Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DUA VE ÖNEMİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DUA VE ÖNEMİ."— Sunum transkripti:

1 DUA VE ÖNEMİ

2 DUA NE DEMEKTİR? Dua Arapça bir kelime olup çağırmak, birisine mesaj vermek, onunla irtibat kurmak manalarına gelir. Özel kullanımı esas alındığında ise, kulun Allah'a yalvarması, halini arzetmesi, içini dökmesi, ihtiyaçlarını dile getirmesi demektir.

3 DUANIZ OLMASA NE ÖNEMİNİZ VAR Kİ?
قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ “De ki: Eğer duânız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” (Furkan,77)

4 DUA ALLAHIN EMRİDİR فَادْعُوا اللّٰهَ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ O halde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah'a has kılarak O'na ibadet edin.(Mü’min, 40/14)

5 DUA ALLAHIN EMRİDİR? وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُون۪ٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَت۪ي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِر۪ينَ۟ Rabbiniz şöyle dedi: "Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.“ (Mü’min, 40/60)

6 ANCAK KİBİRLİ OLANLAR DUA ETMEZLER?
Dua etmeyi önemsemeyenler, ibadeti önemsemeyenlerdir. Bu gibi kimseler, kibirli kişilerdir. Ancak kibirliler, yani kendilerini üstün makamda görenler, Allah’tan bir şey istemeye tenezzül etmezler. Böyle bir anlayış şüphesiz ki sapıklığın ve azgınlığın ta kendisidir.

7 DUA İBADETİN EN BÜYÜĞÜDÜR
اَلدُّعَاءُ هُوَ الْعِبَادَةُ “ Dua ibadetin tâ kendisidir.” اَلْدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ “ Dua ibadetin özüdür, iliğidir.” Bu açıdan dua ederken, sanki namaz kılıyor gibi tam bir bağlılık ile kendimizi vererek dua etmeliyiz.

8 DUADA İHLAS VE SAMİMİYET GEREKİR
اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعاً وَخُفْيَةًۜ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَۚ “Rabbinize için için yalvararak, başka nazarlardan uzak, gizlice dua edin.” (A’raf, 7/55)

9 HERKES ALLAHA MUHTAÇTIR
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اَنْتُمُ الْفُقَـرَٓاءُ اِلَى اللّٰهِۚ وَاللّٰهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَم۪يدُ اِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَد۪يدٍۚ “Ey insanlar! Siz hepiniz Allah’a muhtaçsınız. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her türlü övgülere ve hamdlere lâyık olan ise ancak Allah’tır.” (Fâtır, 35/15)

10 İNSAN DUAYA MUHTAÇTIR Normal zamanlarda dua etmeyen veya Allah’a inanmayan insanlar bile üstesinden gelemedikleri olaylar karşısında, darda kaldıkları ve sıkıntıya düştükleri zamanlarda dua ihtiyacı hissederler.

11 İNSAN DUAYA MUHTAÇTIR وَإِذَا مَسَّ الْإِنْسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنْبِهِ أَوْ قَاعِدًا أَوْ قَآئِمًافَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ مَرَّ كَأَنْ لَمْ يَدْعُنَا إِلَى ضُرٍّ مَسَّهُ كَذٰلِكَ زُيِّنَ لِلْمُسْرِفِينَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ “İnsana bir zarar dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarardan dolayı bize hiç dua etmemiş gibi davranır. İşte aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle süslü gösterilmiştir.” (Yunus, 12)

12 İNSAN DUAYA MUHTAÇTIR وَاِذَا غَشِيَهُمْ مَوْجٌ كَالظُّلَلِ دَعَوُا اللّٰهَ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَۚ فَلَمَّا نَجّٰيهُمْ اِلَى الْبَرِّ فَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌۜ وَمَا يَجْحَدُ بِاٰيَاتِنَٓا اِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ “(Denizde) onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O’na halis kılan gönülden bağlılar olarak Allah’a yalvarırlar. Fakat O, onları kurtarıp karaya çıkarınca, içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten bizim ayetlerimizi nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez” (Lokman 32.)

13 ALLAHIN HAZİNESİ ÇOK GENİŞTİR
Resûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah buyurdu ki: ‘Ey kullarım! Hepiniz açsınız; ancak Benim yedirdiklerim hâriç, onlar toktur. O halde sizi yedirmemi isteyin ki, yedireyim. Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız; o halde sizi giydirmemi isteyin ki, giydireyim. Ey kullarım! Sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, cinleriniz ve insanlarınız, yüksek bir yerde toplansalar da hepsi Benden (ayrı ayrı şeyler) isteseler, Ben onlardan her birine isteğini versem; bu, Benim yanımdaki (hazine)lerden ancak denize daldırılan bir iğnenin (sudan) eksilttiği kadar eksiltebilir.” Müslim, Birr 55.

14 DUA ETMEK MÜMİNİN TEMEL VASIFLARINDAN BİRİDİR
وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذ۪ينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدٰوةِ وَالْعَشِيِّ يُر۪يدُونَ وَجْهَهُ وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْۚ تُر۪يدُ ز۪ينَةَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَلَا تُطِـعْ مَنْ اَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوٰيهُ وَكَانَ اَمْرُهُ فُرُطاً Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme. (Kehf,18/28)

15 ALLAHA GÜZEL İSİMLERİYLE DUA ETMELİ
وَلِلّٰهِ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰى فَادْعُوهُ بِهَاۖ En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel isimleriyle dua edin… (Araf,7/180)

16 NASIL DUA EDELİM? Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bir hadislerinde; “Kederli, hüzünlü bir kimse, kardeşim Yunus gibi dua ederse, Allah onun duasına cevap verir. O dua da لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنْ الظَّالِمِينَ duasıdır.”(Tirmizî, Daavât 82.) Öyleyse, “Sıkıntılı anında Allah’ın, duasını kabul etmesi kimin hoşuna gidiyorsa, rahatlık ve bolluk anında Allah’a çok dua etsin.” (Tirmizî, Daavât 9.)

17 PEYGAMBERİMİZ DAİMA DUA EDERDİ
Peygamber (sav), Hz. Ömer’in (r.a.) hidayeti için daima dua edip durmuş ve nihayet bir gün, hem de hiç ümit edilmeyen bir zamanda Allah (c.c.), Hz. Ömer’e (r.a.) hidayet nasip etmiştir. Buna, Allah Resûlü’nün (s.a.s.) duasının bereketi denebilir.

18 PEYGAMBERİMİZİN DUASI
Bir gün Ebu Hureyre (r.a.), Allah Resûlü’ne (s.a.s.) gelerek annesi için dua talep etmiştir. Çünkü o güne kadar kadının gönlüne bir türlü İslâm yol bulup girememiştir. Ebu Hureyre’nin isteği üzerine Allah Resulü (s.a.s.) ellerini açar ve: “Allah’ım Ebu Hureyre’nin annesine hidayet et.” diye dua eder. Ebu Hureyre sevinerek mescitten çıkar ve koşarak eve gelir.. tam kapıyı açacağı sırada içeriden annesi Ebu Hureyre’ye, “Olduğun yerde kal, içeriye girme.” der.

19 PEYGAMBERİMİZİN DUASI
Ebu Hureyre (r.a.) kapının önünde beklerken kulağına bir su sesi gelir. O, ihtimâl annem yıkanıyor diye düşünür. Biraz sonra da bu yaşlı kadın kapıyı açar ve dışarıya çıkar, kelime-i şehadet getirir ve Müslüman olur. Evet, Ebu Hureyre (r.a.) yanlış duymuyordu. Annesi kelime-i şehadet getiriyor ve Müslüman olduğunu müjdeliyordu. O güne kadar hidayete ermesi için onca uğraşılan bu kadına da Allah Resûlü’nün (s.a.s.) duası yetivermişti.

20 وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ
DUA DEVAMLI OLMALI Kulluk süreklidir. O halde dua da sadece dar zamanlarda yapılmamalıdır. وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et.” (Hicr, 15/99)

21 DUA DEVAMLI OLMALI Rahat olduğumuz zamanlarda yapacağımız dualar darda kaldığımız zaman yapacağımız duaların kabul edilmesini kolaylaştırır. Bir hadîs-i şerifte şöyle buyurulur: “Kim zor ve sıkıntılı zamanlarında dualarının kabul edilmesini istiyorsa, rahat zamanlarında çok dua yapsın.” (Tirmizî, Daavât 9.)

22 DUA RAHMET KAPILARINI AÇAR
Dua, Rahmet Kapılarını Açan Bir Anahtardır. اَلدُّعَاءُ مِفْتَاحُ الرَّحْمَةِ “Dua, rahmet (kapılarını açan) bir anahtardır” (Süyûtî, I,486) anlamındaki hadis, dua eden kimsenin Allah’ın merhametine mazhar olacağını ifade etmektedir.

23 DUA MÜMİNİN SİLAHIDIR اَلدُّعَاءُ سِلاَحُ الْمُؤْمِنِ وَ عِمَادُ الدِّينِ وَ نُورُ السَّمَوَاتِ وَالْاَرْضِ “Dua, mü’minin silahıdır, dinin direğidir, göklerin ve yerin nurudur.” (Hâkim, De’avât, No: 1812; Heysemî, Ed’ıye, 5, No: 17198) anlamındaki hadis, duanın mü’mini birtakım sıkıntı, kaza ve belalardan koruyacağını ifade etmektedir. İnsan “silah” ile düşman saldırılarına karşı kendini korur. Hadiste dua da silaha benzetilmiştir. Çünkü insan dua ederek Allah’tan kendisini görünür görünmez kazalardan, belalardan ve âfetlerden korunmasını ister. Eğer şartlarına uygun ve ihlâs ile dua edebilirse, Allah onu korur.

24 NASIL DUA EDİLECEĞİNİ RABBİMİZ BİZE BİLDİRİYOR
اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ “Bizi sırat-ı müstakime / doğru yola ilet.” (Fâtiha, 1/6) İnsanın hayatındaki en değerli an, yüce Allah’a yöneldiği ve onunla baş başa kaldığı zaman dilimidir. Allah ile baş başa kalmanın en güzel vasıtası ise duadır. Dua eden insan, bütün varlığı ile Allah’a yönelir ve O’ndan istek ve dilekte bulunur. Ayet ve hadislerde her konu ile ilgili onlarca dua örneklerinin bulunması, duanın dindeki yerini ve önemini ifade eder.

25 İCABET SAATİ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صعلم) قَالَ ‏"‏ يَنْزِلُ رَبُّنَا تَبَارَكَ وَتَعَالَى كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الآخِرُ يَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَلَهُ ‏"‏‏ "Her gece, Rabbimiz gecenin son üçte biri girince, dünya semasına iner ve; "Kim bana dua ediyorsa ona icabet edeyim. Kim benden bir şey istemişse onu vereyim, kim bana istiğfarda bulunursa ona mağfirette bulunayım" der. " (Buhari, Tevhid 35, Teheccüd 14, Daavat 13; Müslim, Salatü’l-Müsafirin 166 (758)

26 SAMİMİ DUALAR KABUL GÖRÜR
Mü’min duasına icabet edileceğinden emin olmalıdır. Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صعلم) قَالَ ‏"‏ يُسْتَجَابُ لأَحَدِكُمْ مَا لَمْ يَعْجَلْ يَقُولُ دَعَوْتُ فَلَمْ يُسْتَجَبْ لِي "Acele etmediği müddetçe her birinizin duasına icâbet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: "Ben Rabbime dua ettim duamı kabul etmedi.» (Buhari, Daavat 22; Müslim, Zikr 92 (2735)

27 ALLAH KULLARINA ÇOK YAKINDIR
Allah, samimi bir biçimde, Kendi rızası aranarak yapılan bir duayı kabul edecektir. وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ «Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.‘»(Bakara, 2/186)

28 MÜSTECAB DUA VAKTİ قِيلَ يَا رسولَ اللّهِ : أىُّ الدُّعَاءِ أسْمَعُ؟ قالَ: جَوْفَ اللَّيْلِ اﻻخِرَ، وَدُبُرَ الصَّلَوَاتِ المَكْتُوبَاتِ "Denildi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! En ziyade dinlenmeye (ve kabule) mazhar olan dua hangisidir?« "Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualardır!" diye cevap verdi." Tirmizî, Daavât 78, (V, 527)

29 KAZAYI SADECE DUA ÇEVİRİR
أحَبَّ إلَيْهِ مِنْ أنْ يُسْألَ الْعَافِيَةَ، وَإنَّ الدُّعَاءَ يَنْفَعُ مِمَّا نَزَلَ، وَمِمَّا لَمْ يَنْزِلْ، وَﻻ يَرُدُّ الْقَضَاءَ إَّﻻ الدُّعَاءُ فَعَلَيْكُمْ بِالدُّعَاءِ Rasülullah (s.a.v) buyurdular ki: "Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir. Allah'a taleb edilen (dünyevî şeylerden) Allah'ın en çok sevdiği afiyettir. Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit (musibet) için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise sizlere dua etmek gerekir." (Tirmizî, Daavât 101, (V, 552)

30 ÜÇ MÜSTECAB DUA VAR قال رسولُ اللّهِ ﺼﻠﻌﻡ: ثََﻼثُ دَعَوَاتٍ مُسْتَجَابَاتٌﻻ َشَكَّ في إجَابَتِهِنَّ: دَعْوَةُ المَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ المُسَافِرِ، وَدَعْوَةُ الْوَالِد عَلى وَلَدِهِ. Rasülullah (s.a.v) anlatıyor: "(Allah'ın kabul ettiği) üç müstecab dua vardır, bunların icâbete mazhariyetleri hususunda hiç bir şekk yoktur. Mazlumun duası, müsâfirin duası, babanın evladına duası." Tirmizî, Birr 7, (1905) (IV, 314

31 SECDEDE ÇOK DUA ETMELİ قال رسول اللّهِ ﺼﻠﻌﻡ: أقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ، فأكْثِرُوا الدُّعَاءَ. Rasülullah (s.a.v) buyurdular ki: "Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın.“ Müslim, Sahih, Salât 215, (I, 350)

32 ADEM (AS) İLE HAVVA ANAMIZIN DUASI
قَالَا رَبَّـنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Dediler ki: "Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.« (Araf,7/23)

33 YUNUS (AS) UN DUASI وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِباً فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادٰى فِي الظُّلُمَاتِ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ Zünnûn'u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti. (Enbiya 21/87)

34 YUNUS (AS) IN DUASI KABUL EDİLDİ
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّۜ وَكَذٰلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِن۪ينَ Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız. (Enbiya 21/88)

35 ZEKERİYA (AS) IN DUASI وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي فَرْداً وَاَنْتَ خَيْرُ الْوَارِث۪ينَۚ Zekeriya'yı da hatırla. Hani o, Rabbine, "Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın" diye dua etmişti. (Enbiya 21/89)

36 ZEKERİYA (AS) IN DUASI KABUL GÖRDÜ
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۘ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيٰى وَاَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَباً وَرَهَباًۜ وَكَانُوا لَنَا خَاشِع۪ينَ Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya'yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.(Enbiya 21/90)

37 SÜLEYMAN (AS) IN DUASI Kuşların ve karıncaların dilini bilen, hükümdar peygamberlerden biri olan, insanlardan, cinlerden ve kuşlardan ordusu bulunan Süleyman (a.s) ordusu ile karınca vadisine gelir, bir karıncanın, ”Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları farkında olmadan sizi ezmesin.” Dediğini duyar, karıncanın sözüne güler.(Neml,27/15-19)

38 SÜLEYMAN (AS) IN DUASI Süleyman (as) şöyle dua eder:
رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ ”Ey Rabbim!Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dahil et.”

39 SÜLEYMAN (AS) IN DUASI رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَّا يَنبَغِي لِأَحَدٍ مِّنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنتَالْوَهَّابُ Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.””(Sad,38/35) Yüce Allah,duasını kabul eder. Rüzgarı emrine verir, cinleri ona boyun eğdirir. Süleyman (a.s)’ın duasında yüce Allah’tan; -Nimete şükredebilmeyi nasip etmesini,

40 SÜLEYMAN (AS) IN DUASI Süleyman (a.s)’ın duasında yüce Allah’tan;
-Nimete şükredebilmeyi nasip etmesini, -Salih emeller işleyebilmesini, -Salih kulları arasına dahil etmesini, -Bağışlamasını, -Mülk/saltanat vermesini istemiştir.

41 SÜLEYMAN (AS) IN DUASI Süleyman (a.s)’ın Allahtan hem dünya,
hem ahiret hem maddi hem manevi isteklerde bulunduğunu ve duasında Allah’ın güzel isimlerini zikrettiğini öğreniyoruz.

42 HZ. MUSANIN DUASI Kuran'da bildirildiğine göre Hz. Musa içinde duyduğu heyecanın tebliğ görevini yerine getirmesine engel olmasından çekinmişti. Bunun için de Allah'a dua etti:

43 HZ. MUSANIN DUASI قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ
وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ Mûsâ dedi ki: "Rabbim! Gönlüme ferahlık ver." "İşimi bana kolaylaştır. "Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar."

44 HZ. MUSANIN DUASI وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يراً مِنْ اَهْل۪يۙ هٰرُونَ اَخ۪يۚ
اُشْدُدْ بِه۪ٓ اَزْر۪يۙ وَاَشْرِكْهُ ف۪ٓي اَمْر۪يۙ "Bana ailemden birini yardımcı yap," "Kardeşim Hârûn'u. "Onunla gücümü artır." "Onu işime ortak et."

45 كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يراًۙ وَنَذْكُرَكَ كَث۪يراًۜ
HZ. MUSANIN DUASI كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يراًۙ وَنَذْكُرَكَ كَث۪يراًۜ اِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَص۪يراً "Seni çok tespih edelim diye "Seni çok zikredelim diye. "Çünkü sen bizi hakkıyla görmektesin.

46 HZ. MUSANIN DUASI KABUL GÖRDÜ
قَالَ قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى " Allah şöyle dedi: "İstediğin sana verildi ey Mûsâ!" (Taha, 25-36)

47 YUSUF (AS) IN DUASI قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِنَّ وَاَكُنْ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ Yûsuf, "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum" dedi. (Yusuf 12/33)

48 YUSUF (AS) IN DUASI KABUL GÖRDÜ
فَاسْتَجَابَ لَهُ رَبُّهُ فَصَرَفَ عَنْهُ كَيْدَهُنَّۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يم Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki o, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (Yusuf 12/34)

49 PEYGAMBERİMİZİN TAVSİYESİ
Muaz İbn Cebel (r.a.) diyor ki: "Bir gün Peygamberimiz elimden tuttu ve: "Ey Muaz! Vallahi ben seni severim. Her namazın sonunda: "Allah'ım, seni zikretmek, sana şükretmek, sana güzelce ibadet etmek hususunda bana yardım et, duasını bırakmamanı tavsiye ederim" buyurdu. Ebû Davud, Salât, 361.

50 ELMALILI HAMDİ YAZIR MERHUMUN DUASI
Hamdini sözüme sertac ettim, Zikrini kalbime mi'rac ettim, Kitabını kendime minhac ettim. Ben yoktum var ettin, varlıgından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bikarar ettin. İnayetine sığındım, kapına geldim, hidayetine sığındım lütfuna geldim, kulluk edemedim afvına geldim. Şaşırtma beni doğruyu söylet, neşeni duyur, hakikati öğret.

51 ELMALILI HAMDİ YAZIR MERHUMUN DUASI
Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yar et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini kainata sevdirdin: Sevdin de hil'at -i risaleti giydirdin, Makam-i ibrahim'den Makam-ı Mahmuda erdirdin. Server-i asfiya kıldın. Hatem-i enbiya kıldın. Muhammed Mustafa kıldın. Salat-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona , onun Al-i Ashab-u etbaına ya Rab! Amin.

52 BAZI ALLAH DOSTLARININ KABEYİ GÜRDÜKLERİNDE OKUDUKLARI DUA
هَجَرْتُ الْخَلْقَ طُرًّا فِي هَوَاكَا وَأَيْتَمْتُ الْعِيَالَ لِكَيْ أَرَاكَا وَلَوْ قَطَعْتَنِي فِي الْحُبِّ إِرْبًا لَمَا حَنَّ الْفُؤَادُ إِلَى سِوَاكَا تَجَاوَزْ عَنْ ضَعِيفٍ قَدْ أَتَاكَا وَجَاءَ رَاجِيًا يَرْجُو نِدَاكَا وَإِنْ يَكُ يَا مُهَيْمِنُ قَدْ عَصَاكَا فَلَمْ يَسْجُدْ لِمَعْبُودٍ سِوَاكَا إِلَهِي عَبْدُكَ الْعَاصِي أَتَاكَا مُقِرًّا بِالذُّنُوبِ فَقَدْ دَعَاكَا وَإِنْ تَغْفِرْ فَأَنْتَ أَهْلٌ لِذَاكَا وَإِنْ تَطْرُدْ فَمَنْ يَرْحَمْ سِوَاكَا

53 YA RABBİ “Ya Rabbi, Sen’in aşkına tutuldum. Sen’den gayrı her şeyi terk edip huzuruna geldim. Seni gördükten sonra, bakışlarım başka şey görmez oldu… Beni parça parça etsen bile bu gönül Sen’den başkasına asla meyletmeyecek. Kapına gelmiş ve Senin şefkatine nâil olmayı uman bu zayıf bîçârenin günahlarını affet. Her ne kadar defteri isyanla dolu olsa da, ey Müheymin, Sen’den başkasına secde etmedi, etmeyecek. İlâhî! Asî kulun yine kapına geldi; (dağlar azametindeki) günahlarını ikrar edip, ellerini Sana açıyor ve sadece Sana açar. Şâyet Sen mağfiret edersen, hiç şüphesiz o Sen’in şânındandır; kovarsan dergahından, beni Sen’den başka kim affedebilir?!”

54 İBRAHİM EDHEM HAZRETLERİNİN DUASI
إِلٰهِـي أَنْتَ ذُو فَضْلٍ وَمَنٍّ فَإِنِّـي ذُو خَطَايَا فَاعْفُ عَنِّي فَظَنِّي فِيكَ يَا رَبِّ جَمِيلٌ فَحَقِّقْ يَـا إِلٰهِي حُسْنَ ظَنِّي إِلٰهِي لَا تُعَذِّبْنِي فَإِنِّي مُقرٌّ بِالَّذِي قَدْ كَانَ مِنِّي

55 İBRAHİM EDHEM HAZRETLERİNİN DUASI
يَظُنُّ النَّاسُ بِـي خَيْراً فَإِنِّي أَشَرُّ الْخَلْقِ إِنْ لَمْ تَعْفُ عَنِّي إِلٰهِي عَبْدُكَ الْعَاصِي أَتَاكَا مُقِرّاً بِالذُّنُوبِ وَقَدْ دَعَاكَا فَإِنْ تَغْفِرْ فَأَنْتَ أَهْلٌ لِذَاكَا وَإِنْ تَطْرُدْ فَمَنْ يَرْحَمْ سِوَاكَا إِلٰهِي تُبْتُ مِنْ كُلِّ الْمَعَاصِي بِإِخْلَاصٍ رَجَاءً لِلْخَلَاصِ أَغِثْنِي يَا غِيَاثَ الْمُسْـتَغِيثِينَ بِفَضْلِكَ يَوْمَ يُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي

56 İBRAHİM EDHEM HAZRETLERİNİN DUASI
İlahî! Sen fazl u kerem ve izzet ü ikram sahibisin; benimse tek sermayem hatalarım ve günahlarım; ne olur kulunu affet! İsyankar isem de affına olan ümidim hiç sarsılmadı; diliyor ve dileniyorum; kapıkulunu umduklarına nâil et! İşte huzurundayım ve suçlarımı itiraf ediyorum; merhametinle muamelede bulun ve bu âciz bendeni azaba dûçar kılma! Halk hep sâlih bir insan olduğumu düşünüyor; halbuki ben onların en kötüsüyüm; merhametine iltica ediyorum; beni bana bırakma!

57 İBRAHİM EDHEM HAZRETLERİNİN DUASI
İlâhî! Asî kulun yine kapına geldi; (dağlar azametindeki) günahlarını ikrar edip, ellerini Sana açıyor ve sadece Sana açar, Şâyet Sen mağfiret edersen, hiç şüphesiz o Sen’in şânındandır; kovarsan dergahından, beni Sen’den başka kim affedebilir?! İlâhî! Gönlümde nedâmet hisleri, bütün masiyetlerime “tevbe!” diyor ve kurtuluş fermanımı bekliyorum. Hesabın pek ince olduğu o şedîd günde, ey yardım talebinde bulunanların biricik yardımcısı, nâçâr, Sen’in yardımını istiyorum.

58 TEŞEKKÜRLER HAZIRLAYIP SUNAN MUSA İMAMOĞLU ŞAHİNBEY MÜFTÜSÜ


"DUA VE ÖNEMİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları