Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TÜRKİYE ‘ DE TARIMSAL YAPININ İNCELENMESİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TÜRKİYE ‘ DE TARIMSAL YAPININ İNCELENMESİ"— Sunum transkripti:

1 TÜRKİYE ‘ DE TARIMSAL YAPININ İNCELENMESİ
ZÜHAL TEKGÜL

2 TÜRKİYE’DE TARIM ALANLARININ DURUMU
Türkiye'de toplam arazinin %26.4 'ü ekili-dikili arazi, %5.5 'i nadas alanı, %18.6 'sı çayır-mera arazisi, %29 'u koruluk ve orman alanı, %17.2 'si tarıma uygun olmayan arazi, %3.3 'ü ise tarım yapılabildiği halde kullanılmayan arazidir.

3 Bölge Yüzölçümüne Göre Ekili Dikili Alanların Oranları
  Marmara Bölgesi: %30  İç Anadolu Bölgesi: %27  Ege Bölgesi: %24  G.Doğu Anadolu Bölgesi: %20  Akdeniz Bölgesi: %18  Karadeniz Bölgesi: %16  7. Doğu Anadolu Bölgesi: %10 

4 TÜRKİYE’DE TARIM İŞLEME METODLARI
1.İntansif (Modern-Yoğun) Tarım Metodu: Nüfusa göre ekili dikili alanların sınırlı olduğu ülkelerde uygulanır. Birim alandan alınan verim çok yüksektir. Akdeniz ve Ege Bölgelerinde uygulanan seracılık faaliyetleri intansif tarım metoduna örnektir. 2. Ekstansif (ilkel-Kaba-Yaygın ) Tarım Metodu: Nüfusa göre tarım alanlarının fazla olduğu ülkelerde uygulanan tarım metodudur. Birim alandan alınan verim düşüktür. Üretim miktarında iklimin etkisi vardır. Yurdumuzda uygulanan tarım metodu genelde bu şekildedir. 3. Nadas Tarım Metodu: Verimi en düşük tarım metodudur. Tamamen iklime bağlılık gösterir. Yağışın az, sulamanın yetersiz olduğu alanlarda uygulanır. Türkiye'de nadas tarımının en fazla uygulandığı bölge İç Anadolu Bölgesidir. Nadas olayı en az Karadeniz bölgesinde uygulanır. Nadas, toprağın su ve mineral kazanmasını sağlamak amacıyla boş bırakılmasıdır.

5 TÜRKİYE’DE TARIM ALANLARININ BAŞLICA SORUNLARI:
1.Doğal olaylar sonucu ortaya çıkan sorunlar 2.İnsan eliyle ortaya çıkan sorunlar

6 DOĞAL OLAYLAR SONUCU ORTAYA ÇIKAN TOPRAK PROBLEMLERİ:
1.EROZYON 2.KURAKLIK

7 EROZYON: Erozyon, bilindiği gibi Türkiye için büyük bir öneme sahiptir. Ülkemizde erozyondan etkilenen alan 57,148,891 hektardır.Bu alanın %27,4'ünde orta derecede, %49,6'sında şiddetli ve % 23'ünde çok şiddetli erozyon görülmektedir. Rüzgar erozyonu 0,5 milyon hektara yakındır ve Türkiye'nin sadece %14'lük kısmında erozyon etkili değildir. Verimli topraklar barajlara akıyor:ADIYAMAN ATATÜRK BARAJI Adıyaman’ın verimli tarım arazileri yağışlarla birlikte Atatürk Baraj Göleti’ne akıyor. Türkiye yılda bir Kıbrıs adası büyüklüğünde verimli tarım arazisini erozyon ile kaybederken, Adıyaman ise yılda 5-10 bin ton verimli tarım arazisini Atatürk Baraj göletine veriyor

8 KURAKLIK: Bilinçsiz bir şekilde açılan kuyular ve Ülkemizde de etkisini gösteren Küresel Isınma maalesef Tuz Gölünü kurutuyor. Böyle devam ederse Tuz Gölü 2015 yılında tamamen kuruyacak. 

9 İNSAN ELİYLE ORTAYA ÇIKAN TOPRAK PROBLEMLERİ:
Aşırı gübreleme Sanayi atıkları Aşırı sulama Anız yangınları Orman yangınları Toplulaştırmanın yaygınlaşmaması

10 AŞIRI GÜBRELEME Türkiye'de tarımın en temel problemlerinden biri, gübre ve ilaca harcanan paradır. Ürün maliyetinin %35'ini bu iki kalem oluşturuyor. Ziraat Odaları Birliği'ne göre, sadece toprak tahlili yapmadan gübre kullanmanın tarıma verdiği zarar 8 milyar dolar… Türkiye'de tarımsal ürün verimliliğini arttırmak amacıyla kimyasal gübre kullanımı giderek artıyor. Bu konuda analize dayanmadan yapılan gübrelemelerde düşük verim alınıyor. Topraklardaki tuzlanma ve çoraklaşmanın başlıca sebebi olarak aşırı ve bilinçsiz gübreleme ile sulama suyunun yanlış kullanımı var.

11 SANAYİ ATIKLARI Toprağa bırakılan zararlı ve atık maddelerle toprağın özelliklerinin bozulmasına toprak kirliliği denir. Toprak kirliliği , bilindiği gibi temizlenmesi en zor, bazense hiç mümkün olmayan tehlikeli bir ortam yaratır. Yerleşim alanlarından çıkan atıklar, egzoz gazları, endüstri atıkları, tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler toprak kirliliğine sebep olan en önemli etkenlerdir.  Yerleşim alanlarından çıkan çöplerin boşaltıldığı alanlar ile kanalizasyon şebekelerinin arıtılmaksızın doğrudan toprağa verildiği alanlarda toprak kirliliği meydana gelmektedir Trakya'da, Türkiye'nin en verimli toprakları çarpık sanayileşme sebebiyle yok oluyor. Fabrikaların boşalttığı kimyasal atıklar nedeniyle Ergene Nehri ile Çorlu Deresi'nin suyu kullanılamaz hale geldi. Bölgeyi bekleyen yeni tehlike İstanbul'dan gelecek 2 milyonluk göç... Birinci derecede tarım arazilerine sahip bölgeye her yıl yeni fabrikalar yapılıyor.

12 Aşırı sulama Harran'da Bilinçsiz Sulama Erozyonu Tetikliyor
Şanlıurfa'nın Harran ve Akçakale ovalarında bilinçsiz sulama erozyonu tetikliyor. Şu anda bölgede erozyonu tetikleyen en önemli sorun drenaj çalışmalarına ve tahliye kanallarına gereken önemin verilmemesidir. Sularımız topraklarımızı terk ederek Suriye'ye doğru akıyor. Ülkemizi terk eden sulama suyu saniyede 15 metreküptür. Erozyon nedeniyle günde bin 140 ton bitki besin elementi bakımından zengin üst toprak ,ülkemizi terk etmektedir. Bu oran her geçen gün artmaktadır.

13 Anız yangınları Buğday ve arpa gibi tahıllar hasat edildikten sonra tarlada geriye kalan köklü sap veya sürülmemiş tarlaya anız denilmektedir. Maalesef çoğu kez anızlar, resmi makamlarca yakılması yasaklanmasına rağmen, konunun önemini yeterince bilmeyen bazı kişiler tarafından ikinci ürün ekmek, üst üste tahıl ekilişinde daha kolay sürüm yapmak gibi bahanelerle gizlice yakılmakta, yaktırılmakta ve daha sonra çoban yaktı veya sigara izmaritinden çıktı denilmektedir. Anız yakılması sonucu oluşan yüksek sıcaklık toprağın üzerindeki sap, anız gibi artıkları yakarken toprağın üst tabakasındaki organik maddeyi de yakmakta, bazı mikroelementleri bitkilerin faydalanamayacağı forma dönüştürmekte ve bu gibi tarlalarda yetişen ürünlerde makro ve mikro besin maddesi noksanlıkları görülmektedir.Ayrıca toprakta bitkilere yarayışlı besin maddelerinin azalması, verimin düşmesine neden olmaktadır.

14 Türkiye'nin en verimli ovalarından Konya Ovası'nda anız yangınları, failinin bulunmasındaki güçlük nedeniyle engellenemiyor.

15 TOPLULAŞMANIN YAYGINLAŞMAMASI
Ülkemizdeki en önemli tarım sorunlarından biride arazi bölünmeleri ile bölük börçük olmuş tarım arazilerimizin durumudur. Arazilerin dağınıklığı gerek ülke ekonomisinden gerekse çifçinin kazancından çok büyük miktarlarda kayba neden olmakta, çifçimizin birbirinden uzak tarlalarına ayrı ayrı yaptığı yatırımlar sonucu bu giderler hem ülkeden hemde çifçiden zarar olarak çıkmaktadır.

16 TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜNÜN ZAYIF YÖNLERİ
-          Bütüncül bir yaklaşımla milli bir tarım politikasının geliştirilememesi, uygulanan tarım politikalarının yanlışlığı, -          Tarımla ilgili tam yetkili bir kurumun bulunmaması, var olan pek çok kurum arasındaki koordinasyonun sağlanamaması, -          Çiftçilerin eğitim düzeyinin düşüklüğü, -          Çiftçi örgütlerinin zayıflığı, -          Tarımsal araştırma ve teknoloji oluşturmada yetersizlik, mevcut olan araştırma bulgularının ve tekniklerinin üreticiye ulaştırılmasındaki problemler, -          Tarımsal kuruluşların yeniliklerle ilgili olarak çiftçilere verdiği eğitimlerin yeterli olmayışı, -          Tarımsal işletmelerin büyük çoğunluğunun küçük ölçekli ve arazilerinin parçalı olması, bu nedenle de üretimin pazara yönelik yapılamaması,

17 -          Tarımsal işletmelerde, işletme ve yatırım sermayesinin yeterli olmaması,
-          Tarımın finansmanında rol oynayan kurumsal yapıların yetersizliği, -          Tarım sigortasının geliştirilememesi, -          Sektörde güvenilir ve güncel veri tabanının geliştirilememesi, -          Tarımsal üretimin büyük oranda tabiat şartlarına bağlı yapılması ve riskli oluşu, -          Tarımsal üretimde kullanılan girdilerin pahalılığı, girdilerin bilinçli kullanılamaması, -          Tarımsal üretimde verimliliğin düşük olması, -          Doğal kaynakların bilinçli kullanılamaması, -          Tarım-sanayi entegrasyonunun yetersizliği, -          Ulusal ve uluslararası pazarlarda marka oluşturan güçlü yerli firmaların azlığı, -          Türkiye gıda pazarının yabancı ve çok uluslu şirketlerin eline geçme olasılığının yüksekliği, -          Hayvan hastalıklarına yönelik mücadelede eksiklik,

18 TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜNÜN GÜÇLÜ YÖNLERİ
- Ülkenin doğal kaynaklarının zenginliği, iklim ve toprak yapısının birkaç tropikal bitki hariç, her türlü bitkisel üretimin ve hayvan yetiştiriciliğinin ekonomik olarak yapılmasına uygun olması, dolayısıyla kendi nüfusunu besleyebilecek yeterli gıdayı üretebilmesinin yanında, dış pazarlara yönelik üretimde de bulunma potansiyeline sahip olması, - Gelişmiş ülkelere kıyasla, tarım topraklarının kirletilmemiş olması, Yer altı ve yer üstü su varlığı, - Birçok bitki türünün gen merkezi olan Anadolu’nun dünyanın en zengin biyoçeşitliliğine sahip bulunması, - Ülkenin konumu itibariyle tarımsal ürün ithal eden ülkelere (Ortadoğu, Kuzey Afrika, AB ve Kafkaslara) yakınlığı ve gıda ihraç etme potansiyelinin yüksekliği, - Tarım sektöründe çalışan nüfus potansiyeli,

19 TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜNÜN GÜÇLÜ YÖNLERİ
-          Yetişmiş teknik eleman sayısı, -          Sektörde kurumsal yapıların tesis edilmiş olması, tarımla ilgili sivil toplum örgütlerinin varlığı, -          Tarım sanayinin gelişme potansiyelinin yüksekliği, -          Tarımın, özel sektör yatırımlarına elverişli olması ve özel sektörün girişimcilik yeteneğinin yüksekliği, -          Binlerce yıl tarım yapılan Anadolu’da yerel bilgilerin zenginliği, -          GAP, DOKAP ve DAKAP gibi top yekun kalkınmaya odaklı bölgesel projelerin olması ve bu projelerin su kaynaklarının etkin kullanılmasına ve sulama alanlarının geliştirilmesine yönelik olması, -          Türkiye’nin denizlerle çevrili oluşu ve akarsu ve göllerin su ürünleri üretimine uygun olması, -          AB’ye üyelik sürecinde tarımla ilgili hukuki mevzuatların iyileştirilmesi imkânı, -         Tüketicilerin sağlıklı beslenme ve gıda güvenilirliği konularında bilinçlenmesi,

20 TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜNDE DEĞERLENDİRİLECEK FIRSATLAR
-          Ülkemizde ve dünyada sağlıklı gıdaya olan talebin artması (organik tarım ürünlerine ve iyi tarım uygulamaları ile elde edilen sağlıklı gıdaya olan talebin artması), -          Uluslar arası pazarlarda mukayeseli üstünlüğümüz olan birçok tarımsal ürünün üretilmesi (fındık, üzüm, incir, kiraz v.b.), -          Gıda ürünlerine ola iç ve dış talebin artması, -          Tarım ve kırsal turizme olan ilgi, -          Sulanabilir arazi potansiyelini yüksekliği ve bu arazilerde modern sulama tekniklerinin uygulanabilme imkânı, -          Özel sektörün tarıma yatırım yapma potansiyelinin yüksekliği, -          AB’ye üyelik sürecinin getirdiği avantajlar, -          Açık deniz balıkçılığının ve su ürünleri potansiyelinin yüksekliği, -          Tarımsal ürünleri çeşitlendirebilme potansiyelinin yüksekliği, -          Yerel bitki ve hayvansal gen kaynaklarının kullanılması ile verimliliği ve kalitesi yüksek bitki çeşitlerinin ve hayvan ırklarının geliştirilmesi imkânı,

21 -          Tarımsal sanayinin geliştirilebilme imkânı, Türkiye’de Tarım Sektörüne Yönelik Tehditler
-          Dünya Ticaret Örgütü (DTO) IMF, ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların ve gelişmiş ülkelerin Türkiye’de uygulanacak tarımsal politikalar ile ilgili dayatmaları, -          ABD, AB, ve Japonya gibi ülkelerin tarımlarını büyük miktarlarda destekleyerek, Türkiye’nin tarımsal üretimde rekabet etme imkanını ve tarım ürünleri ihracatını kaybetme olasılığı, -          Plansız ve düzensiz bir şekilde köyden kente göç sonucunda tarım ile uğraşan kesimin yaş ortalamasının yüksekliği ve gençlerin çiftçiliğe eğiliminin azalması, -          Uluslararası tarım ürünleri ticaretinin sağlık teknik ve bunun gibi abartılı gerekçelerle kısıtlanması, -          Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, yeraltı sularının azalması, kirlenmesi, -          Bilinçsiz sulama ile tarım topraklarının çoraklaşması, toprak erozyonu, -          AR-GE ve yayım çalışmalarına gereken önemin verilmemesi, -          Küresel iklim değişikliği nedeniyle düzensiz, yetersiz yağış, sıcaklık artışı ve kuraklık, -          Bitki gen kaynaklarının kaybedilmesi ihtimali, -          Çok sayıda ziraat ve veteriner fakültelerinin açılması      

22 TÜRKİYE’DE TARIMSAL YAPININ GELİŞMESİ İÇİN NELER YAPILMALI?
1. Sulama: Türkiye tarımında en büyük sorun sulama sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu bölgemiz G.Doğu Anadolu Bölgesi iken , bu sorunun en az olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir. Akarsularımızın derin vadilerden akması ve rejimlerinin düzensiz olmasından dolayı sulamada yeterince faydalanamıyoruz. Bunun için mutlaka akarsular üzerindeki baraj sayısı artırılmalıdır. Sulama Sorunu Çözüldüğünde;  -Üretim artar. -Nadas olayı ortadan kalkar.  -Tarımda iklime bağlılık büyük oranda azalır.  -Üretimde süreklilik sağlanır.  -Üretim dalgalanmaları önlenir.  -Daha önce sebze tarımı yapılmayan bir yerde sebze tarımı da yapılmaya başlanır.  -Tarım ürün çeşidi artar.  -Köyden Kente göçler azalır. Yılda birden fazla ürün alınabilir.( Bu konuda en şanslı bölgemiz Akdeniz, en şanssız bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesidir) 

23 2.Gübre Kullanımı: Tarımda sulama sorunu çözüldükten sonra üretimi daha da artırmak için gübre kullanımı artırılmalıdır. Gübre Kullanımı; Ülkemizde hayvancılığın gelişmiş olması tabii gübre imkanını oluşturmaktadır. Ancak yurdumuzda tabii gübrenin yakacak olarak kullanılması bu olumlu durumu ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde üretilen suni gübre yeterli olmadığı için ithal (Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerden) etmekteyiz. Bu da maliyeti artırdığından çiftçilerimiz yeterince gübre kullanamamaktadır. Gübre ihtiyacı, tabii gübrenin yakacak olmaktan kurtarılması ve gübre fabrikalarının artırılması ile karşılanabilir.

24 3.Tohum Islahı: Sulama ve gübre sorunu çözüldükten sonra verimi daha da artırmak için kaliteli tohum kullanılmalıdır. Ülkemizde kaliteli tohum üretme konusunda devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah istasyonları çalışmalar yapmaktadır. Ancak kaliteli tohum ithali devam etmektedir.

25 4.Makine Kullanımı: Ürünün zamanında ekimi, hasadı ve yüksek verim için makine kullanımı şarttır. Ancak;makine kullanımı yurdumuzda yeterli ölçüde gelişmemiştir. Sebepleri: - Makine kullanıma elverişsiz alanların varlığı, -Makine kullanımının ekonomik olmadığı küçük alanların varlığı, -İş gücünün bazı bölgelerde daha ucuz olması, -Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması

26 5.Zirai Mücadele (İlaçlama):Tarımdaki hastalıkların, yabani otların ve haşerelerin meydana getireceği üretim düşüklüğünü önlemek için ilaçlı mücadele şarttır. Zirai mücadelede daha çok ilaç kullanılmaktadır. 6.Toprak Bakımı: Tarla yağışlardan önce sürülmeli , yabancı otlardan arındırılmalıdır. Erozyona karşı korunmalıdır. 7.Toprak Analizi: Toprak analizleri ile en iyi verim alınabilecek ürün belirlenmelidir.Ayrıca toprağın ihtiyacı olan mineraller tespit edilerek kullanılacak gübre belirlenmelidir.

27 8. Destekleme Alımı ve Pazar: Verimi etkilemez
8.Destekleme Alımı ve Pazar: Verimi etkilemez. Ancak üretim miktarını etkiler. Çiftçi ürettiği malı pazarda zarar etmeden satabilmelidir. Çiftçinin elverişsiz piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet bazı ürünlerde destekleme alımı yapmalıdır.(Destekleme alımı: Devletin çiftçinin malını belirli bir taban fiyat üzerinden alması olayıdır.) Destekleme alımı yapılan ürünler: Pamuk, tütün (2002 yılından itibaren kaldırıldı), Ş.Pancarı, buğday,çay, fındık, K.Üzüm, K.İncir, K.Kayısı, Haşhaş gibi dayanıklı ve sanayiye dayalı ürünlerdir.  Destekleme alımı yapılan ürünlerin üretiminde dalgalanmalar az olur ve fiyatı sürekli artar.  9-Çiftçi eğitimi ve Kredi Desteği

28 KAYNAKLAR


"TÜRKİYE ‘ DE TARIMSAL YAPININ İNCELENMESİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları