Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
YÜZÜNDE BİR TEBESSÜMLE GÜNAYDIN DE TÜM DÜNYAYA
BU SABAH HER SABAHTAN FARKLI BAK GÖK YÜZÜNE. GÜNEŞ SENDEN YANA, BULUT SENDEN YANA. YÜZÜNDE BİR TEBESSÜMLE GÜNAYDIN DE TÜM DÜNYAYA SEVGİ SENDEN YANA, MUTLULUK SENDEN YANA G Ü N A Y D I N
3
Bir yaşam öyküsüne katlanılamayacak kadar vakit ayıramayacak kadar
Hayat; Bir yaşam öyküsüne katlanılamayacak kadar uzun! Bir gülümseyişe, bir kıpırdanışa, bir dokunuşa vakit ayıramayacak kadar kısa!
4
Bir kuşun kanadına konup ta ona bile hissettirmeden
Hayat; Gerçekleri sırtlayıp taşıyamayacak kadar ağır. Bir kuşun kanadına konup ta ona bile hissettirmeden uçabilecek kadar hafif!
5
çalışmak için nefes nefese koşturmayı göze alacak kadar dolu,
Hayat; Her anını dibine kadar yaşamaya çalışmak için nefes nefese koşturmayı göze alacak kadar dolu, Bütün yaşadıklarının sadece bir hayal olduklarını hissettirecek kadar boş!
6
şu saatler nasıl bitecek“ diye şikayet edebilecek kadar muamma!
Hayat; Koskoca ömürde "bir yalnız gün daha nasıl geçecek, şu saatler nasıl bitecek“ diye şikayet edebilecek kadar muamma! Göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede nihayete erebilecek kadar da basit!
7
Hayat; Kendini oluşturan her büyüyü, her cazibeyi, her rengi, yürekleri hoplatacak, kanlarımızı kaynatacak kadar parlak ve güzel! Gözlerimizi acılarla, hüzünlerle, ayrılıklarla, ölümlerle buluşturduğumuzda, sadece iki renk! Gri ve siyah!
8
Hayat; Her anını tuvallere, yazılara, şiirlere, gösterilere döküp sergileyebileceğin kadar sanat! Tek bir uyanışta, görevinin tek bir oyundan ibaret tek bir rol olduğunu fark edebileceğin kadar da kısır ve monoton!
9
Gerçek yaşam öykülerine katlanmaya değecek kadar
Hayat; Gerçek yaşam öykülerine katlanmaya değecek kadar "Yaşanmaya değer" onu kısaltmanın haksızlık olduğunu anlatacak kadar öğretici, Bir daha bulunmayacak, yaşanmayacak kadar "tek"...
10
Nefreti seçip, sıçratmak, sıçrattıkça da o pisliğe bulaşacak kadar
Hayat; Sevmeyi bilecek, bilmiyorsa öğrenecek tadacak, sunacak, paylaşacak ..ve böyle sevgilerle, bütün sevgileri çoğaltabilecek kadar anlam'lı... Nefreti seçip, sıçratmak, sıçrattıkça da o pisliğe bulaşacak kadar anlam'sız...
11
Gerçek yaşam öykülerine katlanabilecek gücü bulup, bulaştırıp, daha da
Hayat; Gerçek yaşam öykülerine katlanabilecek gücü bulup, bulaştırıp, daha da büyüğünü oluşturabilecek kadar heybetli ve zor, Her şeyden vazgeçip "yaşama veda etmeyi isteyecek" kadar da güçsüz ve zayıf!
12
hayret verici ve cömert!
Hayat; Senin tek bir "evet" inle başkalarına bölüştürüp sunabileceğin, nefes alıp verişlerinle "paylaştırabileceğin" kadar hayret verici ve cömert! Tek bir "hayır" ınla herşeyi mahvedebileceğin, yok edebileceğin kadar da cimri ve densiz!
13
Sadece senin dilediğin kadar uzun! Sadece Senin dilediğin kadar kısa!
Hayat Sadece senin dilediğin kadar uzun! Sadece Senin dilediğin kadar kısa! Uzat ellerini ve tut! Sadece o kadar yakınlıkta! Tüm uzakları "yakın" etmek senin hakkın. Yani Yaşama(k) hakkın!
14
ANLAMAK VE ANLAŞILMAK
15
ÖNCE ANLAMAYI SONRA ANLAŞILMAYI DENEYELİM DİNLEYELİM
Anlamak, Anlaşılmak, Hayatı Kolaylaştırmak Doğru İletişim İle Mümkündür. İletişim; Kişilerin Birbirlerine Bilinçli veya Bilinçsiz Olarak İletmek İstedikleri Duygu ve Düşüncelerdir.
16
Güven Üslup Lütfen Üretken Çözümler Memnun Saygı Empati
17
SAĞLIKLI İÇ İLETİŞİM Sağlıklı bir iç iletişim için kendinize şöyle söylemeye başlayın: Ben güzele ve sevgiye layığım. Ben sevecen ve şefkatliyim ve başkalarıyla paylaşacak çok şeyim var. Ben yetenekli, zeki ve yaratıcıyım. Başkalarına sunacak bir çok şeyim var ve bunu herkes kabul ediyor. Bu dünyayı seviyorum, dünya da beni seviyor. Mutlu ve başarılı olmaya hazırım.
18
İnsanları cesaretlendirdiğinizde ve onlarla duygusal bir ilişki kurduğunuzda motive edici bir insan durumuna gelirsiniz.Böylece motivasyon gelişir. İnsanlarla aranızda köprü kurulur. İnsanların kendine güvenleri gelişir. Kendilerine verdikleri değer artar. Sizin etki düzeyiniz ve motivasyonunuz gözle görülür şekilde artar. İnsanların hayatlarındaki olumlu değişimler engelleri aşmaları sizinde gelişmenizi sağlar.
19
Karakter, hayatlarımızın küçük anlarında şekillenir.
(Philips Brooks)
20
MOTİVASYONU ETKİLEYEN KİŞİSEL ÖZELLİKLER
DÜRÜSTLÜK Saygı ve denge,güven yaratma dürüst olmanıza bağlıdır.Dürüstlük küçük ve büyük işlere göre değişmez.Bazılarımız küçük detayların dürüstlüğe ket vurmadığını düşünürler.Oysa gerçek böyle değildir.Yöneticiler arasında yapılan anketlerde ( kişi ) % 71 oranında başarı için dürüstlük ön koşul olarak belirtilmiştir. SEVGİ Başkalarının hayatına ilişkin bir şey yapmadan önce onları sevmelisiniz.İnsanların kendilerini iyi hissetmeleri ve gelişmelerine yardımcı olmak konusunda en etkili faktör sevgidir.Yanınızdaki insanlara sevgi ve ilgi göstermek için zaman ayırın.Onlara sizin için ne anlam ifade ettiklerini dile getirin.Asla onlar için hissettiklerinizi bildiklerini sanmayın, bunu onlara tekrar tekrar söyleyin.Sevgilerinizi yarınlara saklamayın.Yarın çok geç olabilir.
21
MOTİVASYONU ETKİLEYEN KİŞİSEL ÖZELLİKLER
SAYGI Saygı başka insanın becerisi ve potansiyeline katkıda bulunmayı onaylar.İnsanları dinlemek, onların gündemini kendinizinkinin önüne almak, gösterdiğiniz saygıyı yansıtır.Size saygı gösteren ve göstermeyen iki tipi karşılaştırırsanız, saygının ne denli motive edici olduğunu kendi deneyimlerinizden çıkarabilirsiniz. GÜVENLİK DUYGUSU Başka insanları beslemenin diğer bir yönüde onlara güven duygusu vermektir.
22
MOTİVASYONU ETKİLEYEN KİŞİSEL ÖZELLİKLER
Uyumlu karakter örneği olun: Sağlam güven, sadece insanlar size her an güvenirse oluşabilir. Sizin her an ne yapacağınızı bilmediklerinde, aranızdaki ilişki asla bir güven boyutuna erişmeyecektir. DENGE Doğru iletişim kurun: Güvenilir bir insan olmak için iyi bir beste gibi olmalısınız, sözleriniz ve müziğiniz birbirini tutmalıdır. AHENK Açıklığınıza değer verin: Ne kadar saklamaya çalışırsanız, insanlar eninde sonunda kusurlarınız farkedecektir. Ama insanlara karşı açık olup zayıflıklarınızı kabul ederseniz, insanlar içtenliğinizi ve dürüstlüğünüzü takdir edeceklerdir. Böylece sizinle daha rahat ilişki kurarlar. ŞEFFAFLIK
23
Güneş bitince hayatım bir çok hayata değecek, Güneş batarken iyi kötü sayısız iz bırakacak, Ben de hep bunu ister, bunu dilerim Hayatım başkalarına değerek çoğalsın diye.
24
ANLAMAK VE ANLAŞILMADA
İletişiminizin ilk dakikasına önem verin. Birbirimizle ilgili pek çok kararda ilk temas, ilk izlenim değişmesi zor izler bırakır. İletişim bir bilgi alışverişi değildir. Verilen bilgiyi etkileyen duygu ve davranışın oluşturduğu farklı bir bütündür. İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır, paylaşım gerektirir. İletişim sözel ve sözsüz iletişim işaretleriyle bir bütündür.
25
KELİMELERİN ÖNEMİ SENİNLE İFTİHAR EDİYORUM Önemli 3 Kelime
NE DERSİN? Önemli 2 Kelime LÜTFEN Önemli 1 Kelime TEŞEKKÜR EDERİM En Sık Kullanılması Gereken SEN Sihirli Kelime
26
YA ÜMİTSİZSİNİZ YA ÜMİT SİZSİNİZ YA ÇARESİZSİNİZ YA ÇARE SİZSİNİZ
27
BİREYSEL KALİTE ÇOK ÖNEMLİDİR BİLGİ VE HOŞGÖRÜ SAĞLAR
VAROLMAK UZLAŞMA DEĞİŞME İÇ UZLAŞMA BİLGİ ÖTEKİ İLE UZLAŞMA HOŞGÖRÜ DOĞA İLE UZLAŞMA GELİŞME BİREYSEL KALİTE ÇOK ÖNEMLİDİR BİLGİ VE HOŞGÖRÜ SAĞLAR
28
DOĞANIN TEMEL PRENSİPLERİNE KARŞI GELİRSENİZ MUTSUZ OLURSUNUZ
ÖNCE KENDİ ROTAMIZI DEĞİŞTİRMELİYİZ
29
ÖĞRENMEK AKINTILI DENİZDE YÜZMEYE BENZER; İLERLEMEDİĞİNİZ TAKDİRDE
GERİLERSİNİZ ÇİN ATASÖZÜ
30
RUHUMUZU KARARTAN İKİŞEY
SUSACAĞIMIZ YERDE KONUŞMAK KONUŞMAMIZ GEREKTİĞİ YERDE SUSMAK
31
İNSAN KARŞISINDAKİNDEN NELER BEKLER?
Karşınızdakinin yansıttığı kişiliği kabul edin. Karşınızdakine seçim hakkı tanıyın. Karşınızdakini asla utandırmayın. Karşınızdaki kişiler övgü ve onay beklerler. Karşınızdakine size yardım etme fırsatı verin. Karşınızdakine doğru bilgi verin. Karşınızdakini iyi dinleyin.
32
ÇALIŞAN BİR İNSANDI Genc adam yoğun iş temposundan iyice bunalmıştı. Vakit akşama yaklaşıyordu,ama mesai kavramına çok yabancı oldugu icin evine ne zaman gidecegi belli değildi. Basını iki elinin arasina aldı, gözlerini sıkıca kapadı. Çok para kazanıyordu. Yoneticiydi, bircok insanın imrenerek baktıgı bir konumdaydı. Ama yaşadıgı hayatı hayat olarak görmüyordu."Bu ne bicim hayat böyle!" diye söylendi kendi kendine Hafta sonlarında dahi evine gidemiyordu. Toplantılar, iş seyahatleri,yazısmalar ve koşuşturmacayla gecen bir hayat.
33
AKLINA BİR ŞEY GELMİŞTİ.
Yaşlı bir adam konuşmaya başlamıştı ! Ailesine,çocuklarına vakit ayıramıyordu. Pek cok yakın dostunun adını dahi unutmuştu.Bu karamsarlık icinde kıvranırken, bir den çekmecesindeki kücük radyosu aklına geldi. Radyoyu açtı. Yayınlanan muzik parcasi ile biraz rahatladıgını hissetti. Müzigin ardından yaslı bir adamın konusmasıyla gayri ihtiyari radyoyu kapatmak istedi.
34
BİN MİSKET TEORİSİ Ama birden durdu. Ilginç bir teoriden bahsedecegini soylüyordu yaslı adam. "BİN MİSKET TEORİSİ"ni anlatacaktı. Merakla dinlemeye basladı. Acaba neydi Bin Misket teorisi ?
35
Yaşlı adamın yaptığı aritmetiği
dinlemeye başladı. "Birgun oturdum ve biraz aritmetik yaptım. Ortalama bir kisinin yetmis bes yasina kadar yasadigini varsaydim. Biliyorum, bazılari daha çok, bazıları da daha az yasar. Ama biz yetmisbes sene yasadıgını düsünelim. Bir yılda 52 hafta oldugu icin, 75'i 52 ile carptım ve ortalama ömre sahip bir insanin tüm hayatında yasayacagi Cumartesi sabahı sayısı olarak 3900 rakamına ulastım.
36
Yaşlı adam 55 yaşında düşünmeye başlamıştı...
“Simdi beni iyi dinleyin. En önemli kısmına geliyorum. Bütün bunlari ayrıntılı olarak düşünmeye elli bes yasında baslamıstım. Yaptıgım hesaba göre bu yasa kadar 2180'in üzerinde Cumartesi yasamıstım ve eger yetmis bes yasına kadar yasarsam, yasayacagim Cumartesi sayısı sadece bin adet olacaktı”.
37
Yaşlı adam zamanı değerlendirmeye başlamıştı...
“. Bir oyuncak dükkanına gittim ve elindeki tüm misketleri aldım adet misketi bir araya getirmek icin üc tane daha oyuncakçı dukkanını ziyaret ettim. Bunlari eve getirdim ve atölyemdeki radyomun yanında duran büyük, şeffaf bir kavanozun icine hepsini doldurdum. O gunden sonra, her Cumartesi kavanozdan bir tane aldım. Misketlerin azaldıgını gördükçe, hayatımdaki önemli seyleri daha fazla DUSUNME’ ye baslamıstım. Anladim ki, dünyadaki zamanımın akıp gittigini seyretmek kadar önceliklerimi düzene koymama hicbir sey yardım edemez.”
38
"Yaslı adamın anlattıklari oylesine etkiliydi ki, genc iş adamı adeta dünyadan kopmus, radyoya kilitlenmişti. Yaslı adam su cumlelerle konusmasını tamamladı : "Programı kapatmadan once şimdi size son bir şey daha anlatacağım. Bu sabah kavanozun icindeki son misketi de aldim. Eger önümüzdeki Cumartesiye kadar yaşarsam, bana biraz daha zaman verilmis olacak. Unutmayın, hepinizin kullanabilecegı en önemli şey, biraz daha fazla zamandır.
39
Hikaye bitmişti.... "Yazı böyle devam edip gidiyordu.. farkında mısınız bilmiyorum ama bizi meşgul eden o kadar oyun var ki.. önemli ya da önemsiz.. ama biz bunların arasında kaybolup gittigimizi farkedemiyoruz bile.. işin garibi farkettiğimiz anda “şu işimi de bitireyim ondan sonra..." diye erteliyoruz.. değilmi?? hadi arkanıza yaslanın..derin bir nefes alın... hayatınızda önemli olan dostlarınızdan birisinin telefonunu çaldırın.. yada cıvıl cıvıl sesinizle "ALO.." deyin.. gülümseyin.. mutluluklarınızın kalıcı ve bulasıcı olması dileklerimle..
43
Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş
Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu sakın unutma Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe Herkesle dost olmaya çalış
44
Sana bir kötülük yapıldığında
Verebileceğin en iyi karşılık Unutmak olsun Bağışla ve unut ama kimseye teslim olma
45
İçten ol ; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş
Başkalarına da kulak ver Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları Çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır
46
Yalnız planlarının değil
Başarılarının da tadını çıkarmaya çalış
47
İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen
Hayattaki tek dayanağın odur Seveceğin bir iş seçersen yaşamında Bir an bile çalışmış olmazsın İşini öyle sev ki Başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken Verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın
48
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol
Sevmediğin zaman sever gibi yapma Çevrene önerilirde bulun ama hükmetme İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zaman kalmaz
49
Ve unutma ki İnsanlığın yüzyıllardır öğrendikleri Sonsuz uzunluktaki bir kumsaldaki Tek bir kum tanesinden fazla değildir.
50
Aşk’a burun kıvırma sakın
O çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için Her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma
51
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et İlkinin acısı bir an
Ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer Bazı idealler öyle değerlidir ki O yolda mağlup olman bile zafer sayılır Bu dünyada bırakacağın en büyük miras: dürüstlüktür.
52
Yılların geçmesine öfkelenme
Gençliğe yakışan şeyleri Gülümseyerek teslim et geçmişe Yapamayacağın şeylerin Yapabileceklerini engellemesine izin verme Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman Yelkenlerini rüzgara göre ayarla Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil Gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir
53
Ara sıra isyana yönelecek olsan bile hatırla ki
Kainatı yargılamak imkansızdır Onun için kavgalarını sürdürürken bile Kendi kendinle barış içinde ol
54
Hatırlar mısın doğduğun zamanları Sen ağlarken herkes sevinçle gülümsüyordu Öyle bir ömür geçir ki Herkes ağlasın öldüğünde Sen mutlulukla gülümse
55
Eninde sonunda bütün servetin sensin Görmeye çalış ki
Sabırlı, şefkatli, bağışlayıcı ol Dünyayı sevelim, çocukları çok sevelim; ama herşeyden önce kendimizi sevelim; çünkü herşeyi sevmemizi sağlayan budur. Eninde sonunda bütün servetin sensin Görmeye çalış ki Bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen Dünya yine de güzeldir.
56
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Mümin Sekban
57
Yeteri kadar nedeniniz varsa, her şeyi yapabilirsiniz.
Jim Rohn
58
Dualarınıza dikkat edin, gerçekleşebilirler. Emerson
59
Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz. Behçet Necatigil
Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz. Behçet Necatigil
60
Hayat bir bisiklete binmek gibidir.
Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz. Claude Peppeer
61
Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.
Emerson
62
İnsana olanlar değil, o insanın içinde olanlar önemlidir.
Louis Mann
63
Hiç kimse sizin izniniz olmadan, size kendinizi değersiz hissettiremez
Hiç kimse sizin izniniz olmadan, size kendinizi değersiz hissettiremez Eleanor Roosevelt
64
Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da
Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir. Cenap Şahabettin
65
Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın
Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktır. Benjamin Franklin
66
Sen neye hazırsan, o da senin için hazırdır.
Marc Victor Hansen
67
Hayatta en büyük eğlence başkasının yapamazsın dediğini yapmaktır.
Walter Bagehot
68
İmkansızlık yalnız sersemlerin sözlüğünde bulunan bir kelimedir.
Napoleon
69
Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmaz ise; insan da acı çekmeden olgunlaşmaz.
Konfüçyüs
70
Büyük insanların idealleri, sıradan insanlarınsa hevesleri vardır.
Washington Irving
71
MEVLANA’nın yedi öğüdü Seven advice of MEVLANA
Hz. Mevlana’nın yedi öğüdü Seven advice of MEVLANA
72
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol...
In generosity and helping others be like a river...
73
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol...
In compassion and grace be like sun...
74
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol...
In concealing others’ faults be like night...
75
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol...
In anger and fury be like dead...
76
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol...
In modesty and humility be like earth...
77
Hoşgörülükte deniz gibi ol...
In tolerance be like a sea...
78
Hz. Mevlana Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Either exist as you are or be as you look. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.... Hz. MEVLANA Hz. Mevlana
79
ETKİLİ İNSANLARIN YEDİ ALIŞKANLIĞI
AKINTIYA KAPILIP GİTMEYİN, KENDİ YAŞANTINIZA KENDİNİZ KARAR VERİN, REAKTİF DEĞİL PROAKTİF OLUN SONUNU DÜŞÜNEREK YAŞAYIN, YAŞANTINIZI PLANLAYIN, HEDEFLERLE YAŞAMA ALIŞKANLIĞI EDİNİN, FİZİKSEL, ZİHİNSEL, RUHSAL, SOSYAL ALANLARDA HEDEFLERİ BELİRLEYİN ÖNEMLİ İŞLERE ÖNCELİK VERİN, ÖNCELİKLERE ÖNEM VERİN KAZAN-KAZAN YAKLAŞIMINI BENİMSEYİN, ÜÇÜNCÜ BİR OLAY VEYA KİŞİ VARSA KAZAN- KAZAN-KAZAN OLMALI ÖNCE ANLAMAYI SONRA ANLAŞMAYI DENEYİN, ÖNCE DİNLEYİN
80
EMPATİ-DUYGUDAŞLIK Bir konuya karşınızdaki kişinin penceresinden bakmak.Onun ne duyduğunu,ne hissettiğini, niçin öyle davrandığını, düşündüğünü anlayabilme becerisidir. İnsanları değerlendirirken kendinizi o kişinin yerine, konumuna, düşüncesine, mevkisine,becerilerine, yaşına, cinsiyetine vb. donanımlarına kimliğine göre değerlendirmeye çalışınız. Tarafınızdan anlaşıldığını hisseden insan size saygı duyacaktır.İlişkileriniz mükemmel olacaktır.
81
Sedef Çiçeği
82
Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı...
83
Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu
84
Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: „Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?“
85
Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:
86
„Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan...“
87
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...
88
Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu...
89
Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından
Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu...
90
Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:
91
„Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim. O bilmez. 50 yıl önceydi
„Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.
92
Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim
Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım.
93
Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye
Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye... Iyi gelirmiş derlerdi...
94
50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi
95
Taa ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım
Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim
96
Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim. Ondan hiçbirşey görmedim
97
Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."
98
Hakim yaşlı adama dönerek: "Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi.
99
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.
100
Tane tane konustu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim
101
Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de
Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim
102
Ilk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm
103
Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi
104
Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi
105
Hekimi pek dinlemedi bizim hatun. Lafım geçmedi
Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yuz tuttu
106
Ben ona: „Gece çiçek sularsan geçer”, dedim. Adak dilettim...
107
Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim
Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki..." dedi adam
108
O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…
109
„Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdakı suyu boşalttım
„Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdakı suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım
110
Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi...
111
Suçlandım...Sesimi çıkartamadım...“
112
O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu…
113
„Sevgide cömert ama sevdiklerimizi kırmada oldukca cimri olalım”
114
MASKE İNSANLAR DİĞER İNSANLARLA OLAN İLİŞKİLERİNDE KENDİSİNİ ELE VERMEMEK İÇİN MASKE KULLANIRLAR KALİTELİ İNSAN; MASKEYE İHTİYACI OLMAYAN, DOĞAL BİLGİ,İNANÇLI VE GÜVENİLİR İNSANDIR ÇOCUKLARINI UYKUDAYKEN ÖPEN, EŞİNE SEVDİĞİNİ SÖYLEMEYEN İNSANLAR SERT MASKELİ İNSANLARDIR
115
MESLEKİ YAŞAMDA PERFORMANS ARTTIRICI ÖNLEMLER
Başladığınız işi bitirin,öz disiplininizi güçlendirin Stresinizi kontrol etmeyi öğrenin. Etik kurallarına itaat edin, prensipleriniz olsun. Her alanda kaliteyi takip edin.
116
MESLEKİ YAŞAMDA PERFORMANS ARTTIRICI ÖNLEMLER
Kişisel Kalite Hedefinizi Belirleyin. Kendiniz İçin Kalite Hesabı Tutun. Hatalardan Kaçınmaya Çalışın. Kaynakları İyi Kullanın. Kararlı Olun, Yaptığınız İşe Kendinizi Adayın.
117
PERSONELİ GÜDÜLEMEK İsteklendirmek Ekip ruhu geliştirmek
İşlerden doyum sağlamalarına olanak kılmak Kuruluş misyonunu benimsemelerini sağlamak İNSAN Yüksek verim elde etmelerine yardımcı olmak
118
SİZDE BAŞKA İNSANLAR ÜZERİNDE ETKİ YAPMAK İSTİYORSANIZ, KAPASİTENİZİ VE POTANSİYELİNİZİ GELİŞTİRMEK ZORUNDASINIZ.
119
ZOR İNSANLARI YÖNETİRKEN
KARŞI GÖRÜŞLERE DEĞER VERİN İNSANLARIN İNANÇLARIYLA İLGİLİ GURUR DUYDUKLARINI UNUTMAYIN KIRICI OLMAYIN ZORLAMAYIN, YOL GÖSTERİN SABIRLI OLUN
120
ZOR İNSANLARLA BAŞ EDEBİLME YÖNTEMLERİ -1
“Herkesin Bir Davranış Kalıbı, Bir de Baskı Altındayken Kullandığı Yedek Davranış Kalıbı Vardır.” “Zor İnsanlar Kendi İhtiyaçlarını ve Kendi Amaçlarını Gerçekleştirmeye Çalıştıkları İçin Başkalarına Zor Gelen Davranışları Sergilerler.” Zor İnsanların Amaç ve İhtiyaçlarının Ne Olduğunu Bildiğimiz Taktirde Onların Davranışlarını Değiştirmelerini Sağlamak Üzere Bunlardan Yararlanabiliriz.
121
ZOR İNSANLARLA BAŞEDEBİLME YÖNTEMLERİ -2
Zor İnsanlarla Baş Edebilmede Kullanılacak Yöntem; Gözlem ve Dinleme dir. Karşı Görüşlere Değer Verin. İnsanların İnançlarıyla Gurur Duyduklarını Unutmayın. Kırıcı Olmayın, Zorlamayın ve Yol Gösterin. Sabırlı Olun.
122
Msci. M. Seyfi CALIS
123
Msci. M. Seyfi CALIS
124
Msci. M. Seyfi CALIS
125
Msci. M. Seyfi CALIS
126
Msci. M. Seyfi CALIS
127
Göç eden yaban kazlarının havada süzülürken "V" şeklinde bir formasyonla uçtuklarını görmüşsünüzdür... Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar araştırma sonucunda şu verilere ulaşmışlar;
128
1-) "V" şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş kanat çırptığında, arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş. Böylece "V" şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlar sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini % 70 oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış. Kıssadan Hisse: Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.
129
2-) Bir kaz, "V" grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor
2-) Bir kaz, "V" grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların yarattığı hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna grupla devam ediyor. Kıssadan Hisse: Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa, bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılarız.
130
3-) "V" grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından yararlanamıyor.Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında yer almış oluyor. Kıssadan Hisse: Yaptığınız her işi, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor.
131
4-) Uçus hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar. Kıssadan Hisse: İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız. Bundan alınmamalıyız; tam aksine, böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız.
132
Kıssadan Hisse: Adam olmak, sadece insanlara özgü değil....
5-) Gruptaki bir kuş hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta/yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar uçabilene (ya da eğer ölürse, ölümüne kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyor. Kıssadan Hisse: Adam olmak, sadece insanlara özgü değil....
133
KAZANAN DER Kİ: KAYBEDEN DER Kİ:
Daha fazla çalışır ve daha fazla zamanı vardır Her zaman çok meşguldür Sorunun üzerine gider Sorunun etrafında döner,asla çözemez Söz verir ve sözünü tutar Çok kolay söz verir,sözünü tutamaz Ne zaman savaşıp ne zaman geri çekileceğini bilir Önemli durumlarda geri çekilir ya da savaşmaya değmeyecek şeylerin üzerine gider Dostça hisler besler Nadiren dostça davranır,zaman zaman yok yere kırıcı olur Dinler Konuşma sırasının ona gelmesini bekler Başkalarının güçlü yanlarına saygı duyar Başkalarının zayıf yanları üzerinde durur Başkalarından bir şeyler öğrenir Bir şeyler öğrenmemek için direnir Açıklama yapar Bahaneler bulur Kendi işinden daha fazlası için sorumluluk duyar “Bu benim işim değil !” der. Süratini kendisi tayin eder Ya son derece hızlı ya da çok yavaş ilerler Zamanı daha iyiye ulaşmak için kullanır Zamanını eleştiriden kaçmak için kullanır Hata yapmaktan korkmaz Hata yapmaktan ve başkalarının ne diyeceğinden korkar İhtimaller ve çözümler üzerinde durur Sorunlar ve çözümlenmeyecek konular üzerinde durur.
134
ÜÇ ŞEY
135
Hayatta bir kez gittiğinde asla geri dönmeyen üç şey:
136
Zaman, sözcükler ve fırsattır.
137
Hayatta hiç bir zaman kaybedilmemesi gereken üç şey:
138
Barış, umut ve dürüstlüktür.
139
Hayatta en değerli üç şey:
140
Sevgi, kendine güven ve arkadaşlardır.
141
Hayatta hiç emin olunamayacak üç şey:
142
Düşler, başarı ve zenginliktir.
143
Hayatta insanı geliştiren üç şey:
144
Çok çalışma, samimiyet ve başarıdır.
145
Hayatta insanı mahveden üç şey:
146
Cesaretsizlik, gurur ve öfkedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.