Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

6183 SAYILI AATUHK DA YER ALAN

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "6183 SAYILI AATUHK DA YER ALAN"— Sunum transkripti:

1 6183 SAYILI AATUHK DA YER ALAN
İPTAL DAVALARI (MADDE 24 – 30 ARASI)

2 MADDE 24 : İPTAL DAVASI AÇILMASI

3 Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30
Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır.

4 Bu kanunun 24–31. maddeleri ile İcra ve İflas Kanununun 277–284
Bu kanunun 24–31. maddeleri ile İcra ve İflas Kanununun 277–284. maddelerinde düzenlenen iptal davaları borçluların alacaklılarına zarar veren bazı tasarrufların hükümsüz hale gelmesini sağlayan bir dava şeklidir.

5 KANUNUN 24 İLE 30 MADDELERİNDEKİ AMAÇ;

6 Amme alacağını ödemeyen borçlunun malı bulunmadığı ya da borca yetmediği takdirde, amme alacağının tamamının veya bir kısmının tahsiline imkân bırakmamak amacıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuki muamelelerle borçlunun amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile amme alacağını tahsil etmektir.

7 İPTAL DAVASI SONUCU

8 Tasarrufa konu olan mal alıcının (devir alan 3
Tasarrufa konu olan mal alıcının (devir alan 3.şahıs) malvarlığında kalmaya devam etmekle beraber davacı (tahsil dairesi-alacaklı)o malı haciz ettirip sattırma ve satış bedelinden de alacağını elde etme imkânına kavuşmaktadır.

9 İptal davasına konu olan tasarruflar üç grupta toplanmıştır:

10 1 - İvazsız tasarruflarla bağışlama sayılan tasarruflar(AATUHK 27–28)
2 - Hükümsüz sayılan diğer tasarruflar yani ödeme güçsüzlüğü içindeyken yapılan tasarruflar (AATUHK 29) 3 - Amme Alacağının tahsiline imkân bırakmamak amacıyla, amme alacağını ödemeyen kişilerce yapılan tasarruflar(AATUHK 30)

11 TAHSİL DAİRELERİNCE İPTAL DAVASI AÇABİLMENİN KOŞULLARI

12 1 - Dava açabilmemiz için her şeyden önce kesinleşmiş ve ödenebilir hale gelmiş bir amme alacağının bulunması şarttır.

13 2 - Bu şarta ek olarak kesinleşmiş ve ödenebilir hale gelmiş olan amme alacağının tahsili için yapılmış olan takibatın sonuçsuz kalması ve amme alacağının da teminata bağlanmamış olması gerekmektedir.

14 DİKKAT : Bu şartlar dahilin de ihtiyaten tahakkuk ettirilerek ihtiyati haciz kararı ile haciz uygulanan kamu alacakları kesinleşmediğinden iptal davasına konu olmayacaktır.

15 İptal davası açılması sonucu sadece kamu borçlusunu değil borçlu ile ilişkide bulunan üçüncü kişilerinde haklarını etkilediğinden;

16 Alacağın yükümlü veya vergi sorumlusu tarafından ödenmesi ya da zorla tahsil olanağı mevcut olduğu sürece iptal davası açılmasına gerek yoktur.

17 Alacağın yapılacak takibatla borçlunun tasarrufa konu olmamış diğer mallarının da tahsil edilmesi veya teminat altına alınması mümkün olduğu durumda da iptal davası açılmaması uygundur.

18 Çünkü tasarrufu iptalden maksat amme alacağının tahsilinin teminidir.

19 İptal davalarını, alacaklı amme idarelerinin bu konuda yetkilendirilmiş birimleri açar.

20 Genel mahkemelere amme alacağının ne şekilde tahsilinin mümkün olmadığının kanıtlanabilmesi için mahkemeye sunulabilecek belgeler;

21 1 - Borçlunun hacze kabil başka bir malı bulunmadığını belirleyen HACİZ TUTANAĞI

22 2 - Kanunun 75. maddesine göre düzenlenen ACİZ FİŞİ

23 3 - Mal bildiriminde bulunulmadığı da delil olarak gösterilebilir.

24 GÖREVLİ MAHKEME VE YETKİ

25 6183 Sayılı AATUHK ’ nun 24. maddesine göre açılacak iptal davalarına umumi mahkemelerde bakılacağı belirtilmiştir. Burada genel mahkemeler sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleridir.

26 Mahkeme yetkilerinin belirlenmesi, kesinleşerek ödenmemiş amme alacağının miktarı ile iptal konusu tasarruf değerinden hangisi az ise ona göre değişir.

27 6183 Sayılı Kanunun 24 Maddesinde iptal davalarının diğer davalara takdimen (sırası gelmeden, öncelikle) görüşülmesi öngörüldüğünden;

28 Bu davalara adli tatilde de bakılacak
ve Temyiz süresi adli tatilde de işleyecektir.

29 Açılacak iptal davalarında adli mahkemeler genel hükümlere göre iptal edilmesi istenilen tasarruf konusu mallar hakkında, tahsil dairesinin istemi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceklerdir.

30 MADDE 25: İPTAL TALEBİNDE MUHATTAP

31 İptal borçlu ile hukuki muamele de bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçılarına ve suiniyet (kötü niyet) sahibi diğer 3.şahıslara karşı istenir.

32 Maddeye göre kamu alacağından dolayı Haklarında İptal Davası Açılabilecek Olanlar (davalılar) şöyledir:

33 1 - Asıl borçlu ile iptal konusu işlemi yapan veya kendisine borçlu tarafından bir ödemede bulunulan kimse

34 2 - Asıl borçlu ile iptal konusu işlemi yapan kimsenin mirasçıları

35 3 - Asıl borçlu ve kötü niyetli 3.kişilerdir.

36 Kötü niyetli 3.kişiler; Kendilerinden öncekilerin tasarruflarının iptal davasına konu teşkil edebileceğini bile veya bilmesi gereken kişilerdir. 3.kişilerin kötü niyetli olduğu davacı tarafından her türlü kanıtla(Tanık dahil) ispat edilebilir.

37 4 - Tasarruf konusu malın,3
4 - Tasarruf konusu malın,3.şahıslar arasında kötü niyetli ve zincirleme olarak devredilmesinde bu şahıslardan her biri aleyhine iptal davası açılabilir.

38 5 - İflas halinde iflas masasıdır
5 - İflas halinde iflas masasıdır. Ancak borçlu iflas etmiş durumda olduğundan iptal davasında davalı olarak gösterilemez

39 6 - Mirasın resmi tasfiyesinde de tasfiye memurları iptal davası muhatabıdırlar.

40 Alacaklı amme idaresi bu şekilde açmış olduğu dava ile tasarruf ve muamelelerden faydalanan 3.şahıslarla bunların mirasçılarından yaptıkları muameleyi iptal ettirerek, alacağını tahsil ettiği takdirde adı geçenlerin yüklendikleri amme alacaklarını genel hükümler dairesinde asıl borçludan talep edebilirler.

41 MADDE 26: HÜKÜMSÜZ SAYILMADA ZAMAN AŞIMI

42 27, 28, 29 ve 30. maddelerde sözü geçen tasarrufların vuku tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra mezkûr maddelere istinaden dava açılamaz.

43 Madde metninden de anlaşılacağı üzere kamu alacağından doğan iptal davalarının, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde açılabileceği hükmolunmuştur.

44 Buradaki 5 yıllık süre aslında zamanaşımını değil hak düşürücü bir süreyi ifade etmektedir.

45 Her ne kadar bu maddenin kenar başlığında zaman aşımı ifadesi kullanılmış ise de, icra ve iflas 538 sayılı kanunla yapılan değişiklikle İİK’nunda (İcra İflas Kanunu) hak düşürücü bir müddet olarak düzenlendiği halde 6183 sayılı kanundaki yanlış ibare düzeltilmediğinden bu şekilde devam edegelmiştir.

46 Tasarrufun yapıldığı tarih ile haciz, aciz veya iflas tarihi arasında, sayılı yasanın 27. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre geçmiş ise artık iptal davası açılması söz konusu olamayacağından, 5 yıllık sürenin uygulanması mümkün olamayacaktır.

47 Çünkü 5 yıllık hak düşürücü süre iptale konu olacak tasarrufun iptal edilebilmesi için açılması gereken iptal davasının en geç hangi tarihe kadar açılması gerektiğini belirlemektedir.

48 Örneğin, tasarrufa konu olan mal üzerinde 12. 03
Örneğin, tasarrufa konu olan mal üzerinde tarihinde haciz uygulanmış, tarihinde aciz fişi düzenlenmiş ve iptali istenen bağışlama tasarrufu da 1991 yılında yapılmış diyelim, 2 yıllık süre dolmuş olduğundan, iptal davası açımında 5 yıllık süre dolduğu düşünülerek artık dava açılamaz.

49 İptal davasını, elinde muvakkat veya kati aciz vesikası bulunan alacaklı açabilir. Bu yön dava şartı olup, hâkim görevi gereği resen gözetmek zorundadır.

50 MADDE 27: İVAZSIZ TASARRUFLARIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

51 Amme alacağını ödememiş borçlulardan müddetinde veya hapsen tazyikine rağmen mal beyanında bulunmayanlarda, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.

52 İvazsız (karşılıksız) tasarrufların hükümsüzlüğü ile ilgili olan bu maddenin kabulünü gerektiren düşüncenin, kamu alacaklarını dahi ödeyemeyecek olan şahısların karşılıksız yardımda bulunamayacağı mantığından hareketle,

53 Borçlunun alacaklılarını borçludan karşılıksız olarak bir mal veya bir hak iktisap etmiş olan 3.kişilere karşı korumak olduğunu söyleyebiliriz. Böylelikle amme alacağı suiniyetli 3.kişilere karşı korunmaktadır.

54 İVAZSIZ TASARRUFLAR VE BAĞIŞLAMA

55 İvazsız tasarruftan; karşılık alınmaksızın yapılan vasiyet, hibe gibi hukuki muamelelerin anlaşılması gerekir.

56 Hibe anlamına gelen bağışlamanın konusu, Borçlar kanununun 234
Hibe anlamına gelen bağışlamanın konusu, Borçlar kanununun 234.maddesinde düzenlenmiştir.

57 Bağışlama hayatta olan kişiler arasında yapılan bir işlemdir
Bağışlama hayatta olan kişiler arasında yapılan bir işlemdir. Bu işlemle bir kişi karşılığında bir şey borçlanmadan veya taahhüt etmeden, malının tamamını veya bir kısmını başkasına vermesidir. Diğer bir deyişle temlik(devir) etmektedir.

58 Henüz elde edilmemiş bir haktan vazgeçme veya mirası reddetmek bağışlama olmadığı gibi, ahlaki bir görevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz.

59 Bağışlama; kısaca borçlunun mal varlığından çıkan mal veya haklar karşılığında mukabil (karşılık) bir şeyin alınmamasıdır.

60 İVAZSIZ TASARRUFLARIN İPTAL ŞARTLARI

61 İptal davası açılabilmesi için her şeyden önce; kamu alacağının kesinleştikten sonra muaccel (ödeme süresinin geçmesi) hale gelmesi ve zorunlu kovuşturma ve takip yolları sonunda tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.

62 İptal davasının açılabilmesi için ikinci şart; borçlunun ivazsız tasarruflarının ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde yapılmış olması koşuludur.

63 Geriye veya ileriye doğru sürenin başlangıç tarihi, ödeme süresinin başladığı tarih olup vade günü (ödeme süresinin son günü) değildir. Ödeme süresinin başlangıcı her amme alacağının özel kanunlarında gösterilir.

64 Özel kanunlarında ödeme süresi gösterilmemişse, 6183 sayılı kanunun 37
Özel kanunlarında ödeme süresi gösterilmemişse, sayılı kanunun 37 . maddesine göre Maliye Bakanlığınca belirtilmiş şekle göre yapılması gereken tebliğ tarihinin ertesi günü, ödeme süresinin ilk günüdür.

65 İVAZSIZ TASARRUFLARIN İPTALİNDE HÜSNÜNİYET

66 Amme borçlusunca, bağışlamada bulunulan kimsenin iyi niyetli veya kötü niyetli olmasının tasarrufun iptalinde herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

67 Ancak bu maddeyle amme alacağının korunması ve tahsil edilmesi amaçlandığından iptal davası açıldıktan sonra, borçlu amme alacağını karşılayacak ölçüde mal bildiriminde bulunduğu takdirde, dava sebebi ortadan kalkmaktadır.

68 MADDE 28: BAĞIŞLAMA SAYILAN TASARRUFLAR

69 Kanunun 27. maddesinin tatbiki bakımından aşağıdaki tasarruflar bağışlama hükmündedir.

70 Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar, Kendi verdiği malın, akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı fiyat kabul ettiği akitler, Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler.

71 Maddenin getirilmesindeki amaç; amme alacağının korunmasını sağlamak ve borçlunun maddede sayılan kişilerle yapabileceği muvazaalı işlemleri önlemek olduğundan, borçlunun ivazsız (karşılıksız) işlemi yaptığı sırada aciz halinde olup olmamasına borçluda alacaklılarına zarar verme kastının bulunup bulunmamasına ve ivazsız tasarruflardan yararlananların iyi niyetli olup olmadıklarına bakılmaksızın bu işlemlerin hükümsüzlüğüne karar verilebilecektir.

72 Bu maddenin anlaşılmasında faydası olacağına inanarak , kan hısımlığı, sıhrî hısımlık ve hısımlık derecelerine değinelim.

73 1 - KAN HISIMLIĞI: Birbirine kan bağı denilen tabi bir münasebetle bağlı olanların hısımlığıdır. Bu hısımlık iki şekilde olur.

74 USUL FÜRUĞ HISIMLIĞI: Biri diğerinin sulbünden (dölünden) gelenler arasındaki hısımlıktır. Evlatlarla ana ve baba arasındaki hısımlık gibi.

75 b) CİVAR HISIMLIĞI: Birbirlerinin sulbünden gelmemekle beraber müşterek bir sulbde birleşenlerin hısımlığıdır. Kardeşler, amca, dayı, hala çocukları arasındaki hısımlık civar hısımlığıdır.

76 Evlilik dışında doğmuş çocuklar ile baba ve anaları veya bunların usül ve füruğu arasında da kan hısımlığı vardır.

77 2 - SIHRÎ HISIMLIK : Sıhrî hısımlık evlenme dolayısıyla meydana gelen hısımlıktır ki, karının kan hısımları kocanın sıhrî hısımları, kocanın kan hısımları da karının sıhrî hısımlarıdır. Evlenmenin sona ermesi ile sıhrî hısımlık sona ermez. (M.K. Md -18)

78 Buna göre usul ve füruğ arasındaki nesillerin adedini saymak gerekir.
3- HISIMLIK DERECELERİ Hısımlık derecesinin tayininde her nesil (batın) yani baba ile oğul bir derece sayılır. Buna göre usul ve füruğ arasındaki nesillerin adedini saymak gerekir.

79 Civar hısımları arasındaki dereceyi bulmak için ise, bunların biri ile müşterek sulb arasındaki nesillerin tamamını saymak lazımdır.

80 ÖRNEĞİN; iki kardeşin müşterek sulbleri babaları olup, her biri ile babaları arasında bir nesil bulunduğundan aralarında ikinci derece hısımlık vardır.

81 Amca ile yeğen arasında müşterek sulb amcanın babası (yeğenin büyük babası) olup aralarında bir derece, yeğen ile amcanın babası arasında iki derece hısımlık olduğundan amca ile yeğen arasında üç derece hısımlık vardır. Amca çocukları ise dördüncü derece hısımlardır.

82 Bu maddenin birinci bendine göre sadece şu hususun bilinmesinde fayda vardır.

83 6183 sayılı yasada evlatlık ile evlat edinen arasındaki ivazlı tasarrufların, bağışlama hükmünde olduğu belirtilmemiştir. İcra İflas kanununda bu belirtilmiştir.

84 Bu sebeple 28. maddeye göre evlatlık ile evlat edinen arasında ivazlı tasarrufları bağışlama sayma imkânımız yoktur. Bu kişiler arasındaki ivazlı tasarruflar ancak 30. madde çerçevesinde iptal davasına konu olabilecektir.

85 Maddenin 2. bendinde ise dava konusu işlem, kazandırıcı bir işlem olduğundan buradaki akit deyimini tasarruf şeklinde yorumlamak gerekir.

86 Borçlunun verdiği mal mukabili aldığı ivaz malın verildiği andaki kıymetine göre çok düşük ise bu şekilde yapılan tasarruflarda bağışlama hükmündedir.

87 Fakat ivazlar arasındaki oransızlık önemli olmalı ve tarafların yeterli ve normal bir dikkatle anlayabileceği bir ölçüde olmalıdır.

88 Maddenin 3. bendinde ise amme alacağını ödemiş olan borçlunun kendisine ve 3. bir şahıs menfaatine kaydi hayat (ömür boyunca) şartıyla tesis etmiş olduğu irat ve intifa haklarına ilişkin sözleşmelerde ölünceye kadar bakma akitleri bağışlama sayılır.

89 Sözleşme dolayısıyla irat ve intifa hakkı iptal olunarak amme borçlusunun bunların tesisi için verdiği şeyler malvarlığına iade edilir.

90 MADDE 29: HÜKÜMSÜZ SAYILAN DİĞER TASARRUFLAR

91 Amme alacağını ödemeyen borçlulardan müddetinde veya hapsen tazyikine rağmen mal beyanında bulunmayanlarla malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları tasarruflardan aşağıda belirtilenler hükümsüzdür.

92 1- Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler,

93 2- Borca karşılık para veya mutad ödeme vasıtalarından gayri bir suretle yapılan ödemeler,

94 3- Vadesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler.

95 İcra İflas Kanununun 279.maddesine karşılık olarak düzenlenen bu maddede borca batık olan şahısların (borcu alacaklarından fazla-pasifi aktifinden fazla) belirli bir dönemde yaptığı bazı tasarrufları iptal davasına konu olmaktadır. Maddedeki amme alacağını ödemeyen borçlulardan kasıt borca batık olan şahıslardır.

96 6183 sayılı yasanın 29. maddesi İ. İ. K. nun 279
6183 sayılı yasanın 29.maddesi İ.İ.K.nun 279.maddesine karşılık olarak düzenlenmiş ise de aralarında bazı ayrılıklar bulunmaktadır.

97 ÖRNEĞİN; 29 .maddede, geriye doğru iki yıl içinde yapılan tasarrufların iptali söz konusu iken bu süre İ.İ.K.nun 279.maddesinde bir yıl olarak öngörülmüştür.

98 İcra ve iflas kanununa göre, iyi niyetli olduğunu kanıtlayan 3
İcra ve iflas kanununa göre, iyi niyetli olduğunu kanıtlayan 3.kişiler, iptal davasından etkilenmeyecekleri halde, sayılı kanunun 29.maddesine göre 3.kişiler iyi niyetli olsalar dahi, yani borçlunun kasdını bilmeseler dahi iptal davasına konu olan tasarruf iptal edilecektir.

99 Maddenin birinci bent hükmüne göre;
Borçlunun mevcut bir borcu için sonradan teminat olarak verdiği rehinler hükümsüz sayılmıştır.

100 İkinci bent hükmüne göre;
Mutat (alışılmış) ödeme vasıtalarından (para, çek, kambiyo senedi gibi) başka şekilde yapılan ödemeler hükümsüz sayılmıştır.

101 ÖRNEĞİN; Borçlunun menkul veya gayrimenkul mal vermek suretiyle yaptığı ödemeler hükümsüzdür. Alışılmış ödeme şekillerinin neler olması gerektiği kesin bir şekilde belirlenmiş değildir. Bu durum olayın özelliklerine göre, örf veya âdete veya tarafların durumlarına göre takdir ve tespit olunması gerekir. Yargıtay para, çek, kambiyo senetleri(ticari senetler)yanında faiz kuponlarını da mutat ödeme vasıtası kabul etmiştir.

102 Üçüncü bent hükmüne göre ise borçlunun henüz ödeme müddeti gelmemiş bir borç için yapmış olduğu ödemelerde hükümsüz sayılmıştır. Burada sadece anapara borçlarının değil her çeşit borcun vadeden önce ödenmesi söz konusudur.

103 Ertelenmesi şarta bağlı bir borcun, şart tahakkuk etmeden ödenmesi de vadesi gelmemiş bir borç için ödeme sayılmaktadır.

104 Burada belirtilen hükümsüz işlemler, iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonraki tasarrufları iade ettiğinden, burada beş yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması olanağı bulunmamaktadır.

105 MADDE 30: AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE İMKÂN BIRAKMAMAK MAKSADIYLA YAPILAN TASARRUFLAR:

106 Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının ve tamamının tahsiline imkân bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.

107 İcra İflas kanununun 280. maddesinde olduğu gibi, sayılı kanunun 30. maddesinde de borçlunun kötü niyetle yaptığı hileli tasarrufların iptali öngörülmektedir.

108 Madde hükmüne göre, malı bulunmayan veya mevcut malı amme alacağını karşılamayan borçlunun, amme alacağını kısmen veya tamamen tahsilsiz bırakmak amacıyla yapmış olduğu tek taraflı muamelelerle(tasarruflar) mutlak bir şekilde hükümsüz sayılmıştır.

109 Buradaki tek taraflı muamelelerden kasıt, karşı tarafın irade beyanına lüzum kalmaksızın sadece amme borçlusunca yapılan hukuki tasarruflardır.

110 ÖRNEĞİN : Haksız bir ödeme emrine itiraz etmemek, poliçede protesto çekmemek gibi.

111 Borçlunun amme alacağını tahsilsiz bırakmak maksadını bilen veya onunla ilişkisi açısından bilmesi gereken şahıslarla yapılan bütün hukuki muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.

112 Ancak bu maddede İcra İflas kanununun 280
Ancak bu maddede İcra İflas kanununun 280. maddesinde alacaklı yararına öngörülen kötü niyet karinesi yer almadığından, amme borçlusu ile muamelelerde bulunan kişilerin kötü niyetli olduklarının, alacaklı tahsil dairesi tarafından ispatı gerekmektedir.

113 Bu üçüncü kişilerin borçlunun eşi, usül ve füruğ ve üçüncü dereceye kadar sıhrî hısımı oluşu durumu değiştirmemektedir.

114 Yargıtay’ca, ticari bir işletmenin veya işyerindeki emtianın tamamının veya bir kısmının borçlu tarafından devrinde satın alanın borçlunun alacaklarına zarar kastını bildiği ve borçlunun da bu yandan, ticareti terk eden tacirin, işyerini iş ortağına, yanında çalışan kalfasına, işçisine devretmesi halinde bu kişilerin iyi niyetli olmadıkları kabul edilmektedir.

115 Bu madde hükmü 27, 28, 29. maddesine nazaran daha genel bir nitelik taşıdığından 27, 28 ve 29. maddelerinin olaya uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda uygulanır.

116 Diğer taraftan tasarruf tarihi ne olursa olsun iptal davası açma hakkı, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl geçmekle düştüğünden, alacaklı amme idarelerinin iptal istemiyle ilgili olarak tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde dava açmaları gerekir.

117 HAZIRLAYANLAR Halil GÖLCÜ Aysel DÜNDAR Serap KANDEMİR Mehmet Nur ŞİMŞEK


"6183 SAYILI AATUHK DA YER ALAN" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları