Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
2
CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI (1923-1940)
Cumhuriyet dönemi, millileşme akımının devamı olarak, hızlı bir gelişme göstermiştir. Halk ve aydın arasındaki uçurum kapatılmaya çalışılmıştır Cumhuriyet'in ilk yıllarında Beş Hececiler", en parlak dönemlerini yaşamıştır. Cumhuriyet'in kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve yazarla genellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla "yerli" ve "halka doğru" bir anlayışla yapıt vermişlerdir. CUMHURİYET DONEMİ EDEBİYATI ( ) Cumhuriyet dönemi, millileşme akımının devamı olarak, hızlı bir gelişme göstermiştir. Hajk^vebaydın arasındaki uçucum kapatılmaya_çahşıl-mıştır.. Çuj]Thur|yet'in ilk yıllarında ^BeşJHececiler", en parlak dönemlerini yaşamıştır. Yine bu yıHarda Kurtuluş Sava-şı'nın etkisiyle edebiyatta çjenel olarak Anadolu'ya bir yöneliş gözlenir. Cumhuriyet'in kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı) yılları arasında eser veren şair ve^yazar-laTğenellikle daha önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla "yerli" ve "halka doğru" bir anlayışla yapıt vermişlerdir. Kimileri de Batı'nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kendi yolunda yürümüştür. Yine bu dönemde 1928'de ortaya çıkan "Yedi Meşale-ciler", "Beş HececHer"i gerçeklere dayanmayan "memleket edebiyatı" anlayışına sahip olmakla suçlamışlardır. "Yedi Meşaleciler" adını almalarının nedeni ise "Yedi Meşale" adlı derginin etrafında toplanmış olmajarı ve bu adla ortak bir yapıt yayınlamalarıdır. Hikaye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve "köy" sorunlarına yönelim başlar yılında Orhan. Veli Kanık, Melik Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu, "Garip" adlı bir şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi başlatırlar. Buna "Birinci Yeni" adı verilmiştir. //J5tezr diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış, dilde sadeleşme çalışmaları aralıksız olarak sürmüştür. Cumhuriyet Dönemi edebiyatının özelliklerini şöyle sir ayabiliriz
3
Kimileri de Batı'nın, özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kendi yolunda yürümüştür.
Yine bu dönemde 1928'de ortaya çıkan "Yedi Meşaleciler", "Beş Hececileri” gerçeklere dayanmayan "memleket edebiyatı" anlayışına sahip olmakla suçlamışlardır. "Yedi Meşaleciler" adını almalarının nedeni ise "Yedi Meşale" adlı derginin etrafında toplanmış olmaları ve bu adla ortak bir yapıt yayınlamalarıdır. Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve "köy" sorunlarına yönelim başlar.
4
1940 yılında Orhan Veli Kanık, Melik Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu, "Garip" adlı bir şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi başlatırlar. Buna "Birinci Yeni" adı verilmiştir.
5
Cumhuriyet Dönemi edebiyatının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :
Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter kazanmış, edebiyatta gerçekçi bir anlayış güdülmüştür. Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de günlük konuşma dili kullanılmıştır. Bu dönemde şiirin, biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır. Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türler gelişmiş, bu türlerde başarılı ürünler verilmiştir.
6
Edebiyat, sadece ayrıcalıklı bir kesimin ilgi alanı olmaktan çıkmış; İstanbul dışında da birçok edebiyatçı yetişmiştir. Uluslararası düzeyde şair, romancı ve eleştirmenler yetişmiştir. Öykü ve romanda toplumsal gerçekçilik egemen olmuştur.
7
CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI
SAİT FAİK ABASIYANIK ( ) Şiir, hikâye, roman ve röportaj türlerinde ürünler vermiştir. Çocukluk gençlik izlenimlerini günlük yaşamı şiirli bir dille anlatır, Konuya, olaya fazla önem vermez. Hikâyelerinde çoklukla balıkçılar, yoksullar,avareler, serseriler, sohbet edip selamlaştığı, uzaktan yakından tanıdığı insanlar yer alır.
8
Onların yaşamlarına dikkat çeker.
Ezilenlerin yanında yer alır. Onların dramatik yanlarını şiirli etkili bir anlatımla verir. Herkesin anlayacağı biçimde bir Türkçe kullanır. İnsanı büyüleyen, şaşırtan, süssüz, yer yer argolu cümlelerle hikâyelerini anlatır.
9
Yazmadaki amacının daha iyi bir dünya hazırlamak olduğunu söyler.
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi'ndeki öğrencilik günlerinde başlamış, öyküye ise Bursa'daki öğrencilik zamanında geçmiştir. İlk dönem öykülerinde Adapazarı ile İstanbul'daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatır.
10
Sonraki yapıtları giderek şiirselleşir
Sonraki yapıtları giderek şiirselleşir. "Lüzumsuz Adam", "Mahalle Kahvesi "Havada bulut" gibi. Eserlerinde esnaf, işsizler gibi dertli insanlara, toplumun acı çeken kesimlerine yönelir. "Kumpanya" ile öykülerine giren karakterler artmıştır. Gezgin tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları, emekli miralay, Malata, Samatya Yedikule'deki deri işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri, çımacılar, garsonlar bu kişilerdendir.
11
Son Kuşlarda bir tür düş kırıklığı hissedilir.
"Alemdağ’da Var Bir Yılan gerçeküstücülüğe yönelir. Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevincidir. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, ekmekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıdır.
12
Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür.
İstanbul'un doğa güzellikleri karşısında başı döner. Toplumsal sorunlar onu bireysel planda bir hayıflanmaya sürükler. Böyle anlarda karamsar bir tablo çizer. Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, yenilgi ve kaçış olur.
13
Eserleri: Öykü: Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Havada Bulut, Kumpanya, Havuz Başı, Son Kuşlar, Alemdağ'da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Tüneldeki Çocuk, Mahkeme Kapısı, Balıkçının Ölümü, Yaşasın Edebiyat, Açık Hava Oteli, Müthiş Bir Tren Şiir: Şimdi Sevişme Vakti Roman: Medar-ı Maişet Motoru, Kayıp Aranıyor, Yaşamak Hırsı
14
SABAHATTİN ALİ ( ) Yazmaya Balıkesir'de yayımlanan "Çağlâyan dergisinde çıkan şiirleriyle başlamıştır. Öyküleri ve yazılarıyla tanınmıştır. İlk toplumsal gerçekçi öyküleri "Resimli Ay" dergisinde yayınlanmıştır. Şiirler, hikâyeler, romanlar yazmış, çeviriler yapmıştır. 1937'de yayınlanan "Kuyucaklı Yusuf" romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerindendir.
15
İlk hikâyelerinde dış gözlemcilik çerçevesinde kalırken, sonraki hikâyelerinde toplumsal gerçekliğe yönelir. Romanlarında uzun konuşmalar olmasına karşın, öykülerinde karşılıklı konuşmalar en aza indirgenmiştir. Yoksul köy ve kasaba çevrelerinde acıklı olaylar içinde yer alan güçsüz, yoksul ezik kişilerle ilgili görüntüleri, başarılı betimlemelerle ve kısa çözümlemelerle verir.
16
Eserleri: Şiir: Dağlar ve Rüzgâr, Kurbağaların Serenadı, Öteki Şiirler, Tüm Şiirleri Roman: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna Öykü: Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk, Esirler
17
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1883-1952)
Türk öykücülüğünün çığır açan öykücülerindendir. Hayatının büyük kısmı siyasi mücadeleler ve bürokratik görevlerle geçmesine rağmen, okunurluğunu ve önemini bugün bile yitirmeyen çok sayıda öykü ve üç de roman yazmıştır.
18
Eserlerinin çoğu ölümünden sonra bir araya getirilmiştir.
Siyasi arenadaki tanınmışlığını edebiyat alanında kullanmak istemediğinden, hikâyelerini “M.Ş”, “M.Ş.E.”, “Mustafa Yalınkat”, “M. Oğulcak”, “İstemenoğlu” gibi on iki takma adla yayınlamıştır. Edebiyatımıza getirdiği en önemli yenilik, ele aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir.
19
Ömer Seyfettin'in izinden gitmiş; Üslubunda “Çehov" un etkileri açıkça görülür.
Hatta bazı öyküleri, "Çehov" dan yapılmış uyarlamalardır. İnsanları üzüntüye düşüren yazılardan hoşlanmaz; "Zaten tam bir refah ve huzur içinde yaşamayan bizler, bir de karanlık, kötü şeylerden bahseden yazılarla karşılaşırsak bu, insanı bir havana koyup ezmeye benzer." der.
20
Çehov gibi, öyküye hayatın rasgele seçilmiş bir anından söz ederek başlar, çok canlı insan tiplerini anlatır. Bu tipler, eski edebiyatın yüceltilmiş kahramanları değildir. Şimdiki zamanda karşılıklı konuşmalarla ilerleyen öyküleri, okuyucuyu daha etkin kılmaya yöneliktir.
21
Memduh Şevket Esendal, hayattan aldığı konuları konuşur gibi, temiz bir dille, sadelik, içtenlik ve rahatlıkla, edebiyatsız, oyunsuz bir üslupla yazar. Gündelik bir olayı nesnel bir yaklaşımla ayrıntıya girmeden, ilgi çekici, yergili, mizahlı, canlı bir anlatımla verir. Gazete ve dergilerde yayınlanan öyküleriyle ünlenmiştir
22
Eserleri: Öykü: Otlakçı, Mendil Altında, Temiz Sevgiler, Ev Ona Yakıştı, İhtiyar Çilingir, Bir Küçük Çiçek, Veysel Çavuş Roman: Miras, Ayaşlı ve Kiracıları, Vassaf Bey
23
ABDÜLHAK SİNASİ HİSAR (1883 - 1963)
Geçmişe dönük, geleneksel yaşam ya da beğeniden etkilenen bir yazardır. Osmanlıcanın konuşulan sözcükleriyle ve geçmiş zaman kipiyle yazmıştır.
24
Eserleri: Roman: Fehim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği Anı ve deneme: Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri, İstanbul ve Pierre Loti, Yahya Kemal'e Veda İnceleme: Ahmet Haşim'in Şiiri ve Hayatı Antoloji: Aşk İmiş Her Ne Var Âlemde (şiir), Geçmiş Zaman Fıkralar
25
ERCÜMENT EKREM TALU (1888- 1956)
Pek çok dergi ve gazetede söyleşi,fıkra ve makaleler yazmış; şiir, hikâye ve roman türlerinde eserler vermiştir. Yaygın şöhretini ise "Meşhedi" serisi adı verilen mizahi romanlarıyla kazanmıştır. Cumhuriyet döneminin ilk gülmece yazarı sayılmaktadır. Anlatımda abartıdan yararlanır.
26
Eserleri: Evliya-yı Cedit, Asriler, Gün Batarken, Kopuk, Sabir Efendi’nin Gelini, Şevketmeap, Meşhedi ile Devri Âlem, Gemi Aslanı, Kodaman, Papeloğlu, Beyaz Şemsiyen, Bir Gönül Böyle Sevdi, Mesnedinin Hikâyeleri, Çömlekoğlu ve Ailesi
27
NEYZEN TEVFİK ( ) Hiciv sairlerimizin en ünlülerindendir ve büyük bir ney üstadıdır. Nef'î ve Eşreften sonra üçüncü büyük hiciv ve taşlama ustası olarak bilinir sanatçının bilinen tek bestesi "Nihavent Saz Semaisi"dir. Eserleri: Şiir: Hiç, Azab-ı Mukaddes
28
AHMET HAMDİ TANPINAR (1901-1962)
Edebiyat, sanat tarihi,estetik,mitoloji öğretmenlikleri ve Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğü yapmıştır. İçe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışır. Şiirlerinde dış öğe olarak "ahenk", iç öğe olarak da "zaman" kavramı ve bilinçaltı" ağır basar. Renkli ve pürüzsüz görüntüleriyle insanı içten kavrayan bir şairdir.
29
Şiirindeki zaman kavramı, Bergson felsefesinden kaynaklanmaktadır.
Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil, çok katlı ve karmaşık bir akıştır. "Ne İçindeyim Zamanın", "Bursa'da Zaman" şiirleri bu olgunun örnekleridir. Yurt sevgisi, geçmiş özlemi şiirlerinde sıkça karşımıza çıkan motiflerdir. Huzur Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır.
30
Eserleri: Şiir: Bütün Şiirleri Roman:
Mahur Beste, Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Aynadaki Kadın Öykü: ■ Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Yaz Yağmuru, Hikâyeler Deneme: Beş Şehir, Edebiyat Üzerine Makaleler, Yaşadığım Gibi İnceleme: Tevfik Fikret, Namık Kemal, Yahya Kemal, 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi
31
PEYAMİ SAFA ( ) Kardeşi İlhami ile çıkardığı "Yirminci Asır" adlı akşam gazetesinde "Asrın Hikâyeleri" başlığıyla yazdığı magazin hikayeleriyle dikkat çeker. Para kaygısıyla yazdığı sıradan yazılarda annesi "Server Bedia"nın adından esinlenerek yarattığı "Server Bedii" takma adını kullanmıştır
32
Eserleri: Roman: Gençliğimiz, Şimşek, Sözde Kızlar, Mahşer, Bir Akşamdı, Süngülerin Gölgesinde, Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü, Canan, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih-Harbiye, Atilla, Bir Tereddüdün Romanı, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar, Cumbadan Rumbaya
33
Öykü: Hikâyeler Oyun: Gün Doğuyor İnceleme - deneme:
Türk İnkılâbına Bakışlar, Büyük Avrupa Anketi, Felsefî Buhran, Millet ve İnsan 'Mahutlar, “Mistisizm, Nasyonalizm, Sosyalizm”, “Doğu -Batı Sentezi”, “Sanat - Edebiyat-Tenkid”, “Osmanlıca -Türkçe – Uydurmaca”, “Sosyalizm - Marksizim – Komünizm”, “Din - İnkılâp – İrtica”, “Kadın - Aşk – Aile”, “Yazarlar -Sanatçılar – Meşhurlar”, “Eğitim - Gençlik – Üniversite”, “20. Asır- Avrupa ve Biz
34
Ders Kitapları Cumhuriyet Mekteplerine Millet Alfabesi,
Cumhuriyet Mekteplerine Alfabe, Cumhuriyet Mekteplerine Kıraat, Yeni Talebe Mektupları, Büyük Mektup Numuneleri, Türk Grameri, Dil Bilgisi, Fransız Grameri, Türkçe İzahlı Fransız Grameri
35
NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983)
"Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi görmüştür. Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak anılmıştır. Uzunca bir aradan sonra 1955'te "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiir kitabını yayınlar. Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele alır. Tekke şiirimizin verilerini modern Fransız şiiri ölçüleriyle değerlendirmiştir. Şiirlerinde soyut insanın evrendeki yerini araştırmış; madde ve ruh problemlerini, iç âlemin duygu ve tutkularını dile getirmiştir.
36
Bütün mesele iç şekli bulmaktır; fakat bu iç şeklin gergefi dış kalıptır.
Esrarlı iç âlemini sağlam bir teknikle, etkileyici biçimde dile getirir. Hırçın karakter yapısı, kalem kavgalarında kendini gösterir. Çağdaş insanın dinsel bunalımlarını, oyunlarında işler. Şiirin yanı sıra, fıkra, makale, tarih, eleştiri, biyografi, monografi, hikâye türlerinde de yapıtlar vermiştir.
37
Eserleri: Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim Öykü ve roman: Birkaç Hikâye, Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, Aynadaki Yalan, Kafa Kâğıdı
38
Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Satırbaşı, Namı Diğer Parmaksız Salih, Ahşap Konak, Reis Bey, Para, Abdülhamit Han Monografi-makale- fıkra-anı: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Namık Kemal, Çerçeve, Son Devrin Din Mazlumları, Hitabe, İhtilal, Yılanlı Kuyudan, Hac, Babıâli, Çöle İnen Nur, İman ve İslam Atlası
39
CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956)
Cumhuriyet dönemi şiirimizin öncülerindendir. Estetik ve bireysel bir şiir görüşüyle hemen bütün şiirlerinde "yalnızlık", "ölüm" ve "fanilik" konularını işler. Mutluluk kokan duyguları arasında karamsarlığını, yaşama sevinci ile dolu olduğu anlarda yalnızlık ve ölüm korkusunu duymamak olanaksızdır.
40
Türkçeyi tüm doğallığı ve sıcaklığıyla şiire aktaran, "Yeni Şiir"i hazırlayan şairlerden biridir.
Kendine özgü, yalın, açık, duru ve içten bir söyleyişi vardır. Bir çok şiirinde çoklukla dörtlüklerden oluşan nazım biçimlerini, dokuzlu, onlu, on birli, on dörtlü hece ölçüsünü, çapraz uyak örgüsünü kullanmış; serbest nazma da yer vermiştir.
41
Eserler Şiir: Ömrümde Sükût, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel, Bütün şiirleri Mektup: Ziyaya Mektuplar (edebi mektup) Öykü: Cahit Sıtkı'nın Hikâyeciliği ve Hikâyeleri Seçme yazılar: Sonrası
42
AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980)
Sür kelimelerle dördüncü bir boyut yaratma çabasıdır. Şiirin amacı insandır. En çok kullandığı dörtlüklerden-oluşan nazım biçimleri yanında ikilik, üçlük, beşlik, yediliklerden oluşanlar sone, terza-rima biçiminde olanlar da vardır.
43
Yalın söyleyişinde her zaman açık olmayan yer yer imgeler ve benzetmelerle izlenimci bir özellik görülmektedir. Bazen yepyeni sözcükler kullanmakta, karşısındaki kişiyle konuşan bir anlatım göze çarpmaktadır. Aşk ve mutluluk özlemi, mevsimlerin, gecelerin, bulutların esinleri, çevreden, insanlardan ve nesnelerden gelen duygular, insanın iç dünyası, tarih, metafizik, doğa aşkı, yitirilenler, umut ve umutsuzluklar, şiirlerindeki başlıca temalardır.
44
Eserleri: Şiir. Şiirler, Kırık Saz Oyun:
Gölgeler, Çıkmaz, O Böyle İstemezdi, Oyunlar
45
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-...)
İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisinde kalmış, kendi şiir çizgisine yönelişi "Çocuk ve Allah", "Daha" kitaplarıyla başlamıştır. Şiirleri genellikle epik-dramatik, lirik-didaktik ve toplumsal gerçekçilik çerçevesindedir.
46
Günlük konuşmaların yanında arı dile, hayali kamçılayan çağrışımlara, şiirin güzelliğini yansıtan kompozisyonlara geniş yer verir. 1970 sonrasında yoğunlukla çocuk şiirleri yazmıştır. Hem Türkiye'de hem uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmış, kitapları birçok dile çevrilmiş, şiirleri birçok ülkede okunmuştur. Dağlarca, eserlerinin özü, sayısı ve hacimleri bakımından Tanzimat'tan bu yana şiirimizin en verimli sanatçısıdır
47
Şiir: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Daha, Çakırın Destanı, Taş Devri, Üç Şehitler Destanı, Toprak Ana, Aç Yazı, İstiklal Savaşı- Samsun'dan Ankara'ya, İstiklal Savaşı- İnönüler, Sivaslı Karınca, İstanbul-Fetih Destanı, Anıtkabir, Asu, Delice Böcek, Batı Acısı, Mevlana'da Olmak (Gezi), Hoo'lar, Özgürlük Alanı, Cezayir Türküsü (Fransızca, İngilizce ve Arapça çevirileriyle birlikte), Aylam, Türk Olmak, Yedi Memetler, Çanakkale Destanı, Dışarıdan Gazel, Kazmalama, Yeryağ, Vietnam Savaşımız, (İngilizcesiyle) Kubilay Destanı, Haydi, 19 Mayıs Destanı, Vietnam Körü (destan-oyun), Hiroşima (Fransızca, İngilizce çevirileriyle), Malazgirt Ululaması, Kınalı Kuzu Ağıdı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Horoz, Hollandalı Dörtlükler, Çukurova Koçaklaması, Nötron Bombası, Yunus Emre'de Olmak, Çıplak, İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler, Uzaklarda Giyinmek, Dildeki Bilgisayar
48
NURULLAH ATAÇ ( ) Ataç, İlkokulu 1909 yılında bitirmiş, aynı yıl annesini yitirmiştir. Daha sonra dört yıl Mekteb-i Sultanî'de (Galatasaray Lisesi) okumuş, okulda Burhan Asaf (Belge) ve Vedat Nedim (tör) gibi sonradan yazar olacak arkadaşlar edinmiştir. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı sanatçısıdır. Kendisini "edebiyatı, sanatı kendine dert edinmiş, gece gündüz edebiyat düşünen bir adam" olarak niteleyen Ataç'ın ilk yazısı 1921 yılında Dergâh dergisinde çıkmıştır. Bu yazının Ahmet Haşim'in yeni çıkan Göl Saatleri adlı şiir kitabı üzerine olduğunu belirten Ataç, daha sonra tiyatro eleştirileri yazmaya başlamıştır.
49
Ataç'ın bir de Yahya Kemal Bayatlının yönettiği Dergâh dergisinde şiir yaşamı vardır.
Ancak, kendi sözleriyle "şair olmadığını, olamayacağını anlatan" Ataç, şiiri bırakıp 1922 yılında Falih Rıfkı Atay'ın çağrısıyla Akşam gazetesinde yazmaya başlamıştır. Bu yazılarda Ataç, özellikle tiyatro üzerine yoğunlaşmıştır. Ataç, daha sonra doğrudan yazın yapıtlarına, yazın sorunlarına yönelir, eleştiri ve deneme yazmayı başlıca uğraş edinir. Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazar ve eleştirmendir. Ataç, çeviri, deneme ve eleştirileriyle Cumhuriyet dönemine damgasını vurmuştur.
50
Yeni bir kültür ve dil arayışı içinde, kendi türettiği sözcükleri', devrik tümceleri ve kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele almış; Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok genç yazarı da etkilemiştir.
51
Elliye yakın çeviri yapmıştır.
Ataç’ın başlangıçtakinin "aksine zaman içinde tiyatro yazıları seyrekleşir. Kendini dil devrimine, Türkçenin yalınlaştırılmasına adayan Ataç, Türkçenin özleşmesi, edebiyatımızın yenileşmesi için büyük çaba göstermiştir. Kör inançlarla, beylik düşüncelerle savaşmış, duygusallıktan sıyrılarak akılcı bir yöntemle özgür düşüncenin yolunu açmıştır.
52
Ataç, "Benim kültürüm Fransızca üzerine kurulmuştur, Fransız kitapları okuyarak yetiştim?' der.
Eleştirmeci değil, denemeci olduğunu söyler. Devrik cümleleri çok, yabancı sözcüklerinden arınmış kendine özgü bir dili vardır. Yazı diline konuşma dilindeki özellikleri aşılarken gösterişten süsten yapmacık özentiden uzak bir anlatımı vardır.
53
Eski Türk edebiyatı ile çağdaş Batı edebiyatını incelemiştir.
Yeni bir kültür, edebiyat ve dil arayışı içinde olmuştur. Çoğulcu bir düşünce yapısına ulaşmak için Batı hümanizmi ve demokratikleşme sürecini sindirmek gerektiğini savunur. Türkiye'de ulusal benliği koruyan bir Batılılaşma modeli uygulanmasını önerir.
54
Eleştirmenin, okura sezinleyemediği güzellikleri tanıtması gerektiğini savunur.
Kendi türettiği sözcükleri, devrik tümceleri ve kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele almıştır. Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok genç yazarı etkilemiştir. Şiir, makale, inceleme, sözlük, söyleşi yazmış, çeviriler yapmıştır?
55
Eserleri: Deneme-eleştiri-inceleme:
Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Karalama Defteri, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Prospero ile Caliban, Söyleşiler, Günce I -II , Dergilerde, Söyleşiler, Günce, Çeviri: Aisopos: Masallar, Lukianos: Seçme Yazılar 1,11,111, Sophokles: Oipidus Kolonos'ta, Plautus: Amphitryon, Balzac: Vandetta, Stendhal: Kırmızı ve Siyah I, II, Lac-ı los: Tehlikeli Alâklar, Simenon: Kiralık oda
56
Daha sonra başladığı oyun yazarlığında da ulusal değerlere önem vermiştir, ilk en önemli oyunu Köşebaşı'nda Batı'ya bilinçsizce özenenleri eleştirir. 1961'de sahnelenen son oyunu, Satılık Ev yayımlanmamıştır. Çoğunluğu dergilerde olmak üzere Halk edebiyatı ve folklor konularında çeşitli incelemeleri de vardır. Folklordan, Halk edebiyatından, günlük yaşantılardan, Anadolu'nun eski efsanelerinden geniş ölçüde yararlanır.
57
Samimi ve ince, duygulu memleket şiirleri, tanınmasında etkili olmuştur.
Heceye yeni imkânlar aramıştır. Halka giden halkı bize getiren bir şairdir. Şiiri tüm süslerden arındırarak, şiirin saf sesini vermek ister. Şiirden başka araştırma, inceleme ve tiyatro dallarında da yapıtlar vermiştir. Sağlam, geniş kültürlü, açık fikirli, hür düşünceli bir kişiliği, ince, özlü, aydınlık, az mecazlı, duygu yüklü bir şiir yapısı vardır.
58
Zaman zaman da ülke sorunlarına el atar.
Sonradan başladığı oyun yazarlığında da yine ulusal duyguları işlemiştir. Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in keşfedilip Türkiye'ye tanıtılmasında önemli rolü vardır.
59
Eserleri: Şiir: Şiirler, Tüm Şiirleri Oyun:
Köşebaşı, Koçyiğit Köroğlu, Bir Pazar Günü, Satılık Ev, Yazılan Bozulmadan İnceleme: Köylü Temsilleri, Sivas Halk Şairleri Bayramı
60
MİTHAT CEMAL KUNTAY (1885-1956)
Şiirle başlamış; çeşitli dergilerde yayınlanan ve aruzu ustaca kullandığı, ulusal duyguları ön plana çıkardığı, vatan millet konularında aruzla yazdığı epik-lirik şiirleriyle tanınmıştır. Şiirlerinde aruz, geleneksel nazım biçimleri ve uyaklar dışında, sözcüklerin yinelenmesi ve aliterasyonlarla uyum sağlamaya çalışır. Klasik şiirimizden kalma kimi deyişleri kullanır. Milli Edebiyat akımının değerlerini benimsemiş, Mehmet Akif'le tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili olmuştur. Yahya Kemal Beyatlı'dan da etkilendiği görülür. Yalın bir dil kullandığı "Kemal", "Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel" gibi oyunlarında yurt sevgisi konusunu işlemiştir.
61
Meşrutiyet dönemini konu alan araştırmalarıyla adını iyice duyurmuş, tarihsel bir nitelik taşıyan ve roman dalında tek yapıtı olan Üç İstanbul romanıyla da yazınsal değerini artırmıştır. II. Abdülhamit, II. Meşrutiyet ve Mütareke yıllarının İstanbul'unu anlattığı bu romanı, en önemli eseridir. Gerçekçi kişiler, ayrıntılı tahliller ve bu üç dönemin yaşantısından sunduğu canlı kesitlerle dikkat çeken bu roman, televizyon dizisi olarak da yayınlanmış ve büyük ilgi toplamıştır. Kuntay, Edebiyat araştırmaları da yapmıştır.
62
Eserleri: Şiir: Türk'ün Şehnamesinden Antoloji: Nefais-i Edebiye Oyun:
Kemal, Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel Roman: Üç İstanbul Biyografi: İstiklal Şairi Mehmet Akif, Namık Kemal, Sarıklı İhtilalci Ali Süavi İnceleme ve araştırma:
63
KEMALETTİN KAMU ( ) Türk Dil Kurumu Terim Kolu Başkanlığı yapmıştır. Hâkimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinde yazılar yazar. Atatürk ve İsmet İnönü'nün çeşitli gezilerine katılır. İlk şiirleri Büyük-Mecmua'da yayınlanır. Kurtuluş Savaşı sırasındaki şiirleriyle dikkat çeker. Hece ölçüsü kullandığı şiirleriyle Milli Edebiyat akımına bağlı bir şair olarak bilinir. İlk şiirlerinde vatan sevgisi, milli mücadele, sonraki şiirlerinde aşk, gurbet, yalnızlık gibi konulan işlemiştir. Savaş, yurt, gurbet, aşk konularında dili ve ahengi sağlam, lirik-epik şiirleriyle tanınmıştır.
64
Gösterişli olmayan bir kahramanlığı, ince bir içlenmeyle ve acıyla aktarır.
İlk şiirlerinde aruzu kullanmasına karşın daha sonra hece ölçüsüyle Milli Edebiyat akımına bağlı yurt sevgisi, gurbet, aşk, ulusal kurtuluş heyecanını yansıtan şiirler yazmıştır. Şiirleri, iyi niyetli, bu ülkeyi, bu milleti seven bir şairin, bir yalnız adamın şiirleridir. Milli Mücadele yıllarında savaşın kazanılması için çalışmış, o dönemde yazdıkları elden ele dolaşmış. Kimi şiirleri bestelenmiş, marş olmuş, şarkı olmuştur. “Bingöl Çobanları, Kimsesizlik, Gurbet, İrşad, Hicret” onun çok bilinen şiirleridir.
65
Yazdıklarının hepsinin birbirinden değerli ürünler olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir.
Bazı şiirlerinin zayıf olduğunu kendisi de bilir. Bu yüzden yaşadığı dönemde pek çok şiirini yayınlamamıştır. Kemalettin Kamu, incedir, kırık gönüllüdür, incinmelerin ve gurbetin şairidir. Ne var ki, yaşamı yaradılışına uygun olmayan bir döneme, bir savaş dönemine rastlamıştır.
66
Savaşlardan, işgallerden, bir de politikadan uzak yaşasaydı, Türk şiirindeki yeri bugünkünden çok başka olurdu. Şiirleri: Gurbet, Gurbet Geceleri, Gurbette Renkler, Kimsesizlik, Bingöl Çobanları, Güz, İzmir'e Tahassür, Hazan Yolcusunda, İrşad, Söğüt. Şiirleri ölümünden sonra Rifat Necdet Evrimer tarafından "Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri“ adlı kitapta toplanmıştır.
67
YEDİ MEŞALECİLER Edebiyatımızda 1930'lara gelindiğinde yeni bir yazın çığırı açmak girişimiyle karşılaşılır. Milli Edebiyatçıların sığlıklarına, gerçekçilikten uzak memleketçiliklerine bir tepkidir bu. Yazın tarihimize Yedi Meşaleciler adıyla geçen bu topluluğun (Sabri Esat Siyavuşgil Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret, Kenan Hulusi Koray) amacı, Hececilerin elinde tıkanan Türk şiirini yeni ufuklara açmaktı.
68
1928'de çıkardıkları ortak bir kitabın önsözünde: "Yazılarımızı müşterek neşretmemizin sebebi, memleketimizde son edebi cereyanları gösterecek toplu bir eser vücuda getirmek arzusudur. Yazılarımızda ne dünün mızmız ve soluk hislerini, ne son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma terennümünü bulacaksınız. Biz her şeyden evvel duygularımızı başkalarının manevi yardımına muhtaç kalmadan ifade etmeye çalıştık." diyen Yedi Meşaleciler, tıpkı, Edebiyat-ı Cedide'ye karşı çıkıp Edebiyat-ı Cedide'nin kanatları altına sığınan Fecr-i Aticiler gibi, edebiyatımızda fazla etkili olamadılar.
69
"Canlılık, samimiyet ve daima yenilik" sözcükleriyle özetledikleri girişimleri, temelde bu üç ilkeden de yoksundu. Hece ölçüsünden yola çıktılar, biçimde bir yenilik getirmediler. Özde ise Verlaine, Mallarme, özellikle de Baudelaire gibi Fransız ozanlarını örnek aldılar. Yeni bir dünya görüşüne dayandıklarını söylemek de olanaksızdı.
70
Kendi kuşağını "müstakbel abidenin malzemesini hasırlamış rençberler" olarak gören ve gençlerin "ellerindeki hazır malzeme ile yeni şaheserler yaratacaklarına" inanan Yusuf Ziya Ortaç da onlardan umudu kesti. 1928'de Meşale dergisi kapanınca topluluk dağıldı. Sanatçılar, kendi istek ve yeteneklerine göre çalışmalarını sürdürdüler. Kenan Hulusi, zaten "menşure" ciydi, öyküye yöneldi; Muammer Lütfi yazından uzaklaştı, ötekilerse değişik yazın alanlarına kaydılar. Yalnız Ziya Osman Saba şiirde direndi. Bu şairler içinde Cevdet Kudret, Baudelaire'e bağlı görünür, Sabri Esat, Fransız izlenimcilerinin daha aydınlık, daha kesin bir uzantısı gibidir, Ziya Osman ile Yaşar Nabi ise daha yerlidir.
71
Yedi Meşalecilerin Özellikleri:
Realist dünya görüşünü aşarak olaylara daha gerçekçi bir yaklaşımla bakmak istediler. Edebiyat ve sanatta taklitçilikten uzak kalarak, duygu ve düşünceleri ön plana çıkararak kişiliklere saplanmaktan kurtulmaya çalıştılar. İşlenen konuları çeşitli görünümlerle zenginleştirmek; canlı, içten ve yeni bir ruhla ortaya çıkmak istediler.
72
Canlılık, içtenlik, sürekli yenilik yapmak için büyük bir çaba içine girdiler; ne var ki amaçlarına ulaşamadılar. Konuları olabildiğince genişletmek istediler. Sürekli yenilik için buluş adını verdikleri yeni söyleyişlerin arayışı içinde oldular. Edebiyatımızda kısa süreli bir yankı uyandırdılar. Şair kaleminden ziyade, sanki daha çok ressam fırçasıyla çalışan bu sanatçılar, his ve hayalden çok gözlemi öne çıkarmışlardır.
73
Şiirimize yeni bir duyarlık getirmişler; bu duyarlığı, işledikleri konuları, imge ve benzetmelerle beslediler. İç dünyalarına, eşya ve olaylara izlenimci bir ressam gibi baktılar. Onların şiirleri, ustalıkla yapılmış birer tablo değeri taşır.
74
Bir düzyazı dizimi içinde, geri plan ve çağrışım olanakları düşünmeden, kısa yoldan sağlama peşindedirler; bu tutum onları imge, simge ve mecaz katkılarıyla birer görünüm şairi yapmıştır. Bir ressam duyarlılığıyla hareket eden şairler, duygu ve hayalden çok, göze seslenmek istediler. İç dünyamıza eşyaya, hayata ve olaylara izlenimci bir ressam gözüyle bakmışlardır.
75
YAŞAR NABİ NAYIR ( ) Sanat hayatının ilk dönemlerinde şiirler yazmış, Yedi Meşale topluluğu şairlerinden biri olarak tanınmıştır. Sonraları roman, hikâye, fıkra, makale, gezi yazısı, inceleme, çeviri, deneme, oyun, manzum destan alanlarında da yapıtlar vermistir. Yaşar Nabi, yazınsal türlerdeki bu yapıtlarından çok, yayıncılığıyla edebiyatımızda unutulmayacak bir yer edinmiştir. Varlık Yayınevi'ni kurmuş, ölümüne değin kırk sekiz yıl hiç aksatmadan yayınladığı Varlık Yayınevi'ni yönetmiştir. Hâlâ yayınlanan Varlık Dergisi, Türk" edebiyatına büyük katkı sağlamış, birçok yeni yazar kazandırmıştır.
76
Onun, yaşadığı dönem şair ve yazarlarını az çok yönlendirdiği bir gerçektir.
Varlıkta çıkan yazılarına dil, edebiyat sanatla ilgili görüşlerini açıklamış, tarihsel gelişmelerden örnekler vererek güncel olan, değerlendirmiş ve yol gösterici olmuştur. Güncel ve geleceğe dönük sanat ve edebiyat politikasına katkı yapmıştır. Yazınsal görüşleriyle, Türkçenin yalınlaşması Türkçülük doğrultusundaki çabalarıyla iz bırakmıştır. Panait Istrati ve Balzac başta olmak üzere Fransızcadan çeviriler yapmış, derlemeler ve incelemeler hazırlamıştır.
77
Eserleri: Şiir: Yedi Meşale (ortak kitap), Kahramanlar, Onar Mısra
Roman: Bir Kadın Söylüyor, Adem ve Havva Öykü: Bu da Bir Hikâyedir, Sevi Çıkmazı Oyun: Mete, İnkılâp Çocukları, Beş Devir, Köyün Namusu, Radyonofik Öyküler
78
Derleme: Genç Neslin En Güzel Hikâyeleri, Türk Nesir Antolojisi, Başlangıcından Bugüne Türk Şiiri, Günümüz Türk Hikâyeleri Sözlük: Kılavuz Sözlük / Osmanlıca-Türkçe, Türkçe Osmanlıca
79
CEVDET KUDRET SOLOK (1907-1992)
İlk gençlik döneminde, biçimsel özelliklerin dışına çıkmadan, hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır. Bu şiirlerinde bireysel duygularını ve karamsar iç dünyasını dile getirmiştir. Sonraları ölçüsüz, fakat uyaklı şiirler de yazmıştır. Kendi yaşamını da yansıttığı romanı, öyküleri ve temsil edilen oyunlarının yanında onu daha çok tanıtanlar, edebiyatla ilgili olarak ortaya koyduğu inceleme-araştırma ürünü yapıtlarıdır. Eleştirel bir yöntemle açıkladığı konular, gelecek kuşaklar için aydınlatıcı bir bilgi kaynağı niteliğindedir.
80
Eserleri: Oyunları: Tersine Akan Nehir, Rüya İçinde Rüya, Kurtlar,
Danyal ve Sara Romanları: Sınıf Arkadaşları, Havada Bulut Yok, Karıncayı Tanırsınız Öyküleri: Sokak Diğer yapıtları: Türk Hikâye ve Roman Antolojisi, Dilleri Var Bizim Dile Benzemez, Ortaoyunu, Bir Bakıma, Örnekleriyle Edebiyat Bilgileri
81
ZİYA OSMAN SABA ( ) Şiir yazmaya henüz on yedi yaşında bir lise öğrencisiyken başlamış, ilk şiiri 1927'de Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. Bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla "Yedi Meşale" topluluğuna katılmış ve bu topluluğun şiire en sadık şairi olmuştur. Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasına ve İçtihad dergisine yazılar yazmış; Varlık, Yücel ve Ataç dergisinde de yazı ve şiirleri yayınlanmıştır. Çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullanmış, ancak içerikte 19'uncu yüzyıl edebiyatı anlayışına bağlı kalmıştır. 1940'tan sonra serbest şekillerle de şiirler yazmıştır.
82
Şiirlerinde çocukluk anıları, ev ve aile sevgisi, yoksullara karşı duyarlılık, küçük mutlulukların sevinci, Tanrı'ya ve yazgıya boyun eğiş, ölüm ve ötesi gibi konularını işlemiştir. Hecenin yanı sıra özellikle son dönemlerinde serbest biçimde ve duru bir dille yumuşak, hüzünlü ve açık şiirler yazmıştır. Öykülerinde ise çoğunlukla anılarını anlatmıştır. Öykülerinde tam bir hatıra karakteri görülen sanatçı, üzgün ve yumuşak, açık, duru şiirler bırakmıştır. İnsan ve hayat sevgisi, her varlıkta bir güzellik, her olayda bir iyimserlik araması şiir ve düzyazılarının genel özelliğidir. Yalın dili, gösterişe kaçmayan, lirik ve içten söyleyişiyle alçakgönüllü, karamsar ya da özem dolu söyleyişiyle tanınmıştır.
83
Eserleri Şiir: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak Hikaye:
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul Bunların yanında bir de Concourt Kardeşlerden Germine Lacerteux adlı bir roman çevirisi vardır.
84
VASFİ MAHİR KOCATÜRK (1907-1961)
Sanat hayatına Yedi Meşale şairlerinden biri olarak atılır. Halk şiirinin biçim ve özelliklerinden yararlanarak hece ile ulusal epik ya da doğadan etkilenen duygusal şiirler yazmıştır. Bir sanatçı olmasının yanında edebiyatla ilgili kitap, antoloji ve araştırmalarıyla tanınmıştır. Önce epik şiirler yazmış, daha sonra hece ölçüsüyle, âşık tarzı şiire yönelmiştir. Kahramanlık, fedakârlık, milli duygular, vatan ve millet sevgisi gibi temalar işler. Manzum oyunları, çocuk hikâyeleri de vardır.
85
Eserleri: Şiir: Dağların Derdi, Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Bizim Türküler, Ergenekon, Hayat Şarkıları Oyun: Yaman, Sanatkâr, On İnkılâp Deneme-İnceleme-Antoloji: En Güzel Türk Manileri, La Fontaine Hikayeleri, Şaheserler Antolojisi, Divan Şiiri Antolojisi, Osmanlı Padişahları, Türk Edebiyatı Şaheserleri, Tekke Şiiri Antolojisi, Metinlerle Edebiyat, Namık Kemal, Şiir Defteri, Hikâye Defteri, Namık Kemal'in Şiirleri, Ziya Paşa'nın Şiirleri, Saz Şiiri Antolojisi, Türk Nesri Antolojisi, Meşhur Beyitler, Türk Edebiyat Tarihi, Türk Edebiyatı Antolojisi
86
SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL (1907-1968)
Yedi Meşale topluluğunun üyesidir. Hece ölçüsüyle, günlük yaşamla ilgili eşyayı, bu yaşamı çerçeveleyen mekânları, dışavurumcu ve yer yer alaycı bir anlatımla canlandıran şiirler yazmıştır. Ruhbilim, eğitim ve folklor konularındaki çalışmalarının yanı sıra fıkra yazarlığı da yapmıştır. Şiirlerinde empresyonizmin izlerinin yanında, resim ve renge verdiği önem dikkati çeker. Fotoğraf gözlemciliğiyle etrafındaki olayları şiirine yansıtmaya çalışmıştır. Ekspresyonist imajist bir görüşle duygularını yansıtır. Şiirin konularını genişletmek, şairanelikten kurtulmak, canlılık, içtenlik, yenilik ilkelerine bağlıdır. Şiirlerinde yaratmaya çalıştığı biçim ve söyleyiş özgünlüğünden çok, Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerle ün kazanmıştır. Dışavurumcu bir ressam tutumuyla yeni ve canlı şiirler yazmıştır.
87
Edmond Rostand'ın ünlü oyunu "Cyrano de Bergerac"ın Türkçe çevirisiyle büyük ün kazanır.
Psikoloji, eğitim, folklor ve edebiyatla ilgili yazılan birçok dergi ve gazetede yayımlanmıştır. Ayrıca Sait Faik Abasıyanık'tan öyküleri Fransızcaya çevirmiş; bu öyküler "Un Point Sur la Carte" (Haritada Bir Nokta) adıyla Hollanda'da yayınlanmıştır. :. Eserleri: Şiir: Odalar ve Sofalar İnceleme: İstanbul'da Karagöz ve Karagöz'de İstanbul, Psikoloji 'Terbiye Bahisleri, Karagöz Çeviri: İki Başlı Kartal
88
MUAMMER LUTFI BAHSİ (1927-1947)
Yedi Meşale'deki diğer arkadaşlarıyla birlikte şiirler yazmış; ancak aruzla ve heceyle daha sonra da serbest nazımla yazdığı şiirleriyle önemli bir başarı gösterememiştir. Yedi Meşale topluluğu dağıldıktan sonra arkadaşları Varlık dergisinde yazmaya devam ettikleri halde o Anadolu'da, pek de yaygın olmayan yerel gazete ve dergilerde yazmıştır. Şiirlerini bir kitapta yayımlayamadığı gibi yazdıklarını dâ bir kitap halinde yayımlâmamıştır.
89
KENAN HULUSİ KORAY ( ) Yedi Meşale'nin altı şairi arasına, düzyazının öykü türüyle katılan tek yazarıdır. Yaşadığı sürede beş hikâye kitabı yayınlamış, "Osmanoflar" romanı ve kısa hikâyelerinin birçoğu gazete sayfalarında kaybolup gitmiştir. Gazeteciliğinin de etkisiyle küçük hikâye tarzını benimseyen sanatçı, Cumhuriyet döneminde korku türünde örnekler veren ilk hikayecidir. Hikayelerinde kurgu sağlamdır. Ne var ki konuya ve kurguya verilen önem, zaman zaman hikâyelerin işlenişini, ayrıntıların zenginliğini, diyalogların canlılığını zedeler. Bazı öykülerinde Anadolu insanının yaşama koşullarını gerçekçi biçimde ele alırken, erken yaşta gelen ölümü nedeniyle daha yetkin ürünler verememiştir. Eserleri: Öykü: Bir Yudum Su, Bahar Hikâyeleri, Bir Otelde Yedi Kişi Roman: Osmanoflar, Son Öpüş, Büyük Öykü
90
GARİP AKIMI (BİRİNCİ YENİ)
1941'de Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet, birlikte yayımladıkları Garip adlı şiir kitabının önsözünde bu akımın ilkelerini ortaya, koydular. Fransız gerçeküstücülüğünün, bu akımın ortaya çıkmasında büyük etkisi vardır. Orhan Veli ve arkadaşlarının çabalarıyla şiirimiz, ölçü ve uyağın terk edilmesinin yanında özde de "şairenelik"ten kurtularak "yalınlık"a, "halk"a "insanlık"a ve "yaşama sevinci"ne yönelmiştir. Garipçilerin amaçları, şiirde iç ahengi yakalamaktır. Dış ahenk öğesi olan ölçü ve uyağa önem vermezler. Söz sanatlarını şiir için zararlı bulmuşlar ve şiirin kaynağının bilinçaltı olması gerektiğini savunmuşlardır. "Şiir halka seslenmelidir." anlayışıyla günlük hayatta olan her şeyi şiire konu olarak almışlardır.
91
Garipçilerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Şiirde ölçüye başkaldırıp serbest şiir yazma yoluna gittiler. Uyağı şiir için gerekli olmaktan çıkardılar. Her şeyi şiirin konusu haline getirerek, şariane duyguları ve parlak görüntüleri şiirden uzaklaştırdılar. Sokağı ve gerçek yaşamı şiire aktardılar. Bu akım, İkinci Yeni hareketinden sonra Birinci Yeni diye de adlandırılmıştır. Her türlü sözcüğün şiirde yer almasını savundular; şiirde gündelik, küçük sorunlar konu edilmiştir. Şiirlerinde toplumsal aksaklıkları eleştirdiler. Şiirde parça güzelliği değil, bütün güzelliğini savundular.
92
Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk edebiyatında "Birinci Yeni" diye de adlandırılan bu çıkışları, şiirdeki sözcük hiyerarşisini ve parıltılı sözcüklerin egemenliğini yıkmıştır. Şiiri, hastalıklı bir duyarlıktan kurtarmak istediler. Şiirin, düşünce ve zekâdan güç alarak yaşama sevincini ve güzelliğini anlatması gerektiğini savundular. Şiirlerinde halktan kişileri, sıradan insanları anlattılar. Dilin söz ve anlam sanatlarına başvurmadan, doğal biçimiyle kullanılmasının gerektiğini savundular. Söz oyunları, gösterişli sözler şiirden atıldı.
93
ORHAN VELİ KANIK ( ) İlk şiirleri 1936'da Varlık dergisinde 'yayımlanmıştır. Aslında aruzu çok iyi bilen, hece şiirinin özelliklerini kavramış bir şairdir. Şiirlerinde çocukluk anılarını, aşk, özlem temalarımı, uç bir duyarlılığa götüren genç bir şair olarak tanınmıştır. Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Fransız simgeci şairlerden izler taşıyan ölçü ve uyağın çok iyi kullanıldığı, müzik öğelerinin belirgin olduğu şiirler yazmıştır. Asıl ününü çocukluk arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'la birlikte 1941 'de yayınladıkları "Garip" isimli kitabın adını taşıyan şiir akımını başlatarak kazanır. Garip adlı eserin önsözünde yazdığı önsözünde, "hece ölçüsü ve uyağın şiiri yozlaştırdığı", "şiirin insanın beş duyusuna değil beynine seslenen bir söz sanatı olduğu" savunuyordu.
94
"Şiire, egemen sınıfların beğenilerinin sonucu yerleşen kalıplaşmış öğeler kaldırılmalı, şairaneliğe son verilmeli ve şiir toplumun çoğunluğuna seslenmeliydi. Bu amaç da ancak yeni yollar ve yeni araçlarla gerçekleştirilebilirdi. Sonuçta sokaktaki insanı ön plana çıkarmış, biçim, şiirin kalıbıyken kendisi haline gelmiştir. Şiirimizin eski şiirle olan tüm bağlarını koparmıştır. Şiirdeki benzetmeyi, eğretilemeyi, mecazları, kaldırmanın gerekliliğini savunur, bunları umursamaz. Şiirden ölçüyü atar, anlatımı şiirin temeli kabul eder. Böylelikle Türk şiirini şairanelikten, yıpranmış kalıplardan, benzetmelerden kurtarmış; yalın bir halk dilini, gündelik sözleri, yergili esprili bir istifle şiirlerinde kullanmıştır. Şiirimize onunla birlikte Japon ulusal şiir biçimi olan halkalar girer. Nükteli bir realizm, ironili bir lirizm vardır.
95
Şiirden başka makale, deneme, hikaye, çeviri alanlarında yapıtları vardır.
Yaprak dergisi döneminde şiirde yeni eğilimler içine giren Orhan Veli, şaşırtıcılıktan, yadırgatıcılıktan uzaklaşırken, duyguya, yaşama sevincine, gündelik yaşama, sokaktaki insanların sorunlarına ağırlık vermeye başlar. Durmadan araştırmalar yaparak, yeni denemelerle şiirini sürekli ileri götürmeye çalışmıştır. Moliere, Gogol, Sartre gibi yazarlardan çeviriler yapmış eleştiri ve öyküler yazmıştır. Nasrettin Hoca fıkralarını şiirleştirip "Nasrettin Hoca Hikâyeleri" kitabında toplamıştır. Eserleri: Şiir: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı, Nasrettin Hoca Hikâyeleri, Bütün Şiirleri Ölümünden sonra Orhan Veli'nin şiirleri, "Bütün Şiirleri" adı altında bir kitapta toplanmıştır. Düzyazı: La Fontaine, Nesir Yazıları, Denize Doğru, Edebiyat Dünyamız, Sanat ve Edebiyat Dünyamız, Bindiğimiz Dal
96
MELİH CEVDET ANDAY ( ) Akılcıdır, toplumsal gerçekçiliği savunur. İlk şiirlerindeki romantik özelliklerden zamanla sıyrılmış, şiiri duygudan çok aklın egemenliğine vermiştir. Şiirlerinde güzel günlere özlem vardır. Söz oyunlarından kaçar, yalın bir dili vardır.düzyazılarında yoğun bir düşünce, şiirseJ-esprili, özlü bir dili vardır. Dizelerinde diyalektik, toplumcu duygularını düzyazıya sürükler. Fıkra, deneme, çeviri, gezi, roman, tiyatro türlerinde ürün vermiştir; ama ısrarla şiir üzerinde durur.
97
Eserleri: Şiir: Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Yan Yana, Kolları Bağlı Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü, Sözcükler, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Tanıdık Dünya, Güneşte, Yağmurun Altında Roman: Aylaklar, Gizli Emir, İsa'nın Güncesi, Raziye, Yağmurlu Sokak Meryem Gibi Deneme: Doğu-Batı, Konuşarak, Yeni Tanrılar, Sosyalist Bir Dünya, Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Maddecilik ve Ülkücülük, Paris Yazıları Tiyatro: İçerdekiler, Mikado'nun Çöpleri, Dört Oyun Gezi: Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan
98
OKTAY RİFAT HOROZCU (1914-1988)
Sözcüklerle, modern ressamlar gibi dünyaya yeni bir biçim verir. Parça güzelliklerinden bütün güzelliğine geçmeye çalışır. Garipçi, bireyci, toplumcu, gerçeküstücü akımların penceresinden dünyaya mutlu bir gözle bakar. Şiir dilinde mecazlarla yüklü günlük konuşmalardan, halk söyleyişleriyle deyimlerden geniş ölçüde yararlanır iyi şiirin, toplumu ileriye götüreceği görüşündedir. Hep kendini yenilemeye çalışan ya da her türlü biçimi denemeye çalışan bir yazardır. "Aşağı Yukarı" ve "Karga ile Tilki" kitaplarında özgür bir söyleyişe uyar. Eserleri: Şiir: Garip Güzelleme, Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler, Aşağı Yukarı, Karga ile Tilki, Perçemli Sokak, Âşık Merdiveni, Elleri Var Özgürlüğün, Koca Bir Yaz, Dilsiz ve Çıplak, Elifli, Yeni Şiirler, Şiirler, Yeni Şiirler, Çobanıl Şiirler, Bir Cigara İçimi, Denize Doğru Konuşma, İkilik Roman: Bir Kadının Penceresinden, Danaburnu, Bay Lear Oyun: Birtakım İnsanlar, Kadınlar Arasında, Oyun İçinde Oyun, Atlar ve Filler, Çil Horoz, Yağmur Sıkıntısı, Dirlik Düzenlik, Toplu Oyunlar Düzyazı: Şiir Konuşması
99
1940 SONRASI EDEBİYATI İKİNCİ YENİ
Daha sonraları ortaya çıkan ve "İkinci Yeniciler" adı verilen şairler ise "şiir için sanat" anlayışına dayanan, sürrealizmden daha aşırı bir soyutlama anlayışını sürdürmüşlerdir. / İkinci Yeni şiirimizde çok uzun soluklu olamasa, geniş bir okuyucu kitlesi bulamasa bile Türk şiirine yeni boyutlar, yeni öğeler getirmiştir. / İkinci Yeni şiiri daha çok yorum şiirleridir, izlenim şiirleridir. / İkinci Yeni şiiri, yalnız yeni kuşak için değil, her okuyana, dahası her yeniden okuyana ayrı izlenimler edinme, ayrı yorumlar yapma olanağı sağlamıştır. / İkinci Yeni, Orhan Veli ve arkadaşlarının yalın anlatımına tepki olarak doğmuştur. / İkinci Yeni, "şiir için şiir" anlayışıyla hareket etmiş, aydınlara seslenmek istemişlerdir. / İkinci Yeni'ye göre şiir, görüntülerin verildiği bir araç olmalıdır. • İkinci Yeniye göre anlamlı olmak, şiir için gerekli görülmemelidir.
100
/ İkinci Yeni'ye göre şiir, bir öykü anlatma aracı değildir, öteki yazın türlerinden kesin çizgilerle ayrılmalıdır. İkinci Yeni'ye göre şiirde doğa betimlemelerine yer verilmemeli, öteki türlerde anlatılamayanlar dile getirilmelidir. İkinci Yeniciler, şiirde anlama değil, söyleyişe önem verdiler. Konuyu, olayı şiirden attılar. / Şiir dili konuşma dilinden ayrılmalı, mantık süzgecinden geçmeli ve kendine özgü bir yapıda olmalıdır. / Şiir, insanlara yararlı olmak için yazılmaz, bu yüzden erdem, ahlak, toplum ve gerçek gibi konular şiirin dışında aranmalıdır. Şiirde açık ve yalın anlatıma yer vermemek gerektiğini savundular. / Eşya, görünüm ve özellikle insanı gerçeküstücülükten daha aşırı bir soyutlama ile anlatmayı amaç edindiler.
101
EDİP CANSEVER ( ) İlk şiiri "İstanbul", dergisinde yayımlanmıştır. Sürekli yazan, yayımlayan bir şair olarak otuz yıla yakın bir süre ilgileri hep üstünde tutmuştur, şiirlerinin yanı sıra şiir üzerine yazdıkları, söyledikleriyle de tartışmalara neden olmuştur. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biridir. "Nerde Anthgöne", "Tragedyalar", "Çağrılmayan Yakup bu dönemin ürünleridir. Yine de İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmamıştır. Eserleri: Şiir: İkindi Üstü, Dirlik Düzenlik, Yerçekimli Karanfil, Umutsuzlar Parkı, Petrol, Nerde Antigone, Tragedyalar, Çağrılmayan Yakup, Kirli Ağustos, Sonrası Kalır, Ben Ruhi Bey Nasılım, Sevda ile Sevgi, Şairin Seyir Defteri, Yeniden, Bezik Oynayan Kadınlar, İlkyaz Şikâyetçileri, Oteller Kenti Düzyazı: Gül Dönüyor Avucumda
102
SEZAİ KARAKOÇ ( ) Başlangıçta Pazar Postası'nda İkinci Yeni akımı doğrultusunda şiirler yazmış; daha sonraki yıllarda tümüyle kendi şiirine yönelmiştir. Gazete yazılarında ise İslam toplumlarının çağdaş dünyadaki konumlarını ele almış; eski Türk uygarlıklarına ilişkin değerlerle çağdaş bir kişilik oluşturma düşüncelerini işlemiştir. Öze önem vermiş ve her özün yeni bir biçim yaratacağına inanmıştır. Şiirin geleneksel sınırlarını zorlamıştır. Şiirle düz yazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştır. Biçim, konu ve söyleyiş özellikleri, aşağı yukarı her yapıtıyla değişikliğe uğrayarak başkalaşır. İmge, çağrışım, soyutluk ve kapalı anlatım nitelikleriyle İkinci Yeni şairidir.
103
Eserleri: Şiir: Körfez, Şahdamar, Hızır'la Kırk Saat, Sesler, Taha'nın Kitabı, Kıyamet Aşısı, Gül Muştusu, Zamana Adanmış Gönüller, Alınyazısı Saati, Ayinler, Leyla ü Mecnun, Ateş Dansı, Mona Rosa, Şiirler, Ayinler, Ateş Dansı, Alınyazısı Saati Şiir-düzyazı: Mağara ve Işık Röportaj: Tarihin Yol Ağzında İnceleme: Yunus Emre, Mehmet Akif, Mevlana Öykü: Meydan Ortaya Çıktığında, Portreler Deneme: Yazılar, Ölümden Sonra Kalkış, Makamda, Edebiyat Yazıları 1, Edebiyat Yazıları 2
104
TURGUT UYAR ( ) Çeşitli dergilerde alan şiirleriyle adını duyurmuştur. İlk dönem şiirlerinde çevresinin, yaşayışının izlenimleri üzerinde durmuş, daha sonra iç derinliğine inmeye başlamıştır. Ölçülü, uyaklı ilk dönem şiirlerinde daha çok kişisel yaşantısını yansıtır. Aşk, ayrılık, ölüm temalarını işlediği bu dönem şiirlerinde Garip akımının izleri görülür. 1945 şiirini biçim ve öz bakımından yenileştiren şairlerin en güçlülerindendir. Toplum ve törelerle çatışan bireylerin yenilgisini, kurtuluş çabalarını araştırır. Başlangıçta gelenekselden ve o günlerin ünlü şairlerinden etkilendiği göze çarpar. Daha sonra yoğun imgelerin ve simgeci bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle İkinci Yeni'nin başlıca şairlerinden biri olmuştur. Sanatını Halk şiirinin deyişleri ve Divan şiirinin biçimlerinden yararlanarak geliştirmiştir. Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı, parçalılığı ve sarsıntılarını içeren bir şiir oluşturmuştur.
105
Lirik şiirin geleneksel sınırlarını zorlamıştır.
Şiirle düz yazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştır. Biçim, konu ve söyleyiş özellikleri, aşağı yukarı her yapıtıyla değişikliğe uğrayarak başkalaşır. İmge, çağrışım, soyutluk ve kapalı anlatım nitelikleriyle İkinci Yeni şairidir. Ne var ki onun şiirinde baştan sona toplumsala, insana yönelik bir tutum vardır. Şiirinde iyiye, güzele özlem duyan, düşünsel-duyarlı bir içerik süregelmiştir. Şiirde yenilikçi niteliğine arı bir değer katmıştır. İnsan duygularındaki karmaşıklığı, bireysel özgürlüğü yansıtan izlenimci gerçeküstücü şiirler yazmıştır. İnsan gibi, sanatın da çıkmazda olduğunu, sanat eserinden yarar sağlamanın gereksizliğini savunmuştur. Günümüzde Türkçeyi en güzel kullanan şairler arasındadır. Son dönem şiirlerinde başlangıçtaki zengin doku giderek yalınlaşmış, daha karamsar olmaya başlamıştır. Türk şiiri üzerine yazıları ve edebiyat eleştirileriyle de ilgi gören sanatçının şiirleri İngilizce, Fransızca ve Sırpçaya çevrilmiştir.
106
Eserleri: Şiir: Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabistanı, Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan, Toplantılar, Kayayı Delen Zincir, Evrenin Yapısı Toplu Şiirler, Dün Yok mu, Büyük Saat İnceleme: Bir Şiirden
107
ECE AYHAN ( ) Şairin ilk şiiri 1954 yılında "Türk Dili"nde yayımlanmıştır. İkinci Yeni şiirinin en önemli temsilcisi olarak gösterildiyse de de, kendisi "İkinci Yeni" tanımı yerine "Sivil Şiir"i önerdi ve kullandı. Günümüz Türk şiirinin "modern ustalarından biri" olarak adlandırılan şair, ilk şiirlerinden itibaren oluşturduğu kendine özgü dille dikkat çeker. Şiirlerinde, dünyaya karanlık bir bakış açısı; aklın sınırlarını zorlayan ve sürrealizmi çağrıştıran bir kurgu; tarihe, coğrafyaya, sokak yaşantısına, ekonomiye göndermeler; ölüm ve arzu iç içeliğiyle örülmüş bir lirizm vardır. Şiirde biçim ve anlam kaygısını en aza indirmiştir. İmgeli görüntülerle yüklü dizelerine kendine özgü sözdizimini yerleştirerek dilin olanaklarını zorlayan özgün bir şairdir. Okurun, edindiği izlenimlerle çaba harcayarak yorumlayabileceği şiirleri, toplumsal ve bireysel eleştiriyi, gülmeceyi de içerir. Şiir kitaplarından başka, günceleri, denemeleri de vardır. Şiirlerinden çok, güncelerini ve denemelerini çağrıştırmakta, poetikası ve politik anlayışı konusunda ipuçları vermektedir, düşünce şiir ve anlatı"' bir yerdedir. Güncelerinde ve denemelerinde, en başta şiir olmak üzere edebiyat, sanat, politika, tarih alanlarında eserler vermiştir.
108
Eserleri: Yort Suval, Bakışsız Bir Kedi Kara, Kınar Hanımın Denizleri,
Zambaklı Padişah, Çok Eski Adıyladır, Ortodoksluklar, Devlet ve Tabiat ya da Orta İkiden Ayrılan Çocuklar İçin Şiirler, Çanakkaleli Melahat'a İki El Mektup ya da Özel Bir Fuhuş Tarihi, Sivil Şiirler
109
CEMAL SÜREYA ( ) Şiire lise yıllarında aruz denemeleriyle başlamış, ilk şiiri "Şarkısı-Beyaz" 1953'te Mülkiye dergisinde yayınlanmıştır. Çeşitli yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır. Papirüs dergisini üç kez çeşitli aralıklarla çıkarmış; çeşitli yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımlamıştır. İkinci Yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılır. Geleneğe karşı olmasına rağmen, geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisidir. İkinci Yeni hareketine katılmakla birlikte, şiirde anlamsızlığı savunan görüşleri benimsememiştir.
110
Karşı çıktığı geleneğin diri değerlerinden yararlanmıştır.
Şiirde erotizmi canlandırırken, toplumsal değerlere uzak düşmemiştir. Şiirin "anayasaya aykırı" olduğunu, doğanın ahlakı kovduğu yerde ve yasadışı olduğunu savunmuştur. Bu görüş onu şiirde öyküden kaçınmaya, çarpıcı, yoğun imge adacıklarından oluşan bir söz sanatına yöneltmiştir. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla zengin, birikimi ile duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle İkinci Yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. O adeta yeni şiirin modern ressamıdır. İronik bir söyleyişle yaşadığı çağı, canlıları ve çevreyi şiirleştirir. Toplumsal gerçekliğe açık bir görüşle yaşayan insanı anlatır.
111
Şiirde önceleri biçime önem verdiğini, sonra insani öze yöneldiğini, şiirinde toplumsallığın öteden beri bulunduğunu söyler. Şiirlerinde aşk ve cinsel duyguları değişik bir şekilde dışarı vuran şairin içten ve sağlam bir söyleyişi vardır. Düzyazılarında sürekli yeni sorular sorar. Denemelerinde de başka sanatçılar, özellikle şairler üzerinde durmayı yeğlemiştir. Eserleri ŞİİRLERİ : Göçebe, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Sevda Sözleri, Sıcak Nal, Güz Bitiği Deneme: Günübirlik, Şapkam Dolu Çiçekle Günlük: Üstü Kalsın-999.Gün Düzyazı: Onüç Günün Mektupları, Folklor Şiire Düşman, Uzat Saçlarını Frigya Aydınlık Yazıları / Paçal, Oluşum'da Cemal Süreya, Papirüs'ten Başyazılar, Güvercin Curnatası, Toplu Yazılar Antoloji: 100 Aşk Şiiri, Mülkiyeli Şairler
112
SON DÖNEM TÜRK EDEBİYATI NAZIM HİKMET (1901-1963)
Tevfik Fikret, Mehmet Emin ve Mehmet Akif gibi şairlerin yoluna girmiştir. Sovyetler Birliği'nde kaldığı ilk yıllarda, bu biçim arayışları doruğuna ulaşmıştır. Hece ölçüsünün kalıplarını kırarak, Türkçenin zengin ses özelliklerine büyük uyum sağlayan serbest nazma geçmiş; bu değişiklikte Mayakovski'nin ve Gelecekçilik'i savunan öbür genç Sovyet şairlerinin etkileri olmuştur. "Satır"adlı ilk kitabı yayımlandığında, bu kitaptaki şiirler karşısında, sanat çevreleri önce büyük bir şaşkınlığa düşmüştür. Sonra çağın ünlü yazarlarından umulmadık övgüler gelmiştir. Ahmet Haşim, Yakup Kadri gibi sanatçılar bile şairliğini övmüştür. Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Nazım Hikmet romanlar da yazmıştır. Toplumcu gerçekçi oyun yazarlığının kuramsal sorunlarına çözümler getirmek amacındaki oyunlarından film, bale, opera uygulamaları yapılmıştır. Ayrıca çeşitli konularda çok sayıda makalesi, eleştiri yazıları da vardır. Halkın kullanmadığı sözcüklerden kaçınır
113
Eserleri: arasında Adam Yayınevi Nazım Hikmet'in bütün yapıtlarını 28 kitaplık bir dizide topladı. Dizinin editörlüğünü Memet Fuat, araştırmacılığını Asım Bezirci yaptı. Bugün satışta bulunan bu dizideki kitaplar şunlar: Şiir: Güneşi İçenlerin Türküsü, 835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden şehir)Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini Niçin Öldürdü; Gece Gelen Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı; Şeyh Bedreddin Destanı'na Zeyl) Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat şiirleri; Dört Hapisaneden; Rubailer) Yatar Bursa Kalesinde, Memleketimden İnsan Manzaraları ,Yeni Şiirler , İlk Şiirler, Son Şiirler, La Fontaine'den Masallar Oyun: Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir Rüyadır) Ferhad ile Şirin (Yolcu; Ferhad ile Şirin; Sabahat; Enayi) , Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya; İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?),Demokles'in Kılıcı(İstasyon; İnek; Demokles'in Kılıcı; Tartüffe) Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her Şeye Rağmen)
114
Roman: Kan Konuşmaz, Yeşil Elmalar, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim Öykü: Hikayeler Çeviri Hikâyeler Masal: Masallar Yazılar: Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil Yazılar Konuşmalar Mektuplar: Nazım ile Piraye Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
115
BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908 -1969)
Halkevlerinin açılışında yazdığı ve şahsen rol aldığı Çoban Piyesi ve ardından yazdığı ve oynadığı Ergenekon Piyesi dolayısıyla Atatürk'ün dikkatini" çekmiştir. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı sanatçısıdır. Giderek ulusal duyguları dile getiren deyişleri ve yurt güzellikleri bile bu özle belirlenir.. "Ankaralı Âşık Ömer" takma adıyla yazdığı âşık tarzı şiirlerinde folklorumuzdan yararlandığı görülür Şiir: Erciyes'ten Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri, Son Şiirleri Oyun: Çoban, Atilla, Deniz Abdal Öteki Yapıtları: Halkevleri (inceleme), Hasan Ali Yücel ve Eserleri, Hür Mavilikte Gezi, Dolmabahçe'den Anıtkabir'e Kadar (Gözlemler), Kur'an-ı Kerim'den İlhamlar, Atatürk Deniz'inden Damlalar (antoloji), Battal Gazi Destanı, Bugünün Diliyle Atatürk'ün Söylevleri.
116
NECMETTİN HALİL ONAN (1902- 1968)
Daha çok bireysel ve milli duygularla örülü hece şiirleriyle tanınmıştır. Aruz ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde aşk, doğa ve ulusal duyguları işlemiştir. Düzyazıya geçmesi, az şiir yazması, belirli sözcüklerle belirli konuların etrafında dönmesi şairlik dünyasını daraltır. Eserleri Şiir: Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha Roman: İşleyen Yara
117
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA(1901-1984)
1924'te başladığı öğretmenlik görevini İstanbul Kız Lisesi ve yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürmüştür. Şiir yazmaya mütareke yıllarında başlamış; Kurtuluş Savaşı'nın etkisi ve heyecanıyla Milli Edebiyat akımına katılmıştır Eserleri: Şiir: Geceden Taşan Dertler, Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim Bomboş, Roman: Küller, Sisli Geceler, Aşk ve Zafer, Gülün Babası Kim Öykü: Beyaz Selvi, Büyük Anne, Aydınlık Kapı
118
TURAN OFLAZOĞLU ( ) _Günümüz tiyatro yazarlarındandır. Tiyatroculuğundan gelen rahatlıkla çeviriler yapmıştır. Günlük yaşamın gerçekleriyle tarihsel gerçekleri sanatın potasında eriterek yansıtmıştır. Eseler Oyun: Keziban, Allanın Dediği Olur, Deli İbrahim, Güzellik ve Aşk
119
REFİK ERDURAN ( ) Günümüz gazetecisi ve tiyatro yazarlarındandır. Askerliğini Kore Savaşı Sırasında Türk Tugayı'nda yedek subay olarak yapmıştır. Nazım Hikmetin Türkiye'den kaçmasına yardımcı olmuştur. Bir süre yayıncılık ve filmcilikle uğraşmış; mizah dergisi yöneticiliği, köşe yazarlığı yapmıştır. Kısa adı İTİ (UNESCO) olan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi'nin 1986 yılından beri baş- kanıdır. Eserleri: Oyun: Kahraman, Deli, Korkunçlar, Bir Kilo Namus, Cengiz Hanın Bisikleti, İp Oyunu, Karayar Köprüsü, İkinci Baskı, Aman Avcı, Ayı Masalı, Direkler Arasında, Uçurtmanın Zinciri, Kartal Tekmesi, Kelepçe, Turp Suyu, Canavar Cafer, Tamirci, Hayal, Yemenimin Uçları, Açıl Susam Açıl, Seher Vakti Roman: Yağmur Duası (Köy kalkınmasının nasıl olması gerektiğini anlatmak için yazılmıştır.) Anı: Gülerek; İblisler- Azizler- Kadınlar
120
RECEP BİLGİNER ( ) Gazeteci ve tiyatro yazarı olan sanatçı gazeteciliğe, 1944 te Vatan gazetesinde başlamıştır. Akın ve Tasvir gazeteleriyle Düşünce ve Yeni Çağ adlı dergileri çıkarmıştır. Daha sonra tarihsel konulu oyunlar yazmaya başlayan sanatçının pek çok oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu ile Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiştir. Eserleri: Oyun: Gazeteciden Dost, Ben Devletim, İsyancılar, Utanç Dünyası, Sarı Naciye, Yunus Emre, Mevlana, Politikada Bir Sarıçizmeli, Hapiste Bir Gazeteci, Zenginler Hükümeti gibi kitaplara imza attı. Hapisliğim, İnsan Bir Düşüncedir, Hapiste Bir Gazeteci, Zenginler Hükümeti, Soruların Gündeminde, Unutulmasınlar Diye diğer yapıtlarıdır.
121
NECATİ CUMALI ( Çağdaş Türk edebiyatının en verimli yazarlarından biri olarak kabul edilirŞiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla kendini kolayca okutturur. Necati Cumalı'nın öykülerinden, romanlarından ve tiyatro eserlerinden birçoğu televizyon dizisi ve sinema filmi olarak da değişik yönetmenler tarafından ekrana getirilmiştir. "Susuz Yaz "dan yola çıkılarak 1963 yılında yapılan ve Metin Erksan'ın yönettiği film 1964 Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'nü almıştır. Bu ödül Türk sinemasının o zamana kadar uluslararası yarışmalarda aldığı ilk önemli ödüldür. Şiirde biçim özgürlüğü, yaşamsallığa somut yöneliş, yalın açık, dolaysız, içten; ama şairaneliğe pek yaklaş mayan yer yer düzyazıyı andıran bir söyleyişi vardır.
122
Eserleri: Şiir: Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkıları, Mayıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, Denizin İlk Yükselişi, İmbatla Gelen, Güneş Çizgisi, Yağmurlu Deniz, Başaklar Gebe, Ceylân Ağıdı, Aşklar Yalnızlıklar, Kısmeti Kapalı Gençlik, Aç Güneş, Bozkırda Bir Atlı, Yarasın Beyler, Tufandan Önce, Aşklar Yalnızlıklar, Kısmeti Kapalı Gençlik, Bütün Şiirleri < Öykü: Yalnız Kadın, Değişik Gözle, Susuz Yaz, Ay Büyürken Uyuyamam, Makedonya 1900, Kente İnen Kaplanlar, Dilâ Hanım, Revizyonist, Yakub'un Koyunları, Aylı Bıçak, Uzun Bir Gece Roman: Tütün Zamanı, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün, Aşk da Gezer, Üç Minik Serçem, Viran Dağlar Oyun: Mine, Nalınlar, Derya Gülü , Yaralı Geyik Oyunlar II (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri) Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar) Oyunlar III (Nalınlar, Masalar, Kaynana Ciğeri) Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol) Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası) Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte) Deneme: Niçin Aşk, Senin İçin Ey Demokrasi, Etiler Mektupları, Niçin Af, Şiddet Ruhu, Ulus Olmak İnceleme: Muzaffer Tayyip Uslu Günce: Yeşil Bir At Sırtında
123
HALDUN TANER ( ) Öyküleri ve-oyunlarıyla çağdaş Türk edebiyatının öncü yazarlarından olan Haldun Taner, düşün ve kültür insanı olarak da aydınlanma düşüncesinin oluşumunda etkili olmuştur. Toplumun aksak, bozuk, düzensiz, eksik, çürük yanlarını kişilerden hareketle yansıtır. Kültürün en etkin araçlarından biri olan "ironi"yi kullanır. Haldun Taner, tiyatromuza sayısız oyun kazandırmakla kalmamış, birçok oyunuyla, Türk tiyatrosunu ileriye götürmüştür. Sürekli olarak yeni şeyler deneyen, kendini aşmaya çalışan biridir. Eleştiriyi güldürüyle yoğurmuş, izleyiciyi güldürürken hem sarsmış, hem şaşırtmış, hem de düşündürmüştür.
124
Akılcı ve yergicidir. O, epik tiyatronun ülkemizdeki kurucusudur
Akılcı ve yergicidir. O, epik tiyatronun ülkemizdeki kurucusudur. Öykülerinde, büyük kentin çeşitli kesimlerinden seçilmiş değişik tiplerin, davranış tutarsızlıklarının, çelişkilerinin, içtensizliklerinin yansımasını görürüz. Öykülerinde insan sevgisi ön plandadır. Güçlü bir dili vardır. Yapı ve kurgu ustasıdır. — Toplumsal değişimin ve dönüşümün sancılarından Bu oyun Türkiye'nin yanı sıra Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, eski Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde oynanmıştır. Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan si-yasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazmıştır. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nu, Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatro Grubu'nu kurmuştur. Türk ortaoyunu ve tuluat tiyatrosu öğelerinden de yararlanarak toplumsal olayları alaylı bir dille eleştirdiği oyunlarıyla büyük başarı kazanmıştır.
125
Eserleri: Öykü: Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında Çalışkur, Onikiye Bir Var, Konçinalar, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü, Kızıl Saçlı Amazon, Yalıda Sabah Oyun: Günün adamı-Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Huzur Çıkmazı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Zilli Zarife, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i Stanbul Ki, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Aşk-u Sevda, Dev Aynası, Yâr Bana Bir Eğlence, Ayışığında Şamata, Hayırdır İnşallah, Eşeğin Gölgesi, Haldun Taner Kabare Epik Tiyatro: Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife Kabare: Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Aşk ve Sevda, Dev Aynası, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i İstanbul ki, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Yar Bana Bir Eğlence Söyleşi: Hak Dostum Diye Başlayım Söze Portre (anı): Ölür İse Ten Ölür Canlar Değil Ftkra- gezi: Devekuşu'na Mektuplar, Düşsem Yollara Yollara, Yaz Boz Tahtası, Çok Güzelsin Gitme Dur, Berlin Mektupları, Koyma Akıl Oyma Akıl, Önce İnsan Olmak
126
AZİZ NESİN ( ) Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasını sağlayan bir yazardır. Mizah öykülerinin konularını öykücülerimizin hiçbirinin şimdiye kadar ulaşamadıkları geniş bir çevreden almaktadır. Bizdeki çok köklü ve eski mizah geleneğini yenileştirip sürdürerek büyük şehirlerin dar çevresinden ayırabilmiş, köylülere kadar ulaşabildiği gibi, bu eski geleneğin canlı kalan zincirine bağlanarak küçük öykü alanındaki mizah anlayışını çok geliştirmiştir.
127
Eserleri: Şiir: Sondan Başa, Sevgiye On Ölüme Beş Kala, Kendini Yakalamak, Hoşçakalın, Sivas Acısı Konuşmalar: İnsanlar Konuşa Konuşa, Çuvala Doldurulmuş Kediler Hikaye: Geriye Kalan, İt Kuyruğu, Yedek Parça, Fil Hamdi, Damda Deli Var, Koltuk, Kazan Töreni, Toros Canavarı, Deliler Boşandı, Mahallenin Kısmeti, Ölmüş Eşek, Hangi Parti Kazanacak, Havadan Sudan, Bay Düdük, Nazik Alet, Gıdıgıdı, Aferin, Kördöğüşü, Mahmut ile Ni-gar, Gözüne Gözlük, Ah Biz Eşekler, Yüz Liraya Bir De-' li, Bir Koltuk Nasıl Devrilir, Biz Adam Olmayız, Rıfat Bey Neden Kaşınıyor, Yeşil Renkli Namus gazı, Bülbül Yuvası Evler, Vatan Sağolsun, Yaşasın Memleket, Büyük Grev, Hayvan Deyip Geçme, 70 Yaşım Merhaba, Kalpazanlık Bile Yapılamıyor, Maçinli Kız İçin Ev, Nah Kalkınırsın Roman: » Kadın Olan Erkek, Gol Kralı Sait Hopsait, Erkek Saba-hat, Saçkıran, Zübük, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Surname, Tek Yol Anı: Bir Sürgünün Hatıraları, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez, Poliste, Yokuşun Başı, Salkım Salkım Asılacak Adamlar, Rüyalarım Ziyan Olmasın Masal: Memleketin Birinde, Hoptirinam, Uyuşana Tosunum, Aziz Dededen Masallar Taşlama: . Azızname Fıkralar: Nutuk Makinası, Az Gittik Uz Gittik, Merhaba, Suçlanan ve Aklanan Yazılar, Ah Biz Ödlek Aydınlar, Korkudan Korkmak Gezi: Duyduk Duymadık Demeyin, Dünya Kazan Ben Kepçe Oyun: Biraz Gelir misiniz, Bir Şey Yap Met, Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı, Çiçu, Tut Elimden Rovni, Hadi Öldürsene Canikom, Beş Kısa Oyun, Bütün Oyunları
128
KEMAL TAHİR ( ) Köy edebiyatımızın ünlü romancışıdırRomanları nehir roman niteliği taşır. Her romanı günümüzün köy-şehir yaşamını, tarihsel ve toplumsal gelişmelerimiz içinde ele alan bir diğer romanının devamı gibidir. Derlediği sözcüklerle, cümlelerle, deyimlerle, araştırma ve kültür zenginliyle İstanbul şivesinin kaynaşmasından doğan canlı, rahat bir anlatımı vardır. On beş kadar takma adla otuza yakın çeviri roman da yayımlamıştır. Konularını Çankırı, Çorum dolaylarından, Kurtuluş Savaşı'ndan eşkıya menkıbelerinden alan köy düzen ve sorunlarını derinliğine geliştirdiği yerli dekor ve renkleri ustalıkla kullanarak gerçek Anadolu romanını yaşadığı, yaşattığı görülür. Başlangıçta köy ve köylü sorunlarına eğilmiş; daha sonra Türk tarifti ve özellikle yakın tarihin olaylarını ele almıştır. Ona
129
Eserleri: Roman: Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yedi Çınar Yaylası, Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Bozkırdaki Çekirdek, Kelleci Memet, Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Namusçular, Karılar Koğuşu, Hür Şehrin İnsanları, Damağacı, Bir Mülkiyet Kalesi Öykü: Göl İnsanları Notlar: Kemal Tahir'in Notlan Mektup: Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar
130
ORHAN KEMAL (1914-1970) Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiiri Duvarlar
1939'da Yedigün dergisinde "Reşad Kemal" imzasıyla yayınlanmıştır.
131
Eserleri: Öykü: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada Harp Vardı, Mahalle Kavgası, İşsiz, Önce Ekmek, Küçükler ve Büyükler (ölümünden sonra) Öykülerinden yapılan derlemeler Bilgi Yayınevi'nce dört cilt olarak yayınlandı: cilt Yağmur Yüklü Bulutlar; cilt Kırmızı Küpeler; cilt Oyuncu Kadın; cilt Serseri Milyoner/İki Damla Gözyaşı Arslan Tomson, İnci'nin Maceraları * Roman: Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat Var, Gâvurun Kızı, Küçücük, Dünya Evi, El Kızı, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları (Eskici Dükkânı adıyla, Gurbet Kuşları, Sokakların Çocuğu, Kanlı Topraklar, Bir Filiz Vardı, Müfettişler Müfettişi, Yalancı Dünya, Evlerden Biri, Arkadaş Islıkları, Sokaklardan Bir Kız, Üç Kâğıtçı, Kötü Yol, Kaçak, Tersine Dünya "Baba evi"nde çocukluk yıllarını, "Avare Yıllar" da gençliğini anlattı.
132
Oyun: İspinozlar, 72. Koğuş Ara: Nazım Hikmet'le Üç buçuk Yıl İnceleme: Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar Röportaj: . İstanbul'dan Çizgiler
133
YAŞAR KEMAL ( ) İlk önce folklor araştırmalarıyla yazı hayatına başlamıştır. Yapıtlarında Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, eşkıyaların ve ağaların yaptıklarını, ırgatları, halkın sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu çarpıcı bir biçimde ortaya koyar. Anadolu'nun özellikle de Çukurova yöresinin Cumhuriyet döneminde yaşadığı sorunları, doğası ve gelenekleriyle öyküleyen; öykülerken de şiirli bir anlatımına doğa coşkusunu, yazgıyı, acıyı, savaşı katan özgün bir yazardır. Yeni Türkiye'nin kalkınmasında ihmale uğramış özettikle köy ve kasabadaki Osmanlıdan kalma bozuk ve dengesiz toprak düzeni ile yöre insanının bu bozuk yapıda yaşadığı çatışmaları anlatır; bu düzeni eleştirir. Amacı geleneksel ile çağdaşı, gerçek ile düşü, toplumsal bildiri ile duygu ve coşkuyu birlikte vermektir. Bunun için geleneksel sözlü ya da yazılı halk ürünlerinden, biçim, tema ve motiflerden yararlanır.
134
Eserleri: Roman: Teneke, Beyaz Mendil, İnce Memed Namus Düşmanı, Ala Geyik, Ölüm Tarlası İnce Memed II, Yılanı Öldürseler İnce Memed III, İnce Memed IV, Orta Direk Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yumurcuk Kuşu Kale Kapısı, Yer Demir Gök Bakır, Üç Anadolu Efsanesi, Ölmez Otu, Ağrı Dağı Efsanesi, Çakırcalı Efe, Yusufçuk Yusuf Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti Höyükteki Nar Ağacı, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Karınca, Allahın Askerleri, Deniz Küstü, Kale Kapısı, Bir Ada Hikâyesi: Fırat Suyu Kan Akıyor, Karıncanın Su içtiği, Tanyeri Horozları, Kanın Sesi Destansı romanları: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırın Efe Öykü: Sarı Sıcak, Teneke, Bütün Hikâyeler, Kuşlar da Gitti Röportaj: Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana Peri Bacaları, Bir Bulut Kaynıyor, Allahın Askerleri Fıkra-deneme: Taş Çatlasa, Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü Derleme: Ağıtlar Çocuk kitabe Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca minval üzere büyür. Bir de komşuları Hatçe'ye sevdalanır. Onunla geceleri gizli gizli buluşurlar. Sevdaları erişilmez bir sevda olur. Bir gün İnce Memed'le arkadaşı Mustafa, kasabaya gitmek isterler. Bu köylerden kasabaya kimse gidemez. Gidenler de Apti Ağa'nın izniyle giderler. Memed'le Mustafa ava gitme bahanesiyle yola düşerler.
135
TARIK BUĞRA ( ) İnsanın iç dünyasına yönelerek, öyküle-meye bir yenilik getirmek istemesine karşın, özentili ama yer yer özensiz bir anlatımı vardır 1950'lerin toplumculuğu benimsemiş egemen edebiyat anlayışından ayrı bir yol izlemiştir. Anlatıları kesin, kuruluşu pürüzsüz cümleleriyle, kılı kırk yararcasına yaptığı karşılaştırmalarla, yeni edebiyatın anlatımına yerleşen o film çabukluğuna kapılmamış; edebiyata has o eski, rahat ye sakin anlatış temposunu kullanmıştır. Düşünsel ve yazınsal tercihlerindeki farklılığı bir süre sonra yalnızlaştırır onu.
136
Tarık Buğra'nın kendine özgü varoluşçu felsefesini ve muhafazakâr psikolojisini en iyi 1960 öncesinde yazdığı hikâyeleri ve "Siyah Kehribar" romanı yansıtır. Muhafazakârlığının bir duruş olmaktan çıkarak siyasi bir tavra dönüştüğü, ancak tavrını bir dünya görüşü, bir felsefe zemininde temellendirdiği ölçüde, Türk-İslam sentezine dayandırmak zorunda kalmıştır. Romanlarında siyasi olana yaptığı vurgu arttığı ölçüde ihmal ettiği estetik değerleri edebiyat adına bir kayıp olarak kaydetmek gerekir.
137
Eseleri: Öykü: Yarın Diye Bir Şey Yoktur, Oğlumuz, İki Uyku Arasında, Hikâyeler Roman: Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara'da, Siyah Kehribar, İbişin Rüyası, Firavun İmanı, Dönemeçte, Gençliğim Eyvah, Yalnızlar, Osmancık, Yağmur Beklerken, Dünyanın En Pis Sokağı Oyun: Ayakta Durmak İstiyorum, İbişin Rüyası, Güneş ve Aslan Patron, Sıfırdan Doruğa- Patron Düzyazı: Gagaringrad (gezi), Gençlik Türküsü (fıkra), Düşman Kazanmak Sanatı, Bu Çağın Adı, Politika Dışı, Güneş Rengi Bir Yığın Yaprak
138
ORHAN SAİK GÖKYAY ( ) Çeşitli lise ve üniversitelerde öğretmenlik yapmış, edebiyat dersleri vermiş, önceleri âşık tarzına uygun, çoğunlukla ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazmıştır. 1940'jardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve Halk edebiyatı araştırmalarına yönelir. Eski metinleri incelemiş, eklediği notlarla birlikte sadeleştirilmiş basımlarını hazırlamıştır. Daha çok inceleme ve araştırmalarıyla tanınan sanatçı özellikle Dede Korkut kitabı üzerindeki özenli çalışmalarıyla tanınmıştır
139
Eserleri: Şiir: Birkaç Şiir-Poems -Sadeleştirme-düzenleme: Dede Korkut, Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları, Dedem Korkudun Kitabı Kâtip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eseri Kâtip Çelebi'den Seçmeler, Kabusnâme (Mercimek Ahmed'in Keykavuş'undan çeviri) Eşkâl-i Zaman (Ahmet Rasim'den) Ferah-Cerbe
140
Fetihnamesi (Zekeriyazâde'den)
Mevâ-idü'n Nefâis fi Kavaidi'l Mecâlis (Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları) (Gelibolulu Mustafa Ali'den) Hâlâtü'l Kahire mine'l Adâti'-z Zahire Eleştiri: Destursuz Bağa Girenler
141
CAHİT KÜLEBİ ( ) 1940 sonrasında başlayan şiirimizin yenileşmesi hareketinde kendine özgü bir yeri vardır. Memleketçi şiirimize yeni bir ses getirmiştir. Rahat anlatımı, içtenlik ve duyarlılığıyla ilgi çeken titiz bir şairdir. Anadolu'yu derinliğine duyup yazar. Şiirlerinin ses-lirizm yönü zengindir. Yurdumuzun ilkel katıksız coğrafyalarından hareket ederek, "dağ çeşmeleri gibi serin tertemiz bir şiir" söylemek dileğindedir. İyimser açık ve gerçekçidir. Şiirlerinde tertemiz bir Türkçe, Karacaoğlan'ı andıran bir içtenlik, yeni bir romantizm, içten bir duyarlılık vardır
142
Eserleri: Şiir: Adamın Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda, Yeşeren Otlar, Süt, Şiirler, Türk Mavisi, Sıkıntı ve Umut, Yangın, Bütün Şiirleri, Güz Türküleri Anı: İçi Sevda Dolu Yolculuk Düzyazı: Şiir Her Zaman
143
EFLATUN CEM GÜNEY ( ) Değişik illerde dergi ve gazeteler çıkar- f mıştır. İstanbul'a geldikten sonra folklor | çalışmalarını yoğunlaştırmış; halk hikâye, masal ve efsanelerini derleyerek kitap-laştırmıştır. Derlediği masalları, özünü bozmadan, fakat yeni bir üslup içinde yeniden yazmıştır. "İstanbul Radyosu'nda yaptığı "Bir Varmış Bir Yokmuş" programıyla büyük ilgLtoplayan Eflatun Cem Güney'in masal, halk hikâyesi, halk fıkrası, âşık edebiyatı, folklor ve halk eğitimi alanlarındaki yapıtları çekici bir İstanbul Türkçesiyle işlenmiş örneklerdir. Halk hikâyelerimizin, efsanelerimizin, geleneksel yapısını ruhunu, bozmadan bunlara modern bir sanat niteliği kazandıran usta bir masalcımızdır. Türk folklor ürünlerini sadece sözden yazıya geçirmekle kalmayarak onları değerlendirmiştir. Folklor çalışmalarıyla ün kazanmış, kimi yapıtlarıyla "Masal Baba" unvanını almıştır.
144
Eserleri: ■Şiir: Matem 'Monografi: Erzurumlu Emrah Diğer eserleri: Nar Tanesi, Sabırtaşı, En Güzel Türk Masalları, Halk Şiiri Antoloji, Zümrütanka, Açıl Sofram Açıl, Akıl Kutusu, Bir Varmış Bir Yokmuş, Evvel Zaman İçinde, Dede Korkut Masalları, Kerem ile Aslı, Gökten Üç Elma Düştü, Az Gittim Uz Gittim, Atatürk'ün Hayatı ve Eserleri, Folklor ve Eğitim, Folklor ve Halk Edebiyatı, Nasreddin Hoca Fıkraları
145
MUHSİN ERTUGRUL ( ) Türk tiyatro adamı; oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni; çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusudur. Kendi deyişiyle, "daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi)" benimsemiş, çağdaş Batı tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştırmıştır.
146
Eserleri: insan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim, Benden Sonra Tufan Olmasın
147
ARİF NİHAT ASYA ( ) Sanatçının henüz bir aylıkRen babası ölür. Akrabalarının himayesinde büyümüştür. Bu yüzden şiirlerinde "öksüzlüğün acısını derinden duymuş ve duyurmuştur. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yapmış, milletvekili olmuştur. Edebiyatımızda "Bayrak şairi" olarak tanınan şair, "Bayrak" şiirini Adana'nın kurtuluş günü olan "5 Ocak" tarihinin heyecanı ile yazar. Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış, son şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir.
148
Eserleri: Şiir: Heykeltıraş, Yastığımın Rüyası, Ayetler, Kubbe-i Hadrâ, Kökler ve Dallar, Emzikler, Aynalarda Kalan, Kıbrıs Rubaileri, Avrupa'dan Rubailer, Kova Burcu, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Rubâiyyât-ı Arif -I-, Rubâiyyât-ı Arif -II-, Dualar ve Âminler, Fatihler Ölmez ve Takvimler, Ses ve Toprak, Nisan Düzyazı: Kanatlar ve Gagalar (özdeyişler), Enikli Kapı (makaleleri), Top Sesleri, Aramak ve Söyleyememek, Ayın Aynasında, Kanatlarını Arayanlar, Kubbeler
149
BEHÇET NECATIGIL ( ) Değişik dergi ve gazetelerde çıkan şiirleriyle tanınmıştır. Otuza yakın kitap çevirmiştir. Radyo oyunları yazmış, edebiyat tarihiyle ilgili çalışmalar yapmıştır. İlk şiir kitapları "Kapalıçarşı",Çevre."nin ardından yayınlanan "Evlerde Divan ve Halk şiirlerini sıcak bir lirizmle bir araya getirdiği şiirleri yer alır. Bundan sonraki kitaplarında uzun dizelerle yeni bir biçem arayışına yönelir. "Yaz Dönemeci" kitabında günlük dilden ustaca yararlandığı görülür. Sonraki şiirlerinde iç dünyasından yansımalar, anımsamalar ve tedirginliklerle lirizmin özgün örneklerini vermiştir. Son şiirlerinde geleneksel Türk şiirinin söyleyiş uygulamalarını denemiştir. Bir arayış, yeni bir şiir dili kurmak amacıyla ilk yapıtından sonuncuya kadar bir gelişme içindedir. Evreni, insan topluklarını sembolist bir gerçekçilikle mısralarında işler.
150
Eserleri: Şiir: Kapalı Çarşı, Çevre, Evler, Eski Toprak, Arada, Dar Çağ, Yaz Dönemi, Divançe, İki Başına Yürümek, En/Cam, Zebra, Kareler Aklar, Sevgilerde, Beyler, Söyleriz Düzyazı: Bile/Yazdı, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü Radyo oyunları: Yıldızlara Bakmak, Gece Aşevi, Üç Turunçlar, Pencere "Yalnızlık Bir Yağmura Benzer" ismiyle çeviri şiirleri yayınlanmıştır.
151
SABAHATTİN EYÜBOĞLU (1908-1973)
Çok yönlü bir yazın adamıdır. Denemeci, sinemacı, sanat tarihçisi ve çevirmendir. O etkinliklerinde halka ve köye yönelmek, Doğu-Batı köprüsü kurmak ve hümanizmi benimsemek ilkelerine bağlıdır. Sanat ve toplum sorunlarına kuvvetli bir kültürle yaklaşır.
152
Eserleri: Deneme: Mavi ve Kara, Köy Enstitüleri Üzerine, Yunus Ermeye Selam, Bütün Yazıları, Pir Sultan Abdal, Avrupa Resminde Gerçek Duygusu, Anadolu Ormanları, Siyah Kalem, Surname, Anadolu Yolları, Karanlıkta Renkler, Gökyüzü Mavi Kaldı, Politika Sanatı, Hitit Güneşi,
153
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911 -1975)
Türkiye'nin en usta ressamlarındandır_ Ses Dergisinde sanat ve estetik konusunda düzenli yazılar yazmıştır. Şiire lise yıllarında başlamış; ilk şiirleri Varlık, Yedi-tepe, Ses, İnsan gibi dergilerde yayınlamıştır. İlk şiir kitabı "Yaradana Mektuplar" 1941'de basılmıştır. Şiirlerinde de resimlerinde olduğu gibi Halk edebiyatının zengin motiflerinden esinlenmiş, yararlanmıştır. Yalın bir dille, içten, lirik şiirler yazan sanatçı, modern resim görüşünü şiire uygular. Şiirlerinde resimden gelen renk bolluğu, göz alıcı sıfatlar ve derin halk sevgisi yer alır. Ona göre, köy türkülerinde ve köy nakışlarında hepimizin olan bir öz var. Bu öz, yüzyılların ve yüz binlerin emeği olan bir baldır.
154
Toplumcu, halk sevgisiyle dolu, kuvvetli kafiyelere bağlı, fikirlerle örülü, renkli mısralarını, argoya varan bir halk diliyle işler. Şiir, fıkra, gezi, hikâye türlerinde eser vermiştir.
155
CEVAT SAKİR KABAAĞAÇLI (1890-1973)
Halikaras Balıkçısı lakaplı yazarımız, Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazmış, kapak resimleri ve süslemeler yapmış, karikatürler çizmiştir. Öykü ve romanlarında olduğu gibi anı, mitologya ve söylencelerinde doğa ve deniz tutkusu, insan sevgisi, Anadolu uygarlığı, kişiliğini etkileyen başlıca unsurlardır. Cevat Şakir, çevresinden evrensele uzanır. Edebiyatımızda çevre gelenekselinden evrensele uzanan ilk yazardır. Yapıtlarındaki olaylar genellikle sıradan değil, seçkin yani az rastlanır niteliktedir. Öykü ve roman tekniğinde belli bir düzen yoktur. Çoğunlukla öyküleme ya da anı anlatma biçiminde yazar. Dili oldukça yalındır. Coşkun, şiirli diline güvenerek üs|up ve tekniğe pek önem vermez, konu dışı bilgilerle kompozisyon bütünlüğünü bozar. Eserleri: Roman: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri Öykü: Ege Kıyılarında, Merhaba Akdeniz, Ege'nin Dibi, Yaşatsın Deniz, Gülen Ada, Ege'den, Gençlik Denizlerinde, Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek, Parmak Damgası
156
Anı: Mavi Sürgün Çocuk kitapları: Denizin Çağrısı Yol Ver Deniz Deneme-inceleme-mitoloji: Anadolu Efsaneleri, Anadolu Tanrıları, Anadolu'nun Sesi, Hey Koca Yurt, Çiçeklerin Düğümü, Düşün Yazıları Diğer yapıtları: Sonsuzluk Sessiz Büyür, Merhaba
157
SUUT KEMAL (1903_1980) SUUT KEMAL (1903_1980)
Yazın hayatına şiirle atılıp SUUT SAFFET adıyla şiirler, mensur şiirler yazmış; dene-'meleriyle ün kazanmıştır. Deneme, eleştiri, şiir, mensur şiir, inceleme, biyografi, edebiyat tarihi, çeviri alanlarında yapıt vermiştir. Edebiyatın türlü konuları üzerindeki görüşlerini zaman zaman açık, anlaşılır bir dille kaleme alarak demene türünün en başarılı temsilcilerinden biri olmuştur. Denemelerinda genellikle sanat, edebiyat, roman, şiir, kitap okumak üzerinde durmuştur. Sağlam bir dil anlayışıyla denemelerinde, denemeden çok makaleye yaklaşmış, bilim adamı kişiliyle denemeci yanını birleştirmiştir. Edebiyatla ilgili görüşleri kesin sonuçlara varmadan, yalın bir dille eleştirir. Eserleri: Deneme: Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Düş'ün Payı, Yokuşa Doğru, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler İnceleme: Sanat Felsefesi, Estetik, Ahmet Haşim ve Sembolizm, Edebi Meslekler, Estetik Doktrinler, Baudelaire ve Kötülük Çiçekleri
158
HASAN ALİ YÜCEL ( ) Milli Eğitim Bakanlığı'nda bakanlık da dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulunmuştur. Köy enstitülerini kurarak eğitim ve bilimi Türk köylerine kadar ulaştırmıştır. Dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesini sağlamıştır. Gazetelerde makaleler yazmış; şiirlerini önce aruzla, sonra heceyle yazmıştır. Asıl önemli yanı Türk kültürü ve eğitimine yaptığı unutulmaz hizmetlerdir. Eserleri: Şiir: Dönen Ses, Sizin için, Dinle Benden Düzyazı: Goethe, Bir Dehanın Romanı, Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış, Pazartesi Konuşmaları, içten Dışa, Türkiye'de Ortaöğretim, Davalar ve Neticeleri, Hürriyete Doğru, iyi Vatandaş İyi İnsan, Kıbrıs Mektupları, Edebiyat Tarihimizden, İngiltere Mektupları, Türkiye'de Maarif, Hürriyet Gene Hürriyet
159
PERTEV NAİLİ BORATAV (1907-1998)
Türkiye'nin önde gelen folklor ve Halk edebiyatı araştırmacısıdır Eserleri: Köroğlu Destanı, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Halk Edebiyatı Dersleri, İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, Pir Sultan Abdal, Folklor ve Edebiyat I, Folklor ve Edebiyat II, Zaman Zaman İçinde, Az Gittik Uz Gittik, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, 100 Soruda Türk Folkloru, Nasreddin Hoca
160
KEMAL BILBAŞAR ( ) Önceleri Batı Anadolu'daki küçük kent ve kasaba insanlarının ilişkilerini, yaşamlarını ele almıştır. Eserleri: Öykü: e'. -rV Anadolu'dan Hikâyeler, Cevizli Bahçe, Pembe Kurt, Uç Buutlu Hikâyeler, Irgatların Öfkesi, Pazarlık, Kurbağa Çiftliği (çocuk öyküleri) Roman: Denizin Çağırışı, Ay Tutulduğu Gece, Cemo, Memo, Yeşil Gölge, Yonca Kız, (çocuk romanı) Başka Olur Ağaların Düğünü, Kölelik Dönemeci, Bedoş, Zühre Ninem
161
RIFAT İLGAZ ( ) İlk şiirleri ile yazıları, Kastamonu'da yayınlanan "Nazikter" ve "Açıksöz" dergileri ile "Güzel İnebolu", "Güzel Tosya", "Samsun" gazetelerinde çıkmıştır. Kişisel duygularını yansıttığı ölçülü uyaklı bu dönem şiirlerini sonraki kitaplarına almamıştır Eserleri: Şiir: Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar'da Sabah Oldu, Soluk Soluğa, Karakılçık, Uzak Değil, Güvercinim Uyur mu, Kulağımız Kirişte, Ocak Katırı Alagöz, Bütün Şiirleri Roman: Karadeniz'in Kıyıcığında, Karartma Geceleri, Sarı Yazma, Yıldız Karayel Anı: Yokuş YuKarı, Biz de Yaşadık, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra Mizah, öykü ve roman: Radarın Anahtarı, Don Kişot İstanbul'da, Bizim Koğuş, Hababam Sınıfı, Kesmeli Bunları, Nerde O Eski Usturalar, Saksağanın Kuyruğu, Şevket Ustanın Kedisi, Geçmişe Mazi, Altın Eskicisi, Palavra, Tuh Sana, Çatal Matal Kaç Çatal, Bunadı Bu Adam, Keş, Al Atını, Hababam Sınıfı-Uyanıyoı, Sosyal Kadınlar Partisi, Apartman Çocukları, Çalış Osman Çiftlik Senin 1984 Çocuk kitapları; Öksüz Civciv, Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Sigara Çocukları, Bacaksız Paralı Atlet
162
CEYHUN ATIF KANSU ( ) İlk şiirlerini lise öğrencisiyken halk şiiri geleneklerinden yararlanarak yazmış ve bunlar, okul dergisinde yayınlanmıştır. Ardından şiirleri İnkılâpçı Gençlik, Ülkü, Yücel, Millet, İstanbul gibi" dergilerde yer bulmuştur. Çocuk hastalıkları doktoru olarak Anadolu'ya gidince bin bir çilenin, hastalığın, cahilliğin, yoksulluğun pençesinde kıvrananların; öksüz, bakımsız, kimsesiz çocukların şairi olmuştur Eserleri: Şiir: Bir Çocuk Bahçesinde, Bağbozumu Sofrası, Çocuklar Gemisi, Yanık Hava, Haziran Defteri, Yurdumdan, Bağımsızlık Gülü, Sakarya Meydan Savaşı, Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü, Tüm Şiirleri Makale-deneme: Devrimcinin Takvimi, Ya Bağımsızlık Ya Ölüm, Köy Öğretmenine Mektuplar, Atatürkçü Olmak, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı, Balım Kız Dalım Oğul, Halk Önderi Atatürk, Cumhuriyet Ağacı, Sevgi Elması
163
TAHİR ALANGU ( ) Yazarlık hayatına şiirle girmiştir. Folkloru benimsemiş, inceleme ve eleştiride karar kılmıştır. Hikâyeciliğimiz ve romancılığımız üzerine yoğun ve titiz bir araştırmaya girişmiştir. Eserleri: Araştırma: Cumhuriyet'ten Sonra Hikâye ve Roman, Ömer Seyfettin'in Bütün Eserleri, Ülkücü Bir Yazarın Romanı, Türkiye'de Folklorun El Kitabı, Sait Faik İçin, Ataç'a Saygı
164
CAHİT ZARIFOGLU ( ) Çeşitli kurum ve kuruluşlarda muhasebeci, çevirmen, düzeltmen, teknik sekreter olarak çalışmış; öğretmenlik yapmıştır.
165
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (1904-1946)
Anadolu'da görev yaptığı sırada gezip gördüğü yerlerdeki izlenimleri, şiirlerinin temel konusudur. Eserleri: Şiir: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız Mermerleri, Yayla Dumanı
166
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN ( ) On yaşında ilk şiirlerini yazmış, bunları on dört yaşında okuyucunun karşısına çıkmıştır. En çok aşk, ölüm, çaresizlik, yalnızlık, temalarını işler. Şiiri bir kelime sanatı olarak görür. Eserleri: İnsanoğlu, Deniz Musikisi, Dillere Destan, Dolmuş, Aşkımızın Son Çarşambası, Bir Daha Ölmek, Kör Ayna, İki Kişiye Bir Dünya, Karanlığın Gözleri, Akıllı Maymunlar, Seninle Ölmek İstiyorum, Üstüme Varma İstanbul, Sahibini Arayan Mektuplar, Yeni Dünya Rekoru, Sevenler Ölmez, Çigan Gözler, Ötesi Yok, Hüzün Şarkıları, Bir Gün Anlarsın, Sadrazamın Sol Kulağı, Mihribana Şiirler, Taşlar ve Başlar, Biraz Kül Biraz Duman, Avrupa Görmüş Adam, Toprak Olana Kadar, Göbek Davası, Ben Seni Sevdim mi, Halktan Yana, Aşk mtydı O, Önce Sen Sonra Sen, Rubailer, Yalan Bitti, En Eski Yalnızlığımda Aşk Benim, Acılar Denizi, Dikiz Aynası, Şiirle Kırk Yıl, Yüz Yıl Yanarım Yanmayı Öğrendimse, İki Kişiye Bir Dünya
167
RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (1892-1959)
Yazarlık hayatına mütercimlikle başlamıştır. Yeni Gün muhabiri olarak Kafkasya'ya, Tasvir-i Efkar muhabiri olarak Sivas'a gitmiştir. Eseleri: Röportaj: Diyorlar ki Anı-sohbet: Geçmiş Günler, Ayrılıklar, Atatürk'ü Özleyiş, Atatürk, Tarih ve Dil Kurumları Tasvir: Boğaziçi
168
MAHMUT YESARI ( ) Halkm diliyle yazan, halkın içinde yaşayan, halkın dertlerini yansıtan gerçekçi bir yazardır. Asıl edebî kişiliği, küçük hikâye ve tiyatrolarından çok, romanlarında görülür. Günlük yaşantıların yanı sıra sosyal konulara eğilir. Hikâye ve tiyatrolarında mizaha, duygusal bir gerçekliğe yönelir. Çok sayıda roman oyun, komedi, operet ve hikâye yazmıştır. Eserleri: Roman: Çoban Yıldızı, Çulluk, Pervin Abla, Ak Saçlı Genç Kız, Geceleyin Sokaklar, Bağrı Yanık Ömer, Kırlangıçlar, Su Sinekleri, Bahçemde Bir Gül Açtı, Tipi Dindi, Aşk Yarışı, Kanlı Sır, Yakut Yüzük, Bir Kadın Geçti, Sağnak Altında Hikâye: Yakacık Mektupları Oyun: Hanife Teyze Hizmetçi Arıyor,Sürtük, Erkek Güzeli, Monologlarım ŞÜKUFE NİHAL ( ) Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli Edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmaya başlamıştır. Şiir: Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgârları, Gayya, Yakut Kayalar, Su, Sıla Yolları, Sabah Kuşları, Yerden Göğe, Şukufe Nihal "Roman: Domaniç Dağlarının Yolcusu, Renksiz Istırap, Yakut Kayalar, Çöl Güneşi, Yalnız Dönüyorum, Çölde Sabah Oluyor Oyku: Tevekkülün Cezası Gezi notları: Finlandiya MEHMET ŞEYDA ( ) Öykü ve roman yazarıdır. Psikolojik çözümlemelerin ağır bastığı öykü ve romanlarıyla tanınan yazar, çocukluğunu ve gençlik yıllarını Trakya ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçirmiştir. Lise öğrenimini yarıda bıraktıktan sonra işçilik ve gazete muhabirliği yapmış; çeşitli devlet kuruluşlarında memur olarak çalışmıştır. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı Eserleri: Roman: Ne Ekersen, Yaş Ağaç, Cinsel Oyun, Bir Gün Büyüyeceksin, Köroğlu Destanı, Sultan Döşeği, İhtiyar Gençlik, Nemrut Mustafa, Süeda Hanımın Ortanca Kızı, İçe Dönük ve Atak, Yanartaş, Şeytan Çekiçleri, Gerçek Dışı, Ölümsüz Dostluk, Bastıbacak Ermiş Beyaz Duvar, Zonguldak Hikâyeleri, Başgöz Etme Zamanı, Oyuncakçı Dükkanı, Garnizonda Bir Olay, Anahİ tarcı Salih, Kör Şeytan, Şehzadenin Başıdır, Çikolata, Düşleme Oyunu, Anı: Çocukluk Yılları, Del’Ali Deneme: ,.; Bir Acıdan
169
VEHBİ CEM AŞKUN ( ) Halk edebiyatı araştırmacısı, yazar ve şairdir. Yazı hayatına ciddi anlamda İzmir Öğretmen Okulu'nda okuduğu yıllarda başlamıştır. İlk yazılarını bu ilde çıkan "Hizmet", "Ahenk", "Yeni Asır", "Anadolu" ve "Halkın Sesi" adlı gazetelerde yayımlamıştır. .Eserleri: Şiirler: Duyuş, Yayladan Sesler, Geçmiş Günler, Ölümsüz Atamız İnceleme: Sivas Şairleri, Merzifon Şairleri, Sivas Folkloru Hikâye: Öksüz Yusuf
170
RAKIM ÇALAPALA ( ) Çocuklar için yazdığı şiirler ve hikâyelerle tanındıktan sonra romana geçmiştir. Halk kitaplarının yanı sıra halkevleri için oyunlar da yazmıştır. Eserleri: Çocuk romanı: 87 Oğuz, Mustafa Roman: Köye Giden Gelin Hikâye: Işıklı Pencere, Aşk İnsanı Güzelleştirir Şiir: Yavrukurt Şiirleri
171
CAHİT UÇUK ( ) Çocuk edebiyatımıza kazandırdığı eserleri yanında hikâye ve romanlarında yurdun gündelik yaşamından tatlı bir dille kesitler sunar; gerçekçilik akımını destekler. Eserleri: Roman: Küçük Ev, Kanlı Düğün, Siyah Dantelli Şemsiye, Uçan Su, Değirmentaşı, Hep Yarın, Güneş Kokusu, Kirazlı Pınar, Sürü Çıngırakları Öykü: Cennet Bahçesi, Işıklı Pencere, Kurtların Saygısı, Değişen Sensin, Altın Pabuçlar Çocuk romanları ve öyküleri: Türk İkizleri, İran İkizleri, Gümüş Kanat, Yalçın Kayalar, Mavi Ok, Kırmızı Mantarlar, Üç Masal, Ateş Gözlü Dev, Cepteki Yavrular, Kurnaz Çoban, Herte Verte Pitte, Eve Giren Güneş, Açılan Pencereler, Esrarengiz Yalı, Mavi Derinliklerdeki Sır, Sırrını Vermeyen Tabak Oyun: Yaşamak İstiyoruz, Gök Korsan, Bileziklerin Sesi Anı: Bir İmparatorluk Çökerken, Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar
172
MÜKERREM KAMİL SU ( ) Kadın yazarlarımızdan olan sanatçı, popüler aşk romanlarıyla tanınır. Çeşitli yerlerde ilkokul öğretmeni olarak çalışmış; Balıkesir'de uzun yıllar lise edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Ankara Radyosu "Çocuk Saati" Programı'nın şef redaktörlüğünü üstlenmiştir. Eserleri: Roman: Sevgi ve Istırabım, Sus Uyanmasın, Çırpınan Sular, Bir Avuç Kül, Uyanan Hatıralar, İhtiras, Gençliğimizin Rüzgârı, Özlediğim Kadın, Aynadaki Kız, Ayrı Dünyalar, Ben ve O, Karakış, Ata'nın Romanı, Bu Kalp Duracak, Dinmez Ağrı, Istıranca Eteklerinde, Ateşten Damla, Atatürk Bizimle, Günah Yolu, Uzaklaşan Yol, Olaylar Gemisi, Kaybolan Ses, Gizlenen Acılar, Bir Avuç Hatıra, İnandığım Allah
173
FERİDUN FAZIL TÜLBENTÇİ (1912-1982)
Edebiyat dünyasına şiirleriyle girmesine rağmen tarihî romanda karar kılmıştır. Tarihimizin hayranlık uyandıracak şanlı zaferlerini ulusumuza güven verecek bir üslupla işlemiştir. Sürükleyici, gerçekçi, yalın bir anlatımı vardır.
174
Eserleri: Roman: Yavuz Sultan Selim Ağlıyor, Sultan Yıldırım Beyazit, ^ Barbaros Hayrettin Geliyor, Osmanoğulları, Sultanların 4j Aşkı, İstanbul Kapılarında, Şah İsmail, Turgut Reis, Ka-§ nuni Sultan Süleyman, Şanlı Kadırgalar
175
Şiir: Sabahtan Bir Saat Evvel, Büyük Harpten Sonrakiler İnceleme: Cumhuriyet Nasıl Kuruldu, Türk Atasözleri ve Deyimleri, Cumhuriyetten Sonra Çıkan Gazete ve Mecmualar Radyo konuşmaları: Geçmişte Bugün, Büyük Türk Zaferleri, Kahramanlar Geçiyor
176
ŞEVKET RADO ( ) Şiir ve hikâye ile yazın hayatına girmiş; fıkra ve sohbetleriyle tanınmıştır. Şevket Hıfzı imzasıyla Varlık dergisinde yayımlanmış şiirlerini yıllar sonra şairliğinin tarihçesini ve şiirleri üzerine yazılmış eleştirileri de ekleyerek "Şiirler" kitabında toplamıştır. Sohbetleri, genellikle, gençlere doğru yolu gösteren, onlarda yaşama sevinci uyandıran, hayat yollarında karşılaşacakları güçlükleri iyimser bir görüşle yorumlayan bir özellik taşır. Dili oldukça sadedir. Açık, rahat bir dil örgüsü vardır. Sohbet, deneme, radyo konuşmaları, gezi notları, fıkra türünde ürün vermiştir.
177
Eserleri: Şiir: Şiirler Deneme-Sohbet:
Eşref Saat, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir, Aile Sohbetleri, Gezi: s 50. Yılında Sovyet Rusya
178
OĞUZ TANSEL ( ) İlk şiirleri "Servet-i Fünun" ve "Varlık" dergilerinde, ilk yazıları "Halk Bilgisi Haberlerimde yayımlanmıştır. Öğretmenlik, halk kültürü araştırmacılığı ve ozanlığı, kişiliğinde birbirinden ayrılmaz öğeler olarak yer alır.
179
Eserleri: Şiir Savrulmayı Bekleyen Harman, Gözünü Sevdiğim Masal:
Altı Kardeşler, Üç Kızlar, Yedi Devler, Mavi Gelin, Allı ile Fırfırı Bektaşi Dedikleri (şiirleştirilmiş Bektaşi fıkraları) Oğuz Tansel, 1985'te şiirlerini Sarıkız Yolu adıyla, masallarını ise Konuşan Balıkla Yalnız Kız ve Çobanla Beykızı adlarıyla bir araya getirilmiştir.
180
OSMAN ATILLA ( ) Afyon'da doğan Osman Atilla, eğitimini tamamladıktan sonara Tarım Bakanlığı ve Türk Dil Kurumunda çalıştı. Bir dönem milletvekilliği de yapmıştır. Aşkı, yurt güzelliklerini, insanların günlük yaşamlarını, gelenekleri, folkloru işlemiştir. Halk şiir geleneğine bağlıdır.
181
Eserleri Şiir: Sabahleyin, Güpegündüz, Gözlerimin Söylettiği İnceleme:
Afyonkarahisar Türküleri Antoloji: Memleket Şiirleri, Türk Kahramanlık Şiirleri Antolojisi
182
İBRAHİM ZEKİ BURDURLU (1922-1984)
Modern şiirle halk şiirimizi kaynaştırmaya çalışır. Şiirlerinde kişisel duyguların yanı sıra toplumsal konuları da işler. İlk şiirlerinde görülen anılarına sıkı sıkıya bağlılık, daha sonra yerini Atatürk sevgisine, Kıbrıs özlemine, memleket gerçeklerine bırakır. Doğup büyüdüğü yerlerin yöresel renkleriyle yaşantılarını, halk şiiri geleneklerinden yararlanarak kendine özgü bir dille yansıtır. Şiir, masal, antoloji, türlerinin yanında öğretici nitelikli eserler vermektedir.
183
Eserleri: Şiir: Toprak İnsanları, Toprağın İçindeki Toprak, Burdur'da-ki Mahallemiz, Keloğlan, Basık Tavan, Bir Köyden Bir insan Lefkoşa, Minnacık Ada, Günaydın Yavru Kıbrıs, Atatürk'üm, izmir'in Mor Atları Masal: Nar Güzeli, Dileği Gerçekleşmeyen Kız,
184
Güllü Padişah, Sihirli Gül
Çocuk Romanı: Can Memiş Antoloji: Şiirimizde Öğretmen, Öğretmen Şairler Antolojisi
185
MEHMET ÖNDER ( ) Henüz on sekiz yaşında Konya'daki dergi ve gazetelerde yayımladığı şiir ve yazılarıyla edebiyat dünyasına girer. Kültür kaynaklarımızı, bizi biz yapan folklor kaynaklarımızı inceler. Geçmişe, ulusal kültüre dayalı, ileri bir ulus olabilmemiz için, ulusal değerleri yaşatmak zorunda olduğumuzu savunur.
186
Eserleri: Şiir: Zafer Yolunda, Köyün Bağrından, Mevsim Sonu,
Diğer Eserleri: Seyahatnamelerde Konya, Konya Basın Tarihi, Konya Maarif Takvimi, Tarihi Turistik Konya Rehberi, Konya Çeşme ve Şadırvanları, Konya Camileri, Anadolu Efsaneleri, Mesneviden Hikâyeler, Şehirden Şehre, Kırşehir Güldestesi
187
İBRAHİM ÖRS ( ) Günümüz yazarlarındandır. Romancılığının yanında gazetecilik kişiliği de vardır. Çocuk edebiyatına merak « sarmış, çocuk romanlarıyla ün kazanmışıtır.
188
Eserleri: Roman: Muhtarın Yeğenleri, Onur Çocuğu, Mücahitin Oğlu Canbazlar Kralı, Almanya Öyküsü, Balıklı Köy
189
BEKİR YILDIZ ( ) Hikâyelerinde dolambaçlı yollardan kaçınır, işlenmemiş konuları çoğunlukla da Urfa köylerinin yaşantısını yansıtır. Diyalektik açıdan Anadolu insanının acı kaderini işler.
190
Eserleri: Roman: Türkler Almanya'da, Halkalı KöleHikaye:
Reşo Ağa, Kara Vagon, Kaçakçı Sahan, Sahipsizler, Evlilik Şirketi, Beyaz Türkü, Alman Ekmeği, Dünyadan Bir Atlı Geçti, İnsan Posası, Demir Belek, Olumsuz Kavak, Acılı Çocuklar yun: ç Vatandaş Röportaj: Güneydoğu Zindanı, Harran
191
NİHAD SAMİ BANARLI ( ) Edebiyat tarihçisi ve yazardır. Liseler için yazdığı ders kitapları ortaöğretim kurumlarında uzun süre okutulmuştur. Resimli Türk Edebiyatı adlı eserinde Türk edebiyatı sözlü dönemden başlanarak ve Türk tarihinin dönemleri esas alınarak, yüzyıllar içindeki gelişim, akımlarla birlikte sergilenmeye ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.
192
Resimli Türk Edebiyatı adlı bu eser büyük bir gereksinmeyi karşılamıştır. Ne var ki Banarlı başka yapıt ve yazılarında olduğu gibi bu eserindeki değerlendirmelerinde yansız kalamamış, geleneksel milli ve manevi değerleri sanat ve estetik değerlerin üzerinde tutmuştur. Onun sanat ve estetik anlayışının en üst göstergesi Yahya Kemal'dir. Bu yönüyle çağdaş yenilikleri, Türkçenin özleşmesini benimsediği söylenemez.
193
Eseleri: Türkçenin Sırları, Yahya Kemalin Hatıraları, Yahya Kemal Yaşarken, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Edebi Bilgiler, Metinlerle Türk Edebiyatı, Metinlerle Edebi Bilgiler, Kültür Köprüsü, Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri, Bir Dağdan Bir Dağa, Şiir ve Edebiyat Sohbetleri
194
ORHAN HANÇERLIOGLU (1916-1991)
Hikâye ve romanlarında yurt sorunlarını ele alan, her eserinde değişik biçim yapısı ile okurun karşısına çıkan bir sanatçıdır. Sanat anlayışını, gerçeğe sanatçı eliyle yeniden biçim vermek olarak açıklar. Yurt köşelerine ilişkin gözlemlerini yansıtır. Düzyazı türlerinin yanında şiir de yazmıştır.
195
Eserleri: Şiir: Kıvılcım Roman:
Karanlık Dünya, Büyük Balıklar, Oyun, Ekilmemiş Topraklar, Ali, Kutu Kutu İçinde, Yedinci Gün, Bordamıza Vuran Deniz Hikâye: İnsansız Şehir İnceleme: Başlangıcından Bugüne Kadar Özgürlük Düşüncesi, Erdem Açısından Düşünce Tarihi
196
FAKIR BAYKURT ( ) Yazmaya şiirle başlamıştır. Orhan Veli çizgisinde; ama köy hayatı içerikli şiirler yazmıştır. 1950'den sonra öykü ve romana yönelir. Hikâyeden romana geçer. Yazılarla, anılarla içinde doğup büyüdüğü köy sorunlarımızı toplumcu gerçekçi bir görüşle anlatır.
197
Eserleri: Roman: Rezil Dünya, Elleri Sesinin Rengindeydi, SarduvanÖykü: Çilli, Efendilik Savaşı, Karın Ağrısı, Cüce Muhammet, Anadolu Garajı, On Binlerce Kağnı, Can Parası, İçerdeki Oğul, Sınırdaki Ölü, Gece Vardiyası, Barış Çöreği, Duirsbug Treni, Bizim İnce Kızlar, Dikenli Tel
198
Toplum-Eğitim Yazıları:
Efkâr Tepesi, Şamaroğlanları, Kerem ile Aslı, Kale Kale Çocuk Kitapları: Topal Arkadaş, Yandım Ali, Sakarca, Sarı Köpek, Dünya Güzeli, Saka Kuşları Şiir: Bir Uzun Yol
199
FAİK BAYSAL ( ) Çeşitli liselerde Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yapmış; gazetelerde, dergilerde çalışmıştır. Edebiyata şiirle girmiş romanlarıyla tanınmıştır. Gerçekçi bir yaklaşımla işlediği konular, çoğunlukla İstanbul'un yoksul semtleri ve Adapazarı yörelerinde geçer. Kendine özgü yalın, devrik cümlelerle örülü usta bir dili, destansı bir anlatımı vardır. İkinci Dünya Savaşı boyunca yedek subay olarak orduda görev almıştır. Başından sonuna kadar Meydan Larousse'un çalışmalarına katılmış; ilk romanı Sarduvan'ı 1944 yılında yayınlamıştır. Arkasından çok sayıda şiir, öykü ve roman yazmıştır
200
SABAHATTİN KUDRET AKSAL (1920-1993)
Şair, hikâye ve oyun yazarıdır. Şiirlerinde yaşama sevincini, hikâye ve oyunlarında psikolojik gözlemlerini anlatır. Şiirin bir düşünceyi, bir duyguyu en güçlü biçimi ile veren bir sanat olduğuna inanır. Şairanelikten, süsten arınmış yalın bir söyleyişi vardır.
201
Eserleri: Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Elinle, Bir Sabah Uyanmak, Çizgi, Ağzında Bir Sevi Oyun: Şakacı, Evin Üstündeki Bulut, Bir Odada Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Bay Hiç, Sonsuzluk Kitabevi Hikâye: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvanlar Deneme: Geçmişle Gelecek
202
YUSUF ATILGAN ( ) Edebiyat dünyasına şiirle girmiş, öyküyle gelişmiş, romanla gerçek gücünü göstermiştir. Köy ve kent izlenimlerini yoğun bir duyarlılıkla ve özgün bir dille anlatır. Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanınmış ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları arasında yerini almıştır. "Anayurt Oteli" sinemaya da aktarılmıştır. Hakkında yazılan yazı ve röportajlar ve kendisine adanan yazılar ölümünün ardından bazı "Perşembeci Dostları" tarafından "Yusuf Atılgan'a Armağan" adlı kitapta derlenmiştir.
203
Öykü: Bodur Minareden Öte, Eylemci Bütün Öyküleri Çocuk Kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden Çeviri: Toplumda Sanat
204
CEMİL MERİÇ ( ) Gençlik yıllarında Fransızpadan tercümeye başlamış; Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu göstermiştir. Batı medeniyetinin temelini araştırır. Dil meseleleri üzerinde önemle durmuş; dilin, bir milletin özü olduğunu savunmuştur. Sansüre ve anarşik edebiyata şiddetle karşı çıkar. 1955'te görme yetisini kaybetmiş; fakat talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürmüştür.
205
Eserleri: Ümrandan Uygarlığa, Kırk Ambar, Hint Edebiyatı, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Bir Dünyanın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Facianın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana
206
Ord. Prof. Dr. ALİ FUAT BAŞGİL (1893-1967)
Ordinaryüs Profesör Dr. Ali Fuat Başgil, son devirde yetişmiş büyük bir hukuk âlimidir. Doktorasını Fransa'da yapmıştır. Ankara'da Mülkiye mektebinde ve diğer çeşitli okullarda hocalık yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "İş Hukuku" ve "Türk Anayasası" okutmuştur. Ama onun asıl mühim tarafı sadece hukuk âlimliği değildir. Bu özelliğiyle beraber, milletine mal olmuş bulunmasıdır. En önemli eserlerinden biri "Demokrasi Yolunda" adını taşır.
207
Eserleri: La Vie Juridique des Pepul es, Klasik Ferdî Hak ve Hürriyetler Nazariyesi ve Muasır Devletçilik Sistemi, Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Türkiye İş Hukuku, Va-, tandasın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Müracaat Hakkı, Hukukun Ana Müessese ve Meseleleri, Cihan Sulhu ve İnsan Hakları, Türkçe Meselesi, Vatandaş Hürriyeti ve Bunun Teminatı, Demokrasi ve Hürriyet, Vatandaş Hak ve Hürriyetlerinin Korunması ve Anayasamızın Eksiklikleri, 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri, Ali Fuat Başgil'in Hatıraları
208
NAKİ TEZEL ( ) Masal yazarı ve folklorcudur. Kendini Türk masallarına, Türk folkloruna adamış bir ülkü adamıdır. Çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarıyla çocuk edebiyatımıza zengin olanaklar kazandırmıştır.
209
Eserleri: İstanbul Masalları, Keloğlan Masalları, Köroğlu Masalı, Bilmeceler ve Maniler, Beybörek, Altın Tas, Yeşil Kuş Peri Kızı, Konuşan Kaval, Elmas İşlemeli Nine, Küçük Sultanın Güvercinleri, Altın Bülbül, Limon Kız Sultan, Türk Masalları
210
SALAH BİRSEL ( ) Şiirleri öncelikle zekâya ve ince alaya dayanan yergi ağırlıklı şiirlerdir. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak uzaktan izlemiş; şiirlerinde Halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaşmıştır. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yeri vardır yazınımızda. Asıl ününü 1970'lerde peş peşe yayınlanan "denemelerle" kazanmıştır. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yaratır.
211
Eserleri: Şiir: Dünya İşleri, Hacivat'ın karısı, Ases, Kikirikname, Haydar Haydar, Köçekçeler, Bütün Şiirleri^Varduman, Yalelli, İnce Donanma, Rumba da Rumrja, Yaşama Sevinci, Çarleston, Baş ve Ayak, Sevdim Seni Ey İnsan
212
Deneme-eleştiri-günlük:
Şiirin İlkeleri, Günlük, Sev Beni Sev, Kendimle Konuşmalar, Şiir ve Cinayet, Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Kuşları Örtünmek, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Halley Kimi Kurtarır, Paf ve Puf, Hacivat Günlüğü, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi, Amerikalı Tolstoy, İstanbul-Paris, Bir Zavallı Sarı At, Yapıştırma Bıyık, Şişedeki Zenci, Asansör, Kediler, Aynalar Günlüğü, Seyirci Sahneye Çıkıyor, Bay Sessizlik, Nezleli Karga, Yaşlılık Günlüğü, Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde, Gece Mavisi, Papağan-name, Yanlış Parmak
213
Roman: Dört Köşeli İnsan İnceleme: Fransız Resminde İzlenimcilik, Goethe
214
BAHATTİN ÖZKİŞİ ( ) Karagümrük Ortaokulunu bitirdikten sonra Sultanahmet Sanat Enstitüsü'nde okurken sanatkâr ruhu kendini göstermeye başlamıştır. Bir patlama neticesi okul atölyesinde ölen ve yaralananlar, onu roman denemesine sevk eder. Artık küçük hikâyeler de yazmakta, onları beğenmemekte ve yeniden yazmaktadır. Bu arada durmadan okumaktadır. Mezun olunca ustabaşı olduğu Haliç Tersanesi'nde karşılaştığı değişik tipler, olaylar, gemi sintinelerindeki zehirli havada ekmek parası kazanan küçük çıraklar, mahallesi, semt sakinlerinin ahlakları, sergüzeştleri ve kişilikleri onda derin tesirler bırakır.
215
Eserleri: Roman: Sokakta, Köse Kadı, Uçdaki Adam
Hikaye: Göç Zamanı, Bir Çınar Vardı
216
SAMİM KOCAGÖZ ( ) İlk romanı "İkinci Dünya" 1938'de yayınlanmış; Servet-i Fünun Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler, Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir gazetesinde yayınlanan öyküleriyle ün-lenmiştir. 1950'de Yeni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribüne gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikâye Yarışması'nda "Sam Amca" öyküsüyle birincilik kazanmıştır. Güçlü gözlemlerine dayanarak köy ve kasaba insanlarının sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını yalın bir dil ve gerçekçi bir tutumla yansıtır.
217
Sanat hayat içindir." görüşüne bağlı kalarak içinde doğup büyüdüğü çevreyi, daha çok hayatını emeğiyle kazanan insanları, toprak sorunlarını, toplumsal çatışmaları hikâye ve romanlarında yansıtır. Gözlemlerini sanat endişesiyle işler. Olayları yeniden kurgulayarak onların psikolojik yapısını tamamlar.
218
Eserleri: Roman: İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi, On binlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz, İzmir'in İçinde, Tartışma, Eski Toprak Öykü: Telli Kavak, Sığınak, Cihan Şoförü, Ahmet'in Kuzuları, Yolun Üstündeki Kaya, Yağmurdaki Kız, Alandaki Delikanlı Deneme: Roman ve Yazarlık Onuru
219
ATTILA İLHAN ( ) Çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmış; Yelken ve Sanat Olayı dergilerini yönetmiştir. "Nevin Yıldız" takma adıyla İstanbul, "Beteroğlu" takma adıyla Yücel dergilerinde şiirleri çıkan sanatçının ilk şiiri "Balıkçı Türküsü" dür. Bir şiir yarışmasında "Ceb-baroğlu Mehemmed" şiiriyle birincilik ödülü kazanmıştır.
220
Bu başarıdan sonra hızla tanınıp sevilmiş; dergilerde şiirleri, deneme ve eleştirileri yayınlanmıştır. Türk edebiyatının önemli isimleri arasına girmeyi başaran sanatçı, Garip Akımı ve İkinci Yeni şiirine karşı çıkar. Mavi ya da Maviciler adıyla tanınan toplumcu gerçekçi bir şiir akımını başlatır. Şiire yeni bir ses düzeni, taşkın, coşkulu bir anlatım ve kendisine özgü bir duyarlılık getirmiştir
221
Eserleri Şiir: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Tutkunun Günlüğü, Böyle Bir Sevmek, Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı, Ayrılık Sevdaya Dahil Roman: Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Fena Halde Leman, Dersaadet'te Sabah Ezanları, Ha-co Hanım Vay, O Karanlıkta Biz
222
Gezi-Deneme-Eleştiri:
Abbas Yolcu, Hangi Sol, Gerçekçilik Savaşı, Hangi Atatürk, Batı'nın Deli Gömleği, İkinci Yeni Savaşı, Sağım Solum Sobe, Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler, Ulusal Kültür Savaşı
223
VÜSAT O. BENER ( ) Samsun'da doğmuş; ilk, orta öğrenimini Anadolu'nun çeşitli kentlerinde tamam-• lamıştır. 1941'de Harbiye Mektebi'ni, 1957'de Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş. Ticaret Bakanlığı'nda raportör, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde hukuk müşaviri olarak çalışmıştır. Emekliye ayrılıp yazarlıkla geçinmiştir. 1950'de New York Herald Tribüne gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin birlikte düzenlediği öykü yarışmasında "Dost"?isimli öyküsüyle üçüncülük kazanır.
224
Bu başarı tanınmasını sağlar
Bu başarı tanınmasını sağlar. Seçilmiş Hikâyeler, Varlık, Yeditepe dergilerinde yayınlanan şiir ve öyküleriyle dikkat çeker. Şiirlerinden çok öyküleriyle bilinir. Ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele alır. Gündelik olaylarla bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirir. Sürekli yeni anlatım biçimleri arar. Bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirilmiştir. Kısa dizilerden oluşan, esprili ve şaşırtıcı şiirler yazmıştır.
225
Eserleri: Öykü: Dost, Yaşamasız, Dost II, Dost III Oyun:
Ihlamur Ağacı, ipin Ucu Roman: Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi'nin Notları, Siyah-Beyaz
226
ADALET AGAOGLU (1929 Yazmaya 1946'da Ulus gazetesinde yayınlanan tiyatro eleştirileriyle başlar. Kaynak dergisinde şiirleri yayınlanmıştır. Sevim Uzgören'le birlikte yazdığı "Bir Oyun Yazalım" adlı oyun 1953'te Ankara Küçük Tiyatro'da sahnelenmiştir. İlk romanı "Ölmeye Yatmak" yayınlanıncaya kadar sadece tiyatro yazarlığıyla ilgilenir. İlk romanı yayımlandıktan sonra çalışmalarını öykü ve romanda yoğunlaştırmıştır. Eserlerinde toplumun çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdeler. yararlanmadaki başarısıyla dikkat çeker.
227
Eserleri: Oyun, Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak, Sınırlarda.Tombala, Üç Oyun: Bir Kahramanın Ölümü, Çıkış, Kozalar, Kendini Yazan Şarkı, Duvar Öyküsü, Çok Uzak-Fazla Yakın, Fikrimin İnce Gülü Roman: Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Yazsonu, Üç Beş Kişi, Hayır, Ruh Üşümesi, Romantik Bir Viyana Yazı
228
Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri
Göç Temizliği, Gece Hayatım Güner Sümer Toplu Eserleri, Adalet Ağaoğlu Seçmeler, Karşılaşmalar, Geçerken, Başka Karşılaşmalar
229
FERİT EDGÜ ( ) Yazın hayatına şiirle başlamış; ilk şiiri 1952'de Kaynak dergisinde, ilk öyküsü 1954'te Yeni Ufuklar dergisinde yayınlanmıştır. Yazılarında edebiyatın konumu, yazarın özgün koşullan ve nitelikleri üzerine düşünceleriyle dikkat çekmiştir. Plastik sanatlar alanındaki deneme, eleştiri ve tartışmalarıyla ilgi uyandırmıştır. Romanlarında "niçin" sorusundan çok "nasıl" sorusu üzerinde durur. Çevresiyle uyum sağlayamayan bireyin sorunlanna eğilir.
230
Eserleri: Oyku; Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Çığlık, Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı Kimse, O Ah Min-el Aşk Ders Notları, Yazmak Eylemi, Şimdi Saat Kaç, Binbir Gece
231
ORHAN PAMUK ( ) İstanbul'da doğmuş, liseyi Robert Ko-leji'nde bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık eğitimi görmüştür. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları Milliyet Yayınları Roman Yarışması'nı kazanmıştır.
232
Eserleri: Roman: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar Öykü: Öteki Renkler Senaryo: Gizli Yüz
233
FURUZAN( ) İstanbul'da doğan sanatçı yazık ki sadece ilkokul eğitimi alabilmiştir; ancak kendini yetiştirmiştir. İlk öyküsü Seçilmiş Hikâyeler Dergisi'nde yayımlanır. Dost, Yeni Dergi ve Papirüs'te yayınlanan öyküleriyle dikkat çeker. Bir yıl kaldığı Berlin'de Türk işçilerle röportajlar yapmıştır. "Benim Sinemalarım" adlı öyküsü sinemaya uyarlanmıştır. İlk romanı "Parasız Yatılı" ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanınca ünlenir.
234
Eserleri: Öykü: Parasız Yatılı, Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gecenin
Öteki Yüzü, Gül Mevsimidir Roman: 47'liler, Berlin'in Nar Çiçeği Yeni Konuklar, Balkan Yolcusu, Ev Sahipleri Redife'ye Güzelleme, Kış Gelmeden
235
Şiir: Lodoslar Kenti Die Kinder Der Turkei (Türkiyeli Çocuklar)
236
SADRI ERTEM ( ) 1900'da İstanbul'da doğmuş, 1943 yılında Ankara'da ölmüştür. Öykü ve roman yazarıdır. Toplumsal gerçekçi bir yazardır. Çıkrıklar Durunca adlı romanıyla ün kazanmıştır.
237
Eserleri: Öykü: Silindir Şapka Giyen Köylü, Bacayı İndir Bacayı Kaldır, Korku, Bay Virgül Roman: Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları Gezi , deneme: Kıyılardan Stepe Bir Vagon Penceresinden, Ankara Bükreş, Fikir ve Sanat, Avrupa'nın İskeleti
238
ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR (1897-1976)
Kendi hayat hikâyesini "Suyu Arayan Adam" adlı kitabında anlatır. "Toprak Uyanırsa" adlı romanında bir Anadolu köyünün bir aydının öncülüğüyle kalkınması hikâye edilir.
239
Eserleri: Suyu Arayan Adam, Tek Adam, İnkılâp ve Kadro, Menderesin Dramı, Üçüncü Adam, Kahramanlar Doğma-lıydı, Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paşa
240
YILMAZ BOYUNAĞA ( ) Kırklareli'nde doğmuş, ilk, orta ve lise tahsilini Zonguldak'ta tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olduktan sonra değişik illerde öğretmenlik yapmıştır. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyeliğinden emekliye ayrılmıştır. Ahmet Yılmaz Boyunağa, arkasında, özellikle gençlerin zevkle okuduğu pek çok tarihi roman bırakmıştır.
241
HASAN NAİL CANAT ( ) Kayseri'de 1943 yılında doğan ve bu ilde başladığı sanat yaşamını İstanbul'da sürdüren sanatçı, geleneksel tiyatronun örneklerini sunmuştur. "Keloğlan", "Mindrella", "Süper Bekçi" gibi çocuklar için, "Bir Avuç Ateş", "Demedim mi?", "Aynalar Yolumu Kesti" gibi oyunlarını da yetişkinler için sahnelemiştir. Çocuk ve yetişkinlere tiyatro eğitimi de veren Canat, "Bize Nasıl Kıydınız?", "Beşinci Boyut", "Sürgün", "Çizme", "Hasret", "Siyah Pelerinli Adam" adlı sinema filmleri ile "Camgöz", "Deli Yürek", "Ekmek Teknesi", "Kalp Gözü", "Müslüman'ın 365 Günü", "Müslüman'ın 24 Saati" adlı TV dizilerinde rol almıştır. Oyuncu ve yazar ödül aldığı bir gecede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.