Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAdnan Keser Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
Kur’ân Buluşmaları: 9 ÜMİT ŞİMŞEK
2
وإذا قيل لهم لا تفسدوا في الأرض قالوا إنما نحن مصلحون Onlara “Yeryüzünde fesad çıkarmayın” dendiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
3
ألا إنهم هم المفسدون ولكن لا يشعرون Dikkat edin, onlar müfsidlerin tâ kendisidir; lâkin bunun şuurunda değiller.
4
Fesad / ifsad / müfsid - kâfir ve münafıkların sıfatı Salâh / ıslah / muslih - mü’minlerin sıfatı Küfürden çevre problemlerine kadar bütün alanlar için geçerli kavramlar “Yeryüzünde...” Fesatları sirayet edici
5
“... dendiği zaman” Emr-i bilma’ruf ve nehy-i anilmünker vazifesinin yapıldığına işaret “Biz muslihleriz” Islahat bizim daimî vasfımız; bizim işimiz zaten ıslah etmek “Şuurunda değiller” Şuurdan dahi yoksunlar
6
Senin yanından ayrıldığında (veya iş başına geçtiğinde), memlekette fesat çıkarmaya, ürünleri ve nesilleri helâk etmeye koşar. Fakat Allah fesadı sevmez. Bakara, 2:205
7
Sana yetimlerden soruyorlar. De ki: Onların durumlarını ıslah etmek, en hayırlısıdır. Onlarla bir arada yaşayacak olursanız, zaten onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah ise müfsidi muslihten ayırır. Bakara, 2:220
8
Eğer Allah insanların kötülüğünü birbirinin eliyle savuşturmasaydı, yeryüzü fesada uğrardı (dünyada dirlik ve düzen kalmazdı). Lâkin Allah, âlemler üzerinde pek büyük lütuf sahibidir. Bakara, 2:251
9
Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah o müfsidleri (Ehl-i Kitaptan kâfir olanları) hakkıyla bilir. Âl-i İmrân, 3:63 Yeryüzü ıslah edildikten sonra orada fesat çıkarmayın. Allah’a korku ile ümit içinde dua edin. Şüphesiz ki Allah’ın rahmeti, muhsinlere pek yakındır. A’râf, 7:56
10
Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. O da “Ey kavmim,” dedi. “Yalnız Allah’a kulluk edin; çünkü sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden bir delil geldi. Ölçüyü ve tartıyı tam olarak yapın; halkın malını çalıp çırpmayın. Islah edilmiş bir ülkeyi de fesada vermeyin. Eğer inanmış kimseler iseniz, sizin için hayırlı olan budur. A’râf, 7:85
11
İnkâr eden ve halkı Allah yolundan alıkoyanları, fesat çıkarıp durmaları yüzünden azap üstüne azapla cezalandıracağız. Nahl, 16:88 Eğer hak onların heveslerine tâbi olsaydı, gökler, yer ve onlarda olanlar fesada uğrar giderdi. Aslında Biz onlara şereflerini getirdik; onlar ise kendilerine şeref vesilesi olacak şeyden yüz çeviriyorlar. Mü’minûn, 23:71
12
Demek siz iş başına geçecek olsanız, memlekette fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, öyle mi? Muhammed, 47:22
13
İşte bu yüzden Biz İsrailoğullarına buyurduk ki, kim bir cana kıymamış yahut yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir kimsenin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibidir. And olsun, elçilerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; lâkin bundan sonra bile onların birçoğu hâlâ aşırılığa devam ediyor. Allah ve Resulüne savaş açan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya uğraşanların cezası, öldürülmek veya asılmak, yahut el ve ayaklarının çaprazlamasına kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmektir. Dünyada onların cezası böyle bir rezilliktir; âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır. Mâide, 5:32-33
14
İman eden, hicret eden, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad eden kimseler ile onları barındıran ve onlara yardımcı olanlar birbirinin velisidirler. İman etmiş, fakat hicret etmemiş olanların ise, hicret edinceye kadar, velâyetleri size ait değildir. Ancak onlar din konusunda sizden yardım isterlerse, aranızda antlaşma bulunan bir kavme karşı olmamak şartıyla onlara yardım etmek üzerinize borç olur. Allah ise sizin bütün yaptıklarınızı görmektedir. İnkâr edenler de birbirlerinin dostudur. Siz bunu yapmazsanız, yeryüzünde fitne çıkar ve büyük bir fesat meydan alır. Enfâl, 8:72-73
15
İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Belki vazgeçerler diye, yaptıklarından bir kısmını Allah onlara böylece tattırıyor. Rum, 30:41
16
Onların gizlice toplanıp fısıldaşmalarının çoğunda bir hayır yoktur — ancak bir sadakayı, bir iyiliği veya insanların arasını ıslah etmeyi teşvik eden kimse bundan müstesnadır. Bunu Allah rızası için yapana Biz pek büyük bir ödül vereceğiz. Nisâ, 4:114
17
Keşke sizden önceki nesillerden, yeryüzünde fesadın önüne geçecek söz sahibi insanlar olsaydı! Lâkin, onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz pek azı bunu yaptı. Zulmedenler ise daldıkları refahın peşine düştüler de mücrim olup çıktılar. Yoksa Rabbin, ahalisi muslih kimseler olduğu halde beldeleri haksız yere helâk edecek değildi. Hûd, 11:116-117
18
Kötü işi kendisine süslenip de artık onu güzel bir iş olarak görmeye başlayan kimse de o mü’minler gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Onlar için kendini yiyip bitirme. Allah onların özene bezene yaptıkları işleri çok iyi biliyor. Fâtır, 35:8
19
“Yaptıkları yüzünden en ziyade hüsrana düşenleri size haber verelim mi?” de. Onların dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir; öyleyken, çok iyi bir iş yaptıklarını sanmaktadırlar. Kehf, 18:104
20
Kim Rahmân’ın zikrine karşı körlük ederse, Biz ona bir şeytan musallat ederiz de kendisine arkadaş olur. Şeytanlar onları yoldan çıkarır; onlar ise kendilerini doğru yolda bilirler. Zuhruf, 43:36-37
21
وإذا قيل لهم آمنوا كما آمن الناس قالوا أنؤمن كما آمن السفهاء ألا إنهم هم السفهاء ولكن لا يعلمون Onlara “Siz de herkesin inandığı gibi iman edin” dendiğinde, “O beyinsizler gibi mi inanalım?” derler. Oysa beyinsizlerin tâ kendisi onlardır; lâkin bunu da bilmiyorlar.
22
Sefih / sefahet Zıddı: reşid / rüşd Akıl ve hikmete muhalif hareket / beyinsizlik Akıl ve hikmeti terk edip keyif, hevâ ve hevese tâbi olmak: sefahet
23
Kendini bilmez beyinsizlerden başka kim İbrahim’in dinini reddeder? Biz onu seçkin kılmıştık; âhirette de o salihlerdendir. Bakara, 2:130 İnsanların beyinsiz kısmı diyecek ki: “Önceden yöneldikleri kıbleden bunları çeviren şey ne?” Sen de ki: Doğu da, batı da Allah’ındır. O, dilediğini dosdoğru bir yola ulaştırır. Bakara, 2:142
24
Allah’ın size geçim vasıtası kıldığı mallarınızı, aklı başında olmayanlara vermeyin. Fakat o maldan onları yedirip içirin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. Nisâ, 4:5
25
Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce evlâtlarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları Allah’a iftira ederek haram sayanlar hüsrana düşmüşlerdir. Onlar şaşırıp sapmış, doğru yolu da bir türlü bulamamışlardır. En’âm, 6:140
26
Musa kavminden yetmiş adam seçerek belirlediğimiz yere getirdi. Onları şiddetli bir sarsıntı tuttuğunda, Musa dedi ki: “Yâ Rabbi, eğer dileseydin onları da, beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin? Bu ancak Senin bir imtihanındır; Sen dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz ve yardımcımız da Sensin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın. A’râf, 7:155
27
Kavminin ileri gelen kâfirleri, “Biz seni apaçık bir beyinsizlik içinde görüyor ve yalancının biri olduğunu düşünüyoruz” dediler. Hud ise “Ey kavmim, bende beyinsizlik yoktur,” dedi. “Ben ancak Âlemlerin Rabbi tarafından bir elçiyim. A’râf, 7:66-67
28
“Onlara... denildiği zaman...” Tepkileri: nasihat kabul etmemek, kibirlenmek Ona “Allah’tan kork” dendiğinde kibir ve gururu kabarır ve onu daha çok günaha sürükler. Onu ancak Cehennem paklar. Ne kötü bir yerdir orası! Bakara, 2:206
29
Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek Ona dua edenleri yanından kovma. Ne onların hesabından sana bir sorumluluk vardır, ne senin hesabından onlara. Sakın onları kovup da zalimlerden olma. Onları birbiriyle böylece imtihana uğrattık; onlar da “Aramızdan bunları mı Allah lütfuna lâyık gördü?” dediler. Şükredenleri en iyi bilen Allah değil mi? En’âm, 6:52-53
30
Onlara “Gelin, Allah’ın Resulü sizin için Allah’tan af dilesin” dendiği zaman başlarını çevirirler; sen onların kasılarak uzaklaştıklarını görürsün. Münafikun, 63:5
31
“Lâkin bilmiyorlar” İman ilim işidir; durumlarını ayırt edecek ilim ve irfandan yoksunlar
32
İnternet adresleri iman_ilmihali@googlegroups.com utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.