Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAytug Buldan Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
Elbise; Mâhiyeti Giyinme; Bedenin uygun bir örtü (elbise) ile örtülmesidir. Örtünme elbise dediğimiz kumaş cinsinden giysidir. Elbise giymek; yaratılanlar içinde insana mahsus bir özelliktir. Libâs: Giysi, insanı örten, gizleyen şey demektir. Birbirinin çirkin yanlarını örtüp koruduğu için karı-koca birbirinin libâsı/giysisi sayılmıştır (2/Bakara, 187).
2
İnsan, yaratılışı icabı, örtünmesi gerekli yerlerini (avret yerleri) örtmeğe mecburdur. Bu, onun üstün, şerefli ve sorumlu bir varlık olmasının tabiî sonucudur. Giyinmenin, ayrıca, soğuk ve sıcaktan koruma, süs olma gibi fonksiyonları da vardır. Giyinmenin en önemli sebep ve hikmeti; edep yerlerinin örtülerek şeytanın insanları kötü yola düşürmesine engel olmaktır
3
Bu husus Kur'an'da açıkça belirtilmiştir:
"Ey Âdem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Takvâ (Allah'ın azabından korunma) elbisesi daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah'ın âyetlerindendir; belki düşünüp öğüt alırlar. Ey Âdem oğulları, şeytan, ana ve babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belâya düşürmesin! Çünkü o ve kabîlesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytanları inanmayanların dostları yaptık." (7/A'râf, 26-27)
4
Giyinmenin aynı zamanda bir süs olduğu ve Allah'ın helâl kıldığı süsleri kimsenin haram kılamayacağı şu âyetlerle bildirilmiştir: “Ey Âdem oğulları, her mescide gidişinizde süs(lü güzel Elbiseler)inizi (üzerinize) alın; yiyin-için, fakat israf etmeyin; çünkü o israf edenleri sevmez. De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti?” De ki: ‘O, dünya hayatında inananlarındır, kıyâmet gününde ise yalnız onlarındır.’ İşte Biz, bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.” (7/A'râf, 31-32)
5
Fıtrattan gelen farklı özelliklere göre erkek ve kadın giyimi de farklıdır. Erkeğin göbekle dizkapağı arasını örtülü bulundurması, kadının el ve yüzü dışında bedenini bol bir elbiseyle örtmesi farzdır. Erkeklerin ipekli elbise giyinmeleri ve altın yüzük takınmaları yasaklanmıştır (Sahîh-i Müslim, terc. Sofuoğlu, VI, 308). Hz. Peygamber (s.a.s.) kadınlara benzeyen erkeklere ve erkeklere benzeyen kadınlara lânet etmiştir (et-Tâc, III, 178).
6
İslâm'ın giyim konusundaki tavsiyeleri şöyle özetlenebilir: Elbise, kibir ve gurura yol açacak şekilde lüks olmamalı, insanların kınayacağı şekilde de pejmürde olmamalıdır. Sade ve temiz giyim tavsiye edilmiştir. Müslüman olmayanların giyim tarzları (moda) takip edilerek onlar taklit edilmemelidir. Bu şekilde bir taklit ve özenti dinimizde haram kılınmıştır. Hz. Peygamber, "Bir milletin âdet, töre ve yasalarına uyarak onlara benzeyen, o milletten sayılır" (et-Tâc, III/179) buyurmuştur.
7
Cuma, bayram ve düğün günlerinde güzel elbise giyilmesi gurura kapılmamak şartıyla mubahtır.
. Peygamberimizin dışarı çıkarken bin dirhem değerinde bir ridâ (aba) giydiği rivâyet edilmiştir. Nimete şükür gâyesiyle güzel elbise giymek güzeldir; çünkü "Allah, nimetlerinin eserini kullarının üzerinde görmekten hoşlanır" (Sahîh-i Müslim, Terc. Sofuoğlu, VI, 321). (1)
8
“Libûsu’t-takvâ/takvâ elbisesi, daha hayırlıdır” (7/A’râf, 26)
“Libûsu’t-takvâ/takvâ elbisesi, daha hayırlıdır” (7/A’râf, 26). “Libâsu’t-takvâ” terimiyle, insanı sıcaktan, soğuktan, dış etkilerden koruyacak giysi anlamında gerçek anlamının kastedildiğini söyleyenler varsa da; takvâ elbisesinin, mecâzî ve mânevî bir giysi belirttiği kabul edilir. Buna göre, âyette, önce bedeni örtecek dış giysiye işaret edildikten sonra, insanın ruhunu koruyacak takvâ giysisine dikkat çekilerek takvâ elbisesinin daha hayırlı olduğu belirtilir.
9
Çünkü takvâ, ruhu korur. Ruh, bedenden daha önemlidir
Çünkü takvâ, ruhu korur. Ruh, bedenden daha önemlidir. Takvâ giysisi, Allah’ın emirlerini tutma, yasaklarından kaçma, Allah’a yönelmedir. Katâde, Süddî ve İbn Cüreyc’e göre takvâ giysisi, imandır. İbn Abbâs’a göre de takvâ elbisesi sâlih amellerdir (F. Râzî, Mefâtihu’l-Gayb -Tefsir-i Kebir-, 14/52).
10
İslâm’ın tesettür emrini hiçe sayan sosyal ve siyasal yapı, öncelikle insanın kendisine zulmetmesine, aile yapısının ve sağlıklı çoğalma ve yetişmenin tahribine, zina, fuhuş, nesebi gayr-ı sahih çocukların oluşması ve onların baba ve aile yuvasından mahrumiyeti gibi nice fesâda sebep olacaktır. Günümüz erkeği sokakta, okulda, iş yerinde, televizyon karşısında… habire tahrik olmakta, kışkırtılmaktadır. Tatmine imkân bulunmadığı bir yerde bir güdünün tahrik edilmesi zulümdür ve yasaklanmalıdır.
11
Açlara yemek veremiyoruz diye onları ne diye iştahlandırıp ayaklandırıcı yemek kokularıyla tahrik edelim? Aç bırakılmış kediye devamlı ciğer göstermekten beter bir durum olan bu kışkırtılma, insanı ya saldırgan yapacak, ya cinselliği ve şehveti problemlere açık ve tatminsiz şekilde bilinçaltına yerleştirecek, erkekleri açık veya gizli seks manyağı haline getirecektir.
12
Kadınları da bir cinsel metâ haline, reklam aracı ve seks kölesi durumuna getirecek; moda, makyaj, parfüm, kuaför, süslenme gibi sektörlerin tuzağına düşürecek ve güzelleşme diye takdim edilen seks objesi olma uğruna onurunu, ahlâkını, kişiliğini, inancını ve insanlığını tartışılır hale getirecektir. (Hanımlarınız sizin giysileriniz ve siz de hanımlarınızın giysilerisiniz).” (2/Bakara, 187).
13
Kadın, kocasının elbisesidir, koca da karısının… Dikkat edecek olursak, bu benzetmenin ne kadar olağanüstü güzel ve anlamlı bir benzetme olduğunu göreceğiz. Giysi, insanın tenine her şeyden daha yakındır ve her şeyden daha mahremdir, ama tene yakın olmakla birlikte onu başkalarından gizlemekte ve uzaklaştırmaktadır da. Karı-koca birbirlerine karşı bu durumdadırlar.
14
Birbirlerine yakındırlar ve aynı zamanda birbirlerinin iffetinin koruyucusudurlar; tıpkı giysinin insanı çıplaklıktan ve iffetsizlikten koruduğu gibi. Buna ek olarak, herkesin elbisesi onun onur ve süslenmesinin mayası olduğu gibi, eşi de toplumsal hayatta bireyin onurunun ve süslenmesinin mayasıdır ve giydikleri giysilerin şekil ve türüne bakarak bireylerin şahsiyetlerinin birçok yönü anlaşılabildiği gibi, seçip sahip oldukları eşlerinden de şahsiyetleri bilinebilir.
15
Tesettür, Hicâb, Avret; Anlam ve Mâhiyeti
“Tesettür”: Örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya arkasında gizlenmek. "s-t-r" kökünden "tefe'ul" vezninde bir mastardır. Bir fıkıh terimi olarak; erkek veya kadının şer'an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine "avret yeri" denir.
16
Bir erkek veya hanımın başkasının yanında avret yerlerini örtmesi gerektiğinde görüş birliği vardır. Sağlam olan görüşe göre, bir kimse tek başına olduğu zaman da örtünmelidir. Buna göre, bir kimse temiz elbisesi bulunduğu halde kimsenin olmadığı bir yerde, karanlık bir odada bile olsa çıplak olarak namaz kılsa, bu câiz olmaz (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, Mısır, -t.y.- I, 375).
17
Yıkanma, tabiî ihtiyaç, tahâretlenme gibi hâcetler dışında, tenhâ bir yerde de bulunsa, namazda veya namaz dışında avret yerlerinin örtülmesi farzdır. Bunun delili Kur'an ve sünnettir. Örtünmenin amacı başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşrû olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. Âyette şöyle buyurulur: "Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir" (24/Nûr, 30).
18
Kadınların örtünmesi konusunda da şöyle buyurulur: "Mü’min kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnâdır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Ziynet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttalî olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz Allah'a tevbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin, umduğunuza nâil olasınız." (24/Nûr, 31) MUSAB
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.