Sunuyu indir
YayınlayanNilüfer Dikmen Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
KİREÇ Bağlayıcı maddelerden en eski bilinen malzeme kireçtir.
Evlerde çaydanlıkların dibinde biriken madde kireç taşı olarak bildiğimiz CaCO3 tür. Kalsiyum karbonata, tabii kireçte denir.
2
Kireç taşı türleri Tabii kireç taşı:Tabii kireç taşı, bileşiminde kütlece en az %90 oranında kalker (kalsiyum karbonat, CaCO3) bulunduran tortul bir kayaçtır. Dolomatik Kireç Taşı: Dolomatik kireç taşı, bileşiminde kalsiyum karbonat (CaCO3) yanında kütlece %10-%35 oranında magnezyum karbonat (MgCO3) bulunduran torul bir kayaçtır. Birinci gruptan elde edilen kireç beyaz renklidir. İkinci gruptan elde edilen ise esmerdir ve dayanımı nispeten daha yüksektir. Kireci, içerisindeki kil miktarına bağlı olarak, yalnız havada katılaşma gösteren hava kireci (yağlı kireç), hem havada hem de suda katılaşma gösteren su kireci (hidrolik kireç) olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür.
3
SÖNMEMİŞ KİREÇ CaCO3(k) C ısıtılırsa, CaO ve CO2 ye parçalanır. Burada CaO sönmemiş kireç olarak bilinir. CaCO3(k) → CaO CO2 Kireç taşı Kireç + Karbon dioksit
4
CaO(k) + H2O(s) → Ca(OH)2 +ısı
SÖNMÜŞ KİREÇ Sönmemiş kirecin su ile tepkimesinden sönmüş (Ca(OH)2) kireç elde edilir. CaO(k) + H2O(s) → Ca(OH)2 +ısı
5
HARÇ VE SIVANIN ELDE EDİLMESİ
Sönmüş kireç, havada bulunan CO2 gazı ile tepkime vererek zamanla sertleşir. Ca(OH)2 + CO2 →CaCO3 +H2O CaCO3: Kireç taşı HARÇ= Ca(OH)2 + Kum+su
6
BETON ELDE EDİLMESİ Beton çakıl, kum gibi maddelerin bir bağlayıcı madde ve su ile birleştirilmesinden meydana gelen inşaat yapıtaşı. Bağlayıcı madde de genellikle çimentodur.
7
Ca(OH)2 +Kum +Su+Demir+Taş
MADDE FORMÜLÜ Kireç Taşı CaCO3 Sönmüş Kireç CaO Ca(OH)2 Harç Ca(OH)2 +Kum +Su Beton Ca(OH)2 +Kum +Su+Demir+Taş Kum SiO2 Çamaşır Sodası Na2CO3
8
CAM VE BİLEŞENLERİ Cam ani soğutulmuş alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle, diğer bazı metal oksitlerin çözülmesinden oluşan akışkan bir malzeme olup ana maddesi (SiO2) silisyumdur. Cam amorf yapısını koruyarak katılaşır. Üretim sırasında hızlı soğuma nedeniyle kristal yapı yerine amorf yapı oluşur. Bu yapı cama sağlamlık ve saydamlık özelliğini kazandırır.
9
SiO2 tabiatta oldukça çok bulunan, zincirleme kovalent bağ içeren ucuz bir maddedir.
SiO2 +Na2CO3 +Ca CO3 ( C) → Na2SiO3 +CaSiO3+CO2 SiO2= Kum Na2CO3 = çamaşır sodası Ca CO3 = Kireç taşı SİO2
10
%70-75 SiO2, % 5-15 CaCO3, % 12-18 Na2CO3, % 5 CaO, % 1-3 Al2O3
CAMIN ADI BİLEŞİMİ KULLANMA ALANLARI Soda Camı %70-75 SiO2, % 5-15 CaCO3, % Na2CO3, % 5 CaO, % 1-3 Al2O3 *Pencere camları * Şişeler …….. Cam üretiminin % 90 ının oluşturmaktadır. Borosilikat cam %80 SiO2, %13 B2O, % 13 B2O3 Yüksek ısı gerektiren yerlerde, fırınlarda kullanılır. Kurşun camı Yapısında % 24 kurşun içerenler camlara kristal cam. % 24 ten fazla kurşun içerenlere de tam kristal olarak bilinirler. X ve gama ışınlarından korunmak amacıyla ve süs eşyası olara tasarlanırlar. (Optik cam) Silisyum camı Tamamına yakını SiO2 dir. Güneş ışığını % 100 e yakın geçirirler. Bu amaçla kullanılır.
11
Alüminyum Silikat Camı %29 Al2O3 içerir.
CAMIN ADI BİLEŞİMİ KULLANMA ALANLARI Germenyum Camı GeO2 ten yapılır Kızıl ötesi ışınları geçirme özelliği olduğu için gece görüş dürbünlerinde, fiber optik kablolarda kullanırlar. (Elektronik Cam) Alüminyum Silikat Camı %29 Al2O3 içerir. 750 0C nin üzerinde ısıya dayanıklı camlardır. Cam Mozeikler Sb2S3ya da kriyolit (Na3AlF6) katılan camlar Opak yapıdadır. Işığı çok az geçirir ve görüntü vermez. Duvar ve döşeme kaplama malzeme yapımında kullanılır. Cam köpüğü Camın saf karbonla ısıtılarak köpük haline getirilerek elde edilir. Buhar geçirmezlik, yanmazlık, alev geçirmezlik, haşarattan etkilenmezlik, kimyasal etkenlere dayanıklılık, işlenebilirlik, hafiflik ve yüksek ısı tutuculuk. Isı yalıtım malzemesi olarak kullanılmaktadır.
12
Camların Genel Özellikleri
Camların, ham maddeleri bol ve oldukça ucuzdur. Geri dönüşümleri kolaylıkla yapılmaktadır. Oldukça sağlıklı ve çevre dostudur. Soda-Kireç Camı; en yaygın olarak kullanılan cam türüdür. Cam üretim aşamasında borik asit kullanıldığında, sıcaklık etkisiyle daha az genleşen ve ısıya oldukça dayanıklı olan “borcam” elde edilir.
13
Cam tabakalarının arasına bazı plastik maddeler konularak, yüksek basınç altında sıkıştırılmasıyla elde edilen camlar, yüksek darbeler karşısında kırılmazlar. Daha çok güvenlik amaçlı kullanılır. Camın üretim aşamalarında Baryum Oksit ve Lantan Oksit gibi bazı maddeler belirli oranda katıldığında cama farklı özellik kazandırır. “Optik camlar” denilen bu camlar diğer camlara göre daha homojendir ve ışığa karşı daha duyarlıdır. Daha çok mercek ve prizmalarda, gözlük, fotoğraf makinalarının merceklerinin yapımında kullanılır.
14
Pencere camı üretiminde; kireç yerine-kurşun oksit; ve sodyum oksit yerine-potasyum oksit kullanıldığında oluşan cama “kristal cam” denir. Yontularak işlene bilir özelliğe sahiptir. Normal cama göre oldukça pahalıdır. Cam kimyasal açıdan birçok maddelere karşı dayanıklıdır. Yalnızca hidroflorik asit (HF) ve bazı bazik çözeltiler camı etkiler. Camların bileşenine az miktarda metal oksit ilave edildiğinde, cam bu metal oksitin rengini alabilmektedir. Buzlu cam yapmak için cam hamuru içerisine “kalsiyum florür” veya “kemik küfü“gibi saydam olmayan beyaz maddeler karıştırılır. İçeriden dışarıyı gösteren, dışarıdan içeriyi göstermeyen camların yüzeyleri çok ince gümüş tabakayla kaplanır.
15
Örneğin: Cam, tuğla, kiremit, fayans, porselen, seramik grubuna girer.
Seramik bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik bileşik. Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanmasıyla oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelir. Bu açıdan halk arasında “pişmiş toprak” esaslı malzeme olarak bilinir. Örneğin: Cam, tuğla, kiremit, fayans, porselen, seramik grubuna girer.
16
Seramik Üretimi Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile, seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.
17
Seramik Bileşeni Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Erime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC‘de alüminat 2050ºC’de erir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırl2ar. Silise %6 alüminat katılırsa erime sıcaklığı 1550ºC’ye düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler erime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ye kadar düşürebilir.
18
KULLANIM ALANLARI: Mutfak malzemeleri İnşaat sektörü
Çanak ve çömlek yapımı
19
PORSELEN Porselen, sadece doğal kaynaklı hammaddelerden üretilen, beyazlığını kullanılan boyalardan değil, kullanılan hammaddelerden alan, 1400 °C civarında pişirilerek pekişen, ışık geçirgenliğine sahip, sağlıklı bir ürün olarak tarif edilmektedir. Porselenin temel malzemeleri: Kaolin (Çim Kili) → Kolay yoğrulmayı Kum (Silisyum dioksit) → Sert yapı kazanmasını Feldspat (Alüminyum silikat) → Camsı yapıyı kazandırır.
20
Porselenin Hammaddeleri
Porselenler kaolin, kuvars ve feldispat maddelerinden üretilir. Kaolin, porselen hamurunun kolay yoğrulmasını, şekil almasını ve rengini sağlayan hammaddedir. Kuvars ise, iskelet yapıcı hammadde olup, camsı faz oluşumunu sağlayan feldispat içinde önemli bir oranda çözünerek, porselen hamurunun sert, camsı, ısıya ve kimyasal etkilere dayanıklı olmasını sağlar.
21
Porselenin diş hekimliğinde kullanımı
Porselen, diş hekimliğinde protez yapımı amaçlı kullanılır. Porselenin ağız dokularına mükemmel biyolojik uyumu, ağızda çözünmemesi, renk değiştirmemesi, aşınmaması en önemli avantajlarıdır.
22
Porselen ve Seramik Arasındaki Farklar
İki ürün grubunun da, gerek hammaddeleri ve gerekse üretim şekilleri tamamen farklıdır. Bu farklılıklar, ürün özelliklerine yansımaktadır. Seramik ürünlerin pişirim sıcaklıkları porselen ürünlerden daha düşük olduğu için, poroz (su geçirgen)ürünlerdir. Bunun sonucunda, seramik ürünlerde uzun süreli kullanımlarda, su emmesinden kaynaklanan sır çatlakları ortaya çıkar. Ayrıca, pişirim sıcaklığının düşük olmasından dolayı, sır sert bir darbeyle çatlayabilir. Bir diğer fark ise, seramik ürünler ışığı geçirmezken, porselen ürünler ışık geçirgenliği özelliğine sahiptirler.
23
BOYALAR VE BİLEŞENLERİ
Boya, herhangi bir nesnenin renk vermek için veya koruma amaçlı olarak uygulanan kaplamaya denir. Boya hemen hemen tüm malzemelere uygulanabilir. En çok kullanıldığı alanlar sanat, tasarım, endüstriyel kaplamalar, ulaşım (şerit çizgileri) ve korumadır (su veya hava temasını kesme amacıyla).
24
Boya Bileşenleri Boyaları temel olarak dört bileşen oluşturur: Bağlayıcı, inceltici, pigmentler ve diğer katkı maddeleri. Bağlayıcının kullanımı zorunludur çünkü içerisindeki katı dolgu maddelerini bağlayarak kurumuş boya filminin oluşmasını sağlayan ve yüzeye yapıştıran, bağlayıcı maddedir. Bağlayıcının cinsi ve miktarı boyanın yıkanabilirlik, sertlik, yapışma, renk dayanıklılığı gibi özelliklerini belirler. İnceltici, boyanın viskozitesini ayarlamak için kullanılır. Uçucu olup film tabakasının oluşumuna katkıda bulunmaz.Pigmentler boyaya renk ve örtücülük özelliği verir. Bunun dışında katılan her madde film tabakasıyla birleşerek boyaya fiziksel ve kimyasal özellik verir. Boyalar bağlayıcının cinsine bağlı olarak su bazlı ve solvent bazlı olarak ikiye ayrılırlar
25
Su Bazlı Plastik Boyalar: Çözücüsü su olan boyalardır
Su Bazlı Plastik Boyalar: Çözücüsü su olan boyalardır. Sürüldüğü yüzeyin dış ortamla hava alış verişlerini kesmedikleri için zararsızdır. Kolay kururlar. Yağlı (Sentetik ) Boyalar: Çözücüsü organik ( Tiner, Alkol, Toluen, Ksilen… gibi) madde olan boyalardır. Yağlı boyaların sürüldüğü yerleri kaplama oranı çok yüksektir, bu sebeple dış ortamla hava alış verişini keserler. Bu durum sağlık açısından zararlıdır. Ayrıca organik çözücülerinde sağlığa olumsuz etkileri vardır.
26
Çözücüler (incelticiler)
Boyanın uçucu kısmını oluşturan kimyasal maddelerdir. Boyanın üretimi ve uygulaması sırasında, kullanılan boyanın özelliklerinde değişiklik yapmadan boyayı incelten sıvılardır. Boya akışkanlığını istenilen seviyeye getirilmesi ve fırça ile sürme, daldırma, püskürtme, rulo ile sürme şeklindeki uygulamaları kolaylaştırmak için kullanılır. Emülsiyon esaslı (plastik) boyalar genellikle kullanıma uygun kıvamda hazırlanır. Ancak gerekli hallerde uygun bir çözücü ile inceltilir. Plastik esaslı boyalarda ise inceltme su ile yapılır. Toluen, Ksilen, White sprit, Aseton, Su Benzin ve Tiner'dir
27
Bağlayıcılar Boyanın ana maddelerinden olup, pigment (renklendirici) ve dolgu maddelerini bağlayarak boya tabakasını oluşturan maddeleri boyanın karakterini ve niteliğini belirler. örneğin; kuruma şekli ve süresi, diğer katmanlarla uyuşup uyuşmayacağı, dayanımı, uygulama biçimi, parlaklığı, uygulandığı yüzeydeki davranışları gibi hususlar bunların başlıcalarındandır.
28
Örtücü ve Renklendiriciler (Pigmentler)
Doğadan saflaştırılarak veya sentetik yollarla elde edilen, bağlayıcı ve çözücüler içinde çözülmeyen toz halindeki katı taneciklerdir. Renk vermesi, örtücülük, parlaklık, fiziki ve kimyasal dayanıklılık boyaya sağladığı özelliklerdir. Renklendiriciler, renklerinden başka şu özelliklere sahip olmalıdır. Bu katkılar boyanın özelliğini iyileştirmek, istenmeyen, olumsuz değişimleri engellemek için kullanılırlar. Bunlara, kurutucular, çökme engelleyiciler, ultraviyole ışınlarından koruyucular, köpük kesiciler, matlaştırıcılar ve anti bakteriyel maddeler örnek verilebilir. Boyalarda çözücüler, bağlayıcılar ve renklendiriciler yanında başka kimyasal katkı maddeleri de kullanılabilir.
29
ALAŞIMLAR Alaşım, bir metal elementin başka metaller ya da herhangi başka elementler ile homojen karışımıdır. Alaşımlar karışımdaki metallerin özelliklerinden farklı özellikler gösterirler. En bilinen alaşımlara; tunç (bakır-kalay), pirinç (bakır-çinko), lehim (kalay-kurşun) ve cıva alaşımları olan amalgamlar örnek verilebilir. Alaşımlar, uygulamaların gerektirdiği fiziksel özelliklere sahip malzemeler üretilmesinde yaygın olarak kullanılır.
30
Bazı madenler yumuşak yalnız başına kullanılamazlar
Bazı madenler yumuşak yalnız başına kullanılamazlar. Altın ve gümüş gibi. ..Bazı madenler ise döküme elverişli değildirler. Bakır gibi…Bazıları kolayca aşınabilirler. Bazıları dayanıklı veya dayanıksızdırlar. Bazıları yüksek ve bazıları da alçak sıcaklıkta ergirler. İşte madenlerin gösterdikleri bu çeşitli özelliklerden ötürü teknikte daha elverişli olmalarını temin amacıyla alaşımlar yapıldı. Mesela bakır döküme elverişli olmadığından bakırı kalayla birlikte eriterek tunç ve çinko ile eriterek pirinç alaşımları yapılmıştır.
31
ALAŞIMLARIN ERİME NOKTALARI:
Alaşımlar, yapılarına giren maddelerin erime noktalarından, daha düşük sıcaklıkta erirler. Mesela; Kurşun C, Bizmut C, Kalay C eridiği halde; Bi, Pb, Sn kısımlardan ibaret olan alaşım 94,5 0 C de erir. Erime süresincede sıcaklığı yükselir. Tıpkı bir çözelti gibi davranır. Mesela; Kalay C ve kurşun 2100 C derecede erirler. Sn 50 lehimi için, Erimenin başladığı nokta = 183 0C, erimenin tamamlandığı nokta = 216 0C dir. Tıpkı bir çözelti gibi davranır. Sn 63 lehimi için ; Erimenin başladığı nokta = 183 0C, Erimenin tamamlandığı nokta = 183 0C dir. Yani Sn 63 lehimi yaklaşık 0 0C ’lik bir plastik bölgeye sahiptir. Bu tür lehimlere “ötektik” lehim denir. Her alaşımın belli oranda karıştırılmış “ötektik” karışımları mevcuttur
32
Alaşımların Fiziksel Özellikleri
Alaşımlar, yoğun olup maden parlaklığında, ısı ve elektriği iletirler. Bazıları beyazdır. Fakat bakır ve altın gibi renkli madenler yeteri miktarda bulunursa alaşımlar renklidir. Genel olarak alaşımlar, kendini teşkil eden maddelerden daha sert, fakat daha az levha haline gelebilir ve dayanıklıdırlar. Çok fazla levha ve yaprak haline gelebilen altın, antimon veya kurşun ile karıştırıldığı zaman sert ve kırılabilir. Bakırda, kalayla birleştiği zaman levha haline gelebilme özeliğini kaybeder.
33
Alaşımlarda her iki metal, hem katı hem de sıvı halinde birbiri içerisinde ergimiştir. Alaşımlar genellikle kendilerini meydana getiren metallerden daha az aktiftirler. Örneğin, sodyum malgaması suyu daha yavaş ayrıştırır. Halbuki sodyum suya çok kuvvetli etki yapar. Alaşımlar, alaşımları teşkil eden maddelerden daha az oksitlenebilen ve asitlerden daha az etkilenebilen karışımlardır. Genel olarak oksijen, alaşımlar üzerine etki eder. Bu halde madenden biri bir asit oksidi, diğeri, bir baz oksidi yapar. İşte bunun içindir ki kalay ve kurşun, antimon ve potasyumdan ibaret alaşımlar alevle yanar. Alaşımların mikroskopla incelenmelerine gelince; bir alaşımın parlak yüzeyi üstüne asitler veya bazı kimyasal ayıraçlar dökülürse alaşımda muhtelif renkler görülür. Etkimeler birbirinden farklıdır. Madenin cinsine göre çeşitli irili ufaklı çukurlar meydana gelir eski şekliyle karşılaştırılır. Mikroskopta incelenir ve fotoğrafı alınır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.