Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KİŞİLİK VE KİŞİLİK KURAMLARI.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KİŞİLİK VE KİŞİLİK KURAMLARI."— Sunum transkripti:

1 KİŞİLİK VE KİŞİLİK KURAMLARI

2 KİŞİLİK PSİKOLOJİSİ Kişilik psikolojisi, insanlar arasındaki “bireysel ayrılıkları” oluşturan özellikleri saptayarak bireyler arası ve birey içi ayrılıkları inceler. Böylece, her insanın kendine özgü olan bireyselliğini (benzersizliğini) ya da diğer insanlarla ortak olan özelliklerini (benzer yönlerini) betimler. Kişilik psikolojisinde bazı kavramların bilinmesi önemlidir. Bunlar, kurultu ve vardamadır.

3 Kurultu (construct) nedir?
Bireyin içsel durumları ya da özellikleri hakkında ileri sürülen ifadelerdir. Örneğin; zeka ve kişilik birer kurultudur. Vardama (inference) nedir? Gözlenen ve ölçülerden olaylardan, henüz gözlenmeyen olay ve olguların tahmin edilmesidir. Bu tür yordamalar (çıkarsamalar, tahminler) sayısal veri analizine dayandığından oldukça güvenilirdir ve sınanarak doğrulanabilme özelliği taşır.

4 Kurultu ve vardamanın ilişkisi:
Kurultuların geliştirilmesi vardama sürecini gerektirirken, herhangi bir vardama işleminde de kurultulara başvurulabilinir. İkisini ayırt etmek gerekirse kurultunun kuramsal ve mantıksal; vardamanın ise denenebilir ve sınanabilir olduğu söylenebilir.

5 Kişiliğin Tanımlanması
Kişilik, birey(ler)in çeşitli durumlardaki özel davranımlarda ifadesini bulan yapısal ve dinamik özelliklerinin tümüdür. Kişilik kavramı bir kurultudur, çünkü kişilik doğrudan doğruya gözlenemez. Gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlardan ve yaşantılardan vardanır. Gözlemlenebilen ve “ölçülenlerin” ötesine gidilerek, bu davranışların temelindeki psikolojik yapıyı ve süreçleri keşfetme, kişilik psikolojisinin kuramsal ve deneysel çalışmalarının amacıdır. Genel anlamda kişilik ve davranışlar arasındaki etkileşim; kişiliğin gelişiminin sürekliliği, davranış ve tutumlarda gözlenmesi beklenen tutarlılık gibi unsurların bütünlülüğü, psikolojik işlevsellik kavramını dikkate getirir. Psikolojik işlevsellik, bireyin yaşamında yer alan temel amaç ve yönelimler, bunlara bağlı davranışlar arasındaki ilişkidir.

6 Kişiliğin gelişmesi 1-Biyolojik etkenler 2- Çevresel Etkenler
Kişiliğin gelişmesinde rol oynayan etkenleri iki genel grupta inceleyebiliriz: 1-Biyolojik etkenler 2- Çevresel Etkenler

7 Biyolojik etkenler nelerdir?
Biyolojik etkenler, kalıtsal ve fiziksel yapıyı içerir. Kişiliğin gelişmesinde kalıtsal etkenlerin rolü oldukça karmaşıktır. Belirli kişilik özellikleri tek başına ne kalıtıma ne de çevre etkilerine bağlanabilir. Fiziksel yapıya ilişkin olarak ise, genel olarak bireyin fiziksel yapısının, bazı davranışlarını, dolayısıyla kişiliğini etkilediği söylenebilir.

8 Çevresel Etkenler nelerdir?
Kişiliğin gelişiminde çevresel etkenler döllenmeden başlayarak devam eder. Alkol, tütün vb. madde bağımlılığı olan annelerin çocuklarının da aynı maddeleri kullanmaya yatkınlığının olması gibi... Kişiliğin gelişiminde en önemli çevresel etkenler kültürel etkenler ve ailenin etkileridir. Kişiliğin gelişiminde çocuğun sosyal çevresi ve içinde yaşadığı kültürle olan ilişkileri ve etkileşimi büyük önem taşır. Ayrıca, kişiliğin gelişiminde aile ve çocuk etkileşimi de çok önemlidir. Bu etkileşim sürecinde önemli bir olgu, toplumsallaşmadır. Toplumsallaşma, çocuğun ailesi ve içinde bulunduğu sosyal grubu tarafından kabul gören, gelenek, töre ve beklentilere uygun davranışları geliştirme sürecidir.

9 KİŞİLİK KURAMLARI Burada sunulan kişilik kuramları, genel olarak psikolojide önem ve etkileri, kişiliğin araştırılmasında insan bakış açılarının farklılığı ve tarihsel gelişim içinde birbirlerini etkileme, belirli görüş ve yaklaşımları yansıtan kuramlardır.

10 Psikoanalitik Kuram tarafından geliştirilmiştir. Kişilik Yapısı
Sigmund Freud ( ) tarafından geliştirilmiştir. Kişilik Yapısı Freud, psikoanalitik kuramını oluştururken fizik biliminden yararlanmıştır. Fizik bilgini Helmholtz’un fizik enerji aktarılabilir, şekil değiştirebilir; ancak hiçbir zaman yok edilemez görüşü, psikoanalitik kuramın temel görüşlerinden birine, yani insanın dinamik bir enerji sistemi olduğu görüşüne temel oluşturmuştur.

11 Psikoanalitik Kuram Başlıca dürtüler cinsellik ve saldırganlık dürtüleridir. Bir enerji sistemi olan insan cinsellik ve saldırganlık güdüleri tarafından güdülenir ve hazzın sağlanması için davranır, gerginliğini azaltmak için çabalar. İnsan görünürde toplumun beklentileri doğrultusunda davranır; ancak, davranışlarının nedenlerinin çoğunlukla farkında değildir. İçgüdülerine sürekli gem vuran toplumun kısıtlamalarıyla sürekli çatışma halindedir.

12 Kişiliğe iki zihinsel yaklaşım
Kişiliği tanımlarken iki zihinsel yaklaşım bütünlük içinde ele alınır. Bunlar Yapısal ve Topografik görüşlerdir. Yapısal görüş’e göre, zihinsel yaşamın birbirleriyle çatışma halinde olan ancak birbirini tamamlayan öğeleri id, ego ve süperego’dur.

13 Yapısal görüşe göre zihinsel yaşamın parçaları
İd nedir?İd, insan zihninin biyolojik yapısı olup, daha sonra ego ve süperegonun üzerine geliştiği kişilik sisteminin en ilkel yapısıdır. İd, yaşam, ölüm, cinsellik ve saldırganlık gibi dürtülerden oluşur ve haz ilkesine göre çalışır. Mantıksız, bencil ve bireyseldir. Ego nedir?Egonun başlıca amacı ve işlevi, idin aşırı isteklerine karşı onları gerçeklere uygun bir biçimde doyuma ulaştırmaktır. İkincil süreç denilen bu süreç gerçeklik ilkesine dayanır. Ego, mantıklı, gerçekçi ve hoşgörülüdür. Süperego nedir? Süperego toplumsal aktarımın ürünü olan ahlaki işlevlerin temsilcisidir. Ulaşılmak istenen idealleri, mükemmelleri kapsar. Başlıca işlevi, davranışları toplumun beklenti ve kuralları doğrultusunda kontrol etmektir) olarak tanımlar.

14 Topografik görüş Topografik görüş, kişilik sisteminin veya zihinsel yaşamın yüzeysel yapısını oluşturan betimleyici özellikleri; bilinçdışı, bilinçöncesi ve bilinç olarak tanımlar. Bilinçdışı nedir? Bilinçdışı, Freud’un en çok üzerinde durduğu olgudur. Davranışların nedenlerinin geçmiş yaşantılara ilişkin duygu ve düşüncelerin izlerinin bilinçdışını oluşturduğu varsayılır. Bilinçdışını çözümlemek için kullanılan düş analizi ve serbest çağrışım gibi tekniklerin bireyin anlaşılması ve psikolojik tedavisinde kullanılmasına psikoanaliz adı verilir. Bilinçöncesi nedir? Bilinçöncesi bilince en yakın kısımdır ve bilinçaltının kolaylıkla bilince gelebilecek hatırlanabilir kısmıdır. Bilinç nedir? Bilinç, kişilik sisteminde yapısal öğelerden egoya karşılık gelen kısmıdır. Yani gerçeklikle açıklanan ve farkında olunan zihinsel öğedir.

15 Psikoanalitik kurama göre Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Psikoanalitik kuramda kişiliğin başlıca beş dönemden geçerek geliştiği ifade edilir. Ancak dönemlerde belirtilen yaş sınırları mutlak sınırlar değildir. Kişilik gelişmesi açısından ilk üç dönemin önemi büyüktür. Bu dönemlerin herhangi birine ait aşırı doyum sağlama ya da doyumsuzluk sonucu saplantılar ortaya çıkabilir. Oral Dönem (0-1 yaş): Ağzın en önemli organ ve haz kaynağı olduğu bu dönemin en önemli özelliği çocuğun anneye bağımlılığıdır.

16 Psikoanalitik kurama göre Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Anal Dönem (1-3 yaş): Bu dönemde çocuk, fizyolojik gelişmeye bağlı olarak dışkılama faaliyetlerini kontrol etmeyi öğrenir. Çocuğun ilgi odağı, başlıca haz kaynağı olan dışkılama organları ve faaliyetleridir. Fallik Dönem (3-6 yaş): Bu dönemde çocuk, kız ve erkeklerin farklı beden yapısına sahip olduklarını öğrenir. Çocuğun bu dönemde başlıca haz kaynağı cinsel organlarıdır ve “odipal kompleks” bu dönemde yer alır. Latens Dönem (6-11 yaş): Egonun geliştiği bu dönemde kişiliğin belirli yönleri belirginleşir. Genital Dönem (11 yaş sonrası): Cinsel olgunluğa ulaşılan dönemdir. Arkadaşlık, cinsellik, mesleğe yönelme, geleceği planlama vb konularda düşünmeye başlama bu dönemde gerçekleşir.

17 FREUD SONRASI PSİKODİNAMİK KURAMLAR: SOSYAL GÖRÜŞLÜ PSİKOANALİSTLER
Freud sonrası Psikoanalitik kuram sosyoloji ve antropoloji gibi sosyal bilimlerin insana bakış açılarından etkilenmiştir. Bu disiplinlere göre insan, Freud’un belirttiği gibi sadece biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda toplumsal bir varlıktır; yani, toplumun ürünüdür. Bu görüşün giderek yaygınlaşması sonucu Freud’un izleyicilerinden bir çoğu klasik psikoanalizden ayrılıp, psikoanalitik kurama yeni bir yön vermeye girişmişlerdir. Bu kuramcıların başlıcaları Alfred Adler, Karen Horney, Erich Fromm ve Harry S. Sullivan’dır.

18 Adler’in temel görüşleri nelerdir?
Adler’e göre toplumsal bir varlık olan insan toplumsal dürtüler tarafından güdülenir. Toplumsal ilgi doğuştan vardır; ancak, diğer insanlarla ve toplumsal kurumlarla olan ilişkiler bireyin yaşadığı toplum tarafından belirlenir. Adler, davranışın toplumsal belirleyicilerinin önemi üzerinde durması, cinsel içgüdüye daha az önem vermesi ve bilinci kişiliğin temeli olarak kabul etmesiyle Freud’dan ayrılarak bir çok kişilik kuramcısını etkilemiştir.

19 Horney’in temel görüşleri nelerdir?
Freud’a göre insan doğası dünyanın her tarafında aynıyken Horney evrensel olarak normal bir psikolojinin olmayacağını ifade etmiştir. Çünkü bir kültürde “nevrotik” (anormal) kabul edilen bir davranış bir başka kültürde “normal” kabul edilebilir. Horney’in ortaya attığı en önemli kavram ise temel kaygıdır. Çocuğun kendini yalnız ve yetersiz hissetmesine dair bu kaygının gelişmesinde en önemli rolü, çocuğun ana baba ile olan ilişkilerinde güvenliği sarsacak etmenler rol oynar. Horney, Freud’dan farklı olarak insanların içsel çatışmalar yatkın olarak doğmadıklarını, çatışmaları toplumsal koşulların doğurduğunu vurgulamıştır.

20 Fromm’un temel görüşleri nelerdir?
Birey ve toplum arasındaki ilişki ile ilgilenmiş olan Fromm’a göre psikolojinin esas sorunu bireyin toplumla, dünyayla ve kendiyle nasıl bir ilişki kurduğunun incelenmesi ve anlaşılmasıdır. Fromm’a göre, birey ve toplum arasındaki ilişki Freud’un düşündüğü gibi statik değil, devamlı değişme halindedir.

21 Sullivan’ın temel görüşleri nelerdir?
Sullivan, kişiliğin varsayımsal bir kavram olduğu ve kişiler arası ilişkilerden ayrı olarak incelenemeyeceğini savunmuştur. Ona göre inceleme birimi insan değil ilişki durumudur.

22 İNSANCIL YAKLAŞIMI SAVUNAN KİŞİLİK KURAMLARI
Freud sonrası psikodinamik kuramlar, Freud’un toplumun hedefleriyle ters düşen, kişinin daha çok cinsel ve saldırgan dürtülerle yönlendirildiği görüşünden uzaklaşmışlardır; çünkü onlar toplumsal gereksinimler ve bilinçli (ego) süreçler üzerinde durmuşlardır. Bu kuramlar daha da ileri bir boyutu İnsancıl Kişilik kuramları olarak anılır. İnsancıl kişilik kuramcılarından en önemlisi Carl Rogers’tır.

23 Rogers’in temel görüşleri nelerdir ?
Rogers, kişilerarası ilişkileri önemsemiş ve bu yöndeki çalışmalarını psikoterapi tekniğine indirgeyerek bu alanda çok etkili olmuş bir kuramcıdır. Rogers’a göre, Her birey kendisinin merkezi olduğu devamlı değişen bir yaşantı dünyasında yaşar. Bu bireye özgü, özel dünyasıdır ve bu dünyaya fenomenal (yaşantısal) alan denir. Birey, bu alana yaşadığı ve algıladığı bir tepkide bulunur. Bu algısal alan birey için gerçektir. Davranış, bireyin gereksinimlerini, yaşadığı ve algısal alanında algıladığı gibi doyurma amacına yönelik bir girişimdir. Bireyin benimsediği davranış şekil ve yollarının çoğu, bireyin kendilik kavramıyla tutarlı olanlardır.

24 Davranışçı Yaklaşım Davranışçı yaklaşıma göre tüm davranımlar öğrenme yoluyla kazanılır. J. B. Watson bu yaklaşımın kurucusu sayılırken diğer önemli isimlerden bazıları Pavlov, Bekhterev, Hull, Skinner, Berkeley ve Hume’dur. Skinner J.B.Watson Pavlov

25 SOSYAL ÖĞRENME KURAMLARI
Bu kuramlar, bilişsel-sosyal kuramlar olarak da bilinir. Psikolojide uzunca bir geçmişi olan öğrenme, bilişsel süreçler ve sosyal etki konularında yapılan laboratuar araştırmalarından yola çıkarak gelişen davranışçı yaklaşımın uzantısıdır. Rotter bu yaklaşımın babası sayılırken, Bandura ve Mischel de diğer başlıca kuramcılardır. J. Rotter W. Mischel A. Bandura

26 SOSYAL ÖĞRENME KURAMLARININ TEMEL GÖRÜŞLERİ
Davranışa ait nesnel- objektif- bilginin önemi Sosyal çevrede öğrenme Kişilik değişkenleri olarak bilişsel kurultular Kişilik değişkenlerinin duruma özgülüğü


"KİŞİLİK VE KİŞİLİK KURAMLARI." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları