Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
3
2
Kent Kültürü Kent: “mekan” ve “ilişkiler bütünü” (Wirth).
Şikago Okulu-1916-Robert Park= “Kent: Kentsel Çevrede İnsan Davranışlarının Araştırılmasına Yönelik Öneriler”. Şikago Okulu:“kırsal topluluklardan farklı, kendine özgü bir örgütlenme ve yaşam biçimine sahiptir”. “İlişkiler bütünü olarak kent” Şikago Okulu’ndan da önce vardır.
3
5 bin yıldır kent ve kırın işlevi
Antik Yunan ve Roma’da kentlilik (urbanity)= siyasete ilişkin bilgi, güzel konuşma ve zevklilik” X kırsal yaşam Kent ve kır farklılaşmasının kökeni, (Antik Yunan ya da İtalyan kent devletlerinde) kentin, bulunduğu bölgedeki siyasal ve sosyal koşullardan “bağımsız” olması ya da daha sonra merkezi krallıklar dönemindeki gibi “özerk” olmasına dayanır.
4
“kent beratı”=kaba doğa ve iş koşullarından ve geleneksel yapılardan “özgürleşme”.
Kent beratı: kent=“havasının insanı özgür kıldığı yerler” Kent toprağına, feodal engellerden kurtarılarak yönetsel anlamda sahip çıkılması, Yargılama yetkisinin kullanılması, Kente özgü askerlik kurumunun oluşturulması. “Kent havası insanı özgür kılar” (Alman atasözü) Ortaçağ ile Yeniçağ başı Avrupa kentleri için baskıdan kurtulma ve özgürleşme arasındaki tarihsel yakınlığı simgelemektedir.
5
Kentin kendine özgü “kültürü”nün temelleri:
İşlevsel bakımdan olduğu gibi kültürel bakımdan da bugünkü kentin temelleri Endüstri Devrimi ve nihayet Fransız Devrimi’ne dayanır. “kent kültürü”, demokrasi hareketinin esasını oluşturur. demokratik devrim ideolojisini yaratan kentsoyluların, kent kültürünün koruyucuları olması. “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkeleri, yeni kent kültürünün ve kentlilerin ülküsü.
6
yöneten ve yönetilenlerin özgürlüğü, bütün sınıf ve zümrelerin eşitliği ve bu ideolojiyi benimseyenlerin kardeşliği (dayanışması) ülküsü, Endüstri Devrimi’nden sonra biçimlenen kent kültürünün esasıdır. Bugün “kent kültürü” olgusu, “endüstrileşmenin olumsuzlukları” ile de biçimlenmiştir. Endüstrileşme, tarımsal yapıdaki çözülmeler, kentlere göç, kent nüfusunun artışı ve yoksulluk, sömürü, ağır çalışma koşulları ve sağlıksız konut alanları= kentlerinin özgürlük mekânı olmaktan uzaklaşması.
7
Kentlerde “yabancılaşma” sorunları.
İşte bugünkü kent kültürünün temelleri, Fransız Devrimi’nin özgürlükçü ilkeleri ile kentsel çevrenin olumsuz ve yabancılaştırıcı yönlerinin giderilmesine yönelik ilkelerden oluşmaktadır. Kentler= sayısız özgürlük talebinin bir arada nasıl yaşayabileceği sorusu arasındaki denge arayışı ile özgürlük ve çoğulculuğun yaşam alanları.
8
Kent kültürü olgusu ve üstelik bu olgunun kır-kent karşıtlığı üzerinden tanımlanması, Batı (Yunan-Roma geleneği) merkezli kent-uygarlık kavramlaştırmasından ibaret değildir. Kent ve kentlilik= Hem Bizans İmparatorluğu’nda hem de 7. yüzyıldan itibaren Ortadoğu’nun ve Kuzey Afrika’nın İslam kentlerinde de söz konusudur. İbn Haldun= İslam toplumunda ve uygarlığın iki düzeyi olarak “bedevi-hazari” kavramsallaştırması. Kültürel-ahlaki bakımdan kentliler, sükûneti ve rahatı arayan, yumuşak mizaçlı, savaş yerine barışı isteyen niteliklere sahiptir. Bu anlamda kent yaşamı genel olarak bir rahatlık, bolluk, zenginlik, konfor, lüks toplum yaşamıdır.
9
Doğu’nun kent kültüründe, Antik Yunan-Roma etkisi vardır.
Ancak, Endüstri Devrimi ve Fransız Devrimi -özellikle “özgürlük ve eşitlik” ilkeleri-, Doğu’nun kent kültürü üzerinde pek etkili olmamıştır. İslam inanışına içkin “dayanışma” ilkesi çerçevesinde, İslam kentlerinde, katılımcı bir anlayışla, kendine özgü bir kent kültürü gelişmiştir. “Kullanıcı konsensüsü”ne dayalı toplumsal yapılaşma, İslam kültür kuşağında her kültür grubunun kendi kentsel kararlarını almasına yönelik olanaklar tanımıştır (Vakıf kurumu vasıtasıyla). Katılımcı yapı nedeniyle devletin kentsel kararları alıcı merkezi bir örgütünün olmadığı, yalnızca denetim görevini üstlendiği, bu düzende merkezi otorite ile kullanıcılar arasında kademelenmeyi sağlayan vakıf, bireyin kendi belirlediği kamusal bir amaç için mal varlığını kamusal hizmete tahsis etmesidir. Bu durumda mahalle içi planlama kararları ağırlıklı olarak mahallenin gereksinimlerine göre bireyler tarafından alınmaktadır. Ancak bu katılımcılığın “özgürlük ve eşitlik” gibi “dünyevi” unsurlardan yoksun, büyük ölçüde “dini/edilgen” bir nitelik taşıdığı tespit edilebilir.
10
“Kent kültürü”, genel olarak “kır kültürü” dışında olan ve bu bağlamda kendine özgü kültürel kodları olan bir özellik gösterir. Kent kültürü, kenti ortaya çıkaran hem olumlu hem de olumsuz niteliklerin birikimli bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kent kimliğini etkileyen olumlu özellikler; uygarlaşma, uzmanlaşma, bilim ve sanatın gelişmesini teşvik eden toplumsal ortamlar, çoğulcu değerlerin yaygınlaşması ve hoşgörünün yerleşmesidir. Öte yandan özgürleşmenin bedeli olan yabancılaşma, artan suç oranı, çevre kirliliği, yoksulluk, toplumsal ve ahlaki sarsılma gibi kentsel sorunlar da kentli kimliğini etkileyen olumsuz sorunlardır.
11
Kent yaşamında birey, kırdakinden farklı bir zihinsel yapıya (bilinçlilik) sahiptir.
Kent kültüründe baskın biçimde kendini gösteren zekâya dayalı bilinçlilik durumunun yanı sıra toplumsal ilişkilerde maddi ve objektif ölçütler dikkati çeker. Diğer deyişle, toplumsal ilişkilerde duygusallık yerine, maddiyatçılık geçerlidir. kent kültürünün tipik özellikleri, bireyin kendisini ezen bir sosyal ve kültürel düzen içerisinde “bağımsızlığını ve bireyselliğini koruma” güdüsüne dayanır.
12
Bu özellikler, bireyin duyguları yerine “kafasıyla, düşüncesiyle hareket etmesi; insan ilişkilerinin paraya dayalı maddi bir tavra dayalı” olması; bu ilişkilerin “anonim ve gayri-şahsi” olması; “kalitatif (niteliksel) değerlerin kantitatif (ölçülebilir) değerlere (dakik olma, hesap edebilme gibi) indirgenmesi”; bireylerde “kanıksanmış bir davranış özelliği”nin baskın olması; başkalarına karşı “çekingenlik davranışı”nın ve bireye kişisel bir özgürlük sağlayan “gizli ve hafif bir nefret duygusu ve birbirini itme hali”nin olması; kentin, bireye “kişilik ve bireyselliğini kazandırma” olanağı sağlaması olarak sayılabilir
13
kent kültürü her şeyden önce kır kültüründen farklı, kent toplumunun ve kent toplumunda bireyin sosyo-psikolojik durumuna göre oluşmuş bir nitelik taşır. 19. yüzyıl sonrası kentinin toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel, bilimsel olanaklar ve bunlara bağlı sorunlar sunan bir niteliğe sahip olduğu varsayımı altında, kent kültürü tüm bunların bileşimini yansıtan karma bir durumu ifade eder.
14
Söz konusu olanaklar ve sorunlardan görece olarak yoksun olan ve kültürel niteliği üzerinde bu yoksunluğun büyük belirleyici olduğu kır kültürüne göre kent kültürü bir farklılığı ve aynı zamanda “modernlik” bağlamında bir zenginliği ifade eder. Bu çerçevede kent kültürü; “Belli yerleşim yerlerinin somut koşullarında yerleşik düzende yaşayan toplulukların ekonomik, siyasal, ideolojik vb. her düzlemdeki birlikte yaşam pratiklerinin kronolojik süreç içindeki birikim ve bileşimidir”
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.