Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanGunel Akyildiz Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
TOPRAK ANA AĞLAMASIN TÜRKİYE’DE TOPRAK KİRLİLİĞİ İLE İLGİLİ OLARAK
TOPRAĞIN OLUŞUMU TOPRAĞIN ÖNEMİ 1- Toprağın Tarımsal Önemi : Daha ilk çağlardan beri anlaşılmış olup, arkeolojik araştırmalar toprağın ilk insanlar tarafından bitki yetiştirmek amacıyla kullanılmasının Milattan en az 8000 yıl önce başladığına işaret eder. Toprak uzun süre herhangi bir ıslah işlemi ve madde ilavesi yapılmadan kullanılmıştır. İnsanların toprağa yaptığı ilk müdahale sulama, ikincisi gübrelemedir. İlk ıslah işlemi ise teraslamadır. Günümüz koşullarında toprak bitkisel üretim için hala vazgeçilmez bir yetiştirme ortamı olarak kullanılmaktadır. 2- Toprağın Endüstriyel Önemi : Toprağın endüstriyel önemi de eski çağlardan beri fark edilmiş, günlük yaşamda kullanılan ilk ev ve mutfak gereçleri topraktan yapılmıştır. Günümüzde topraklar tuğla-kiremit, seramik, porselen ve cam sanayinin temel hammadde kaynağını oluşturmaktadır. Öte yandan tüm sanayi kuruluşlarının fiziksel varlıklarına durak yeri ve mekan olanağı sağlamaktadır. 3- Toprağın Ekonomik Önemi : Toprağın ekonomik önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bütün yeraltı servetlerinin yatağı olarak toprak her türlü sanayinin temel dayanağını, taşınmaz mal olarak da zenginlik ve servetin gerçek kaynağını oluşturmaktadır. Artan nüfusa ve gittikçe kıtlaşan miktarına bağlı olarak toprağın ekonomik değeri her geçen gün daha da artmakta, büyük rantlar sağlamaktadır. 4- Toprağın Ulusal Önemi : Ülkelerin gözünde toprakları kutsaldır. Toprak oluşumu çok uzun süreler alan bir işlemdir. Sert kayaların doğal faktörlerle etkileşimi sonucunda ufalanması ve fiziksel anlamda ayrışması ile toprak oluşur. Bu ayrışımlar sonucu kimyasal ayrışımlar başlar ve verimli toprak diye adlandırabileceğimiz topraklar oluşur. TOPRAK KİRLİLİĞİ Toprak kirliliği, toprağın, insan etkinlikleri sonucu oluşan çeşitli bileşiklere bulaştırılmasını takiben, toprakta yaşayan canlılar ile yetişen ve yetiştirilen bitkilere veya bu bitkilerle beslenen canlılara toksik etkide bulunacak ve zarar verecek düzeyde anormal fonksiyonda bulunmasını, toprağa eklenen kimyasal materyalin toprağın özümleme kapasitesinin üzerine çıkması, toprağın verim kapasitesinin düşmesi şeklinde tanımlanabilir. Toprak sistemi ilişkili olduğu su ve hava sistemlerinin içerdiği kirletici unsurlar için son depolama noktasıdır. Diğer taraftan toprak, karasal ekosistemin taşıyıcı unsurudur ve toprak kalitesindeki değişim, gerek doğal ve gerekse tarım ekosisteminin verimliliğini etkilemektedir. TOPRAK KİRLİLİĞİNİN SONUÇLARI EROZYON Toprağın bulunduğu yerden; yağışlar, sel suları, rüzgar, çığ vb. etkenlerle taşınması olayıdır. Erozyon, topraklarımızın yok olmasına sebep olan etkenlerin başında gelmektedir. TOPRAK KİRLİLİĞİNE NEDEN OLAN BAŞLICA ETMENLER TÜRKİYE’DE TOPRAK KİRLİLİĞİ İLE İLGİLİ OLARAK 1.Ev iş yeri ve hastane atıkları 2.Radyoaktif atıkla 3.Hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları 4.Gereksiz yere ve aşırı miktarda yapay gübre tarım ilacı vb. kullanılması. 5.Tarımda gereksiz yere ya da aşırı hormon kullanımı 6.Suların kirlenmesi. Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken toprak kirliliği özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur. 1.Her şeyden önce çok yaygın ve şiddetli derecedeki erozyonun devam etmesi, 2.Toprak kirliliğinin önlenmesi, kontrolü, izlenilmesi ve değerlendirilmesine yönelik yönetmeliğin henüz yayınlanamamış olması, 3.Doğal yapılarında sağlık açısından zararlı maddeleri içeren toprakların bölgelerin sınırlarının ve envanterlerinin çıkarılmamış olması, 4.Toprak kirliliğinin önemi , boyutları , çevre ve sağlık üzerine olan etkileri gibi konularda yapılmış araştırmalar ; hava ve su kirliliği gibi diğer çevre sorunları üzerine yapılmış geniş çaplı araştırmalara göre yetersiz olması 5.Kurumlar arası koordinasyon eksikliği, gibi sorunlar, 6.Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımı sonucu bu bölgelerde kurulan sanayi tesisleri ve yerleşim alanlarından çıkan kirleticilerin özellikle yakın çevredeki tarım arazileri için önemli bir kirlilik riski oluşturması.. ÇÖLLEŞME Kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere, çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak bozulmasıdır. Toprağın aşırı kullanımı, aşırı otlatma, sağlıksız sulama yöntemleri, ormanların tahribi ve özellikle son yıllarda ekolojik dengenin bozulması sonucunda meydana gelen iklim değişiklikleri, çölleşmeyi meydana getiren en önemli etkenlerdir. TÜRKİYE’DE TOPRAK KİRLİLİĞİ Ülkemizdeki çok çeşitli jeolojik yapı, iklim, bitkisel örtü ve topografik yapı nedeniyle bütün toprak gruplarına sahip ender ülkelerden biridir. Ülkemiz nüfusunun az olduğu cumhuriyetin ilk yıllarına ait dönemlerde kurala uygun olarak sınıf araziler işlenmekteydi. Özellikle 2. Dünya Savaşından sonra artan mekanizasyona bağlı olarak mera ve ormanlardan açılan araziler işlenmeye başlanmıştır yılında hektar olan tarım arazisi, bu gün hektara ulaşmıştır. Bu durum bir yandan erozyonu arttırırken diğer taraftan meraların azalmasına ve buna bağlı olarak hayvancılığı olumsuz yönde etkilemiştir. Bu gün yurdumuzun toprakları işlenebilir yada tarıma açılabilir toprak kaynağı kalmamış 19 dünya ülkesinden biridir. Ülkemiz topraklarını toprak kirliliği açısından değerlendirdiğimizde ; Her şeyden önce ülkemiz topraklarının, en büyük ve önemli sorunlarının başında erozyon gelmektedir. Her yıl milyonlarca ton verimli toprak taşınarak elden çıkmaktadır. Ekonomik gerekçeler ve insanların yüksek gelir elde etme isteği sonucu tarım arazileri amaçları dışında kullanılarak (sanayileşme, kentleşme vb.) elden çıkmıştır. Toprak kirliliğine karşı ülkemizde TEMA vakfı faaliyetlerini sürdürmektedir. EROZYON VE ÇÖLLEŞMEYİ ÖNLEMEK İÇİN ALINABİLECEK TEDBİRLER ÜLKEMİZİN KULLANILABİLİR ARAZİ VARLIĞININ ORANLARI Erozyon riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine sahip, ıslaklık ve -iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun olmayan arazilerde tarım yapılmaması, bu tip arazilerin mera olarak ayrılması veya orman örtüsü altına alınmasının sağlanması, -Yanlış toprak işlenmesi, yanlış ekim ve sulamanın önlenmesi, -Çayır ve mera alanlarının tahribinin önlenmesi ve mevcut alanların geliştirilmesi, -Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması, -Su kaynaklarının kaybolması sonucu taban suyunun düşmesiyle toprak tuzlanması oluşmakta, bu yüzden su kaynaklarının korunması gerekmektedir KAYNAKÇA p://
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.