Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanGonca Yildiz Volkan Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
KÖTÜ HABER VERME Yrd. Doç. Dr. Kenan TAŞTAN Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
2
AMAÇ Katılımcıların kötü haber verme kavramı hakkında bilgi sahibi olmalarıdır.
3
Hastanız kanıta dayalı tıbba göre çaresi olmayan bir hastalığa yakalandı, bu durumda ne yaparsınız?
Her durumda hastalığını yüzüne karşı söylerim. Bir yakınına söylerim. Çok üzülecek biriyse, hastalığını tedavi etmeye çalışırım ama hastalığını olduğu gibi yüzüne söylemem. Bazı hastalara söylerim, bazılarına söylemem. Hiçbir şekilde hastaya söylemem çünkü moralini bozmak istemem.
4
Kötü haberi verme (bilgilendirme) hastanın hakkı olduğu kadar; ruhsal bir gereksinimdir.
5
Kötü Haber Sonuçları kişinin beklediğinden daha olumsuz olan, mevcut yaşamına ve geleceğine bakışını olumsuz yönde önemli derecede etkileyecek habere kötü haber denir.
6
Doktorlar üzerine yapılan bir araştırmada doktorların %42 oranında kötü haber verme üzerine bir eğitim almadıkları ve %47 oranında kendilerini bu konuda yetersiz hissettikleri belirtilmiştir. Derogatis LR, Morrow GR, Fetting J, Penman D, Piasetsky S, Schmale AM,Henrichs M, Carnicke CL Jr.The prevalence of psychiatric disorders among cancer patients. JAMA 1983; 249:
7
Kötü Haber Karşısında Hasta Tepkileri
1) İnkâr: Hastalık ya da karşılaşılan olayı reddetme 2) Öfke: Hastalığa, tanıyı koyan doktorlara, yakınlara ve bazen de sağlıklı kişilere 3) Pazarlık: Bu dönemde hasta işbirliği içerisindedir. Tedavilere uyum ve gerekenleri yapma ve çaba gösterme dönemidir 4) Depresyon: Bir süre sonra hasta kayıplarını fark eder. Yapamadıkları ve yapamayacakları için yas tutar. 5) Kabullenme: Bu dönemde hastalık kabullenilir. Kabullenme umutsuzluk olarak düşünülmemeli hastalığın ve durumun ciddiyetini anlamak olarak ele alınmalıdır.
8
Bilgilendirme hakkı; Dünya Tabipler Birliği tarafından Eylül 1995 tarihinde Endonezya’da düzenlenen toplantıda Uluslararası Hasta Hakları Bildirgesinin 7. maddesinde tanımlanmaktadır. Türk Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve İlaç Araştırmaları Yönetmeliği de, hastanın bilgilendirme hakkını yasaya bağlamıştır. Ayrıca 1998 yılında yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliğinin üçüncü bölüm, 15. Maddesinde, sağlık durumu ile ilgili bilgi alma hakkı net olarak tanımlanmıştır.
9
Kötü Haber Vermenin Temel Özellikleri
1) Kötü haber, sakin ve özel bir ortamda verilmelidir. 2) İlk görüşmenin kesintiye uğramadan yapılması için yeterli zaman ayrılmalıdır. 3) Hastanın verilen bilgiyi anlayıp anlamadığı ve duygu durumu değerlendirilmelidir. 4) Dürüst ve yalın bilgi vermelidir. 5) Hastanın duygularını ifade etmesine fırsat vermelidir.
10
Kötü Haber Vermenin Temel Özellikleri
6) Hastanın duygularına empati ile yanıt verilerek, kesin belli bir zaman limiti vermekten kaçınılmalıdır. 7) Prognoz için geniş bir zaman çerçevesi verilmelidir. 8) Bundan başka bir şey yapılamaz mesajı vermekten kaçınılmalıdır. 9) Durumu tekrar gözden geçirmek için yeni görüşme zamanı belirlenmelidir. 10) Tedavi seçenekleri konuşulmalı ve tanının söylenebileceği diğer kişiler belirlenmelidir. 11) Destek alınabilecek kaynaklar hakkında bilgi verilmelidir 12) Verilen bilgi belge haline getirilmelidir.
11
Kötü Haberle İlgili Zorluklar
Kim verecek? Nasıl verecek Gerçek söylenecek mi? Kime ve ne kadar söylenecek? Bunlarla ilgili bir standart yok
12
Kötü Haberi Kim Vermelidir?
Kuramsal olarak hasta bakımından ve tedavisinin tüm yönlerinden sorumlu olan doktoru bunu yapmakla sorumludur. Ayrıca, kötü haberi vermek “anlık” bir durumdan çok, zaman ayırmayı gerektiren özel bir durumdur. Links M, Kramer J. Breaking bad news: realistic versus unrealistic hopes. Support Care Cancer 1994; 2:91-93.
13
Kötü Haber Verme Tekniğinin Altı Basamağı
Fizik ortamın düzenlenmesi ve görüşmeyi başlatma: Kesinlikle olanaksız olmadıkça, bütün kötü haber görüşmeleri yüz yüze yapılmalıdır. Eğer şartlar uygunsa, hasta ve/veya ailesini ayrı bir odaya alınmalı, böylece herkesin oturabildiği bir ortamda gizlilik sağlanmış olmalı. Hastanın yanında kimleri istediği sorulmalı. Hastanın yanında biri(leri) varsa, kim olduklarını sormadan konuşmaya başlanmamalı.
14
Konuşmaya başlamadan önce hastanın beden dili ve sözleri ile ne söylemek istediğini anlamaya çalışılmalı. Hastanın sizin ve ne iş yaptığınızı bildiğinizden emin olunmalı. Konuşmayı hasta başlatmamışsa «Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bu günü nasıl geçirdiniz?» ya da «Biraz konuşabilir miyiz?» gibi bazı sorularla başlanmalı.
15
2- Hastanın neyi ne kadar bildiğinin öğrenilmesi:
Yanlış bilgiler ve gerçeklerin bir kısmını bilmek daha çok anksiyeteye neden olabilir. Hastaya hastalığı hakkında ne bildiği ve ne kadar bilgi sahibi olduğu hakkında sorular sorarak, bilgi düzeyini öğrenebilirsiniz ve ona göre bir yaklaşım tarzı belirleyebilirsiniz. Hastanın anlatım biçimi, hastanın duygusal durumu hakkında size bilgi verebilir.
16
3- Hastanın ne kadar bilmek istediğinin öğrenilmesi:
Görüşmenin en kritik noktalarından biri hastanın açık bir biçimde ne olup bittiğini bilmek isteyip istemediğinin anlaşılmasıdır. Bu bölümün atlanması görüşmenin sonraki aşamalarına ilerlemeyi engeller. Kötü haberle ilgili her konuşmada asıl sorun «Bilmek istiyor musunuz? değil, «Neler olup bittiğini ne kadar bilmek istiyorsunuz?» dur. Eğer durumunuz ciddileşirse ne olup bittiğini tam/açık olarak bilmek isteyen biri misiniz?
17
4-Bilginin/durumun paylaşılması ve öğretilmesi:
Hastalığı ve hastalığın olası gidişini Tedavi biçimi ve planını Karşılaşılabilecek sorunları ve sonlanmayı Bunlarla baş etme yollarını ve desteğin biçimini içermelidir.
18
5- Hastanın duygularına yanıt verme: - Kötü haber verme görüşmesinin başarı ya da başarısızlığı hastanın tepkilerine ve bu tepkilere nasıl yanıt verildiğine bağlıdır. Bu tepkileri tanıdıkça değişim ve gelişim sağlanır. Gözyaşları, kızgınlık, anksiyete normal tepkilerdir. - Haber aynı da olsa her bireyin farklı tepkiler verebileceği unutulmamalıdır.
19
6- Planı belirleme ve sonraki görüşmeyi planlama:
Bu tutum profesyonel bir yaklaşım tarzıyla, arkadaşça olan bir yaklaşım tarzını birbirinden ayıran tutumdur. Bu aşamada hastanın sunduğu sorun listesine ilişkin anlayışlı olmak ve tedavi edilebilir olanla olmayanın ayırt edebildiğini hastaya göstermek açısından önemlidir. Bundan sonra nelerin yapılabileceğinin açık bir şekilde konuşulması ve hastanın varsa sorularının yanıtlanması gereken aşamadır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.