edilebilirliğine ilişkindir.

83 DİĞER NEDENSELLİK TEORİLERİ
Örneğimizde aslında failin fiili ile netice arasında nedensellik bağı bulunmakta, fakat fiil faile objektif olarak isnad edilememektedir. Bu nedenle şart teorisi dışındaki teoriler ceza hukukunda nedensellik değil, objektif isnadiyet teorileri olarak kabul edilmektedir.

84 OBJEKTİF İSNADİYET Nedensellik bağının tespit edilmesinden sonra ikinci aşamada neticenin kişiye objektif olarak isnad edilebilirliği araştırılacaktır.

85 OBJEKTİF İSNADİYETİN TEMEL ÖLÇÜTÜ
Bir hareket suçun konusu bakımından yasaklanan bir tehlike doğurur ve bu tehlike tipe uygun netice olarak gerçekleşirse bu neticeyi faile objektif olarak isnad edebiliriz. İsnadiyetin objektif olmasının nedeni yapılan değerlendirmede failin subjektif durumunun dikkate alınmamasıdır. Failin subjektif durumu suçun manevi unsurlarında değerlendirilecektir.

86 OBJEKTİF İSNADİYETİ KALDIRAN HALLER
Objektif isnadiyet bir neticenin öngörüldüğü gerek kasten gerek taksirli suçlarda söz konusu olup, çeşitli haller objektif isnadiyetin kalkmasına yol açar: 1- Riski azaltıcı haller 2- Tehlikenin hukuken önem taşımayacak ölçüde artırıldığı haller 3- İzin verilen risk halleri 4- Hukuken önem taşıyan bir tehlikenin doğmasına rağmen neticenin bu tehlikenin gerçekleşmesi olarak ortaya çıkmadığı haller 5- Normun koruma alanına girmeyen haller 6- Hukuka uygun alternatif davranışlar

87 1. RİSKİN AZALTILDIĞI HALLER
Bu hallerde fail, neticenin meydana gelmesini zamansal olarak daha ileride gerçekleşmesine ya da daha hafif bir neticenin meydana gelmesine neden olmaktadır. Örneğin, araba çarpacak olan kişiyi, kurtarmak için kaldırıma itip yaralanmasına neden olan kişiye yaralama suçu isnad edilemez.

88 2- TEHLİKENİN HUKUKEN ÖNEM TAŞIMAYACAK ÖLÇÜDE ARTIRILDIĞI HALLER
Failin fiili hukuki değerin ihlali açısından hukuken önem taşımayacak ölçüde bir tehlike doğruyorsa bu hallerde de objektif isnadiyet yoktur. Hayatın olağan faaliyetlerine neden olunması belli bir risk ve ya tehlike doğursa bile bunlar hukuken önem taşımayan tehlikelerdir. Örneğin; kişinin bir başkasına ormanda yürüyüş yapmaya ikna etmesi ve kişinin yürüyüş esnasında yıldırım çarpması sonucu ölmesi

89 3- İzin verilen risk halleri
Fail hukuken önem taşıyan bir risk doğursa bile şayet bu risk, “izin verilen risk” kapsamında ise bu hallerde ortaya çıkan netice faile objektif olarak isnad edilmez. Örneğin; trafik kurallarına uygun davranılsa dahi karayolu trafiği hayat, sağlık ve ya mal varlığı bakımından tehlikeli bir faaliyettir. Aynı şekilde endüstri faaliyetleri, spor faaliyetleri gibi tüm faaliyetler açısından bu durum geçerlidir. Ancak kamusal yarar açısından bu faaliyetlere hukuken izin verildiği için önemli bir risk doğursalar da bu riskler sonucu meydana gelen neticeler kişiye objektif olarak isnat edilmez.

90 3- İzin verilen risk halleri
Örneğin; A kurala uygun araç sürmesine rağmen başka bir araçla çarpışıp B’nin ölümüne yol açması durumunda A B’nin ölümüne neden olmuştur, fakat bu netice A’ya isnat edilmez. Yine tehlike taşıyan sportif karşılaşmalarda kurala uygun davranılmasına rağmen kişiler yaralanıp, ölebilmektedir. Örneğin; bir boks maçında meydana gelen ölüm gibi. Tüm bu faaliyetlerin tehlikeli olduğu zaten söz konusu faaliyetler için düzenlenen güvenlik kurallarından da anlaşılmaktadır.

91 4- TEHLİKENİN NETİCE OLARAK GERÇEKLEŞMEDİĞİ HALLER
Objektif isnadiyet için hukuken önem taşıyan bir tehlikenin doğması ve neticenin de bu tehlikenin gerçekleşmesi şeklinde ortaya çıkması gerekir. Bu nedenle şayet netice failin sebebiyet verdiği tehlikenin gerçekleşmesi olarak ortaya çıkmamışsa bu durumda netice faile objektif olarak isnad edilmez. Örneğin, silahla yaralanan kişinin, kaldırıldığı hastanede çıkan yangın sonucu ölmesi olayında fail silahla ateş ederek hukuken izin verilmeyen bir tehlike yaratmıştır ancak ölüm bu tehlikenin gerçekleşmesi şeklinde değil yangından dolayı meydana gelmiştir. Hastanede bulunmak kişinin bir yangında ölmesi bakımından hukuken önem taşıyan tehlikeli bir durum olarak nitelendirilmez.

92 4- TEHLİKENİN NETİCE OLARAK GERÇEKLEŞMEDİĞİ HALLER
Buna karşılık nedensellik bağında sapmalar olsa dahi hukuken önem taşıyan bir tehlike doğmuş ve bu da netice olarak gerçekleşmiş ise bu netice faile objektif olarak isnad edilir. Örneğin; yüzme bilmeyen B ‘yi köprüden ırmağa atan A, B boğularak değil köprüden atılırken kafasını bir taşa çarparak ölse dahi burada ölüm köprüden atma hareketinin doğurduğu tehlikenin gerçekleşmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. A B’yi karnından bıçaklar B yaralardan kaptığı enfeksiyon nedeniyle ölür.

93 5- NORMUN KORUMA ALANINA GİRMEYEN HALLER
Failin izin verilmeyen bir risk yaratması ve bununda netice olarak gerçekleşmesi durumunda bu netice faile objektif olarak isnat edilmektedir. Ancak bazı hallerde meydana gelen böyle bir netice davranış normunun koruma alanına girmediği için bu netice faile objektif olarak isnad edilmez. Örneğin; kişinin kasten kendisini tehlikeye attığı bir duruma katkıda bulunulması halinde objektif isnadiyet bulunmamaktadır. Örneğin, eroini olan fakat şırıngası olmayan A ya şırınga temin eden B, elindeki eroinin çok saf ve tehlikeli olduğu hususunda A yı uyarır. Buna rağmen eroini alan A, ölür. A kendine bilinçli olarak zarar verdiğinden, bu ölüm B ye isnad edilemez.

94 6- HUKUKA UYGUN ALTERNATİF DAVRANIŞLAR
Hukuka uygun davranılsaydı dahi aynı netice kesin olarak ortaya çıkacaktı denilebiliyorsa, objektif isnadiyet yoktur. Örneğin, İşçilere dezenfekte etmeden deri temizletilmesi olayında, bir bakteri işçilerin hastalanmasına neden olur. Ancak daha sonra, bu bakteriye karşı hiçbir dezenfekte maddesinin etki göstermeyeceği anlaşılır.

95 NİTELİKLİ UNSURLAR Suç tiplerinin temel şekline ilave edilen bir veya birden çok unsur ile o suçun temel şeklinden daha ağır veya daha hafif cezalandırılması öngörülür. Bu unsurlar nitelikli unsur olarak ifade edilir. Örneğin TCK’nın Kasten yaralama suçuna ilişkin temel şekli şöyledir: Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde ise, kasten yaralama suçunun; Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılmasının öngörülmesi, suçun nitelikli unsurunu oluşturmaktadır.

96 NİTELİKLİ UNSURLAR . Kasten yaralama Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Bir suçun temel şekli düzenlendikten sonra, temel şekline göre cezanın artırılmasını veya azaltılmasını gerektiren unsurların da düzenlendiği görülmektedir. Cezanın artırılmasını veya azaltılmasını gerektiren bu unsurlara nitelikli unsurlar denilmektedir.

97 Failin veya mağdurun sıfatından doğan nitelikli unsurlar
Resmi belgede sahtecilik Madde 204- (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

98 Fail ve mağdur arasındaki ilişkiden doğan nitelikli unsurlar
Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

99 Fiilin işleniş şeklinden kaynaklanan nitelikli unsurlar
Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

100 Fiilin işlendiği yer ve zaman itibarıyla nitelikli unsurlar
Konut dokunulmazlığının ihlali Madde 116 (…) (4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Nitelikli hırsızlık Madde (1) Hırsızlık suçunun; (…) c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

101 NİTELİKLİ UNSURLAR Fiilin işlenişi ile ulaşılmak istenen amaç veya saik itibarıyla nitelikli unsurlar Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) h)Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) j) Kan gütme saikiyle, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

102 Suçun konusuna ait bir özellikten kaynaklanan nitelikli unsurlar
Nitelikli hırsızlık Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun; a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında, (…) İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

103 SUÇUN MANEVİ UNSURLARI

104 MANEVİ UNSUR MANEVİ UNSUR KAST TAKSİR

105 SUÇUN MANEVİ UNSURLARI
Suçun manevi unsuru, kişi ile işlediği fiil arasındaki manevi bağı ifade eder. Suçun oluşumu için suç tipinde öngörülen maddi unsurların yanı sıra manevi - sübjektif unsurların da gerçekleşmesi gerekir. Diğer bir deyişle kişi suçun maddi unsurları ile ilgili olarak kasten veya taksirle davranmalıdır. Modern suç teorisinde kast ve taksir kusur türü olmayıp haksızlığın gerçekleşme biçimleridir. Kusur ise işlenen bir haksızlık dolayısıyla fail hakkında varılan bir kınama yargısıdır.

106 KAST KAVRAMI VE UNSURLARI
Kast, Türk Ceza Kanununda tanımlanmış olup, unsurları bu tanımda belirtilmiştir: Kast Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

107 BİLME UNSURU Kastın bilme unsuru kapsamına suçun tüm maddi unsurları dahildir. Nitekim TCK’nın Hata başlığı altındaki düzenlemeden bu durum açıkça anlaşılmaktadır: Hata Madde 30- (1) Fiilin icrasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.

108 BİLMENİN KAPSAMINA GİREN UNSURLAR
FİİL KANUNİ TANIMDA ARANIYORSA NETİCE NETİCELİ SUÇLARDA NEDENSELLİK BAĞI SUÇUN KONUSU FAİLİN VEYA MAĞDURUN NİTELİĞİ NİTELİKLİ UNSURLAR HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN MADDİ KOŞULLARI (Bu konuda iki görüş ileri sürülmektedir.)

109 KAST NETİCE BİLİNMELİDİR Kasten öldürme
Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

110 FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR
KAST FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR Çocukların cinsel istismarı Madde 103- (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden; a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

111 FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR
KAST FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR Hakaret Madde 125- (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, İşlenmesi halinde, (…) cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

112 FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR
KAST FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR Nitelikli Haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

113 FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR
KAST FAİLİN VEYA MAĞDURUN VASFI BİLİNMELİDİR Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun; (…) e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

114 FİİLİN İCRA EDİLİŞ ŞEKLİ BİLİNMELİDİR
KAST FİİLİN İCRA EDİLİŞ ŞEKLİ BİLİNMELİDİR İrtikap Madde 250- (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

115 NİTELİKLİ UNSURLAR BİLİNMELİDİR
KAST NİTELİKLİ UNSURLAR BİLİNMELİDİR Nitelikli hırsızlık Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun; (…) d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

116 KAST VE NEDENSELLİK BAĞINDA SAPMA
Failin kasten davranabilmesi için neticeli suçlarda nedensellik bağı da esas hatlarıyla bilinmelidir. Nedensellik bağında yanılmayla ilgili tartışmalı bir husus, failin birinci hareketini icra ettikten sonra neticenin meydana geldiğini zannedip, ikinci hareket yapması ve neticenin, failin ikinci hareketinden sonra gerçekleşmesidir. Örneğin, A, B’nin boğazını ip ile sıktıktan sonra, gerçekte baygın olan mağduru öldü sanısıyla göle atar ve ölüm neticesi de mağdurun gölde boğulmasıyla gerçekleşir. Failin kastının nedensellik gelişimini bütün ayrıntılarıyla içermesi zorunlu olmadığından ve netice de faili objektif isnad edilebildiğinden bu gibi durumlarda kasten işlenerek tamamlanmış tek suç vardır.

117 HUKUKA AYKIRILIK KASTIN
KAPSAMINDA MIDIR? Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

118 Objektif Cezalandırılabilme Şartları
KAST SUÇUN KANUNİ TANIMINDA YER ALMAKLA BİRLİKTE FİİLİN HAKSIZLIK MUHTEVASINDA ETKİLİ OLMAYAN HUSUSLAR KAST KAPSAMINDA DEĞİLDİR. Objektif Cezalandırılabilme Şartları Şahsi Cezasızlık Sebebi veya Cezayı Kaldıran ya da İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebepler

119 OBJEKTİF CEZALANDIRILABİLME ŞARTLARI
KAST OBJEKTİF CEZALANDIRILABİLME ŞARTLARI Hileli iflâs Madde 161- (1) Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

120 OBJEKTİF CEZALANDIRILABİLME ŞARTLARI
KAST OBJEKTİF CEZALANDIRILABİLME ŞARTLARI Mal veya hizmet satımından kaçınma Madde 240- (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

121 ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEPLERİ
KAST ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEPLERİ Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.    

122 İSTEME UNSURU Kastın bilme unsuru bilişsel, entelektüel alana dahil olmasına karşılık, isteme unsuru suçun maddi unsurlarının gerçekleştirilmesine yönelik iradeyi ifade etmektedir. Neticeli suçlarda, failin asıl kastettiği neticenin yanı sıra, başka neticelerin de ortaya çıkması muhakkaka yakın ise, failin bu neticeleri de istediği kabul edilir.

123 KASTIN ARANACAĞI ZAMAN
Failin kastı, suçun icra hareketlerini gerçekleştirdiği sırada bulunmalıdır. Tipikliği icra eden hareketten önce veya daha sonra mevcut olan kast önemli değildir. Neticeli suçlarda ise kast, fail tarafından netice için gerekli olarak görülen fiili bitirinceye kadar mevcut olmalıdır. Çok hareketli suçlarda kast, ilk hareketin yapılması sırasında ikinci hareketin yapılmasına da yönelmelidir.

124 KASTIN ARANACAĞI ZAMAN
Eklenen kast yoktur. Önce taksirli bir hareket yaptıktan sonra bunun ortaya çıkardığı sonucun kasten sürdürülmesi gibi durumlarda fiilin icrası devam ederken failin kastı başlar ve o andan itibaren işlenen fiil, kasten işlenmiş olmaktadır. Örneğin arabasıyla çarptığı bir kişiyi yaralı bir vaziyette bırakıp gitmek.

125 KASTIN TÜRLERİ Kastın bilme ve isteme unsurlarının birbiriyle bağlantısı ve hangi ölçüde veya yoğunlukta bulunmaları gerektiği bağlamında iki tür kast söz konusudur; 1- Doğrudan Kast 2- Olası Kast

126 DOĞRUDAN KAST Doğrudan kastta kişi suçun maddi unsurlarını mümkün olabildiğince kesin olarak bilmekte ve suçun unsurlarının gerçekleşmesini istemektedir. Kast Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kasten öldürme Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

127 DOĞRUDAN KAST Belirli bir neticenin gerçekleştirilmesine yönelik olarak işlenen fiilin, amaçlanan neticenin yanı sıra diğer bazı neticeleri de meydana getireceği olağan hayat tecrübelerine göre muhakkak ise, fail bu neticeler yönünden de, doğrudan kastla hareket etmiştir. Örneğin; bir araca belli bir kişiyi öldürmek için güçlü bir bomba yerleştiren fail, suçun maddi unsurlarını mümkün olabildiğince bilmektedir. Ancak bombanın patlamasıyla sadece hedef aldığı kişiyi değil onun yanında bulunan kişileri de kesine yakın bir ölçüde öldüreceğini bilmesinden dolayı sadece hedef aldığı kişinin değil diğer kişilerinde ölmesini istediği kabul edilir.

128 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Kasten işlenebilen bir suç, hem doğrudan kastla hem de olası kastla işlenebilir. Bir suçun kanuni tanımında “bilerek”, “bildiği halde”, “bilmesine rağmen” gibi ifadelere yer verilmiş ise, bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir, olası kastla işlenemez. Çünkü suç tipinde yer alan bu ifadelerin kullanılmasıyla, failin tipe ait unsurları kesin olarak bilmesi aranmış olmaktadır.

129 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Haberleşmenin engellenmesi Madde (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

130 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Kişisel verilerin kaydedilmesi Madde 135- (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

131 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

132 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Bilişim sistemine girme Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

133 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
İftira Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

134 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Özel belgede sahtecilik Madde 207- (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

135 SADECE DOĞRUDAN KASTLA İŞLENEBİLEN SUÇLAR
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma Madde 220 (…) (7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.

136 OLASI KAST Kast Madde 21- (2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.

137 OLASI KAST Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, bu unsurların meydana gelmesi kabullenilmektedir. Doğrudan kasttan farklı olarak olası kastta, suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceği muhakkak değil, muhtemel addedilmektedir.

138 KAST-AMAÇ-SAİK Kasti suçların tanımlarında, suç tipiyle korunan hukuki değere yönelik faildeki hareket iradesini belirten amaç, saik gibi başka sübjektif unsurlara yer verilebilir. Amaç (maksat) failin fiiliyle ulaşmayı tasavvur ettiği hedeftir. Failin neticenin meydana gelmesini muhakkak veya muhtemel görmesi önemli değildir. Saik, faili haksızlık teşkil eden fiili işlemeye iten iç etken, dürtüdür. Saik ancak suçun kanuni tanımında bir unsur olarak yer alıyorsa önem taşır.

139 KAST-AMAÇ-SAİK Cezanın belirlenmesi
MADDE (1) Hakim, somut olayda; g) Failin güttüğü amaç ve saiki, Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.

140 KAST-AMAÇ-SAİK Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

141 KAST-AMAÇ-SAİK Silâhlı örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

142 KAST-AMAÇ-SAİK Tefecilik
Madde 241- (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

143 KAST-AMAÇ-SAİK Hırsızlık
Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

144 KAST-AMAÇ-SAİK İnsanlığa karşı suçlar
Madde 77- (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur: a) Kasten öldürme. b) Kasten yaralama.

145 KAST-AMAÇ-SAİK Nitelikli haller Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak, h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, j) Kan gütme saikiyle, k) Töre saikiyle, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

146 KAST-AMAÇ-SAİK Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
MADDE 282- (1) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkrada, tarihli ve 5918 sayılı Kanunla değişiklik yapılmıştır (m. 5).

147 TAKSİR BİLİNÇLİ TAKSİR BİLİNÇSİZ TAKSİR

148 TAKSİR Taksir Madde 22- (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. Taksir Madde 22 - (2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

149 TAKSİR Fiilin Taksirle İşlenen Bir Suç Olması Hareketin İradi Olması
Objektif Özen Yükümlülüğünün İhlali Neticenin Öngörülebilir Olması Neticenin İstenmemiş Olması Hareket ile Netice Arasındaki Nedensellik Bağı

150 TAKSİR öngörülmez ise, BİLİNÇSİZ TAKSİR
Neticenin öngörülebilir olması durumunda öngörülmez ise, BİLİNÇSİZ TAKSİR öngörülmüş fakat istenmemiş ise, BİLİNÇLİ TAKSİR Neticenin öngörülebilir olmaması durumunda KAZA ve TESADÜF

151 TAKSİR Taksirli suçların belirgin özelliği, icrai veya ihmali şekilde olabilen iradi hareketin varlığı ve kanunî tanımda yer alan unsurlardan birinin öngörülmemiş olmasıdır. Fakat bu öngörmemenin, “gerekli dikkat ve özen” yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla ortaya çıkması gerekir. Çünkü, gerekli dikkat ve özen gösterilmediği için kanunda tanımlanmış olan neticenin gerçekleşeceği öngörülmemiştir.

152 TAKSİR Dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, failin kişisel yetenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif esastan hareket edilir. Nitekim toplum hâlinde yaşamanın güvenli bir biçimde sürdürülebilmesi için, çeşitli alanlarda kişilerin dikkat ve özenli davranmalarıyla ilgili kurallar konmaktadır. İnşaat faaliyeti, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ve trafik düzeniyle ilgili kurallar, dikkat ve özen yükümlülüğüne örnek olarak gösterilebilir.

153 TAKSİRLİ SUÇLARDA KUSUR
Madde 22 - (4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir. Taksirli suçlarda fail, kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında, objektif olarak var olan dikkat, özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalıdır. Bütün bu yeteneklere sahip olmasına rağmen bu yükümlülüğe aykırı davranan kişi, suç tanımında belirlenen neticenin gerçekleşmesine neden olması durumunda, taksirli suçtan dolayı kusurlu sayılarak sorumlu tutulacaktır.

154 TAKSİRLİ SUÇLARDA KUSUR
Taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk, bir değerlendirmeyle ancak olay hâkimi tarafından yapılabilir. Bu nedenle, taksirden dolayı kusurluluğun matematiksel olarak ifadesi mümkün değildir. Ancak, normatif değerlendirmeyle hâkim tarafından belirlenen kusurluluk göz önünde bulundurulmak suretiyle, suçun cezasında belli bir oranda indirim yapılabilir.

155 TAKSİR Taksirle öldürme
Madde 85- (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.           Taksirle yaralama Madde 89- (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

156 TAKSİR Çevrenin taksirle kirletilmesi
Madde 182- (1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

157 TAKSİR Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
Madde 171- (1) Taksirle; a) Yangına, b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına, Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

158 BİLİNÇLİ TAKSİR Taksir Madde 22 - (3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

159 BİLİNÇLİ TAKSİR Bilinçli taksirde fail işlemeyi düşündüğü fiilden zararlı bir neticenin meydana gelebileceğini öngörmekte fakat dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, bu yükümlülüğünü umursamayarak, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğine güven duyarak yine de korunan hukuki değer bakımından tehlike oluşturacak bir davranışta bulunmaktan kendini alıkoymamaktadır.

160 TAKSİRLİ HAREKETLERİN BİRLEŞMESİ
Madde 22 -(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir. Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuru göz önünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulur. Taksirli suçun kanuni tanımında belirlenen netice birden fazla kişinin karşılıklı olarak işledikleri taksirli fiiller sonucunda gerçekleşmiş olabilir. Örneğin bir trafik kazasında sürücü ile yaya veya her iki sürücü de taksirle hareket etmiş olabilir. Bu gibi durumlarda neticenin oluşumu açısından her kişinin taksirli fiili dolayısıyla kusurluluğu bir diğerinden bağımsız olarak belirlenmelidir.

161 TAKSİRLİ HAREKETLERİN BİRLEŞMESİ
Aynı şekilde birden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir ameliyatın ölüm veya sakatlıkla sonuçlanması durumunda, ameliyata katılan kişiler müştereken hareket etmektedirler. Ancak tıbbın gereklerine aykırılık dolayısıyla ölüm veya sakatlıkla sonuçlanan bu ameliyatta işlenen taksirli suçun işlenişi açısından suça iştirak kuralları uygulanamaz. Kanunun suça iştirake ilişkin hükümleri, kasten işlenen suçlarda suçun işlenişine iştirak eden kişilerin sorumluluk statülerini belirlemektedir. Birden fazla kişinin katılımıyla yapılan ameliyat sırasında meydana gelen ölüm veya sakatlık neticeleri bakımından her bir kişinin sorumluluğu kendi kusuru göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmelidir. Bu tespitte diğer kişilerin kusurlu olup olmadığı hususu dikkate alınamaz

162 TAKSİRLE İŞLENEN SUÇLARDA ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEBİ VE CEZADA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN ŞAHSİ SEBEP Taksir Madde 22 - (6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.

163 TAKSİRLE İŞLENEN SUÇLARDA ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEBİ VE CEZADA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN ŞAHSİ SEBEP Örneğin taksirli suçlarda failin meydana gelen netice itibarıyla bizzat kendisinin ve ailesi bireylerinin ağır derecede mağduriyete uğradıkları görülmektedir. Söz gelimi, köylü kadınların gündelik uğraşları ve hayat zorlukları itibarıyla, sayısı çok kere üç dörtten fazlasına varan küçük çocuklarına gerekli dikkati ve itinayı gösterememeleri sonucu, çocukların yaralandıkları veya öldükleri görülmektedir. Aynı şekilde meydana gelen trafik kazalarında da benzer olaylara rastlanmaktadır. Bu gibi hâllerde annenin taksirli suçtan dolayı kovuşturmaya uğraması ve cezaya mahkûm edilmesi, esasen suçtan dolayı evladını kaybetmesi sonucu uğradığı ızdırabı şiddetlendirmekle kalmamakta, ayrıca, ailenin tümüyle ağır derecede mağduriyete düşmesine neden olmaktadır.

164 TAKSİRLE İŞLENEN SUÇLARDA ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEBİ VE CEZADA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN ŞAHSİ SEBEP Söz konusu fıkraya göre, hâkim suçlunun durumunu takdir ile ceza vermeyebilecektir. Elbette ki hâkim bu husustaki takdirini kullanırken suçlunun ekonomik durumunu, aile yükümlerini, söz gelimi diğer çocukların bakımını göz önünde bulunduracak, ona göre hüküm kuracaktır. Ancak, dikkat edilmelidir ki, bu fıkranın uygulanabilmesi için fiilden dolayı münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu itibarıyla zararlı netice meydana gelmiş bulunmalıdır; böyle bir netice ile birlikte söz konusu durumlara ilişkin bulunmayan başka bir netice de meydana gelmişse fıkra uygulanmayacaktır. Fıkrada yazılı suç bilinçli taksir hâlinde işlenirse ceza yarıdan üçte birine kadar indirilebilir.

165 NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç Madde 23- (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.

166 NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Kasten işlenen temel suç tipinin objektif ve sübjektif unsurlarının gerçekleşmesi Daha ağır neticenin veya başkaca neticenin gerçekleşmesi Temel suç tipine yol açan hareketle ağır netice arasında nedensellik bağının varlığı Ağır neticeye sebebiyet verilmesi bakımından en azından taksirin varlığı Temel suç tipi ile ağır netice arasında suç tipinde özelleştirilmiş tehlike ilişkisinin varlığı Nedensellik Bağı

167 NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda 3 çeşit kombinasyon gündeme gelebilir; Kast-Kast Kast-Taksir Taksir-Taksir

168 GERÇEK NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Failin ağır netice bakımından sadece taksirle hareket etmesini gerektiren suçlardır. Fail ağır netice bakımından kasten hareket ettiği hallede, artık ortada başka bir suç vardır ve doğrudan bu suça ilişkin hükmü uygulamak gerekmektedir.

169 GERÇEK NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama 87- (4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Cinsel Saldırı 102 - (6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

170 GÖRÜNÜŞTE NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Ağır neticelerin fail tarafından kasten de gerçekleştirilmesi mümkün olan suçlardır. Kasti temel suç tipinin sonucu olan ağır neticeler kasten gerçekleştirilseler de bağımsız bir suç oluşmamakta, bu ağır neticeleri yaptırım altına alan ilgili hüküm sayesinde cezalandırılabilmektedir.

171 GÖRÜNÜŞTE NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;     a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,     b) Konuşmasında sürekli zorluğa,     c) Yüzünde sabit ize,     d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,     e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,     Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz.

172 1) Fiilin ceza hukuku kuralları ile çelişki halinde bulunması,
HUKUKA AYKIRILIK Hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiğinin tespit edilebilmesi için iki şartın varlığı gereklidir; 1) Fiilin ceza hukuku kuralları ile çelişki halinde bulunması, 2) Aynı fiilin işlenmesine ceza hukukunun içinde veya dışında yer alan bir hukuk kuralı tarafından müsaade edilmiş olmamasıdır.

173 HUKUKA AYKIRILIK Ceza hukuku kuraları ile çelişki halinde bulunan fiilin işlenmesine yine ceza hukuku içinde veya dışında yer alan bir hukuk kuralı tarafından izin verilmiş ise yahut böyle bir fiilin işlenmesi emredilmiş ise bu durumda bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından bahsedilecektir. Bir hukuka uygunluk sebebinin varlığı halinde ise, fiilin hukuka uygun olduğu tespit edilmiş olacaktır.

174 Her haksızlık, suç değildir; fakat her suç, bir haksızlıktır.
HAKSIZLIK Hukuka aykırılık ile haksızlık farklı kavramlardır. Bir fiil ya hukuka uygundur ya da değildir. Haksızlık ise hukuka aykırı fiilin vasfıdır ve nicelik itibariyle bir derecelendirmeye tabi tutulabilir. Her haksızlık, suç değildir; fakat her suç, bir haksızlıktır.

175 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Bir hukuka uygunluk nedeni varsa tipe uygun olan fiil hukuka aykırı olmaz ve bu nedenle bir haksızlıktan söz edilemez. Hukuka uygunluk nedenleri hukuk düzeninin tümü için geçerlidir. Hukuka aykırılık ve uygunluk değerlendirilmesi fiil esas alınarak ex ante yapılır. Her hukuka uygunluk nedeni kendi sınırları içerisinde, kişiye başkasının hukuki alanına müdahale hakkı verir. Hukuka uygunluk nedenleri sınırlı sayıda değildir. Hukuka uygunluk sebepleri aynı olayla ilgili olarak birbirinden bağımsız veya birbirinin yanında uygulanacak şekilde birleşebilir.

176 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Failin hukuka uygunluk sebeplerinden yararlanabilmesi için bunun varlığının bilinciyle hareket etmesinin zorunlu olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Bir görüşe göre hukuka uygunluk sebebinin objektif olarak varlığı yeterli olup, kişinin bu bilinçle hareket etmesi gerekmez. Diğer bir görüşe göre ise hukuka uygunluk sebebinden yararlanabilmek için kişinin hukuka uygunluk sebebinin varlığının bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sadece neticenin ifade ettiği haksızlık ortadan kalkmakta fakat hareketin ifade ettiği haksızlık varlığı sürdürür ve bu nedenle kişi suça teşebbüsten dolayı cezalandırılır.

177 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİ Görevin Yerine Getirilmesi
Hakkın Kullanılması Görevin Yerine Getirilmesi Meşru Savunma İlgilinin Rızası

178 GÖREVİN YERİNE GETİRİLMESİ
Görevin icrası TCK’nun 24/1-2 maddesinde “Kanunun hükmü ve amirin emri” başlığı altında düzenlenmiştir Kamu görevinin icrası bir hukuka uygunluk nedenidir. Böyle bir görevi yerine getirilmesi için gerçekleştirilen fiiller hukuka uygundur. Bunun için; 1.Kişiye kanun tarafında yetki verilmelidir. Buradaki kanun ibaresi sadece şekli anlamda kanun olmayıp yazılı hukuk kuralı olarak anlaşılmalıdır. 2. Kişiye verilen bu yetki aynı zamanda o kişinin görevini oluşturmalıdır. Sadece kanunun belli bir şekilde hareket etme görevi yüklediği kişiler bakımından hukuka uygunluk sebebi geçerli olur. .

179 GÖREVİN YERİNE GETİRİLMESİ ÖRNEK
ARAMA: “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler.” (CMK.md: 119/1) ZORLA GETİRME “ Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145 inci maddeye göre çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.” (CMK. Md: 146 /1)

180 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
2559 SAYILI POLİS VAZİFE VE SALAHİYET KANUNU Zor ve silah kullanma Madde 16-  (Değişik: 2/6/ /4 md.) Polis; a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında, b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde, silah kullanmaya yetkilidir.

181 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
2559 SAYILI POLİS VAZİFE VE SALAHİYET KANUNU Zor ve silah kullanma Madde 16-  (Değişik: 2/6/ /4 md.) Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde "dur" çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir. Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir.

182 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
2803 SAYILI JANDARMA TEŞKİLAT, GÖREV VE YETKİLERİ KANUNU Silah Kullanma Yetkisi Madde 11 – Jandarma, kendisine verilen görevlerin ifası sırasında hizmet özelliğine uygun ve görevin gereği olarak kanunlarda öngörülen silah kullanma yetkisine sahiptir. 1481 SAYILI ASAYİŞE MÜESSİR BAZI FİİLLERİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN Madde 1 – Polis ve jandarma, diğer kanun ve tüzüklerde yazılı yetkileri saklı kalmak üzere, aşağıda yazılı hallerde de silah kullanmaya yetkilidirler: A) 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16 ncı maddesinde yazılı hallerde, (…) Madde 2 – Birinci maddenin (B) bendinde sayılan hallerde: a. Sanık veya hükümlünün teslim olması için yapılan (Teslim ol) ihtarından sonra, b. Polis veya jandarmaya karşı silah kullanmaya filhal teşebbüs etmeleri halinde ise ihtara lüzum olmaksızın, Silah kullanılır.

183 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
1402 SAYILI SIKIYÖNETİM KANUNU Silah kullanma yetkisi: Madde 4 – (Değişik: 19/9/ /3 md.) Sıkıyönetim Komutanlığı emrinde görevli Silahlı Kuvvetler mensupları emniyet ve asayişe ilişkin zabıta kuvvetleri ile diğer güvenlik görevlileri kendilerine verilen görevlerin yerine getirilmesi sırasında tabi oldukları Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat ve Vazife Nizamnamesinde silah kullanmayı icap ettiren hal ve şartlardan herhangi birinin tahakkuku halinde silah kullanma yetkisini haizdirler. Silah kullanma yetkisine sahip güvenlik kuvvetlerinin teslim ol emrine itaat edilmemesi veya silahla mukabeleye yeltenilmesi veya güvenlik kuvvetlerinin meşru müdafaa durumuna düşmeleri halinde görevli güvenlik kuvvetleri mensupları doğruca ve duraksamadan hedefe ateş edebilirler.

184 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
2935 SAYILI OLAĞANÜSTÜ HAL KANUNU Silah kullanma yetkisi: Madde 23 – Olağanüstü hal ilanından sonra kolluk kuvvetleri ile kendilerine görev verilen özel kolluk kuvvetleri ve silahlı kuvvetler mensupları, görevlerini yerine getirirken kanunlarda silah kullanmayı icap ettiren hal ve şartlardan herhangi birinin tahakkuku halinde, silah kullanma yetkisini haizdirler. Olağanüstü halin, bu Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendi gereğince ilan edilmesi halinde, silah kullanma yetkisini sahip bulunan güvenlik kuvvetlerinin teslim ol emrine itaat edilmemesi veya silahla mukabeleye yeltenilmesi veya güvenlik kuvvetlerinin meşru müdafaa durumuna düşmeleri halinde görevli güvenlik kuvvetleri mensupları doğruca ve duraksamadan hedefe ateş edebilirler.

185 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
5607 SAYILI KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE KANUNU Silâh kullanma yetkisi MADDE 22 – (1) Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden gümrük bölgesine girmek, çıkmak veya geçmek isteyen kişiye "dur" uyarısında bulunulmasına rağmen bu uyarıya uymaması halinde, havaya ateş edilmek suretiyle uyarı yinelenir. Ancak silâhla karşılığa yeltenilmesi ve sair surette meşru müdafaa durumuna düşülmesi halinde, yetkili memurlar saldırıyı etkisiz kılacak oranda doğrudan hedefe ateş edebilir.

186 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCEKİ DÜZENLEME: 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun – Madde 11/3 – “Dur” ihtarına itaat etmeyen şahıslar hakkında evvela havaya ateş etmek suretiyle bu ihtar tekrar edilir. Bu ihtara da riayet edilmezse salahiyetli memurlar silah kullanmaya yetkilidir. Ancak silahla mukabeleye yeltenilmesi veya meşru müdafaa durumuna düşülmesi veya Bakanlar Kurulunca ihdas edilen emniyet bölgelerinde dur ihtarına itaat edilmemesi hallerinde salahiyetli memurlar doğruca hedefe ateş edebilirler.

187 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
3713 SAYILI TERÖRLE MÜCADELE KANUNU Ek Madde 2 – (29/6/ /16 md. ile değişik) Terör örgütlerine karşı icra edilecek operasyonlarda "teslim ol" emrine itaat edilmemesi veya silah kullanmaya teşebbüs edilmesi halinde kolluk görevlileri, tehlikeyi etkisiz kılabilecek ölçü ve orantıda, doğrudan ve duraksamadan hedefe karşı silah kullanmaya yetkilidirler. DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCEKİ DÜZENLEME: Terör örgütlerine karşı icra edilecek operasyonlarda teslim ol emrine itaat edilmeyerek silah kullanmaya teşebbüs edilmesi halinde kolluk kuvveti görevlileri, failleri etkisiz kılmak amacıyla doğruca ve duraksamadan hedefe karşı ateşli silah kullanmaya yetkilidirler.

188 KOLLUĞUN SİLAH KULLANMA YETKİSİ
Karara konu olan olayda hırsızlık suçundan aranan kişiyi yakalamak için bulunduğu «dur» ihtarına uymaması üzerine kovalanması ve ihtar atışlarına rağmen kaçmayı başarmasından sonra arama sürerken failin yeniden görülmesi üzerine dört güvenlik görevlisi tarafından açılan ateş sonucu öldürülmüştür. Yargıtay’ın kararına göre güvenlik görevlileri faili “….yakalamak üzere görevlendirilmişlerdir. Bu itibarla verilen emri yerine getirmekle yükümlüdürler. Yasaya uygun olarak verilen bu emri yerine getirdikleri sırada kendi yetkileri sınırı içinde, yasal şekillere uygun olarak yapılan fiil ve hareketlerini meşru saymak gerekir. ... sanıkların takip sırasında «teslim ol» çağrısına uymayan ve ihtar atışlarına da aldırmayarak kaçan maktule karşı ateş etmeleri” meşru savunmadır. 1. Ceza Dairesinin tarih ve 4125/4031 sayılı kararı. Bkz: YKD. Şubat 1988, 273 vd. (274)

189 EMRİN YERİNE GETİRİLMESİ
Bir emir bulunmalıdır. Emri verenin bu konuda yetkisi olmalıdır. Emri alanın bunu yerine getirmeye görevli ve yetkisi olması gerekir. Emir, kanunun aradığı şekil şartlarını taşımalıdır. Emir hukuka aykırı olmamalıdır. Emir hukuka aykırı ise bunu yerine getiren kişi için kusuru etkileyen bir neden teşkil eder. Konusu suç olan emir ise hiçbir surette yerine getirilemez.

190 MEŞRU SAVUNMA Meşru savunma
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

191 HUKUKA AYKIRILIK UNSURU MEŞRU SAVUNMANIN KOŞULLARI
SALDIRIYA İLİŞKİN KOŞULLAR SAVUNMAYA İLİŞKİN KOŞULLAR

192 MEŞRU SAVUNMA SALDIRIYA İLİŞKİN ŞARTLAR SALDIRININ VARLIĞI
İNSANDAN KAYNAKLANMALI HAKSIZ OLMALI SALDIRININ MEVCUT OLMASI SALDIRI KİŞİLERE AİT HERHANGİ BİR HAKKA YÖNELMELİDİR

193 SALDIRININ VARLIĞI Meşru savunmadan söz edebilmek için insandan kaynaklanan haksız bir saldırının varlığı gereklidir. Saldırı teşkil eden fiilin ayrıca suç teşkil etmesi gerekmez. Saldırının haksız olup olmadığı yazılı olan ve olmayan tüm hukuk düzenine ilişkin kurallar göz önünde tutularak değerlendirilir. Fiilin haksız saldırı olarak kabul edilebilmesi için hukuka aykırı olması yeterlidir. Şahsi cezasızlık sebebi ya da cezayı ortadan kaldıran şahsi sebeplerin bulunması nedeniyle cezalandırılamaması haksız olduğu sonucunu değiştirmez. Bir kişi kendi hareketi ile saldırıyı tahrik etse de meşru savunmadan yararlanabilir.

194 SALDIRININ MEVCUT OLMASI
Meşru savunmadan söz edebilmek için gerçekleşen veya gerçekleşmesi ya da tekrarı kesin olan bir saldırının varlığı gerekmektedir. Saldırı başlamadan ya da bittikten sonra meşru savunma olmaz.

195 SALDIRI KİŞİLERE YÖNELİK HERHANGİ BİR HAKKA YÖNELMELİDİR
Meşru savunma, kişinin gerek kendisinin gerekse başkasının hakkına yönelmiş saldırılara karşı yapılabilir. Kişilere ait tüm haklar bakımından meşru savunma söz konusu olabilir.

196 MEŞRU SAVUNMA SALDIRI İLE SAVUNMA ARASINDA ORANTININ BULUNMASI
SAVUNMAYA İLİŞKİN ŞARTLAR SAVUNMANIN GEREKLİ OLMASI SALDIRI İLE SAVUNMA ARASINDA ORANTININ BULUNMASI

197 SAVUNMAYA İLİŞKİN ŞARTLAR
Savunmanın gerekli olması: Somut olayın o anki koşullarına göre yapılacak değerlendirmeye göre savunma olmadan da saldırıyı uzaklaştırma imkanı varsa meşru savunmanın bulunmadığı kabul edilir. Savunma hareketi saldırıyı derhal sona erdirecek nitelikte olmalıdır. Kaçma imkanı olmasına rağmen, kaçmayıp savunmada bulunan kişinin hareketi meşru savunma olarak değerlendirilir.

198 SAVUNMAYA İLİŞKİN ŞARTLAR
Saldırı ile savunma arasında orantının bulunması: Savunmanın hukuka uygun kabul edilebilmesi için savunma hareketinin, maruz kalınan saldırıyı defedecek ölçüde olması gerekir, aksi takdirde savunmada sınır aşılmış olur. Saldırı ve savunmada kullanılan araçlar, saldırı ve savunmanın yöneldiği hukuki değerler dikkate alınarak o andaki hal ve koşullara göre değerlendirme yapılır.

199 HAKKIN KULLANILMASI Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez. 1. Kişi tarafından doğrudan doğruya kullanılabilen sübjektif bir hakkın bulunması 2. Kişi bu hakkı doğrudan doğruya kullanabilir olması gerekir. 3. Kişinin bu hakkını tanınma sebebinin sınırları içinde kullanması 4. Hakkın kullanılması ile işlenen ve tipe uygun olan fiil arasında nedensellik bağının bulunması

200 HAKKIN KULLANILMASI ÖRNEK
İddia ve savunma dokunulmazlığı Madde 128- (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.

201 HAKKIN KULLANILMASI ÖRNEK
Ortak hüküm Madde (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

202 HAKKIN KULLANILMASI ÖRNEK
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama Madde (1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

203 İLGİLİNİN RIZASI Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. 1. Kişinin üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunulabilecek bir hakkının varlığı 2. Rızaya ehliyet (anlama kabiliyeti) 3. Rızanın beyan edilmesi

204 İLGİLİNİN RIZASI İlgilinin rızası mutlak surette tasarrufta bulunabileceği haklar bakımından söz konusu olduğundan sadece kişiye ait hukuksal değerleri koruyan suç tipleri için rıza geçerli olabilir. Kişinin rızaya ehliyeti olması gerektiğinden bu durum her suç tipi bakımından ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Kişi söz konusu haktan vazgeçmesinin anlam, kapsam ve önemini kavrayacak durumda olmalıdır. Kanun mağdurun yaşından özel olarak söz etmişse bu yaştan küçük olanların rızasına geçerlik tanınmaz. Rıza beyanı açık veya örtülü, yazılı veya sözlü olabilir. Ancak rıza mutlaka suçtan önce veya suçun icra hareketlerinin yapılması sırasında verilmelidir ve fiilin işlenmesi sırasında da mevcut olmalıdır. Kanun rızanın beyanın belli bir şekle tabi tutuyorsa rıza bu şekle uygun olmalıdır.

205 VARSAYILAN RIZA Varsayılan rıza, ilgilinin rızasının zamanında alınamadığı, fakat ilgilisine sorulsaydı, rıza göstereceğinin kabul edildiği durumlarda söz konusu olmaktadır. Varsayılan rızanın geçerli olabilmesi için; ilgilinin rızasının önceden alınmasının imkansız olması, ilgilinin hakkına yönelik müdahalenin onun varsayılan iradesine uygun olması ve müdahalede bulunulan hak üzerinde ilgilinin tasarrufta bulunma yetkisinin olmalıdır.

206 İLGİLİNİN RIZASI İnsan üzerinde deney
Madde 90- (4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.

207 İLGİLİNİN RIZASI Çocuk düşürtme Madde 99- (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

208 HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
KUSURLULUK SUÇUN UNSURLARI MADDİ UNSUR MANEVİ UNSUR HUKUKA AYKIRILIK UNSURU KUSUR, SUÇUN UNSURU DEĞİLDİR

209 KUSURLULUK Kusurluluk, suçun bir unsuru olmayıp yalnızca failin işlediği fiilden dolayı ortaya çıkan haksızlıktan kişisel olarak sorumlu tutulup tutulmayacağını ifade eder. Nitekim kusurluluk, fiil hakkında değil, fail hakkında bir değerlendirme yapmayı gerektirir.

210 bir etki oluşturmayacaktır..
KUSURLULUK Kusur, fail hakkında bir değer yargısı olduğundan dolayı fiilin haksızlığı üzerinde herhangi bir etki oluşturmayacaktır.. Suçun oluşması için maddi, manevi ve hukuka aykırılık unsurlarının gerçekleşmesi gerekli ve yeterlidir.

211 KUSURLULUK DURUŞMANIN SONA ERMESİ VE HÜKÜM
Madde (1) Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür. (2) Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması, c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, d)Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması, e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, Hallerinde verilir.

212 DURUŞMANIN SONA ERMESİ VE HÜKÜM Madde 223 - (3) Sanık hakkında;
KUSURLULUK DURUŞMANIN SONA ERMESİ VE HÜKÜM Madde (3) Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b) Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, Hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

213 KUSURU ETKİLEYEN HALLER
- Yaş Küçüklüğü - Akıl Hastalığı - Sağır ve Dilsizlik - Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma - Mazeret Nedenleri - Hukuka Aykırı Bağlayıcı Emir - Zorunluluk Hali - Meşru Savunmada Sınırın Heyecan, Korku ve Telaş Nedeniyle Aşılması - Cebir veya Tehditin Etkisi - Haksız Tahrik - Kusurluluğu Etkileyen Hata Halleri

214 YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ Yaş küçüklüğü
MADDE 31- (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

215 YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ Çocuk Koruma Kanunu Soruşturma
MADDE 15- (1) Suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır. (2) Çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir. (3) Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebilir.

216 YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ Yakalama, gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği
Çocuklarla ilgili özel hüküm     Madde 19 - Çocuklar bakımından yakalama ve ifade alma yetkileri aşağıdaki şekilde sınırlandırılmıştır:     a) Fiili işlediği zaman oniki yaşını doldurmamış olanlar ile onbeş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler;     1) Suç nedeni ile yakalanamaz ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamaz.     2) Kimlik ve suç tespiti amacı ile yakalama yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır. Tespit edilen kimlik ve suç, mahkeme başkanı veya hâkimi tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhâl Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir.    

217 YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.

218 YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ (3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.

219 AKIL HASTALIĞI Tam-kısmi akıl hastalığı ayrımı yoktur. Akıl hastalığının kusuru etkilemesi için kişinin suçu işlediği sırada akıl hastası olması gerekir. Akıl hastalığının kişinin işlemiş bulunduğu somut fiil açısından algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesi gerekmektedir.

220 AKIL HASTALIĞI AKIL HASTALIĞI
    Madde 32 - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.     (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.

221 SAĞIR VE DİLSİZLİK Sağır ve dilsizlik durumunun kişinin işlediği fiil dolayısıyla kusurunu etkileyebilmesi için kişinin işitme yeteneğine doğuştan sahip olmaması ya da küçük yaşta yitirmesi gerekmektedir.  SAĞIR VE DİLSİZLİK     Madde 33 - (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.

222 GEÇİCİ NEDENLER Actiones liberae in causa (sebebinde serbest hareket) - Kişinin akıl hastalığı dışında, içinde bulunduğu durumun onda geçici bir süre algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaldırması veya önemli ölçüde azaltmış olması durumlarında uygulanır. Örneğin, uyku hali, alkol veya uyuşturucu madde alma, ateşli hastalık. - Bu nedenin meydana gelmesinde failin en azından taksiri bulunmalıdır. - Bu takdirde kişi fiili işlediği sırada kusur yeteneği varmış gibi cezalandırılır. Failin bu durumun meydana gelmesinde taksiri dahi yoksa, işlediği suçtan dolayı kusuru bulunmadığından ona ceza verilmez.  GEÇİCİ NEDENLER, ALKOL VEYA UYUŞTURUCU MADDE ETKİSİNDE OLMA     Madde 34 - (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.     (2) İradî olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

223 ALKOL VEYA UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILARININ KUSUR YETENEĞİ
Alkol veya uyuşturucu maddelerin sürekli alınması iki tür bağımlılığı gündeme getirebilir; - Psikolojik Bağımlılık: Alkol ya da uyuşturucu almaktan yoksun bırakıldığında kişide yoksunluk sendromları görülmez. Kişide zayıf da olsa irade hala vardır. - Fizyolojik Bağımlılık: Madde kullanımına ara verildiğinde yoksunluk sendromları görülür. Bu tür durumda akıl hastalarına ilişkin sorumluluk rejimi uygulanır.

224 MAZERET NEDENLERİ Mazeret nedenleri kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlerden farklıdır. Bu nedenlerde kusur etkilenmemekte, haksızlık ve kusurun içeriği azalmakta ancak bütünüyle ortadan kalkmamaktadır. Çünkü mazeret nedeni oluşturan hallerde fail, hem kusur yeteneğine hem de haksızlık bilincine sahiptir. - Hukuka Aykırı Bağlayıcı Emir - Zorunluluk Hali - Meşru Savunmada Sınırın Heyecan, Korku ve Telaş Nedeniyle Aşılması - Cebir veya Tehditin Etkisi

225 HUKUKA AYKIRI BAĞLAYICI EMİR
Hukuka uygun emir bir hukuka uygunluk sebebi teşkil eder iken, konusu suç teşkil etmeyen hukuka aykırı bağlayıcı emir ise bu emri yerine getiren bakımından kusuru etkileyen bir nedendir. Hukuka aykırı emir alan ast bu emrin hukuka uygunluğunu kontrol etmek yükümlülüğü altındadır. Aksi takdirde emri yerine getiren ast da sorumluluktan kurtulamayacaktır. Fakat emrin içeriğini denetleme yükümlülüğü kanun tarafından engellenmişse, astın kendisine verilen emrin hukuka uygun olup olmadığını denetleme yükümlülüğü ortadan kalkar. Konusu suç teşkil eden emir ise hiç bir surette yerine getirilemez.   J. Kanunsuz emir MADDE 137- Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.

226 HUKUKA AYKIRI BAĞLAYICI EMİR
POLİS VAZİFE ve SALAHİYET KANUNU Madde 2 Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis; amirinden aldığı emri, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı olarak yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. ASKERİ CEZA KANUNU Madde 41 - 1- Askeri cürümlerde ve kabahatlerde iştirak halinde, Türk Ceza Kanununun 64 üncüden 67 nciye kadar olan maddeler hükmü tatbik olunur.     2 - Hizmete mütaallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldur.     3 - Aşağıdaki hallerde maduna da faili müşterek cezası verilir :     A : Kendisine verilen emrin hudutlarını aşmış ise,     B : Amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile mütaallik olduğu kendisince malüm ise.

227 ZORUNLULUK HALİ Tehlikeye İlişkin Şartlar Tehlike var olmalıdır. Tehlike bir hakka yönelmiş olmalıdır. Tehlike ağır ve muhakkak olmalıdır. Tehlike doğa olayından ya da bir insan davranışından kaynaklanabilir. Tehlike kişinin kendisine ya da başkasına ait bir hakka yönelmiş olmalıdır. Kişi tehlikeye bilerek neden olmamış olmalıdır. Kişinin tehlikeye göğüs germe yükümlülüğü olmamalıdır.

228 ZORUNLULUK HALİ Korunmaya İlişkin Şartlar Tehlikeye karşı başka türlü korunma imkanı bulunmamalıdır. (ultima ratio) Korunan değer feda edilen değerden üstün veya en azından eşit düzeyde olmalıdır.

229 MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASININ ŞARTLARI
- Meşru savunma şartları gerçekte mevcut olmalıdır. - Meşru savunma sınırının ölçü yönünden aşılmalıdır. - Meşru savunmanın sınırı mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaş nedeniyle aşılmalıdır. Sınırın aşılması     Madde 27 - (2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.

230 CEBİR VEYA TEHDİTİN ETKİSİ
Fail cebir veya tehditin etkisi altında olmalıdır. Cebir veya şiddet karşı konulamayacak veya kurtulanamayacak, tehdit ise muhakkak ve ağır olmalıdır. Cebir veya tehditin yöneldiği hukuki değerle, bu cebir veya tehdit etkisinde işlenen suça ilişkin hukuki değer arasında bir oranlılık, denge olmalıdır. Bu takdirde kişi kusuru olmadığından ceza verilemeyecek ise de cebir kullanan ya da tehdit eden kişi cebir veya tehdit etkisi altında işlenen bu suçlardan dolaylı fail olarak sorumlu tutulacaktır. CEBİR VE ŞİDDET, KORKUTMA VE TEHDİT     Madde 28 - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.

231 HAKSIZ TAHRİK Haksız tahrikin nedenini oluşturan haksız bir fiil olmalıdır, fakat bu haksız fiilin suç olması gerekmez. Fail kendi hareketi ile bu haksız fiile neden olmamış olmalıdır. Haksız fiilin mutlaka faile yönelmiş olması gerekmez. Haksız fiil failde hiddet ve şiddetli elem yaratmış olmalıdır. Suç hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlenmiş olmalıdır. Suç, tahrik teşkil eden haksız fiili gerçekleştiren kişiye karşı işlenmiş olmalıdır. Haksız fiile tepki olarak işlenen suç kasıtlı ya da taksirli bir suç olabilir. Haksız tahrik ile tasarlamanın birlikte uygulanıp uygulanamayacağı sorunu tasarlama ile ilgili kabul edilen teoriye göre değişmektedir.

232 Kusurluluğu Etkileyen Hata
Kastı Kaldıran Hata Kusurluluğu Etkileyen Hata

233 Huk. Uyg. Seb. Mad. Şart. Hata Huk. Uyg. Seb. Sınırında Hata
Kastı Kaldıran Hata Maddi Uns. Hata Nitel. Uns. Hata Huk. Uyg. Seb. Mad. Şart. Hata Huk. Uyg. Seb. Sınırında Hata

234 HATA Kastı Kaldıran Hata a. Suçun Maddi Unsurlarında (TCK m. 30/1)
b. Suçun Nitelikli Unsurlarında (TCK m. 30/2) c. Hukuka Uygunluk Nedenlerinin Maddi Koşullarında (TCK m. 30/1) 2. Kusurluluğu Etkileyen Hata (TCK m. 30/4)

235 SUÇUN MADDİ UNSURLARINDA HATA
( UNSUR YANILGISI) Hata Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.

236 SUÇUN MADDİ UNSURLARINDA HATA ( UNSUR YANILGISI)
Unsur yanılgısı, somut olayda suçun maddi unsurlarına ilişkin konularda bilgisizliği, eksik veya yanlış tasavvuru ifade etmektedir. Unsur yanılgısının failin kastını ortadan kaldırabilmesi için, failin tasavvuru, zihninden geçirdikleri gerçeğe uygun olsaydı işlediği fiil suç teşkil etmeyecekti diyebileceğimiz bir durum olmalıdır. Örneğin, fail A’yı öldürmek isterken hata sonucu B’yi öldürür. Bu durumda mağdurun sıfatının suçun nitelikli halini oluşturması bakımından düşülen hat göz önünde bulundurulacaktır.

237 SUÇUN MADDİ UNSURLARINDA HATA ( UNSUR YANILGISI)
Unsur yanılgısı ters yönde de gerçekleşebilir. Örneğin, başkasının zannederek kendi ceketini çalma. Suçun kanuni tanımında yer almakla birlikte, haksızlığın unsurunu oluşturmayan hususlarda düşülen hatanın önemi yoktur. Örneğin, şahsi cezasızlık sebepleri, cezayı ortadan kaldıran ya da azaltan şahsi sebepler, objektif cezalandırılabilme koşullarının varlığında hata. Hedefte sapma hâlinde ise bir hata söz konusu değildir. Bu durumda suçların içtimaı hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir sorun söz konusudur. Fail, suçun kanuni tanımında yer alan bir unsurun maddi içeriğini biliyor, fakat onun ceza hukukundaki niteliği konusunda hataya düşüyorsa hukuki yorum hatası söz konusudur ve bu durumda hukuka aykırılık bilinci eksik ise yasak hatası vardır.

238 SUÇUN MADDİ UNSURLARINDA HATA ( UNSUR YANILGISI) NIN SONUÇLARI
TCK m. 30/1’de maddî unsurlarda hata hâlinde, taksirle sorumluluğa ilişkin hükme yer verilmiştir. Buna göre, meydana gelen neticeye ilişkin olarak gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsaydı böyle bir netice ile karşılaşılmazdı şeklinde bir yargıya ulaşılabiliyorsa; taksirle işlenmiş bir suç söz konusu olur. Ancak bu durumda neticenin taksirle gerçekleştirilmesinin kanunda suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Bu nedenle, kendisinin sanarak başkasının çantasını alan kişinin yanılgısında taksirin varlığı kabul edilse bile; kanunda hırsızlık fiilinin ancak yararlanma kastıyla işlenebileceği belirtildiği için; böyle bir olay dolayısıyla ceza sorumluluğu doğmayacaktır. Buna karşılık, av hayvanı zannederek gerçekte bir insana ateş edip onun ölümüne neden olan kişinin bu hatasında taksiri varsa, adam öldürme kanunda taksirle işlenen bir suç olarak da tanımlandığı için, böyle bir olayda fail, taksirle adam öldürme suçundan dolayı sorumlu tutulacaktır.

239 SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİNDE HATA
Failin işlediği suçta cezayı ağırlaştıran nitelikli hal bulunmasına rağmen, fail bunları bilmiyorsa bu nitelikli hallerden etkilenmez, yani cezası arttırılmaz. Örneğin TCK m. 82/1, bent f’e göre kasten öldürme suçunun gebe olduğu bilinen kadına karşı işlenmesi cezayı arttıran nitelikli haldir. Fail, öldürdüğü kadının gebe olduğunu bilmiyorsa, bu durumda sadece kasten öldürme suçunun temel şeklinden dolayı (TCK m. 81) cezalandırılacaktır.

240 SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİNDE HATA
Fail işlediği suçta nitelikli hal bulunmamasına rağmen, fail bulunduğunu zannediyorsa fail hatasından yararlanır ve nitelikli hal faile yükletilmez. Örneğin kasten öldürme suçunun üstsoy veya altsoydan birine ya da eşe veya kardeşe karşı işlenmesi cezayı arttıran nitelikli haldir. Babasını öldürmek isterken yanılgı sonucu başkasını öldüren kişi bu hatasından yararlanır ve sadece kasten öldürme suçunun temel şeklinden dolayı (TCK m. 81) cezalandırılır.

241 SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİNDE HATA
Failin işlediği suçta cezayı azaltan nitelikli hal bulunmamasına rağmen, fail bunların bulunduğunu zannederek fiili işlerse bu nitelikli halden yararlanır. Örneğin bir kimsenin paydaş olarak malik olduğunu zannettiği bir eşyayı almak isterken, yanlışlıkla mülkiyeti tamamen başkasına ait bir eşyayı alması halinde fail hakkında 144. maddeye göre cezada indirime gidilebilecektir. Daha az cezayı gerektiren hâller     Madde 144 - (1) Hırsızlık suçunun;     a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,

242 SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİNDE HATA
Failin işlediği suçta cezayı azaltan nitelikli hal bulunmasına karşın, fail bu durumu bilmiyorsa bu nitelikli halden yararlanır. Örneğin değerli bir kolyeyi çalmak isterken taklidini çalan fail 145. maddede yer alan indirimden yararlanır.  Malın değerinin az olması   Madde 145 - (1) (Değişik fıkra: 29/06/ S.K./16.mad) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

243 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN MADDİ ŞARTLARINDA HATA
Bu gibi hallerde fail, işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiği bilincine sahiptir ve fakat ortada hukuka uygunluk sebeplerinden birinin maddi şartlarının mevcut olduğunu zannederek fiili işlemektedir. Örneğin karanlıkta yolda yürüyen bir kişi, arkasından hızla kendisine doğru gelmekte olan şahsın kendisine saldıracağını sanarak savunmada bulunmaktadır. Böyle bir durumda fail olayda meşru savunmanın şartlarından haksız bir saldırının varlığında hataya düşmektedir. Failin tasavvuru gerçekleşmiş olsaydı, fiil hukuka uygun olacaktı.

244 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN MADDİ ŞARTLARINDA HATA
Hukuka uygunluk sebebinin maddi şartları hakkındaki bilgi kasta dahildir. Bu nedenle hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında hata TCK m. 30/1’e göre ele alınmalıdır. Hata Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.

245 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN SINIRINDA HATA
Failin bir hukuka uygunluk sebebinin maddi şartlarında yanılgıya düşerek ölçü yönünden sınırı aşması halinde yani hukuka uygunluk sebeplerinin sınırının kast olmaksızın aşılması durumunda da aslında hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında hata söz konusudur. Sınırın aşılması     Madde 27 - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.

246 HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİNİN SINIRINDA HATA
Hukuka uygunluk sebeplerinde sınır kasten aşılmışsa kişi kasten işlediği bu suçtan dolayı sorumlu olur. Hukuka uygunluk sebepleri taksirle aşılmış ise, işlenen bu suçun da taksirle işlenebilmesi mümkün ise kişi bu suçtan dolayı sorumlu olur fakat TCK m. 27/1 uyarınca cezası indirilir.

247 KUSURLULUĞU ETKİLEYEN HATA
1. Haksızlık Yanılgısı (Yasak Hatası) - Failin haksızlığın maddiyatına ilişkin bilgisi tamdır. Fakat, işlediği fiili yasaklayan bir normun varlığında veya böyle bir normun yorumlanmasında hataya düşmektedir. - Önemli olan fiilin haksızlık teşkil ettiğinin bilincinde olunmasıdır. Bu haksızlığın cezaya layık olup olmadığını bilmek gerekmez. - Doğrudan Haksızlık Yanılgısında, fail davranış normunu bilmemekte, bilmekle beraber onun hükümsüz olduğunu düşünmekte veya yanlış yorumlayarak kendi fiili bakımından uygulanamaz olduğunu sanmaktadır. - Dolaylı Haksızlık Yanılgısında, fail bir hukuka uygunluk sebebinin hukuki varlığında hataya düşmektedir.

248 KUSURLULUĞU ETKİLEYEN HATA
Haksızlık yanılgısı kaçınılmaz ise failin kusuru ortadan kalkacaktır. Kaçınılabilir haksızlık yanılgısı ise, temel cezanın belirlenmesinde kullanılacaktır. HATA     Madde 30 -      (4) (Ek fıkra: 29/06/ S.K./4.mad) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.

249 KUSURLULUĞU ETKİLEYEN HATA
2. Kusurluluğu Kaldıran veya Azaltan Nedenlerin Maddi Şartlarında Hata - Kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan her nedenin niteliği gereği maddi şartlarında hataya düşmek mümkün değildir. Örneğin, karşı konulamayacak cebrin varlığında hataya düşülemez. - Hata kaçınılmaz ise kişi bu hatasından yararlanacaktır. Kaçınılabilir bir hata söz konusu ise kişi cezalandırılacaktır fakat bu durumu TCK m. 61’e göre temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacaktır.

250 SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
Suça Teşebbüs Suça İştirak Suçların İçtimaı

251 SUÇUN GERÇEKLEŞME AŞAMALARI
Hazırlık Hareketleri – Cezalandırılmayan Davranışlardır. Suça Teşebbüs - Suçun İcrasına Başlanması Ancak Suçun Tamamlanmaması Suçun Tamamlanması – Suçun Kanuni Tanımında Öngörülen Tüm Unsurların Gerçekleşmesi Suçun Bitmesi - Suçun Tamamlanmasına Rağmen İcrasının Devam Etmesi – Sürekli Suçlar

252 SUÇA TEŞEBBÜS Hukuki Niteliği
Suça teşebbüs cezalandırılmayı genişleten bir nedendir. Suça teşebbüs düzenlemeleri ancak tamamlanmış suçun düzenlendiği norma bağlı olarak uygulanabilen, bağımsız olmayan tamamlayıcı bir normdur.

253 SUÇA TEŞEBBÜSÜN CEZALANDIRILMA NEDENİ
1. Objektif Teoriler Bu teoriler suça teşebbüsün cezalandırılma nedenini teşebbüs fiilinin yarattığı objektif tehlikeye dayandırmaktadırlar. 2. Subjektif Teoriler Failin suç işlemeye ilişkin iradesinin dış dünyaya yansıması esas alınır. 3. Karma Teoriler Teşebbüsün cezalandırılma nedeni subjektif esasa dayandırılmakta ancak objektif ölçütlerle sınırlandırılmaktadır. – Etki Teorisi

254 GÖRÜŞÜMÜZ VE TÜRK CEZA KANUNUNDAKİ TEŞEBBÜS DÜZENLEMELERİNİN DAYANDIĞI ESAS
Suça teşebbüs, suç tipinin gerçekleşmesine yakın objektif bir tehlike doğurması nedeniyle cezalandırılmaktadır. Türk Ceza Kanunu da objektif esas dayanmaktadır. Çünkü hazırlık hareketleri cezalandırılmamakta, teşebbüs için elverişlilik koşulu gerekmekte ve suça teşebbüs durumunda zorunlu ceza indirimi öngörülmektedir. Suça teşebbüs MADDE 35- (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. (2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

255 SUÇA TEŞEBBÜSÜN UNSURLARI Subjektif Unsur – Kast
Tamamlanmış suçtaki kast ile teşebbüs aşamasında aranan kast aynıdır Doğrudan kastla veya olası kastla suça teşebbüs mümkündür Failin suçun icrasını kendi iradesi dışında objektif koşullara bağlı kılması veya suçun gerçekleşmesine ilişkin bazı vakalar konusunda şüphe duymasına ve bu belirsizliğe rağmen suçun icrasına başlaması ya da vazgeçme çekincesiyle suçun icrasına başlaması hallerinde suç kastının varlığı kabul edilmelidir. Örneğin; hırsızlık için eve giren ve orada çalmaya değer bir şeyler bulursa onları almak kararında olan kişi veya çocuğu cinsel istismar amacıyla tenha bir yere götüren ancak ağlaması durumunda vazgeçmeyi düşünen kişi bakımından kast unsuru gerçekleşmiştir. Taksirli suçlara teşebbüs olmaz

256 SUÇA TEŞEBBÜSÜN UNSURLARI Objektif Unsurlar
İcraya Başlama Unsuru : İşlenmek istenen suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması durumunda suçun icrasına başlanılmış sayılacaktır. İşlenmesi kast edilen suçun hazırlık hareketleri aşaması geçirip icra hareketlerine başlanması gerekir. Hazırlık hareketleri icra hareketleri ayrımında “doğrudan doğruya başlanma” şeklindeki ifade ile objektif ölçüt kabul edilmiştir. Fiilin zaman ve etki açısından mağdurun suçun konusuyla yakın bir bağlantı içinde bulunması durumunda icra hareketlerinin başladığı kabul edilmelidir. 2. Elverişlilik Unsuru: Suça teşebbüste kullanılan araç suçun kanuni tanımında öngörülen fiili meydana getirmeye elverişli olmalıdır. Ancak elverişlilik sadece kullanılan araç bakımından değil, suçun konusu da dahil olmak üzere bütün fiil yönünden bulunmalıdır. 3. Suçun Tamamlanmaması : İcrasına başlanılan suçun kanuni tanımında öngörülen maddi unsurların gerçekleşmemesi gerekir. Örneğin; öldürme suçunda ölüm neticesinin meydana gelmemesi gibi

257 SUÇA TEŞEBBÜSTE GÖNÜLLÜ VAZGEÇME
Gönüllü Vazgeçmenin Cezalandırılmama Nedenini Açıklayan Teoriler İptal Teorileri : Vazgeçme ile teşebbüsün subjektif ve objektif unsurlarının ortadan kaldırıldığını savunmaktadır. Suç Politikası Teorileri: Suça teşebbüsün cezalandırılmadaki amaçları gereksiz kıldığını ileri sürmektedir. Gönüllü Vazgeçme : 1.Vazgeçme, ya suçun icrası aşamasında olabilir yani kişi icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kişi kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını ya da neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz. Kişinin gösterdiği çabaların başarıyla sonuçlanması gerekir. 2. Vazgeçme gönüllü olmalıdır. Kişinin vazgeçmesi onun hukuk düzenine – meşru zemine dönüşünü ifade etmelidir. 3. Ancak tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, kişi sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır. 4. Suç tamamlandıktan sonra gönüllü vazgeçme değil etkin pişmanlık söz konusu olur. Etkin pişmanlık sadece ilgili suç tipinde öngörülmüşse uygulama alanı bulur.

258 GÖNÜLLÜ VAZGEÇMEDE GÖNÜLLÜLÜK
Vazgeçmenin gönüllü olup olmadığının değerlendirilmesinde iki teori ileri sürülmektedir; Psikolojik Teori: Failin psikolojik dünyasındaki değişimler esas alınır. Burada gönüllülük, failin kararına hâkim olarak kalması ve suç plânının icrasını hala mümkün kabul etmesine göre belirlenmektedir. Psikolojik yaklaşıma göre, “etik niteliğin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği kabul edilerek, vazgeçme sakinin başka bir seçenek bırakmayacak şekilde faili etkileyip etkilemediğinin” açıklığa kavuşturulması gerekir. Buna göre, psikolojik baskının gücü failin özgürce seçimini yapmasını devre dışı bırakıyorsa vazgeçme gönülsüz, buna karşılık fail ne dış bir zorlama nedeniyle engellenmemiş ne de manevî bir baskı nedeniyle fiili tamamlayamayacak hale gelmemişse vazgeçme gönüllüdür. Normatif Teori: Vazgeçmenin gönüllülüğü saf bir değerlendirme problemidir. Burada belirleyici olan “failin iç düşüncelerinin değerlendirilmesi” olacaktır. Böylece değişik varyasyonlarıyla temsil edilen normatif teoriye göre sadece psişik bulgu önemli değildir, ayrıca vazgeçme saikinin değerlendirilmesi de önemlidir. Bu bakımdan farklı değerlendirme kriterleri ortaya atılmıştır. Normatif teorinin en çok benimsenen yaklaşımı şu şekilde ifade edilmiştir: Vazgeçme hukuka sadık düşüncenin bir ifadesi olmalıdır. Fail, “hukukun yörüngesine/sınırlarına döndüğünde” gönüllü vazgeçmiş sayılır. Bir diğer tanımla vazgeçme, bir “geriye dönme” ve failin değişen düşüncesinin bir ifadesi olarak ve bu bakımdan “yasal zemine geri dönüş” olarak ortaya çıktığında gönüllüdür.

259 GÖNÜLLÜ VAZGEÇMEDE GÖNÜLLÜLÜK
Gönüllü vazgeçmeyi aıklayan bu iki teori somut olaya uygulandığında farklı sonuçların çıkmasına neden olabilir. - Örneğin, A B’yi öldürmek ister ve silahını ona doğrultur. Tetiği çekmeden önce C’yi görür ve önce C’yi sonra B’yi öldürmeye karar vermiş olsa, psikolojik teoriye göre A, B’yi öldürmekten gönüllü vazgeçmiş olur. Çünkü A, B’yi öldürmemesi için zorlama ya da manevi bir baskıya maruz kalmamıştır. Halbuki normatif teoriye göre ise burada A’nın B’yi öldürmeden vazgeçmesi gönüllü değildir. Zirâ, burada A sadece C’yi öldürmeye öncelik tanımış, B’yi öldürmekten vazgeçmemiştir ve bu nedenle A açısından hukuk düzenine dönüş yoktur. - Örneğin, A B ile zorla cinsel ilişkiye girmek ister. B ise bunun üzerine A’ya henüz hazır olmadığını, biraz süre verirse onunla rızasıyla cinsel ilişkiye gireceğini belirtirse burada A’nın vazgeçmesi psikolojik teoriye göre gönüllü iken, normatif teoriye göre gönüllü değildir. Çünkü kişi cinsel ilişkiye girmekten vazgeçmemektedir.

260 GÖNÜLLÜ VAZGEÇMEDE GÖNÜLLÜLÜK
Kanunun kabul ettiği teori de normatif teoridir. Buna göre kişinin duygusu değil, davranışı önemlidir. Fail suçlu mantığına göre olay anında yakalanma ve bunun sonucunda cezalandırılma tehlikesini göze alamadığından dolayı suç yolunda ilerleyemiyorsa, vazgeçmesi gönüllü değildir. Çünkü bu halde fail, suçlu bir kişinin makuliyet ya da mantık ölçülerine göre davrandığından, hukuk düzenince cezalandırılmayı hak etmemektedir. Örneğin, hırsızlık için girdiği evde köpeğin havlaması üzerine yakalanabileceğini düşünüp kaçan fail, suçlu mantığına uygun davranması ve hukuk düzenine geri dönmeyişi nedeniyle işlemeyi kastettiği hırsızlık suçundan gönüllü vazgeçmiş olmayacaktır. Fakat aynı kişi herhangi bir somut tehlike ya da risk olmaksızın korkuya kapılıp kaçsa, suçlu mantığına göre makul olmayan bir davranışta bulunduğundan vazgeçmesi gönüllüdür. Bu nedenle gönüllük değerlendirilmesinde suç politikası ilkeleri açısından bir değerlendirme yapmak gerekir.


"SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları