Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2"— Sunum transkripti:

1 EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

2 VEZİN(Ölçü) Manzum metinlerde vezin ,kelime savurganlığını önleyerek dilin musikisini öne çıkarmaya yarayan bir unsurdur.Türk şiirinde başlangıçta parmak hesabı denilen hece vezni kullanılmıştır.Bu ölçü türü ,dizelerdeki hece sayısının belli bir düzene bağlı olarak eşitliği temeline dayanır.En çok yedili ,sekizli ve onbirli hece ölçüsü kullanılmıştır.Hece ölçüsünde mısralar duraksız olabileceği gibi duraklar da bulunabilir.Hece kalıplarına göre değişik duraklar vardır.Birli,ikili, yirmili şekilleri vardır.

3 A-la göz-le-ri-ni /sev-di-ğim dil-ber
Şu ge-lip geç-ti-ğin / yol-lar ö-ğün-sün Ka-dir Mev-lam se-ni / öv-müş ya-rat-mış Kıs-me-ti ol-du-ğun / kul-lar ö-ğün-sün Karacaoğlan

4 ARUZ ÖLÇÜSÜ Aruz ölçüsü ise Araplara aittir. Rivayete göre Araplar bu ölçüyü, çöllerde develerle yaptıkları uzun yolculuklar esnasında develerin uzun ve kısa adım atışlarından esinlenerek oluşturmuşlar ve kullanmışlardır. Sonradan İranlılar da bu ölçüyü kullanıp geliştirmişlerdir.

5 Me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün  E şin var aa / şi yaa nın var / ba haa rın var / ki bek ler din  Kı yaa met ler / ko par mak ney/ di ey bül bül / ne dir der din 

6 Aruz Kuralları 1. Kısa ünlü ile biten heceler kısa hece kabul edilir: “araba” sözcüğündeki hecelerin üçü de kısadır.  2. Ünsüzle veya uzun ünlüyle biten heceler uzun hece kabul edilir: “çakmak, nâmahrem, bîtab” sözcüklerindeki tüm heceler uzundur.  3. Sonunda iki ünsüz olan “Türk, üst, kurt” gibi heceler medli hecedir, yani bir buçuk hecedir. Başka deyişle bir uzun bir kısa hece kabul edilir.  4. İçinde uzun ünlü olup ünsüzle biten âb, yâr” gibi heceler medli hecedir; bir buçuk hece kabul edilir.  5. Dize sonundaki her hece uzun kabul edilir.  6. Aruz ölçüsüne uydurmak için bir sözcüğün sonundaki ünsüz, ünlüyle başlayan sonraki sözcüğün başında okunabilir; bu ses olayına ulama denir.  7. Aruz kalıbına uydurmak için kısa heceyi uzun okumaya imale denir; imale aruz kusurudur. Usta şairlerde (Meselâ Yahya Kemal’de) imale pek görülmez.  8. Aruz kalıbına uydurmak için uzun heceyi kısa okumak da zihaftır ve bu da bir aruz kusurudur. 

7 Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün  Bin at lı / a kın lar da / ço cuk lar gi / bi şen dik  Bin at lı / o gün dev gi / bi bir or du / yu yen dik  Ak tol ga / lı bey ler be / yi hay kır dı / i ler le 

8 Aruz ölçü ve kalıplarında kullanınan terimler ;
a. İmale (çekme, uzatma): Kısa olan bazı hecelerin ölçüye uydurulması için uzun okunmasına denir. b. Zihaf (kısma): İmalenin tersidir. Arapça ve Farsça sözcüklerdeki uzun heceyi, ölçünün gerektirdiği yerde kısa hece gibi okumaya denir. c. Med (kabartma): Aruzda ritim denen iç ahengi sağlamak amacıyla iki heceyi bir hece durumuna getirmek, yani bir tam sesi bir buçuk sese yükseltmektir. Med, her zaman bir uzun hece ve onu takip eden kısa hece arasında yapılır. Yani med, iki kapalı hece arasında bir açık hece bulunması gerektiğinde sonu bir uzun ünlü ve bir ünsüzle biten birinci heceyi imaleden biraz daha uzun okumaktır. d. Vasl (ulama, ulaştırma, liyezon):Kapalı bir heceyi açık hale getirmek için, son hecesi ünsüz bir harfle biten bir sözcüğün, kendinden sonra gelen ve ilk hecesi ünlü olan sözcüğe kendiliğinden bağlanması ve iki sözcüğün tek sözcük gibi okunmasıdır. Ulama aslında bir kusur sayılmaz, çünkü şiirdeki musikiyi artırır.

9 e. Kasr (kısaltma, inceltme): Uzun heceyi hafifletmek, inceltmektir
e. Kasr (kısaltma, inceltme): Uzun heceyi hafifletmek, inceltmektir. Aruzda uzun olan “mâh, şâh, nigâh” gibi bir sözcüğü hafifleştirerek “meh, şeh, nigeh” şeklinde okumaktır. “İstanbul” gibi kimi özel adların “Stanbul” şeklinde okunması da kasr ile ilgilidir. Örnek: Ol şeh-süvâr-ı mülk-i saadet ki rahşına Ceylan deminde arsa-i âlem gelirdi teng Baki

10 f. Sekt-i melîh (Güzel kesme):Sözlük anlamı “güzel kesme”dir
f. Sekt-i melîh (Güzel kesme):Sözlük anlamı “güzel kesme”dir. Yalnız “mef’ûlü mefa’ûlün” kalıbında yapılır. Bu parçalardaki “-lü” ve “me-” açık hecelerinin birleşerek bir uzun hece oluşturmasıyla bir uyum kesikliği meydana getirmektir. Bu durumda ölçü ”mef’ûlün fa’ûlün fa’ûlün” biçimine girer. Örnek: Bir yoldu parıldayan gümüşten Gittik…. Bahs açmadık dönüşten Yahya KEMAL

11 Takti: Aruz ölçüsüyle yazılmış bir şiirdeki ölçüyü belirleyebilmek için şiiri oluşturan hecelerin (.) veya (—) işaretiyle gösterilmesine ve kalıplarının bulunmasına “takti” denir. Takti, ölçünün parçalarını belirlemeyle ilgilidir. Örnek: Bu harmanın gelir sonu kapıştırın giderayak Yarın bakarsınız söner bugün çatırda yan ocak . – . – / . – . – / . – . – / . – . – Mefâ’ilün / mefâ’ilin / mefâilün / mefâilün Tevfik Fikret, Hân-ı Yağma

12 Türk şiirinde en fazla kullanılan kalıplar:
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün (-.–/-.–/-.–/-.-) Feilâtün feilâtün feilâtün feilün (..–/..–/..–/..-) Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün (.—/.—/.—/.—) Mefûlü fâilâtü mefâîlü fâilün (–./-.-.-/.–/-.-)

13 Aruz Kuralları: Farsça tamlama eki olan “-i” ile “ve” anlamındaki “ü, vü” bağlacı vezin gereği uzun da kısa da olabilir. Bir şiirin vezni en az iki dizeden hareket ederek bulunabilir. Tek dizeye bakarak vezin bulunmaz. Hecelerin açık kapalı değerleri karşılıklı kontrol edilir. Önce imkan varsa ulama, yoksa imale yapılır. Zihaf çok az bulunduğu için en son o ihtimal düşünülür. Aruzla yazılmış dizelerin son heceleri her zaman uzun sayılır. Aruz ölçüsünde üç tane kapalı hece, yani kısa okunan hece yan yana gelmez, çünkü buna uygun bir aruz kalıbı yoktur. Aruz vezninde tef’ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef’ilelerde durgu yapılmaz.

14 ARUZ KALIPLARIYLA İLGİLİ UYGULAMALAR:
Göz gördü / gönül sevdi / seni ey yü / zü mâhım seni: imale _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _ Kurbânı /n olam var mı / benim bunda / günâhım (Nahîfî)Kurbânın olam: ulama _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _  Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün Açınca yel / keni hiç bak / ma, oynasın / varsın; . _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ _  Kayık çocuk / gibidir: Oy/ nuyor mu kay / detme (Tevfik Fikret) . _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ _ Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Fa’ lün (Feilün) Duydum se / ni istiyor / bu vicdan vâsıl oldu: ulama _ _ . / . _ . _ /. _ _  Bildim sa / na vâsıl ol / du cânân (Abdülhak Hamid Tarhan) _ _ . / . _ . _ /. _ _  Mef’ûlü / Mefâilün/ Feûlün

15 Memleket bit / ti, yine bit / medi hâlâ / sen, ben…. yine: imale _
Memleket bit / ti, yine bit / medi hâlâ / sen, ben…. yine: imale _ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / _ _ büyük olmaz: ulama Bize bu hâl / ile bizden / büyük olmaz / düşmen (Namık Kemal)bu: imale . . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / _ _  Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün  (Fâilâtün) (Fa’lün) Ağır ağır / çıkacaksın / bu merdiven / lerden . _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ _  Eteklerin / de güneş renk / li bir yığın / yaprak (Ahmed Haşim) . _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ _  Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün Âsûde / olam dersen / eğer gelme / cihâna dersen eğer: ulama _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _  Meydâna / düşen kurtu/ lamaz seng-i / kazâdan (Ziya Paşa) _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _  Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün

16 Hayır mâtem senin hakkın değil, mâtem benim hakkım: bilmez âfâkım
Hayır mâtem senin hakkın değil, mâtem benim hakkım: bilmez âfâkım.: ulama . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _  Asırlar var ki aydınlık nedir hiç bilmez âfâkım. (Mehmed Âkif Ersoy) . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün Çatma, kurban / olayım çeh / reni, ey naz / lı hilâl! _ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _  Kahraman ır / kıma bir gül! / Ne bu şiddet / bu celâl? _ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _  Sana olmaz / dökülen kan / larımız son / ra helâl… _ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _  Hakkıdır ,Hak / k’a tapan mil / letimin is / tiklâl! (Mehmed Âkif Ersoy) _ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / _ _  Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün  (Fâilâtün) (Fa’lün) Uçtuk Mo / haç ufkunda / görünmek he / vesiyle Mohaç ufkunda: ulama _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _  Canlandı / o meşhûr o / va at kişne / mesiyle (Yahya Kemal Beyatlı) Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün


"EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları