Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ"— Sunum transkripti:

1 STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ GÖLSEL ORTAMLAR

2

3 GÖLSEL ORTAMLAR Göl. Etrafı karalarla çevrili ve tabanında kıtasal kabuğun bulunduğu su birikintileridir. Göller değişik şekillerde gelişebilirler 1- Faylanma yada riftleşme gibi tektonik hareketlerle gelişen göller 2- Buzul oyması veya buzul barajlaması yada moren barajlaması gibi buzul hareketlerine bağlı gelişen göller 3-Toprak kayması veya diğer kütle hareketleriyle gelişen göller 4- Lav barajlaması veya krater patlaması veya çökmesi gibi volkanik aktivelerle gelişen göller 5- Rüzgar erozyonu veya rüzgarın taşıdığı malzemelerin oluşturduğu setlerin gerisindeki göller 6- Taşmaovası veya terkedilmiş kanallarda gelişen fluvial göller

4

5 Krater gölü

6

7

8 Beyşehir gölü ve Anamas dağları

9 Tuz gölü

10 Tuz gölü

11 Tuz gölü

12

13 Göller değişik alanlarda ve derinliklerde gelişebilir
Göller değişik alanlarda ve derinliklerde gelişebilir. Göllerin alanları birkaç on metre kareden on binlerce metre kareye değişir. Güncel en geniş alana sahip göl Hazar denizidir ( km2). Göllerin derinlikleri birkaç metreden dünyanın en derin gölü baykal gölündeki 1700 metre kadar değişir. Göllerin derinlikleri ile yüzey alanları arasında herhangi bir ilişki yoktur. Jeolojik kayıtlar, jeolojik devirler boyunca değişik boyutlarda göllerin varlığına işaret etmektedir. Bunlar 20 ile 9000 metre arasında değişen kalınlıklarda istifler oluşturmuşlardır.

14 Göller göl suyunda çözünmüş materyalin miktarına göre 3’e ayrılır
Tatlı su gölü : Çözünmüş madde miktarı 1gr/l ‘den az Az tuzlu göl : Çözünmüş madde miktarı 1 ile 5 gr/l arasındadır Tuzlu göl : Çözünmüş madde miktarı 5gr/l den fazladır. Göller su girişi ve çıkışına göre ikiye ayrılır. Açık göller: Su çıkışının olduğu ve nisbeten duraylı bir sahil çizgisine sahip göllerdir. Bu göllerde su girişi ve yağış, su çıkışı ve evaporasyonla dengelenmiştir. Açık göllerde genelde silisiklastik sedimentler egemendir. Kapalı göller: Önemli bir su çıkışının olmadığı ve değişken sahil çizgisi konumuna sahip göllerdir. Çoğu zaman evaporasyon ve yeraltına sızan su miktarı su girişinden fazladır ve kimyasal sedimentler yaygındır.

15 Silisiklastik sedimentler göl ortamına daha çok akarsular tarafından taşınır. Ancak bazı durumlarda rüzgar, buzul ve volkanik aktivitelerle de göl ortamlarına sediment taşınır. Çakıl boyutundaki sedimentler göl kenarında, kum boyutundaki sedimentler kıyı boyunca deltalar, sahiller ve bariyer adalarında depolanır. Ayrıca kumlar türbidit akıntılarla gölün daha derin kesimlerine taşınabilir. İnce silt ve kil boyutundaki materyal ise daha çok göllerin derin kesimlerinde biriktirilir. Klastik materyal girişinin düşük olduğu açık gölllerde kimyasal ve biyojenik sedimentler çökelir. Göllerin yaklaşık 10 metre derinliğine kadarki kesiminde değişik canlılar yaşamaktadır. En yaygın olanları ; Bivalv, ostrakod, gastrapod, diatom, charaphytes ve alglerdir. Mavi – yeşil alglerin oluşturduğu stromatolitler bazı göllerde yaygındır.

16 Göllerde etkin olan fiziksel, hidrolojik, biyolojik ve kimyasal işlevler orada birikecek sedimentleri etkiler. Dalga ve rüzgar güdümlü akıntılar sığ derinliklerde bulunan sedimentlerin dağılımı ve yeniden işlenmesi açısından önemlidir. Göl suyu çevresel şartlara bağlı olarak katmanlanma gösterebilir. Bu katmanlanma bazı göllerde mevsimsel bazı göllerde ise (özellikle ekvatora yakın bölgelerdeki göller) sürekli olur. Katmanmadan dolayı hareketsizleşen taban suyu oksijen ve besin açısından fakirleşir ve yüzeye yakın kesimlerde oluşan organikçe zengin sedimentlerin göl tabanında korunarak birikmesine sebep olur. Katmanlanma periyodunun uzun olduğu durumlarda organik materyalce zengin siyah çamurtaşları birikir. Ilıman iklim bölgelerinde, yüzey suları yaz aylarında daha sıcak ve derinlerdeki sulardan daha az yoğundur. Dolayısıyla bir katmanlanma oluşur. Ancak kış ayların soğuyan yüzey suları taban suyundan daha yoğun hale gelebilir bu da göldeki suyun altüst olmasına sebep olur ve göl tabanın yılda iki defa oksijence zenginleşmesini sağlar

17 Fiziksel, kimyasal ve biyolojik şartlarda belirgin mevsimsel değişikliklerin olduğu göllerde milimetreden daha ince ve birkaç milimetre kalınlıkta ve bu değişimleri yansıtan çökeller birikir. Bunlar varve olarak adlandırılır.

18 Glacial lake sediment deposited in a lake formed in the Peace Valley by advancing Laurentide ice.

19 Eski göl çökellerinin Tanınması :
Eski göl çökelleri direk kriter (Fosil içeriği, kimyasal ve fiziksel kriterler) yada indirekt olarak tanımlanabilir. - Tatlı su fosilleri, vertebrata izleri ve çamur çatlakları gibi sedimenter yapılar bu sedimentlerin karasal olduğuna işaret eder. - Varvların varlığı - Gölsel çökeller fluvial çökellere göre daha iyi boylanmalıdır. - Gölsel çökeller genelde ince tanelidir. Konglomera veya kumtaşı genelde az miktarlarda bulunur. -Göllerde çökelen evaporitler denizel evaporitlerden farklıdır.

20 - Göl çökellerinin çoğu iyi şekilde ve yatay olarak tabakalanır, renk ve litolojileri sıkca değişir.
- Kuvvetli dalga ve akıntı hareketlerini karakterize eden yapılar enderdir. Mercan, artikulate brakiopod, ekinoderm, sefalopod ve briyoza gibi stenohaline (tuzluluktaki değişime toleransı az olan) denizel invertebratalar ve lagünler için karakteristik olan Euryhaline (tuzluluktaki belirgin değişikliğe tolere eden canlılar) faunaya ait fosillere gölsel sedimentlerde rastlanmaz. Gölsel çökellerdeki fiziksel sedimenter yapıların çoğu denizel ortamlardakine benzer şekillerde ancak gölsel ortamlarda gel-git akıntılarının oluşturduğu yapılar gelişmez. Bazı evaporit mineralleri ancak gölsel ortamlarda gelişir. Kıtasal sulardan oluşan göl suları denizel sulara göre daha geniş bir oksijen izotop dağılımına sahiptir.

21 Tuz Gölü


"STRATİGRAFİ-SEDİMANTOLOJİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları