Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanTuncboga Zaim Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişinin vereme yakalandığı bilgisini veren Dr. Akan, “Her yıl 1,7 milyon insan verem hastalığından dolayı ölüyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 17 bin yeni verem hastası ortaya çıkmakta. 2008 yılı verilerine göre verem savaş dispanserlerinde kayıtlı 18 bin 452 verem hastası var. Bu hastaların yüzde 62′si erkek, yüzde 38′i kadın. Hastaların yüzde 70′inde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 30′unda akciğer dışındaki lenf bezleri, plevra, böbrek, beyin gibi organlar vereme tutulmuştur.” dedi.
3
İnsanların sağlığı için en tehlikeli hastalıklardan biri de veremdir. Verem hastalığına halk arasında ince hastalık, tıp dilinde tüberküloz denir. Bulaşıcı bir hastalık olan verem mikrobunu Robert Koch adında bir Alman doktoru bulmuştur. Bu mikrop insan vücuduna solunum ve sindirim yoluyla girer. Çabuk fark edilip önlem alınmazsa vücudu kemirir, zayıflatır. Ölüme neden olur.
4
Verem, insandan insana, hayvandan insana geçer. En yaygın olanı akciğer veremidir. Tıp bilimi ilerledikçe verem mikrobunu yok edici ilaçlar ve aşılar yapıldı. Verem aşısının diğer adı B.C.G. aşısıdır. Verem aşısı ülkemizde ilk kez 22 Aralık 1952 tarihinde yapılmaya başlanmıştır. Bu aşıyı sağlık kuruluşlarında bütün insanlar ücretsiz olarak yaptırabilir. Zaman zaman kent, kasaba ve köylerde B.C.G. aşı kampanyaları açılır, aşı yapılır. Bu aşı okullarda öğrencilere de uygulanır.
5
B.C.G. aşısı yapıldığında verem mikropları vücudumuza girse de bizi hasta etmezler. Son yıllarda verem hastalığı ile yapılan savaş başarıya ulaşmış, yapılan aşılamalar sayesinde hastalık önemli ölçüde azalmıştır.
6
B.C.G. Aşısı, 1998-99 yılına kadar doğumdan hemen sonra veya ilk 1-2 gün içersinde yapılmaktaydı. Bunun sık olarak yan etkilere yol açması nedeniyle artık bebek 60 günlük olduktan sonra, standart olarak sol omuz başına cilt içi enjeksiyon şeklinde yapılmaktadır.
7
Aşı yapılırken kısa bir süre sonra kaybolan bir kabartı oluşmalıdır. Bu böcek-sinek ısırığı gibi bir kabartıdır, iğnenin doğru olarak cilt içi yapıldığını gösterir. 5-10 dakika içersinde kaybolur.
8
Aşı yeri ilk gün ellenmemeli ve yıkanmamalıdır. Ateş gibi yan etkilere pek yol açmaz. Aşıdan yaklaşık bir ay kadar sonra aşı yerinde önceleri bir sertlik, daha sonrası küçük bir sivilceye benzer kızarıklık olur. Bu sivilce yavaş seyirle kabuk oluşturur ve sonra da bir iz bırakarak iyileşir. Bilinmesi gereken şey bu sivilce oluşumu ve iyileşmesi aylar süren bir sürede gerçekleşeceğidir fakat bir yakınmaya yol açmayacağıdır.
9
Verem hastalığını tanıtma, korunma yollarını öğretme, veremle toplu olarak savaşmayı sağlamak amacı ile her yıl, yılbaşını takip eden ilk Pazartesi günü başlayan hafta “VEREM SAFAŞ EĞİTİMİ HAFTASI” olarak kabul edilmiştir.
10
Bu hafta boyunca televizyon, radyo, gazete gibi yayın organlarında verem hastalığını tanıtan, korunma yollarını gösteren, veremli hastaların tedavileri ile ilgili yayınlar yapılır. Yurdumuzda yapılan Verem savaş çalışmaları hakkında bilgiler verilir, canlı örnekler gösterilir. Bütün insanların birlik ve beraberlik içerisinde veremle savaş etmesinin önemi açıklanır. Aşı kampanyasına herkesin katılmasını, özellikle yeni doğan bebeklerin verem aşılarının zamanında yaptırılması istenir.
11
Yine bu haftada, okullarımızda da verem hastalığı tanıtılır. Bulaşma yolları gösterilir. Korunma yollan üzerinde önemle durulur. BCG aşısının önemi belirtilir. Veremle savaşma yollarında birlik ve beraberliğin, hepimizi başarıya götüreceği vurgulanır. Bu konularda filmler gösterilir. Konuşmalar yapılır, şiirler okunur. Hafta ile ilgili sözler yazılı dövizler duvarlara asılır. Öğrenciler arasında kompozisyon ve resim yarışmaları yapılır.
12
Herkesin bilinçli bir şekilde veremle savaşma yollan gösterilir. Sağlık ve Temizlik, Beslenme kolları, haftanın en faydalı bir şekilde geçmesi için var gücüyle çalışırlar. Arkadaşlarına faydalı olacak çalışmalar yaparlar.
13
1. Geceleri terleme ve ateşin yükselmesi. 2. Kesik kesik öksürükler. Balgam çıkarmak. Balgamda kan görülmesi. 3. Halsizlik, yorgunluk ve belirgin görüntülerdir.
14
Şunu hiç unutmamak gerekir; verem sinsi bir hastalıktır, kolay bulaşır, zayıf vücutları bulunca, hemen oraya yerleşir ve çoğalır. Bunun için dengeli beslenmeye çok dikkat etmeliyiz.
15
Vereme yakalanmamanın ilk koşulu, onun vücudumuza girebileceği tüm kapıları kapatmaktır. Bunun için şunlara dikkat etmek gerekir: Dengeli beslenmek, günlük yeterli kalori, mineral, vitamin ihtiyaçlarını almak. Güneşten mümkün olduğunca çok yararlanmak. Yeterince dinlenmek, günün yorgunluğunu, stresini atmak. Temiz hava almak, ormanlık alanlarda, kırlarda, yeşil alanlarda bol bol gezmek, dolaşmak. Koruyucu aşıları zamanında yaptırmak.(BCG aşısı) Yenen ve içilen besin maddelerinin temiz olmasına dikkat etmek. Verem hastalığı taşıyan insanların yanına fazla yaklaşmamak, eşyalarını kesinlikle kullanmamak. Sütü kaynattıktan sonra içmek. Her yıl bir sağlık kuruluşunda kontrolden geçmek.
17
Bu kurallara uyulursa hastalığa kolay kolay yakalanmayız. Zaten en iyisi hastalığa yakalanmamaktır. Ama yakalanılsa bile verem artık rahatça tedavi edilebilen bir hastalıktır. Önemli olan zamanını geçirmemektir. Hastalığın tedavi edilebilmesi için: Belirtilerini sezdiğimiz, yakalandığımızı hissettiğimiz anda hiç zaman kaybetmeden varsa bir “Verem Savaş Dispanseri”ne gidip muayene olmalıyız. Yoksa sağlık ocakları, devlet hastaneleri başta olmak üzere herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmalıyız. Unutulmamalıdır ki erken teşhis ve tedavi her hastalıkta olduğu gibi veremde de çok önemlidir.
18
Verem, yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada insanlığı kemiren en önemli hastalıklardan biridir. Türkiye’de Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet döneminin ilk yarısında çok yaygındı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında dünyanın her tarafında olduğu gibi Türkiye’de de bu hastalığa tutulanlar çok artmış ve veremden ölümler çoğalmıştır. Sağlık Bakanlığınca 1943-2947 yılları arasında beş büyük şehirde yapılan ölüm tespitlerinde ölüm sebebi olarak veremin daima ilk üç sırayı alan hastalıklar arasında bulunduğu ve veremden ölüm oranının yüzde 13,5’i bulduğu görüldü.
19
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra verem, milli bir sorun olarak ele alındı.(1 945) Gönüllü kuruluşların sayısı üç yıl içinde 48’i buldu. (1948) İstanbul’da bir verem konferansı toplandı. Veremle ilgili kuruluşların ve kişilerin katıldığı bu önemli toplantıda veremin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu ortaya konarak kamuoyuna yansıtıldı. Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği de bu toplantı sonunda kuruldu.(1948) Derneğin başkanlığına Prof..Dr.Tevfik Sağlam seçildi. 15 yıl bu görevde kalan Sağlam, azmi, geniş bilgisi, pratik zekası ve buluşlarıyla verem savaşına önderlik etti, verem savaşının başarıya ulaşmasında büyük rol oynadı.
20
1948’de 2537 Sayılı Kanunla eğlence yerlerinden belediyece alınan verginin yüzde 1O’unun verem savaş derneklerine verilmesi kabul edildi. Bundan başka Sağlık Bakanlığınca bu derneklere para, malzeme ve personel yardımı yapılması 5368 Sayılı Kanun’la öngörüldü.(1949) Böylece resmi ve gönüllü verem savaş kuruluşlarının tam bir işbirliği içinde çalışmaları sağlandı. 1953’te yurt çapında tüberkülin testi ve verem aşısı (BCG) kampanyasına girişildi. 1960’ta köyler için gezici verem röntgen verem tarama ekipleri kuruldu.Şehirlerde dispanser sayısı artırıldı.
21
Diyeceğim odur ki verem ciddi bir hastalıktır ama korunması ve tedavisi de ilerleyen tıp sayesinde gayet kolay ve basittir. Sağlıklı ve veremsiz uzun bir ömür yaşamanız dileğiyle…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.