Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Y.Y
2
Y.Y
3
Hücre Nedir? Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir. Canlıların, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Hücreler, genelde gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Hücrelerin iç yapısı, büyütme gücü yüksek mikroskoplar sayesinde ayrıntılı olarak incelenebilir. Y.Y
4
Bilinen en küçük hücre, bakteridir.
En büyük hücreye deve kuşu yumurtasının sarısı, En uzun hücreye de yaklaşık 1 m uzunluğunda olan sinir hücreleri örnek olarak verilebilir. Y.Y
5
Hücre, temel olarak üç bölümden oluşur. Bunlar; hücre zarı,
çekirdek ve sitoplazmadır. Y.Y
6
Genelde hücreler, yapı ve özelliklerine göre,
bitki ve hayvan hücresi olmak üzere iki grupta incelenir. HAYVAN HÜCRESİ BİTKİ HÜCRESİ Y.Y
7
Hücre Zarı: Bütün bitki ve hayvan hücrelerinde bulunan canlı, saydam, esnek ve seçici geçirgen bir zardır. Seçici geçirgenlik, hücre zarının bazı maddeleri hücre alıp bazılarını almamasıdır. Hücre zarının görevleri; Hücreye sekil verme, Hücreyi dış etkilerden koruma, Hücrenin madde alış-verişini sağlama. Akıcı-mozaik zar modeline göre hücre zarı, iki sıra yağ tabakasıyla bu tabakalarda yüzen farklı büyüklük ve yapıdaki proteinlerden oluşur. Y.Y
8
NOT: Hücre Duvarı Bitki hücrelerinde hücre zarının dışında selülozdan yapılı, ikinci bir tabaka bulunur, buna hücre duvarı ya da hücre çeperi denir. Hücre zarına destek olur. Bitki hücresine belirli bir şekil kazandırır. Hücre duvarı; Cansızdır, Tam geçirgendir. Dayanıklı ve sert yapılıdır. Mantarlarda ve bazı bakterilerde de hücre duvarı bulunur. Hücre duvarı hayvan hücrelerinde bulunmaz. Y.Y
9
Sitoplâzma Sitoplâzma, hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, yumurta akı kıvamında renksiz bir sıvıdır. Canlılık olaylarının tamamı sitoplâzma içinde gerçekleşir. Sitoplâzma canlıdır, bozulduğunda hücre ölür. Sitoplazmanın yapısında genellikle %60–95 oranında su bulunur. Ayrıca yağ asidi, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler, madensel tuzlar, enzimler ve hormonlar bulunur. Y.Y
10
endoplâzmik retikulum, ribozom, golgi cisimciği (aygıtı), mitokondri,
Hücredeki hayatî olaylar, sitoplâzmadaki organel adı verilen çok küçük yapılar üzerinden gerçekleştirilir. Başlıca organeller; endoplâzmik retikulum, ribozom, golgi cisimciği (aygıtı), mitokondri, lizozom, sentrozom, koful ve plâstitlerdir. Y.Y
11
Ribozom: Hücre içinde protein sentezi yapar. Zarsızdır
Ribozom: Hücre içinde protein sentezi yapar. Zarsızdır. Endoplâzmik retikulum üzerinde dizilmiş hâlde veya sitoplâzma içinde serbest olarak bulunur. Karaciğer gibi protein sentezinin çokça yapıldığı hücrelerde ribozom sayısı normalden daha fazla olur. Y.Y
12
Endoplâzmik Retikulum:
Sitoplâzma içinde madde iletimini sağlayan kanallar sistemidir. Ayrıca bazı maddeleri depo eder. Üzerinde ribozom bulunan endoplâzmik retikuluma granüllü endoplâzmik retikulum denir. Tek katlı zardan oluşur. Y.Y
13
Golgi Cisimciği (Aygıtı):
Üst üste dizilmiş yassı keseler şeklindedir. Endoplâzmik retikulumun yapısına benzer bir yapısı vardır, fakat üzerinde ribozom bulunmaz. Hücre içinde salgı üretimi ve madde paketlenmesinde görev alır. Tek katlı zardan oluşur. Tükürük, süt ve ter bezi gibi salgı maddelerinin üretildiği organlarda golgi aygıtı sayıca fazla olur. Y.Y
14
Lizozom: Hücre içi sindiriminde görevlidir. Tek katlı zarla çevrilidir. Bakteriler, mavi-yeşil algler (su yosunu) ve alyuvarlar hariç bütün hücrelerde bulunur. Y.Y
15
Koful: Hücre içinde atık madde, su ve besin depolayan kese şeklindeki yapılardır. Tek katlı zardan oluşur. Bitki hücrelerinde büyük, hayvan hücrelerinde ise küçüktür. Yaşlanmış hücrelerde kofullar büyük ve az olur. Y.Y
16
Yalnızca hayvan hücrelerinde vardır. Hücre bölünmesinde görev alır.
Sentrozom: Yalnızca hayvan hücrelerinde vardır. Hücre bölünmesinde görev alır. Y.Y
17
Mitokondri: Hücre içinde oksijenli solunum yapar. Hücreye gerekli enerjiyi sağlar. Çift katlı zarla çevrilidir. Karaciğer, kas ve sinir hücreleri, fazla miktarda enerji kullandığından çok sayıda mitokondri içerir. Y.Y
18
Plâstitler: Plâstitler yalnızca bitki hücrelerinde bulunur. Üç çeşit plâstit vardır; kloroplâst, kromoplâst ve lökoplâst. Y.Y
19
Kloroplâstlar Bitkiye yeşil renk verir. Yapısındaki klorofil sayesinde, fotosentez yaparak besin ve oksijen üretir. Yapraklarda ve otsu bitkilerin gövdelerinde bulunur. Kromoplâstlar Bitkilere sarı, turuncu ve kırmızı renkleri verir. Kök, çiçek, meyve ve tohum gibi yapılarda bulunur. Lökoplâstlar Renksiz plâstitlerdir. Bitkilerin ışık görmeyen kök, yumru ve tohum gibi kısımlarında bulunur. Patates yumrularında, tahılların tohumlarında, nişasta, yağ ve protein depolar. Y.Y
20
(Y = yuvarlak y = buruşuk) A) Yy x Yy B) Yy x yy C) YY x Yy D) YY x YY
ÖRNEK 4 : Bir çaprazlama sonucunda tohum şekline göre 200 tane buruşuk, 600 tane yuvarlak bezelye oluşuyor. Çaprazlanan bezelyelerin genotip yapılan aşağıdakilerden hangileridir? (Y = yuvarlak y = buruşuk) A) Yy x Yy B) Yy x yy C) YY x Yy D) YY x YY Y.Y
21
Hücre Çekirdeği Hücre çekirdeği, bakteri, alyuvar ve mavi yeşil algler hariç, bütün hayvan ve bitki hücrelerinde vardır. Sitoplâzma içindeki en büyük yapıdır. Hücrenin çoğalma, büyüme, onarım ve canlılık olaylarını yönetir. Çekirdek; hücrenin kalıtsal özelliklerini belirler. Yaşamsal etkinliklerinin yürütülmesini sağlar. Y.Y
22
Çekirdek, dört kısımdan meydana gelir. Bunlar: 1- Çekirdek zarı,
2- Çekirdek plazması (öz suyu), 3- Çekirdekçik, 4- Kromatin ipliklerdir. Y.Y
23
Çekirdek Zarı: Hücre zarının yapısına benzer. Üzerinde por denilen delikler bulunur. Bu delikler sayesinde çekirdekle sitoplâzma arasında madde geçişi sağlanır. Y.Y
24
Çekirdek Plazması (Çekirdek Özsuyu):
Çekirdeğin iç kısmını dolduran sıvıdır. içinde çekirdekçik ve kromatin iplikleri bulunur. Y.Y
25
Çekirdekçik: Çekirdek sıvısında bulunan yoğun ve canlı yapıdır.
Ribozom üretiminde görev alır. Y.Y
26
Kromatin İplikler: Çekirdek sıvısı içinde ağ şeklinde bulunur. DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) ve proteinlerden oluşmuş bir yapıdır. Hücre bölünmesi sırasında, kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur. Y.Y
27
Kromozomlar Kromozomlar kendi benzerlerini oluşturma özelliğine sahiptir. Kromozomların en önemli görevi genleri taşımaktır. Genler kuşaktan kuşağa aktarılan kalıtım birimleridir. Y.Y
28
Canlı organizmalarındaki önemli moleküller DNA ve RNA’ dır
Canlı organizmalarındaki önemli moleküller DNA ve RNA’ dır. Bunlar hücrede kalıtım maddeleridir. Bu moleküller protein sentezi, enerji üretimi, büyüme ve üreme gibi olayları kontrol eder. Bu yüzden bu moleküllere yönetici moleküller de denir. Yönetici moleküller hücre tarafından sentezlenen en büyük moleküllerdir. Y.Y
29
DNA ve RNA yapısal ve işlevsel olarak birbirinden farklılık gösterir.
DNA bir hücrenin yönetimi için gerekli olan bilgileri taşır. Depo edilmiş bu bilgiler hücrenin büyüme, gelişme ve üreme faaliyetlerinde kullanılır. Yani hücrenin esas beyni DNA’dır. Y.Y
30
İki tip nükleik asit vardır:
1. DNA (Deoksiriboz nükleikasit) 2. RNA (Ribo nükleikasit ) Nükleik asitlerin yapı birimi NÜKLEOTİD’lerdir. Nükleotidler baz,şeker ve fosfatın birleşmesiyle oluşur.Nükleotidler birleşerek çift zincirli yapı oluşturur. Y.Y
31
Y.Y
32
Nükleotidlerin Yapısı
Nükleik asitlerin yapı birimleri olan Nükleotidler üç farklı yapıdan oluşur ; FOSFAT BAZ ŞEKER NÜKLEOTİD = Azotlu Organik Baz + Şeker + Fosforik Asit Y.Y
33
NÜKLEOTİDLERİN ADLANDIRILMASI
U Timin nükleotid Urasil nükleotid ( Yalnız DNA ‘da ) ( Yalnız RNA ‘da ) G S Guanin nükleotid Sitozin nükleotid A Y.Y Adenin nükleotid
34
DNA Denilen Hücredeki Özel Molekül Ne İşler Yapar?
Y.Y
35
DNA,dünya üzerindeki bütün canlıların özelliklerini belirleyen olağanüstü bir kimyasal maddedir.Bir gülün yapraklarının rengini,bir köpeğin dişlerinin büyüklüğünü,bir zebranın derisinin rengini DNA belirler. DNA’lar kalıtsal karakterlerin nesilden nesile aktarılmasını sağlar. DNA’ların kendine benzeyen yeni DNA’lar yapabilme yeteneği sayesinde bir canlıdan, aynı yapı ve karakterde başka canlılar oluşabilmektedir. Y.Y
36
DNA MOLEKÜLÜNÜN YAPISI NASILDIR?
Y.Y
37
DNA molekülü ince ve uzun bir çift iplikçikten oluşmuştur.
Sarmal biçimde bükülmüş bir ip merdiven şeklindedir. İplikçikler nükleotid adı verilen daha küçük moleküllerden oluşmuştur. Nükleotidler üç kısımdan oluşur: 1.Baz 2.Şeker 3.Fosfat Y.Y
38
Nükleotidlerin yapısında beş çeşit organik baz bulunur:
Adenin,Sitozin,Urasil(Sadece RNA’da bulunur.),Guanin,Timin(Sadece DNA’da bulunur.) Organik bazlardan A ile T,G ile S(C) birbirine bağlanır. DNA’nın yapısında ,A=T ve G=S’ dir. Y.Y
39
Timin bazı sadece DNA da,Urasil bazı sadece RNA da bulunur.
BAZLARIN SEMBOLLERİ Adı Şekli A ADENİN BAZI TİMİN BAZI T GUANİN BAZI G SİTOZİN BAZI S URASİL BAZI U Timin bazı sadece DNA da,Urasil bazı sadece RNA da bulunur. Y.Y
40
Nükleik asitlerde iki çeşit şeker vardır: Deoksiriboz (Yalnız DNA’da)
Riboz(Yalnız RNA’da) Y.Y
41
ŞEKERLER Şekli Adı RİBOZ ŞEKERİ DEOKSİRİBOZ ŞEKER Y.Y
42
Not : Riboz ve Deoksiriboz arasındaki fark, deoksiribozda bir oksijenin eksik olmasıdır. Y.Y
43
3-Fosfat : Nükleotidlerin yapısında bulunan fosfat,fosforik asit(H3 PO4 ) bileşiği halinde hem DNA hem RNA’larda bulunur. Y.Y
44
Fosfat, hem DNA da hem de RNA da ortak moleküllerdir.
Şekli Fosfat, hem DNA da hem de RNA da ortak moleküllerdir. FOSFAT Y.Y
45
NÜKLEOTİDLERİN ZİNCİR OLUŞTURMASI
P P S G P P A T P P S G NÜKLEOTİDLERİN ZİNCİR OLUŞTURMASI DNA’ d a Adenin nükleotidin karşısına Timin nükleotid,Guanin nükleotidin karşısına Sitozin nükleotid gelir. Y.Y
46
DNA’LARIN ÖZELLİKLERİNDEN BİRİSİDE KENDİNİ EŞLEMESİDİR
Y.Y
47
DNA zincirleri hücre bölünmesi sırasında bir fermuarın açılması gibi birbirinden ayrılır.Ayrılan bu zincirde nükleotidlerin birer ucu açıktadır. Çekirdek sıvısı içinde serbest halde bulunan nükleotidler zincirdeki nükleotitlerle A-T ve G-C kuralına göre birleşir. Böylece DNA’lar kendini eşlemiş olur. Bu işlem sonunda hücre mitoz bölünmeye hazır hale gelir. Y.Y
48
DİĞER YÖNETİCİ MOLEKÜL RNA
Y.Y
49
RNA tek iplikçikten oluşmuştur
RNA tek iplikçikten oluşmuştur. DNA’dan farklı olarak yapısında Deoksiriboz şekeri yerine Riboz şekeri vardır. Ayrıca RNA’da timin bazı yerine Urasil bazı gelmektedir. 3 tip RNA vardır. Bunlar : Ribozomal (rRNA), Haberci (mRNA) ve Taşıyıcı (tRNA)’dır. Y.Y
50
Ribozomların yapısına katılır. Hücrede en çok bulunan RNA türüdür.
-Ribozomel RNA Ribozomların yapısına katılır. Hücrede en çok bulunan RNA türüdür. -Haberci RNA Çekirdekte sentezlenir ve DNA’dan aldığı komutları stoplazmadaki ribozomlara götürür. Ribozomlar DNA’nın istediği proteinleri sentezler. -Taşıyıcı RNA Stoplazmada bulunur. Aminoasitlerin ribozoma taşınmasına ve protein yapımına yardım eder. Y.Y
51
Proteinler stoplazmada ribozomlarda sentezlenir
Proteinler stoplazmada ribozomlarda sentezlenir. DNA çekirdek zarının gözeneklerinden çıkıp ribozomlara ulaşamayacak büyüklüktedir. Bu yüzden ribozomlara gerekli bilgi mRNA aracılığı ile iletilir. Proteinler hücre yapımı, enzim ve protein sentezi gibi görevlerde kullanılır. O halde protein sentezi için gerekli bilgi ve emirleri taşıyan ilgili birimlere aktaran RNA’da bir yönetici moleküldür. Y.Y
52
DNA İLE RNA FARKI RNA’nın Özellikleri: DNA nın Özellikleri:
Organikbazları: Adenin,Guanin,Sitozin ve Urasil’dir. Şekeri Ribozdur. Tek sarmallıdır. Kendini eşleyemez. Kromozomlarda,ribozomlarda ve sitoplazmada bulunur. Görevi,protein sentezi yapmaktır. DNA nın Özellikleri: Organik bazları: Adenin,Guanin,Sitozin ve Timin’dir. Şekeri, Deoksiribozdur. Çift sarmallıdır. Kendini eşler. Çekirdekte,mitokondride ve kloroplastlarda bulunur. DNA’nın görevi,kalıtsal olayları kontrol etmektir. Y.Y
53
B) Dünyada benzersiz olduğunu biliyor musun ? Y.Y
54
Her hücre,DNA’daki dört harfi (A,T,G,C) 64 çeşit üçlü şifreler halinde kullanarak kendisi için yüzlerce çeşit protein üretebilmektedir. DNA’daki bu üçlü baz dizilişlerinin her birine genetik şifre veya genetik kod denir. Y.Y
55
Hücre içinde en önemli olaylardan biri protein sentezidir
Hücre içinde en önemli olaylardan biri protein sentezidir.Hücrenin hangi proteinleri sentezleyebileceğine ait bilgiler DNA’da saklıdır. Bilim adamları yeryüzünde 1,5 milyondan fazla canlı türü tanımlamışlardır.Buna göre en az 1,5 milyon çeşit protein var demektir. DNA yapısındaki genetik şifre,protein sentezinde iş görür ve mRNA ile taşınır. Y.Y
56
1. Seni Sen Yapan DNA Molekülü
İnsanlar kan grubu, saç rengi, göz rengi, boy, protein türleri gibi pek çok kalıtsal özellik bakımından farklılık gösterir. Her insanın parmak izi, diş yapısı ve göz retinası başka hiçbir insanla aynı olmayan özgün yapılarıdır. Y.Y
57
Her insanı diğerinden farklı yapan DNA’sındaki özgün şifredir.
Insanlar arasındaki farklılıklar, taşıdıkları DNA’lardaki farklı bilgilerden gelir. Her insanı diğerinden farklı yapan DNA’sındaki özgün şifredir. DNA’da dört farklı harfle sembolize edilen 4 farklı bazın sayısı ve diziliş sırası anlam ifade eder. Y.Y
58
İLGİNÇ Bir insan hücresindeki bir DNA nın normal uzunluğu 1,7 metredir.75 trilyon hücreden oluşan bir insanda DNA nın toplam uzunluğu 7 trilyon km dir. Y.Y
59
a. DNA – Gen – Kromozom: Bir DNA molekülü kimyasal yapısında içerisinde binlerce bilgi saklar. İnsanların bir hücresindeki DNA sayfalık kitap gibi bilgi içerir. İnsan DNA’sındaki 3 milyar bazdan 3 milyon kadarı insandan insana farklıdır.İşte bu farklı olanlar her insanı özel yapan parçalardır. Y.Y
60
DNA’da yer alan bazlar belli bir sayı ve düzen içinde sıralanarak kimyasal bir birim olan genleri oluşturur. Her DNA’da bu genlerden çok sayıda bulunur. Kalıtsal karakterler anne ve babadan yavruya bu genlerle taşınır. (çocuğun boyu, saç rengi, göz rengi, saç şekli v.b.) Y.Y
61
Hücrenin yaşamsal olaylarının kontrol edildiği yer çekirdeğidir
Hücrenin yaşamsal olaylarının kontrol edildiği yer çekirdeğidir.Çekirdek öz suyu içinde ağ şeklinde dağılmış yapılara, kromatin iplikler denir. Kromatin ipliklerin hücre bölünmesi sırasında boyları kısalıp enleri kalınlaşır. Böylece kromozom durumunu alır.Yani kromozom kromatin ipliklerin kısalıp kalınlaşmasıyla oluşmuş yapılardır. Kromozomlar birbirini eşleyebilir.Eşleme sonrası oluşan kromozom ipliklerinin her birine kromatit (eş kromozom) denir. Y.Y
62
Kromozomların en önemli görevi kalıtım birimi olan genleri taşımasıdır.
Kromozomların yapısında bulunan ve belirli özelliğin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan DNA parçasına gen denir. Her DNA molekülünde çok sayıda gen bulunur. Kalıtsal bilgiler genlerde depolanmıştır. Y.Y
63
DNA üzerindeki adenin,Guanin,Sitozin ve timin belirli bir biçimde sıralanarak genleri oluşturur.
Her bir gen bir proteinin üretilmesinden sorumludur.Proteinler hücrenin yapısını oluşturan ve etkinlikleri düzenleyen kimyasal maddelerdir. Her protein farklı iş yapar.Örneğin,bir protein kana oksijen taşırken,diğeri terdeki tuz miktarını ayarlar. Y.Y
64
Bir kromozomda iki “kromatit” bulunur. Aynı kromozomdaki kromatitlere
İnsan vücudunda alyuvarlar hariç tüm hücre çekirdeğinde 23 çift (46 adet) kromozom vardır.çiftlerden biri anneden biri babadan gelmektedir. Bir kromozomda iki “kromatit” bulunur. Aynı kromozomdaki kromatitlere “kardeş kromatit” denir. Kromozomların gövdesinde kromatitleri bir arada tutan bir yapı vardır. Bu yapıya “sentromer” denir. Y.Y
65
Şekil ve yapı bakımından benzer olan kromozomlara “homolog kromozom” denir.
Bir hücrede anne ve babadan gelen kromozomların toplam sayısına “diploit” denir ve “2n” ile gösterilir. Üreme hücrelerinde kromozom sayısı diğer hücrelerdeki kromozomların sayısının yarısı kadardır. Bu sayıya “haploit” denir ve “n” ile gösterilir. Y.Y
66
Üreme kromozomları canlının Dişisinde XX ,
Erkeğinde XY ile gösterilir. İnsanda bunun yanında 22 çift daha kromozom vardır. Y.Y
67
Kromozom sayısı her canlı türü için farklıdır.
Kedi:38 ; İnek:60 ; Köpek:78 ; Çekirge:14 ; Sinek:12 ; Erik:48, Mısır:20 ; Pirinç:12 ; Ayçiçeği:34 ; Soğan:16 ; İnsan ve moli balığı :46 ; Domates:24 Şempanze ve patateste 48 ; Y.Y
68
b. Kalıtım - Kalıtsal Özelliklerimi Nasıl Kazandım?
Üzerinde yaşadığımız gezegende milyonlarca canlı türü vardır. Bu canlı türleri kendi aralarında büyük benzerlik gösterir. Bireyler fiziksel görünüm ve organların işlevi bakımından genel olarak anne ve babanın bütün özelliğini gösterir. Ancak benzerlikler genetik kopyalama ve tek yumurta ikizleri haricinde hiçbir zaman % 100 değildir. Y.Y
69
1903 yılında Amerikalı genetik bilimci Walter Sutton çekirgelerin hücre yapılarını inceledi.
Sutton çekirgede vücut hücresinde 24 çift, üreme hücresinde 12 çift kromozom olduğunu gördü. Yumurta hücresi ve sperm hücresinin birleşmesiyle oluşan zigotta ise diğer vücut hücrelerinde olduğu gibi yine 24 çift kromozom bulunuyordu. Y.Y
70
Nesilden nesile taşınan özelliklere kalıtsal karakter denir.
Sonuç olarak yavru çekirgenin vücut hücrelerinde, atalarındaki ile aynı sayıda kromozom bulunuyordu. Sutton sonuçta kalıtsal karakterlerin kromozom üzerine yerleşmiş genler vasıtası ile bir nesilden başka nesile taşındığı sonucuna vardı. Nesilden nesile taşınan özelliklere kalıtsal karakter denir. Y.Y
71
Bir karakteri oluşturan genlerin her birine alel gen adı verilir.
Bir çift homolog kromozom üzerinde karşılıklı gen çifti belirli bir karakteri oluşturacak bilgi taşır. Bir karakteri oluşturan genlerin her birine alel gen adı verilir. Örnek:AA ,Aa, XX, XY… Y.Y
72
Nesiller arasında görülen benzerlik ve farklılıkların temel nedenlerini inceleyen bilim dalına genetik (kalıtım) denir. Canlıların kendilerine özgün özellikleri, kuşaktan kuşağa kromozomlar üzerindeki genler yoluyla aktarılır. Y.Y
73
Eşeyli üreyen canlılarda karakterlerin ortaya çıkmasını sağlayacak genlerin biri anneden diğeri babadan gelir. İnsan vücut hücrelerinde 46 kromozom vardır.Bunlardan 23’ü anneden 23’ü babadan gelir. Bundan dolayı yavrular bazı yönlerden anneye bazı yönlerden babaya benzeyebilir. Y.Y
74
Kulak memesinin yapışık ya da ayrık olması Dil yuvarlama Saç rengi
İnsanda ebeveynlerden yavruya aktarılan bazı kalıtsal özellikler şunlardır: Kulak memesinin yapışık ya da ayrık olması Dil yuvarlama Saç rengi Göz rengi Kan grubu 6 parmaklılık Renk körlüğü Y.Y
75
Canlıların ortak özelliklerinin yanı sıra farklı özellikleri de vardır
Canlıların ortak özelliklerinin yanı sıra farklı özellikleri de vardır. Bu farklı özellik canlılarda çeşitliliği sağlar. Canlılardaki çeşitliliğin temel sebebi kalıtımdır. Her türün genetik yapısı kendine özgüdür. Bir türden başka tür oluşmaz. Y.Y
76
c. Mendel’in Kalıtıma Kazandırdığı Bilgiler
Gregor Mendel; matematik ve biyoloji alanında da eğitim almış bir din adamıdır. Avrupa’da bir manastırın bahçesinde bezelye yetiştirmektedir. Mendel bezelyelerin yetişmesi sırasında 1. ve 2. döllerde (kuşaklarda) bezelyelerin bir takım özelliklerinin bazen ebeveynlerine benzediğini bazen de benzemediğini gördü. Mendel bu durumu kavramak ve açıklamak üzere 10 yılı aşkın bir süre bezelye yetiştirdi. Y.Y
77
3. Taç yapraklar kapalı olduğundan çiçek kendi kendine tozlaşma yapar.
Mendel’in çalışmalarında bezelyeyi tercih etmesi başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Bezelye bitkisinin kalıtım deneylerine uygun olmasının sebepleri şunlardır: 1. Bezelye bitkisi kolay yetiştirilir ve bir yılda birkaç kez ürün verebilir. 2. Bezelye bitkisi çift eşeylidir. Dişi ve erkek organ bir çiçekte bulunur. 3. Taç yapraklar kapalı olduğundan çiçek kendi kendine tozlaşma yapar. 4. Bezelye bitkisi birbirinden kolaylıkla ayrılabilen çok sayıda karakter taşır. Bunlar arasında melezleme yapılabilir. Y.Y
78
Mendel deneylerinde zıt karakterlere sahip bezelyeler kullanmıştır.
Örnek: yuvarlak-buruşuk, sarı-yeşil renk, uzun-kısa ilişkilerini denemiştir. Y.Y
79
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
ALEL GEN (GEN ÇİFTİ ): Bir canlının dış görünüşünde beliren,her bir karakter üzerinde etkili olan gen çiftlerine denir. Y.Y
80
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
ARI DÖL : Bazı canlılar bir karakter için ana-babadan aynı özellikteki genleri almışsa bunlara ARI DÖL (SAF DÖL = HOMOZİGOT)denir. UU,SS, GG, dd gibi gösterilir. Y.Y
81
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
MELEZ DÖL (HETEROZİGOT): Bir canlıda bir karakter için iki farklı gen bulunmasıdır. Uu,Ss,Dd, Yy gibi gösterilir. Y.Y
82
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
BASKIN KARAKTER (DOMİNANT): Melez dölde ortaya çıkan karakterdir. Baskın karakterler büyük harfle yazılır. U,S gibi ÇEKİNİK KARAKTER (RESESİF): Melez dölde gizli kalmış karakterdir. Çekinik karakterler küçük harfle yazılır. (u,s) gibi Y.Y
83
Y.Y
84
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
GENOTİP : Bir canlının sahip olduğu genlerin toplamıdır. Sarı saç, yeşil göz, kırmızı çiçek, düzgün tohum... gibi. FENOTİP : Genotip ve çevrenin etkisiyle oluşan,canlının dış görünüşüdür. Örneğin gen yapısı (UU) veya (Uu) olan canlının genotipi farklı,fenotipi aynıdır. Y.Y
85
KALITIM İLE İLGİLİ TANIMLAR :
F1 DÖL : 1. Oğul döl F2 DÖL : 2. Oğul döl Y.Y
86
MENDEL DENEYLERİ Mendel yapmış olduğu deneylerde arı döl elde edebilmek için aynı karakteri taşıyan bezelyeleri tekrar tekrar tozlaştırmıştır. Sonuçta aynı özellikleri taşıyan arı döller elde etmiştir. Mendel, çalışmalarında tohum şekli ve tohum rengi bakımından farklılık gösteren bezelyeleri tercih etmiştir. Y.Y
87
MENDEL DENEYLERİ Arı döl yuvarlak bezelyelerin bütün tohumları yuvarlak, arı döl buruşuk bezelyelerin bütün tohumları da buruşuktur. Aynı özellik tohum rengi (sarı - yeşil) içinde geçerlidir. Mendel sarı ve yeşil bezelyelerin önce arı döllerini elde etmiş ve bunları çaprazlamıştır. Y.Y
88
MENDEL DENEYLERİ S Sarı bezelye s Yeşil bezelye
SS Arı döl (homozigot), Sarı renk Ss Melez döl (heterozigot), Görünüm sarı,yeşil renk çekinik (Sarı renk, yeşil renge baskın) ss Arı döl (homozigot), Yeşil renk Y.Y
89
MENDEL DENEYLERİ Bu çaprazlamalar sonunda sarı ve yeşil bezelyelerin birleşmesiyle oluşturulan F1 dölünün tamamı sarıdır. Y.Y
90
MENDEL DENEYLERİ F1 dölünün birleşmesiyle elde edilen F2 dölünün 3/4’ü sarı 1/4’ü yeşil bezelye oluşturmuştur. Bu çaprazlamalar sonucunda sarı renkli karakterinin yeşile baskın olduğu, yeşil renk karakterinin F1 dölünde olmasına rağmen kendini gösteremediği, çekinik olduğu anlaşılmıştır. Y.Y
91
Mendel Kanunları Mendel’in yaptığı çalışmalar sonucunda çıkardığı kalıtımla ilgili prensiplere Mendel Kanunları denir. Y.Y
92
Mendel Kanunları 1. KARAKTERLERİN BİRLEŞMESİ KANUNU
İki farklı arı döl arasında yapılan çaprazlama sonucu elde edilen oğul döl,melez karakterli olup her iki dölün karakterlerini taşır. Değişik özelliğe sahip iki arı dölün çaprazlanması sonucu oluşan F1 dölü % 100 melezdir. Y.Y
93
Mendel Kanunları 2. KARAKTERLERİN GİZLİ KALMASI KANUNU Meydana gelen oğul döl (F1 dölü) üzerinde,genlerden biri baskındır. Oğul döl baskın karakterin (genin) özelliklerini taşır. Diğer gen yok olmayıp sadece çekinik kalmıştır. Y.Y
94
Mendel Kanunları 3.KARAKTERLERİN AYRILMASI KANUNU
Elde edilen oğul döllerin (F1) çaprazlanması sonucu oluşan 2. Oğul döllerin (F2 dölü) 1/ 4 ünde 1. Arı döl, 2/4 ünde melez döl ve 1/ 4 ünde ise 2. Arı döl özelliklerinde oğul döl oluşur. Y.Y
95
KALITIM İLE İLGİLİ ÖRNEK ÇALIŞMALAR
Bezelyelerde yuvarlak tohumluluk(YY), buruşuk tohumluluğa (yy) baskındır. Yuvarlak tohumlu arı döl bir bezelye ile buruşuk tohumlu bir bezelye çaprazlanırsa elde edilecek oğul döllerin genotip oranını bulunuz. Y.Y
96
F1 döl ( Fenotip) (Yavruların hepsi melez yuvarlakdır)
ÇÖZÜM: Ana döl YY yy Gametler Y y F1 döl (genotip) Yy F1 döl ( Fenotip) (Yavruların hepsi melez yuvarlakdır) Y.Y
97
ÖRNEK 2: Yuvarlak tohumlu (Yy) melez iki bezelyenin çaprazlanmasıyla elde edilecek oğul dölde yavruların genotip ve fenotip oranlarını bulunuz. Yuvarlak tohum baskındır. Y.Y
98
F1 DÖL(GENOTİP) YY Yy Yy yy F2 DÖL (FENOTİP) 3 /4 Sarı 1/ 4 Yeşil
ÇÖZÜM : ANA DÖL Yy Yy GAMETLER Y y Y y F1 DÖL(GENOTİP) YY Yy Yy yy F2 DÖL (FENOTİP) /4 Sarı / 4 Yeşil Y.Y
99
ÖRNEK 3: Melez sarı tohumlu bezelye ile yeşil tohumlu bezelyenin çaprazlanmasından oluşan F1 dölünde,hangi özellik hangi oranda ortaya çıkar. ( Sarı renk yeşile baskındır) Y.Y
100
F1 DÖL(genotip) Ss Ss ss ss F1 DÖL (fenotip) %50 Sarı %50 yeşil
ÇÖZÜM : ANA DÖL Ss ss GAMETLER S s s s F1 DÖL(genotip) Ss Ss ss ss F1 DÖL (fenotip) %50 Sarı %50 yeşil Y.Y
101
(Y = yuvarlak y = buruşuk) A) Yy x Yy B) Yy x yy C) YY x Yy D) YY x YY
ÖRNEK 4 : Bir çaprazlama sonucunda tohum şekline göre 200 tane buruşuk, 600 tane yuvarlak bezelye oluşuyor. Çaprazlanan bezelyelerin genotip yapılan aşağıdakilerden hangileridir? (Y = yuvarlak y = buruşuk) A) Yy x Yy B) Yy x yy C) YY x Yy D) YY x YY Y.Y
102
ÖRNEK 5 : İki sarı tohumlu bezelyenin çaprazlanması sonucunda 1/4 oranında yeşil tohumlu bezelye oluşuyorsa çaprazlanan bezelyelerin genotip yapıları aşağıdakilerden hangisidir? A) SS x SS B) SS x ss C) Ss x SS D) Ss x Ss Y.Y
103
ÖRNEK 6 : F1 dölünde %50 yeşil renk görülüyorsa çaprazlanan bezelye tohumların gen yapısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Ss x Ss B) Ss x ss C) ss x ss D) SS x ss Y.Y
104
ÖRNEK 7 : Melez iki birey çaprazIanıyor
ÖRNEK 7 : Melez iki birey çaprazIanıyor. Homozîgot karakterdeki bireylerin meydana gelme oranı hangisidir? A) 1/ B) 2/4 C) 3/ D) 4/4 Y.Y
105
AKRABA EVLİLİĞİ NEDEN SAKINCALI?
Y.Y
106
Kısa parmaklık,gece körlüğü,göz kusurları gibi hastalık genleri çekiniktir. Ancak anne ve babadan aynı genler alınırsa ortaya çıkar. Yani iki çekinik gen birleşirse ortaya çıkar. Akrabalar arasında evlilik sakıncalıdır. Çekinik genlerin ortaya çıkma olasılığı çok fazladır. Bu nedenle evlilikten önce muhakkak gen testi yaptırılmalıdır. Y.Y
107
Bazı zeka geriliği türleri, yarık dudaklılık, vücut anormallikleri, renk körlüğü, orak hücreli kansızlık, ve enzim eksikliğine bağlı bazı hastalıklar kalıtsal hastalıklardır. Anne ve baba bu tür hastalıkları taşıyor olabilir. Çekinik kalmış bu hastalıkların çocuklarda olma olasılığı anne ve babanın aynı anda bu genleri taşıyor olma olasılığına bağlıdır. Y.Y
108
Birbirine akraba olan anne ve babada bu hastalıkların taşıyıcı konumda olma olasılıkları yüksektir ve çocuklarda ortaya çıkabilir. Bu yüzden akraba evliliği sakıncalıdır. Akraba olmayan evliliklerde de bu tür hastalıklar ortaya çıkabilir ama olasılık çok daha düşüktür. Y.Y
109
ÖRNEK : S :Sağlıklı hemoglobin üretimi sağlayan gen.(baskın)
s :Orak hücreli kansızlığa neden olan gen.(çekinik) Y.Y
110
¼ hasta çocuk dünyaya geldiği gösterilecek.
Ss :Taşıyıcı baba ile Ss :Taşıyıcı anne arasında çaprazlama yapılarak ; ¼ sağlıklı, 2/4 taşıyıcı, ¼ hasta çocuk dünyaya geldiği gösterilecek. Y.Y
111
İNSANDA CİNSİYETİN BELİRLENMESİ Y.Y
112
İnsanda yavrunun cinsiyetini yumurtayı dölleyen sperm belirler. Çünkü;
Yumurta hücresi (XX), Erkek hücresi ise (XY) kromozomludur. Eğer sperm yumurtayı (X)ile döllerse dişi, Eğer(Y) ile döllerse erkek olur.(X) Y.Y
113
Bir ana babadan kız veya erkek doğma oranı daima % 50 dir.
İnsandaki 23 çift kromozomdan (46 tane) 22 çifti vücut özelliklerini, 1 çifti kromozom ise cinsiyeti kontrol eder. Bir ana babadan kız veya erkek doğma oranı daima % 50 dir. Y.Y
114
ÖRNEK : ANA DÖL ana baba XX XY GAMETLER X XY F1 DÖL (GENOTİP) XX XY
F1 DÖL (FENOTİP) % 50 dişi % 50 erkek Y.Y
115
İNSANLARDA EŞEYE BAĞLI KALITIM Y.Y
116
Bu kalıtsal hastalıkların bazıları Renk körlüğü, (Daltonizm),
İnsanlarda tüm kalıtsal karakterler kromozomlar üzerindeki genler tarafından yavruya iletilir. Bazı hastalıklar X veya Y kromozomları üzerinden taşınırlar. Bazıları gizli kalabilir. Bu kalıtsal hastalıkların bazıları Renk körlüğü, (Daltonizm), Hemofili, Mongolizmdir, down sendromu, orak hücre kansızlığı… Y.Y
117
RENK KÖRLÜĞÜ : Kırmızı ve yeşil rengi ayıramazlar.
X kromozomuna bağlı bir çekinik gen olduğundan Genellikle erkeklerde görülür. Kız çocuğunun renk körü olabilmesi için hem ana hem babadan renk körlüğü genini alması gerekir. Kadınlar genellikle taşıyıcı rolündedir.Ancak erkek bu özelliği taşıyorsa kesinlikle renk körü olur. Y.Y
118
HEMOFOLİ : Kanın pıhtılaşmaması hastalığıdır.
(X) kromozomundaki çekinik bir gen tarafından taşınır. Hastalık ya pıhtılaşmama yada geç pıhtılaşma şeklinde olur. Y.Y
119
MONGOLİZM : Normal kromozom sayısı 46 dan bir fazla olan (47 kromozom)İnsanlarda görülür. Geri zekalılık oluşumudur. Y.Y
120
DOWN SENDROMU : Mayoz bölünme sırasında gamet denilen üreme hücrelerine kromozomlar eşit gitmezse yavrularda bozukluklar ortaya çıkar. Kısaca kromozom fazlalığı vardır. Bu çocuklar geri zekalıdır yaşına kadar yaşar. Y.Y
121
ORAK HÜCRE KANSIZLIĞI :
Akdeniz ülkelerinde görülür. DNA üzerindeki nükleotidin değişmesiyle ortaya çıkar. Y.Y
122
NOT: Ayrıca Turner, Kleinfelter kalıtsal hastalıklardır. Y.Y
123
KALITIM VE ÇEVRE Y.Y
124
Canlıların içinde bulunduğu çevre, canlılardaki kalıtsal özelliklerin ortaya çıkışında önemli rol oynar. Şayet çevre şartları uygun değilse, o zaman belli kalıtsal özelliklerin ortaya çıkması mümkün değildir. Y.Y
125
Örneğin Kuzey ülkelerinde domates bitkisi çok iyi yetiştiği halde ürün vermemektedir. Bunun nedeni ortalama sıcaklığın düşük olmasıdır Yine sirke sineklerinin belli ortalama sıcaklığın altında yetiştirilmesi durumunda bazılarının kanatlarının deforme olduğu görülür. Y.Y
126
Hamileliğin erken dönemlerinde annenin alkol, sigara veya uyuşturucu kullanması çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Aynı genotipik yapıda olan tek yumurta ikizi iki çocuk, iki farklı çevre şartlarında yetiştirildiğinde, dış görünüş bakımından farklılık gösterdikleri görülmüştür. Y.Y
127
Dış görünüşteki bu farklılık çevre şartlarından ileri gelmektedir.
Bu örnekte gösteriyor ki canlının ortaya koyduğu özellikler, kalıtsal özelliklerle çevrenin etkileşmesinin ürünleridir. Y.Y
128
NOT: Ancak altı parmaklık,göz rengi,kan grubu gibi kalıtımsal olaylar çevre etkisi ile değişmez. Y.Y
129
CANLILARDAKİ DEĞİŞMELER Y.Y
130
MODİFİKASYON : Farklı ortam şartlarında bir canlının dış görünüşünde meydana gelen değişikliklere denir. Modifikasyon sonradan kazanılan özellikler olduğundan nesilden nesile geçmez. Y.Y
131
gibi ortam şartlarının değişmesiyle oluşur.
Modifikasyon ; sıcaklık, ışık, Nem, Besin, gibi ortam şartlarının değişmesiyle oluşur. Y.Y
132
Kısaca modifikasyon genotipte değil FENOTİPTE görülür.
Örneğin güneşte bronzlaşmak, halter gibi sporla uğraşanların kaslarının gelişmesi buna örnektir. Şartlar ortadan kalkarsa insan eski haline gelir. Modifikasyonda üreme hücreleri değil vücut hücreleri değişikliğe uğrar. Kısaca modifikasyon genotipte değil FENOTİPTE görülür. Y.Y
133
ÖRNEKLER Müslümanların çocukları sünnet olur. Sünnetli olan çocukların çocuklarının sünnetsiz doğması modifikasyona güzel bir örnektir. Işık olmayan bir ortamda yetiştirilen bir bitkinin rengi sarımsı bir renk alırken, gövde boyu uzar ve yaprakları küçülür. Aynı bitki, ışıklı bir ortama alındığında, görünüşteki bu değişikliğin düzeldiği görülür. Y.Y
134
MUTASYON : Gen ve kromozomların kimyasal yapılarında meydana gelen değişmelere denir. Mutasyon üreme hücrelerinde olursa yavruya geçer. Vücut hücrelerindeki mutasyon yavruya geçmez. Mutasyon canlının büyüklüğünü, davranışını ve hücresel faaliyetlerini etkiler. Y.Y
135
Mutasyona neden olan etkenlere mutajen adı verilir.
Sıcaklık, X- ışınları, hardal gazı, Radyasyon, DNA’nın bulunduğu ortamın asidik veya bazik olması, Kimyasal Maddeler gibi sebeplerden ortaya çıkar. Y.Y
136
Mutasyonlar genellikle ölümcül olmakla beraber, doğadaki bir çok yararlı ırkın oluşmasında da rol oynarlar. Y.Y
137
MUTASYONUN NEDENLERİ:
1-Nokta mutasyonu: A karşısına T gelmesi gerekirken G sonraki dizilişte yine G –C gelir. 2-Kromozom mutasyonu: Kromozom yapısının bozulması.Kromozomun bir parçasının kopması veya ters dönüp aynı veya farklı kromozoma bağlanması. 3-Sıcaklık artması: Sıcaklık artınca Moleküllerin hareketi arttığı için DNA nın kendini eşlemesi sorun olabilir. Y.Y
138
MUTASYONUN NEDENLERİ:
4-Radyasyonun etkisi: Atom bombasının etkileri gibi 5-Ortamın asit veya baz oranının fazla olması 6-Alkol,sigara ve uyuşturucular. Y.Y
139
ALBİNOLUK İnsanlarda görülen albinoluk (pigmentin canlıda bulunmaması) da bir tür mutasyon sonucunda oluşmuştur. Albinoluk fareler ve bazı hayvanlar arasında da görülür. Albino bir farenin yaşama şansı doğal bir ortamda yok denecek kadar azdır. Aynı durum diğer canlılar içinde geçerlidir. Y.Y
140
Mutasyon zararlı veya yararlı olabilir
Mutasyon zararlı veya yararlı olabilir. Değişen dış koşullara adapte olmanın (uyum sağlama) bir şekille mutasyonla oluşturulan çeşitliliktir. Mutasyonlar, temelde canlının hayatının devamında sigorta rolü oynarlar. Y.Y
141
CANLILARIN ÇEŞİTLİLİĞİ
Birbirine çok benzeyen ve karşılıklı döllendiklerinde; üreme yeteneğine sahip,kendileri gibi bireyler oluşturan canlı topluluğuna tür denir. Türlerin farklılığında çevre önemli rol oynar bu etkiler iklim,göç,ormanların kesilmesi,yangınlar vb. Y.Y
142
Canlı çeşitlerinin farklılık,değişiklik ve benzerliklerine etki eden etmenler beslenme,çevre ve mutasyondur. Ama bu her zaman mümkün olmaz. Örneğin insanların hala bakteri türü canlıları yok edememesi gibi. Bukalemunlar çok yavaş canlı olmalarına rağmen renk değiştirme özellikleri sayesinde yaşamda kalmışlardır. Y.Y
143
Doğal Seleksiyon: Doğadaki canlıların sayısı geometrik olarak artar. Fakat gerçekte, doğal koşullarda canlıların sayısı belli oranda sabit kalır. Canlılar çok sayıda canlı üretirken , mayoz olayına bağlı olarak çeşitleri de artırırlar. İşte bu çok sayıda değişik çeşitlerde ki canlının hangisinin ortamda bulunacağını ise çevre belirler. Y.Y
144
Bu olaya doğal seleksiyon denir.
İçinde yaşanılan ortama en iyi uyabilen canlılar o ortamda yaşayabilirler, uyamayanlar ise yok olurlar. Bu olaya doğal seleksiyon denir. Y.Y
145
3-Canlılar arası rekabetler 4-İklim şartları
Doğal seleksiyonda: 1-Beslenme ilişkileri 2-Hastalıklar 3-Canlılar arası rekabetler 4-İklim şartları 5-Göçler gibi olaylar önemli rol oynamaktadır. Y.Y
146
Canlıların bulundukları ortama uyum sağlayarak yaşama ve çoğalma şansını arttırmasına adaptasyon denir. Y.Y
147
YAPAY SELEKSİYON İnsanlar tarafından bir canlı türünün üstün özelliklerin ortaya çıkarmak için yaptıkları üretime yapay seleksiyon denir. Yapay seleksiyonla daha çok ziraatçılar uğraşmaktadır. Hayvanlarda daha yeni denenmeye başlamıştır. Süt verimi yüksek inekler,yumurta verimi yüksek tavuklar gibi oluşturulan hayvanlara kültür hayvanları denir. Y.Y
148
MİLYONLARCA YILDAN BUGÜNE TÜRLERDE DEĞİŞMELER OLDU MU? Y.Y
149
Evrim : Canlıların uzun zaman içinde geçirdiği ve geçirmekte olduğu değişikliklere evrim denir. Evrimcilere göre bugünkü canlı türü çok ilkel bir veya birkaç canlıdan türemiştir. Y.Y
150
Lamarck’a Göre Evrim : Bu düşünceyi ilk defa Fransız bilim adamı LAMARCK (Lamarck) ortaya atmıştır. Lamarck’a göre bir organ çok kullanılırsa gelişir. Bu özellikte kalıtsaldır demiştir. Ancak haltercinin kaslarının genişliği bebeğine aktarılamaz. Burada doğru olan sadece KULLANIM sonucu organın gelişmesidir. Ayrıca kör bağırsağımızı hiç kullanmadığımız halde kaybolmamıştır. Y.Y
151
Darwin’ e Göre Evrim : Darwin’ e göre evrimin asıl nedeni mutasyondur. Mutasyon sonucu ortaya çıkan canlılardan güçlü olanlar kalmış,zayıf olanlar yok olmuştur. Örneğin uzun boylu zürafalar yaşarken,kısa boylu zürafalar yok olmuştur. Halbuki mutasyonların sonucu meydana gelen canlıların çoğu ölür veya kısırdır. O halde bu olayda yeni türün oluşmasına engeldir. Ayrıca canlılar arasında geçit tür denilen örneğin insan ve maymun arasında böyle bir geçit canlıya rastlanmamıştır. Y.Y
152
Ayrıca AUGUST WEİSMAN (OGUST VAYSMAN) yirmi döl boyunca farelerinin kuyruklarını kesmiş ama yinede fareler kuyruklu doğmuştur. Çinliler yüzyıllardır çocuklarına dar demir ayakkabı giydirmelerine rağmen ayak boyları küçülmemiştir. Y.Y
153
GENETİK ALANINDAKİ GELİŞMELER ve BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ
SAĞLADIĞI YARARLAR Y.Y
154
Önce Gregor MENDEL bezelye yetiştirerek kalıtım kuramını oluşturdu.
1910 yılında kalıtım birimine GEN adı verildi. 1940’larda kalıtımın genler tarafından belirlendiği kanıtlandı ve kalıtsal bilginin DNA molekülünde taşındığı gösterildi. 1953’te DNA’nın çift sarmal yapısı aydınlatıldı. Y.Y
155
Rekombinant -DNA Genetiğe ve günümüze damgasını vuran olay ise Rekombinant-DNA teknolojisi oldu. Rekombinant -DNA teknolojisi ile DNA’ların insan eliyle ayrılıp, yeniden birleştirilmesi ve farklı genlerin eklenmesi olanaklı hale geldi. Y.Y
156
Rekombinant-DNA teknikleriyle gen mühendisliği; renk renk çiçeklere, damızlık inekten cins cins köpeklere, insanın doğumundan ölümüne; kısacası insan yaşamına ilişkin her alanda daha iyi, hatta mükemmel bir gelecek vaat eden güce sahip oldu. Y.Y
157
1996 yılı yazında İskoçya’da Dolly adında bir kuzu dünyaya geldi
1996 yılı yazında İskoçya’da Dolly adında bir kuzu dünyaya geldi. Dolly bilim adamları tarafından laboratuarda üretilen çok özel bir kuzudur. Dolly için önce bir koyundan yumurta alındı. Sonra bu yumurtanın çekirdeği 6 yaşındaki bir başka koyundan alınan hücrenin çekirdeği ile değiştirildi. Bu yumurta üçüncü bir koyunun rahmine aşılandı. 5 ay sonra dünyaya gelen Dolly çekirdeğini veren 6 yaşındaki koyunla genetik olarak aynıdır. Dolly o koyunun klonudur. Y.Y
158
yıllarında ise insanın genetik yapısının tamamı deşifre edilerek hastalıkların erken tanı ve kesin tedavisinde kullanmayı amaçlayan İnsan Genomu Projesi başlatıldı. Gen teknolojisinin hedefi hastalıksız bir dünyadır. Hastalıksız bir dünyanın hedefi ise daha uzun ve kaliteli bir yaşamdır. Y.Y
159
Genetik olarak farklı 2 karaktere sahip canlının çaprazlanmasıdır.
İstenilen özelliklere sahip organizma geliştirmek için bazı yöntemler kullanılır; a)Seçici yavrulama: Organizmanın istenilen özelliklere sahip olan bir bölümünü seçip sonraki nesillere ata olarak hizmete sunulmasına denir. b)Melezleştirme: Genetik olarak farklı 2 karaktere sahip canlının çaprazlanmasıdır. c)Klonlama: Üretildiği organizmanın genetik yönden aynısı olarak üretilen organizmadır. Y.Y
160
BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ SAĞLADIĞI YARARLAR
Rekombinant-DNA tekniği ile bakterilerin insülin, büyüme hormonu v.b. üretmeleri sağlanmış, bunlar hastalarda kullanılmaya başlanmıştır. Böylece ilaçların bazı yan etkileri azaltılmıştır. Özel olarak çoğaltılmış bakteri ve mantarlar endüstriyel ve evsel atıklarda bulunan cıva, bakır, uranyum ve kobalt gibi maddelerin ortadan kaldırılmasında kullanılmaktadır. Y.Y
161
BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ SAĞLADIĞI YARARLAR
3. Anne karnındaki ya da yeni doğan bebeklere yapılan testlerle zihinsel ve bedensel gelişim bozukluklarına yol açan kalıtsal hastalıklar saptanabilmektedir. 4. Bitki ve hayvan ıslahı yoluyla artık daha fazla kaliteli ürün alınabilmektedir. Y.Y
162
BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ SAĞLADIĞI YARARLAR
5. Doğada soyu tükenmekte olan çok sayıda bitki ve hayvan türü vardır. Bazı türler ise yok edilmiştir. Bu canlıların çoğalması için çalışmalar yapılmaktadır. 6. Suçluların ve ebeveynleri bilinmeyen çocukların anne ve babalarının belirlenmesinde DNA’nın parmak izi gibi kullanılması olanağı yaratılmıştır. Y.Y
163
BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARININ SAĞLADIĞI YARARLAR
7. Fare, domuz v.b. canlılara hücre aşılamak yöntemi ile bu canlılar üzerinde insan derisi, kulağı, kalbi gibi organların üretilmesi olanaklı hale gelmektedir. 8. Kalıtsal hastalıkların önlenebilmesi ve tedavisi amacıyla genler üzerindeki çalışmalarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Y.Y
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.