Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi"— Sunum transkripti:

1 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi
BAŞARIYA GÖTÜREN AİLE Özel Asfa Fen Lisesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Neslihan YÜKSEL

2 IQ ve EQ Evliliğinin daha üçüncü yılında karısı, arkadaşlarına "hissettiği sevgi açlığından” söz etmeye başlamıştı. Aşk evliliği olarak başlayan ilişki, beşinci yılına varmadan çatırdamaya başladı. Karısına koştuğu şart şuydu: "Seninle evli kalmamı istiyorsan yemeğim üç öğün, düzenli olarak odama gelecek. Benden dostluk veya yakınlık beklemeyeceksin. Bunlardan şikayet de etmeyeceksin!"

3 Evlilik 11 yıl sürdü. Boşanmanın ardından çocuklarından ayrılmanın üzüntüsü ve aşırı çalışma, beraberinde şiddetli bir mide ülseri getirdi. Hastalığı sırasında kendisiyle ilgilenen kuzeniyle bir mantık evliliği yaptı. Ama sürekli başka kadınlarla kısa ilişkiler kurdu. Duygusal hayatında gerçekten mutlu olduğu uzun bir dönem yaşamadı. Zaman zaman bu yüzden fiziksel sağlığını da kaybetti. Dünyanın belki de gelmiş geçmiş en zeki adamından bahsediyoruz: ALBERT EİNSTEİN

4 IQ'su “intelligence quota” (zeka seviyesi) sıradan insanlarla karşılaştırılamayacak kadar yüksek bir dahi! Nobel Fizik Ödülü sahibi. Keman çalan, mükemmel satranç oynayan, üstün bir beyin. EQ, yani “emotional intelligence" (duygusal zeka) derseniz, görünüşe bakılırsa pek umut verici değil! Einstein‘in yaşadığı yıllarda daha bu ayırım yapılmamıştı tabii. Şimdilerde ise hangisinin daha önemli olduğu tartışılıyor: "IQ sizi okuldan mezun eder, EQ ise hayattan!" deniyor. EQ duygularınızı ve iletişimi hayatta ne kadar doğru kullandığınızı ölçer. Başkalarının duygularını anlama, yaratıcılık, esneklik, dayanıklılık, stresle mücadele, liderlik vasfı, konsantrasyon, kendinizle ve diğer insanlarla olan ilişkilerinizle ilgilenir.

5 IQ ise, öğrenme ve anlama yeteneğini, mantık yürütme, bilgiyi kullanma, soyut düşünce ve analitik yetenekleri ölçer. Yani televizyonun düğmesini açamayan anneannenin, insanları nasıl bu kadar iyi tanıdığı ve ev içi kavgaları nasıl bu kadar beceriklilikle sakinleştirebildiğini bu şekilde açıklıyoruz. Veya tam tersi, doktora sahibi insanların bazı tartışmalar sırasında nasıl kendilerinden geçip kabalaşabildiklerini, ya da çocuklarını neden iyi yetiştiremediklerini...

6 Duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş insanlar hayatta daha mutlu ve üretken oluyorlar.
Duygularını kontrol edemeyen kişiler ise, net düşünebilme ve işlerine konsantre olabilme yeteneklerini engelleyen içsel bir mücadeleye giriyorlar. Duygusal zeka, kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkilerimizi doğrudan etkiler. Yani duygusal zeka bir taraftan kendi gelişimimizi ve olgunlaşmamızı diğer taraftan da yeteneklerimiz ile diğer insanlarla aramızda olan ilişkileri tanımlar.

7 Duygusal Zekanın Öğeleri
Kendini tanımak Doğru ve sağlıklı ilişki Güdülenme Empati Sorun çözme Engel aşma

8 Duygusal zekası yüksek insanlar mesleki anlamda başka insanlar ile iyi iletişim kurabildiklerinden ve yönetme becerisine sahip olduklarından genellikle çok başarılı olurlar. Günlük hayatta duygusal zeka insanların iş arkadaşları ve aile bireyleri ile iyi anlaşabilmelerini sağladığı için, kendileri ve çevresindekiler ile ilgili sorunları çabuk çözümlenir. Duygusal zekalı insanlar diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri daha güçlü olur. Genellikle kendileri ile barışık ve kolay memnun olurlar.

9 Kendimi ne kadar iyi tanıyorum
Kendimi ne kadar iyi tanıyorum? Bazı hallerde nasıl ve neden bu şekilde hareket ettiğimi biliyor muyum? İradem güçlü mü, yoksa duygularımın esiri mi oluyorum? Kin, nefret, mutluluk, beğeni vb. gibi duygularla nasıl baş edebilirim? İletişim kurma becerim nasıl? Kendimi açık ve net olarak ifade edebiliyor muyum? Başka insanları iyi dinleyebiliyor muyum? Diğer insanlar ile iyi anlaşabiliyor muyum? Başkalarını motive edebiliyor muyum? Başkalarıyla çalışmaktan zevk alıyor muyum? Başkalarına fikir verebilir miyim? Yönetebilme kabiliyetim var mı? Başkaları tarafından seviliyor muyum? Başkaları benimle beraber olmaktan keyif alıyorlar mı? Aranan birimiyim? Benden fikir istiyorlar mı?

10 EQ zamanla geliştirilebilir fakat genelde ihmal edilir.
Zeka ne işe yarar? Para kazanmaya mı? İnsanlığa hizmet etmeye mi? Ünlü olmaya mı? Mutlu olmaya mı? İnsan kendini bile mutlu edemiyorsa, akıllı olmanın kime ne faydası var ?... Görünüşe bakılırsa, gelecek yıllar EQ yılları olacak. 'Einstein vari' dahilerse, duygusal zekalarını yükseltmek üzere psikolog psikolog dolaşacaklar!

11 Kendimizi yönelmeliyiz…
Okul başarısı için çocuğunuza yardımcı olmak istiyorsunuz… AMA ÖNCE… Kendimizi yönelmeliyiz…

12 KAYGILISINIZ… Çocuğunun iyi bir eğitim alıp, başarılı olmasını isteyen milyonlarca ana-baba var.

13 ÖFKELİSİNİZ… Eğitim sisteminin ‘çocukları sınava hazırlama’ felsefesi olduğuna inanç… Eğitim için yaptığınız harcamalar… Bu harcamaların çocuğunuzun başarısının garantisi olmaması…

14 KAYGINIZIN ve ÖFKENİZİN YÖNÜ
Güç hiyerarşisi

15 DEĞİŞTİRİLEMEYECEK GERÇEKLER
Tanrım bana, değiştirebileceklerim için güç, değiştiremeyeceklerim için sabır, ama en önemlisi, ikisinin arasındaki farkı anlamak için akıl nasip et. Çin Tapınak Yazısı

16 Sınavın yapılması olgusunu değiştiremezsiniz…

17 Liselerin ve üniversitelerin kontenjanlarını değiştiremezsiniz.

18 Okul başarısı, sadece çocuğunuzun ne kadar uzun süre çalıştığına bağlı değildir.

19 Baskı, çocuğunuzun verimli çalışmasını sağlamaz.

20 Çocuğunuzun dünyaya bakış tarzı, temel kimliği ve alışkanlıkları doğduğundan beri oluşagelmektedir; siz söylediniz veya siz istediniz diye hemen değişmez.

21 Çocuğunuzun zihinsel yeteneğinin türü ve kapasitesi değişmez.

22 Büyükanne, büyükbaba, hala, teyze gibi ailede önemli yeri olan kişilerin alışkanlıklarını değiştiremezsiniz.

23 Ailenin maddi durumu bir gerçektir.

24 Çocuğunuzun arkadaşları, sosyal çevresi, onun yaşamının bir parçasıdır ve siz istediniz diye birdenbire değişmeyecektir.

25 PEKİ NE YAPALIM?

26 İzin verin, çocuğunuz yaşamını tribünlerde seyirci olarak değil, sahada oyuncu olarak geçirsin.

27 HER ANA-BABA ÇOCUĞUNUN BAŞARILI OLMASINI İSTER.
Ana-baba olarak başarıdan ne anlıyorsunuz?

28 Ders başarısı ve okul başarısı…
Okul başarısının her şey olması Çocuğun başarısının ana-babanın da başarısı olarak algılanması

29 Meslek başarısı ve iş başarısı
Gerçek hayatta böyle olmadığı bilinse de okul başarısının meslek başarısına götüreceği inancı… Okul başarısına odaklanmışken atlanan kişilik eğitimi…

30 Evlilik başarısı Meslek başarısının mutlu bir evliliği garanti etmiyor olması gerçeği

31 Yaşam başarısı Diğer bütün başarıları kapsar
Yaşam başarısına götürmeyen okul başarısının sonu hüsrandır Yaşam başarısına götürmeyen meslek başarısının sonu ‘keşke’ lerle doludur Hayatı anlamlı kılar Coşkuludur Güçlüdür

32 Yaşam başarısını yakalayamayan bireyler ‘bu benim yaşamak istediğim hayat değildi’ derler
Ömürleri KEŞKE’lerle doludur Yaşam başarısını gerçekleştiren bireyler ise ‘Ben bu hayatta vardım ve tribünlerde seyretmedim, sahadaydım’ derler Ömürleri İYİ Kİ’lerle doludur

33 BAŞARIDAN NE ANLAMALIYIZ?
Gerçekte ne istediğinizin farkına varmalısınız… Ana-babanın başarı anlayışı çocukla etkileşimine 24 saat boyunca yön verir ve onu biçimlendirir.

34 Sevgileri yarına bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.

35 Dengesizlik Odaklanma Keşke
Denge Bütünlük bilinci İyi ki

36 1. Öneri… Çocuğunuzun yaşamında ‘keşke’ leri değil ‘iyi ki’ leri çok olsun…

37 Çocuğun karakter yapısı, onun nerede ve nasıl başarılı olacağını etkiler.

38 Kurnazlık ve açıkgözlülük ahlakına göre işleyen karakter yapısı…
Vicdanının sesini dinleyerek doğru olanı yapma ahlakına göre işleyen karakter yapısı…

39 2. Öneri… Çocuğunuz, kurnaz ve açıkgöz biri olacağına, başkalarının hakkını yemeden üreten ve kazanan biri olsun

40 3. Öneri… Çocuğunuz, kendisine güvenmeyen ve kimsenin güvenmediği, bilgisi ve diploması olan ama pısırık ve şevksiz çalışan biri değil, özgüveni ve özsaygısı olan, “BEN YAPABİLİRİM” duygusu güçlü, girişken ve sorumlu biri olsun.

41 “Çocuğumun, özgüveni ve özsaygısı olan, ‘BEN YAPABİLİRİM’ duygusu güçlü olan biri olmasını istiyorum” düşüncesindeyseniz birçok şeyi, şimdiye kadar yapa geldiğinizden farklı yapmanız gerekebilir.

42 Can cana iletişim... Sınırlar ve sorumluluk sorumluluk bilinci

43 SAĞLIK bir değer ise önce ana-baba bunun gereğinin yapar ve çocuktan sağlığa önem vermesini bekler.
SEVGİ bir değer ise, karı koca kendi ilişkilerinde sevgiyi yaşar ve çocuklarıyla ilişkilerinde de yaşamaya özen gösterir. BAŞARI bir değer ise ana-baba sürekli ellerinden gelenin en iyisini yaparak çocuğa örnek olur ve çocuktan da elinden gelenin en iyisini yapmasını bekler.

44 BAŞARININ TEMELLERİ Niyet ve Beklenti
Ona bir yaşam kurmayın; çocuğunuzun, kendi yaşamının mimarı olmasına yardımcı olun… Göstermelik niyet Gerçek niyet

45 Niyet beklentiyi doğurur…
Çocuğunuza direksiyonu bıraktınız ve A noktasından B noktasına gitmesini istediniz. 1- Çocuk arabayı B noktasına götürmüştür ve kendisini başarılı görmektedir; siz asık bir suratla “ Ne biçim araba kullanıyorsun! Bir saatte gidilecek yere üç saatte gittin!” diyorsunuz… 2- Çocuk arabayı B noktasına bir saatte götürür. Siz yine mutsuz, “Herkesin 5 litre benzin yakarak gittiği yere 10 litre benzin yakarak gittin! Müsrifin tekisin!” 3- Çocuk bu kez beş litre benzin yakarak B noktasına ulaşır. Siz yine memnuniyetsiz “ Yüreğimiz ağzımıza geldi, çok tehlikeli araba kullanıyorsun, adam gibi araba kullanmayı ne zaman öğreneceksin?”

46 Kendi gerçek niyetinizi biliyor musunuz?
Çocuğunuz yaşam başarısı yönünde sağlıkla ilerlerken ve hayatını yavaş yavaş sağlam temeller üzerine kurarken, onu ve başarısını farklı gözlüklerle görüyor ve farklı beklentiler içine giriyor olabilir misiniz?

47 Şu ifadeler size ne kadar uyuyor?
Çocuğum okulunda başarılı olsun, iyi bir liseye, iyi bir üniversiteye gitsin, başka bir şey istemem. Akademik başarısı olmayan bir çocuğun annesi/babası olmak istemem. Akademik başarı yetmez, insanın para kazanabilmesi, kolunda altın bileziği olması şart. Kariyeri olmayan adama kimse saygı duymaz. Çocuğumun mutlu bir evlilik yapmasını, bizim yakınımızda oturmasını, sık sık görüşerek aile bağlarının gevşemeden devam edip gitmesini isterim. İnşallah ilerde torunlarımız olacak, torun hasreti çekmek istemem. Çocuğumun kendi yaşamının patronu olmasını isterim. Onun yaşamını anlamlı görmesi, coşkulu olması ve kendini güçlü hissetmesi her şeyden önemli. Benim çocuğum benim beklentilerimi gerçekleştirmek için değil, kendi hayallerini keşfedip onları gerçekleştirmek için yaşamalı. Bütün istediğim, çocuğumun “BENİM YAŞAMIM!” diyebileceği, anlamlı, coşkulu ve güçlü, içi dopdolu bir hayatının olması.

48 Çocuğunuzun yerine siz mi yaşıyorsunuz? Ya da
O mu yaşıyor sizin beklentilerinizi? Çocuğunuz aynaya baktığı zaman NE KADARI KENDİSİ?

49 YAŞAM BAŞARISININ TEMELLERİ: Bilgi ve Beceriler
Sorumluluğunun bilincinde olmak, bilgiye götürür.

50 Kendi Yaşamını Yönetme Sorumluluğunun Bilincine Varmak…
Çocuk, yaşamının direksiyonunda kendisinin oturduğunu hissetmeli ki istekle ve şevkle ders çalışabilsin. Çocuğunuza özgüven ve sorumluluk duygusunu verebilmek için onlara müdahale edebileceğiniz uzaklıkta, ama asla işe karışan durumunda olmamalısınız. İşte o zaman çocuklarınız büyümeye, sorumluluk duygusunu kazanmaya ve kendilerine güven duymaya başlayacaklardır. Taşıma su ile değirmen dönmez…

51 Kendi yaşamının sorumluluğunu ona bırakırken yaşanan zorluklar
1- Şimdiye kadar çocuğunu sürekli denetleyen ve yönlendiren anne ve babalardan iseniz, bu fikre kuşku, korku ve güvensizlikle bakabilirsiniz. 2- Çocuğunuz yaşamının direksiyonunda kendisinin değil sizin kalmanızı isteyebilir.

52 Destekleyen Aile… Engelleyen Aile…

53 Engelleyen aileden bir fotoğraf karesi…
5 yaşındaki Sumru’nun önüne annesi dört köfte koyar ve “Haydi ye!” der. Sumru iki köfte yedikten sonra annesine doyduğunu söyler. Annesi “Hayır doymadın, iki köfteyle doyulur muymuş? Tabağındaki bütün köfteleri bitireceksin!” der. Sumru, “Anne çok doydum, yiyemeyeceğim,” dediğinde annesi ”Bak yemiyorsun. Zayıflayacaksın, hasta olacaksın, seni doktora götürecek paramız yok. Hepsini ye bitir!” diye yanıt verir. MESAJ Sen doyup doymadığını bilemezsin; ben bilirim. İçinden geçen duygu ve düşüncelere inanma; benim dediğimi yap, gerisine karışma.

54 Bu Etkileşimin Sonunda Çocukta Oluşan Düşünceler:
Benim kendi yaşamımın direksiyonunda oturma yetkinliğim yok Oturmaya kalktığımda, kendini bilmez şekilde davranıyorum ve annemi ve babamı üzüyorum Onlar beni seviyor ve iyiliğimi istiyor, benim iyiliğim için yaşamımın direksiyonunu ellerinde tutuyorlar Eğer ben iyi ve akıllı bir çocuksam hiç itiraz etmeden onların benim yaşamımı yönetmelerini kabul ederim ve bunun için onlara minnettar olmayı öğrenirim Aslında benim hayatımda neler olup bittiğini, ben değil annem ve babam bilir

55 Sorumluluğunun Bilincinde Olmak Bilgiye Götürür
Hayatın kuralları var… Tıpkı trafik kurallarının olması gibi… Beynin kullanma kılavuzu var… Arabanın olduğu gibi… Sağlık Beslenme Uyku Motivasyon Varılacak hedef Kısa ve uzun vadeli plan Kontrol

56 İNSAN BEYNİ? İki kademeli çalışır: Kısa Süreli Bellek
Uzun Süreli Bellek

57 Kısa Süreli Belleğin Önündeki Engeller:
Kaygı:Ne kadar büyükse K.S.B’ ten o kadar pay alır. Stres:Kaygı stres doğurur. Panik:Alarm durumunda kişi kendi adını bile hatırlamayacak hale gelir.

58 Öğrenmeye ve Keşfetmeye Programlanmış Olarak Doğarız…
Her çocuk potansiyel bir filozof ve bilim adamı olarak doğar Ancak bu potansiyel çok kırılgandır, beslenip korunmazsa 6-7 yaşlarında sönmeye başlar

59 Çok Çalışmak mı? Etkili ve Verimli Çalışmak mı?
Bir Amerikalı ve bir Japon işadamı bir toplantıya katılırlar.Toplantı arasında bu ikisi dolaşmaya çıkarlar.Kaldıkları otel bir orman içinde olduğundan ormanda gezerler. Bu ormanda gezerlerken çok uzaklardan bir aslan kükremesi duyarlar. Bir de bakarlar ki bir aslan kendilerine doğru koşarak geliyor. Amerikalı hemen koşmaya başlar ama Japon oturur. Tabii Amerikalı merak eder. Niye öyle yaptığını anlamaya çalışır. Japon sırt çantasından spor ayakkabısını çıkarır ve giymeye başlar. Amerikalı Japon’a “Sen spor ayakkabılarını giyerek aç bir aslandan daha hızlı koşacağını mı zannediyorsun?” diye sorar. Japon cevap vermez, ayakkabılarını hızlı bir şekilde giyip bağcıklarını bağlar. Amerikalıya önce yetişip sonra geçerken ona şöyle der: “Sevgili dostum elbette ben aslandan daha iyi koşamam. Ama senden daha hızlı koşsam yeter. Aslan önce kimi yakalarsa onu yer”

60 Ders Çalışma Stratejileri…

61 Niçin ders çalışmalıyız?
İlkokul birinci sınıfa başlayan Onur karne tatilinden sonra 2. dönem artık okula gitmeyeceğini söyler. Anne baba ‘niçin?’ diye sorduğunda: “Ben artık her şeyi okuyabiliyor ve yazabiliyorum. Neden gideyim?”

62 Bir insanın, bir işi yapmak için yeterince sebebi varsa onu en iyi şekilde yapacaktır!

63 Doya doya kavurma yiyebilmek!
Yıllar önce Trabzon’un Çaykara ilçesinin bir köyünde bir çocuk vardı. Büyüdüğünde gerçekleştireceği en büyük hedefi şuydu: Doya doya kavurma yiyebilmek! Çünkü ailesi dar gelirliydi ve okula zor şartlarda gidebiliyordu. Liseyi bitirse bile artık ailesinin onu üniversiteye gönderecek gücü yoktu. Babasının ödenmemiş bir sürü borcu vardı. Bir gün eve gelen postacıyı icra memuru zannedip, evlerinde kalan son malzemeyi de götüreceklerini düşünür. Sonra onun posta memuru olduğunu anlar. Postacının getirdiği zarftan üniversite sınav sonucu çıkar. Kağıda bakar, sınavı kazanmış. Hem de Türkiye birincisi olarak! Üniversiteyi burslu olarak okuduktan sonra Amerika’ya davet edilir. Yıllarca Amerika’da kaldıktan sonra Türkiye’ye döner. Devletin değişik kademelerinde değişik görevler yapar. Hala onun adı anıldığında insanlar saygı duyar. Çok zeki ve çalışkan bir insan olduğu söylenir. ‘Trafik kazasında vefat etmeseydi ülke için çok şeyler yapabilirdi’ denir.

64 ÇOK ÇALIŞMAK İÇİN NEDENİ VARDI!
Küçüklüğünde sadece doya doya kavurma yemek isteyen Adnan KAHVECİ, büyüdüğünde bir ülkenin maliye bakanı olacak kadar büyük paralara hükmedebiliyor. Ne sayesinde? ÇOK ÇALIŞMAK İÇİN NEDENİ VARDI!

65

66 Öğrenci, neyi niçin öğrenmek istediğini iyice düşünmeli önce
Öğrenci, neyi niçin öğrenmek istediğini iyice düşünmeli önce. Bu konuda kararını vermiş bir öğrenci kendi kafasında şu sorulara yanıt vermiş demektir: Ne zaman çalışmalıyım? Ne kadar çalışmalıyım? Nerden, yani hangi kaynakları kullanarak çalışmalıyım? Nasıl çalışmalıyım? Hangi aralıklarla tekrarlamalıyım?

67 Okuduğu her konunun anlamını kavramalı
Okuduğu her konunun anlamını kavramalı. Çalışma konu odaklı olmalı ve değişik kaynaklardan aynı konunun farklı boyutları öğrenilmeli. Zaman zaman arşivlediği bu bilgilerin, hala orada olup olmadığını kontrol etmeli. Yeni öğrenilecek konunun kavramlarını gözden geçirip, öğrenmekte olduğu bilgilerle ilişkiler kurmalı

68 Etkin Okuma ile ilgili bir yöntem:
İ = İzle S = Sor O = Oku A = Anlat T = Tekrar et Konu ile ilgili ön hazırlık yapmak Nerede, Ne zaman, Nasıl, Neden, Kim vb. sorularla bilgileri desteklemek Konuyu sorular soracak şekilde okumak Oluşturduğunuz soruları kendi kendinize sorup cevaplandırmak Öğrendiğimiz bilgileri tekrar etmek.

69 Etkin Dinleme ile ilgili bir yöntem: İ = İleriye bak F = Fikirler
İ = İşaretler K = Katıl A = Araştır N = Not tut Anlatılandan yola çıkarak; konunun gidişatını tahmin etmek Önemli fikirlere dikkat etmek İpuçlarını değerlendirmek Aktif ve katılımcı olmak Konuyla ilgili düşüncelerinizi başkalarıyla paylaşmak ve soru sormak Öğrenilenleri kısa ve anlamlı bir şekilde sembollerin de yardımıyla not etmek

70 Başarılı İnsanların Özellikleri

71 Başarılı insanlarda başarma isteği, hevesi ve şevki vardır…
Kaygı, stres ve panik, yerini güçlü bir motivasyona bırakmıştır. NASIL? Çocuğunuza saygı duyarak işe başlayabilirsiniz! Onun sınırlarına ve sorumluluklarına saygı duyun! Düşünce ve duygularını yargılamayın, empatik ilişki kurun!

72 Engelleyen Aile… Timuçin odasının kapısını kapatmış çalışıyorken, babası Nihat Bey, kapıyı vurmadan içeri girer ve asık bir yüzle şöyle oğluna ve etrafa bakar. Masasının üstünde bir dergi görür ve çocuğuna ‘merhaba’ bile demeden “Ne arıyor bu dergi burada? Dersine çalışacağına dergilere bakarak mı vakit geçiriyorsun? Timuçin’in cevap vermesine fırsat vermeden, “Dersten başka bir şeyle ilgilenme!” diyerek kapıyı sertçe kapatıp çıkar.

73 Destekleyen Aile… Nihat Bey, Timuçin’in odasına girmeden önce kapıyı tıklatır ve “Sana bir ‘merhaba’ demek istiyorum oğlum girebilir miyim?” diye sorar. İçeri girdikten sonra, onun başını okşar, “İşinin zor olduğunu biliyorum, elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum. Sonuçlar ne olursa olsun seni seviyorum ve sana inanıyorum.” der. Masanın üstündeki dergiyle ilgili bir şey söylemez, çünkü bu onun sorumluluğu ve arada sırada dergilere bakma isteğine saygı duyar.

74 Sizin çocuğunuz evrende tektir ve muhteşem bir potansiyelle doğmuştur.
Çocuğunuzla çiftçinin yetiştirdiği ağaçla kurduğu gibi bir ilişki kurun: Çiftçi ağacın özünün ne olduğunu bilir ve o öze saygısı vardır. Çiftçi elma ağacını muz ağacı yapmaya çalışmaz; elma ağacının en çok meyve veren elma ağacı olması için ortam hazırlar. Ortamını bulan elma ağacı, olabileceğinin en iyisi olur ve ona göre meyve verir.

75 Başarılı insanların hedefleri vardır…
Çocuğunuzun yaşam başarısına önem veriyor ve yaşam başarısını aklınızda tutarak onunla konuşuyorsanız, dikkatle dinlemeye başladığınızda onun gönlünün muradının ne olduğunu anlamaya başlarsınız. Destekleyen aile ortamındaki bu çocuk içinden geçenleri paylaşmaya devam eder ve düşündüğü her bir meslekle ilgili gerçekleri keşfede keşfede sağlam temelleri olan hedefler oluşturur. Masanın başına geçtiğinde şevkle ders çalışır.

76 Başarılı insanlar duygu ve düşüncelerinin farkındadır; onların kendilerine, duygularına ve düşüncelerine saygıları vardır. Farkında olmak insan yaşamının özüdür. Farkında olan insan özgür olan insandır. Farkında olmayan insan için hayatın anlamı yoktur. Çocuklar dıştan içe doğru bir farkına varış yolculuğu yaparlar. Dış dünyadan içe doğru… Yapılan bir araştırmaya göre bir çocuk 18 yaşına gelinceye kadar defa olumsuz ileti alıyor: “Hayır!”, “Yapma!”, “Elleme!” gibi. Böyle olunca da büyüdüğünde: “Yapamama”, “Edememe” gibi özellikleri gelişiyor ve özgüvenlerini yitiriyorlar. Ben bedensel olarak varım; ancak hesaba alınacak bir insan olarak yokum!

77 Var oluşunu ifade edemeyen çocukları tanımak çok kolaydır…
Hırçın olurlar, sürekli mızmızlanır ve her şeyden şikayet ederler. Kendi duygu ve düşünceleriyle ilgili bir farkındalık geliştiremezler.

78 Çocuğun kişisel farkındalığını en üst seviyeye çıkartmak için ihtiyaç duyduğu mesajlar…
Seni umursuyorum; sen benim için varsın ve önemlisin. Seni olduğun gibi yargılamadan kabul ediyorum; davranışlarında aksaklıklar olabilir ancak özün çok muhteşem ve orada hiçbir şey ne eksik ne de aksıyor. Sen değerlisin; şu evrende senin gibi bir tane daha yok. Ailemizdeki her çocuğumuz gibi, senin yerin de başka ve doldurulamaz. Senin gerçekten istediğini yapabilme yeteneğine, gücüne güveniyorum ve inanıyorum. Sen, sen olduğun için sevilmeye, kendin olarak gelişmeye layıksın.

79 Durum Ne? Nelerle Karşılaşıyoruz?
Sınırlar ve sorumluluk bilinci: Sınırlarını koruyamayan ve sorumluluk alamayan çocuk gelişemez. Çünkü yıllarca KORUYUCU (Ben senin yerine yaparım) ve DENETLEYİCİ (Ödevlerini yaptın mı?) aile ortamı içinde buna izin verilmemiştir. Şu saatte yatacaksın ve şu saatte kalkacaksın. Şunları yiyeceksin, şunları yemeyeceksin. Sık sık tuvalete gidiyorsun ve çok zaman harcıyorsun; biraz tut ondan sonra git. “Ne var bunda? Anne-baba çocuğuna yardımcı olmaya çalışıyor! Kötülük bunun neresinde?”

80 Bu aşırı kontrol ortamında çocuk; “Nasıl olsa annem ve babam benim yeterince çalıştığımı düşünmüyor, bari çalışmayayım” diye düşünür. Bu bir iyi niyet ya da sevgi göstergesi değildir. Eğer öyle olsaydı çocuk daha da güçlenir ve kendine olan güveni artardı. Sevginin en güzel yanı insanı çoğaltmasıdır, tüketmesi değil.

81 Kimi ailelerde de aşırı bağımsızlık vardır
Kimi ailelerde de aşırı bağımsızlık vardır. Çocuk hiçbir şeyden sorumluluk duymaz; yemek vaktinde evde yoktur, istediği para verilir, hayatında tek başınadır. Bu tarz öğrenciler eğitim hayatlarında da rehberliğe açık olmadıkları için asla danışmazlar. Mesela kendi üniversite tercihini kendisi yapar ve iyi bir üniversiteye girebilecekken açıkta kalır.

82 Aşırı denetim özgüven yokluğuna, aşırı ilgisizlik ukalalık dercesine varan, gerçekçi olmayan özgüvene yol açabilir; her ikisi de sağlıksızdır.

83 Çocuğu Araç Olarak Görmek: “Ben Olamadım Bari Şimdi O Olsun!” Yanlışı
Ana ya da babanın kendisi, hayallerini gerçekleştirememiş; içi buruk ve hayal kırıklıklarıyla dolu. Farkında olmadan çocuğunun bu hayalleri gerçekleştirmesini istiyor. Bu çocuklar kendi hayallerini yaşayamadıklarını hayatlarının en sorunlu, en mutsuz anlarından birinde , büyük bir hayret ve öfkeyle fark ederler. Geri kalan hayatlarına MIŞ GİBİ devem ederler.

84 “Yediğin Önünde Yemediğin Ardında, Bir Tek İşin Var, Çalışmak
“Yediğin Önünde Yemediğin Ardında, Bir Tek İşin Var, Çalışmak!” Yanlışı Ana babalar, çocuklarına çok emek verdiklerini, çok masraf ettiklerini, iyi bir yere gelmesini ne çok istediklerini tekrar tekrar söylemeye başlayınca, bu sözler ilgi ve sevgi ifadesi olmaktan çıkıyor, çocuk üzerinde yoğun bir baskı oluşturuyor. Başarıya endeksli ilişkide, anababa çocuğa, “Ne kadar başarı, o kadar sevgi!” demektedir. Bu bir sevgi ilişkisinden çok alışveriş ilişkisidir. Sevgi ilişkisinde ana babalar çocuklarının gelişmesinden ve olabileceğinin en iyisi olarak, anlamlı, coşkulu ve güçlü bir hayatı olmasında başka bir şey beklemezler.

85 Kıyaslama: “Cemal Bey’in Oğlu Tıbbı Kazanmış” Yanlışı
“Bak ablan yaptı, sen de yap!”

86 Aile Ortamı: “İlgi ve Sevgi Yerine Para Verme Yanlışı
Genel olarak öğrencilerde, ama özellikle parçalanmış ailelerden gelen çocuklarda, bilinçsiz teknolojik ürün tüketimi görülüyor. Ev içi düzeni bozuk ailelerde verilen paranın miktarı abartılı olabiliyor. “Ben sıkıntı çektim o çekmesin!” Paranın pekiştireç olarak kullanılması.

87 Hata Odaklı Aile Ortamı
Çocukların geçmişteki hata ve eksiklikleri unutulmuyor. Çocukta anne ve babaya karşı KORKU gelişiyor. Özgüven zayıflıyor. Çocuk eziliyor, acı çekiyor ve zamanla daha da başarısız oluyor.

88 Çaba Odaklı Aile Ortamı
Çocuklar neyi güzel yapar? “Yemeklerden sonra dişlerini fırçalaman çok güzel, sanırım dişlerin hep böyle beyaz kalacak…” Olumlu geri bildirim onun bu davranışını daha çok tekrarlanmasını sağlayacak. Ödül yok! Aferin yok! Sadece onay var!

89 “Sınavdan kaç aldın?” “4”. “Yazıklar olsun verdiğim emeklere.”
“Üniversite sınavını kazandın mı?”, “Hayır kazanamadım.” “Bitti o zaman, olmadı!

90 Gerçeğe Saygı: “Çok Zeki Ama Çalışmıyor!” Yanlışı
Anne ve babalar çocuklarının kapasitesini kabullenemiyorlar. Benim çocuğum her zaman başarılı olmalı… Ama kabul edelim ki bir çocuk her zaman başarılı olmayabilir. Çocuğu eğitmenin, eksikliklerini telafi etmenin, onu güzelliklere yönelirken izlemenin yani onu yetiştirmenin tatlı heyecanını yaşamak istemezler bazen. Çocukla özdeşim kurarak onun başarısızlığını kendi başarısızlığı olarak görüyorlar. Anne babalar olarak çocuklara uzanabilecekleri gerçekçi hedefler koymalıyız. Emekleyen bir çocuğun yakınına bir oyuncak koyduğunuz zaman onu almaya çalışır, alabileceğini düşünür çünkü. Çok uzağa koyarsanız bunu yapmaz.

91 YA DA “Sen yapamazsın!” diyerek çocuk aşağılanıyor, kapasitesine güvenilmiyor. Bu çocuklarda özgüven eksikliği, hedefi küçük tutma ve azla yetinme eğilimleri oluşuyor.

92 Öğrenilmiş Acizlik Büyük bir akvaryuma, bir büyük balık ve çokça küçük balık atılıyor. Hailiyle büyük olanı acıktıkça küçük olanları yiyor… Daha sonra akvaryumun ortasına dikey bir şekilde cam yerleştiriliyor. Büyük balık bir tarafta, küçük balıklar diğer tarafta kalıyorlar. Büyük balık küçük balıkları yemek için defalarca deneme yapıyor. Ama cam bölme her defasında onu engelliyor. Bu denemeler tam 28 saat sürüyor. 28. saatin sonunda bu çabalarda vazgeçiyor büyük balık. Adeta artık balıkları yiyemeyeceğini düşünüyor. Ve sonunda cam bölme kaldırılıyor. Büyük balık küçük balıkları yemek için yine hiçbir şey yapmıyor ve saatlerce bu devam ediyor. Sonunda büyük balık açlıktan ölüyor. Bunun gibi biz de çocuklara ‘yapamamayı’, ‘yiyememeyi’ öğretebiliyoruz ne yazık ki…

93 Ergenlik Dönemini Görmeme Yanlışı
Bu aşamada duyarlı davranan ailelerin çocukları daha sağlıklı olur. En önemli özellik aileden bağımsız olmak ve arkadaş ilişkilerinin her zamankinden çok önem kazanması.

94 Sistemi Tanımama Yanlışı
Eğitim ve sınav sitemlerini iyi tanımak ve gerektiğinde uzman desteği almak Eşit ağırlıkta olan çocuğunun doktor olmasını isteyen ailelerin varlığı. ‘İyi’ öğrencilerin sayısal bölüme, ‘kötü’ öğrencilerin sözel bölüme yerleştirilmesi gereğine inanç… Sayısal zekası yüksek öğrencilerin ‘zeki’ sayılması, sözel zekası yüksek öğrencilerin görmezden gelinmesi, matematiğini geliştirmek için yapılan planlar…

95 Çocuğu Tanımamaktan Kaynaklanan Yanlışlar
“Ben çocuğumu tanımaz mıyım?” “Ablası böyleydi, bu niye böyle” Çocuğa rağmen, anne ve babanın kafasındaki model yine çocuğa giydirilmeye çalışılıyor. ‘Uslu çocuk’, ‘başarılı öğrenci’, ‘cici kız’ …

96 “Siz Söylerseniz Yapar” Yanlışı
Rehber öğretmen danışmanlık yapar, çocuklarınızı istediğiniz kalıba sokmak için ikna eden kişi değildir. “Yemeğini yemiyor, söyleyin yesin!” ya da “Paltosunu giymiyor söyleyin giysin”

97 Çocukla Gereğinden Çok Konuşulması Yanlışı
Etkili olma durumu tehlikeye girer. “Biz konuşuyoruz dinlemiyor, bir de siz konuşsanız…” Aynı yanlışa başkaları da ortak ediliyor.

98 SİZİN EVİNİZDE YAŞIYOR!
Şu dünyada her şeyin en iyisine layık biri var! VE O SİZİN EVİNİZDE YAŞIYOR!

99 KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER…


"Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları