Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Öğrenmede Temel kavramlar

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Öğrenmede Temel kavramlar"— Sunum transkripti:

1 Öğrenmede Temel kavramlar
Yrd. Doç. Dr. Mustafa TOPRAK Öğrenmede Temel kavramlar

2 1. Davranış bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her türlü etkinliğine davranış denir. Davranış Doğuştan Gelen Davranışlar Öğrenilmiş Davranışlar İstendik davranışlar İstenmedik davranışlar Geçici Davranışlar

3 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
1. Refleks Doğuştan getirilen, birçok türde aynı şekilde görülen (türe özgü olmayan), belli bir uyarıcısı olan, ertelenebilir, ani ve basit davranışlardır. Ertelenebilir ama engellenemez. Göz kırpma, nefes alma, yutma, göz bebeği refleksi

4 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
1. Refleks A. ilkel refleksler (doğumla birlikte var olup bir süre sonra ortadan kaybolur). Moro Refleksi(yüksek gürültüde birşey tutacakmış gibi, tonik boyun (baş yana, kol bacak aynı tarafa) B. hayatta kalma refleksleri (sürekli). Nefes alma, emme, yutma, göz kırpma, gözbebeği refleksi.

5 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
2. İçgüdü Doğuştan getirilen ya da potansiyel olarak var olup olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, yalnızca belli bir türde ve türün tüm üyelerinde aynı şekilde görülen (türe özgü), ertelenemeyen, uyarıcısı belirgin olmayan, karmaşık davranışlardır. Öğrenmeye, deneme-yanılmaya dayanmaz.

6 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
2. İçgüdü Örnekler Balıkların yumurta bırakmak için sıcak denizlere gitmesi.  Ayıların kış uykusuna yatması.  Arıların bal yapması, ipek böceğinin koza yapması. Kaz yavrularının dünyaya geldikten sonraki 15 saat içinde çevrelerinde hareket eden bir cisim veya canlının peşinden gitmeleri (basımlama).

7 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
2. İçgüdü İçgüdü: sadece hayvanlar. içgüdüsel davranış: İnsanlar.

8 A. Doğuştan Gelen Davranışlar
3. İçgüdüsel Davranış Birçok türde aynı şekilde görülebilmesi reflekse benzeyen yönüdür. Karmaşık bir yapıya sahip olması ve ertelenememesi de içgüdüye benzeyen yönüdür. Annelik İÇGÜDÜ DEĞİL İÇGÜDÜSEL DAVRANIŞ: üç hafta süreyle yeni doğmuş bebeklerle bir arada kalan bayanlar prolaktin (süt üretimini sağlayan hormon) salgılıyor. Bu salgı erkeğe enjekte edilirse, annelik davranışı göstermeye başlıyor: biyokimyasal davranış.

9 B. Geçici Davranışlar Alkol, uyuşturucu, narkoz, ilaç vb. etken madde alımına ya da hastalık, yorgunluk gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan davranışlardır. Bu davranışlar öğrenme olarak kabul edilemezler.

10 2. Öğrenme Tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışlarında meydana gelen kalıcı ya da izli değişiklikler. 3. Öğrenmenin Özellikleri a. Tekrar veya yaşantı ürünü b. kalıcı ya da izli. c. sonucunda davranış değişikliği meydana gelmelidir. d. Doğuştan getirilen davranışlar öğrenme kabul edilemez. e. Sadece büyüme veya olgunlaşma sonucu oluşan davranışlar öğrenme kabul edilemez.

11 Davranışların Oluşumu
a. Uyaran organizmanın duyu organları tarafından fark edilen ve organizmada tepkiye yol açan etkidir. Uyaran, bir uyarıcının ortama eklenmesi ya da ortamdan çıkartılması. Örneğin, öğretmen öğrencisine bir soru yönelttiğinde, bu soru bir uyarıcıdır. Burada ortama "soru" uyarıcısı eklenmiştir.

12 b. Tepki Tepki, organizmanın herhangi bir uyaran nedeniyle oluşan duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği davranıştır. Öğretmenin yönelttiği soru bir uyaran ise, öğrencinin verdiği cevap da bir tepkidir. Ani ve yüksek bir ses duyduğumuzda, duyduğumuz ses bir uyaran ise, irkilmemiz tepkidir.

13 Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler
Öğrenen İle İlgili Faktörler Türe Özgü Hazıroluş Olgunlaşma Genel Uyarılmışlık Hali Güdü Eski Yaşantılar Dikkati Odaklama Yöntemle İlgili Faktörler Konunun Yapısı Zaman Geribildirim Katılım Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler Algısal Ayırt Edilebilirlik Anlamsal Çağrışım Kavramsal Gruplandırma Telaffuz Edilebilirlik

14 1. Öğrenen İle İlgili Faktörler
a. Türe Özgü Hazıroluş Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır. Uygun bir cins papağana, insana özgü sesleri çıkartması öğretilebilir ancak, bir köpek üzerinde ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, köpekten bu sesleri çıkartması beklenmemelidir. İnsan türü doğuştan konuşabilecek organlara sahiptir.

15 b. Olgunlaşma Bireyin vücut organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. 12 aylık bebek tuvaletini tutamaz, 3 yaşındaki bir çocuk ipliği iğneden geçiremez.

16 c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi
Bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir. Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için çevreden gelen uyarıcılara belirli bir ölçüde açık olması gerekir. Kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesi Uyku: Dışarıdan az uyarıcı alırsa, uyarıcılara kapalı ise, uyarılmışlık düzeyi düşük. Panik: Çok fazla uyarıcı alırsa.

17 c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi
Ders yapmak istiyorsun ama dün gecenin yorgunluğundan, deli gibi uykun geliyor ve uyukluyorsan genel uyarılmışlık halin düşük demektir.

18 c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi
Akademik yeteneği yüksek ve düşük= kaygı azlığı veya çokluğundan etkilenmez, Akademik yeteneği orta= aşırı kaygılandıklarında az öğrenirler. Benlik saygısı yüksek olanlar: yüksek kaygıdan etkilenmez.

19 Kaygının, “azı karar, çoğu zarar”.
c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi Kaygının, “azı karar, çoğu zarar”. Öğrenciler kaygılanır diye onları hiç kaygılandırmamak

20 Uyarılmışlık düzeyi, bireyin içinde bulunduğu çevre koşullarından güçlü şekilde etkilenir.
Hem televizyon izleyip hem ders çalışmayın. Uzanarak ya da ayakta dolaşarak ders çalışmayın, mutlaka masa başında sandalyeye oturun. Belirli ders çalışma sürelerinin ardından kısa dinlenme aralıkları verin. Aralıksız olarak ders çalışmayın.

21 Uyarılmışlık düzeyi, bireyin içinde bulunduğu çevre koşullarından güçlü şekilde etkilenir.
Çalışma yaptığınız ortamın aşırı sıcak ya da aşırı soğuk olmamasına dikkat edin. Karnınız aç şekilde okula gelmeyin, ya da yemek yerken fazla abartmayın. Uyarılmışlık düzeyi ile ilgili açıklamalar kaygı seviyesi için de geçerlidir.

22 İhtiyaç---Dürtü---Güdü---Doyum
Motivasyon İhtiyaç---Dürtü---Güdü---Doyum Birey ihtiyacı hisseder,(İhtiyaç) İhtiyaç bireyde rahatsızlık uyandırır ve bu rahatsızlığı giderme isteği doğar,(Dürtü) İhtiyacı karşılanması için davranışta bulunur, (Güdü), İhtiyaç giderilir.(Doyum)

23 E. Eski Yaşantılar (Öğrenmenin Aktarılması)
Olumlu Aktarma (Pozitif Transfer) Olumsuz Aktarma (Negatif Transfer) Ket Vurma İleriye Ket Vurma Geriye Ket Vurma

24 I. Olumlu aktarım (pozitif transfer):
Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır. Matematik dersinin yazılı sınavına çok çalışan Ahmet, özel bir çaba göstermediği halde Fizik dersinin sınavından da yüksek puan almıştır. Bisiklet kullanmayı bilen Ayşe, motosiklet kullanmayı daha kolay öğrenmiştir. Daktiloda yazı yazmayı öğrenen Murat, bilgisayarda yazı yazmayı daha kolay öğrenmiştir.

25 II. Olumsuz aktarım (negatif transfer):
Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır. Bilgisayarda Q klavye ile yazı yazmaya alışmış bir kişi F klavye ile yazmayı öğrenmek ister. Ancak F klavye ile yazmaya başladığında uzun bir süre yanlış harflere basmıştır. İngiltere’de araba kullanmak.

26 III. Ket Vurma: Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da sonraki öğrenmeleri engellemesi - unutturmasıdır. Öğrenme süreciyle ilgili değil, hatırlama süreciyle ilgilidir. Öğrenilmiş bitmiş iki bilginin birbirlerini unutturması, karıştırması durumudur. ileriye ket vurma geriye ket vurma

27 1. İleriye Ket Vurma: Eski bilginin yeni bilgiyi bozması, karışmasına neden olmasıdır. Her iki bilgide kişide vardır. Eski bilgi yeninin hatırlanmasını engelliyorsa ileriye ket vurmadır. Yeni bir telefon hattı alan Ayşe Manim, telefon numarasını soranlara eski numarasını söylemektedir. İngilizce: interesting (Eski bilgi)- intresting Fransızce: intéressant (Yeni bilgi)- enteresan intéressant kelimesi gördüğünde interesting (intresting) diye telaffuz etme

28 2. Geriye Ket Vurma: Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani eski öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine yeni bilgiyi kullanıyorsak geriye ket vurma durumu gerçekleşir. Yeni bilgi eskisinin hatırlanmasını engelliyor. İngilizce: interesting (Eski bilgi) Fransızca: intéressant (Yeni bilgi) İnteresting kelimesi gördüğünde intéressant (enteresan) diye telaffuz etme

29 Olumsuz Transfer Vs. Ket Vurma
OLUMSUZ TRANSFER ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERDE ELE ALINIRKEN, KET VURMALAR UNUTMAYA NEDEN OLAN FAKTÖRLERDE ELE ALINIR. Düz vites araç kullanan birisinin, otomatik vites araç kullanmakta zorluk yaşaması. (YENİ ÖĞRENME OLUŞAMADIĞI İÇİN OLUMSUZ TRANSFER) Yeni telefon hattı alan bir kişinin bir gün yeni numarasını unutup arkadaşına eski numarasını vermesi (ÖĞRENİLMİŞ DURUM O AN ONUTULDUĞU İÇİN KET VURMADIR. YENİ NUMARA UNUTULDUĞU İÇİN İLERİYE KET VURMA).

30 F. Dikkati Odaklama Çevremizde her an binlerce uyaran bulunmaktadır. Bu uyaranların her birinin bilince aktarılması söz konusu değildir. İşte bu noktada dikkat devreye girer. Dikkat, belirli bir uyarıcıya yönelmek, ya da zihinsel enerjinin belli bir uyarıcıya yöneltilmesidir. Karnı aç olan bir kişinin çevredeki onca dükkan arasında öncelikle lokantaları görmesi

31 Öğrenme Yöntemi ile İlgili Faktörler
a. Konunun Yapısı Ele alınan konunu yapısına göre öğrenme yöntemleri parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yararlı olduğu ele alınan konuya göre değişmektedir.

32 b. Öğrenmeye Ayrılan Zaman
Zaman, öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak üzere iki ayrılır. Toplu çalışanlar, sınavlarda daha başarılı ama öğrenmede başarısız.

33 c. Geribildirim (Dönüt)
Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geribildirimler verilmelidir. Sınavlar: değerlendirme + öğretim aracı Geribildirim mümkün olduğunca çabuk - hemen - verilirse, etkisi daha da artar. c. Geribildirim (Dönüt)

34 d. Aktif Katılım Salt öğretmen etkinliğine dayalı öğrenme yönteminden mümkün olduğunca kaçınılmalı, öğrencinin öğretim etkinliğine fiili olarak katılımı sağlanmalıdır. Anlatırsan, unutabilirim, gösterirsen, anımsayabilirim, beni işin içine katarsan asla unutmam, öğrenirim. (Kızılderili atasözü).

35 3. Öğrenme Malzemesi ile İlgili Faktörler
a. Algısal Ayırt Edilebilirlik Öğrenme malzemesinin, çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilme yeteneği ne derece fazla ise, o derecede daha fazla ve daha rahat algılanır. Örneğin, okuduğunuz bu kitaba hâkim olan temel yazı tipinin yanı sıra, başlıklar koyu olarak, temel yazı tipinin içindeki önemli yerler ise farklı bir karakterle - vurgulu olarak yazılmıştır.

36 b. Anlamsal Çağrışım Öğrenme malzemesi, yeni bir konunun öğretiminde, öğrencilerin önceki öğrenmeleriyle ilişki kurmayı sağlamalıdır. Öğrencinin önceki öğrenmeleriyle tamamen ilgisiz olmamalı. Böylece öğrenciler zihinlerinde yer alan olaylar - durumlarla yeni konuyu birleştirebilir. Bir kavram diğer bir kavramı çağrıştırdıkça, öğrenme ihtimali artar. Öznellik.

37 b. Anlamsal Çağrışım

38 c. Kavramsal Gruplandırma
Öğrenme malzemesinin bir takım gruplar halinde bütünleştirilebilmesi, öğrenilebilirliği arttırır. Ha, buna benzer şu da vardı”, keşif duygusunu harekete geçirme. Kavram haritası, bir konunun içerisinde yer alan alt başlıkların hiyerarşik olarak sıraya dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren şemalardır. Nesnel.

39 c. Kavramsal Gruplandırma

40 d. Telaffuz Edilebilirlik
Telaffuz kolaylığı, konunun ve içinde geçen terimlerin kolayca ifade edilebilmesine karşılık gelmektedir. Kolay okunan, kolay söylenen terim ve içeriğin anlaşılması kolaylaşırken, zor ifade edilen, farklı ya da daha önce hiç karşılaşmamış sembollerden oluşan terimlerin anlaşılması da zorlaşacaktır.

41 ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETKENLER
ÖĞRENİLEN ÖĞRENME YÖNTEMİ (ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARI) ÖĞRETMEN ÖĞRENME ORTAMI ÖĞRENCİ

42 ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN ETKENLER
ÖĞRENİLEN Telaffuz kolaylığı Ayırt edilebilme Çağrışım yapabilme Kavramsal olarak gruplanabilme ÖĞRENME YÖNTEMİ (ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARI) Zaman kullanımı Öğrenilen konunun yapısı Öğrencinin aktif katılımı ÖĞRETMEN öğretim uzmanı, güdüleyici, yönetici, lider, danışman, çevre düzenleyicisi, model ÖĞRENME ORTAMI Fiziksel özellikler Psiko-sosyal özellikler ÖĞRENCİ HAZIROLUŞ Türe özgü hazır oluş Olgunlaşma Genel uyarılma düzeyi ve kaygı Diğer öğrenme ve yaşantılar Güdülenme ve ısınma Dikkat DİĞER ETKENLER Öğrenme öncesi ve sonrası yaşantılar, zaman, ısınma

43 KPSS 2006 İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları kolayca öğrenmiştir. Aylin'in bazı vuruşları kolayca öğrenmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Aralıklı öğrenme B) İleriye ket vurma C) Öğrenmenin aktarılması D) Parçalara bölerek öğrenme E) Alışma

44 KPSS 2006 Bir öğrenci sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangi­sinin sonucudur? A) Örtük (gizil) öğrenme B) Bastırma C) Geriye ket vurma D) Amnezi E) İleriye ket vurma

45 KPSS 2006 Aşağıdakilerden hangisi, davranışçı yaklaşımın temel görüşlerinden biri değildir? A) Bütün davranışlar öğrenilmiştir. B) İnsan davranışları çevresel uyarıcılar tarafından başlatılır. C) İnsan davranışlarını anlamak için gözlenemeyen etkenleri incelemek yersizdir. D) Davranışların mekanizmasını anladıktan sonra onları kontrol etmek mümkündür. E) Her insan, doğuştan kendini gerçekleştirme gizil gücüyle dünyaya gelir.

46 KPSS 2007 Aşağıdakilerden hangisi, öğrenmenin en uygun tanımıdır?
A) Bireyin içerisinde yaşadığı kültürün değerlerini kazanma süreci B) Bireyin çevresiyle etkileşiminde meydana gelen değişme C) Yeni ve kalıcı bilgilerin edinilmesi için yararlanılan yöntem D) Yaşantılar yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı davranış değişikliği E) İstenilen davranış değişikliğini oluşturmak amacıyla bireyin gösterdiği bilinçli çaba

47 KPSS 2007 Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir. Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Türe özgü hazır oluş B) Dikkat bozukluğu C) Aşırı uyarılma D) Güdülenme E) Büyüme

48 KPSS 2007 Aşağıdakilerden hangisi, öğrenme ürünü olan bir davranış değildir? A) Limon kelimesini duyan bir kişinin ağzının sulanması B) Yoldan geçmekte olan bir yayanın klakson sesiyle irkilmesi C) Bir çocuğun salıncak kurup küçük kardeşini sallaması D) Bir kişinin zehirli olduğunu düşünerek böceklerden korkması E) Acıkan birinin mutfağa yönelmesi

49 KPSS 2007 Bir öğrenci, matematik dersindeki öğrenme eksiklerini tamamlayarak başarı düzeyini yükseltiyor. Bu öğrenci fizik dersindeki çabalarında bir değişiklik yapmadığı halde, bu dersteki başarısında da yükselme oluyor. Bu durum, aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) Zihinde canlandırma B) Bilişsel öğrenme C) Bütün halinde öğrenme D) Olumlu aktarma E) Pekiştirme

50 KPSS 2007 Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kültesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişi­liklerini bir heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir. Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Davranışçı B) Psikoanalitik C) Bilişsel D) Ekolojik E) Yapısalcı

51 KPSS 2008 Okula yeni başlayan öğrencilerine okuma yazmayı öğretmen isteyen bir anaokulu öğretmeni bunda başarılı olamaz. Ancak bu öğretmen, aynı grupla bir yıl sonra yapılan çalışmalarda öğrencilerinin büyük bir bölümünün okuma ve yazmayı öğrenebildiklerine tanık olur. Yukarıda verilen örnekten hareketle varılabilecek en uygun sonuç aşağıdakilerden han­gisidir? A) Anaokulu öğretmeni öğrencilerin dikkatini çekmede başarılı olamamıştır. B) Davranışın ortaya çıkması için belli bir olgunluk düzeyine ulaşmak gerekir. C) Bireyin kapasitesinin üstünde davranışlara zorlanması, başarısını düşürür. D) Yeterince büyümeden yapılan çalışmalar çocuğu yorar. E) Büyüme, olgunlaşma sonucunu doğurur.

52 KPSS 2008 Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak şekilde değiştirmiştir. Ancak kapağı açması gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmaya çalışmıştır. Seda Hanım'ın uzun süre dolabın kapağını sağa doğru açmaya çalışmasını en iyi açıkla­yan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Sönme B) Ket vurma C) Öğrenilmiş çaresizlik D) Olumsuz aktarma E) Öncelik etkisi

53 KPSS 2008 Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır. Bu hata aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Tepki genellemesi B) Sonralık etkisi C) Geriye doğru ket vurma D) Alışma E) İleriye doğru ket vurma

54 KPSS 2008 Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine "Her gün yarım saatini ayırıp çalışman sınavdan bir gün önce 15 saat çalışmandan daha yararlı olur." biçiminde öneride bulunan bir öğretmen, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisine vurgu yapmaktadır? A) Aralıklı ya da toplu öğrenme B) Parçalara bölerek ya da bütün halinde öğrenme C) Öncelik etkisi D) Genel uyarılmışlık durumu E) Tekrar

55 KPSS 2009 Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır? A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin çalar saati bozulduğu için işe geç kalması C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede olduğunu anlaması D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi

56 KPSS 2009 İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder. Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapmayı öğren­me hızları arasında gözlenen farklılıkların nedeni olamaz? A) Olgunlaşma B) Türe özgü hazıroluş C) Yaşantı farklılıkları D) Yetenek E) Güdülenme düzeyi

57 KPSS 2009 Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişkinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Genel uyarılmışlık düzeyi arttıkça öğrenme hızı da artmaktadır. B) Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz etkilemektedir. C) Genel uyarılmışlık düzeyi yüksek ya da düşük olduğunda öğrenme en yüksektir. D) Genel uyarılmışlık düzeyi azaldıkça öğrenme hızı artmaktadır. E) En yüksek öğrenme hızına, genel uyarılmışlık düzeyinin en yüksek olduğu noktada ulaşılmaktadır.

58 KPSS 2009 Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenmenin aktarılması söz konusudur? A) Bilgisayarda iki parmakla yazmaya alışık bir kişinin, on parmakla yazmayı yeni başlayan birine göre daha güç öğrenmesi B) Bir öğrencinin psikoloji öğretmenini sevdiği için psikolojiye ilgi duymaya başlaması C) Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay yakması D) Bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken birinin bir başka yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi E) Tiyatroya ilgi duyan bir gencin aynı zamanda sinemaya da ilgi duyması

59 KPSS 2009 Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek ezberlemeleri sağlanır. Ardından birkaç güç geçtikten sonra kendilerinden bir başka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha sonra katılımcı­lardan ilk öğrendikleri listedeki kelimeleri tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sürekli ikinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çektikleri görülür. Katılımcıların ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çekmeleri aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir? A) Sönme B) Algısal set oluşturma C) Otomatik kodlama D) Geriye doğru ket vurma E) Engellenme

60 KPSS 2009 Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir dav­ranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğin bir uyarıcı tepki bağıntısı görülecektir. Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir? A) Davranışçı yaklaşım B) Yapısalcılık C) Biyolojik yaklaşım D) Sosyal öğrenme E) Fenomenolojik yaklaşım


"Öğrenmede Temel kavramlar" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları