Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
DİLİMİZE (Gıybet etmeden) ORUÇ TUTTURMAK
UZMAN İMAM HATİP BAŞAKŞEHİR-İSTANBUL
2
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَحٖيمٌ «Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.» (Hucurat suresi 12)
3
GIYBET NEDİR? Sözlükte "uzaklaşmak, gözden kaybolmak, gizli kalmak" gibi anlamlara gelir. "gayb" kökünden türeyen gıybet, dinî bir kavram olarak, bir kimseden, gıyabında hoşlanmadığı sözlerle bahsetmek demektir.
4
EFENDİMİZ SAV GIYBETİ ŞÖYLE TARİF EDER:
وعنْ أبي هُرَيرةَ رضي اللَّه عنهُ أنَّ رسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : أَتَدْرُونَ ما الغِيبةُ؟» قَالُوا : اللَّه ورسُولُهُ أَعْلَمُ . قال : « ذِكرُكَ أَخَاكَ بما يكْرَهُ قِيل : أَفرأيْتَ إن كان في أخِي ما أَقُولُ ؟ قَالَ : « إنْ كانَ فِيهِ ما تقُولُ فَقَدِ اغْتَبْته ، وإنْ لَمْ يكُن فِيهِ ما تَقُولُ فَقَدْ بهتَّهُ Ebû Hüreyre RA'den rivayet edildiğine göre Resûlullah SAV şöyle buyurdu: - "Gıybet nedir, bilir misiniz?" - Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber: - "Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır" buyurdu. - Söylenen ayıp eğer o kardeşim de varsa, ne dersiniz?" diye soruldu. - "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu.
5
GIYBET’İN GENEL HÜKÜMLERİ
1) Bir kimsenin yanlışlarının sırf onu küçük düşürmek amacıyla söylenmesi gıybet sayılırken, yanlışlarının düzeltilmesi maksadıyla söylenmesi gıybet sayılmaz. 2) Herhangi bir kişi veya zümreyi kastetmeden genel olarak insanların kötülüğünden söz etmek de gıybet olmaz. 3) Gıybetin yapılması gibi dinlenmesi de haramdır. 4) Bir zarar doğurma ihtimali yoksa sözle veya fiilî olarak gıybete engel olunması, bu mümkün olmazsa gıybet edilen yerin terkedilmesi, bu da mümkün değilse gıybete karşı bir hoşnutsuzluk duygusu içinde bulunulması gerekir.
6
5) Gıybetin sebepleri kin ve öfke, başkasını kötüleyerek kendi itibarını yükseltme düşüncesi, kıskançlık vb. hususlardır. Tedavisi de bunlardan kurtulmaktır. 6) Haksızlık yapanı ilgili mercilere şikâyet etmek, fetvâ sormak, insanları kötülüklerden korumak, kötülüğe engel olmak için destek aramak, lakabıyla şöhret bulmuş birini lakapla tanıtmak, zulüm ve ahlâksızlığı hayat tarzı haline getirenleri kınamak amacıyla aleyhinde konuşmak gıybet sayılmaz. 7) Gıybetten dolayı tevbe etmek farzdır.
7
GIYBETİN ZARARALARI 1) Gıybet sevgi ve muhabbeti öldürür. 2) İnsanların kusurları ile meşgul olan kişi kendi kusurlarını göremez 3) Gıybet kişiyi kibre ve bencilliğe teşvik eder 4) Kişi gıybetin zararlarını hesaba katmaz ve iyiliklerini zayi eder. 5) Gıybet insanlıktan eksiltir ve bu kişi dedikoducu olarak anılır. 6) Gıybet sebebiyle kinin iyilikleri zarar görür ve gıybet ettiği kişinin günahlarını yüklenerek ayrılır. 7) Gıybet eden kişi insanların kendisini övmesini ister. 8) Bunun için kendine farklı yollar seçer. İçinde duyduğu rahatsızlığı ise ben bunları zaten onun yüzüne de söylerim diyerek hafifletmeye çalışır..
8
GIYBETİN AHİRET CEZASI
«(Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. "Bunlar kim" dedim. Cebrail AS, "Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeleyen kimselerdir" dedi.) (Ebu Davud)
9
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ اُولٰئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُلًا «Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.» (İsra suresi 36)
10
إذا أَصْبح ابْنُ آدم ، فَإنَّ الأعْضَاءَ كُلَّهَا تُكَفِّرُ اللِّسانَ ، تَقُولُ : اتِّقِ اللَّه فينَا ، فَإنَّما نحنُ بِكًَ: فَإنِ اسْتَقَمْتَ اسَتقَمْنا وإنِ اعْوججت اعْوَججْنَا HADİS-İ ŞERİFTE DİLİN FOKSİYONU: "İnsan sabahlayınca, bütün organları dil'e baş vurur ve (âdeta ona) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah'dan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.» (Riyazussalihin 1524)
11
إنَّ الْعَبْدَ لَيَتَكَلَّمُ بِالكَلِمةِ مِنْ رِضْوَانِ اللَّهِ تَعَالى مَا يُلقِي لهَا بَالاً يَرْفَعُهُ اللَّه بهَا دَرَجاتٍ ، وَإنَّ الْعبْدَ لَيَتَكلَّمُ بالْكَلِمَةِ مِنْ سَخَطِ اللَّهِ تَعالى لا يُلْقي لهَا بالاً يهِوي بهَا في جَهَنَّم HADİS-İ ŞERİFTE; DİLDEN ÇIKAN SÖZLER VE SONUÇLARI ŞÖYLE ANLATILMAKTADIR: «Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.» (Riyazussalihin 1518)
12
CENNETİN ÖZLEMLE BEKLEDİĞİ DÖRT SINIF İNSAN KİMDİR?
Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor: “Cennet şu dört sınıf kimseye özlemle kucak açmış beklemektedir: 1) Kur’an-ı Kerim’i okuyan 2) Ramazanda oruç tutan 3) Açları doyuran 4) Dilini tutan (Yalan, gıybet, iftira ve çirkin sözlerden muhafaza eden)
13
DİLİ KORUYAN CENNETE GİDER
مَنْ يَضْمَنْ لي ما بيْنَ لَحْيَيْهِ وَمَا بيْنَ رِجْلَيْهِ أضْمنْ لهُ الجَنَّة «Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki budu arasındaki (üreme) organını koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.» (Riyazussalihin 1516)
14
ORUÇLUNUN DİKKAT ETMESİ GEREKEN YANLIŞLAR
“Gıybet ederek insanların etini yemeyi sürdürenler gerçek anlamda oruç tutmuş olamazlar. “(el-Musannaf, 2/272) “Kim ki yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmaz ise Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez.” (Ebu Davud, II, 307, Had. No. 2362) “Nice oruç tutanlar vardır ki tuttukları oruç karşılığı elde ettikleri şey, aç kalmış olmaktan ibarettir.” (Keşfü’l-Hafa, I, 425)
15
وَاِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ اَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَنَا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ لَا نَبْتَغِى الْجَاهِلٖينَ «Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selâm olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz" derler.» (Kasas suresi 55)
16
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَاليَوْمِ الآخِرِ فَليقُلْ خَيْراً ، أوْ ليَصْمُتْ
«Allah'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.»(Buhari edep 31)
17
مَنْ سَلِمَ المُسْلِمُونَ مِن لِسَانِهِ وَيَدِهِ
(MÜSLÜMAN KİMDİR?) «Müslüman; dilinden ve elinden diğer müslümanların emniyette olduğu kimse" diye cevap vermiştir.» (Buhari İman 4)
18
ÖZETLE MÜSLÜMAN EFENDİSİ SAV’İN YOLUNDAN GİDER GIYBET VE YALAN İŞLERDEN UZAK DURUR. MÜSLÜMAN KONUŞTUĞU ZAMAN YA HAYIR SÖYLER YA DA SUSAR. ATALARIMIZ SÖZ GÜMÜŞSE SÜKUT ALTINDIR CÜMLESİYLE SUSMAK KONUŞMAKTAN DAHA ÜSTÜNDÜR. ÇOK LAF YALANSIZ ÇOK MALDA HARAMSIZ OLMAZ. KURTULUŞA ERECEK KİMSELER ELİNİ,DİLİNİ VE BELİNİ MUHAFAZA EDENLERDİR. ORUÇ TUTAN DİLİNİ TUTMALIDIR Kİ REYYAN KAPISINDAN GİRİŞİ CENNETE HAK ETSİN CENNET ÖZLEMLE GIYBET ETMEYEN VE YALAN SÖYLEMEYENLERİ BEKLEMEKTEDİR…!
19
GIYBETTEN, YALANDAN VE YALAN İŞLER YAPMAKTAN BİZLERİ KURTAR ALLAHIM
DUAMIZ GIYBETTEN, YALANDAN VE YALAN İŞLER YAPMAKTAN BİZLERİ KURTAR ALLAHIM YANLIŞ İŞ VE FİİLELRDEN, GAFLET VE DALALETTEN BİZLERİ KURTAR ALLAHIM GIYBET ETMEK ÖLÜ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEKTİR BUYURUYORSUN YA RABBİ; BİZLERİ ZAAFLARIMIZDAN VE ZAAF İŞLERLE UĞRAŞMAKTAN KURTAR ALLAHIM BİZLERİ NEFSİMİZLE, ŞEYTANLA VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARLA BAŞBAŞA BIRAKMA ALLAHIM AMİN (Not: Bu sunum vaaz Diyanet KM, DKS faydalanarak hazırlanmıştır.)
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.