Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanTankut Sensoy Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
Bakara Sûresi: Kur’ân Buluşmaları: 7 ÜMİT ŞİMŞEK
2
Bakara: 188 وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُوا بِهَٓا اِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُوا فَر۪يقاً مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ Birbirinizin malını (mallarınızı) haksız yere yemeyin. Halkın bir kısım malını bilerek günah yollardan yemek için hâkimlere başvurmayın (idarecilere aktarmayın).
3
Bakara: 188 | İslâm toplumu
“Malınızı” yemeyin (birbirinizin malı anlamında) Mü’minler topluluğunun bir vücut oluşuna işaret Birbirinin malını yemenin kötülüğüne vurgu Mü’minler birbirini sevmekte, birbirine merhamet etmekte ve birbirini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun bir uzvu hasta olduğunda, vücudun diğer uzuvlarının da uykusu kaçar, ateşi çıkar. Buharî, Edeb: 27; Müslim, Birr: 66
4
Bakara: 188 | İslâm toplumu
. . . Birbirinizi (kendinizi, nefislerinizi) ayıplamayın. . . Hucurat, 49:11 Ey iman edenler! Birbirinizin malını (mallarınızı) haksız şekilde yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yaptığınız ticaret müstesnadır. Birbirinizi (kendinizi, nefislerinizi) öldürmeyin. Muhakkak ki Allah size karşı pek merhametlidir. Nisâ, 4:29
5
Bakara: 188 | İslâm toplumu
. . . Erkek olsun, kadın olsun, sizden iyi bir iş yapanın emeğini Ben asla boşa çıkarmam. Siz zaten birbirinizdensiniz. . . Âl-i İmrân, 3:195 Allah size kendi nefislerinizden eşler, eşlerinizden oğullar ve torunlar yarattı ve sizi tertemiz nimetlerle rızıklandırdı. Böyleyken bâtıla iman edip Allah’ın nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar? Nahl, 16:72
6
Bakara: 188 | İslâm toplumu
Yine hatırlayın ki, sizden, “Kanınızı dökmeyeceksiniz; birbirinizi (kendinizi, nefislerinizi) yurdunuzdan çıkarmayacaksınız” diye söz almıştık; siz de şahitsiniz ki, bu ahdi kabul etmiştiniz. Şimdi siz yine birbirini (kendinizi, nefislerinizi) öldüren ve içinizden bir kısmını yurtlarından çıkaran kimselersiniz. . . Bakara, 2:84-85 Size kendinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir. Tevbe, 9:128
7
Bakara: 188 | bâtıl bâtıl (butlan) / zıddı: hak
var olmayan, gerçek olmayan, hak olmayan, yok olup giden, dinin yasakladığı şeyler, faydasız şeyler hak için bk. Bakara, 2:176 (71. bölüm) Bundan önceki âyetlerin konuları: 168, 172: helâl ve temiz yiyecekler 173: haram yiyecekler 174: hakkı gizleyerek ateş yiyenler : helâl yiyeceklerin haram kılındığı vakitler 188: birbirinin malını yeme yasağı
8
Bakara: 188 | bâtıl Bir de kendilerine yasaklandığı halde faiz almaları ve halkın malını haksız (bâtıl) yere yemeleri yüzünden [daha önce kendilerine helâl olan bazı şeyleri] haram kıldık. Onların kâfir olanlarına da acı bir azap hazırladık. Nisâ, 4:161 Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, halkın malını haksız (bâtıl) yere yiyor ve onları Allah’ın yolundan alıkoyuyor. Altını ve gümüşü istifleyip de Allah yolunda harcamayanları sen acı bir azapla müjdele. Tevbe, 9:34
9
Bakara: 188 | bâtıl Allah iki topluluktan birini size vaad ettiğinde, siz güçsüz olan topluluk elinize geçsin istiyordunuz. Allah ise buyrukları ve müjdeleriyle hakkı ortaya çıkarmayı ve kâfirlerin kökünü kesmeyi murad etmişti. Tâ ki, mücrimlerin rağmına hakkı hakim kılsın, bâtılı da iptal etsin. Enfâl, 8:7-8 Biz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Fakat inkâr edenler bâtıla sarılarak hakkı onunla gidermek için mücadele ederler; Benim âyetlerimi ve korkutuldukları azabı alaya alırlar. Kehf, 18:56
10
Bakara: 188 | bâtıl İnkâr edenler bâtıla tâbi olmuşlar, iman edenler de Rablerinden gelen hakka tâbi olmuşlardır. İşte Allah insanlara kendi durumlarını böyle anlatıyor. Muhammed, 47:3 Hakkı bâtıl ile karıştırmayın; bile bile hakkı gizlemeyin. Bakara, 2:42 Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyor ve bildiğiniz halde hakikati gizliyorsunuz? Âl-i İmrân, 3:71
11
Bakara: 188 | bâtıl “Halkın bir kısım malını bilerek günah yollardan yemek için hâkimlere başvurmayın (idarecilere aktarmayın)” Rüşveti yasaklayan âyet kelime olarak geçmemekle beraber, rüşvet tarif ediliyor daha önce geçen “bâtıl” kelimesi ile burada geçen “ism” (günah) kelimesi, yasağın sadece rüşvetle sınırlı olmadığını gösteriyor: gasp, zulüm, kumar, yalancı şahitlik, hile... “bilerek” malın başkasına ait olduğunu bilerek yaptığınız işin günah olduğunu bilerek
12
Bakara: 188 | bâtıl Onlar yalan dinleyici, haram (suht) yiyicidirler. Sana gelecek olurlarsa, ister aralarında hükmünü ver, istersen onlardan yüz çevir. Yüz çevirdiğin takdirde sana hiçbir zarar veremezler. Ama hüküm verecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah âdil olanları sever. Mâide, 5:42 suht: rüşveti de içine alan haram kazanç yolları
13
Bakara: 188 | bâtıl Ben de ancak bir beşerim. Bazan bana sizden iki hasım gelir ve onlardan biri haksız olduğu halde düzgün konuşuyor olabilir. Ben de sözünü doğru sanıp onun lehinde hüküm verebilirim. Fakat kimin lehinde bir Müslümanın hakkını alarak hüküm vermişsem şunu bilsin ki, o Müslümanın hakkı ateştir. Artık onu ister alsın, ister bıraksın. Buharî, Mezâlim: 16; Müslim, Akdıye: 4, 5
14
Bakara: 188 | bâtıl Ebû Hüreyre (r.a.):
Resulullah (s.a.v.), bir dâvâ için rüşvet verene de, alana da lânet etmiştir. Tirmizî, Ahkâm: 9 Allah’ın lâneti, rüşvet verenin de, alanın da üzerindedir. İbni Mâce, Ahkâm: 2
15
Bakara: 188 | bâtıl Zekât toplamakla görevlendirilen kimse, topladıklarını Resulullah’ın (s.a.v.) huzuruna getirip de “Şunlar sizin payınız, bunlar da bana hediye olarak verilenler” diye kucağındakileri gösterdiği zaman, Resulullah kalkarak minbere çıktı ve Allah’a hamd ü sena ettikten sonra topluluğa hitaben şunları söyledi: Zekât toplamak için gönderdiğim görevliye ne oluyor ki, “Şu sizin, bu da bana hediye verilenler” diyor. Eğer o babasının yahut anasının evinde otursaydı kendisine bu hediyeler verilir miydi, verilmez miydi? Nefsim elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki, sizden kim zekât malından haksız birşey alacak olsa, kıyamet gününde o şeyi boynuna yüklenmiş olarak -- eğer o çaldığı şey deve ise bağırarak, sığır ise böğürerek, koyun ise meleyerek – gelir. Buharî, Hibe: 17; Müslim, İmâre: 26
16
Bakara: 188 | bâtıl Kim bir kardeşi için aracılık yapar, kardeşi bunun için ona bir hediye sunar ve o da bunu kabul ederse, faiz kapılarından büyük bir kapıyı aralamış olur. Ebû Dâvud, Büyû’: 82; Müsned, 5:261 Kim haksız olarak bir karış yer alacak olsa, o arazinin yedi katı o kişinin boynuna dolanır. Buharî, Mezâlim: 13; Müslim, Müsakat:
17
Bakara: 188 | bâtıl Müslümanın herşeyi, kanı, namusu ve malı Müslümana haramdır. Müslim, Birr: 28-34 Bugününüz, bu ayınız ve bu beldeniz haram kılındığı gibi, kanınız, malınız ve ırzınız da birbirinize haramdır. Tebliğ ettim mi? Buharî, İlim: 9, 37; Müslim, Hac: 147
18
Bakara: 189 يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَهِلَّةِۜ قُلْ هِيَ مَوَاق۪يتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّۜ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ اَبْوَابِهَاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: O, insanlar ve hac için zaman ölçüleridir. Birr’e ermek, evlere arkadan girmekle olmaz. Asıl birr, takvâ sahibi olanın birr’e erişidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
19
Bakara: 189 | hilâl / ay “insanlar ve hac için zaman ölçüleri”
eşyanın yaratılışındaki hikmete ve insan ile ilgili menfaate dikkat çekiliyor insanlar kendilerini ilgilendiren bilgiye yönlendiriliyor Biz göğü, yeri ve arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu kâfirlerin zannıdır. Cehennem ateşinden, o kâfirlerin başlarına gelecek var! Sâd, 38:27
20
Bakara: 189 | hilâl / ay Güneşi bir ışık, Ayı bir nur yapan ve yılların sayısını ve hesabınızı bilesiniz diye Aya menziller takdir eden Odur. Allah bütün bunları ancak hak ve hikmetle yarattı. Bilen bir topluluk için, âyetlerini O böyle açıklıyor. Yunus, 10:5 Güneş ve Ay bir hesapladır. Rahmân, 55:5 Ay için de menziller belirledik ki, git gide kurumuş hurma dalına döner. Yâsin, 36:39
21
Bakara: 189 | hilâl / ay Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah’ın yazdığı şekilde, on ikidir Tevbe, 9:36 Oruç günleri sayılıdır Ramazan ayı ki, insanları doğru yola ileten, apaçık hidayet delillerini içeren ve doğru ile yanlışı ayırt eden Kur’ân onda indirildi. Bu aya erişenleriniz orucunu tutsun Bakara, Hac, bilinen aylardadır. Bakara, 2:197
22
Bakara: 189 | birr “Birr’e ermek, evlere arkadan girmekle olmaz” Birr
her türlü hayra şamil / geniş hayır / ihsanın en ileri derecesi Bakara, 2:44 (20. bölüm), 2:177 (72. bölüm)
23
Bakara: 189 | birr Birre ermek demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek demek değildir. Birr, o kimsenin hayra erişidir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onlar takvâ sahiplerinin tâ kendisidir. Bakara, 2:177 (72. bölüm)
24
Bakara: 189 | soru âdâbı “evlere arkadan girmek”
Cahiliye döneminin âdeti: Haccetmek için ihrama girenler, hacdan sonra evlerine kapıdan değil, evlerinin arkasından açtıkları bir pencereden girer ve bunu ibadet sayarlardı. Bazı Müslümanlar da bu âdeti devam ettiriyordu. Ensardan biri bu âdete uymayınca onun günaha girdiğini iddia edenler oldu. Âyetin bu hadise üzerine indiği rivayet ediliyor. Buharî, Tefsir 2:29
25
Bakara: 189 | soru âdâbı Bir peygambere hilâllerin durumunu sormak, eve arkadan girmek gibi ters ve uygunsuz bir davranış Bir örneği: Firavun’un soruları ve Musa aleyhisselâmın cevabı: Firavun “Siz ikinizin Rabbi de kim?” dedi. Musa “Rabbimiz, herşeyi yerli yerince yaratan, sonra da yol gösterendir” dedi. Firavun “Peki, öncekilerin hali ne olacak?” dedi. Musa dedi ki: “Ona dair bilgi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim ne şaşırır, ne unutur.” Odur ki yeri size bir beşik yapmış, onda size yollar açmış, gökten size bir su indirmiştir. O su ile Biz türlü türlü bitkilerden çiftler çıkarırız. Tâhâ, 20:49-53
26
Bakara: 189 | soru âdâbı Peygamberimiz hac âyetini tebliğ ederken, bir adam ısrarla “Her sene mi?” diye sormuş, Peygamberimiz ise buna cevap vermemişti. Adam yine ısrar edince Peygamberimiz “Evet dersem farz olur; bu defa güç yetiremezdiniz; terk edince de sapardınız. Ben birşey söylemediğim sürece siz de susun; sizden öncekileri çok sormaları ve peygamberlerine karşı olan ihtilâfları helâk etti” buyurmuştu. Konuyla ilgili bir başka vak’ada da, insanlar Peygamberimizi gereksiz sorularla bunaltmışlardı ki, bunlar arasında, “Benim babam kim?” gibi sorular da vardı. Buhârî, Tefsir 5:12; Müslim, Fedâil: ; Tirmizî, Tefsir 5:15-16 Peygambere sorulan uygunsuz sorular ile ilgili olarak bkz. Bakara, 2:68 (31. bölüm)
27
Bakara: 189 | soru âdâbı “Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki (takvâ) kurtuluşa eresiniz” Siz Allah’ın emrettiğini yapıp yasakladığından kaçının; kurtuluş işte bundadır Takvâ Bakara, 2:2 (4. bölüm)
28
İnternet adresleri utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.