Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet DEVLET TEŞKİLATI: DEVLET TEŞKİLATI: Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet DEVLET TEŞKİLATI: DEVLET TEŞKİLATI: Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı."— Sunum transkripti:

1 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet DEVLET TEŞKİLATI: DEVLET TEŞKİLATI: Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı Samanoğulları, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır. Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı Samanoğulları, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır.Gazneli HÜKÜMDAR: HÜKÜMDAR: Töre ve müesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hâkimidir. Töre ve müesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hâkimidir. Sultan unvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi. Sultan unvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi.hükümdarlar Türklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır. Türklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır.Hakan Sultan, Türkçe adının yanında İslamî ad da taşırdı. Halife tarafından künye ve lakap da verilirdi. Sultan, Türkçe adının yanında İslamî ad da taşırdı. Halife tarafından künye ve lakap da verilirdi. Sultan DEVLET TEŞKİLATI: DEVLET TEŞKİLATI: Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı Samanoğulları, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır. Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı Samanoğulları, Gazneli ve Abbasî devletleri teşkilatlarından geniş ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesinde mükemmel bir surette uygulamıştır.Gazneli HÜKÜMDAR: HÜKÜMDAR: Töre ve müesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hâkimidir. Töre ve müesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hâkimidir. Sultan unvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi. Sultan unvanlı hükümdarlara genellikle Sultanülâzam denilirdi.hükümdarlar Türklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır. Türklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır.Hakan Sultan, Türkçe adının yanında İslamî ad da taşırdı. Halife tarafından künye ve lakap da verilirdi. Sultan, Türkçe adının yanında İslamî ad da taşırdı. Halife tarafından künye ve lakap da verilirdi. Sultan

2 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet Sultan, merkezde oturur, ülke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi. Sultan, merkezde oturur, ülke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi. Merkeze bağlı beylik ve atabeylikler vardı. Sultanın hâkim olduğu ülkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı. Merkeze bağlı beylik ve atabeylikler vardı. Sultanın hâkim olduğu ülkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı. Sultan, haftanın belirli günlerinde devlet ileri gelenleriyle yüksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ülke meselelerini görüşür ahalinin halinden haberdar olurdu. Sultan, haftanın belirli günlerinde devlet ileri gelenleriyle yüksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ülke meselelerini görüşür ahalinin halinden haberdar olurdu. Türk Devletlerinde Hutbe Okutmak, Para bastırmak, Çetr (Hükümdar Şemsiyesi)Tuğ, Sancak, Otağ(Hükümdar Çadırı) Türk Devletlerinde Hutbe Okutmak, Para bastırmak, Çetr (Hükümdar Şemsiyesi)Tuğ, Sancak, Otağ(Hükümdar Çadırı) Bağımsızlık sembolü olarak kabul edilmektedir. Bağımsızlık sembolü olarak kabul edilmektedir. Sultan, merkezde oturur, ülke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi. Sultan, merkezde oturur, ülke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi. Merkeze bağlı beylik ve atabeylikler vardı. Sultanın hâkim olduğu ülkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı. Merkeze bağlı beylik ve atabeylikler vardı. Sultanın hâkim olduğu ülkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı. Sultan, haftanın belirli günlerinde devlet ileri gelenleriyle yüksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ülke meselelerini görüşür ahalinin halinden haberdar olurdu. Sultan, haftanın belirli günlerinde devlet ileri gelenleriyle yüksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ülke meselelerini görüşür ahalinin halinden haberdar olurdu. Türk Devletlerinde Hutbe Okutmak, Para bastırmak, Çetr (Hükümdar Şemsiyesi)Tuğ, Sancak, Otağ(Hükümdar Çadırı) Türk Devletlerinde Hutbe Okutmak, Para bastırmak, Çetr (Hükümdar Şemsiyesi)Tuğ, Sancak, Otağ(Hükümdar Çadırı) Bağımsızlık sembolü olarak kabul edilmektedir. Bağımsızlık sembolü olarak kabul edilmektedir.

3 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet ATABEYLİK: ATABEYLİK: Atabeylikler Ülke idaresini öğrenmek için çeşitli bölgelere gönderilen şehzadeleri eğitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. Atabeylikler Ülke idaresini öğrenmek için çeşitli bölgelere gönderilen şehzadeleri eğitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. FAYDA VE ZARARLARI FAYDA VE ZARARLARI a-Şehzadelerin eğitilmesi konusunda faydalı olmuşlar. b-Ancak devletin zayıf anlarında kimi atabeylikler bağımsızlıklarını ilan ülkenin parçalanmasında etkili olmuşlar HÜKÜMET: HÜKÜMET: Büyük divan denilen "divanı saltanat"ta devletin umumi işleri görüşülüp yürütülürdü. Selçuklularda büyük divandan başka, devletin malî, askerî, adlî ve diğer işlerine bakan divanlar da vardı. Büyük divan denilen "divanı saltanat"ta devletin umumi işleri görüşülüp yürütülürdü. Selçuklularda büyük divandan başka, devletin malî, askerî, adlî ve diğer işlerine bakan divanlar da vardı.divan ATABEYLİK: ATABEYLİK: Atabeylikler Ülke idaresini öğrenmek için çeşitli bölgelere gönderilen şehzadeleri eğitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. Atabeylikler Ülke idaresini öğrenmek için çeşitli bölgelere gönderilen şehzadeleri eğitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. FAYDA VE ZARARLARI FAYDA VE ZARARLARI a-Şehzadelerin eğitilmesi konusunda faydalı olmuşlar. b-Ancak devletin zayıf anlarında kimi atabeylikler bağımsızlıklarını ilan ülkenin parçalanmasında etkili olmuşlar HÜKÜMET: HÜKÜMET: Büyük divan denilen "divanı saltanat"ta devletin umumi işleri görüşülüp yürütülürdü. Selçuklularda büyük divandan başka, devletin malî, askerî, adlî ve diğer işlerine bakan divanlar da vardı. Büyük divan denilen "divanı saltanat"ta devletin umumi işleri görüşülüp yürütülürdü. Selçuklularda büyük divandan başka, devletin malî, askerî, adlî ve diğer işlerine bakan divanlar da vardı.divan

4 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet 1-Divan-ı istifa: Mali işlere bakardı vergi gelirlerinin toplanması ve harcanması bu divanın sorumluluğundaydı başkanı da Müstevfidir. 2-Divan- Arz: Askeri işlerden sorumlu divandır. Ordunun masraflarının karşılanması ve asker maaşlarının verilmesi bu divanın görevlerindendir. 3-Divan-ı İşraf: Devletin her türlü faaliyetinin denetimini yapardı. Başkanı Müşrifitir. (Askeri ve hukuki işler dışında) 1-Divan-ı istifa: Mali işlere bakardı vergi gelirlerinin toplanması ve harcanması bu divanın sorumluluğundaydı başkanı da Müstevfidir. 2-Divan- Arz: Askeri işlerden sorumlu divandır. Ordunun masraflarının karşılanması ve asker maaşlarının verilmesi bu divanın görevlerindendir. 3-Divan-ı İşraf: Devletin her türlü faaliyetinin denetimini yapardı. Başkanı Müşrifitir. (Askeri ve hukuki işler dışında)

5 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet 4-Divan-ı İnşa: Ferman beratname gibi her türlü yazı işleriyle iç ve dış yazışmalardan sorumlu olan divandır. Başkanı Tuğra-idir. 5-Niyabet-i Saltanat: Sultanın merkezde bulunmadığı zamanlarda ona vekâleten devletin işlerini yürütürdü. 6-Divan-ı Mezalim Hükümdarın başkanlık ettiği yüksek mahkemedir bu divanda ağır siyasi suçların davaları görülür. Başkanı Sultandır. 4-Divan-ı İnşa: Ferman beratname gibi her türlü yazı işleriyle iç ve dış yazışmalardan sorumlu olan divandır. Başkanı Tuğra-idir. 5-Niyabet-i Saltanat: Sultanın merkezde bulunmadığı zamanlarda ona vekâleten devletin işlerini yürütürdü. 6-Divan-ı Mezalim Hükümdarın başkanlık ettiği yüksek mahkemedir bu divanda ağır siyasi suçların davaları görülür. Başkanı Sultandır.

6 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet ORDU TEŞKİLATI HASSA ASKERLERİ: HASSA ASKERLERİ: Sultana bağlı özel birliklerdir. Hizmetlerinin karşılığında kendilerine ikta denilen belirli bir arazi tahsis edilirdi. Sultana bağlı özel birliklerdir. Hizmetlerinin karşılığında kendilerine ikta denilen belirli bir arazi tahsis edilirdi. GULAMAN-I SARAY: GULAMAN-I SARAY: Doğrudan sultana bağlı muhafız birlikleridir. Farklı milletlerden seçilip özel olarak yetiştirilen ücretli askerlerdir. Doğrudan sultana bağlı muhafız birlikleridir. Farklı milletlerden seçilip özel olarak yetiştirilen ücretli askerlerdir. EYALET ASKERLERİ: EYALET ASKERLERİ: Melik ve eyalet valilerinin askerleriyle birlikte orduya katılmasıdır. Melik ve eyalet valilerinin askerleriyle birlikte orduya katılmasıdır. HASSA ASKERLERİ: HASSA ASKERLERİ: Sultana bağlı özel birliklerdir. Hizmetlerinin karşılığında kendilerine ikta denilen belirli bir arazi tahsis edilirdi. Sultana bağlı özel birliklerdir. Hizmetlerinin karşılığında kendilerine ikta denilen belirli bir arazi tahsis edilirdi. GULAMAN-I SARAY: GULAMAN-I SARAY: Doğrudan sultana bağlı muhafız birlikleridir. Farklı milletlerden seçilip özel olarak yetiştirilen ücretli askerlerdir. Doğrudan sultana bağlı muhafız birlikleridir. Farklı milletlerden seçilip özel olarak yetiştirilen ücretli askerlerdir. EYALET ASKERLERİ: EYALET ASKERLERİ: Melik ve eyalet valilerinin askerleriyle birlikte orduya katılmasıdır. Melik ve eyalet valilerinin askerleriyle birlikte orduya katılmasıdır.

7 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet ORDU TEŞKİLATI TÜRKMENLER: TÜRKMENLER: Devlet başkanının daveti sonucu Türkmenlerden savaş zamanında orduya katılan askerlerdir. SİPAHİLER: Devlet başkanının daveti sonucu Türkmenlerden savaş zamanında orduya katılan askerlerdir. SİPAHİLER: İkta sahibi olanların ikta gelirleri karşılığı beslemek zorunda oldukları atlı askerlerdir YARDIMCI KUVVETLER: İkta sahibi olanların ikta gelirleri karşılığı beslemek zorunda oldukları atlı askerlerdir YARDIMCI KUVVETLER: Selçuklularda bağlı devlet ve beyliklerin savaş zamanında gönderdikleri ücretli askerlerdir Selçuklularda bağlı devlet ve beyliklerin savaş zamanında gönderdikleri ücretli askerlerdir TÜRKMENLER: TÜRKMENLER: Devlet başkanının daveti sonucu Türkmenlerden savaş zamanında orduya katılan askerlerdir. SİPAHİLER: Devlet başkanının daveti sonucu Türkmenlerden savaş zamanında orduya katılan askerlerdir. SİPAHİLER: İkta sahibi olanların ikta gelirleri karşılığı beslemek zorunda oldukları atlı askerlerdir YARDIMCI KUVVETLER: İkta sahibi olanların ikta gelirleri karşılığı beslemek zorunda oldukları atlı askerlerdir YARDIMCI KUVVETLER: Selçuklularda bağlı devlet ve beyliklerin savaş zamanında gönderdikleri ücretli askerlerdir Selçuklularda bağlı devlet ve beyliklerin savaş zamanında gönderdikleri ücretli askerlerdir

8 SARAY TEŞKİLATI Hükümdar ve sarayın hizmetinde çalışan görevliler şunlardı: Hükümdar ve sarayın hizmetinde çalışan görevliler şunlardı: 1-Emir-i Âlem: Sancak yâda bayrağı taşıyan ve koruyan kişi. 2-Emiri Candar: Büyük Selçuklularda sarayı koruyan askerlere candar bunların başında bulunan komutan 3-Hacibü'l-Hüccab: Selçuklularda vezir ve divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları, konuşma ve buluşmaları temin eden aracılara hacib bunların başına da Hacibü'l-Hüccab denirdi. 2-Emiri Candar: Büyük Selçuklularda sarayı koruyan askerlere candar bunların başında bulunan komutan 3-Hacibü'l-Hüccab: Selçuklularda vezir ve divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları, konuşma ve buluşmaları temin eden aracılara hacib bunların başına da Hacibü'l-Hüccab denirdi. 4-Emiri Çeşnigir: Sultanın yemeklerini hazırlar ve sofra hazırlıklarını yapar 5-Şarabdar-ı Has: Hükümdarın meşrubatını hazırlar ve korurdu. 6-Serhenk: Törenlerde hükümdarın önünden gider ve yol düzenini sağlar 7-Emir-i Ahur:( imrahor) Hükümdarın sarayında bulunan atlara bakan seyislerin 4-Emiri Çeşnigir: Sultanın yemeklerini hazırlar ve sofra hazırlıklarını yapar 5-Şarabdar-ı Has: Hükümdarın meşrubatını hazırlar ve korurdu. 6-Serhenk: Törenlerde hükümdarın önünden gider ve yol düzenini sağlar 7-Emir-i Ahur:( imrahor) Hükümdarın sarayında bulunan atlara bakan seyislerin 8-Emir-i Silahdar: Merasimlerde sultanın silahlarını taşır. 8-Emir-i Silahdar: Merasimlerde sultanın silahlarını taşır. 9-Emir-i Meclis: Sultanın ziyafetlerini hazırlayıp teşrifatçılık 9-Emir-i Meclis: Sultanın ziyafetlerini hazırlayıp teşrifatçılık Hükümdar ve sarayın hizmetinde çalışan görevliler şunlardı: Hükümdar ve sarayın hizmetinde çalışan görevliler şunlardı: 1-Emir-i Âlem: Sancak yâda bayrağı taşıyan ve koruyan kişi. 2-Emiri Candar: Büyük Selçuklularda sarayı koruyan askerlere candar bunların başında bulunan komutan 3-Hacibü'l-Hüccab: Selçuklularda vezir ve divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları, konuşma ve buluşmaları temin eden aracılara hacib bunların başına da Hacibü'l-Hüccab denirdi. 2-Emiri Candar: Büyük Selçuklularda sarayı koruyan askerlere candar bunların başında bulunan komutan 3-Hacibü'l-Hüccab: Selçuklularda vezir ve divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları, konuşma ve buluşmaları temin eden aracılara hacib bunların başına da Hacibü'l-Hüccab denirdi. 4-Emiri Çeşnigir: Sultanın yemeklerini hazırlar ve sofra hazırlıklarını yapar 5-Şarabdar-ı Has: Hükümdarın meşrubatını hazırlar ve korurdu. 6-Serhenk: Törenlerde hükümdarın önünden gider ve yol düzenini sağlar 7-Emir-i Ahur:( imrahor) Hükümdarın sarayında bulunan atlara bakan seyislerin 4-Emiri Çeşnigir: Sultanın yemeklerini hazırlar ve sofra hazırlıklarını yapar 5-Şarabdar-ı Has: Hükümdarın meşrubatını hazırlar ve korurdu. 6-Serhenk: Törenlerde hükümdarın önünden gider ve yol düzenini sağlar 7-Emir-i Ahur:( imrahor) Hükümdarın sarayında bulunan atlara bakan seyislerin 8-Emir-i Silahdar: Merasimlerde sultanın silahlarını taşır. 8-Emir-i Silahdar: Merasimlerde sultanın silahlarını taşır. 9-Emir-i Meclis: Sultanın ziyafetlerini hazırlayıp teşrifatçılık 9-Emir-i Meclis: Sultanın ziyafetlerini hazırlayıp teşrifatçılık

9 HUKUKHUKUK Büyük Selçuklu Devletinde hukuk şer i hukuk ve örfi hukuk olmak üzere iki kısımdan oluşuyordu. Büyük Selçuklu Devletinde hukuk şer i hukuk ve örfi hukuk olmak üzere iki kısımdan oluşuyordu. 1-Şer’î Hukuk 1-Şer’î Hukuk Şer’i hukuk sisteminde kadılar, din ve hukuk ile ilgili işlerde yetkili idiler. Evlenme, boşanma, nafaka, miras, hırsızlık gibi davalara kadılar bakar, kadıların başkanına kadiü’l kudat denirdi. Başkentte oturan kadiü’l kudat, bütün kadıları denetleme yetkisine sahipti. Şer’i hukuk sisteminde kadılar, din ve hukuk ile ilgili işlerde yetkili idiler. Evlenme, boşanma, nafaka, miras, hırsızlık gibi davalara kadılar bakar, kadıların başkanına kadiü’l kudat denirdi. Başkentte oturan kadiü’l kudat, bütün kadıları denetleme yetkisine sahipti. 2-Örfî Hukuk 2-Örfî Hukuk Asayişin bozulması ve yasalara karşı gelinmesiyle ilgili davalara bakıyordu. Örfî yargıdan Emir-i Dad sorumluydu. Ayrıca askeri davalara Kadı Asker (Kadıy-Leşker) bakmaktaydı. Veziri ve divan üyelerini yargılama ve tutuklama yetkisi vardı. Asayişin bozulması ve yasalara karşı gelinmesiyle ilgili davalara bakıyordu. Örfî yargıdan Emir-i Dad sorumluydu. Ayrıca askeri davalara Kadı Asker (Kadıy-Leşker) bakmaktaydı. Veziri ve divan üyelerini yargılama ve tutuklama yetkisi vardı. Büyük Selçuklu Devletinde hukuk şer i hukuk ve örfi hukuk olmak üzere iki kısımdan oluşuyordu. Büyük Selçuklu Devletinde hukuk şer i hukuk ve örfi hukuk olmak üzere iki kısımdan oluşuyordu. 1-Şer’î Hukuk 1-Şer’î Hukuk Şer’i hukuk sisteminde kadılar, din ve hukuk ile ilgili işlerde yetkili idiler. Evlenme, boşanma, nafaka, miras, hırsızlık gibi davalara kadılar bakar, kadıların başkanına kadiü’l kudat denirdi. Başkentte oturan kadiü’l kudat, bütün kadıları denetleme yetkisine sahipti. Şer’i hukuk sisteminde kadılar, din ve hukuk ile ilgili işlerde yetkili idiler. Evlenme, boşanma, nafaka, miras, hırsızlık gibi davalara kadılar bakar, kadıların başkanına kadiü’l kudat denirdi. Başkentte oturan kadiü’l kudat, bütün kadıları denetleme yetkisine sahipti. 2-Örfî Hukuk 2-Örfî Hukuk Asayişin bozulması ve yasalara karşı gelinmesiyle ilgili davalara bakıyordu. Örfî yargıdan Emir-i Dad sorumluydu. Ayrıca askeri davalara Kadı Asker (Kadıy-Leşker) bakmaktaydı. Veziri ve divan üyelerini yargılama ve tutuklama yetkisi vardı. Asayişin bozulması ve yasalara karşı gelinmesiyle ilgili davalara bakıyordu. Örfî yargıdan Emir-i Dad sorumluydu. Ayrıca askeri davalara Kadı Asker (Kadıy-Leşker) bakmaktaydı. Veziri ve divan üyelerini yargılama ve tutuklama yetkisi vardı.

10 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet Sosyal Hayat Sosyal Hayat Selçuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı. Selçuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı. Sosyal yapı, Ortaçağ Avrupasından tamamen ayrıdır. Toplum; Selçuklu hanedanı ve mensupları başta olmak üzere askerî ve mülkî rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa’daki gibi sınıf, Hindistan’daki gibi kast sistemi mevcut değildi. Sosyal yapı, Ortaçağ Avrupasından tamamen ayrıdır. Toplum; Selçuklu hanedanı ve mensupları başta olmak üzere askerî ve mülkî rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa’daki gibi sınıf, Hindistan’daki gibi kast sistemi mevcut değildi. Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin büyük yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve köyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı. Şer’î hükümler karşısında herkes eşitti. Köylü hür olup, toprağın hâs ve ikta oluşuna göre hükümetin himayesi altında çalışırdı. Vergisini verirdi. Mülk, topraklar, veraset yoluyla çocuklara geçerdi. Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin büyük yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve köyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı. Şer’î hükümler karşısında herkes eşitti. Köylü hür olup, toprağın hâs ve ikta oluşuna göre hükümetin himayesi altında çalışırdı. Vergisini verirdi. Mülk, topraklar, veraset yoluyla çocuklara geçerdi. Sosyal Hayat Sosyal Hayat Selçuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı. Selçuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı. Sosyal yapı, Ortaçağ Avrupasından tamamen ayrıdır. Toplum; Selçuklu hanedanı ve mensupları başta olmak üzere askerî ve mülkî rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa’daki gibi sınıf, Hindistan’daki gibi kast sistemi mevcut değildi. Sosyal yapı, Ortaçağ Avrupasından tamamen ayrıdır. Toplum; Selçuklu hanedanı ve mensupları başta olmak üzere askerî ve mülkî rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa’daki gibi sınıf, Hindistan’daki gibi kast sistemi mevcut değildi. Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin büyük yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve köyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı. Şer’î hükümler karşısında herkes eşitti. Köylü hür olup, toprağın hâs ve ikta oluşuna göre hükümetin himayesi altında çalışırdı. Vergisini verirdi. Mülk, topraklar, veraset yoluyla çocuklara geçerdi. Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin büyük yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve köyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı. Şer’î hükümler karşısında herkes eşitti. Köylü hür olup, toprağın hâs ve ikta oluşuna göre hükümetin himayesi altında çalışırdı. Vergisini verirdi. Mülk, topraklar, veraset yoluyla çocuklara geçerdi.

11 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet TOPRAK YÖNETİMİ TOPRAK YÖNETİMİ Büyük Selçuklularda toprak devletin malı kabul edilmiştir. Büyük Selçuklularda toprak devletin malı kabul edilmiştir. Devlete ait bu topraklara mirî arazi denilirdi. Devlete ait bu topraklara mirî arazi denilirdi. Devlet, toprağın boş kalmaması için çeşitli tedbirler almış ve toprakları halkın kullanımına açmıştır. Böylece devlet hem tarımsal faaliyetleri desteklemiş ve artırmış, hem de ikta arazileri sayesinde hazineye yük olmadan binlerce asker beslemiştir. Devlet, toprağın boş kalmaması için çeşitli tedbirler almış ve toprakları halkın kullanımına açmıştır. Böylece devlet hem tarımsal faaliyetleri desteklemiş ve artırmış, hem de ikta arazileri sayesinde hazineye yük olmadan binlerce asker beslemiştir. Büyük Selçuklularda topraklar has arazi, ikta arazi, mülk arazi ve vakıf arazi olmak üzere dörde ayrılmıştır. Büyük Selçuklularda topraklar has arazi, ikta arazi, mülk arazi ve vakıf arazi olmak üzere dörde ayrılmıştır. a. Has arazi: Geliri hükümdara ayrılan topraklara has arazi denirdi. Hükümdar bu topraklarda istediği tasarrufu yapabilirdi. a. Has arazi: Geliri hükümdara ayrılan topraklara has arazi denirdi. Hükümdar bu topraklarda istediği tasarrufu yapabilirdi. TOPRAK YÖNETİMİ TOPRAK YÖNETİMİ Büyük Selçuklularda toprak devletin malı kabul edilmiştir. Büyük Selçuklularda toprak devletin malı kabul edilmiştir. Devlete ait bu topraklara mirî arazi denilirdi. Devlete ait bu topraklara mirî arazi denilirdi. Devlet, toprağın boş kalmaması için çeşitli tedbirler almış ve toprakları halkın kullanımına açmıştır. Böylece devlet hem tarımsal faaliyetleri desteklemiş ve artırmış, hem de ikta arazileri sayesinde hazineye yük olmadan binlerce asker beslemiştir. Devlet, toprağın boş kalmaması için çeşitli tedbirler almış ve toprakları halkın kullanımına açmıştır. Böylece devlet hem tarımsal faaliyetleri desteklemiş ve artırmış, hem de ikta arazileri sayesinde hazineye yük olmadan binlerce asker beslemiştir. Büyük Selçuklularda topraklar has arazi, ikta arazi, mülk arazi ve vakıf arazi olmak üzere dörde ayrılmıştır. Büyük Selçuklularda topraklar has arazi, ikta arazi, mülk arazi ve vakıf arazi olmak üzere dörde ayrılmıştır. a. Has arazi: Geliri hükümdara ayrılan topraklara has arazi denirdi. Hükümdar bu topraklarda istediği tasarrufu yapabilirdi. a. Has arazi: Geliri hükümdara ayrılan topraklara has arazi denirdi. Hükümdar bu topraklarda istediği tasarrufu yapabilirdi.

12 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet b. İkta arazi: b. İkta arazi: Ordu mensuplarına ve devlet memurlarına hizmet ve maaşlarına karşılık olarak verilen toprak geliridir. Ordu mensuplarına ayrılan bu topraklar, hizmetlerini sürdürmeleri şartı ile babadan oğula geçebilirdi, îkta sahipleri, topladıkları vergi gelirinin bir kısmı ile geçinirken geri kalanıyla da sipahi denilen atlı asker beslemek zorundaydı. Ordu mensuplarına ve devlet memurlarına hizmet ve maaşlarına karşılık olarak verilen toprak geliridir. Ordu mensuplarına ayrılan bu topraklar, hizmetlerini sürdürmeleri şartı ile babadan oğula geçebilirdi, îkta sahipleri, topladıkları vergi gelirinin bir kısmı ile geçinirken geri kalanıyla da sipahi denilen atlı asker beslemek zorundaydı. c. Mülk arazi: c. Mülk arazi: Devlet adamlarına başarılarından dolayı verilen topraklardır. Bu topraklara sahip olanlar toprak üzerinde satma, devretme, vakfetme ve miras yoluyla çocuklarına bırakma gibi her türlü tasarrufa sahiptiler. Devlet adamlarına başarılarından dolayı verilen topraklardır. Bu topraklara sahip olanlar toprak üzerinde satma, devretme, vakfetme ve miras yoluyla çocuklarına bırakma gibi her türlü tasarrufa sahiptiler. d. Vakıf arazi: d. Vakıf arazi: Mirî veya mülk arazilerinden gelirleri ilmî veya sosyal kuruluşların masraflarına ayrılan topraklardır. Vakıf toprakları, amaçları dışında kullanılamaz ve alınıp satılamazdı. Mirî veya mülk arazilerinden gelirleri ilmî veya sosyal kuruluşların masraflarına ayrılan topraklardır. Vakıf toprakları, amaçları dışında kullanılamaz ve alınıp satılamazdı. b. İkta arazi: b. İkta arazi: Ordu mensuplarına ve devlet memurlarına hizmet ve maaşlarına karşılık olarak verilen toprak geliridir. Ordu mensuplarına ayrılan bu topraklar, hizmetlerini sürdürmeleri şartı ile babadan oğula geçebilirdi, îkta sahipleri, topladıkları vergi gelirinin bir kısmı ile geçinirken geri kalanıyla da sipahi denilen atlı asker beslemek zorundaydı. Ordu mensuplarına ve devlet memurlarına hizmet ve maaşlarına karşılık olarak verilen toprak geliridir. Ordu mensuplarına ayrılan bu topraklar, hizmetlerini sürdürmeleri şartı ile babadan oğula geçebilirdi, îkta sahipleri, topladıkları vergi gelirinin bir kısmı ile geçinirken geri kalanıyla da sipahi denilen atlı asker beslemek zorundaydı. c. Mülk arazi: c. Mülk arazi: Devlet adamlarına başarılarından dolayı verilen topraklardır. Bu topraklara sahip olanlar toprak üzerinde satma, devretme, vakfetme ve miras yoluyla çocuklarına bırakma gibi her türlü tasarrufa sahiptiler. Devlet adamlarına başarılarından dolayı verilen topraklardır. Bu topraklara sahip olanlar toprak üzerinde satma, devretme, vakfetme ve miras yoluyla çocuklarına bırakma gibi her türlü tasarrufa sahiptiler. d. Vakıf arazi: d. Vakıf arazi: Mirî veya mülk arazilerinden gelirleri ilmî veya sosyal kuruluşların masraflarına ayrılan topraklardır. Vakıf toprakları, amaçları dışında kullanılamaz ve alınıp satılamazdı. Mirî veya mülk arazilerinden gelirleri ilmî veya sosyal kuruluşların masraflarına ayrılan topraklardır. Vakıf toprakları, amaçları dışında kullanılamaz ve alınıp satılamazdı.

13 İKTİSADÎ VE TİCARÎ HAYAT Selçukluların hâkim olduğu Horasan, İran, Irak, Anadolu ve diğer Ortadoğu ülkeleri bu devirde ekonomik bakımdan en yüksek seviyeye çıkarak milletler ve kıtalar arası ticarette köprü görevi görüyordu. Selçukluların hâkim olduğu Horasan, İran, Irak, Anadolu ve diğer Ortadoğu ülkeleri bu devirde ekonomik bakımdan en yüksek seviyeye çıkarak milletler ve kıtalar arası ticarette köprü görevi görüyordu. Selçuklu ülkesinin her türlü ziraî mahsulün yetişmesine müsait iklim coğrafî ve doğal zenginliklere sahip olması sayesinde bol mahsul yetişiyordu. Tahıl sıkıntısı çekilmeyip o günkü şartlarda fiyatı da ucuzdu. Selçuklu ülkesinin her türlü ziraî mahsulün yetişmesine müsait iklim coğrafî ve doğal zenginliklere sahip olması sayesinde bol mahsul yetişiyordu. Tahıl sıkıntısı çekilmeyip o günkü şartlarda fiyatı da ucuzdu. Ülke içinde ve dışında kıtalar ve milletlerarası ticareti emniyetle sağlayan yol ve kervansaraylar yapılmıştı. Her zanaat kolu bir lonca teşkilatına bağlıydı. Loncalar meslek ve erbabını kontrol altında tutardı. Ülke içinde ve dışında kıtalar ve milletlerarası ticareti emniyetle sağlayan yol ve kervansaraylar yapılmıştı. Her zanaat kolu bir lonca teşkilatına bağlıydı. Loncalar meslek ve erbabını kontrol altında tutardı. Devletin gelir kaynakları Devletin gelir kaynakları 1-Arazi vergisi olan HARAÇ 2-Ziraat vergisi olan ÖŞÜR 1-Arazi vergisi olan HARAÇ 2-Ziraat vergisi olan ÖŞÜR 3- GANİMET 4-Bağlı devletlerin hediye ve yıllıkları idi. 3- GANİMET 4-Bağlı devletlerin hediye ve yıllıkları idi. Selçukluların hâkim olduğu Horasan, İran, Irak, Anadolu ve diğer Ortadoğu ülkeleri bu devirde ekonomik bakımdan en yüksek seviyeye çıkarak milletler ve kıtalar arası ticarette köprü görevi görüyordu. Selçukluların hâkim olduğu Horasan, İran, Irak, Anadolu ve diğer Ortadoğu ülkeleri bu devirde ekonomik bakımdan en yüksek seviyeye çıkarak milletler ve kıtalar arası ticarette köprü görevi görüyordu. Selçuklu ülkesinin her türlü ziraî mahsulün yetişmesine müsait iklim coğrafî ve doğal zenginliklere sahip olması sayesinde bol mahsul yetişiyordu. Tahıl sıkıntısı çekilmeyip o günkü şartlarda fiyatı da ucuzdu. Selçuklu ülkesinin her türlü ziraî mahsulün yetişmesine müsait iklim coğrafî ve doğal zenginliklere sahip olması sayesinde bol mahsul yetişiyordu. Tahıl sıkıntısı çekilmeyip o günkü şartlarda fiyatı da ucuzdu. Ülke içinde ve dışında kıtalar ve milletlerarası ticareti emniyetle sağlayan yol ve kervansaraylar yapılmıştı. Her zanaat kolu bir lonca teşkilatına bağlıydı. Loncalar meslek ve erbabını kontrol altında tutardı. Ülke içinde ve dışında kıtalar ve milletlerarası ticareti emniyetle sağlayan yol ve kervansaraylar yapılmıştı. Her zanaat kolu bir lonca teşkilatına bağlıydı. Loncalar meslek ve erbabını kontrol altında tutardı. Devletin gelir kaynakları Devletin gelir kaynakları 1-Arazi vergisi olan HARAÇ 2-Ziraat vergisi olan ÖŞÜR 1-Arazi vergisi olan HARAÇ 2-Ziraat vergisi olan ÖŞÜR 3- GANİMET 4-Bağlı devletlerin hediye ve yıllıkları idi. 3- GANİMET 4-Bağlı devletlerin hediye ve yıllıkları idi.

14 Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet İLİM İLİM Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan Nizamiye medreselerini Medreselerde din konularının yanı sıra matematik felsefe dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu. Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu. Buralarda yapılan çalışmalar sonucu Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan Nizamiye medreselerini Medreselerde din konularının yanı sıra matematik felsefe dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu. Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu. Buralarda yapılan çalışmalar sonucu Celali Takvimi yapıldı Celali Takvimi yapıldı Büyük Selçuklular Arapçayı din ve bilim dili, Büyük Selçuklular Arapçayı din ve bilim dili, Farsçayı edebiyat ve devlet dili, Farsçayı edebiyat ve devlet dili, Türkçeyi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı. Türkçeyi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı. İLİM İLİM Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan Nizamiye medreselerini Medreselerde din konularının yanı sıra matematik felsefe dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu. Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu. Buralarda yapılan çalışmalar sonucu Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan Nizamiye medreselerini Medreselerde din konularının yanı sıra matematik felsefe dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu. Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu. Buralarda yapılan çalışmalar sonucu Celali Takvimi yapıldı Celali Takvimi yapıldı Büyük Selçuklular Arapçayı din ve bilim dili, Büyük Selçuklular Arapçayı din ve bilim dili, Farsçayı edebiyat ve devlet dili, Farsçayı edebiyat ve devlet dili, Türkçeyi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı. Türkçeyi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı.

15 MİMARLIK VE SANAT Ülkenin pek çok yerinde yeni kurumlar ve yapılar inşa ettiler. Bunlar cami, medrese, kervansaray, hastane, köprü, çeşme, imaret, han, hamam, türbe ve kümbet gibi yapılardı. Büyük Selçuklu anıtmezarları olan kümbetler de yaygın mimari yapılardır. Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu. Dört köşeli, çok köşeli ya da yuvarlak formdaki Büyük Selçuklu kümbetleri genellikle iki katlı olarak yapılıyordu. Bu kümbetlerin alt kat mezar, üst kat ise mescit olarak kullanılıyordu. Büyük Selçuklu sanatında hat (yazı), minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme, cilt ve çeşitli süsleme sanatları da gelişmişti Ülkenin pek çok yerinde yeni kurumlar ve yapılar inşa ettiler. Bunlar cami, medrese, kervansaray, hastane, köprü, çeşme, imaret, han, hamam, türbe ve kümbet gibi yapılardı. Büyük Selçuklu anıtmezarları olan kümbetler de yaygın mimari yapılardır. Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu. Dört köşeli, çok köşeli ya da yuvarlak formdaki Büyük Selçuklu kümbetleri genellikle iki katlı olarak yapılıyordu. Bu kümbetlerin alt kat mezar, üst kat ise mescit olarak kullanılıyordu. Büyük Selçuklu sanatında hat (yazı), minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme, cilt ve çeşitli süsleme sanatları da gelişmişti


"Büyük Selçuklularda Kültür ve Medeniyet DEVLET TEŞKİLATI: DEVLET TEŞKİLATI: Türk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selçuklu devlet teşkilatı; Karahanlı." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları